Fethi GedikliFethiGedikli.com
  • Twitter
  • Facebook

B...

...

B planı | Planlanan şey yürümediği takdirde devreye sokulacak ikinci alternatif plan veya tedbirler paketi. | Hiç mi cesur olamadınız, hep mi sakladınız aklınızdan geçeni, hep B planıyla mı yaşadınız? , | | http://www.xlargeworld.com/guncem-arsiv/2013/1/, 7.3.2013, B Sarımehmetoğlu, 9.12.2021g | B planı olmak | B planı olmamak da ne demek? Gidecek yeri ve zulası olmayanların, sıkışıp kalmışların, mecburi ilişkiler yaşayanların, dipte veya dibe komşu olanların içinde bulundukları hal ve durumdur. ++

b.a.






ba'de harab'il Basra


basra harap olduktan sonra. herşey maholduktan sonra anlamında bir tabir.


Ah Ankara Ankara / Kalbim nasıl dayansın / ba'de harab'il Basra 30



Baalbek tapınağı | Kış geldi. diye cevap verdi Kırlangıç. | Kavurucu soğuklar da neredeyse çöker. Mısırda yeşil hurma ağaçlarının üzerinde yükselen güneş sıcaktır, timsahlar da çamura yatıp tembel tembel onlara bakar. Arkadaşlarım şimdi Baalbek Tapınağında yuva yapıyorlar., | Wilde, Abamor, tsz, Mutlu Prens, 15

a.






baam diye zf. | Komik hicivli oyunlar oluyor ya, ne deniyordu onlara, Vagner miydi, Konter miydi, hani komik oyunlar oluyor ya yaa, ha Vodvil Vodvil; biraz o kafadan, biraz Hamlet'e bağlanan zaman zaman dramatik bir düşünsel yapı ve baam diye bir anda oratoryoya kesik atarak çok sesli bir finalle yazıyı paketlerdim., | AyçaŞen, T, 16.9.2012








baas partisi b.a.








baasçı | Suriye'de yapılan mutad darbelerden biri zannettik. Üç subay üç subayı indirip yerine geçmiş kabul ettik. Hâlbuki vaziyet böyle değilmiş. Baas ihtilalinden bahsediliyordu. Fakat Suriye'de 5-6 bin Baasçının bir şey yapabileceğini tahmin etmiyorduk. | , | S Özcan/M Kara, Dergâh, | 351, Mayıs 2019, 27 (1967)

s.a.






baasçılık | Mısırlı dostum, Baasçılığın Mısır toplumunun hücrelerine nüfuz edemediğini, bu nedenle Mısır toplumunu dönüştümek konusunda Kemalistlere nazaran daha başarısız olduğunu ifade edip şunları söylemişti., | AAktar, T, 16.1.2012

a.






Bâb-ı Cibrîl | Cebrayil kapısı | ...ve sabah namazımızı kıldıktan sonra Bâb-ı Cibrîlden çıkarak Medine-i münevverenin şarkında ve yarım saat kadar mesafedeki Cennetü'l-Bakıa'ya geldik. , M N Ak, Hac Yolunda, 86

a.






Bab-ı Selam | Delilimizin meşguliyet yüzünden geç gelmesi bizi sabırsızlığa mecbur ettirmiş ve | Harem-i Şerif, Harem-i Şerif diye sora sora Bab-ı Selam kapısından mescide girer girmez aklımızı bayındırırcasına raiha-i tayyibe ile gıdalandık., | M N Ak, Hac Yolunda, 78

a.






baba | samimi bir hitap sözü. | -Tamam. –İyi baba bakarız yarın., | RecepÖzcan, 6.6.2007 [T, 25.8.2011]

a.






baba bk. Baba erenler. Anadoluda halk şairleri olağanüstü kişiler, tanrının sevgillileri olarak kabul edildiklerinden kendilerine çoğu zaman | Baba dendiğini bilmekteyiz. Kanaatimizce, Kemalî'nin sonuna getirilen | Baba, | tarikatle ilgisi dolayısıyle söylenmektedir., | Borlu Kemalî Baba, 10








Baba erenler | Ben, onu görmeden oldum esiri! / Affet kusurumu baba erenler, / Hep böyle mi olur gönül verenler? ..., | Ortaç, BRE, Binnaz, 105 (1918)








baba I | Sanki istekleri çok yasal çok basit bir şeymiş gibi, zavallı rehberi zorlar babam zorlardı., | T Polikar, 1997, 146

a.






baba II | | ... karanlığın içinde ışıl ışıl gezen kömür gemilerinin biri giriyor biri çıkıyordu limana, pervaneler her yana su sıçratıyor, vinçler gıcırdıyor, babaların etrafında her kafadan bir ses çıkıyordu., | Conrad/Çakmak, Gençlik, 19 | Kadırga sahibi merdivenin uçlarını iki demir babaya sıkıca bağlayıp kenardan aşağı atar., | Wilde, Abamor, tsz, Mutlu Prens, 38

a.






baba ocağı

b.a.
babadan kalan ev.


"Babam başını salladı: 'Bir müteahhit burayı beğenmişti, böyle bir teklif yaptı ama ben baba ocağı diye pek dokunmadım.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 51"



Babaca | bir baba gibi. | Seviyorum onu da, ama işte böyle... Babaca, hiç değilse ağabeyice... Mutluluğunu gerçekten istiyorum., | O Hançerlioğlu, 1956, 60 | Küçük kardeşine babaca bir göz attı ve ağzının içinde bir şeyler mırıldanmaya başladı., | Du Gard / A Cemgil, Güzel Günler I, II Hasta Çiçekler, İstanbul 1987, 7-8

s.






Babacan | Doktor, soğuk şarap şişelerini alıp o adacığı geçer, seccademsi kırmızı halısını serer, taşralı bir babacanlıkla bağdaş kurup oturur, orada şarabını içerdi., | H Yavuz, Toarmina, 64








babacı | 1. Babacılık yanlısı olan, paternalistBTS+ 2. babaya düşkün | Kızlar doğuştan babacı, | ZCumartesi, 3.3.2012

s.

fels.




babacık -ğı | Geliyor ağlayarak bir yere vurmuş kafacık; / Yine yardım dileyen eller uzanmış ufacık. / Gel melek yavru, bu kollar sana ömrümce açık. / Kara gözlerden akan yaşları sevsin babacık., M Çınarlı, 1969, 48

a.






babakaçlık –ğı | ...zıt kutuptan, yani baba'nın makamından kaçma (babakaçlık=patrifugalite) ile birlikte olabilir ya da aradalığın bilinmezliğinden, mutlak kaybolmuşluktan, kendi başına kalmışlıktan / referanssızlıktan kaçma ile olabilir., | M Bilgin Saydam, Deli Dumrulun Bilinci, 1997, 82

a.






babaköş

a.
Yerde süründüğü ve ayaksız olduğu için yılan zannedilen parlak derili, zehirsiz ve zararsız bir cins kertenkele.

?
Ve babaköş kör ve sürem nedir bilmeden / Çorakta çöreklenmiş solucan / Yeraltı kapalı ve uçmaya kanatsız / ve salyangoz çırçıplak ve iz komadan / Evren bir boyutsuzluk sen olmadan / Noktadan dar sonsuzluk kadar / Senle boyutla, sonzula beni senle / Bitsin bu gerilim bitsin ikilem / Senim derken, yeniden diriliyorum 38



babalanmak f efelenmek, yiğitlenmek | 'Ben sana gösteririm' babalanmalarının yerini..., | Altan, T, 21.8.2010

a.






babalara gelmek | aldatılmak, dolandırılmak | Babalara geldiğimiz çay ikramı sırasında, 10 dakikada anahtardan 1 kopya yaptırmış., | MehmetSami, 5.8.2011 eposta

f. argo






babalı | babası bulunan. | Tüm çocuklarına dünyanın / babalı çocukluklar dilerim, / doyasıya yaşayabilnler diye / çocukluklarını., | A Kulin, 2002, 68 | Bu da babasına âşık, erkeklerde onu arayan kızlardan. Babasına benzeyen birisini bulunca hemen terkeder bu beni. Şööle sünepe babalı birini bulamadım ki mutlu, mesut bir yuva kurayım. Ahhgh!, | R Erer, Tehlikeli ilişkiler, 2000 | Ben ne hasta kocamı terk ederim ne de iki çocuğumu babalı yetim yaparım., | asicaldan, 3.3.2017

s.






Babalık -ğı | Adam beni görünce durdu. Ben de ona doğru bağırdım: '-Ey babalık çabuk söyle yedi ceddin kimdir? ', | C Emiroğlu, Gökbayrak, 246

a.






Babaman 5.8.2022 Dükkan adı. Laleli.








babasal | Bu sarılma ve öpme alışkısından dolayı ona takılanlar, lakırdı sokuşturanlar olur; o kendisini, bu işi | babasal bir sevecenlikle yaptığını Babasal'ı ' pederane ' yerinde kullanıyordu. O sıralarda öz Türkçe salgını vardı ve Saymanlık Müdürü salgına ölesiye tutulanlardan biriydi.— söyleyerek savunur ; yeni şakalara , yeni ..., Avni Givda, Los köftes: yedi uzn öykü, 1972, 146

s.






babası oğluna bir bağ bağışlamış oğlu babasına bir cingil vermemiş! Atasözü. HTaşkömür, 10/04/2015








Babası tutmakçok fazla öfkelenmek, kızgınlığı her haliyle belli olmak. | Ben godya görmedim, fakat bir misafirin cariyesinin | babası tuttuğunu gördüm. Godya nasıl delirir? , | Turgut Kut, Tarih ve toplum, 2003, C 39, 369

dey.






Babasının hayrınaDış politikada kimse kimseye 'Babasının hayrına' destek vermiyor. Al-ver sistemi hâkim., | A Taşgetiren, YŞ, 29.11.2020

dey.






babasız | Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar / Bir giryede bin âilenin mâtemi çağlar!, M Akif Ersoy,

s.






babasızlık -ğı | yetimlik, babası olmama hali. | Ve ona babasızlığını düşündürmemek için elbiselerine dikkat ediyor, onu küçük düşürmemek için kendi isteklerinden vazgeçiyordu., | CUçuk, CB, 114 | babasızlığa alışkın yüreğine hiçbir teselli fayda etmedix 47 | Şimdi babasız küçük arkadaşlarımı düşününce, onların her Babalar Gününde neler yaşadıklarını, neler hissettiklerini ve babasızlık denen şeyin ne olduğunu daha iyi anlıyorum., | Y Ural, Temel Reis, 102

a.




GTS+



Babat bk. Babet ++








Babayani | Bekçi, babayani bir tavırla: -Ben ona sabaha kadar bakarım, komiser bey! dedi, | O Özdeş, Gecekondu Rüzgarı, 1960, 64

s.






babayanilik -ği





"Şehriban yüzünden bunca yıldır cemiyete, kadına ve nefsine düşmandı, uğradığı sarsıntıdan ileri gelen derin bir küskünlük, bir kendini bırakış, bir babayaniliğe vuruş.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 103"



babayı almak | hava almak, alamamak | Eğer adama hem suç örgütüne sız hem de suç işleme derseniz, çok affedersiniz ama babayı istihbarat alırsınız o örgütün içinden., | YOğur, T, 11.2.2012

argo






babayiğit | Yanımızdaki masada iri, palabıyıklı, kocaman kalpaklı bir babayiğit, çetin bir Çerkes şivesiyle karşısında sıralanmış irili ufaklı kalpaklılara bir şeyler anlatıyordu., | Ö Seyfettin, Bir Kayışın Tesiri, Zaman G, 13.2.1335/1919

s.






babayiğitçe | Gel, çıplak atların yelesinde babayiğitçe şiirler uçuşuyor... Sararmış başaklarda buğdaylar var, gel., | Ş Belli, Bir Yangının, 91

s.






babayiğitvari | Hali tavrı son derece babayiğitvari olan bu kahraman, meğer ömründe daha hiçbir muharebeye girmemiş., | Ö Seyfettin, Bir Kayışın Tesiri, ZamanG, 13.2.1335/1919

s.






babazade | hayvanca esniyordu koltuğunda bir babazade / ne savaş umurunda ne birleşmiş milletler anayasası ne sabah, | TPamir, (1949) 1957, 40

a.






babek

a.



"Derler ki / Güneş kemale erende / Halklar isyana gelende / Suyun yaralı yüzüne üç çift güvercin düşer / Gözcü saymaya başlar ve susar / İşte Babek işte İshak işte Bedrettin", Haydar Oğur, 1994, 65"



babet I | bebet. Çeşit, cins, şekil. | Aradığın herbişiyi burda bebet bebet bulabilin. (Babat ve bebet şekillerinde de söylenir.) B Nakib, Antakya ağzı, 2004, 51

a.






babet II | Açtım; sarışın, uzun boylu olduğu için babet ayakkabı giymiş, lacivert tayyörünün içinde beyaz ipek bluzuyla, saçlarını topuz yapmış genç bir kadın!, | M Y Yılmaz, Hr, 19.8.2018

a.


fr.

TDK-



babey | Baba. | Ağlama babey boğulacağım / Asi diye dergâhtan kovulacağım mısralarını hiç unutmadığımız Sabah Kara da..., | Ş Abak, rindan, 2023?

ünl.






babında | Çarpışacaktın hayatın biteviye gerçekleriyle... Aynen senin gibi inandığını ama yaşama babında mazeretlerini terk edemeyenleri gördün meydanın göbeğinde..., | N A Gökduman, 50








babiko | bk. Barğaç H Erdemir, 7.2.2019

a.






babil BTS- | Mezopotamya'da adını aldığı Babil kenti etrafında MÖ 1894 yılında kurulmuş, Sümer ve Akad topraklarını kapsayan bir imparatorluk. Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın el-Hille kasabası üzerinde yer almaktadır. Halkı sami asıllıdır. | Mısırı soyun diyordu Musa belleksizdir firavun / Babil ve burası iki istasyon iki uzak nokta babiş | çocuk dili baba-dan sevimlileştirme eki +ş ile. ÖSGedikli, 19.7.2011

a.




bts-



babişko bk. babiş. ÖSGedikli, 19.7.2011








babito bk. babişko | Babito x dersime itiraz dilekçesi verir misin? , | HAGedikli, Temmuz2015








baboş | babacık. | Baboşum konuşamıyor, nabzı 2 ye 3., | Pelin Batu, M, 8.8.2013

a.






babürlüler | Babürlülere altın çağını yaşatan imparator, | YŞ, 29.11.2020, 2

a.






baby | Bebek. Konuşmada bebeğim. | Beybi biçimi de var.Cep telefonları arıza mı yapmış nedir, Eyüp Can 'hello baby' diye twit yolluyor karısı Elif Şafak'a., | PMağden, MSD, 2011den Telesiyej, T, 11.7.2011




ing.



baby boomer | ABD'de II. Dünya Savaşı ile Soğuk Savaş (1946-1964) arasında doğmuş olan nesil | Baby boomer'ların emekliliği korkutuyor., | Uzmanlar boomer'ların emekliliklerini finanse edebilmek için piyasalardaki yatırımlarını satabileceklerini, bunun da ABD'deki hisse senetlerini doğrudan etkileyeceğini düşünüyor., | T, 24.8.2011

a.


ing.



bac almak deyim harac almak | Bir zamanlar kırallardan tac aldık / Uçan kuştan, akan sudan bac aldık / Nice yavuz düşmanlardan öc aldık / B ukuvvetin kaynağıdır o eller!..., | RTBölükbaşı, Anadolu, EGŞA, 123








bac/baç almak | 1. Vergi almak 2. Haraç almak | Bir zamanlar kırallardan tac aldık / Uçan kuştan, akan sudan bac aldık / Nice yavuz düşmanlardan öc aldık / Bu kuvvetin kaynağıdır o eller., | RTBölükbaşı, EGŞA, 123








bacacı | baca yapan kimse. | Bacacılar yüksek yapar bacayı / Şimdiki kızlar kendisi bulur kocayı, | Halk türküsü | İTFAİYE HİZMETLERİ: Merkez ilçede itfaiye örgütü 1928 yılında (tahmini) kurulmuştur. 1 İtfaiye amiri, 1 onbaşı, 9 er, 5 şoför, 1 bacacı ..., | Çorum il yıllığı 1967, 1968, 298 | ... tahkimatçılık ve tabancılık yeraltında kömür üretimiyle doğrudan ilişkili olan işlerdir. Diğer işlerin ise (nezaretçilik, bacacı ve kapıcılık ..., | Ülgen Oskay, Geçiş dönemi tipi olarak Zonguldak kömür havzası maden... 1983, 142

a.






Bacak –ğı | bölüm. | Tüm bunlardan çıkarılacak sonuç, iki bacaklı ve bir türlü ayakta duramayan Türk lobiciliğinin 3. bacağı Türk özel ..., | E Kılıç, Sahibinden satılık Amerika ve Türk lobiciliğinin sahipsizliği, 2008, 251 | İhracat bacağında..., |

a.






bacak açmak deyim kadınlığını kullanmak. | Ben hiçbir zaman bacak açmayı seçmedim başkaları gibi birilerinin kapatması olmadık., | I Yücesoy, HrKelebek, 27.12.2015








bacak arası | vajina. | Bacakaramdan Yükselen Şöhret: Bir Ünlünün Günlüğü 1, | GizemAy, Sis yay. [Aralık 2011? ] 3.1.2012 Pandora epostası

a.






bacak bacağa (üstüne) atmak (koymak) | Rebeka (Oturarak ve bacak üstüne koyarak ) Uviy Mersi ... (Fürüzan iki kadehe de likör doldurur, birini Rebekaya...), M H Kutsal, Tırtıllar, 1939, 36 | ... bacak bacak üstüne atmış , ince yapılı çok güzel giyinmiş , çizmeleri pırıl pırıl yanan Refet Bey , İstanbul'da herhangi bir sosyete salonunda oturuyor gibi rahattı . Genç subayları oturtarak onlara sigara ve kahve sundu ., H İ Dinamo, Kutsal İsyan, 1966, 302

b.f.






bacak çatmakSandalyede veya koltukta oturmak* | Şimdi sedirsiz evlerde, koltuklar / Sihirli kutuya karşı, çoluk çocuk / Bacak çatıyoruz, | NTektaş, 1999, 85

dey.






bacaklanmak

f.


tr.



bacaklı | 1. Bacağı olan | Üç yaşındaki, donsuz, şiş karınlı, ince bacaklı oğlan, büyüklerin peşisıra denize girdi., | CUçuk, CB, 173

s.




GTS+



Bacaklı | bacağı olan | Elinde eskice ve uzun bacaklı bir pantolon olduğu halde Durmuş içeri girer., | V C Aşkun, 134

s.






bacaksız | Çadırda başka peykeler de varmış. Her birinde kimi kolsuz, kimi bacaksız yaralılar yatarmış., | H Aycın, Esrarname, 123

s.






bacalı

s.
bacası olan.


"Yağız atların süvarisi / Kurşun askerlere komutan / Mermer havuzda yüzen / Çift bacalı gemilere kaptan", İlhan Geçer, 1986, 21"



bacı kadın | tarikat şeyhlerinin karısı | hep birlikte susuyoruz dergahın bakımsız bahçesinde / kokusuz bir beyaz gül takıyor bacı kadın yakama, | MGürpınar, GN, 68

a.




GTS+



Bacıbey | Beylerbeyimizle, Atabeylerimizle, Boybeylerimizle, Bacıbeylerimizle, Aksakallılarımızla, Aksaçlılarımızla, gencimizle, ihtiyarımızla, Türkmenimizle, Yörüğümüzle, memleketin her yerinde Milletimizden, Bayrağımızdan, Ülkemizden, Devletimizden ve Milli Egemenliğimizden yana aktif taraf olmaya devam edeceğiz., | | https://www.belekomahaber.com/turk-dunyasi-turkiye-yoruk-turkmen-birligi-1-olagan-genel-kurulu1/, 2.9.2016 30.8.2022g

a.






Bacısı oğlu | Evvela Hazret-i Hamza ve bacısı oğlu Abullah ile beriber bir mezarda, yanında Mus'ab ibn Umeyr Hazretleri ki bir düşman Efendimiz'e kılınç vurunca başını kalkan yerine uzatmış ve kestirmişti., | M N Ak, Hac Yolunda, 89

a.






bacıt

a.
bocut. Çam ağacı veya topraktan yapılmış küçük testi, yuvarlak, kulpsuz testi. (bacıt DSde yok)


"Mevlüdiye hemen seğirtti, sedirliğe vardı. Köylü halkın bacıt dediği testiden bir alüminyum bardağa su doldurdu. Kocasının yanına vardı, su dolu bardağı verdi. İbrahim karısından aldığı suyu bir yudumda dikti. Bardağı yine geriye verdi.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 65"



backend | Bir de Muhammed vardı, aslında Muhammed backend'i yapacaktı Onur frontend i ama Muhammed'le anlaşamadık erken zamanda ayrıldık. Onur'la devam ettik. Bu arada Onur'u tanırsınız @aslanon., | Ömer Taban @OmerTaban, 30.6.2022, twitter

a.


ing.



backendçi | Bir de Jira vardı ama Jira'nın kullanıcı deneyimi daha da berbattı o zamanlar. Dedim ki biz bu işi yaparız ya. Çok da güzel yaparız. Ben backend'ciyim bir de bir frontend'ci bulursam bu iş tamamdır., | Ömer Taban @OmerTaban, 30.6.2022, twitter

a.






Backster etkisi | Backster'in 'hücresel düzeyde ilgel* algılama' olarak sözünü ettiği bitkisel duyarlılık günümüzde Backster etkisi ve bitkisel psişizm adları altında incelenmektedir., | vikipedi, 20.8.2019

a.






Badana duvarlı | badana duvrarlı evler karşılayacak yolunu / çekinme / davamızdan habersizdirler / perdeleri hep kapalıdır sokağa, | Uğur Koçlu, 21 | taş duvarlı b.s. | Hep şi'ri dinlemek unutup inleyenleri, / Bir taş duvarlı köşke çekilmek kolay değil., M Çınarlı, 1969, 34

s.






badanasızlık | –ğı GTS badanasız olma hali | +Yoktu ama, yıllar yılı kış, yaz, bahar, şaraphanenin sıvaları dökük bu kirli duvarları, ayıp resimlerle yazılar dolu pis duvarları, yağlı peykeler arasında kendilerini yerli filmlerin ünlü jönleri, ya da İstanbulun büyük kulüplerinin yüzbinlik forvetleri sanıp, şaraphanenin sigara dumanı yüklü havasında salladıkları palavralarla, tepe saçları dökülmüş, çoluk çocuğa karışmış orta yaşlı esnaf müşterileri sinirlendirdiklerinden habersiz müşterileri ona, duvarların badanasızlığı, peykelerin kirliliği, hele hele şaraphanenin askısızlığını hatırlatmamışlardı ki!, | OKemal, 1966, 52

a.






badas | Harman kaldırıldıktan sonra yerde kalan toprak, çöp ve samanla karışık tahıl taneleri, harman döküntüsü | Bunlara ilave olarak harman yerinden saman ve tahılların taşıdıktan sonra toprakla karışık kalan tahılları süpürüp, badası savurup tavuklarına yem yapıyordu. Bu badas uzun süre tavuklarına yetiyor, koyunlarına da daha fazla arpa vermesine neden oluyordu., | asicaldan, 3.3.2017

a.






Bade harabülbasra | basra harap olduktan sonra. İş işten geçtikten sonra. | Kostantiniyye beyi böyle olduğun göricek bu ettiği işe gayetle peşiman olup teşvişe düşer, lakin ellerinden ne gelür. Nedamete ıssı (assı) etmez, bade harabül Basra., | C Öztelli, Mah[m]ut Paşa Menakıbı -II-, TFA, Ağu 1964, C 9,3541

a.






badeci | badelenme eylemini yapan kimse. | BURSA'da kendisini 'Tarikat şeyhi' olarak tanıtan ve dergahına gelenlere cennet vaat ederek kandırıp, cinsel ilişkiye girmek suçundan hakkında dava açılan 'Badeci Hoca' lakaplı 47 yaşındaki Uğur Korunmaz'ın, çarptırıldığı 6 yıllık hapis cezasını Yargıtay onandı., | Hr, 1.4.2014

s.






badelenmek | Müridimin bu talebini reddetme gibi bir durumum olamaz. Bir tarikatın mürşidi olarak, müritlerimle kendi istekleriyle 'Badelenme' adını verdiğimiz oral seks dahi yaptım./ Benden 'badelenme' ya da cinsel ilişki talep eder. Bunları kabul etmeme gibi bir tercihim olamaz. Çünkü ben de, bağlı olduğum tarikatın ölen lideri H.B. tarafından 2005 yılında badelendim., | U Korunmaz / S Budakoğlu, 9.12.2012

f.






Badeletmek | Bize ataputçu diyenlere karşı güzel 2 isim taktım. Kamuoyuna duyrulur. | Şeyhputçu | Şeyhetapar Güya biz Atatürkü putlaştırıyormuşuz öyle mi? Şeyhlerin elini eteğini öpen hatta cennete gitmek için bu heriflere kendini badeletenler ne yapmış oluyor o zaman? , | Cumhuriyetçi Genç @Turkkurultayii, 14.3.2022, twitter

f.






badem | 1. Badem ağacı ve meyvesi. 2. Hıyar. Salatalıktan sonra dört-beş yıldır pazarlarda hıyar badem diye satılıyor. 29.4.2011








bademağacı | Ne yağmur, / ne kar, / ne seller yıldırdı onu, / ne de çatır çatır dallarını kıran rüzgar.../ ... Ama deli divaneye çevirdi duru mavilikler / güneş, / ilkbahar... / Baştan ayağa çiçeklendi pembe beyaz, / gene yemişlerini kurda kuşa sunacak bu yaz. / Siz isterseniz gülün dostlarım, gülün. / Saygıyla çıkarıyorum şapkamı, / Selamlıyorum baharı müjdeleyen, / güzelim bademağacını..., | H Özkan, Gökyüzü parkı, 8

a.






bademcik dişi








bademcik taşı | Bademcikler, boğazın arka kısmında her iki yanda birer tane olmak üzere toplamda iki tane olan bez benzeri yapılardır. Savunma sisteminin bir parçası olduğu düşünülen bademcikler, solunum yolu ile vücuda giren mikrobiyal ajanlara karşı ilk tepkinin verildiği, enfeksiyonla mücadeleye yardımcı olur. Fakat bazı kişilerde bademcikler enfeksiyonları önlemekten çok sürekli iltihaplanma (tonsillit) veya bademcik taşı gibi hastalıklara neden olarak faydadan çok zarara yol açabilir., | https://www.medicalpark.com.tr/bademcik-tasi/hg-2487, 26.10.2024

b.a.

tıp




Bademleme X | x | ...erkek çocukları ile eğleşmeye, BADEMLEME denir ama; laik ve ataistler buna taciz, hatta tecavüz der., | H Y Itmiye, 1.4.2016, etkinlikgazetesi.com, 2.4.2016g | İslamda küçük çocuklar ile cinsi münasebete bademleme denir ama laik ve ataistler buna taciz hatta tecavüz der halbuki bunun islamda yeri vardır. cübbeli ahmet hoca, | Z Berksoy, 28.6.2020, whatsapp

a.






bademlemek I | bıyığını badem bıyık tabir edilen şekilde yapmak. | Şimdilerde, asra ayak uydurdu, etrafı düzenledi, saraya oturdu, bıyığını bademledi, etrafı haraca bağladı, herkesi tek ayakta durdurttu..., | | https://tr-tr.facebook.com/permalink.php? story_fbid...id..., 2.4.2016g

f.






bademlemek II | | 1. oral seks yapmak. 2. Şeyh ile cinsel ilişkiye girerek, cennete girmeyi garanti etmek anlamına gelir. | Bursa'da bir dergâh. Dergâhın başında kendini | şeyh diye tanıtan biri. Bu kişi dergâha gelen erkek veya kadınları bademliyor., | İ Şimşek, 30.9.2011, | http://www.egirdirakingazetesi.com.tr/haber/yazar.asp? yaziID=1826, 2.4.2016g

f.






bademlenmek | oral sekse yöneltilmek. | Şeyh beni bir yıl sonra | sır odasına kabul etti ve 'bademlenmem' gerektiğini söyledi., | İ Şimşek, 30.9.2011, | http://www.egirdirakingazetesi.com.tr/haber/yazar.asp? yaziID=1826 | Biz aynı arka bahçelerin bademlenmiş-bademlemiş fidanların eğleşilmiş ve eğleşmiş ürünleriyiz. , HYItmiye, 1.4.2016, etkinlikgazetesi.com, 2.4.2016g

f.






bademli | balla mahlep karıştırılmış bademli tatlılar, | MG, 12

s.






bademlik -ği

a.
badem bahçesi.


"Babamın amcasının bir bademliği vardı.", AEnön, 2003, 125 | Datça yarımadasındaki otel, çam ormanlarının bademliklerle buluştuğu bir konumda[dır.]", Oksijen Şehir, 9-15 haz 2023, 2"



bademlik | badem bahçesi | Babamın amcasının bir bademliği vardı., AEnön, 2003, 125

a.






badi

a.
vücut.*

ing. body: beden, vücut
"dünküleri badi yapamamıştım,bugün baktım ki liste o başlıkta silinmiş,ama listeyi yenileyerek büyük bir hizmete girişmişsiniz,teşekkür ediyorum,mis gibi badilarim olacak şimdi asdfgh", sosyopatiz elhamdurillah, EkşiS, 6.7.2015g"



badi | Buddy: kanka | 1. ahbab, arkadaş 2. kardeş(im), arkadaş(ım): adı bilinmeyen bir erkeğe hitap edilirken kullanılan deyim. | Sohbeti de en az kendisi kadar tatlı ve samimi olan güzide badim. Sekeseketeneke, 21.1.2014, EkşiS | Herkes kendi badisinden sorumludur. Bir alt ve bir üst benim badilerim., | B Keskin, 2013+ | Badi** | İng. Koruma | Onun da bir badisi var sınıfta. İlknur Çataltepe, 7.12.2017 | yan badi | yandaki kanka

a.


ing.



badi badi yürümek








badican | buddy+ tr can kedican, ikoncan gibi | Gün geçtikçe güzelleşen badicanların canı. sabah uyanır uyanmaz güzel fotoğrafını görebilmek de pek iyi geldi., | makarnacanavari, 21.2.2015, Ekşi

a.






badici | vücutçu. | Elleri güzel conconlar için bizim gibi badicileri üzdünüz kızlar, | Eraykaanbey @erayatesi 2 Ara 2020, Twitter

a.






badigart | bodyguard | Ki, o rüküş dönemde ünlülerin badigart eşliğinde gezme modası vardı ve Teoman 'Bugün benim doomgünüm' şarkısıyla fena meşhur olmuştu., | AyçaŞen, T, 4.9.2011

a.


ing.



bafon | TTAS+ Gümüş görünüşünde bir maden alaşımı, fakfon. | [K]asketini geriye itti ve iri bafon tabakasını çıkardı., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 67

a.






bafra | Bafra ilçesinin tütününden yapılan bir uçsuz sigara | Bakkal efendi iyi bir adammış. Bir bafra istedim, verdi., | OktayRızaGürman, 15

a.






bagaj | ing baggage yük Son 10 yılda yaşanan sivilleşme bu bagajın bir ürünü ve sadece son 10 yılı değil, 88 yıllık bir mücadeleyi de ima ediyor., | MEsayan, T, 8.12.20011

a.






bagajcı | otobüste, uçakta, tren vb.nde yolcuların yüklerine, bagajlarına bakan görevli | -Ali ağabey, konuştuğumuz gib değil mi? Bagajcıya rüşvet vereceğiz., | Kıyafet, 1981, 48

a.




GTS-



Baget | Fr. baguette | 1. Bateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk. 2. | Tıraşlanmış, dikdörtgen biçiminde değerli taş. 3. | Düşük gramajlı ince, uzun ekmek. 4. | Tavuk, piliç vb. kanatlılarda but ile paça arasında kalan etli bölüm. 5. | Çorabı gergin tutmak ve düşmesini engellemek için kullanılan sert lastik.

a.


fr.



bagetli

s.



"Murad Naci eskiden okuduğu Fransızca romanlardaki resimlere özenerek kendisine Avrupalı zengin baba şekil ve tavru vermişti: Sırtında yazlık ipek robdöşambr, ayaklarında rugan terlikler ve gergin çoraplar -bu çoraplar vaktiyle fildekostan, yanları bagetli ve meşhur Savure markalı, çift bir çeyrek altın liraya satılan cinstendi, şimdi Amerikan malı Düpon naylonundandır -ağzında sigara, bacak bacak üstüne atmış, ayakta duran oğluna soruyor: Bu küçük hanımın valideleri hakkındaki malûmat ne merkezdedir yani nasıl bir aileye mensuptur, tabii biliyorsun?", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 91-92"



bağ

a.



"Üç bağ ot beş arka odun ederdik / Zemheri ayında tükendi derdik / Düşüp kapılara ele giderdik / Kalmamışdı bizde namus ar göster.", San, Hicranî, 99"



bağ | Kaçakçılar sayım yapar / 3000 bağ mermi / 20000 çakmak / 8 top ipekli / 4000 paket çay // Kara ve ılık bir çöl gecesiydi / Bağ bağ mermiler uyuyordu belinde / Elinde / emniyeti* açık Parabellum / Önce / Öncüler geçti. / Sonra koyunlar / koyunlar / koyunlar / koyunlar., | Ş Belli, Ağa kapısı, 78//79 | Bir bağ fişeğin aşkına çal! / İfade vermeden ölen gelini yaz Emmoğlu / bizim türküleri çal, Ş Belli, Emmoğlu*

a.






bağ evi / bağevi | kulübe

a.






Bağ evi | O, Rahmetli babacığım ve biz çocuklar, tepedeki bağ evinde, Adapazarına biraz yüksekten bakan ahşap korkuluklu küçük balkonda ılık yaz geceleri boyunca oturur;-..., | İ E Şumnu, Hatıralar, s.47

a.






bağ ucu/bağucu | bağların ucuna takılan çeşitli süsler, aksesuvarlar | Aksesuar departmanımızda; çok çeşitli çakma düğme, çıtçıt ve rivet modelleri, ABS ve metal kemer tokaları, stoper, bağucu, agraf ve yüzlerce değişik model aksesuarlar siz müşterilerimizin beğenisine sunulmuştur. | http://www.orgtekstil.com.tr/aksesuar/, 31.10.2015g

a.






bağa firkete | kaplumbağa kabuğundan yapılmış veya bu kabuğu andırır biçimde olan bir çeşit toka bk. Bağa gözlük | Kadın, ensesindeki büyük topuzdan bağa firketeleri çıkardı. | , | CUçuk, CB,182

a.




GTS-



bağa gözlük | cep saati ve bağa gözlüğü / kolalı gömlekleri ve cebinden taşan mendiliyle, | MG, 121

a.






bağa I | bağ (-a türemesi) | Anan seni veriyı bir bağa pirasaya, | Halk türküsü

a.






bağa II | Ah buğdayım buğdayım / Sereyim kurudayım / Unut deyisın bağa / Ben nasi unudayım., | Halk türküsü

z.






bağarası | yer adı. B.a. | Cevizin yaprağı dal arasında / Güzeli severler bağ arasında bağ arasında, Halk türküsü | Olay, sabah saatlerinde ilçeye bağlı Bağarası Mahallesi'nde meydana geldi., Hr, 20.04.2025

b.a.b.a.






bâğbân / bağban | bağcı, bahçıvan | 169. ?arı kesüñ bagbana dınmañuz / 170. Güllere z?nhar yavuzlı? ?anmañuz., | Gülşehrî, Mantıku't-Tayr, 14. yy. Dastan-ı Leyla vü Mecnun) (Tebdiz) | Ben hediyemi hazır tuttuğumdandır bilirim yolu açık bir patikada dili yoksa da konuşması derinden ve hal ehlinden kalmış ünü bir bağbanı çağırıyor., | Ömer Say, 2010, 36

a.






Bağban | Ben hediyemi hazır tuttuğumdandır bilirim yolu açık bir patikada dili yoksa da konuşması derinden ve hal ehlinden kalmış ünü bir bağbanı çağırıyor., | Ömer Say, 2010, 36

a.






bağbancı

a.
bahçıvan.

Farsça bağban + tr. -cı
"Men gidirem hamama / Demen kayınbabama / Özü bağbancı gızı / Bizden ister şamama","
Kerkük türküsü



bağbanlı

s.
bağbanı olan.


"Yetmiş bin bahçeli yüz bin bağbanlı / Doksan bin sunalı yüz bin mercanlı / Altmış bin bakire yüz bin nişanlı / Demhanede bir cıbıla kar olmaz.", San, Hicranî, 198"



bağbansız

s.
bahçıvansız.

Farsça bağban + tr. -sız
"Asâletsiz beyin idaresinden / Bağbansız bahçenin gülzaresinden / Muhannet yiğidin dil yaresinden / Mert çocuk vurduğu gürzi şirindir . .","
İlhan Yardımcı, ‎Taṣtan Hicrānī, Büyük halk şâiri Bayburt'lu Hicrânî, 1968, 40



bağbansız

s.



"Bağbansız bağ olur mu / Gülsüz yaprak olur mu / Terk etme beni dilber / Sensiz otağ olur mu.", San, Hicranî, 221"



bağcı | Domur domur ediyor memelerini kızların bağcıların şarkısı., | Nezval, T Fişekçi, E Canberk, 91

a.






bağcı baba, arap zebellahı, haramiler, (hu hu dervişler, kırk furun ekmek yemişler, daha var mı demişler)le benzerleri hangi taze zihinde, yeni açılmış dimağda hakikatlere uzanma yeteneği verir, çevredeki olayları dikkatli görmeğe takat bırakır ki (Altın top) diye kucaktan kucağa fırlattılar; -Dah... dah!... Der demez küçük kızın beline bindirilip saçları dizgin diye eline verilen, çırpındığı halde üç dört ağzın çabuk çabuk: -Gel bana, gel bana!... diye açılıp kapandığına hayretle bakarak iğri bacakları üzerinde sallanırken birinin kucağına düşer düşmez sulu susuz öpülmelere boğulan, bum, güm!... o..., sesleri, duvar vurmaları, dilenci seslenişleri, bekçi sopalarının dan danı ile uyutulan küçük bahtiyar bu istidadı, bu takatı gösterebilsin? , | M Gökman, Ahmet Rasim Ramazan Sohbetleri, İstanbul 1967, 178-179, (Tasvir-i Efkar, 20 Ağustos 1913, 847/48)








bağcıklı | bağı olan, bağcığı bulunan. | Bunu söylerken, çocuklara neden bağcıklı pabuçlar alındığını düşündü., | T Uyar, Akşam Alacası, 1997, 102 | Pantolonu yeşil, ceketi kırmızı / Ayakkabıları bağcıklı, siyah sever / Caddede mırıldanırken mutlu olur / Birileri ters bakar, dudak bükerse / bütün sevinci kaybolur, | NTektaş, 1999, 88

s.




GTS++



bâğçevân | far. bahçıvan, bağban. Mesleği bahçeye bakmak, çiçek, meyve veya sebze yetiştirmek olan kimse. | faris belin bagladı cümle bagçevanların silsilesi / ana çı?ar ?abri hindistan'dadır elli birinci p?r i ..., | Evliya Çelebi, Seyahatname, ?

a.






bağdaşa ermekAnlaşmak, sulh olmak. | Walthari destanından birkaç örnek : ... - Ne dersiniz bu işe, imkân yoktur savaşa, / (Meğer boyun eğersek yağı burdan savuşa) / Bürgund'la Franklar nümüne oldu ile, / Ger aynını yaparsak kimse ayıp saymaz bize./ Bağdaşa ermek için elçiler çıksın yola / Aziz evlâdım rehin hem haraç versem nola., | Şükrü Akkaya, Eski Alman destanlarında Attilâ'nın akisleri, | https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2152328

dey.






bağdaşık | Ötekinin söyleminden, kendi söylemimizle bağdaşık olabilecek ögeleri bulup çıkarmak ve bunları eklemleyebilecek çoğulcu bir dil yapısı kurmak bana hem doğru hem de gerçekleşebilir gözüküyor., | NYağcı, T, 29.9.2011

s.






bağdaşım | Ama eğer böyleyse daha başlangıçta yaygın olan biçem anlayışlarından ikisini ayırt etmemiz gerekecektir: Bağdaşım olarak biçem ve sapma olarak biçem. Bağdaşım olarak biçem kavramı -yani biçim, yapı, bütünlük ve daha başka birkaç genel ulamın belli bir yapıtta özgün, uyumlu bir biçimde toplanması- Amerika'da Cleanth Brooks, Almanya'da ..., Türk Dili, 1983, C 46, 98

a.






bağdaşırlık –ğı | Bunu bilerek yapmanın iyi niyetle bağdaşırlığı yoktur., | Adnan Küçük, | https://www.turktime.com/yazar/elazig-ve-malatya-depremi-sonrasi-skandal-mac-erteleme-karari/14902, 28.1.2020

a.






bağdaşlaştırma | TDK+ | ...sözcüklerin, anlam ayırıcıları ve anlam belirleyicileri yönünden alışılmışın dışında bir anlam bağlantısıyla kullanılmaları. özellikle şiirde güçlü imgelerin yaratılmasına da olanak verir. örneğin, 'kara' ve 'gece' sözcüklerinin bağdaştırılmaları, | https://eodev.com/gorev/239084, e.t.4.1.2018

a.






bağdaşlaştırmak | Etken birşey ile arasında ilişki kurmak. | Saygı, sevginin ikiz kardeşidir. / İkisini bağdaştıran insan: en mutlu kişidir..., | Ali Bozdağ, Üç Mevsim, 53 | okul efsaneleri. Çeşitli tanınmış okullarla bağdaşlaştırılan hikayelerdir., | 30.01.2009 01:18 ~ 28.12.2010 00:35, sozlugebirdahagelinsealinacaknick, EkşiS | ırk kavramını inanışla bağdaşlaştıran sığırlarla konuşacak bir şey bulamayan güruhtur. (bkz: irlandalı ateisti)., | 30.11.2016, dipdip, EkşiS, | albüm adı adı üstünde bir döngüyü konu edinmiş ki bu da bir gün, zaten şarkı isimleri de sabah, öğle, akşam ve gece. burda grubun bu kadar iyi olmasını sağlayan şey bir daha belli ediyor, çünkü günün dört farklı zamanını betimleyen ve onu ölüm ile bağdaşlaştıran dört şarkıda insana atmosferi ile o dilimleri hissettiriyor. kısacası keşfedilmeyi bekleyen ve kaçırılmaması gereken bir grup., | 2007 editi: her albümü kral olan grup. 28.01.2005 18:57 ~ 14.06.2007 21:03 vehemence, EkşiS, master jimmy, 19.5.2011, EkşiS

f.






bağdaştırmacı

a.


tr. bağdaş-tır-ma-cı
"Türkler ve Türkçenin tarihi, kendi kaynakları ile 582 ve 700 yıllarından beri, Moğolistan merkezli olarak belgelidir. Bugün çoğunluğu Müslüman olmakla birlikte Hristiyan, Musevî ve Budist Türklerin yanı sıra 'bağdaştırmacı' (senkretik) inançlı olanlar da vardır. Mantık, tarih... ", @mehmetolmeztr, 28.12.2023, X"



bağdat davulu gibi | O sırada Kelâmi Ağa'nın büyük abdesti sıkıştırıp Bağdat davulu gibi gümbürdemeye başladı. 'Bre hay medet, halim nice olur? ' diye şaşkınlığa düşüp bedeni fiske fiske kabarıverdi., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 12

s.






Bağdatlı | Aman aman Bağdatlı / Yanağı baldan tatlı / Kış günü yar yanında / Yaz günü sahra tatlı., | Mendil verem mi, Halk türküsü

a.






bağıl | nisbî. | Örneğin, zaten öztürkçeleştirilmiş nispî kelimesi (öztürkçesi bağıl) yerine, bağıl kelimesinin kullanılmasından bile kaçılarak, görece kelimesi kullanılmıştır...' deniliyor. | , | Güney Dinç, 82

s.






bağımlı a.m.da madde bağımlısı. | Yapması gerekenlere gelince alışkanlıklarını menfiden müspete çevirecek davranışlar geliştirmelidir. Ancak tek başına adımı yeterli değildir mutlaka profesyonel destek azmi ortaya konulmalıdır. Bu yolun ilk adımı bağımlının kendisinin rahatsız olduğunu kabul etmesidir., | T Akkoyun, www.yazargazetesi.com, 6.12.2021








bağımsal | Kıbrıs'ta Türk toplumunun ve Türkiye'nin hak ve sorumluluklarını bağımsal bir temele oturtmuş olan, Zürih ve Londra Anlaşmalarının baş mimarı da Zorlu'dur. 05.05.08 | bağımsal dilbilgisi | Tesniere'in bağımsal dilbilgisi kuramı da uygulamada sıkça ... birçok. kavramını önermiş ve günümüz bağımsal dilbilgisinin temelini atmıştır. 5.5.2008

s.b.a.






bağımsızca | Türk sanatçısı en büyük bezeme izlenimini, bezenecek yüzeyin en uygun yerine yerleştirilmiş bir tek motif ve boş bırakılmış bir alanda gözün bağımsızca gezinerek ana motifin sayısız görüntülerini imgelemesiyle elde etmek istiyordu., | Türk dili, Turan Erol, Yitirdiklerimiz, 1971, C 25, 301

z.






Bağımsızlaşmak | ... can kurtaran gibi sarılan kişilere ise, bazı gerçekleri anımsatmak zorunluğu vardır: 'Bu kadar tarafsız bakan kabineye alınamazmış', hele 'AP'den istifa ederek bağımsızlaşan kişilerin kabineye alınması, siyasal ahlakla bağdaşmazmış., | Cum, 78-79 Cumhuriyet, 1979, 16 | Bundan ötürü, manufaktürün* ilk ve esas temeli olan gelişme, yani üretim araçlarının kapital gibi bağımsız bir varlık kazanması, işçinin bağımsızlaşan varlığı ile karşı karşıya gelen bir bağımsız varlık olması şartı gerçekleşmez., | N Berkes, 100 soruda türkiye iktisat tarihi, c 2, 276 | Bir kaynaktan gelip de sonraları yavaş yavaş değişerek başkalaşan, bağımsızlaşan dillerin hepsine birden soydaş diller denir (bkz. No. 29)., | T N Gencan, Dilbilgisi, 1971, 7 | Birbirlerine derece derece bağlı ve büyük merkezlerden uzaklaştıkça bağımsızlaşan bölgeler vardır. Bu çağın çok karışık ilişkiler ortamında hiç alışılmamış biçim düzenlerinin ortaya çıkması olağan sayılmalıdır., | Anadolu Sanatı Araştırmaları, 1968, S 1-6, 16 | Sömürgelikten bağımsızlaşan ülkeler tarafından teşvik de edilmeğe başladı., | D Avcıoğlu, Yön, 1966, S 162-196, 8 | İşte Renaissance'ta -XIV. yüzyıldan bu yana– başlayan 'bu dünyaya dönük' bir kültür anlayışı içinde, din karşısında gittikçe bağımsızlaşan düşünceyle Batı felsefesi ve bilimi varlığın her alanına eğilmiş ve bu arada antik çağınkini kat kat ..., | 1962, TDK Yayınları: TDK tanıtma yayınları. Dil, 273

f.






bağımsızlaştırmak | bağımsız hale getirmek | İsrail hükümeti ile İsrail'in Amerika'daki, Fransa'daki, İngiltere'deki ve diğer ülkelerdeki çok güçlü lobilerinin imkan bulurlarsa Tayyip Erdoğan'ı bir bardak suda boğacakları verileri gün gibi aşikar olmasına rağmen ben | taksim gezi olaylarını uluslararası komplo teorilerinden bağımsızlaştırarak analiz etmeye çalışacağım., | MAVerçin, 30.6.2013

f.




GTS+



bağımsızlıkçı | Bölmeci, taksimci, ayrılıkçı, federasyoncu, bağımsızlıkçı ve ne türlü taviz elde ederse etsin tatminsiz Kürt silahlı hareketinde bir isticâl, bir harâret, bir telâşe:, | ATA, Z, 20.8.2012 | Bugünün Türk milliyetçiliğinin siyasal ufku antiemperyalizm neoliberalizm, NATO karşıtı bağımsızlıkçı, kamucu ve halkçı planlı ekonomi, üretim ve paylaşımı sorum edinen bir içeriğe sahip değilse SERMAYENİN ERKETECİSİDİR. Minzi yufkayı takip ediyordur., Kemal Üçüncü, @ProfKUcuncu, 07.10.2024, X

s.






bağımsızlıkçılık -ğı | Bu tablo Artur Mas'ın hesabının tutmadığını gösteriyor belki ama Katalan bağımsızlıkçılığı için de aynı şeyi söylemek mümkün mü? , | AkınÖzçer, T, 29.12.2012

a.






Bağıntı | münasebet. | Kocası Lacom Yokohamada ipekçilikle uğraşırdı. Haftada üç dört kere birbirlerine gider gelirlerdi. Bir yaz İngilterede, birlikte bir villa kiralamışlardı. Bir şeycik de olmamıştı. Son yıla kadar bütün bağıntıları arkadaşlık sınırını aşmamıştı. Olacak şey değildi bu! / Ama ne güzel bağıntılarının etkisine kapılan yumuşak başlı züppelerden, ne de politika ve edebiyat alanında ün salmış kimselerle düşüp kalkmıya çalışan züppelerdendi o!. / Uzak bir bağıntı sayesinde adı Burke's Peerage'e geçmişti. Bu asil akrabalığı gösterebilmek için ne yollara saptığını bir görmeliydi. / Liverpoollu namuslu manifaturacının adını ağzına bile almıyordu. Mesela Corvesta veya Askotta bir düşesin yahut bir prensin yanında bulunduğu zamanlarda, akrabalarından birinin ortaya çıkıp aile bağıntılarını söylemesi şerefli hayatının en korkunç, en kötü anlarını yaşatıyordu ona. / Bu alışkınlar ta, akşam yemeğinde giyinmek gibi, medeni dünyayla bağıntılarını devam ettirirdi., S Maugham, 1959, 10/40/41/50

a.






Bağıradurmak | Churchill Strasbourg'ta bağıra dursun, Avrupalılar âdeta kulakları tıkanmış bir vaziyette kendi iç meseleleriyle günlerini gün ediyorlar. Korkarız ki, tehlike çanı çalar çalmaz, silahsız ve müdafaasız Avrupa, geçen harbde olduğu ..., | Ayın tarihi, 1950, S 200-205, 132

bf.






bağırdak -ğı

a.






bağırıvermek | Bunun üzerine kendini tutamayıp düşüncesiz bir coşkuyla | Benim doğanım, eşek kulaklı yeni bey'in doğanından daha iyi. diyè bağırıvermiş. Yaptığı yanlışlığı hemen anlamış, ama iş işten geçmiş., | Türk Dili, 1965, C 15, Bölüm 1, 388

bf.






bağırsak boğazı | yer adı. Konya Abdurrahman Savaş, 4.3.2022 **

a.






bağış / bahşiş atın dişine bakılmaz

atasözü






bağışçı BTS+ s/a. | +Ne yumuşak, çağrışımlı, bağışçı, düşcül şeydir ıhlamur., | CSüreya, OnüçGününMektupları, 15 (12.7.1972)






bts+



Bağışık | Gürüldeme uzakta yavaşça yiterken / Banyolarından çıkan insanlar korkuya bağışık ve güzeldiler / Sularını içiyorlar, yavaşça içiyorlar / Güneşin şairinin Üç Zambak Otelinde içtiği gibi, | Nezval, T Fişekçi, 109

s.






Bağışlamasız | Ne zaman ki, yeniden canlanır bağışlamasız belleğimizde / bir ânın, yalnızca bir ânın bütün bir hayatı kapladığı anlar.// yılların derin kalıntısından / bağışlamasız bir duruş seçti | , | M Mungan, Yaz geçer, 1992, 20

s.






bağışlanmazlık –ğı | Dinî esaslarla daha yakından ilişkili cezaların hafifletilmez ve bağışlanmazlık hallerinin daha kesin oluşu da, belirtilen hususları destekler niteliktedir. Eski Roma'da ölüm cezası hemen hemen tamamiyle kaldırılmıştı., | AÜSBFD, 1972, C 27, S 1-2, 102

a.






Bağışlatmak | Hatta Fransızlara ayıp olmasın diye hastane laboratuvarının mikroskobunu bile bağışlatmışlar okula., | N Tuncer, Trafalgar, 10

f.






bağışlayıcı

s.



"hem iyi yürekli / ve özverili bir anne, / hem de olgun ve bağışlayıcı / kayınvalde", G Aylan, DCD, 45"



Bağışlayıcı | Selamlarım bağışlayıcı umman seni., | Nezval, T Fişekçi, E Canberk, 58

s.






Bağışlayıcılık –ğı | tanrı bağışlayıcılığını başına kakmaz, | 62**

a.






bağıt | O nedenle de, göreve geliş süreçlerini desteklemiş olduğum komuta kademesindeki okul arkadaşlarımla, gönül yoluyla kurduğum bağıtın | cicim günlerinin de, nihayet sonuna gelmiş bulunmaktayız, böylece., | NÇınar, T, 8.8.2011

a.






bağıtlanma | bağlanma? | Bu kesimlerin dünyaya körü körüne bağıtlanmalar çerçevesinde baktığını sanmıyorum., MBelge, T, 5.8.2014

a.






bağıtlanmak | Sözleşme yapılmak, akdedilmek | Şubat 1964 günlü 18300 sayılı Resmi Gazetede Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ile bağıtlanan bir sözleşme yayınlandı., | Güney Dinç, 72

f.






bağıtlanmak | Sözleşme yapılmak, akdedilmek. | Şubat 1964 günlü 18300 sayılı Resmi Gazetede Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ile bağıtlanan bir sözleşme yayınlandı., | Güney Dinç, 72

f.






bağıtlı

s.
bağıtı olan.





Bağıtsız | durup dururken bir kurt uluyor aya karşın bağıtsız, öfkeli, aç., | Nazım Hikmet, Bİ KSŞ, 58 (Sonradan 'bahtsız' diye değiştirmiş)

s.






bağlak -ğı

a.
1. Değirmen çarkını firenleyen ağaç. 2. set, büvet, bent.

tr. bağ-la-k
"Boynuma sarılır. "Mac mac" yüzümü öper ... " diye gevrek gevrek güldü. Bağlağı yeniden beri çekti. Üst taş, hızla dönmeğe başladı. Hamaz gürültüyle çaldı. Sepetliğe baktı: Biraz unluk kalmıştı.", Şevket Bulut, Sarı arabalar, 1974, 64 "



bağlaka.AzT bağlaq | yeni link | Aşağıdakı bağlaqda (linkd?) Ş?bist?rinin fikirl?ri il? tanış ola bil?rsiniz:, | GGencalp, 3.5.2011 günlü epostası

a.






bağlam | Aydın olur ki, burada siqaret almaq böyük problem imiş (siqaretin sağlamlıq üçün z?r?ri bir yana). İki bağlam götürür?m., | FarizYunisli, 8.2.2012, 525.q | bağlam | sen sordun mu kendine / 'ey piç bağlam sorunsalın ne' / 'Şiirde devrim'in ters cümlesine / açık baktın mı ki sözlüklerinde, | M Eryılmaz, 1986, 8

a.






bağlama | Alanzinho, Yattara, Engin, Colman, Egemen ve Serkan Balcı'nın yeteneklerini Selçuk İnan'ın oyun ritmine bağlamayı başardı., | AFIşık, T, 12.11.2010

a.






bağlamacı


bağlama sanatkarı, bağlama çalan.
a.
bağlama+cı
"Sümer Ergü'nün yüreğine sağlık yine bam teline dokunmuş | "Kemik suyundan yapılmış kuru fasulyenin doyumsuz lezzetini yiyenler çok iyi bilir. Peki içine mayonez, hardal sıksak ne dersiniz günümüzün soslarıyla? Türkülere barlarda eşlikçi gitarcıların batı akorlarını ancak böyle tanımlayabiliriz. Hatta onlara özenen bağlamacıları... Değişik bir lezzet ama artık kemik suyundan yapılmış etli kuru fasulye değildir o! Acaba bizim halk ozanlarımızın ruhu eksik mi idi yoksa onların eserlerini çalarken daha iyi olduğumuzu mu düşünüyoruz?"
Bünyamin Aksungur, 04.06.2025, Facebook



bağlamak


kapatmak.


Mahsara (sic) edip etrafı bağladı / Al kan akıp sular gibi çağladı. / Nice nice bin analar ağladı, / Akıp yuvarlanan gele mi Yarab?



bağlamak

f.



Bülbül olup bağlasam / Bağında mihman kalsam / Yüz bin dertle sararsam / Kimse ortak olur mu



bağlamak





"Hizmetçi kapında Cemâl, Hicrânî / Ekslmez gönlünden aşkın gümanı / Sözü bağlamanın geldi zamanı / Sadık isen o devrana doğru git.", San, Hicranî, Cemâlî, 241 | Hicran çöllerine düşmüş uçayım / Bari ecel câmın doldur içeyim / Bir kapı koymadın çıkıp kaçayım / Her yandan bağladın yolumu felek.", San, Hicranî, Cemâlî, 242"



bağlamak –e | Her gün yoklama alır gibi birbirimize yaşayıp yaşamadığımızı soruyoruz. Çünkü ülkece şizofrene bağladık, bağlattırdılar., | ?@namumeyyiz, 19.3.2016, twitter | Bir Şey Sorucam Ülkece Şizofrene Bağladıkta Bu Yangınları Kafamızdan Uydurup Halüsinasyon Mu Görüyoruz? Çünkü Bunca Yangına Göz Yumulmasının Başka Açıklaması Olamaz #KöyceğizYanıyor, | Rakik @Mustehziolan, 31.7.2021, twitter

f.






bağlamak | Memleketle alakalı hissiyatım | Ölü bir değil ağlayasın / Deli bir değil bağlayasın, | @fatihsbayram, 1.9.2023, X

f.






bağlamak | Olmak. | Çaya indim çağlarım / Yar yar diye ağlarım / Yarimi sıtma tutmuş (oğul) / Ben (de) ısıtma bağlarım, | Zaralı Halil

f.






bağlamak 1.Ot kaplamak. | O yaylalar yaylalar çimen bağladınız mı/ Ben askere gidende gızlar ağladınız mı? 2. sözle veya yazılı olarak belli bir menfaat karşılığı ve gayrimeşru şekilde biriyle anlaşmak | Evet, Aziz Yıldırım'ın anlaşılan bu sıralar yukarısıyla da arası iyi, onu da bağlamış., | FDoğan, T, 9.3.2011








Bağlamlamak | ... mutlaka, ancak ve ancak, us ve bilim sürecine bağlamlamak... bütün yer yüzü ilişkilerinin, bilim verilerine göre, ussal bir düzene bağlanması., ve böylece laikliğin, beşikten mezara, hatta mezar sonrasında, yani, doğumundan başlamak üzere, ..., | Tarık Zafer Tunayaya Armağan, İstanbul 1992 227 | yakınlarında gidiyoruz. dıbını gibtiğim kızı mevzuyu arkadaşıma bağlamladı., | 26.12.2015 | http://ianicsg210blog.full-design.com/

f.






bağlamlaştırılma | Hz. Peygamber'in kutsallığı, onun nübüvveti ile ilişkilidir. Nübüvvet de Vahy'e mazhar olmak, Vahiy almış olmak anlamında Kutsal'ın alanına girer. İslam dini, Vahiy'le belirlenmiş olan Kutsal'ın alanının daraltılmasını ya da Kutsal'ın alanının bağlamsallaştırılmasını kabul edemez., | HYavuz, Z, 19.9.2012

a.






bağlamlı | Kontekstli | Din bağlamlı olsa bile daha geniş anlamıyla inanç bağlamlı topluluklardır cemaatler; devlet yanlısı egemen inançlar üstüne oturabildikleri gibi genellikle devlete mesafeli toplumsal örgütlenmelerdir., | NYağcı, T, 20.2.2012

s.






bağlamsal | Birbirinden ancak iki bağlamsal olarak ayırdedilebilen iki tek (bir çift) eldiven!, | H Yavuz, Toarmina, 39

s.






bağlanım | bağlanma. | Doktora öğrencilerine her gün yaptıkları işin gereksiz olduğu vurgusundan çok sıkıldım. Herşeyin farkındayız, koşulların da farkındayız. Ancak yaşama bu bağlanım tarzımızın gereksiz denilerek bir kenara itilmesi çok bilmişliği sıkıcı gelmeye başladı artık., Kadir İpek @sumperiagoge, 24.09.2024, X

a.






Bağlanıvermek | Bir an göz göze gelse iki mavi yıldızla / Ona bağlanıverir en umulmaz bir hızla., | M K Köstekçi, 37. 24.3.1936

bf.






bağlanmak –ı kapanmak. | Kış ola bağlana yolların dostum, | halk türküsü








bağlanmak f sözle veya yazılı olarak belli bir menfaat karşılığı ve gayrimeşru şekilde biriyle anlaşmak | O da kendince haklı. Tolga Özkalfanın bağlanmış olduğunu nereden bilsin!, | Doğan, T, 9.3.2011

f.






bağlanmış s menfaat karşılığı gayrimeşru şekilde kendisiyle anlaşılmış kimse. | Evet, Aziz Yıldırımın anlaşılan bu sıralar yukarısıyla da arası iyi, onu da bağlamış.








Bağlantı | Köprü | Orta halk bu gidişle az zamanda çürüyecektir. Bu kasıt neden acaba? Birçok toplumlarda orta halk bağlantı, kuvvet faktörleridir., | Taray, 91

a.






bağlantı | türküde veya şiirde nakarat.

a.






Bağlantılandırılmak | . İrtibatlandırılmak | Kuruluşundan beri Taraf gazetesinde çalıştığım için maruz kalmadığım itham, bağlantılandırılmadığım yer kalmadı., | TKöseoğlu, T, 16.3.2012 | Bugünkü Paris gösterilerinden başlayarak, Fransa'da ve bütün Avrupa'da 'Türkiye Kürtleri katlediyor (!)' kampanyası başlatılacak ve bu Suriye'nin Kuzeyi ile bağlantılandırılacaktır., Karargâh @karargah_haber Şükrü Sina Gürel:

f.






bağlasan durmaz | İRADE Gönül bu, / Ağlasan durmaz. / Ardına takar perişanlığı, / Gelir üstüme, üstüme; / Bağlasan gene durmaz, gene durmaz. / Bir güneş dünyaya yeter, / Bin sevgili bana yetmez., H A Dede, Şairler üzülmesin, 5. bs, 2009 (1973)








Bağlaşım | Rüzgârın bu çıkıntı burunda sert olması yüzünden kuşların gerçekten de pek sevdiği bir mekân değildir. Asırlar bu mücevherin denizle bağlaşımını ve arkadaki Üsküdar'dan ayrılmış köşedeki halini değiştirememişken geçtiğimiz yıllarda caminin önünü kazık çakarak doldurmaya, çayhane vs yapmaya kalktılar., | İlber Ortaylı, Hr, 15/12/2019

a.






bağlayıcı | Bizimki bitmiş bir ilişki abi. Yıllar önce ayrılmam gerekirdi ama, yapamadım. Çocuk çok bağlayıcı. Çocuğu, bırakıp gidemedim abi., | R Erer, Tehlikeli ilişkiler, 2000 | İşte gençliğimiz ne çabuk geçti / Zofin'in adasında bayraklar seni selamlıyor / Otobüs kilde çürüyen cesetleri taşıyor / Bağlayıcı gece, siyah kadifelerin gülü., | Nezval, T Fişekçi, 98

s.






bağlayıcılar


İnce tozlar haliyle karşılaşılan ve suyun ilave edilmesi ile birlikte hamur haline gelen ve daha sonrasında ise zamanla plastikliğini kaybedip sertleşen ve bağlayıcı özelliğe sahip olan malzemelere bağlayıcı maddeler adı verilmektedir.15 Oca 2021
a. çoğ.




Bağlayıvermek | Fakat bizim Kırımlı delikanlı Yani'nin kuşağını gayet mahirane bir şekilde ve bir anda bağlayıvermişti..., | Kırımer, 1967, 89 | İyi ama bunu birdenbire burada bırakıp yabanilerin geçmişlerini anlatamam. Önce bir cümleyle bu parçayı bağlayıvereyim: Hatice nineyle eşeği köy yolunda uçan bir karga gibiküçülünceye kadar yerlerinden kımıldamadılar., | O Hançerlioğlu, 1959, 47-48

bf.






bağlı | 4. Kapalı, kapatılmış. | Urfakapı bağlıdır / Yârim Karadağlıdır / Ben yârime kıyamam / Yârim küçük çağlıdır., Mardinkapı Şen Olur, Diyarbakır | Adliye Vekaleti en yeni ve en mükemmel İsviçre Kanun-ı Medenisini milletimizin şimdiye kadar bağlı kalan vasi zeka ve kabiliyetini tatmin edecek ve ona hakiki bir cevlangah ve bir saha olabilecek bir eser-i medeni olarak görmektedir., | M E Bozkurt, Esbabı Mucibe Layihası*, 1926

s.




GTS+



bağlı olarak ilgili olarakCumhurbaşkanı Abdullah Gül Küresel Politika Forumu'nda konuşmuş ve çok kültürlülükle bağlı olarak dünya barışı için yeni bir dile ihtiyaç olduğunu söylemiş haklı olarak., | NYağcı, T, 10.9.2011








bağlılıkla | Sadakatle. | Kamil Bey amcamıza haftalık ziyaretlerimizi yapmayı bağlılıkla sürdürdük., | S Dölek, Kirpi, 36

z.






bağrı yanık

s.
Çok dert, acı, sıkıntı çekmiş | bağrı kara.


"Hicranî'yem muvafık / Gör beni bunda sadık / Ben de bir bağrı yanık / Desen de hoş olacak.", San, Hicranî, 228"



bağrı yapışmak | Yorgunluktan yamulmuş insanların son nefesini verirken kullandığı cümle: -Kız Halime! Bağrım yapıştı bir su verele!,onedio, 12.8.2015g

b.f.






bağrıkara | bir kuş

a.






bağzı alay bazı | Bu arada 'bağzı' sivil politacılar gümbürtüye gider., | YAtsız, Star, 5.7.2013








bahar bahçe





"Dostum, dostum güzel dostum / Bu ne beter çizgidir bu / Bu ne çıldırtan denge / Yaprak döker bir yanımız / Bir yanımız bahar bahçe.", H H korkmazgil, Gülden Kalın, Değer, Y 7, Mar 2021, S 87, 51"



baharatlandırılmak | Gürkan Bey böylesine bir et bombardımanına sorbe niyetine formülü kendisinde saklı bir yöntemle hazırladığı ve şişte döner gibi keserek servis ettiği | Deli Saraylı yani baharatlandırılmış | Kızarmış Ananas ile bir mola vermemiz gerektiğini söyledi., | RehaTartıcı, T, 10.8.2014

f.






baharatlandırmak | Isıtın tüketin. Lezzetli bir sıcak içecek ya da bir öğün alternatifi olarak doğrudan veya baharatlandırarak ısıtıp içebilirsiniz., GÜRVİTA, İlikli Kemik Suyu Sade, 31.12.2024+

f.






Baharatlık | Baharat koyma kabı | Baharatlık 2 bölmeli bambu 14,99TL

a.






Baharatlık | Baharat koyma kabı. | Baharatlık 2 bölmeli bambu 14,99TL, | 4.6.2022+

a.






baharatlık | Baharat koymaya mahsus kap 30.4.2014, Tedi

a.






baharın | baharda | Vallahi de okunmuyor shakespeare baharın, | NBüyüm, 1968, 12

z.






baharlanmak | üşürdüm / kanardım / yanar baharlanırdım., | Alişan Ata, 2000, 35

f.






baharlı | Az daha sıkı fıkı oldular. Baharlı şerbeti içerek Çekmece ve Ayastafanos kenarlarına gelen Moskof öncülerinden bahsettiler., | Ayhan, Türk Demokrasisinin ikinci şehidi Süleyman Paşa, Tasvir G, 10.11.1946 | mürekkep ve kâğıdı nicedir baharlı / dimağımda bir mağraya saklayıp / isyanla hazırladığım bu gelecekte., | S Koçak 2001, 23

s.






Baharlı Bahçe yer | Bakırköyde sokak adı. Bk. Bahçesaray.

a.






baharlık





"Benim gönlüm bir kelebek, / Dolaşıyor titriyerek. / Zavallının bir baharlık / Ömrü böyle tükenecek!", O S Orhon, Gönül, ?"



baharlık | Gün çoktan ağardı yavrum,/ Sürülerini getirdi kavalını çalarak çoban,/ Sana baharlık almıya gitti,/ Çok sevdiğin ihtiyar baban., | ZMısırlı, (BBD), 48

a.






Baharsız I | bahar mevsimi olmadan. | Yoksa, bundan sonra hayatımın yarısı, baharsız bir kış altında geçecektir.» Mansur'un kalbi muztarip oldu. Göğsünde darlık hissetti. Bu gamlı düşünceleri dağıtmak üzere Fatma Hanım ile konuşmağa başladı: «-Mansur Fatma Hanım ..., | Mizancı Murad, Turfanda mı, turfa mı? , 1980, 336

s.






Baharsız II | baharatsız. Baharat olmadan. | Ağzına geleni hemen atarlar / Ben aşıkım diye çalım satarlar / Haram demez helâl demez yutarlar / Bibersiz baharsız çemen âşıklar., | Âşık Veysel,/ M A Tanyeri, Örnekleriyle Türk halk şiirinde deyimler, 1996, 57

s.






bahça

a.
bahçe.

Farsça bâğçe
"Bahçam, köküm, odunum / Cânım / Ey cânım", M Taner, Sunak, 14 "



Bahçecik –ği | dokuz katlı evin dibinde, cılız sebzeler yetişen bir bahçecikte, bir bahçıvan başını kaldırıp, hırsız gibi atlayıp, şeffaf duvarı aşan o beyaz delikanlıya bakardı., | Colette, Dişi kedi, 1954, 76 | Çocuklara küçük birer bahçecik ayırmak, Bekir efendinin buluşuydu., | G Dayıoğlu, Fadiş, 148

a.






bahçecilik -ği | Değirmen Deresi, bu bahçeciliğin yanında yaklaşık 66 Ocak su değirmeni vardı., | Halil Gülel, Bir şiir bir hatıra: Alamadım ben de, | http://www.dibace.net/hepsi-hikaye/bir-siir-bir-hatira-alamadim-ben-de/, 26.12.2021

a.






bahçekapıcı

b.a.
İstanbulda bir semt olan Bahçekapıyı seven.

Farsça bağçe : bağhçe tr. kapı-cı
Nedense Edirnekapı-Bahçekapıcıyım diyeceğim ya Veznecilerciyim- üüüfff o serçe cik cik cik serçeden büyükler canım daha akşam olmadan bir duaya dururlar efendime söyleyeyimŞehzadebaşı da minareleriyle başlar yürümeye bulutlara üüüüffff (... ) 23



Bahçeli bağlı | Evlerinin önü bahçeli bağlı, / Beni zanneylemiş Karadcadağlı, / Una oyun ettin, karının oğlu!* , / Allah şerrinizden emin eylesin!, | Borlu Kemalî Baba, 32

s.






Bahçelik –ği | Sabahın güneşi yeni doğarken Mısır memleketini aydınlatmış ve zevkle cennet gibi bağ bahçeliklerini seyretmeye başlamıştık., | M N Ak, Hac Yolunda, 31

a.






bahçemsi

s.
bahçeyi andırır, bahçe gibi.

Farsça bağçe + tr. -msi
Konsept bildiğimiz, sevdiğimiz mezeli, rakılı, biralı* Beyoğlu konsepti. İki ayrı sokaktan girişi olan mekân, iki açık ve bir kapalı bölüme sahip. Yaz bahçesi ve kış bahçesi şeklindeki açık bölümlerin biri birahane diğeri ise meyhane tarzında. Yeşilliklerle bezeli bahçemsi kısım için restoranın en güzel bölümü denebilir.https://www.timeout.com/istanbul/tr/restoranlar/cicek-pasaji-cadde, 22.04.2011



Bahçeüstü | Söylemiş miydim bilmiyorum; kendimi bu saftirik turistler gibi hissediyorum bazen. Özellikle de Yusuf Ağbinin evindeyken. Dünyanın daha serin, daha yaşanmaya değer ve daha bahçeüstü bir yer olduğunu düşünüyorum oradayken. Ruhumdaki kot farkını, kafamdaki paslı vidaları görmez oluyorum., | Ömür İklim Demir, Tuhaf D, Eyl 2017, S 6, 41

a.






bahçevanlık -ğı

a.
bahçıvanlık.

Farsça bağçevan + tr. -lık
"Bahçevanlık ettim çiçek açmadı / Avcılığa çıktım bir kuş uçmadı / Han kahve işlettim yolcu geçmedi / Dedim bizim kısmet tavana kaldı.", Bayburtlu Hicranî/San, 9"



Bahçıvan | [Aşık Paşa, Garib-name, 1330] şah buyurdı bağçevanlar geldiler. Nişanyan

a.






bahçıvanlı | bahçıvanı olan. | Dedesi, Bağdat kadısı, babası, padişah tarafından atanan Heyet-i Ayan azası'ydı. Çamlıca'da, uşaklı bahçıvanlı, muhteşem bir köşkte yaşayan, oturmasını kalkmasını, ecnebi lisanları bilen, yakışıklı bir delikanlıydı., @umberto_eco_, 07.01.2025, X

s.






Bahçıvansız | bahçıvanı olmayan | Allem ola semânın bâğında biter / Eğer bahçıvansız bâr gecelerde., | Âşık Sümmanî Divanı, 199. yy. (Tebdiz)

a.






Bahri | denizci. | Bahri isen ummana dal / Sarraf isen gel gevher al / Mert isen bu meydana gel / Meydanda merdan bulunur., | Şah Hatayi | Deryalarda yüzer bahri / Doldur ver içeyim zehri / Zalım gurbet elin kahrı / Ya çekilir ya çekilmez., | Karacaoğlan

a.






Bahrimuhit | Bu misafirdir, inan memleketin neyse varı, / Böyle bir yüz mü görür bir daha fâni ömrün? / Gelin ay Bahr-i Muhit'in köpüren dalgaları, / Kırk asırlık yolu bir hızda alan Türk'ü görün, | F N Çamlıbel, ?

a.






Bahsediş | İçten gelen bir sesle hayalindeki evden bahsedişini dinlerken, hem üzgün, hem neşeli hissediyordu kendini., | S Maugham, 1959, 14

a.






Bahşılı | bir köy adı. | Sen Kankışladan Ali, Bahşılı köyden Etem / Hizmette kusur ettimse bağışla / Kabul et yürekten selamımı / - Merhaba, | Hasan Şimşem, Merhaba, A Püsküllüoğlu, KKV, 1969, 128

a.






bahşişsever | Bolşoy'a girmedim oynanan operayı sevmezsin / lokantalara giriyorum estırat orkestraları yani cazları ünlülerine / sırmalı kapıcılara bahşişsever dalgın garsonlara, | Nazım Hikmet, Bİ KSŞ, 77

s.






bahtı karalı

b.s.
kara bahtlı, tecellisiz.


"Bu töre böyle olmuş imeci, / Yabancı değilim, hep ana, bacı, / Ortadaki kızlar başımın tacı, / Anasından bahtı karalı kızlar .",
Talibi Coşkun, "İmeci", Ülkü, 1944, C 24, 13



bahtlı | bahtı olan, ikballi. | Bahtlı kız başına / Oy Sanem vay Sanem / Sevdiğine verseler / Esmer gaday ben alım, Şanlıurfa türküsü | kara bahtlı b.s. | Akma Tuna akma ben bir dertliyim / Yâr peşinde koşan kara bahtlıyım., Halk türküsü

s.






Bahtlı | Yine de garip bahtlı imiş ki kızının düğününden sonra bir yıla varmadan öldü ve canından ziyade sevdiği evladının bu kara, bu matemli günlerini görmedi., | Kırımer, 1967, 104 | kara bahtlı | bahtı kara olan, ikbalsiz

s.






Bahtsız | Bunu görür görmez onun aynı zamanda bana da benzemesi gerektiğini düşündüm. Sâhi, ben o olsaydım şimdi daha mi bahtsız olurdum acaba? O bahtsız mıydı ki? Kim demiş. Onun şu andaki mutluluğunu delicesine kıskanıyordum., | O Hançerlioğlu, 1959, 30 | Oğul, sen o bahtsızın adını nereden duyacaksın. O askerden geldikten iki yıl sonra Aras Nehri'nde boğuldu. Cenazesini on gün sonra buldular ve köye getirdiler. Sen o zaman tam iki yaşındaydın., | Orhan Aras, Doğum günümüz, facebook, 10.6.2023

s.






Bahtsızlık –ğı | İslam Ağa, ezansız kalırsa köyün bin türlü bahtsızlığına uğrayacağına, Müslümanlığa da bundan bir bela geleceğine inanırlardı., | Kırımer, 1967, 43 | Evren gülüyordu. Kalbimde, ihtiyarın bahtsızlığıyla yarışan öylesine büyük bir sevinç vardı., | O Hançerlioğlu, 1959, 33

a.






Bahusus **








baileysli | Baileysli kahveden bir yudum aldı. Başını –mecburen- kaldırınca kızın kalçalarıyla karşılaştı. Kızın kalçalarından yayılan ileti, artık nasıl bir teknik altyapısı varsa bu işin, adamın erkekliğine ulaştı. Saniyesinde. Adam somurttu ..., | Onur Çalı, 64

s.






Bak-at | saklamaya değmez şey | Bak-at kitapları bunlar!, | F Gedikli, 27.3.2019

s.






baka | çok işlevli bir iş makinesi.

a.






Baka bak, emir kipinin bir türü. | Baka oğul. Sana bir yol diyeyim. Ne zamandır aklımda., | Haşim Albayrak, 22








Bakaç –cı | Böylesine bir özürün olmasını önleyecek bir düzeltme, kameracının kameranın bakacından birkaç saniye bakması ile önlenecektir., | Güner Sarıoğlu, Televizyon: program yapımı ve yönetimi, 1975, 50

a.






bakakalmışlık –ğı | köprüler atmak uçurumlara boşlukta / kelime sağaltıcıdır sıklaşınca acılar / açılmamacasına kapanmaz yine de hiçbir yara / dev ağlarsa sel alır şehrini cücelerin / uğultulu bir bakakalmışlıktır dünya, | Ayşe Nur Ünal, Barbar D, Mart 2019, S XXXII, 25

a.






bakalit | ... önce sağdan soldan 33'lük bakalit plaklardan yükselen Frank Sinatra'ya, Dean Martin'e ve Louis Armstrong'a şöyle bir kulak verir, a..., | Tamer Ay, Karar G, 1.4.2023

a.






bakalit | İnsanın içinde, insanlığa, insana dair bir güven çubuğu var, ince bir çubuk bu, bakalitten sanki., | LeventYılmaz, T, 18.1.2012

a.






Bakalorya | b: Lise Bakaloryasını vermiş bulunmak. c: Leylî olacak talebenin yaşı 17 den aşağı 25 den yukarı olmamak. d: Mesleklerinin icap ettirdiği beden kabiliyeti ve sağlamlıkları hakkında tam teşekküllü hastanelerden sıhhat raporu getirmek ve aşı ..., | T.C. Yüksek Zıraat Enstitüsü Ankara: müessesenin kuruluş ..., 1934, ?

a.






bakan | kabinenin bir üyesi; nazır, vekil. | Bakan bakılır. Kalıp ösz. Yaşlısına, ana babasına bakan kimseye, yaşlandığında oğlu kızı bakar. | Bakan bakılır derler., Sonay Tahmaz, 08.05.2025

a.






Bakanımsı | Akşener ile İmamoğlu'nun çak yapması ve Kılıçdaroğlu beklenmeden Saraçhane'nin Akşener ile İmamoğlu'nun gövde gösterisine çevrilmesi üzerine yapılan yorumlar belli ki Akşener'i fena halde kızdırmış. | Milletvekilimsi troller, bakanımsı troller, gazetecimsi troller 'Hayır, operasyonu Meral Akşener yaptı' diyor. Sen neymişsin be Meral Akşener dedi. A Selvi, 22.12.2022 Hürrriyet

s.






Bakanlıklararası | Bakanlıklararası görev bölüşümüyle ilgili toplantı bittikten sonra Akbulut, dışarı çıkıp basına şu açıklamayı yapmış., | Can Ozan, Pirzola 1990, 47

a.






Bakara | Marienbad`de Waburton yedinci Edward`la bakara oynamıştı., S Maugham, 1959, 47 | Murad, Naci'nin koluna girerek, bakara masasına sürükledi., | O Özdeş, Gecekondu Rüzgarı, 1960, 85








bakaracı

a.
bakara oynayan kimse.

fr. baccara
"... pokerci, ya bakaracı: Yaka kalkık , boyunbağı çarpık , beniz limon küfü , baş ve boyun omuzlara gömülü bir bey , Salim'in evinden çıkmış henüz yatmağa gidiyor . - Eşşek bulaan! Eşşek bulan!",
Aka Gündüz, Dikmen Yıldızı, 1928, ?



bakarak bilmüşahede **








bakarak olmakBakmak. Bakar olmak. | Sen bakarak ol, buraya bel bağlama, belki açmazlar, ihtiyaç olan yer varsa bana söyle ben ararım dedi., | Ercan Karaismailoğlu, 29.5.2023

dey.






bakarmak [? ], arzu etmek Tarama dergisi: Osmanlıcadan Türkçeden söz karşılıkları, 2. Cilt, Devlet Matbaası, 1934, 1309. | Bağlar bozulduktan sonra, asma dalları karardıktan sonra, dalların üstündeki pas rengi lifler eriyip toprağa karışırken, toprak yağmuru kendiliğinden bakarırken, erkekler gelmek için günbatımını beklerken, Gülperi gün batmasın diye dua ederdi., | Ayla Kutlu, Gülperi, 73

f.






Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur atasözü. | Bir yıl içinde Taşlıkoyak ne duruma gelmişti. Boşuna dememişler atalar, | Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur diye. Evet dağı bağ yapmamışlardı, ama balkanlık, taşlık, çalılık bir yeri cennet gibi yapmışlardı., | M İzgü, ÖK, 109








bakarsınız Belki | Belki de, | Mavi Marmara üzerinden Hamas'a sahip çıkmak suretiyle, | İsrail'le düşmanlaşmak vesilesiyledir. Ya da Davutoğlu'nun havaya girerek, Kudüs'ün Mescid-i Aksa g Camii'nde Araplarla hep birlikte | namaza duracaklarının özlemini dile getirmesi yüzündendir, bakarsınız. NÇınar, T, 21.06.2010








bakasıya bakıncaya kadar | Bir bakasıya hepsi geçip gidiyor., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 44








bakasıya zf. bakıncaya kadar | Bir bakasıya hepsi geçip gidiyor., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 44








bakery | ekmek, pasta ve kek pişirilen ve satılan dükkan, fırın. | Ekmekleri ekşi maya kullanılarak hazırlanan ve | 240 derece bakery tarafından üretilen özel ekmekler., | RTartıcı, T, 14.2.2016

a.


ing.



bakı gülü | gülhatmi. | bu gülün adı Bakı gülü v? n?lb?ki gülü d? deyirl?r bölg?l?rd?, gülxatun da, | 21.6.2022

a.






bakıcı | Hastalık mütemadiyen hastaya ve lillâh için hastaya bakıcılara sevap kazandırmakla beraber, duanın makbuliyetine en mühim bir vesiledir., | S Nursi, Hastalar risalesi, 38








bakıcılık –ğı | Denizden anlar ve tekneye bakıcılık yapabilirsen sana iş verebilirim', dedi. (...) Teşekkür ederek yanından ayrıldım. Tekne bakıcılığı da olsa iş bulduğuma çok sevinmiştim. Ne de olsa boş oturmaktan iyi idi., | G Alagöz, 1979, 67

a.






bakılası | Bakılası, konuşulası, ardına düşülesi günümdü, diyerek görsel açıdan kendi | üstünlüğünü öne çıkarır... Aysun Kara, Çaprast Okumalar: Arzunun İzi, Parşömen, 06.01.2025

s.






bakılış | 1. gözle bakılma işi, nazar edilme işi. | 2 ve akşamleyin vâki oldu ki, Davud yatağından kalktı, ve kral evinin damı üzerinde geziniyordu; ve yıkanmakta olan bir kadını damdan gördü; ve kadının bakılışı çok güzeldi. 3 Ve Davud gönderip kadın hakkında soruşturdu., | Bahattin Sağlam, Geçmiş ve gelecek arasında Tevrat, 1999, 142 | 2. | bakılma işi, ihtimam gösterme işi, yetiştirilme işi. | Anadoluda genç yavruların bakılışı oldukça fenadır. Bu bilhassa dişi yavruların tağdiyesinde daha şiddetle görülür. Ekseriyetle yavrular iki ay analarının yarı sütünü, bundan sonra 2 - 4 ayda 1/4 veya daha azını alırlar., | Ankara Yükzek ziraat Enstitüsü çalışmalar, 1937, S 79, 6

a.






Bakılmadık | Yıldırım Akbulut, başbakan olduğu ilk gün aniden ortadan kaybolmuş. Öyleki Meclisten başbakanlığa, Çankaya Köşkünden evine kadar bakılmadık yer bırakmamışlar., | Can Ozan, Pirzola 1990, 116 | Arama yoğun, bakılmadık tek bir nokta ulaşılmadık bir mesafe olmaksızın faaliyet icra ediyoruz., | HAMutlu, 26.8.2014basın

s.






bakım rapor defteri | Raporda, TTK bakım rapor defterindeki kayıtlara göre Galeri 2'de saat 13.15'ten, patlamanın meydana geldiği 13.27'ye kadar geçen 12 dakikada metan gazı miktarının yüzde 4'ün üzerinde seyrettiğine dikkat çekildi., | T, 24.8.2011

a.






bakımcı | falcı. | Eliyle şifa veren bakımcı kadın. Antalyada yaşıyorum bunca zaman falcı bakımcı gördüm ama böylesini hiç görmedim resmen allah tarafından elini attığı herşeyin önünü açan kadın yıllarca felç olan biri, doktorun bile yıllar önce 'yapabileceğim bişey yok dediği kuzenim gözümün önünde iyileşti., | | http://serinilan.net/content/item.php? item=4021&type=ilan&category=falcilar-medyumlar&title=eliyle-sifa-veren-bakimci-kadin, 13.1.2016 | Bakımcı hoca, | Sağlamtaş Malkara. 3.3.2020, Metin pehlivan | Elinden her iş gelirdi. Fizik merakiyle elektrikçi idi; evinde tamirci, bakımcı idi; hısım ve akrabasının hepsinin hâmisi ve babası bulunuyordu. Son asır türk tarihinin önemli olayları ile birlikde yeni..., | 1969, 150 | Ebemin, dedemin elinden kalmış olan tarlamı, filişimi eksem, bakımcı gelip zabıt yaptıktan sonra ceza almamızı hiçbir imkânımız yoktur., | F Otyam, Korku: kaymankam babo köprü kara tohum, 1967, 166 | Sekiz mühendis, yirmi bakımcı çalışıyordu Deneme İstasyonunda., | F Baykurt, Köygöçüren, 1973, 188 | Dilimizde de zaman zaman | suvan-yöı okunuşuyla kullanılmakta olan bu sözcüğe, gerek anlam gerek işlev özelliği göz önünde bulundurularak bakımcı karşılığı önerilmektedir. Örnek: Yumrukoyunu karşılaşmalarında bakımcılar, üçer dakika ..., | S Sinanoğlu, T Saraç, E Özdemir, Batı kaynaklı sözcüklere karşılık bulma denemesi, 1972, C 2, 164 | Sağlık ocağında çalışanlar, bir doktor, bir sağlık memuru, bir halk sağlığı hemşiresi ve 4 köy ebesinden ibarettir. Bu ekip, koruyucu ve bakımcı sağlık hizmetlerini yürütmekle görevlidir., | Türkiye demografyasi: Hacettepe Universitesi Nüfus Etütleri., 1971, 8 | İlk Yatırım Maliyetleri: Robotun maliyeti, nakliye, sigorta v.b. harcamaları 70000$ İşlemler için takım, aparat, konumlandırıcı 20000$ İki operatör-bakımcı eğitimi 5000$ İş güvenliği ve diğer birimlerle iletişim donanımı 2500$ Montaj ve işletmeye ..., | Verimlilik D, 1993, 22 | Kimsan adlı yaklaşık yüzelli kişinin çalıştığı, küçük bir fabrikada mekanik bakımcı olarak işbaşı yaptım., | A B Karataş, Konca yazışmaları, 2005, 30

a.






Bakımsal | 1. bakmalı | Bakımsal şeyler: Urban Care Tea Tree Oil (Çay ağacı Yağı 5.4.2015, | http://bakimsalseyler.blogspot.com.tr/2015/04/urban-care-tea-tree-oil-cay-agac-yag.html, 25.11.2015g | 2. Bakımla ilgili | Bir önceki uçağımızın geçirdiği bakımsal sorundan dolayı gecikme yaşadık., | 11.11.2021, THY İstanbul-Gaziantep Pilotu, 13.00 uçuşu

s.






bakımsızca | Ebruli hayaller kuramamış küçükler / Uyur hâlâ kalabalıkla / Son yüzyılın aylaklığında / Geçmişi toplanmış bakımsızca / Güney kıtanın çocukları, oyuncaksız, aç, susuz., | Elif Gümüşler, Mavi Yeşil, S 116, Mart-Nisan 2019,16








bakımsızlaşmak | Deniz feneri bakımsızlaşıp terk edilince, otel onu hayata döndürüp işletmeye devam etmiş., | MelisAlphan, Kelebek, 25.9.2014

f.






bakımsızlaşmak | Gerçi bu tabiat biraz bakımsızlaşmışsa da o engin şirinliği ile gene yerinde..., | R E Ünaydın, | Yalılar, | Boğaziçi Yakından, 73 MReşit

f.






Bakınadurmak | Gülsüm, şaşkın şaşkın etrafına bakınadursun, Murad'ın girdiği odada, kendisi için hiç hayırlı olmayan şeyler konuşuluyordu., | O Özdeş, Gecekondu Rüzgarı, 1960, 22

bf.






Bakındırmak | O sonsuz denizi çalkalayıp gemimizi sallayan kudretle, güvertede bizi gezdirip etrâfa bakındıran; kâh güldürüp, kâh ağlatan, hülâsa bizi var edip hayat sahnesine gönderen kudret -adına ister Tanrı de, ister Dieu* (fr. Allah)- hep aynı bir kudrettir., | Başgil, 25

f.






bakınmak | -... bu öksürük ince hastalık öksürüğü kız dediler, aynada bakın kendine! /... komşuların ayna* dedikleri röntgene bakındı., | OKemal, Sarhoşlar, 54

f.






Bakırköy | Beğenmezsen çeker giderdin... Bulunmaz Hint kumaşı değildin... İstersen Manisaya ya da Bakırköye de götürebilirlerdi seni... Ama iyilikten anlamazsın! O kavgadan çok geçmeden valizini alıp çıktın evden..., | N A Gökduman, 49

a.






Bakırköylük olmakdelirmek, akıl hastası olmak. | Ben seni o kadar çok seviyorum ki, neredeyse Bakırköylük olacağım!, | Çalıkoparan, 42

dey.






Bakırlaşmak | Selim Ağayı sorarsan / bıyıkları kırlaşmış / Kara yüzü gün ışığında bakırlaşmış / Bir kemik-bir deri / Elliden de, ellibeşten de ileri., | Ş Belli, Ağa kapısı, 91

f.






Bakış etmek | Müdür bu sözden sonra ikinci müdüre bir de sert bakış attı. Âdem de 'Herhalde tabiattan kastettiği eşek, ben ve samanlar olacak' diye düşündü., | M Gezen, 1982, 34








Bakışım | Sinan Paşanın şiir cümlelerinde bakışım, | G Çelikelden, sobider, 2019, 33, 320

a.






Bakışımcılık –ğı | Anımsayacaksınız, daha önce de söylemiştim, 'Taormina'da bakışımcılık, bir tür gerçeküstcülük sayılır., | H Yavuz, Toarmina, 14

a.






bakışımlı | simetrik. | solgun yollardan geçtim. Bakışımlı mevsimlerden / ikindi yağmurlarını bekleyen / yaz sonu hüzünlerinden., | M Mungan, Yaz geçer, 1992, 24 | Bilirsiniz elbet (yoksa bunu da daha önce söylememiş miydim? ), nesnelerle onların aynadaki dikey görüntüleri bakışımlıdır; yatay görüntüleri değil!, | H Yavuz, Toarmina, 13 | bakışımlı olarak | solda her yeni birlik yahut derlenme girişimi ancak toplumsal mücadeleler alanında yeniden inşa faaliyetiyle bakışımlı olarak kurgulanmalı, | @fotibenlisoy, 10.12.2012, twitter

s.z.






bakışımsız | Yatay görüntü (aynada) bakışımsızsa, 'Taormina', yatay düzlemde nasıl bakışımlı olabilir? , | H Yavuz, Toarmina, 13

s.






bakışımsızlık –ğı | Dikkat ettiyseniz, 'Taormina'da bakışımı betimlerken, şimdi dünya ile 'Taormina' arasındaki bakışımsızlık sorununa kaydırdık anlatıyı., | H Yavuz, Toarmina, 44

a.






bakışlama | Ya da ne menem öyle bakışlamaya durduğunu sorunuz,, | TuranBozkurt, 30.7.2014, rindan

a.






bakışlı

s.
bakışı olan.

tr. bak-ış-lı
"Bir yol ki yükseliyordu bu yeşil bakışlı denizde | ", Latife Çelebi, 1966, 69"



bakışlı | herhangi bir biçimde bakışı olan. | Gazi Paşam önümüzde / Gecemizde, gündüzümüzde / Vatan bakışlı bir ceylan olmuş., | İZB, 1959, 24 | Bozkurt bakışlı Kır At'ım! Yokuşa yukarı tavşan büküşlüm, inişe aşağı keklik sekişlim, kaplan gibi ünlüm, yavrum Kır At'ım!, | Tecer, 1969, 86 | Bu zavallı sürü için ne merhamet ne hukuk, / Ya bir sert bakışlı göz, yalnız ağır bir yumruk!..., | M E Yurdakul, | Bırak beni haykırayım, | ? | deniz bakışlı b.s. | Deniz bakışlı, fidan boylu güzel, / Sana şehzade verir ülkeleri., M Çınarlı, 1969, 38

s.




TDK++



bakışsızlık -ğı | İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız sözünün işaret ettiği anlamın epey dışında bir bakışsızlığa çağırıyor Shaw., | M İdris, KararG, 21.5.2019

a.






bakıtmak | Baktırmak. | Gözümüzü bakıdan / Kalbimizi akıdan / Bülbül gibi şakıdan / Allah Muhammed ya hu., | Borlu Kemalî Baba, 53 | Eline kelepçe vurup kasabaya göndermişler, hekime bakıtmışlar... Hekim: Koca adam bu, be! demiş... | Ya neden konuşmuyor? demişler... | Domuzluğundan! demiş. ... «Beyim, çoluğunun, çocuğunun başı için!... Bu oğlan, sakattır, yaptığını bilmez... Bunu bir hekime bakıtın!» diyecek olduk. «Biz bakıttık onu... Defleyin şunları! dedi., | Güntekin, SY, 97

f.






Bakıverme | Hatta çapaya gitmek için bahar aylarında, toplanma yerleri kızların, Kamber'in evlerinin önündeki meydanmış; kıkır kıkır gülerlermiş, onu gördüklerinde. Yetermiş onlara, Kamber'in şöyle bir göz ucuyla dahi bakıvermesi, mutlu olmaları için, | N Tuncer, Trafalgar, 151

a.






bakıvermek | Akana, topla dışarıdakileri içeri, bakıver gizlemelere!, | Dağlarca, VK, 77 | Arkadaşın Hatçe yan yan bakıveriyor / Üzülme Osman abi deyiveriyo / Bebelerin başını okşayaraktan / Kendi düşen ağlamaz deyip gülüveriyo., | B, 19.8.2021, whatsapp

bf.






Baki Efendi | Bir gün bana birkaç misafirle beraber Ahmet Haşim, bir de geçenlerde vefat eden Yenikapı mevlevihanesi şeyhi Baki Efendi gelmişlerdi. Baki efendi kıymetli bir şark kültürü olan, kendisi de eski tarzda şiirler yazan zarif bir adamdı., | A Ş Hisar, | Ahmet Haşim'in Ölümü, | Varlık, 67 M Reşit

a.






bakilik -ği

a.






Bakilik –ği | İnsan, Eyüp mezarlığında dolaşırken zanneder ki, serhadd-i ahirete gelmiş, bir adım daha atsa sanki bakilik âlemine girecek, sanki uhrevîler arasına karışacak., | S Nazif/Loti, CCT, 230

a.






bakirelik | bakire olma hali, erdenlik | Ablammın beklemişliğinin, bakireliğinin, yalnızlığının, kurulup kurulup yıkılan hayalerinin, derin iç çekişlerinde nefesinin kokusu. Bu çiçekli, pembeli, yeşilli çarşaf beni avutabilir mi? , | İşigüzel, EDK, 1996, 82

a.




GTS+



Bakirlik –ği | Bu açıdan bakıldığında, sinema-şiir ilişkisinin bakirliğini halen koruyan bir alan olduğunu düşünüyorum., | Gökhan Arslan, Papirüs, Yıl 1, Kitap 4, May-Haz 2011, 68

a.






Bakkalı çakkalı | Ayol, ramazanda bile yol ortasında cak cak cak sakız çiğniyorlar... Bakkalı çakkalı içki satıyor; birahanelerr küçüğüne büyüğüne ardına kadar açık! İnanır mısın amerikada ulu orta içki satışı yasak..., | N A Gökduman, 81








Bakkalı-çakkalı | ...Şu borcunu ne zaman getireceksin? diye boğazına sarılan tefecisi, bakkalı-çakkalı yoktu demek., | Çalıkoparan, 23








baklagiller

a.



"Batılılar mercimeğe lentil derken bize mercimek ismi Farsçadan geçmiş. Farsça marcumak yani baklagillerden küçük taneli bitki sözünden türetilmiş. Aynı zamanda Farsça göz bebeği veya lens de demekmiş. İşin garip yanı İngilizce lentil de lens kelimesinden türemiş.", Oğul Türkkan, Oksijen, 31.05.2024"



Baklagiller | Çiçeğe kesmiştir karabasan / Dönüşmüştür bir yurtsamaya /İşte gülgillerden armut / İşte baklagillerden akasya / Neye yarar yazmak dostlara., | Cemal Süreya, Mardin, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 203

a.






baklan | yer adı | Baklan ve Çataloba da dokunup kilim yapılır. Bu kilimler az miktarda alınıp satılsa da genellikle evlerin yaygısı olarak kullanılır. Kilim altına serilen hasırları, son baharda köye gelen hasırcılar satar., | asicaldan, 3.3.2017

a.






baklanlılar | Baklan yerleşiminde yaşayanlar | Bu gelişmenin ardından bazı ilçe ve kasabalara otobüs gelip gitmeye başlanır. Baklanlılar da bir otobüs alıp şehre ve ilçeye otobüsle gidip gelmeye başlamışlardır. Çalkebir'in varlıklı dört ailesi de Baklanlılar dan geri kalmamak için güçlerini birleştirip bir otobüs almaya karar verirler., | asicaldan, 3.3.2017

a.






Baklavalık | c ) Cevziyân-ı ( ? ) Hassa, be-cihet-i baklavalık: 3 nefer, fî 1000..., | Belgeler, Türk tarih belgeleri D, 1979, C 9-11, 354 | açkıcı (baklavalık, böreklik hamur açan), | Türkiyede halk ağzından Söz DerlemeD, 1957, C 5, 123 | NE FARK EDER Kİ: Gördün ve görmedesin, / Hanya, Konya hepisi bir, / İsli ekmek sacıyla, / Baklavalık tepsi bir., | İ Sunguroğlu, Harput Yollarında, C 2, 515| | Baklavalık has un 1 okka 12 akça., | Cumhuriyetin ellinci yılında, esnaf ve sanatkâr, 1973, 47 | Baklavalık yufkaları sigara böreğinin kesimi gibi kesip muhallebiyo arasına koyup muska şeklinde sarıp tepsiye dizin. Üzerine eritilmiş tereyağı gezdirip 180 derece fırında pişirin., | Yıldız Kalca Atagün, Murat Başman, 28.07.2024, facebook | baklavalık | Baklavalık, böreklik buradayım unu., | ?

s.






bakliyatlı | Tahıllı, bakliyatlı ve hamurlu çorbalar Buğday çorbası, bulgur YÜZYILLAR MUTFAĞI BOYU O S ... / Fatih Devri Yemekleri'nde yer alan bu bakliyatlı pilav, günümüzde de çok sevilen bir yemektir., | Marianna Yerasimos, 500 yıllık Osmanlı yemek kültürü: günümüze uyarlanmış 99 ..., 2002, ? /37

s.






bakmadık | Bu haberi okuyunca aklıma yıllar önce yaşadıklarım geldi. ??Mesleğim gereği özellikle Batı Anadolu'nun doğasında gezmedik yer, altına bakmadık kaya, çıkmadık dağ bırakmadım diyebilirim. Sene 2010, bir dostuma ziyaretteyim. Kendisi de o dönem bölgenin eşsiz güzellikte bir ++, Yasin İlemin @anatoliacaracal, 03.05.2025,X

s.






bakmak

f.
beslemek.


"Beraber yaşayın artık. / Savunma ve harp içn , / Tutar milyarlar yekûn. / Milyarlar bakar bu para | / Sulh, sükun kalmaz fıkara.", F Telatar, Onlar, 32"



Bakmak –e | Kıvırcık, her dem permalı, omuzlarına inen kızıl saçları ve elaya bakan açık renk gözleri, buğday teniyle tam bir uyum sağlıyordu ve bu siyah ben, onun en belirgin özelliğiydi., | T Polikar, 1997, 123

f.






bakmalık | Sakın haaaa hediyelik, bakmalık, saklamalık olarak düşünmeyin... Bunlar yemelik., | 4.3.2008, www.annecocuk.com › Forum › Aileler Forumu › Genel Forum, 20.1.2016g

s.






bakraçlı | bakracı olan. | Bir uzak bozkır köyündeki / Uzun saçlı / Eli bakraçlı sevgili / Sen hiç mi hiç ama hiç beni bilmeyeceksin., | Enis Turgut, Kadıköy mektuplarından, Sanatlar, C1, S 1, 29

s.






bakreriyolog | bakteribilimci. | -İyi ama, biliyorsun ki ben hasta bakan doktorlardan değilim... Bakteriyologum... Benim işim başka..! Haydi, seni geçerken bir Dahiliyeci arkadaşıma bırakayım... ., | R N G, Tanrı Misafiri, 147

a.






Bakteriyemi

a.



anabilim dalında açık bulunan (Bakteriyemilerde ve anaerop bakterilerde antibiyotik direnci ile ilgili bilimsel çalışmalar yapmış olmak şartı ile ilan edilen) profesör kadrosuna atanmak için... İÜYK 14.2.2024



bakteriyoloji | Ensâc, teşrih-i marazî, bakteriyoloji ve taharriyat-ı serîriyye Doktor Tevfik Halil Beğin bu namdaki eserinin ikinci tabı ince yazılarla 480 sahife olmak üzere intişar etmiştir. İkbal Kütübhanesinin kitab fihristi

a.






baktırmak | İşte o perdeyi senin gözünden kaldıracak, o gözle seni baktıracak göz hekimi, Kur'an-ı Hakîm'dir., | S Nursi, Hastalar risalesi, 34

f.






bakugan 2010? yeni a oyuncak. 29.4.2011








bakülü | Ali'ydi bu genç öğrencinin ismi... Bakülü Hüseyinzade Ali... Ali'nin de aralarında bulunduğu Askeri Tıbbiye öğrencisi beş arkadaş,..., | Y Toker, yangeldizm, türktime, 27.7.2017

s.






baküs | mit. Şarap tanrısı. | Hâlbuki bu topraklardaki üzümün ve şarabın Baküs yahut Dionisos diye hususi Tanrısı vardı., | NÇınar, T, 3.6.2013 | Öyle ki, kendini damıtmak uğruna geride bıraktığı posadan, muhteşem ve esrik bir Baküs doğabilir ve onu tek eliyle boğabilirdi., | İOAnar, GK, 69

a.






bal ayı | Bal ayımızda ben ne zaman canım desem, öperdin beni., | P Merimée, Sabiha Yağızlar, 1944, 39

a.






bal dök yala


tertemiz.


"Şosesine yağ bal döksen yalanır / Ne kadar düzgündür yolu Samsunun.", Âşık Mehmet, Ülkü, 1947, C 28, 23"



bâl far. | 1. kanat. 2. | kol. 3. | (Yâl kelimesiyle birlikte) Boy bos, endam, tenâsüp. | Hayyam Gibi Bana mey kâsesini çok görme / O ki bâlim uçarım bâlimle / Çıkarır ruhumu miraç eyler: / İstişare ederim hâlimle, Abidin Uyar, Hicivler Tepkiler, 1960, 21

a.






Bal gibi | 1. Pek tatlı. 2. Şüphe duymadan; şüpheye yer bırakmadan; çok iyi; adamakıllı. 3. Asla, kesinlikle. | -Wolver Hampton cinayetinin tafsilatını öğrenmek istiyordum, ben karıştırdım Times'larınızı. Hepsini de geri getirdim. Sizin için bir şey değiştirmez sanıyordum. -Değiştirir, dedi Warburton, bal gibi değiştirir., S Maugham, 1959, 49 | Bal gibi çakmak | Bir kere bile notları açıp okumadığını bildiğim için bal gibi çaktı dedim., | S Ali, İçimizdeki şeytan, 13 | O da sevgilisi miydi? Allah yazdıysa bozsun. Hacı ağaydı o be, bal gibi hacı ağa., | OKemal, 1969, 25 | Kim demiş 300 kelime ile konuşuluyor diye. Bal gibi yeni kelime de türetiyoruz: Taykonot, çöydürmek, zırıl, yaratıklandırmak, jonglörlük, kapışlanmak vb. İşte kalem erbabının ´yaşayan Türkçe´ye armağanı kelimeler., | 30.8.2004, | http://www.haber7.com/haber/20040830/Yazar-armagani-kelimeler.php? gID=10876, 4.8.2015g | -Gitmiceksin. Evde kalacaksın / Kalmıcağım gideceğim / Bal gibi de kalacaksın., | 31.5.2021+ | Bu dönemlerde, zevahiri kurtaracak nitelikte, 'canım, güzel şeyler de oluyor' dedirtecek türden, müslümanların ağzına bir parmak bal kabilinden gelişmeler olmakla beraber; kültür ve ahlak açısından büyük bir yozlaşmanın yaşandığı da, insaf ehlinin teslim edeceği bir hakikat olarak tebarüz etmiştir. Bizim delikanlı çocuklar bunun da bal gibi farkındalar., Ö F Dönmez, Edebi Müdahale D, Kış 2011, Y 1, 2

z.




GTS++



bal kabaklı

s.



"Atlı Gurme Trakya köy usulü bal kabaklı erişte", 4.7.2021, Malkara (ambalajdan)"



Bal renkli | Götür beni bal renkli günlerden / O uzak, bol şarkılı limanlara. / Yarasalar azat oldu gecelerden / Gittiler sabahlar arkasına., | Ş E Regü, Yağmur, 14

s.






Bal sarısı | Yanakları incir tadı / Gözleri bal sarısı sevdiğim, | Tekin Sönmez, Yeryüzü sevdiğim, 18

a.






Bal tutup parmağını yalamakHacı Ferhat Efendi, devri Hamidinin bal tutup da parmak yalayanlarındandır; her devirde hakim bir kuvvet vardır; (...)., | H R Gürpınar, Hakka, 7

dey.






bal tuzağı | mec. Kadınları kullanıp erkekler ituzağa düşürüp istihbari bilgi toplama. | Fethullah Gülen bir internet sitesinde, bir fahişe üzerinden kurulan 'bal tuzağını' anlatmıştı., | 9.4.2014, | https://www.aksam.com.tr/siyaset/alufteye-gitmedim-sahidim-de-gulendir/haber-298323, 21.9.2018

a. mec.






bal tuzağı | mec. Kadınları kullanıp erkekleri tuzağa düşürüp istihbari bilgi toplama. | Fethullah Gülen bir internet sitesinde, bir fahişe üzerinden kurulan 'bal tuzağını' anlatmıştı., | 09.04.2014, | https://www.aksam.com.tr/siyaset/alufteye-gitmedim-sahidim-de-gulendir/haber-298323, 21.9.2018

a. mec.






bal yağ ile beslemek çok iyi beslemek, bakmak. | Görüyorsunuz, bizi bal-yağ ile besliyor adam., | Çalıkoparan, 24








Balâ-ter | daha yüksek. | Yusufcuk yaradılışça pek güzel idi. Aynı zamanda o sarayda giymiş olduğu libaslar kendisine ziyadesiyle yakışmış, onun hüsn ü ânını (güzelliğini) balâ-ter kılmış (daha yükseltilmiş) idi., | K D, E Ülgen, 278

s.






balabancı BTS- | Aman aman aman balabancı / Sol yanımda vardır sancı / Aman Makidonlu Makidonlu / Güzellerin içinde pek şanlı, | BahçelerdeBiberiye






bts-



balabancık köyü

yer a.






Balabancık köyü. **








bâlâhâne | 1. far. Bâlâ+ far. Hâne: yüksek+ev. Bir binânın en üst katındaki yüksek kısım, cihannümâ 2. Medreselerde kubbeler arasına yapılan tahtadan oda | Bayrampaşa Külliyesi ve çevresi tablosu için yazdığı, | 1932 senesine kadar 22 yıl buradan geçerken külliyeyi ve bâlâhaneyi görür, seyrederdim. Artık bunlar kalmadı!; İ Kara, | Süheyl Ünver'in Resimlerinde Tarihî Bir Semtin Temsili, | Üsküdar Kültür, Sanat ve Medeniyet D, S 14, [Eyl] 2022, 20

a.






balak –ğı | ...camuşu bundan yedi mah mukaddem elde edip salağımda balağı (malak), | Bafra ŞZD, ? | Kar'asmaz, Bayat da çekilmiş dağa, / Ortaköylü kurnaz, basmaz tuzağa, / Yakacık güzeli hep gelmiş çağa, / Opsar'ın kızları balak değil mi? , | Borlu Kemalî Baba, 26

a.






Balaru ve kuyruksürenler!!!








balast

a.
1. a. Demir yollarında traverslerin altına, şoselerde düzeltilmiş toprak üzerine döşenen taş kırıkları. 2. isim, denizcilik. safra (I).

fr. ballast
"Gemi denize kirli balast bastı.", 14.12.2023, tv."



balatacı | balata ustası, bakımcısı, tamircisi | Kamyon İle Duvar Arasında Sıkışan Balatacı Öldü - Mersin /Mersin'in Tarsus ilçesinde meydana gelen iş kazasında Abuzer Karayel adlı balata ustası hayatını kaybetti., | Mil, 20.3.2018

a.






balataları sıyırmak deyim | Uçak kamikazeydi, esas hedef Kürtler' diye balataları sıyıranlar, işin ucunu Amerika, İsrail'e bağlamak için komplo teorileri müessesenin namusuna halel getirenler-., | YOğur, T, 24.6.2012








balatalı | **

s.






Balbadem | bir tür tatlı 30.06.2019

a.






Balçık hurması | ayrıca ekmek zeytin ve balçık hurması da ister, | MG, 92

a.






Baldırı çıplak –ğı | Polis en kısa zamanda, bu bir avuç baldırı çıplağın ele geçireleceğini ve eşeğin sağ salim kurtulacağını açıkladı., | M Gezen, 1982, 48

a.






baldırı çıplak ayn m. Baldırıçıplak. Yopyoksul, yomyoksul. | Baban vereydi seni bolay kim mevâliye / Sayende biz de taşınıruz belki yalıya / Baldırı çıplak alıp oturtturma halıya, | EVasıf, EGŞA, 204 | Artık herkes onun başına toplanmış, onun bu cesurluğunu, arslanlığını takdir ediyor, hepsi de arkadaşlarından Baldırıçıplak Hüsnü, Kılkuyruk Mehmet'i, Keçekülâh Feyzi'yi, Çalçene Kamil'i görüp görmediğini veyahut Kırkyalan Nazmi'nin, Zincirkıran Cemal'in kendisi ile beraber firar edip etmediğini soruyordu., | K D, E Ülgen, 263








baldırlı

s.
baldırı olan.


"Rengi kirden kararmış kısa gömlekli, kara çıplak baldırlı felâhların, hep bir ağızdan söyledikleri kuvvet getirme türküsü ortalığı sarmış: -Hele, hele!... ya hele... Hele hele, ya hele.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 18-19"



Baldırlık –ğı | Yalnız pantalon (sic) ve çorap askıları, karın bağları, sıhhi baldırlıklar ve korseler (Yün)., | Düstur, 1955, 1061

a.






baldo pirinç | it. baldo. İri ve dolgun taneli pilavlık pirinç.

a.






Baleli | içinde bale olan gösteri, oyun vs. olan. | Sevda Hekim Üç perdelik baleli komedi, | Moliere, Oktay Rifat, Sevda hekim, 1943, XIII

s.






balen bk. balena/balina (İtal. balena) Korse, gömlek gibi giyim eşyâlarının dik ve sert durması gereken kısımlarında, özellikle yakalarında kumaşın altına konan, balina kemiğinden veya sert ve esnek maddelerden yapılmış dar, yassı şerit | Yaka ve manşetlerde kullanılan iyi kalite ithal telalar, balenler maksimum dayanıklılık ve iyi bir görünüm sağlar., | www.kiğili.com, 14.04.2019g








balenli

s.
baleni, desteği olan.


""Çok yazık. Ailemizin kadınlarının, balenli elbiseler giydiği, Paris topuzları yaptırdığı dönemden kalmışlar. Ben de yeni yeni görüyorum. Gerçi pisliği, insanlarının yabanîliği dayanılır gibi değil.", Füruzan, Kuşatma, 22 | O Kemal, Serseri milyoner, 1957 (bakılacak) | Ahmet Vahit, Turkish-English Dictionary, 1945, 104 (bakılacak)"



balensiz

s.
(sütyen) desteksiz.


"Bikini ve mayo seçiminde müşterinin vücut şekli önemlidir. Göğüs, bel, kalça ve basenler dikkate alındığında hangi bölge sorunluysa, ona uygun seçim yapılmalıdır. Göğüs bölgesi büyük olan bir kadın için balensiz (desteksiz) ama üst bölgeyi toparlayıcı nitelikte mayo seçilmelidir. Göğsü toparlayıcı sutyenlerin yanında, straples bikini üstleri hem göğüs he de sırtı destekleyerek, kişinin daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır.", Rüya Meslekler: İmaj Danışmanı Olmak, 2013, 140 "



Balerin topuzu | Neden kestirmişti saçlarını, uzunken çok daha güzeldi. Tepesinde balerin topuzu ya da atkuyruğu yapabilirdi., | Kazancıoğlu, 55

a.






balerinlik -ği | 1. balerin olma hali. 2. | balerinin işi. | VS meleklerinden Candice Swanepoel yine büyüleyici bir performans sergiledi. Öyle mükemmel bir fiziği var ki bunu doğal olarak koruduysa kıskanmamak elde değil. Balerinlik geçmişini ve sıkı antrenmanlarını göz önünde bulundurursak en ufak estetik müdahale bulunmadığı da bir gerçek., Pelin Kaya, Sbh Günaydın, 20.10.2024, 2

a.






Baleybelen | BALEYBELEN, | Muhyi-i Gülşeni, Mustafa Koç,

a.






balgat

yer adı.
Ankarada semt adı.


"aktepe yanıyor bir yandan / sonra balgat yanıyor", Alper Özbek, 105"



Balık –ğı | İlk anda tavşanlarımız, kuşlarımız, beş ülke de ünlü ormanlarımız, çiçeklerimiz, balıklarımız kurtuldu., | İlhan Berk, Köroğlu Destanı, Sanatlar, S 1, 15.2.1955, 4

a.






Balık –ğı a.İlk anda tavşanlarımız, kuşlarımız, beş ülke de ünlü ormanlarımız, çiçeklerimiz, balıklarımız kurtuldu., | İlhan Berk, Köroğlu Destanı, Sanatlar, S 1, 15.2.1955, 4 | Ancak ikinci devre sahada bambaşka bir Fener vardı. Hemen bütün futbolcular pozisyona girdi. Ama beklenen golü Lugano attı. Bu tam bir | balık denen gol oldu., | MKutlu, YŞ, 10.5.2011








balık ağızdan yakalanır. Atasözü / kalıp söz İnsan zaafı olduğu şey yüzünden güç durumda kalır. 31.5.2021+








balık baştan kokar atasözü. | Çomar Bölükbaşı 'Balık baştan kokar, haberin sıhhatini (doğrusunu) Lokmandan aldım.' deyip bir nezaketle Sivastan çıktı. Bir gecede ılgar ile Merzifondaki Dilaver Ağa çiftliğini basıp malını alarak çiftlik kethüdasını astı., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 61








Balık baykuşu k a | Balık baykuşunu fotoğraflayan uzmanlar da yapılan çalışma sırasında özellikle yapım aşamasında olan hidroelektrik santrallarının kuşların yuvalama alanlarını olumsuz etkile[diğini belirttiler], | T, 12.08.2010








Balık evi | balık aşevi 27.8.2021, Akçaabat, balık aşevi adı

a.






balık hafıza | unutkan

b.a.






balık hafızalı b.s. Tez unutan, hemen unutan, unutkan. | Türk devleti Türkiye toplumunun balık hafızalı yapısından yararlanıyor., | GAslan, T, 10.7.2010








balıkcağız | Bacım, bacım! Arap kızı attı seni, balıkcağız yuttu seni. Kasaplar geldi, bıçaklar bilendi, kesecekler beni, Arap kızı beni yiyecek bacım!' diyordu., | T Yücel, AM, 1964, 47

s.






Balıkça | balık dili. | Dipsiz Göldeki balık okulunda öğrenmişti balıkçayı., | O Tansel, Konuşan balıkla yalnız kız, 24

a.






balıkımsı | eksiltme balık etlimsi | (Bir kadını kastederek) Şişman değil balıkımsı..., | G Gedikli, 16.8.2019

s.






Balıklama dalmakBir güney kuzey savaşının olmamasından yakınan, devletimizin Vietnama asker göndermemesinin talihsizliğini yaşıyan senaristlerimiz balıklama daldılar benim bu röportajıma., | N Tuncer, Trafalgar, 108

dey.






balıklaşmak | ben derin deniz balıklarının yüzüşünde kör dalgın / maviyle çarpıştığımız mavileştiğim balıklaştığın / körlüğümüzün aydınlandığı / sıcak yerde, | BilgeKarasu, Rİmrahor, UŞA, 38

f.






balıklı | balığı olan. | Yosunlu balıklı düşler / Hüzün sevinç şarkıları / Yitirip yeniden buluşlar, | Atâ Karatay, 1964, 26 | Babam balıklı anahtarlığını bulamadığında nasıl evi yakmaya kalkışmışsa, Kedici de aynanın altında sallanır halde bulamadığı kedisi için Başparmak'la beni ikiye ayırabilirdi., | Şİşigüzel, EDK, 1996, 58

s.




GTS++



Balıksız | Suriçi'nde biri İçkal'a'da balıksız (çünkü Hammer, Ammien Marcellen'in de içtiği Hisarsuyunun içinde balıklar vardır, diyor) ve diğeri Dışkal'a'da balıklı iki menba olduğuna dair malumat-ı mütemmime veya tashih-i muamelede bulunmak gibi, her ikisi de gaflette bulunuyorlar., | Kara-Amid: Diyarbakırı Tanıtma Derneği'nin yılda üç defa ..., 1956, 367 | Balıksız suların kara zarını / Makaslar motorlar ve mekik dokur., | Y Miraç, Kağıthane deresi, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 262 |

s.






Balın olsun müşteri Bağdattan gelir 2.2.2017





2.2.2017



Balın olsun müşteri Bağdattan gelir 2.2.2017








balın yoksa bal dudağın olsun atasözü. İkram edecek bir şeyin yoksa da hiç değilse güler yüzünü eksik etme








balina kusmuğu

b.a.
Balina kusmuğu amber olarak da adlandırılır. İlkin dışkı gibi kokan bu madde, sonrasında esanslarla bileşim haline getirilerek güçlü bir kimyasala dönüştürülür.

it. balena + tr. kusmuk-u
"Eylül Öztürk'ün eşi Kenan Özkan da, Akkaya'ya "Daha düne kadar elimde balina kusmuğu var, nereye satabilirim tanıdınığınız var mı diye peşimizde geziyordun. En son koli koli ürün istedin afet bölgesine götüreceğim diye,yolladık sonra ne yaptın bilmiyorum. Kaç kere kıza teşekkür ettin kendi storylerinde şimdi ne oldu?" yanıtı vermişti.", Cumhuriyet, 13.12.2023"



balina kusmuğu | İngiltere'nin Morecambe şehrinde yaşayan 48 yaşındaki Wilman, tam 100 bin pound değerindeki bir esmeramber buldu. Aslında balina kusmuğu olan esmeramber (ambergris) parfüm yapımın kullanılan önemli bir madde.,31.1.2013, | http://www.mynet.com/haber/ilginc-haberler/buldugu-tas-sayesinde-zengin-oldu-675966-1 | Halk arasındaki adıyla 'balina kusmuğu' olan ambergrisi (esmer amber)-., | HaberT, 1.2.2013

a.






balinalı

s.
balina resmi, motifi olan.


"Sanki dün gece -yani kırk üç sene önce Sırp aslından o artist 1910 giyimiyle- ayaklarında uzun, sivri uçlu glase botlar, kat kat fırfırlı dantel ve kordela yığını eteklikler, balinalı korsesi, elinde yelpaze, sahneye çıkıp bir eski zaman numarası yapmıştı.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 13"



balistikıyye | Topların havass-ı balistikıyyelerine göre kullanıldıkları hedefler hakkında umumi ve muhtasar mülahaza 1925-26 senesi tabya tedrisatına mahsustur yıldız, erkan-ı harbiye matbaası, 1926, taşbasması (1 levha) topçuluktan fenn-i remye dair malumat-ı esasiye yahud mülahhas balistik: pliliperonne, A., (çeviren: Ahmed Muhtar Paşa). İstanbul 1308 (hicri) (miladi) daire-i askeriye matbaası, 5+83.

a.






Balkabaklı / bal kabaklı | Yıldız şeflerin gurme dokunuşlarıyla hazırlanan mönüde; kıyma ve bulgur ile doldurulmuş balkabaklı dilim dolma -., | HRKelebek, 21.11.2015 | bal kabaklı | Atlı Gurme Trakya köy usulü bal kabaklı erişte, 4.7.2021, Malkara (ambalajdan) |

s.






balkan

a.
dağlık.

tr.
Şıpka kasabası Balkan içinde / Dalkılıç yaresi kalkan içinde / Şehitler yaturlar al kan içinde / Anlarda şefaat kala mı Yarab? 27



balkan | dağ. | Maazallah herhangi bir gıda maddesi buhranı da vaki olabilir. Böyle bir hal karşısında bırakmış olduğum 100 silah, ehl-i erbaba verile, bunlar ki hayvanat-ı vahşiyenin yumurtada ve yavruda olmadığı sıralarda balkanlara çıkıp avlanalar ki zinhar hastalarımızı gıdasız bırakmayalar. Fatih'in vasiyetnamesi.

a.






Balkanlı | Hemen bütün yazarlar, 'Şark Meselesi'ni, Türklerin Avrupa'dan atılması ve paylaşılması şeklinde yorumlamışlar ve Balkanlıların zaferlerini, bu yolda atılmış ilk adım olarak alkışlamışlardır., | F Şahoğlu/Loti, CCT, 23

s.






balkanlık | Toprak mis gibi kokuyordu. Koyu rengiyle, yağlı görünüşüyle belki de yörenin en bereketli toprağı olacaktı. Çünkü, yıllardır ekilmemiş, sürülmemiş otluk balkanlık bir yerdi. / Evet dağı bağ yapmamışlardı, ama balkanlık, taşlık, çalılık bir yeri cennet gibi yapmışlardı., | M İzgü, ÖK, 103/109

s.






balkanlılar | Birleşip Balkanlılar / Elbirliği ettiler / 'Türkleri Avrupadan / Çıkaralım dediler'., | T Aydın, Atatürk'üm, 1964, 20

a.






balkesdi





"Burası balkesdi ve burda devirici bir çalışma yok tek bacım koymadan mücadele ediyorum nacik secidbile maletifin çalışma yok olmayı çok isterdim ama gerçek bütün halkların bilmelidir sol partiler tabla partisidir orkduluk sıfır ayarında Yok böyle bir toplum onurlu olmaz", @Ik1Kbal, 29.02.2024, X"



balkılavuzu (kuş) **








balkımak | 1. parlamak, parıldamak. | Şu beyaz sütunlu divanhaneler çepçevre / Ve içiçe elli oda cilâlı mermerden / Balkırdı neşeyle, çınlardı sevinçten, S Batu, Güzel Helena, 1959, 57 | Ay balkıyıp durdu göklerde, hem denizde, hem ovada, sıcağını yitirmemiş yuvalarda ötüştü kuşlar., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 26 | Baca bir planör gibi yükselir göğe doğru / Köy balkır panzehir taşı ışıltısıyla., | Nezval, T Fişekçi, E Canberk, 65 | 2. nsz. şimşek çakmak. bk. balık oynamak. 3. nsz. Su halka biçiminde dalgalanmak. 4. nsz.Organ kesik kesik ağrımak, sancımak.

f.






balkonlu | (Dokuz Oğuzlar Sarayında Ulu Hatun'a tahsis edilmiş olan balkonlu üç kapılı bir salon) Muazzez Köksal, Çinli Şanka, 28.7.1942 | Gündüzleri ev işleri bitince apartman katının -bana göre- sağ yönünde, balkonlu odada otururlardı., | S Şengil, 1983, 45

s.






balkonsuz | Balkonu olmayan yapı. | İki katlı binada, yekpare duran, balkonsuz, bahçesiz, girintisiz, çıkıntısız tek oda, budur. Uyanık adam, uyumaya yönelse de, gene uyanıktır. Kendisine ayrılan güneydeki odaya girince birden duruyor., | İzzet Aslan, Atatürk Silifkede, 1969, 68 | Balkonsuz Emek'i görmelisin Atilla Abi..., | C Semercioğlu, HrKlbk, 16.3.2016

z.






Balkutusu | taptatlı, çok tatlı. | hürriyet sözcüğünü söylerken sulanıyor ağızları Kübalıların / balkutusu bir karpuzu kesiyorlarmış gibi / ve gözleri parlıyor erkeklerinin / ve kızlarının eziliyor içi dokununca dudakları hürriyet sözcüğüne, | Nazım Hikmet, Bİ KSŞ, 90

a.






ballandıra ballandıra | Çok methettikleri, bilhassa Ulunay'ın ballandıra ballandıra ağızlarımızı kuruttuğu 'Komedi Fransez'e de gittim., | Çalıkoparan, 73

z.






Ballandıra ballandıra anlatmak | Çok methettikleri, bilhassa Ulunay'ın ballandıra ballandıra ağızlarımızı kuruttuğu 'Komedi Fransez'e de gittim., | Çalıkoparan, 73








Ballandırmak | 1. imrenilecek biçimde övmek 2. Tatlı tatlı ve tafsilatlı olarak anlatmak | Sadece alacak yüzünden bir yaralama var. Onu getirdim. Ballandırmaya çok elverişli., | Çalıkoparan, 7

f.






ballandırmak | 1. İmrenilecek şekilde övmek. 2. Tatlı tatlı ve tafsilatlı olarak anlatmak. | Sadece alacak yüzünden bir yaralama var. Onu getirdim. Ballandırmaya çok elverişli., | Çalıkoparan, 7 | İyi şeyleri çıkarmışlar, kötü şeyleri ballandırmışlar, bire on katmışlardı, neler neler eklemişlerdi! Padişah bunları duyunca çok sinirlendi., | T Yücel, AM, 1964, 56 | aşk, aşk bir devrimcinin kendisidir yaşadıkça ballandırdığı., | Alişan Ata, 2000, 39

f.






Ballanmak | Daha bir ballanır uyku / Çocuklar kardeş oldu mu? / Barışır artık kurt kuzu / Çocuklar kardeş oldu mu., | Tahsin Saraç, Çocuklar kardeş oldu mu, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 199

f.






Ballaşmak | Ve İclâl rüyalaşmış, İclâl ballaşmış, bana gülümsüyor., | T Buğra, Hikayeler, 1969, 51 | Bununla birlikte -len- ve -leş- fiilleri bazan anlamca çok yaklaşırlar ve bazan birbirinin yerine kullanılırlar : sertlenmek / sertleşmek aksilenmek / aksileşmek şıklanmak / şıklaşmak ballanmak / ballaşmak ..., | T Banguoğlu, TG, 1974, 220

f.






ballı | 1. çok tatlı. | Antalya'dan aldım yaprak kınayı / Bezirgan'dan aldım ballı hurmayı / Yakma yengem yakma sen bu kınayı / Yaktığın kınaya pişman olursun., | Halk türküsü | O yâr ballidur balli!, | Halk türküsü | Çok ballısın! | C merkezli r yarıçaplı cemberdedfı seher çok ballısın!, | LeMan: krönik hastalığımız, 1991, C 47, 5 | Çok ballılar! Öpüyorum sizi., | Sebahat Öztürk, TÖL vatsapı, 25.9.2021 | 2. | şanslı. Ballı olmakSen çok ballı idin! Ben otobüslerde süründüm., | 7.10.2022 | Ballı Yahni | Bal, hardar ve kreme* karışımının tavuk bagetleri üzerine bocalanması ile fırına verilen bir çeşit yemek. | O, daima neşe içinde yaşadı... Sohbeti de tatlıydı, eliyle bize pişirdiği Şumnu yemeği | Ballı Yahnisi de tatlı..., | İ E Şumnu, Hatıralar, s.38

dey.s.a.






Ballıbaba / ballı baba | Canları konuşmak istemediği zamanlar beştaş oynar, ballı babalardan çelenkler örerlerdi., | G Dayıoğlu, Fadiş, 149 | Ve sonra yağmur iyice bastırınca /gömüldün yatağına ve uyudun /çocuk oldun ve ballıbaba topladın düşünde, | MGürpınar, 1981/1994, 38 | Şahsen müdür olsam / Sana baharda ballıbaba / Haziranda salkım söğüt getiririm / Sonra, gülhatmi / Yonca çiçeği / İt üzümü., | M Oruçoğlu, 1995, 34

a.






Ballık –ğı | 1. Bal konulan kap. 2. | Bağlarda görülen külleme hastalığı. 3. i a., bitki bilimi Ballıbaba. 4+. | bal toplamak için arı kovanına konulan ikinci kat. | Ballık koyarken: 1 –İlave petekler görülünce gecikmeden ikinci katı yani ballığı koymalı, 2- Arıyı alıştırmak için alt ve üst katlardaki iki üç çerçevenin yerini birbiriyle değiştirmeli, 3- Üçüncü kat konulacağı zaman bunu birinci katın üzerine, ikinci katı da en üste koymalıdır. Arıyı Bala Çalıştırmak İçin: 1- Arılara iyi bakmalı, 2- Onları iyi yemlemeli, 3- Birinci katı yani kulçukalığı* doldurunca ballık konulmalı, 4- Ara sıra muayene ederek yaptığı ana memeleri koparmalıdır., | Arı Besle, Ziraat Vekaleti T.E.S., Ç72, 6

a.






ballılaşmak | Şeker her türlü hurafeye kapı açar... Beyin ballılaşır..., | H B Çiçek, 8.5.2019, Rindan Whatsapp

f.






balmumlanmak | balmumu ile karıştırılmak veya sıvamak | Eski Yunan'da kadınlar, pamukları yuvarlayarak top haline getirdikleri iplikleri, Romalılar balmumlanmış ve yağlanmış ince yün tamponları kullanırdı., | | http://tr.wikipedia.org/wiki/Hijyenik_ped,30.3.2014de girildi | Balmumlanmış küçük ve ince burunlu ve narin burun delikli, saçları alnına dökülmüş, sapsarı, parıl parıl parlayan sevgili yavrucuğu yüksek bir yerde uzanmış yatıyor idi., | Tolstoy/AliFuad, Dua, İstanbul 1341-43 [1925]CihanMatbaası, 18

f.






balo

balo


fr.
birtakım harekat-ı laubaliyanesini maatterviç her gün tiyatro ve balolarda ve saire eğlence mahallerinde yiyip gezdiğini ima ile 5



Balo eldiveni | Balo eldivenlerini giymiş mağrur kuleler / Gece ağlıyor süslerken yılbaşı ağacını., | Nezval, T Fişekçi, E Alova, 85

a.






balomsu | baloyu andırır. | Kentin önde gelen kişileri toplanmışlar, balomsu bir gece eğlencesi düzenlemeğe karar vermişler..., | S Şengil, 1983, 34-35

s.






balon | Hava kaçıran ve devamlı alçalan bir balonda, bütün eşyalarını, hatta donlarını bile atmış birkaç kişi. –Kız mı, erkek mi? –Önemi yok? –Buldum. Kibrit çekmişler, kısa çöp bu adama çıkmış. –Kutlarım. Buldum., | Sohtorik, 1995, 26 | Balon mec. | Hocam konu çok önemli, bugünün müslüman düşüncesinin yapısıyla özellikle ilişkili. Siyaset ve akademi bağları, sosyolojik mühendislikler bir sürü gizil mesele vs. Zeynep Direk'in yazısı ise balon. Zira bakış açısı hala gezide. Utanarak şu kitabı paylaşacağım., | @MFBirgul, 24.4.2023, twitter | Balon | Anjiyografi, kalp ameliyatları, stent, balon uygulamalarında SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı ile anlaşmalarımız vardır., | ilandan, 12.9.2011

a. mec.

tıp




baloncuk | Şişli Florence Nightingale Hastanesi'nin bağlı olduğu Demiroğlu Bilim Üniversitesi'nden yapılan açıklamada, Dedeoğlu'nun hastanenin acil servisine getirildiği ve yapılan tetkikler sonucu baloncuk yırtılmasına bağlı beyin kanaması tanısı konulduğu belirtildi., | Hr, 1.3.2019

a.






balonlaşmak | Şişip balona benzemek | Şiştikçe şişti, balonlaştı, boynunu baston tutacağı gibi bükerek yürüdü çingene pilicinin dudaklarındaki boyaları kemirmeye, iğnelerini gözeneklerine batırmaya başladı. Bu kez madeni bir et döğeceğiyle pirzola gibi ezdim ama ezilmiyordu ..., | M Buyrukçu, İlişkiler arasında bir gezinti: günlükler, 1998, 175

f.






balonlaştırılma | 23 Nisanın balonlaştırılması, dün de yanlıştı ama özellikle Millî Hükümet sorununun güncelleştiği bugünkü koşullara hiç uymuyor. 23 Nisanı balonlardan, kurdelalardan, krapon kağıtlarından kurtarmak, o günün devrimci içeriğini gündeme getirmek, milli bir görevdir., | 23 devrimciliğini ayağa kaldırmalıyız, ulusal.com.tr, 9.5.2019g

a.






balonlu | Moskova adı altında çıkarılan balonlu propaganda kağıtlarını, borsa kabul etmemiştir., | Guguk G, 17.5.1947, 3 | balonlu sakız | Sonra, nasılsa açık unutulmuş bir büfeden iki tane balonlu sakız aldım, sakızlardan birini Jplei'nin anısına çiğnedim, ötekini çakmak cebime koydum., | F Ulay, 1998, 34 | balonlu poşet | içine eşya konunca balon gibi şişen ve genişleyen torba* | Paketlemenin güvenilir olması için: Kraft kağıt, gramajı yüksek koli, • Airbox havalı torba, • Köpük, • Balonlu pat pat poşet, • Balonlu ambalajlama naylonu pıt pıt, • Ambalaj battaniyesi, • Ambalaj köpük dolgu malzemesi gibi ürünlerden ürününüze göre ihtiyaç belirleyerek paketleme yapmalısınız., | M Erkayhan, E-Başla: E-ticaret ve E-ihracat Başlangıç Rehberi, 2021, 159

s.b.a.b.a.






baloz | meyhane | Ve Benli Niça, gene Samatyadaki evin sessiz odasını, balozları inleten sesiyle doldurdu./ O devirde Galatanın ünlü meyhaneleri 'baloz' adını taşırdı. / Sonra sonra bu ayak meyhaneleri şekil değiştirmiş ve 'baloz' adı verilen, tiyatro-bar karışımı bir hal almıştı ve işin aslında balozlar İstanbulda açılan ilk 'bar'lar olarak bilinmektedir., | ArapAbdo, 9/16/29

a.






balpeteği/bal peteği | 1. Arıların içine bal doldurduğu bal mumu levha, arı dalağı. 2.+ bal peteği biçiminde bir örgü formu | Ah bir an önce eve gidebilsem diye geçti içimden sanki ölecekmişim gibi içimdeki balpeteği titreşti – ah eve gitsem de örgümün başına otursam diye geçti içimden yalnızlığa karşı kendime bir atkı örüyorum yalnız günlerimde sarıp boynuma dolaşırım-, NGüngörmüş, 1999, 71

a.






balsamik | Salata hazırlarken ya da tavuk yerken. İşte burada. Parmaklarımın ucunda, bu kadar basit, mutfakta, balsamik sirke sosunda., | E Ensler, VM, 129

s.






Balta | -İyi ama... demişti, bu balta bilenmek ister. Kör balta ne işe yarar ki? , | O Hançerlioğlu, 1956, 77

a.






balta olmak (birine) argo.direnerek bir şey istemek, asılmak, musallat olmak: | O tarafı bırak; ortada dönen bir şey var; bunun hakkında fikrini söyle, şu külhanbeyleri neden kıza balta olmak istiyorlar? , | RHK, 107








balta sapını yonamaz

atasözü.
Kişi, kendisinin yapamayacağı işleri için başkasının yardımına gerekseme duyar.


"Balta sapını yonamaz. Kişi, kendisinin yapamayacağı işleri için başkasının yardımına gerekseme duyar.", Ö A Aksoy, Atasözleri ve deyimler S, C 1, 179"



baltacı Tr. balta+cı eşkıya, haydut. | [B]altacı' tabir edilen suç grupları da polis ve askerin bulunduğu enformasyon bakanlığı önünde ellerinde satır, bıçak gibi kesici alet ve odunlarla protestoculara saldırdı., | T, 10.10.2011 | Biszku'nun komünizmin çöküşünden 22 yıl sonra tutuklanması izaha muhtaç. Azerî katil | baltacı Safarov'un rüşvet karşılığı ülkesine iadesi ve sonra serbest bırakılması rezaletini unutturma çabası dâhil, birçok şey geliyor insanın aklına., | HBerktay, T, 13.9.2012








Baltalık | Çok eski bir dost seçip, uzun bir yol teperek ona sarılmış ve üzerime düşeni yapmıştım. Gerisi onun baltalığıydı., | Cafcaf, Güray Süngü, Bahar2013/54, 11

a.






Baltık | İsveçlinin Saklambaş* Oyunu // Baltık kıyısında uyumak üzereyken İsveçli çocuk / Duyardı / Gözleri kapandığını Stockholmdaki en yaşlı ağacın. ., | Dağlarca, Serçe parmak, 25








Balya | İzmir Müslümanlarını Yunan askerlerine katliam ettirdikten ve sükut ettikten sonra, İstanbul'dan da bizi çıkarmak ve Hilafet-i İslamiyeyi hasis bir balya gibi Anadolu'nun bir kasabasına nakletmek veya müzedeki eşya gibi, Topkapı Sarayı'nın bir köşesine tıkmak istiyorlarmış. (Alkışlar, olamaz sadaları.)., | S Nazif/Loti, CCT, 235

a.






balyaj | saçların uç bölümlerine uygulanan boyama yöntemleri. | Vaktiyle Semranım'ın papatyaları arasındaki rolü üçüncü sınıf olduğu için hüngür hüngür ağladığını Leylacık'ın bir ara ağzından kaçırdığı, başını örtme sürecinin henüz başlarında olduğu gece mavisi renginde, ham ipek şalını saçlarına şöyle bir sarıvermesinden, kızıl balyaj atılmış kâküllerini dışarıda bırakmasından anlaşılan, mihrap taş gibi kayınvalidesine | Annecim... annecim... demesini çekemiyordum. Kızıl balyajlı kayınvalidenin ikide bir | termesifon demesini çekemiyordum., | Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi, 2014, ?

a.






balyajlı | saçına balyaj atılmış olan. | Kızıl balyajlı kayınvalidenin ikide bir | termesifon demesini çekemiyordum., | Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi, 2014, ?

s.






Balyalamak | balya yapmak, denk yapmak | Adaylar her sabah guruplar halinde iş yerlerine dağılıyorlar, tohum ekiyor, hızar biçiyor, ot balyalıyor veya hayvan yetiştirme işleriyle uğraşıyorlardı., | Türkiye Cumhuriyetinde Milli Eğitim ve Atatürk, H E Wilson / İlhan Başgöz, 1968, 172

f.






Balyos | Venedik elçisi. | Kara surlarına karşı cehennem gibi top ateşi sürdü. Kuşatmada bulunmuş bir Venedikli yazıyor: 'Balyosumuz surlara götürülecek yedi araba yüklü siper malzemesinin naklini emredince, Rumlar para istediler. Bu şehir kimindi? Rumların mı? Bizim mi? ', | M Nalbantoğlu, 60 | Kara surlarına karşı cehennem gibi top ateşi sürdü. Kuşatmada bulunmuş bir Venedikli yazıyor: 'Balyosumuz surlara götürülecek yedi araba yüklü siper malzemesinin naklini emredince, Rumlar para istediler. Bu şehir kimindi? Rumların mı? Bizim mi? ', | M Nalbantoğlu, 60 MReşit

a.






balyozlu | balyozu olan. | Kaynar kazanlar, bir vuruşta kafayı tuz-buz edecek eli balyozlu zebellalar. Haklı olarak bir tanıdığım da şöyle yakınmıştı: Yahu bunlar hep işin kötü tarafını gösteriyorlar. Hep yanmadan sönmeden söz ediliyor., | Varlık, 1963, S 589-612, 10

s.






balyozluk | Oynuyor muydu, sahnede gevşemiş çiviler yerleşsin diye balyozluk mu yapıyordu; farkına varamadım., | Hacıhasanoğlu, 1954, 27

a.






balzamik | Mayonez veya kremalı salata sosları yerine sirke limon suyu veya balzamik sosları deneyin., | O Müftüoğlu, HrKlbk, 16.09.2015 | Salata yeşilliklerini, marul ve göbek marulu balzamik sos ile harmanlayıp, ..., F Makasçı, Raillife, Ekim 2019, S 133, 44

s.






Bam bam | Yeni bir savaş öğrendik bugün. / Bakın şöyle oynanıyor. / Bam bam bam / Ve düşüyor yere kargalar serçeler., | E Elönü, 2009, 2009, 37








bambaşka | Herkes bambaşka gözlerle bakacak ona... Kafasının, gönlünün içine değil, omuzundaki elbiseye, boynundaki kıravata, cebindeki diplomaya bakacaklar... Ş Belli, 22








bambu | Cane-chair hezaren cad, hezaren hanı, hezaren sokağı | hezaren | hezaren ile kitaplarda 107a kadar bakıldı. 19.8.2018

a.


ing.



bambulu

s.



bambulu oda kokusu



Bambulu | Tanrıçalar bile tutkundur ona. Ülkesi dünya cenneti, güzellik onda, zerafet onda... Tahtırevan tekrar yola düzüldü. Bambulu kadın yeni bir hükümdarın önünde söz aldı: Karşında Avanti beyi! Sipra ırmağı yıkar has bahçesini., | C Meriç, Hind edebiyat, 1964, 68

s.






bambur | Gecenin o saati Kasımpaşaya doğru giderken, neşesi ziyade olduğundan olsa gerek, çöp dolu zeytinyağı ve margarin tenekelerini birer birer bambur gümbür tekmeliyordu., | İOAnar, 2013, 50








bammm yansıma büyük ve ani gürültü sesi | Bu halde ne kadar gittiğimizi hatırlamayorum birden bammm diye büyük bir gürültüyle sıçradım uyuduğum koltuktan., | TKöseoğlu, T, 20.1.2012








bamya | Çiçek bamya/sı | İri tiplerden | sultani ve | Balıkesir (tonbul), | Bornova (manikürlü) bamyaları yaş olarak yenir, çok meşhur olan küçük Amasya bamyası (ak-bacak-çiçek) ise kuru olarak saklanır. Küçük boyda iken toplanıp kurutulana «çiçek bamyası» denir. Bunlar dışında «Edirne» ve «çayır» bamyaları da sayılır., | B Oğuz, Türkiye halkının kültür kökenleri: Giriş, beslenme teknikleri, 1976, 424 | SEBZECİLİK İplere dizilerek kurutulup yurdumuzun her tarafına ve Ortadoğu ülkelerine satılan Amasya çiçek bamyası ile ünlüdür., | H Menç, Amasya, 1997, 43

a.






bana








bana bana | Banarak, batırarak | Ayranın en iyi katık olduğu zamanda, ekmeğini ayranına bana bana nasıl yediğini, bir tas ekşi ayranın ekmek banıp yemeyle bir türlü bitmediği acıklı sesiyle bir anlatışı vardı ki., | O Şahin, 1999, 58

z.






bana mısın dememek

dey.



Cilet attı yüzüne! Taştan beter | 'Bana mısın?' diyor mu hiç Hiçlik? 47



bana mısın dememekhiçbir şey etkili olmamak, hiçbir şeye aldırış etmemek. | Bir başka oltacı cıva verdi, zokayı parlattım. Yine bana mısın demedi olta. Vazgeçtim balık tutmaktan. Geldim dayandım elektrik direğine. Koydum ayağımı rıhtım taşına. Düşündüm nasıl edeyim, diye. Kararım kat'î idi., | Sait Faik, Son kuşlar [ve] Mahkeme kapısı, 1965, 66

dey.






Bana neci | Gören görür! Görmeyen ise bilin ki bana necidir! Gördüğüm manzara bürokrasinin epey bir süredir zeytinyağlı kızakla kaymaya başladığıdır! İhanet dört koldan!, | O Diyadin, www.internethaber.com, 11.6.2022








bana neci olmak | umursamaz olmak. | Türkiye'de Bülent Ersoy gibi tuzu kuru bir kaç eşcinsel-transseksüel var ki haklarımızı elde edebilmemiz için yaşamları boyunca hiçbir çabada bulunmadılar, bize yol açmadılar, | bana neci oldular., | Yçongar, T, 16.11.2010

b.f.






bana nesi ayn m. Bana ne. | -Yenilin, hükmen de yenilin, mükmen yenilin de yenilin, bana nesi. Vazo gitti vazo, güzelim vazo., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 109








bana-başı | Gör, a ümmeti Muhammet!' diye feryat edip Sofyada, ariflerin ve dostların toplantı yeri Bana-başına varır., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 26

y.a.






banalite | banallik, bayağılık. | Freni boşalmış Hülya'nın, erdemden uzak banalite çeşitlemeleri!, | Telesiyej, T, 24.5.2011

a.






banalleşme | Makbule: Benim balıkta çok duygusalımdır ayrıca sanatçı ruhluyum ve hayalperestim Elizabet Taylor, Ayınştan (einstan). ... Şahika: Banalleşme Burhaaan!, | AvrupaYakası, 24.9.2007 | Yüksek sanatın banalleşmeye seyrettiği yerde bir karşılaşma ve karışma yaşanıyor aynı zamanda, bir taraftan da metaların sanatın dünyasından ayıran sınırı aşmaya zorlanarak yeni bir üretim gerçekleştirmeye çabaladığı, Ranciere'in, Estetiğin Huzursuzluğu'nda altını çizdiği süreç bu., | CAktaş, T, 19.4.2012

a.






banalleşmek | Kimi Osmanlıdan miras devlet kurumları külliyen çöktü, keşmekeş banalleşti., | CAktar, T, 19.12.2014

f.






banalleştirmek | İng. Banal + tr. -leş-tir- adileştirmek, sıradanlaştırmak, bayağılaştırmak. | Bu sözü banalleştirmeyin, yetti artık! AB'den UCM tututklama kararına | anti-semitizm suçlamasına isyan., 27.11.2024, basın

f.


ing.



banbino

a.


?
"Kimseye gücenme Banbino / Her ipek mendile nakış işlenmez. / Her ağaç gölge verir, çiçek verir, dal verir / Her dalın meyvesi dişlenmez.", Ş Belli, 1962, 55"



bandabuliya | hal | Selimiye Camii, bandabuliya (hal), bedesten, sırıtan sessiz develeriyle Deveciler Hanı, körükleri har har eden kara demirciler, arşınla kumaş ölçen kumaşçılar, saz büken sandalyeciler, manifaturacılar, yorgancılar, bakkallar, şekerciler, dülgerler, dilenciler falan hep buradaydı., | MMünir, Milliyet, 19.8.2007

a.






bandaj


1. a. sargı ile sarma. 2. Bağ, sargı.
a.
fr. bandage.
...(şeffaf pet şişe içerisinde bandajı çıkarılmış su hariç) (...) sargı bezi, koltuk değneği, atel, yürüteç, baston, boyunluk, korse, oturma simidi, alçı, bandaj, dizlik, göz damlası, astım ilacı/pompası/sprey ile Sınav Giriş belgesinde belirtilen bina ve salonda sınava girebileceklerdir.
ÖSYM Hizmete Özel 2024 görev talimatı



bandajlı

s.
bandajı olan.


"Kremlin Sözcüsü Peskov gazetecilerin sorularını yanıtladı. CNN International Peskov'a şu soruyu yöneltti | "Mahkemedeki videolarda sanıkların gözle görülür şiddet belirtileri olduğu dikkat çekiyor: morluklar, yüzün şişliği, kanla kaplı bandajlı bir kafa, içlerinden biri tekerlekli sandalyede ve gözleri kapalı. Daha önce internette işkenceyi çağrıştıran video ve fotoğraflar ortaya çıkmıştı. Onlara ne oldu ve bu konuda nasıl yorum yapabilirsiniz?'Peskov bu soruya tek bir cümle ile yanıt verdi: 'Hayır, bu soruyu cevapsız bırakıyorum'.", Hr, 25.03.2024"



bandıl | ? ? ? | hem cinyıs hem de hambıl yav time'ın kapağında görürsek seni şaşırmam yav / Aynı zamanda da bandılım. Cinyıslık, hambıllık vs. hepsi tek pakette toplanmış resmen., | 5.9.2013, | http://oyungezer.com.tr/forum/discussion/901839/doek-icini-/p1040 , 28.12.2015g

a.






bandıra

a.



"Vardiyadan bağırdılar: -Üç direkli bir gemi! / Kaptan sordu gür sesiyle: -Bandırası belli mi? / -Venedikli. / Bu ses bütün göğüsleri dolaştı.", E B Koryürek, Gemiciler, ?"



Bandik atmakArgo. çelme takmak. | Bandik atıyorum size, olur mu? Bağan Gidersoy, 3.3.2023

dey.






Bando | Yine bu Anglosakson usulune göre, öğrenciler kendi aralarında türlü ilim ve jimnastik cemiyetleri kurmuşlar. Bunlar kendi aralarında yarışıyorlarmış. Güzel bir müzik bandoları da var. 53

a.






bandocubaşı | Uygun adım marş gidiyor, elindeki almaşekeri bandocubaşının püsküllü sopası gibi havaya doğrultmuş... | , | AKilimci, S, 7.4.2013

a.






bandolu | Çiçekçi telefon bekliyor ölüler çevresinden. Bandolu, mızıkalı, büyük ölüler olmalı, diyor içinden... Yüz çelenk, üç yüz çelenk, beş yüz çelenk miktarında..., | Ş Belli, Bir Yangının, 21

s.






bandrollenmek | Böylece bandrollenmiş (ve kodlanmış) olarak satışa sunulan müzik albümlerinin verileri Telif Hakları Müdürlüğü'nde arşivlenmektedir ve bu veriler dönemsel olarak MESAM'a da gönderilmektedir., | Toplum ve Bilim, 2002, S 93-94, 53 | Bandrollenmiş sinema ve müzik eseri nüshaları ile süreli olmayan yayınların ekinde verilen içerik tamamlayıcı niteliği bulunan materyaller, / Bakanlık ile mülki idare amirlikleri bandrollenmesi zorunlu olan nüshaların ve süreli olmayan yayınların, bandrollü olup olmadıklarını her zaman denetleyebilir., | Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 14.01.202 ve 31364 | RG

s.f.






Bandrollu/bandrollü | SOĞUK ALMA Yatarken bir iki dane Aspirin BAYER komprimesinden alındıkda az zaman zarfında tedavi ve faideli bir suretde terleterek umum ihtilatâtı teb'îd eylemiş olur. En muannid ve vahim soğuk almalar Aspirin BAYER komprimeleri ile zail olur. Hakiki olduklarını temin eden kırmızı bandrollu (BAYER) ambalajına dikkat ediniz. Resimli Gazete, Sene 3, Numara 124, | 7, Cumartesi 16 Kânûnisâni 1926

s.






Bang | Sabaha karşı aksırmaya başlamıştı ve her aksırık dizisinde orkestra | bang! yapıyordu., | E Triolet, Gün doğarken, 1982, 47

a.






Bang bang | Hoşçakalın! (sic) diye haykırdı Ateşopu, ufacık mavi kıvılcımlar saçarak havalanırken. Bang! Bang! diye cevap verdi, gerçekten de çok eğlenen kestanefişekleri., | Wilde, Abamor, tsz, Mutlu Prens, 80








bangaççiya

a.
?
den.
it. ?
"İhtiyaten birkaç gün yetecek kumanya aldım. Büyük bir su testisini de bangaççiya'ya bağladım ki, devrilip kırılmasın. Şafak sökerken limandan kıyı rüzgariyle çıktım.",
H Balıkçısı, Mavi Sürgün, 1961, 172



Bangalore yargı etiği ilkeleri | Yargıç ve savcıların bağımsızlığına ilişkin temel ilkeler yalnızca ulusal mevzuatta değil, uluslararası belge/düzenlemelerde de yerini almıştır. Bu bağlamda karşımıza hakim ve savcılara ilişkin etik değerlerin/ilkelerin düzenlendiği 'Bangalore Yargı Etiği İlkeleri' çıkmaktadır. Bunların başında 'bağımsızlık', 'tarafsızlık' ve 'dürüstlük' ilkeleri gelmektedir., | MKılıç, 21.01.2014








Bangır bangır | 138. madde her gün katlediliyor. Yargıya bangır bangır talimat veriliyor. | , | S Demirtaş, Cum, 17.7.2019

z.






Bangkok | Bangkok'a gitmeyi delice arzuluyordum. Bangkok'a! Sihirli ad, kutsal ad!, | Conrad/Çakmak, Gençlik, 29

a.






Bango | banko, sıra, masa | Gülsüm, Murad'la baş edemiyeceğini anlayınca, masadan kalktı ve bangoya doğru yürümek istedi, | O Özdeş, Gecekondu Rüzgarı, 1960, 66

a.






Bank | Banka. Etibank, Sümerbank.

a.






banka | bilgi bankası | Kazancı hukuk otomasyon hukuk eserleri bilgi bankası programı., | 13.10.2015g

a.






bankalı

s.
a.m. banklı. bir bankanın mudisi veya çalışanı olan.


İş Bankalı, 2.7.2024+



Bankamatikçi | fiilen çalışmayıp aydan aya bankadan kart ile aylığını alan işçi/memur | CHP'li başkandan Tunç Soyer'e sitem: Soyer bankamatikçilerini geri alsın. SabahG, 17.11.2019

a.






bankamatikçi | işe gitmeyip aydan aya bankamatatikten maaşını olan memur. | Medet Yalçın yalama trol heryere yazıyon bankamatikçi heryerde kendini yırtıyon ... Medet Yalçın yalama kendi kimligin bile yok verdim seni savcılığa., | BB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına ... Facebook · Teyit 80+ tepki , 26.04.2025, Facebook

a.






Bankasız | Bankası var olmayan | Bankasız, sermayesiz ve makinesizdik. Türk milleinin öz kaynaklarından başka hiçbir şeye güvenemezdik. Her şeyi kendi paramız, kendi gücümüz, kendi ..., | Ayın tarihi, 1934, C 10-11, 511 | Asrın demirinden ve dumanından kaçan Akif, minarelerin dibinde cücelikleri artan dükkânlara ve evlere bakmıyarak bankasız, borsasız mânevi bir İstanbul'da yürür, cadelerde kendi kendinden ibaret kalarak programlı bir dalgınlıkla sokaklardan ge-., A Cerrahoğlu, Bir İslâm reformatörü Mehmet Âkif, 1964, 62 | Bankasız kefilsiz [kredi], ?

s.






banklı

s.
a.m. bankalı.


Akbanklı, 2.7.2024+



banko | Cevap banko 'Raziye Demir' olur, değil mi? , | AGörmüş, T, 10.11.2010








bankosu olmak | gediklisi olmak, vazgeçilmezi olmak. | Şimdi o kayıp yılları telafi adına önce Trabzon formasını üzerinden çıkarmamalı, A Milli Takımın bankosu olmanın yollarını arayıp bulmalı-., | FUraz, T, 17.9.2011

b.f.






banlamak | to bann. özellikle sosyal medyada, internet ortamındaki canlı yayınlarda katılıma yasaklamak, engellemek.

f.


ing.



banlamak I | Ulumak. | Fakat işin kötüsü, evin bacasında bir başkuş banlıyor ve uğursuz sedası arada bir mahallede yankılanıyordu., | İOAnar, GK, 87

f.






banlanmak II | Yasaklanmak. | Peki niçin hiçbir yazar bu olanların provokasyon olduğunu söylemedi. Bu kadar yalan ve iftira hiç itirazla karşılaşmadan günler boyunca Ekşi Sözlük'te nasıl gündem olabildi? Çünkü bu operasyona karşı çıkan yazarların tamamı banlandı. Cimer linki veren yazarlar anında uçuruldu., | @Abese_irca, 17.2.2023, twitter

f.






banmak | Ey hileci, ey hilebaz! / Nefsini sen eyle îkaz! / Bu şarab-ı aşka bir kez / Parmağını ban dediler., | Borlu Kemalî Baba, 55

f.






banotu | Tıpkı bir tanrı gibi, gülü, geceyi ve banotunu yaratan., | Nezval, T Fişekçi, 36

a.






bant -dı | koşu bantı | bant reklam | Maçlarda bant reklam yasağına itiraz eden tek medya kuruluşu var, başlığı altında Sabah gazetesine ve atv gurubuna saldırdı., | HUluç, Sbh, 19.8.2015

a.


ing.

GTS-



bant a.








banyanîler | Fisagor'un kendilerinden felsefe tahsil etmiş olduğu Banyanîler ise yalnız Hindistan ile İranda bulunmaktadırlar., Ebuzziya Tevfik, Millet-i İsrailiye, 1305/1886, 4 | Musova halkı | dagi, bagi, zengidir; cümle ülkeler Portakal, yani Portekiz, İngiliz burada Paşa sarayına yanaşır; kıblesi kuzeyedir, karşısı iki yüz mil uzaklıkta Yemen'in Luhya iskelesidir, kıymetli eşyaların bulunduğu Banyan mahzenleri vardır; şeddadi taş binadır; altın ve kuruş gayet çoktur; Banyaniler, Habeş Paşasına rüşvet verirler. Habeş Paşası ile Dumbiye sultanı arasında karşılıklı çok çeşitli ve kıymetli mal değişimine dayanan ticaret yapılır. Halkının ömrü uzundur. Banyaniler ateşperesttir ama şarap ve domuz eti tüketmezler. Gayet zengin ve temiz insanlar olup beyaz sarık sarıp beyaz Hint esvapları giyen bu halk, hesap işlerinden çok iyi anladığından ve güvenilir adamlar olduklarından, Habeş diyarının gelir giderleri ve gümrük defterlerinin tutulması işi onlara aittir.Tezcan, N. (2011). Nil Yolculuğu: Mısır, Sudan, Habeşistan. Evliyâ Çelebi: doğumunun 400. yılında (s. 244-265). TC Kültür ve Turizm Bakanlığı.

çoğ.a.






banyo | 1. Sadi Aksu, kum banyosu, kükürt banyosu, çamur banyosu, güneş banyosu, göz banyosu da dahil bütün banyolardan hoşlanmak zorundaydı, bu romatizma yüzünden. Yalnız deniz banyosu hariç!, | R Ilgaz, Keş, 1972, 36 | 2. argo. bir kadını, özellikle soyunurken, giyinirken vb. uzaktan, kaçamak seyretme. | Yavuz'la Mahmut kuma yatmış uzaktan göz banyosundalar... Camgöz ise ciğerci kedisi gibi kızın etrafında dolaşıyor. Kızın soyunduğu kabinenin yanındaki kabineyi ise çoktan ayarlamışlar bile., | TAral, SÖ, 141 3. bakmak, süzmek.

a.






Banyo ettirmek | -Çok konuştun ama... Sen git resimleri banyo ettir., | N Tuncer, Trafalgar, 163








Banyolu | Bizim her şeyimiz var bir çocuk için: bir bahçe, hem de ne bahçe!... Banyolu bir yatak odası 69

s.






banyoluk–ğu BTS- | banyo yapacak yer/ şey | Valide beyaz, çıplak, tombul memeleriyle Kosta'nın banyoluğu içine oturmuş olduğunu ve kahkahalarla gülerek küçük ve mini mini bacaklarını salladığını görüyor,-, | Tolstoy/AliFuad, Dua, İstanbul 1341-43 [1925]CihanMatbaası, 12

a.




bts-



bar

a.
meyve.


"Bu aşkın ezelî pîr badesinden / O da bilinmez bir sır idi geçti / Devrolmadı bunun iradesinden / O da çiçeksiz bir bar idi geçti.", San, Hicranî, 94"



bar |

a.






bar | 20-30 gram arasında yüksek protein içeren enerji yiyeceği. Tadı ve görünüşü snickersa benzer. Kalori miktarı markasına göre 200-400 arasında değişir... 26.1.2008, outshined, EkşiS | Son yıllarda en büyük oransal satış artışını yakalayan sporcu takviye gıdaları olan protein barlarına biraz daha yakından bakalım., | 7.4.2014, www.bodytr.com › Vücut Geliştirme › Supplementle, 30.9.2015

a.






Bâr | Hak'a şükr idelüm her bâr / Yaratdı suret-i insan / Kim oldur fail-i muhtar / Anuñ emrindedür eşya.

a.






bar | Meyve. | Dedim dolaştığım bahçe bağ benim / Demedi dalında bar ben olaydım, | AşıkCemalDivani, Hecetaşları, Eyl2015, sa.7

a.






Bar | Nefs-i emmareyi atıp taşladı / Hemen ilim öğrenmeye başladı / Bülbül oldu dost bağında kışladı / Yunus barı, bar Yunus'u aradı., G A Gülhani, 34

a.






Bâr | Vakit, zaman. | Saatin çaldığı evkât değildir her bâr / Müddet-i ömrü gelip geçtiğine eyler âh, | Koca Ragıb Paşa**

a.






bar bar bağırmak | O zaman bir köylü Hocaya gelir; / Der ki: -Hocam, demin bar bar bağırdın; / Heyben bulunmasaydı ne yapardın? , Kanık, NH, 54








bar havası

b.a.
barda çalınan müzik.

ing. bar: Danslı, içkili eğlence yeri + ar. hava + tr. -(s)ı
"Belkıs, kendine gel, çaldığımız bar havası idi; diyerek güldü ve salonun bir tarafında pokerciler grubunu, diğer köşesinde o genç kızlarla küçük Celis'i görür görmez derin bir can sıkıntısiyle tekrar piyanosuna döndü.",
YKK, Kiralık Konak, 18 (ilk baskı 1922)



barağı

yer a.



"Barağı ve sultaniçe köyleri Keşandan Eneze giderken geçtiğimiz güzergah üzerinde yerleşmişlerdir.", F Gedikli, 23.4.2024"



Barağı köyü yer adı.








Baraj | Yağmur, bu memlekette üç dört senede bir yağıyormuş... Yağmıyormuş, bir sel halinde iniyor, sarnıçları, havuzları, barajları dolduruyor, birden kesiliyormuş. Ta yeni yağmura kadar kullanılan, içilen ve hurmalıklara akıtılan bu sudur. Çürümüş, sineklenmiş, kurtlanmış, kokmuş bir su... ., | R H Karay, Gurbet hikâyeleri, ? 66 | On dördüncü kısım ise Çineçayı üzerinde yapılacak olan baraj mahallinin tafsilâtlı plânını bitirerek Koçarlı ovasının sulanması için açılacak kanal geçeğinin tayini işlerile oğraşmaktadır., | Ankara YZE Çalışmalar D, 1937, S 25-32, 2 | Kanallar birbiri ardınca nehirden çıkarak kollara ayrılırlar, nihayetde bir baraj vardır ki suyu göle akmakdan meneder. Karların erimesi zamânında fezeyan olunca fazla biriken su dalgası barajı yıkarak etrafa bir zarar vermeksizin akıb gider Ülkü, Ağustos 1940, C 15, 533 | Bu sebepledir ki, s? akımı yukarıdan aşağıya doğru vuku bulan baraj memba tarafında kompaksiyon ( sıkışma ) zuhur ederken , su akımı aşağıdan yukarıya doğru olan baraj mansabında ise amöblisman ( gevşeme ve hareketlileşme ) görülür., | MTAE Yayınlarından, 1966, 39 | 2 Seyhan projesi: Yurdumuzun en münbit bölgelerinden olan Çukurova'yı , sık sık büyük zararlar verdiren taşkınlardan korumanın en müessir şekli nehir akımını düzenleyecek ve taşkın sırasında gelen fazla suyu toplıyacak bir baraj inşası ...Bayındırlık işleri D, 1949, C 15, 160 | Ülkemizde yeteri kadar akarsu bulunmasına karşın , her nedense baraj yapıp bundan yararlanmak kimsenin aklına gelmezdi . Bu yüzden dış ülkelerde Türkler için , « Su akar Türk- ler bakar » diye bir deyim üretilmişti., | Kemal Bağlum, Anıpolitik: 1945-1960, 1991, 168 | Olmayınca da tıpkı | baraj ve | garaj gibi | oraj kelimesini de çantamıza atıverir, fırtına ile karışık yağmur yağdıkça çıkarıp kullanıveririz doğru değil mi? Hayır, mes chérs amis, hiç doğru değil! | Baraj ve garaj icat hakkı bize ait ...P Safa, Osmanlıca türkçe uydurmaca: Objektif 1, 1978,? | Kızılırmak yukarı sahalarda pek derinden akmasından yapılacak baraj büyük masraflarla elde edilecek, Osmancıkta ise yapılacak baraj su toprağın tam yüzüne çıkmış olmasından pek az masrafla başarılabilecektir., | C.H.P. Beşinci Büyük Kurultay zabıtları, 29 Mayıs 939-3 ..., Ankara 1939, 151

a.


fr.



baraj üstü | Üstelik bu, baraj üstü kalması halinde MHPnin mv sayısına dair bir tahmindir., | ŞOğuz, Sbh, 19.8.2015

a.






barajaltı/baraj altı | Ana barajaltı partisi MHP/ Bugün MHPnin neden barajaltı kalabileceğine dair birkaç bulguya işaret etmek istiyorum./ Bu durumda ana muhalefet değil, ana barajaltı partisi MHPden söz ediyor olabiliriz., | ŞOğuz, Sbh, 19.8.2015

a.






Barba | rum tefeci? | Meis adası ahalisi bu tecavüzde pek ilerü giderek hatta işgalden evvel büyük vefa!!! ve samimiyet gösteren Barbalar bile memurîne [memurlara] pek çok hakaretler icra ve kadınlarımızı günlerce zulüm ve işkenceler altında inleterek sonra da ba'zılarının namuslarına tecavüz etmişlerdir., | İlkul14 | 2. | Meyhaneci | -Bir parça ekmek versene barba! ., | O Kemal, 1969, 38 | Gerçek kilise şuracıkta olduğuna göre hadi vre barba, iki adım yürümek zahmetine katlan da ister papaz efendinin mahreminde günah, istersen mihrabın önünde istavroz çıkart., | HUluengin, T, 23.6.2012

a.






Barbie | Saat okumaktan hiç korkmaz oldu. Boz-yap çözmeye, boyama kitabı renklendirmeye, Barbie bebek süslemeye bizden daha çok, o can atardı., | B Uzuner, Karayel Hüznü, 1993, 54

a.






barbie bebeği | Restoranda ayrıca kendinizi bir 'Barbie bebeği' gibi hissetmeniz için içine girebileceğiniz bir kutu da var., | T, 1.2.2013

a.


ing.



barboyluk / bar boyluk | barda garsonluk | Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde doktora öğrencisi Alper Aslan, tatil bölgelerindeki barmen-turist ilişkisini incelemek için iki sezon Marmaris'te barboyluk ve bulaşıkçılık yaptı., | R, 27.4.2012

a.






barbudolar





"Gerçi hâlâ var ama / Biz bir suya girerdik dünyanın öbür ucundan çıkardık / Anımsarım / Barbudolar ihtilali kazandıklarında / Bizim evin üstünde yemyeşil bir çocuk doğdu / Herkes bir meşala yaktı ve düzlüğe indik / İlk yarışı kim kazansa iyidir", Haydar Oğur, 1994, 113"



Barbunya | Adını bir türlü anımsayamadığımdan cebimde bulduğum buruşuk kağıtlara yüzünü çizdim, yürüyüşünü çatallı sopaları barbunyalara saplayışını taklit ettim, bana okuduğun şiirleri okudum., | F Ulay, 1988, 73

a.






Barbut a.O gece Naci, karmakarışık rüyalar gördü. Barbutta kaybettiği paradan ziyade, Murad'ın yolunması, gururunu fazla kırmış olmalı ki, rüyasında her oyunda, her zar atışta yeniliyordu., | O Özdeş, Gecekondu Rüzgarı, 1960, 9








bardak –ğı | ağaçtan yapılma kova, gülek. | Çeşmelerden bardağun toldurmadın kor-ısan / Bin yıl anda turursa kendü tolası degül., | Yûnus Emre, 13. yy. | ibrik. | Torunu ile sohbetleri gece yarısına kadar devam etti. Sabah namazına kalktığında aptes bardağını (ıbrıgını) devirir. Karısına dikkatsizlik ettim diyerek rahatsız olduğunu söylemez., | asicaldan, 3.3.2017

a.






bardak eriği

b.a.



"Semizotu pişireceğim, mayhoş mayhoş hoşa gider, dünden kalma pilav da var. Komşu İhsan Bey bahçesinden beş on tane bardak eriği yollamıştı.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 61"



bardak mısır | Siz hiç bardak mısır yediniz mi? , | Kilis, 15.11.2021

a.






bardaklı -ğı | 1. bardağı yani biriği, kovası olan. | Bardaklı Baba ... Baba, geçinmek için bardak yaparmış. Her zaman abdest tazelemek için bardak taşırlarmış. Fakat fukaraları, o bardaktan abdest alırlar, yine de tatlı suyu ağzına kadar dolu dururmuş. O bardak hâlâ kutsal mezarında durur. Onun için 'Bardaklı Baba' derler., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 42-43

s.






bardaklık -ğı | yeni. Otobüs ve uçak gibi taşıma araçlarında yolcunun ikram edilen yemek tabaklarını ve bardağı koyduğu ön koltuğun arkasındaki tepsimsi.Bardaklığı, taksi [hareket] kalkış ve inişte kapalı tut. THY uçağındaki ikaz. | Alınan fazla bardağı tekrar bardaklığa bırakmayınız., | Şişli Memorial Hastanesi, Su sebili üstündeki ikaz.

a.






bardaklıklı | Arka koltuğun ortasında bardaklıklı kol dayama yeri., | YeniNesilToyotaCorolla tanıtmalığı /26.8.2011/

s.






bardaktan boşanırcasına | Şimşekler çaktı, yıldırımlar düştü, gökler gürledi, bardaklardan boşanırcasına bir yağmur yağdı, bıçak gibi bir yel esti., | T Yücel, AM, 1964, 32








bardan bardan | kar yağar bardan bardan / yollar kapandı kardan / ne gelen var ne giden / haber gelmedi yardan, | Sivas halk türküsü

z.






bardanga tüfeği | Omuzdan ve boyundan asılan küçük tüfek, | https://www.facebook.com/permalink.php? story_fbid...id., 2.11.2013de girildi 25 Ağu 2012 - la ilgili olarak | Bardanga köyünde bir çiftçi beyaz kobra yılanını sinirden, objektifamasya.com/wp-content/uploads/2012/.../25-Ağustos-2012_dd.pdf

a.






bârekallah


allah mübarek eylesin.


Kaptan derim gam bahrinde yüzene / Bârekallah benim halim yazana / Yıkılmış gönlümüz benzer hozana / Bu yılki güz, geçen güze benzemez., San, Hicranî, 107



Barem | Hükümetin, Barem kanunu çerçevesi içinde kendisine bu aylığı nasıl verebileceğini de tasarlamış, gerekli bütün formülleri hazırlamıştı., | O Hançerlioğlu, 1959, 40

a.






barğaç | (Sivas Hafik Kaballı Pirhüseyin köylerinde Alevi Bektaşi köyleri Koçgiri) Sinide patatesli hamur yağlı fırına veriliyor barğaç hiç maya koymadan hamur tuz iki kilo un barğac açma börek, gömbe babiko hepsi aynı şey H Erdemir, 7.2.2019

a.






barhana | barhane. | Hasretinle vasıl olam mı böyle / Mecnun'a da baki kalır mı Leylâ / Ölümlü dünyadır gel helâl eyle / Yüklendi barhanam gidelendi gel., | P S Abdal | Kışın tâ Malatyadan barhanalar, boyalı resimli kâğıtlara sarılı portakallar getirirdi., C Külebi, EK, 1953, 140

a.






barhane | barhana. | Bu koca barhaneyi bir kakavan Çerkesle bir bunak lala çeviremez., | Ulunay, MKS, 14

a.






barhar

a.
kuzeyden esen yel.


"Gedâ Hicranî der sönmedi nârım / Çelikten kılıcım pulattan zorum / Ağrı dağlarında esen barharım / Düşüp dumanıma şaşırmasınlar.// Dost bağını barhar aldı / Yüce dağları kar aldı / Döküldü güller saraldı / Derden (b) derman ara bülbül.", San, Hicranî, 191"



barınç | Ne zaman o haftanın yazısını yazmak için otursam aklıma sadece beyefendi, onun ailesi ya da Barınç'tan başka bir şey gelmiyor., | YKaraahmet, T, 1.2.2014

a.






barış güvercini |

a.






barış güvercinli 1993? | Okumak istiyorum / Yaşam güvenceli / Barış güvercinli / Kardeş duygulu / Bakışların bahçesinde., | İGKafkas, Esintiler, 35

s.






barış-septik barıştan şüpheli veya şüpheci | Daha süresi varken alelacele imzaya açılan sınırötesi tezkeresi ama en çok da barış-septik PKK çevrelerinin temel argümanı olan | Hükümet çözüm değil imha istiyor söylemine somut bir gerekçe yapılan | tampon bölge haberi hedefi tam 12'den vurmuştu., | YOğur, T, 5.10.2010








barışça 1993? | Çocuktur bunlar, çocuk. / Sevinç dolu gönülleri, / Kardeşçe, barışça çarpar yürekleri., | İGKafkas, Esintiler, ts, 12

z.






barışçılık –ğı | Her ihtilaf bu Dünya Hükümeti tarafından halledilecektir... ilh. Dünya Devleti tezi, barışçılık ve emperyalizm düşmanlığı yolunda insanlığın üçüncü adımıdır., | R O Türkkan, İleri Türkçülük partiler dyazani, 55

a.






barışçılık | barış taraftarlığı | Hepsi, gerçekten yapacak başka bir şey kalmadığı ve kimsenin pek barışçılık örgütleyemeyeceği durumlarla ilgili., | HBerktay, T, 7.3.2012

a.






barışık -ğı | İşittim, ki siz Türklerle barışık olmuşsunuz. Ben buna inanmam. şimdi tam fırsattır. Türkleri ezelim' dedi., | M Nalbantoğlu, 27

a.






barışsal | barışa dönük. | Barış andlaşmalarının tekemmül ettirilip kendilerine dürüst bir şekilde riayet edilmesi hususu; Milletler arasında barışsal ticaret menfaatleri yaratan ticaret siyasetlerinin tedvini., Ayın tarihi, 1937, S 43-44, 202-203 | Bırakarak barışsal erinçleri ve saf bir dostluğu / Özgür yüreğin ve ateşli tutkuların boğulduğu / Bu kıskanç dünyaya niçin geldi? / Niçin verdi elini değersiz karaçalıcılara? / Niçin inandı yalan sözlere ve okşayışlara? O ki genç yaşından beri insanları bilirdi., Yön, 1966, S 162-196, 14

s.






Barışsever | zamanımızın en istilacı ordusu: Avrupa komisyoncuları, tellalları, gezgin ticaret memurlarıdır. Bu barışsever düşmanlara kucağımızı açarsak, iktisadi istiklalimizi kaybetmiş oluruz., | F Şahoğlu/Loti, CCT, 29

s.






Barışseverlik –ği | barışçı olma, barışı gerçekleştirmeye çalışma. | Her katliâm olayında, Avrupa rahat bir seyirci durumunda kalıyor. Medeniyet, barışseverlik, konferans, hakem gibi büyük fakat boş kelimelerin gerçek anlamları nerede kalıyor? , | Loti, CCT, 43 | Bölgede gencecik canlar patır patır dökülürken, barışseverliklerinin fıtığı attığından olsa gerek eğilmeyi bile akıllarından geçirmeyenlerin, ordu operasyona başlayınca akrobat keslip ellerini altına sokacak makul bir taş aramaya koyulduklarını duyduk., | MAltınok, T, 26.8.2011

a.






barıştırıcılık | BTS- | Sorun silahın çatıştırıcılığıyla değil, siyasetin barıştırıcılığıyla çözülecektir., | GÖzaltınlı, T, 16.3.2013

a.




bts-



barıştırıvermek | Haydi baylar kin gütmekten vazgeçiniz. Burada sizi barıştırıvereyim., Moliere, Oktay Rifat, Sevda hekim, 1943, 25

bf.






bari | Allah. | Seni şikayet edem yüce Bari'ye / Hudut boyu arayanlar yürüye / Kanlı Çoruh ver yavrumu geriye / Açılan güllerim soldu götürdü., Artvinli Aşık Gülhanî, Torununa ağıt, 2001




ar.



bâri'a | güzel, evsâf-ı cemîle ve mezâyât-ı mukbileyi nefsinde cem ile akranına faik ve serbülend olan: [Tahrir-i bari, edib-i bari, üstaz-ı bari, recul-i bari]. Kamus-ı Osmani b ra ayın, 18? , 65 | Bâri'a, | Kemalzade Ali Ekrem, 1908 (kitap adı)

a.






barikad | Bir milletin gönlünü fethetmek, kaleyi içinden zaptetmektir. Kaleyi içinden zaptedenin de, dışarıya barikad yapmak ihtiyacı kalmaz., NFK, Çerveve, Son Posta G, 4.3.1939

a.






barista | Barda veya kafede çalışan kız | Otizm konusundaki farkındalık çalışmalarımız için baristalarımızdan bilgi alabilirsiniz., | Starbuck's, 29.4.2014

a.






barium | Romanın kadim Barium'u, / Hindistanın Tac Mahali, | Reddy/İslam, 22

a.






bariyerli

s.



3 D bariyerli pedi. 31.3.2021



Bariyerli | 3 D bariyerli pedi., | 31.3.2021 | ... dik kavşak kavşağı ve ihbar işaretleri zıg - zag sert zıg - zag u dönüşü devamlı virajlar ana yol üçlü kavşak t kavşağı çatal kavşak y kavşağı açık bariyerli demiryolu demiryolu kasis daralan yol dar köprü tehlikeli meyil 2.54..., | Ş Rado, Hayat aile ansiklopedisi: kadın, ev, saglık, C 2, 1964, 997 | Fermente süt ürünlerinde oksijen bariyerli ambalajları kullanmak avantaj olacaktır., | Tarım ve köyişleri bakanlığı D, 1991, 32

s.






Bariyersiz | demiryolu geçidi - Hemzemin geçit; karayolu ile demiryolunun aynı seviyede kesiştiği bariyerli veya bariyersiz geçit., | E Yılmaz, Hukuk sözlüğü, 1992, 202

s.






barklanmak | Sonraki yıllarda da evlenip barklanmamıza rağmen aile içindeki sevgi, saygı ve dayanışma hiç eksilmedi., | Suna Kıraç/ R Akar, 25

f.






Barkodlu | barkodu bulunan. | T.C. Kimlik Kartını kaybeden, nüfus cüzdanı olmayan veya nüfus cüzdanında T.C. Kimlik Numarası, fotoraf, soğuk damga bulunmadığı için sınava kabul edilmeyecek durumda olanlar için sınav yapılacak merkezlerdeki ekte sunulan İlçe Nüfus Müdürlükleri, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce 28 Temmuz 2029 Pazar günü 07.00 ile 10.00 saatleri arasında açık tutulacak ve söz konusu Müdürlüklere başvuran adaylara, müdürlük personeli tarafından fotoğraflı, imzalı-mühürlü/barkodlu-karekodlu | Geçici Kimlik Belgesi düzenlenecektir, Mehmet Baykal, 28.07.2019, Sınav Yönergesi

s.






barkodsuz | Şiirin adı Barkodsuz, bir tatlı huzur biraz da huzursuzluk. | Çünkü dokunamayacağım kadar yakınsın diyor bir dizede. Bu uzaklık karşısında tüylerimiz diken diken oluyor. | Tabii ki sırtına havlu konmuş bir aşktı / Tabii ki bütün ... | , | Okur D, S 27, Eylül-Ekim 2022, 39 | Ancak barkodsuz ürün de satılabilir. Dünyada yaygın olarak kullanılan çeşitli barkod formatları vardır. Bu barkodlar, süpermarketlerden perakende mağazalarına kadar birçok noktada satılan ürünlerde bulunur., | 8.6.2021, | https://wp.pts.net/blog/barkod-nedir-barkod-muafiyeti-nasil-alinir, N Varer | barkodsuz | Barkodsuz işlem yapılmamaktadır., | 15.10.2018

s.






barlanmak | Burun direğine mıh gibi çakılan berbat kokuya aldırmadan göle atlayıp temizlemeye koyuldu Yakup. Barlanmış, pelte pelte olmuştu pislik., | Necati Güngör, 1980, 7

f.






barlık | Üstadım, hoş gelişler ola... hoş karşılanma ve karşılaşmalarla neşelerin şelale ola; sohbetlerden bin barlık tedailenmeni dilerim inşallah..., | TBozkurt, rindan, 11.9.2014

a.






barmaid | Genelde iş çıkışı geliyorum. Müzik daha yumuşak, insan daha az. Barmaidim, arkasına yaslanıp etrafı seyrediyor. Bana kaçamak bakışlar atıyor, göz göze geldiğimizde gülümsüyor., | Sohtorik, 1995, 20

a.


ing.



barmenlik –ği | Biraz para kazanmak amacıyla, geceleri bir otelde çalışmaya başlamıştım o yıl. İşim barmenlikti., | T Polikar, 1997, 103

a.






baroculuk –ğu | Tekrar Başkan seçilen Yaşar Meyvacı, Türkiye'nin en eski ve köklü barolarından biri olan Balıkesir Barosu'nun kuruluş felsefesinin özünü oluşturan bağımsız, özgür, demokrat, çağdaş Baroculuk anlayışının yanında ulus ve ülke bütünlüğünden zerre kadar ödün vermemeyi şiar edindiklerini belirtti., | | https://www.haber3.com/guncel/balikesir-barosunda-meyvaci-guven-tazeledi-haberi-1511594, 14.10.2012 | Baroculuk Türkiye'nin en zor siyasetidir. Ben yıllardır Baroculuğun içinde bir kadro hareketin başındayım. Kadro hareketinin başarısının sırrı son derece basit. Biz kanaat önderleriyle pazarlık yapmayız. Onunla bununla kapalı kapılar ardından hiç bir müzakereye girmeyiz. Açık oynarız her şey ortadadır., | M Feyzioğlu, | https://www.hurriyet.com.tr/ege/metin-feyzioglundan-onemli-aciklamalar-26478503, 25.5.2014| | 2021 yılı baroculuk anlayışı için ilginç bir yıl oldu. @yankibuyuksezer, 7.1.2022, twitter

a.






Baroculuk –ğu | Yıllardır baroları kendi çiftlikleri haline getirenlerin, ideolojik saplantılarla baroculuğu derebeylik sistemine çevirenlerin, bölücü örgütün sözcüsü gibi hareket edenlerin durumları, ayrıcalıkları sorgulanmalı ve bu durum nihai olarak sonlandırılmalıdır., | Türk Hukuk Enstitüsü Basın Açıklaması, 31.08.2024, X

a.






baromsu | küçükseme için. baroya benzer. | Kuracakları asla baro olmayacak. Rantçı, yolsuzluklara göz yumacak dernekler olacak. Ele geçiremedikleri her yeri | böl parçala taktiği ele geçirmeye çalışıyorlar. Hukuk kurumlarını savunmayı ele geçiremedikleri için özelleştirerek var olan dernekleri, | baromsu bir yapıya sokmaya çalışıyorlar., | https://bianet.org/haber/aym-yurutmeyi-durdurmazsa-kendini-inkar-etmis-olur-227367, 13.07.2020

s.






baroniçe

a.
kadın baron. 2. kadın suç örgütü başı.


"Sahte çek baroniçesi nasıl yakalandı. Nihat Uludağ on yıl sonra takibi anlattı", Hr, 1.3.2024"



Barre egzersizi | Ayrıca, haftada iki defa ağırlık, yoga gibi direnç egzersizlerine yer vermenizi ve 'barre egzersizi'ni denemenizi tavsiye ediyorum. , M Öz, HrPzr, 24.6.2018

a.






barsız

s.
meyvesiz.


"kametin havaledir / Cennete kemaledir /El sanır ki Leyla'dır /Barsız yaprak olur mu?", San, Hicranî, 222"



barudi | yedi ışıkla böldüm kör karanlığı / barudi zamansızlıkta yankılandı kahkaham / bir muştu gibi erken doğum yaptı şairler, | İlkeÇalı, CazKedisi, 2015, sayı 2, 22

s.






barut | barut durmakÖfkeli olmak, burnundan solumak | Barut duruyi! 2. **barut gibi | Ekşimek sebebiyle sert | Barut gibi (ayran için)! | barut ağacı kabuğu | rhamnus frangula */

dey.s.b.a.a.






baryon | fiz. | Xi_b' baryonunun bir hafif ve iki ağır kuarktan oluştuğu belirtilen CERN açıklamasında; kuarklar 'dik', 'tuhaf' ve 'güzel' diye adlandırıldı., | Hürriyet, 29.4.2012

a.






barzo

s. argo
kıra, abazan, apaçi.

*
"Şu kadın kozmetik devi, sizi nasıl keşfedemedi Trendyol'dan her ay milyonlarca lira para kazananlar sadece barzo, görgüsüz, eğitimsiz kırolar. Ortak özellikleri bir de yalı kazığı kocaları. zaman zaman swingera açık, zaman zaman kebapçıdan sevgilisi ile yemekten kocişi alan zamane modernite Nirvanası tipler. Mail order denen şey bir tek mücevherden yapılmıyor. Loreal koca dünya devi, sizlerin kadar satışı yok aylık! vay vay ne cevherler varmış da haberimiz yokmuş", @dddenizakkaya, 11.12.2023, X | "barzo kereste muduru butcher x, 19.09.2003 10:08, EkşiS"



barzo | hanzo. | Tam bir zengin barzo çocuk, | HAG, 25.9.2012. bk. EkşiS 9.09.2003 butcher x | Bizim buranın muhtar adaylarından biri... Çay bahçesinde mikrofonu eline alıp şarkı söyledikten sonra oy istedi... Banu Saatçi barzosu, bu adamla düet yapmalısın., Volkan Aslan, 5.03.2024, Facebook

s.






Bas bas bağırmak| GaribAYKAL, meydanlarda GaripTAY için; 'Bu hasta, doktoru millet, ilacı seçim, reçetesi oy. Seçimlerde yazıverin reçeteyi, gitsin.' diye bas bas bağırıyormuş., S Düzgün Bakır, 2007, 88 | İnce ve titreyen sesiyle kardeşim Reyhan'dan saat 12.30'da da acı haberin geliyor. O an kendi sesimden çıkmış, bas bas bağırıyordum boşluğa., | Beyhan Özer, dibace.net/fikir-yorum/yas/, 17.8.2021

dey.






bas git | Ayn. M. Çek git, def ol. | Elinde hıyar / Bıçağ ile soyar / Çek git (bas git) belk' babam duyar., Bedri Ayseli türküsü, Elinde tabla

ünl.






basad | mühür? 1930 Mektüpçü Basri Bey'in yaptığı bir söz. BAyvazoğlu, Z, 26.1.2012

a.






basadsız mühürsüz? 1930 Mektüpçü Basri Bey'in yaptığı bir söz. | Her uğuru korunmuştur. Basadsızları düzmedir., | BAyvazoğlu, Z, 26.1.2012








basamak taşı 1 | Derunun kenarına / Koydum basamak taşı / Daha güzel olurdi / Ben tarasam o başi, | N Akgül, Rize manileri, 1985, 126 | 2. | Bu isyânın sonunda isyân sâhibi Muzaffer Şâh birçok mâceralardan sonra mağlup ve esir olmuş, bir ustura ile boğazını keserek ölmüş, bu suretle bu iş de bitmiştir. Gücerât Ekber Hân'a geçerek Dekkan'ın fethine basamak taşı olmuştur., | Rıza Nur, Türk tarihi, 1979, C 6, 394

a.






basamaklanmak | Bir vakt-i huzuruna kabulü / Ne mümkün günah şehrinde / Bu paydalanış bu zamanın köreltisi. / Kuşlara dokunuşlar / Gölgeler çürüyen kafesinde yokluğun / Basamaklanmış bu silüetlerde durmuş saatler., | Ferhat Nitin, Mavi Yeşil, S 116, Mart-Nisan 2019,21

f.






basamaklı

s.






Basamaklı | İki ayı durdular ay ışığında basamaklı tapınakların / Üstü su gibi parlarken daha, / Aralarında ben., | Dağlarca, Serçe parmak, 52

s.






basamaklık | Birkaç basamaklık taş bir merdiveni adamla yan yana çıktı, küçük küçük mavi camlarla işli sarı boyalı bir kapıdan holün insansız loşluğuna girdiler, | O Kemal, 1969, 22








basbaya kon dili basbayağı. | Ayağı mı kırıldı? Nasıl? -Basbaya. Eski kulübüne karşı oynuyordu, kırdı., | OKemal, 1969, 49








basbedeva | tamamen bedeva, hiçbir şey almadan. | Hurşut Şah tezeden dünyaya gelmiş gibi oldu. Herkeş sevindi. Beyefendi atli gakti, dügürcü gakdi, degirmanci seraylarına dopdoli doldular, Mahperi'yi götürmiye. Degirmanci durdi: 'Hayır -dedi, ben böyle bir gızı basbedava verir miyem? , | Meddah Behçet Mahir'in bütün hikayeleri, 1997, C 1, 146

s.






Bascı | bas sanatkarı. | Faslı Cedid'in müzisyenleri şu kişilerdir: Santuri Miralay Hilmi Bey, binbaşı Pazı Osman Bey, bascı binbaşı Faik Bey. Takımda Ut, Keman, Lavta, Flüt, Trombon, Kitara, Mandolin, Ney, Viyolonsel, Dümbelek, Kastanyet, Zil gibi sazlar kullanılarak armonilenmiş şarkılar icra edilmiş, bu takım evlenme ve sünnet düğünlerinde de görev yapmıştır. (Gazimihal, 1955: 98-102).Muzika-yı Hümayun'un Kurulma ve Gelişme Süreci, | https://9lib.net/article/muzika-y%C4%B1-h%C3%BCmayun-un-kurulma-ve-geli%C5%9Fme-s%C3%BCreci.oy881ryr

a.






basçı | Basçı Haluk vardı., | LYılmaz, T, 10.8.2011 | İki yıllık bir ska-punk davulculuğu macerasından sonra yaklaşık 12 yıl boyunca Bedroomdrunk'ta basçı ve vokalist olarak yer aldım., | T, 22.12.2014

a.

müz.




bası | Fasiküller şimdilik ayda bir çıkacaktır. Bası işlerini iyi bir şekilde tertipledikten sonra bunları on beş günde bir çıkarmak en büyük arzumuzdur., | K Demiray, Canlı tarihler II Profesör Mehmet Ali Ayni Hatıraları, 1945, 4

a.






bası | Tazyik. 2. neşr, tab, baskı. | Bu tip hastalara uygulanan ameliyatla kanal genişletilmekte, sinir elemanlarının üzerindeki bası ortadan kaldırılmaktadır., | Yıldızhan, Vakit, 26.08.2002

a.

tıp




basık -ğı

a.
"Aşıklığım küçük yaşlarda başladı. Çevrem bendeki cevheri gördü. Basıktık, garibandık, sesimi nereye duyurayım dedim. Kendi çabamızla herhangi bir usta görmeden, aşıkları dinleye dinleye, türküleri dinleye dinleye gönlümüz tutuştu ve böylece başladık.", Aşık Bekir Doğan, Değer, Y 7, Mar 2021, S 87, 44"





Basıla | Tarafınızca hazırlanan Mekteb-i Hukûk-ı Şâhâne'de Verilen [Dil ve Edebiyat] Derslerin[in] Hülâsası adlı esere ait düzelti provası ekte gönderilmiştir. Eserin yayımlanabilmesi için gönderilen basıla dosyanın incelenip gerekli düzeltiler eser üzerinde yapıldıktan sonra basılasının verilerek acilen Kurumumuza gönderilmesini rica ederim., | G Gülsevin, 18.4.2022, TDK yazısı

a.






basılı | sandık içine konulmuş. | Urganım (tüfeğim) kayada asılı kaldı, / Esvabım (esbabım) sandıkta basılı kaldı, / Nişanlım sılada küsülü kaldı., | G Altıntaş, Ben de gittim bir geyiğin..., Türkülerden seçmeler, 40 (Geyik avı türküsü, +Darülelhan Anadolu Şarkıları, 7. Defter, İstanbul 1928, 9)

s.






Basım aygıtı | matbaa makinesi. | Elyazmacılık ölecek' diye saraya yakın üçbeş kişinin çıkarını (ülke ve) toplum çıkarından üstün tutarak, 'basım aygıtı'nı 300 yıl geciktirirseniz böyle olması doğal sayılmak gerekir., | T Polikar, 1997, 8

a.






Basın danışmanı | Siz senaryocu olmasaydınız, ya bütün ödülleri alan gazeteci, ya da Çankayanın basın danışmanısı varya, galiba sizi çekemiyor. Basına verdiği haberler hep senaryo gibi., | N Tuncer, Trafalgar, 35

a.






basıncı | basın mensubu. | Afşin arkadaşı yanınıza gönderiyoruz. Basıncıdır, Norveç'ten gelmiş,, | M, 6.2.2016 | Basıncılar 10 HAZ 2017, 22:00 – 20 HAZ 2017, 01:00 Basıncılar Buluşuyor ANKAmall facebook

a.






Basıncı | Bütün Dünya'yı başta dergi diye tanıttım şekline bakarak. Halbuki o, kendisine siyasi gazeteciliği yakıştırıyor. Her ne ise gazete olsun, dergi olsun, mesele yok. Bizim Basıncıların da kendilerine göre bir anlayışları var: bazen dört sayfalı bir gazeteye dergi derler, bazen de işte | Bütün Dünya gibi dergiye gazete derler. Bu da başka bir konu. Üstünde durulacak derecede önemli., | M N Öngay, Ülkü, 1948, 43

a.






Basınçlı | basınç yüklenmiş olan. | Abfen Nasorinse plus yüksek hacimli, düşük basınçlı yıkama sağlar, | Abfen Nasorinse Plus, 28.1.2023+

s.






Basınçlı su | Basınç yüklenerek fışkırtılma düzeyine getirilmiş su, tazyikli su. | Gelgelelim basınçlı su, belirsizliklerin daha da koyulmasına yarıyordu ancak. İlk indirilişinde verdiği somut acı, son anımsanışındaki soyut acıya oranla solda sıfır kalan bir şamar., | T Uyar, Fal, 1992, 96

a.






basırganmak | uykuda korkup, sıçrayarak uyanmak. GTS Aynı manada Belinlemek. halk ağzı. Üzerine ağırlık basıp sıkılmak, kâbus çökmek. Kubbealtı L ağırlık basarak rahatsızlanmak. Ali Seydi | Sumru basırganmış, solup gitmişti o dakikada. | Kumûn teorisinin gereği olarak, dedi Tansel Bey, | kozmolojik oluşum sürecinde her ana tür, diğer ana türlerden bağımsız olarak dönüşüme uğrar., | Metin Savaş, Çarşamba karısı cinayetleri, ? ?

f.






basırık –ğı | etekleri taşla bastırılmış alçak çadır.

a.






basıvermek | Onlar öyle | dede, nine filan dinlemeyip okkalı bir tükürük basıverir belki de suratının ortasına., | Z Arapkirli, C, 15.3.2019 | Akbilini uzatıp 'Bicik basıver.' dedi., | M E Kalıpçı, 24.3.2022

b.f.






Basiretkar | basiretli | -Aman böyle yapmayınız, tehlikelidir.', diyecek kadar basiretkar olanlara: (...)., | H R Gürpınar, Hakka, 5

s.






basketbolsever | Basketbolseverler.com sitesinin kurucularından olan Murat Murathanoğlu, yazı ve yorumlarının yanı sıra, siz basketbolseverlerin de yönelteceği-., | 4.8.2009, www.izafet.net › Spor › Basketbol, 30.12.2015g

s.




TDK-



baskı | pigment baskı, varak baskı, gofraj baskı, sim baskı, kabartma baskı, lak kaplama, parlatma, sıvama, lazer, özel baskı efektleri, Singapur baskı, beşik baskı

a.






baskıcılık -ğı | Ancak 'baskıcılığı' bir politika haline getirmek isteyen biri Şahin'i İçişleri Bakanı yapar., | AAltan, T, 2.8.2012 | Baskıcılık | matbaacılık | Şinasiden sonradır ki yurtta baskıcılık hızla yayıldı ve gelişti., | Siz buncaleyin dil ile dedikten geri biz de kabul ile tesdik ederiz., | , | SErişen, Şinasi, 32

a.






baskılamak | Baskı+la-

f.






baskılı | 1. Baskısı olan (kitap, dergi ve dergi vs.). | Baskılı etiket baskısız etiket | 11.8.2017 Merter tabelalar | Kurumsal baskılı, | 24.2.20212. Kumaş vs. kalıbının basması olan, baskı yapılmış. | Thermo piknik çantası (...) .baskılı polyester kumaş .paslanmaz, hafif alüminyum taşıma mekanizması (...) 47, 95 tl, | 14.8.2021, A101 Tanıtması

s.a.






baskın kadın | Alisha Spark sahne ismiyle çalışan Smith'in bu ilginç ek işini gizlemeye pek de gerek duymadığı, iyi bilinen başka bir | baskın kadın olan Jade Vixen ile Twitter üzerinden bolca mesajlaştığı öğrenildi., | M, 21.9.2011








baskın kadınlık | dominatrix | Smith, geçtiğimiz gün işten uzaklaştırma cezasına çarptırıldı, zira bayan avukatın mesai saatleri dışında profesyonel | baskın kadınlık (dominatrix) yaptığı, onları kendi iradeleri ile bağlayıp, kırbaçladığı ortaya çıkarılmıştı., | M, 21.9.2011

a.


ing.



Baskınlamak | basmak, baskın vermek. | Uyurduk, evi baskınladılar. Taşlar yağdı. Kasabaya gittim, katına çıktım: 'Kaymakam..' dedim. 'Köylük yerimizde bir Kör Harun ağa var, cümlemizi kıyam eder'., | Tarık Dursun K, Yabanın adamları, 1966, 87

f.






Baskınlamak | Uyurduk, evi baskınladılar. Taşlar yağdı. Kasabaya gittim, katına çıktım: 'Kaymakam..' dedim. 'Köylük yerimizde bir Kör Harun ağa var, cümlemizi kıyam eder'., | Tarık Dursun K, Yabanın adamları, 1966, 87

f.






baskınlık -ğı | | 19 ve 20. yüzyıl Fransız edebiyatının Türk edebiyatı üzerindeki baskınlığı, sinema ve dizi filmlerle günlük hayata aktarılmaya ve insanımızın duygusal olgunlaşmasını ve muhakeme yeteneğini engellediği de bir gerçektir. (sic), | UmayGünay, 31.05.2013 eposta | Meclislerde alt komisyonlar da olmalı. Risk alanları nedir? Yürütmenin baskınlığı sorun doğurabilir.** | Prof. Dr. Ali Erdoğan, kumruların sayılarının gittikçe arttığını, özellikle küçük kumru türünün son 10 yılda anormal bir popülasyon artışı yaşadığını, küçük kumruların birçok kent ve köyde hızla çoğalarak baskınlığını artırdığını söyledi., Hr, 03.05.2025

a.






baskısız | üstüne bir ağırlık koyup bastırmaksızın. | Baskusuz sazı yil alur. Baskısız sazı yel alır, uçurur. / Baskısız tahtayı yel alır, yel almazsa sel alır. / Baskısız yoncayı yel alır, sahipsiz tahtayı el alır., | V İzbudak, Atalar sözü, 1936, 16 | 2. baskı kalıbı ile baskı işlemi gerçekleştirmeksizin. | Baskılı baskısız Ambalaj için kağıt, filim ve folyo, | E Erdoğan, 24 Ocak ekonomik istikrar tedbirlerinin Türkiyenin ..., 1988, 270 | 3. baskı olmayan, serbest. | Bense senden oldukça gencim ve baskısız bir hayatı arıyorum., | A Özakın, KB, 25

s.






Baskıstan tr. Baskı+ far. İstan: baskı yurdu, matbaa, baskı işlerinin görüldüğü yer. Bakırköyde iş yeri adı, 26.11.2022








baslı | basılı, basık | Fenerliler taşra çıkmaz baslıdır, | AşıkÖmer, EGŞA, 51

s.






Basmacı | Gel bakalım Nine, şu basmacıya kadar gidelim de, Fadiş`e bir elbiselik beğeniver, dedi., | G Dayıoğlu, Fadiş, 59

a.






basmak

f.
yenmek, üstün gelmek.

tr. -i
Bu meydandır, yiğit yiğidi basar 42



basmak | -ar (-e) | 1. Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak: | Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına. -C. Külebi. 2. Küçük çocuklar ayakta durabilmek. 3. Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek: | Motor çalıştıktan sonra debriyaja basarsınız. -H. E. Adıvar. 4. (-i, -e) Sıkıştırarak yerleştirmek: Peyniri küpe basmak. 5. (-i) Bası işi yapmak, tabetmek. 6. (-i, nsz) Örtmek, bürümek, kaplamak: | Yollarını ot basmış, çamları yükselip saçaklarına el atmış olan bu büyük köşk. -M. Ş. Esendal. 7. (-i, -e) Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak: | Şuraya başparmağını bas, dediler, ben de bastım. -S. | Abasıyanık. 8. (-i) Baskın yapmak: | Ölen kızın intikamını almak için köyü basıp yakmış. -E. İ. Benice. 9. Bir kimse bir yaşa girmek: | On dokuz yaşına yeni basmış, ürkek ve utangaç bir kızdım. -A. Erhat. 10. (-i, nsz) Duman, sis vb. çevreyi kaplamak, çökmek: | Şehri akşamüstü sis basmıştı. -S. | Abasıyanık. 11. (-i, nsz) Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek: Pompa bozulmuş, suyu basmıyor. Otomobilin lastiğine hava basmak. 12. (nsz) Kümes hayvanları kuluçkaya yatmak. 13. (-i) Uygunsuz vaziyette yakalamak. 14. (nsz) mec. Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak: | Yüreğinin acısını duyuyordu. Sıkıntı basmış, terlemeye başlamıştı. İzin istedi. -Y. Z. Bahadınlı. Güncel Türkçe Sözlük | kafası basmakanlamak, fark etmek. | [K]onuyla ilgili dişe dokunur hiçbir yazının ya da icraatın altına imzasını atmamış, sürekli eleştirmiş insanlara kulak vererek bu işlerin yürümeyeceğini kafalar artık basmalı., | FUraz, T, 27.9.2011 | basmak Merdiven, el merdiveni, merdiven basamağı, iskele. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü basmak Evlenmek niyetiyle bir kızı alıp kaçırmak. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü | basmak Evlenmek niyetiyle bir kızı alıp kaçırmak. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü basmak | 1. Cinsî münasebette bulunmak. 2. Kümes hayvanları, kuşlar, hayvanlar çiftleşmek: Tanası anasını basmaya başladı. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü basmak Kümes hayvanları kuluçkaya yatmak. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü basmak Oyunda yenmek. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü basmak Bilmeden konuya değinmek. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü basmak Basmak, doldurmak Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü basmak Basmak, sokmak, yerleştirmek Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü basmak. | 1. Koymak, sürmek. 2. Erişmek. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü basmak İng. press BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu basmak İng. print Sinema Basım işini gerçekleştirmek. BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü 1981basmak İng. print Çoğaltılması gereken bir yazı yapıtını basım yoluyla çoğaltmak. BSTS / Yapıt Hakları Terimleri Sözlüğü 1971 basmak | 1. Altetmek, yenmek. 2. Bastırmak, kapatmak. 3. Teskin etmek. 4. Üstüne oturmak, altına almak. 5. Atmak, savurmak, yağdırmak. 6. Kaplamak, bürümek. 7. Koyup bastırmak. Tarama Sözlüğü 1963 Basmak Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü kafası basmak (bir şeye) | Ülkemizde futbolseverlerin büyük kısmı enfes kurtarışlarla bariz hatalara odaklandığından ve kalecilik tekniğiyle ilmine kafası basmadığından ötürü iyi kaleciyle iyi olmayan kaleci ayrımını yapmaya muktedir değildir., | FUraz, T, 13.9.2011 birine/bir şeye üç/beş basmak ondan çok üstün olmak 11.9.2011fg

dey.f. mec. z.


ing.



Basmak | Gelin kaynana ağlaya sızlaya sütleri sağıp kuzuları emzirirlermiş, tulumlara peynir basarlarmış., | H Aycın, Esrarname, 46

f.






basmakalıplaştırmak | Eğer basını takip etmek sürekli bir hâl alırsa bu tekdüzelik, bu orta sınıf tehlikeli niteliksizlik üst üste bine bine bir sene içinde bütün iç organlarıma kadar etki edip beni ve çevremi basmakalıplaştırıyor (çünkü sen ne kadarsan her şey o kadar,) etrafımdaki insanların eşek muhabbetleri de olmak üzere korkunç virütik bir hâl yaratıyor-., | AyçaŞen, T, 28.9.2011

f.






basmalı | silgi basmalı otomatik, | Tedi mağazası, 13.11.2022

s.






basmati pirinç | 1988

a.






Basmayıvermek | Benim kafam nelere basıyor, şu telefona da basmayıversin ya! Her şeyi bilen kadın telefonu bilmese ne yazar, yazsa yazsa Gönül Yazar!, | Gönül Yazar, Hür, 1.12.2019

bf.






bastı | O sahada hizmet üretenler işin bu kısmıyla ilgileniyor mu? Hayır! Sadece bastıyla silkme arasındaki farkın ne olduğuna yönelik bir anket yapsanız bile sonucu görürsünüz., | M Dağdeviren, Nisan 2017, | https://www.nadirkitap.com/musa-dagdeviren-roportaji-blog5.html

a.






bastırak -ğı

a.
1. Yol yapımında çakıl, kum, cüruf vb. maddeleri ezmeye ve sıkıştırmaya yarayan alet. 2. kapı mandalı, sürgüsü. 3. Ayran, şıra, peynirin torbalarında süzülmeleri için üstlerine konulan ağırlık, iri taş. 4. Çadırın çökmesini önlemek amacıyla , göbek direği alt ucunun oturduğu (Garip * Senirkent -Isp.). 5. yenilenleri bastırmaya yarayan son bir gıda.

yeni. Tr.
"... bastıraklar, temel tekniği, dayanım, teknik bilim, gereç" terimlerini, Diğer bilgi terimlerinden: b) Bitki bilim, c) Diril bilim, d) Tarım, e ) Türe terimlerini sunduk. Bu terimler üniversitelerin de ortaklaşa çalışması ... ", | ... üstüne yahni, bastırak olarak da üzüm hoşafı verilir . Hacıya gidecek olanlar genellikle büyük yemek veriyorlar.", "
Altıncı Türk Dil Kurultayı, 1949: birleṣimler, tutanaklar, 1950, 23 | M Makal, Bizim Köy, 1976, C 2, 28



bastırılanın geri dönüşü | Örneğin ideolojiyi yeniden diriltme çabalarına ilişkin olarak Stuart Hall, ideolojiyi bastırılanın geri dönüşü olarak betimlerken, Derrida (1969; 2001) ideolojik olanın yeniden düşünülmesi bağlamında, ideolojinin Marksizmin ruhuna uygun bir biçimde dönüştürülmesi gerektiğini savunur., | GÇeğin/AArlı, DoğuBatı, | 28, 2004

s.a.






bastırılmışlık | Gecekonduda kalanlar bir gün gelecek ve bastırılmışlık duygusu ile isyan edecek dediler ama olmadı., | AhmetUysal, 8.6.2013 eposta

a.






bastırış | bastırma işi | Hele üzeri kıllı tombul eliyle sulandırılmış rakı kadehini alışı, kadehi ağzına götürüşü, yudumlayışı, sonra kadehi yerine bırakışı, ekmeği koparış, önce dudaklarına bastırış, daha sonra da çatalına takışı..., | OKemal, 1966, 28

a.






bastonsuz | Böyle düşünürken Muradın bir kravat iğnesi gözünün önüne geldi: İçine güya yumurta yerine üç inci yerleştirilmiş altın bir kuş yuvası!, R H Kray, Sonuncu kadeh, 1965, 34 | Ünlü oyuncu bastonsuz ayakta duramıyor, | Hür, 21.9.2022 | Yıldız oyuncu amansız hastalığını anlattı: | Artık bastonsuz!, Hürriyet, 2.11.2022

s.






Basur memesi | geçen gün / bizim otelci Hacı Ramazanın basur memelerine bakmış / 'çok iri hatırın var' deyip / tam elli kaime istemiş., | H N Erer, HM, 1962, 86

a.






baş | başçı, öncü. | Bu savaş anaların, / Önünde kağnısıyla, / Arkasına sardığı, / Minicik yavrusuyla, / Kutsal Anadolunun, / Taşıyla sopasıyla / Kazandığı savaştı, / Buna Atatürk baştı. // Cumhuriyet kuruldu / Gazi Mustafa Kemal / Cumhur başkanı oldu. / Çünkü onu bu millet, / Gönülden istiyordu, / Başımızsın diyordu., | T Aydın, Atatürk'üm, 1964, 25//30

a.






Baş | büst. | Heykelci Zühtü iki yeni baştan başka birçok desen daha verdi. Desenleri heykel eskisleri gösterir. Her heykeltıraşta pek bulunmıyan bir şey olarak Zühtü'nün desenleri çok eyidir, şekil ve çizgiler tamamiyle olgundur.

a.






baş | insan | –Evet, biz getirdik. Buna asla şaşmayınız! Biz deyince, zengin tüccarlar, fabrikatörler ve şu gördüğünüz gafil başlar. diyerek orada bulunan devlet ricalini gösterdi., | S Özcan/M Kara, Dergâh, | 351, Mayıs 2019, 27 (1967)

s.a.






baş | kimse, adam | Tabii ki, onlara değil, onları bu hale sokan başlara kızmak gerek., | FurkanAydıner, T, 5.11.2013

a.






baş | s.kin başı, haşefe. */

a.






baş | tane | Katık olsun diye tayının arasına konan böreklerle beslenmiş, ya da yemekhane masasında bulunmayan bir tutam pul biberin veya bir baş soğanın nasıl da umulmadık ölçülerde kıymete geçtiğini yaşamları boyunca unutamayarak öğrenmiş bulunan ve kendi öksüzlüklerini kendileri evlât edinmekten başka da çıkışları olmayan bu çocukların, sonunda varacakları yer burası mı olmalıydı? , | NÇınar, T, 16.12.2011| baş vurmakUğramak, gitmek, ziyaret etmek | İhtiyar hiç unutur mu? Gelinini alarak bir de Salı Pazarına baş vurdu., | ARasim, Asker oğlu, 42

dey.a.






baş | TDK+ 14. baş soğan ve sarmısak gibi bitkilerin ürünün bir birimi. bir baş soğan/sarımsak

a.






Baş açık yalın ayak | Baş açık hem yalın ayak tavafla / İstilam kara hacere efendim., | M N Ak, Hac Yolunda, 81

s.






baş ağa/başağa | La ilahe illallah... şarkınız, baş ağalarınız, aslanlarınız, Mağribileriniz hep sizin olsun..., | ADaudet, HNBoztepe, 1938, 102

a.






Baş almak

dey.
?


"Araplar, bu godyalara hediyelerle gelip tazim ile onların elini ayağını öperler. Godyalar onlara karşı yol gösterici ve deli tavrı takınırmış. Baş alması için istirhamlara ve minnetlere sözde nazlanarak razı olur, mangala attığı tütsü, odayı keskin ve kesif bir dumanla doldururken o da avuçlarını yere sürerek bed bed seslerle homurdanır ve böylece güya perileri davet eder, kendini yerden yere vururmuş. Bu arada kah kadın, kah erkek sesleriyle orada bulunanlara emirler verirlermiş. Bu emirlerle kara gözlü kurban, bensiz karatavuk, şerbetlik şeker ve daha birçok şeyler talep edermiş., | Leyla Saz, Sedat Demir, Haremde yaşam: Saray ve harem hatıraları, 61 (sadeleştirilmiş)



Baş almak –denVar mı baş aldığım vergiden? Emeti: -Bir tarla sat! // | Ah, yine onun adı! / Yayla âlemlerinden baş aldıkça Ömerin / Buraya gelmesini hoş buluyor gözlerin., | Çamlıbel, Canavar, 14//45

dey.






Baş aşçı | Hem de her gün başka başka yemekler yiyeyim. –Pek güzel bunu da baş aşçıya nikâh ediniz., | K D, E Ülgen, 228 | En son takatsiz kalıp bir lokantanın önüne çöker. Bunu gören baş aşçı içeri alıp karnını doyurur, ne aradığını sorar., | asicaldan, 3.3.2017

a.






baş bacadan çıkmak kazık kadar olmuşsunun bir başka söylenişi | Başın bacadan çıktı artık, | ŞBurcuoğlu, KocanKadarKonuş, İstanbul 2014, 10








baş baş | Haydi Allaha ısmarladık. / Pardon olmadı... / Haydi baş başş... ., | E Elönü, 2009, 115








baş baş etmekortaya çıkmak, uç vermek* | Ve... O komplikasyonlar Recep İvedik olarak açık olup tedavi edilemez bir ur olarak en görünür yerden bu sefer Kürt olmayan maganda olarak baş baş etti., | ETokgöz, R, 16.02.09

dey.






Baş başalık –ğı | Ne var ki, bu baş başalık durumunun, görülen yaşantı için geçerli olduğunu kuvvetle vurgulamak gerekir. | Gözlemci anlatıcı maddesinde de belirttiğim gibi, bu anlatıcının bakış açısı, figürlerin iç dünyalarına, zihinsel ..., | Hasan Sazyek, Roman Terimleri Sözlüğü, 2013, 151 | ... dilin büyüleyen gücüyle zaman içerisinde okurun yeni okumalarına değer olan romanlardır. Bu uzun yoldaşlık süresini çoklukla yazarın aradan çekildiği, buna karşılık okurun kafa yorduğu baş başalık ortamı olarak görmeliyiz ..., | Hasan Öztürk, Aynadaki Rüya, 2013, 43

a.






baş doktor / başdoktor | başhekim. | Yatacağım hastanenin baş doktorunu tanıyormuş., | S Şengil, 1983, 39

b.a.






Baş doktor/başdoktor | başhekim | Yatacağım hastanenin baş doktorunu tanıyormuş., | S Şengil, 1983, 39

a.






Baş döndürücü | Sık sık gülüp, az konuşarak, kahvaltı ettiler. Yeşil muşamba storların gitgide artan kokusundan, Alain ortalığı ısıtan güneşin şiddetini anlıyor ve düşüncesini bu dışardaki güneşten, yabancı ufuklardan, baş döndürücü dokuz kat yükseklikten, bir zaman için oturacakları şu üç köşeli evin acayip mimarisinden ayıramıyordu., | Colette, Dişi kedi, 1954, 29

s.






Baş eğmezlik –ği | Türkün baş eğmezleğini

b.a.






baş etmek

dey.



"Ne yapacağını, bu problemleriyle nasıl baş edeceğini bilemiyordu.", İ Kalkan, Onlardan Biri, 2018, 41"



baş fiyat b.a.Evlerde hesaplar yapılıyor, tütüne dayalı planlar kuruluyordu geleceğe ilişkin. Baş fiyat ne olacaktı acaba? Tanrı yardımcı olsa da Tekel hemen geriye çekilivermeseydi..., Naciye Poyraz, 1979, 60








baş göz etmek | Evet, zengin kütüphanesi olanlar sağlığında onları | baş göz etmeli. Aksi hâlde vefattan sonra hüzünlü tecelliler birbirini takip ediyor., | M Kara, Dergâh, | 351, Mayıs 2019, 29

s.






Baş göz etmekEvlendirmek. **

dey.






Baş indirmekİtaat etmek, baş eğmek | ... Firengistanda olan vilayetlerde andan ulu padişah yoğ idi yüz bin askere gücü yeter idi ama hiç kimesneye baş indirmez idi., | Mena^kıb-ı a^l-i Osman (16 ve 17)

dey.






baş işçi

b.a.
esas işçi.*


"Ali ikirciksiz: -Elbet, elbette Almanya'dalar. Orada baş işçiler.", H Kıyafet, 1981, 12"



baş işçi | HKıyafet, 1981, 12

a.






baş kalfa | Padişahın kendisine ihsan ettiği (bağışladığı) hediyelerden bir kısmını onlara veriyor, baş kalfaya onları sıkıştırmaması için evâmir-i lâzime (gerekli emirler) i'tâ ediyor (veriyor) hatta bu hususta Padişahın nezdinde (yanında) bile vesâtette (aracılık etmede), tavsiyede bulunuyor idi. | , | K D, E Ülgen, 36

a.






Baş kesici | Adaleti yerine getirmeyi, rakip şefler arasındaki çekişmeleri yatıştırmayı seviyordu. Eskiden, baş kesiciler baş kaldırdıkları zaman hemen karşılık vermek için harekete geçerdi. İzzetinefsi cesaretini artırıyordu., S Maugham, 1959, 43

s.






Baş olmak | Halbuki, mahalle kavgalarında, her zaman karışmasa bile, karıştığı zamanlar, daima baş olur ve dört beş kişiye karşı kordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 23 | Gelen mangala, sık sık köz getiren Höranım, bunun böyle baş olmayacağını söyleyerek akrabaları ve odun kömürü kaçakçılığı yapan Durmuş Ali'den bir çuval kömür satın alınmasını ister., | asicaldan, 3.3.2017








baş önde giden, en ileri gelen. | Yurtta artık silahsız / Bir savaş başlamıştı / Mustafa Kemal Paşa / En öndeydi, en baştı., | T Aydın, Atatürk'üm, 1964, 30








Baş parmaksız | Yusuf baş parmaksız elini uzun uzun seyrederken düşünceleri eski ve acı bir hatıraya doğru uçtu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 161

s.






Baş s.kin başı, haşefe, penis başı ++








Baş şairlik –ği | Baş şairlik unvanı Amerika ve İngiltere'de günümüze kadar kullanılmıştır., | Abdullah Şevki, Papirüs, Yıl 1, Kitap 4, May-Haz 2011, 53-54

a.






baş şüpheli

b.a.
esas, ana şüpheli.


Pendikteki vahşi cinayette yeni detaylar Sır perdesini aralayacak inceleme Baş şüpheli arkadaşı çıktı! Beyaz kovadaki Luminol testi sonucu geldi, Şüphelinin evinde yapılan aramada silinmiş kan izlerini gösteren Luminol testi yapıldı. Ancak yapılan test sonucunda herhangi bir kan izine rastlanmadığı belirlendi.Hr, 29.5.2024



baş tasarımcı

a.
tasarımcıların başı, öncüsü.

tr. baş+tasar-ım-cı
"1889da Honeyman ve Keppie Firmasına çizimci olarak girdi ve onların adı altında baş tasarımcı oldu . 1890larda Viktorya stilinin bozulmuşluğuna ve tarihçiliğe karşı bir protesto niteliğinde olan Art Nouveau hareketi orijinal , heyecanlı , fakat kısa ömürlü bir akım olarak Avrupa'ya yayılıyordu . Amaç sanatta bir devrim yaratmaktı.", OTDÜ Mimarlık Fakültesi D, 1975, C 1-2, 23"



Baş tasarımcı | Öğrenciliği sırasında çeşitli ödüller kazandı; bunlardan 'Alexander Thomson' gezi bursuyla Fransa ve İtalya'yı dolaştı. 1889'da Honeyman ve Keppie Firmasına çizimci olarak girdi ve onların adı altında baş tasarımcı oldu., | Mimarlık Fakültesi D, 1975, C 1-2, 23

a.






baş tutuş | kafa tutmak. | Ne sandın kendini karşımda aklınca? / Nedir bu baş tutuş, bu çalım küstahça? , Ş, S Batu, Güzel Helena, 1959, 68

b.a.






baş ucu

a.
başın yanında, uçakta başın üstünde

tr.
"Baş ucu havalandırmaları aşağıya doğru çevirin.","
11.11.2021 İstanbul-Gaziantep uçağı



baş urmak, baş vurmak *








baş üstü gösterge




ing. HUD/Head-up Display
Işlenen görüntüler eşzamanlı olarak çok işlevli gösterge ve baş üstü gösterge (HUD/Head-up Display) üzerine aktarılabiliyor. 9.6.2017+



baş vermekYara işlemek. | Gamdan hisar oldu mekânım yurdum / İşitmez âvazım dinlemez virdim / Bir değil beş değil on değil derdim / Düğümler baş verdi sıralandı gel., | P S Abdal

dey.






baş vurmak | Uğramak. | Burada hıristiyan ahali. | Nerde ise şehre gelir / Pazara bir baş vurur / Bakışır İslâm, ireyya / Gözlerinde yazı var., | Borlu Kemalî Baba, 45

bf.






baş zındancı | Baş zındancı / Tanrıya sor sen onu / Sonsuzlukla sınırladı / Sonsuzluğun sonunu., | M Oruçoğlu, | Zındancı Zıbo, | 1995, 39

a.






baş-barmen | Barda yer yoktu. O yüzden dönecek gibi oldum. Dönüp dönmemek arasında tereddüt ederken baş-barmen seslendi: 'Hoşgeldiniz..', | Sohtorik, 1995, 21

a.






başa gelmek| Başa gelen çekilir. | Başa geldi olmaz işler / Yokluğundan öldü gönlüm., | E Akbayramı, 1992, Unutamadıklarım albümü

dey.






başadam | alay başbakan | Başadam cebinden vermiyor ya bu milyarlarca lirayı; bütçe yaparken böyle bir kalem konulmadığına göre, bu para başka kaynaklardan geliyor., | www.dengehaber.com.tr/tr/koseyazilari-iki-yuz-elli-lira.html~incele?, 18.4.2013

a.






Başağa | Sen de, Alak da çok iyi bilesiniz ki, benim babam Zabe; Sengunun başağası ve gözbebeğidir., | C Emiroğlu, Gökbayrak, 219

a.






başakçı

s.
x

tr. başak-çı
"Başakçın olayım sevginle / Dereyim sevgi renginde / Olayım gözcün bir başıma kulede", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 56"



Başakçı | Fındık toplayın kızlar / Fındık dalda kalmasın / İyi toplayın kızlar / Başakçılar almasın., | Ordu yöresi türküsü








başakçılar | İyi toplayın kızlar / Başakçılar almasın., Ordu türküsü

a.






başaklı

s.
1. başağı olan (ekin). 2. Arka ucu başak biçiminde olan ok.


"Altın başaklı tarlan, kır atınla, / Tanılan ve anılan köylümsün sen.", Celâl Baykal, 1956, 13"



başaklı

s.
başağı olan.


"Uçurumlar düzlükler oldu... Üstünde başaklı tarlalar rüzgârlarla dalgalandı... Bakıştılar.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 141"



Başaltı | dalgalar uzanıp geceyi çimdikliyordu / başaltı merdiven sahanlığında / küstah homurtulara aldırmayan / perde gerisinde yedi kişi, | V Çiçekli, 1991, 49

a.






başarıcı

s.
başaran.

tr. başar-ı-cı
"Halkevinin bu içli ve başarıcı çalışmalarını takdir eden İlbaylıkla uraylık el ele bu kültür müessesesini yardımlamağı kararlaştırmışlardır.","
M Behçet Perim, Kurun G, 27.08.1935, 5



başarıcı | başarılı, başaran. | Biz onun başarıcı güçlerinin süsüyüz, / O bizim ülkümüzdür, biz onun ülküsüyüz., | V C Aşkun, 132 | Kendi fantazileriyle baş başa yaşadıkça, boş, karanlık, hatta sersem olan iki delikanlı bir genç kızı kazanmak için sarf ettikleri ceht içinde değişmişler, işi olan her insan gibi ciddi, başarıcı ve atak olmuşlardı., | KTahir, AşkÇetesi, 105 | Onun dik ve başarıcı hamlelerle dolu başı, daha ilk sahnede göründüğü gece parladı., | CUçuk, CB, 27 | Gündelik başarıcı camialarının yüksek alkışları arasında oldu olanlar., | BKılıç, T, 10.12.2014

s.






başarım

a.
başarma, muvaffakıyet.
bitki hayvan yaşam felsefe dil
fr.+tr.baro+msu
"Kuracakları asla baro olmayacak. Rantçı, yolsuzluklara göz yumacak dernekler olacak. Ele geçiremedikleri her yeri "böl parçala" taktiği ele geçirmeye çalışıyorlar. Hukuk kurumlarını savunmayı ele geçiremedikleri için özelleştirerek var olan dernekleri, "baromsu" bir yapıya sokmaya çalışıyorlar., https://bianet.org/haber/aym-yurutmeyi-durdurmazsa-kendini-inkar-etmis-olur-227367, 13 temmuz 2020 | "
e-barobirlik dergisi, 23.11.2022, S 60, 52



başarım

a.
başarma. muvaffakıyet.

tr. başar-ım
"Kabus İbnisina'nın başarımından donakaldı. Kendisine son derece büyük ikramlarda bulundu. Havarizme Gaznelinin yolladığı ilçi geri dönmüş, olup biteni anlatmıştır.", H F Turgal, İbnisina, Ülkü, 1936, C 7, 29 | Bir veya birden fazla etken maddenin karışımıyla oluşan, bakteri, mantar, su yosunu, küf veya maya içeren mikroorganizmaları denetleyici veya öldürücü etkisi olan ve kimyasal ürünlerin ve üretim süreçlerinin etken başarımını temin eden kimyasal madde. | "Zararlı organizmalara karşı kullanılan çeşitli zehirler, ekologlar tarafından biyosit, yani canlı öldürücüler olarak adlandırılır. Mevcut biyositlerin hemen hepsinin çevre ve sağlık açısından çeşitli sakıncalar yaratması, bu sentetik kimyasalların çekiciliğini giderek azaltmıştır.", | Makaleyi düşük yayın başarımlarına gerekçe gösterenler ise en küçük grubu oluşturuyor. Yıllar boyunca akademik çalışma yapmamış hocalarımız bu makaleden çok hoşnutlar: 'İşte biz bu yüzden makale yayınlamıyoruz!' deme haklarını keyiflerince kullanıyorlar."
M Kışlalıoğlu, Ekoloji ve çevre bilimleri, 1985, 245 | R Coşkun, N Pehlivan, gazeteduvar.com.tr, 11.11.2023



başarımlı





cenk yaltırak



başarımlı | ... müzaheretiyle kongrelerin başarımlı çalışmasını temin eden Sağlık ve Sosyal Bakanı Dr. Refik Saydam'ın yedinci kongreye başkan seçilmesi sürekli alkışlarla ve ittifakla kabul edildi. Yedinci kurultay idare heyetinin yine başarımlı çalışması dolayısiyle Türkiye tıb encümeni idare heyeti tarafından teşkil..., | Ayın Tarihi, 1935, S 22-23, 44 | Yüksek başarımlı hesaplama ile ilgili deneyim, araştırma, çalışma ve sonuçların, ulusal ölçekte bilimsel bir etkinlik kapsamında değerlendirilmesi ve paylaşılması amacı ile düzenlenmekte olan Ulusal Yüksek Başarımlı Hesaplama Konferanslarının yedincisi, BAŞARIM2022 adı altında, TÜBİTAK ULAKBİM, Sabancı Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi iş birliği ve EuroCC@Türkiye projesinin desteği ile gerçekleştirilecektir., | Tübitak, 9.2.2022, eposta

s.






Başarış | başarma işi | Dile candan başarışlar, / Dinle soydaş bir eğil de! / Ne kaynayış, ne taşış var, / Özleşiyor işte dil de!, | V C Aşkun, 93

a.






başarmışlık -ğı | Okuluma kısa bir süreliğine veda ederken en çok özleyeceğim şey yorgunlukla karışmış dahi olsa hocalarımı dinlerken hissettiğim derin mutluluk ve başarmışlık hissi olacaktır. Aleyna Taş, 9.8.2024/13.08.2024

a.






başatlaştırma | Daha sonra postmodernist roman tarzı, çoğul bakış açısını, çoğul anlatıcıyı, başatlaştırmanın yanı sıra aynı roman içinde birbirinden tamamen farklı üsluplar kullanmayı da bir anlatım yöntemi olarak uygulamaya başlar., | ibid

a.






başatlık –ğı | Mikhail Pokrovsky (1868-1932), örneğin, (1905'ten itibaren) eski bir Bolşevikti, Lenin kuşağına mensuptu. | Sınıfa karşı sınıftan ibaret bir tarih vizyonu vardı; ekonominin başatlığı ve biricik kahramanın kitleler olduğu ilkelerine sadıktı., | HBerktay, 29.03.2012

a.






başbar | halk oyunu. | Erzurumlular, Başbar, Tikine, Nari, Aşırma, Timurağa, Dello, Köroğlu barlarını, Trabzonlular; Horon, bıçak oyunlarını, Karslılar; Terekeme, Kentvari, Ceyran, Timurağa, oyunlarını, Sivaslılar; Sivas düz halayı, Sivas köy halay, Sivas üç ..., | C A Kansu, Devrimcinin takvimi, 1962, 20

a.






başbaş alaylı başbakan? | Övünç çıtamız daha da yukarıya, diye açıklama yaptı sayın başbaş., | Ahmet Büke, TKitap, Ocak2012








başbaşalık –ğı | yeni | Elbette, Yusufa evresinde, gündüzleri, o her zaman loş ve soğuk odadaki başbaşalıklar, her şeyin bitmiş göründüğü bir anda ünlü albümün açılmasıyla acıklı bir oyunu düşündürürdü. TYücel, Dönüşüm, 1975, 23

a.






Başbetke | başmakale. | Şu zamaneye bakınız ki daha düne kadar makalelerinin üstüne 'başbetke' ucubesini konduran Falih Rıfkı Atay da, meğer Hüseyin Cahid Yalçın gibi düşünüyormuş da bizim hiç mi hiç haberimiz yokmuş! Pek güzel, değerli ve sevgili Falih Rıfkı Atay, yedi senedenberidir bütün o lisan..., | Ayın tarihi, 1939, S 62-63, 480

a.






başbuğ | tarih. Eski Türklerde baş, başkan, kumandan. | Beğendin mi Agamemnon bu yaptığını? / Yaraşır mı şerefli başbuğuna Hellas'ın / Kılıçlatmak, yalvarıp yakaran kadını? , S Batu, Güzel Helena, 1959, 52 | 2. Osmanlı Devletinde savaş zamanı başka birliklerden ayrılıp bir araya getirilerek oluşturulan birliğin veya milis güçlerinin kumndanı. | Nasıl sorulmaz her geçişte / | Ulu Başbuğ, gözlerimizde nicesin? / Gözlerin göklerimizde öyle parlak / Öyle... duygularımız mavi, mavi ancak / Mavi hayat çiçeklerimizde nicesin? / Nasıl sorulmaz? | , | İZB, Atatürküm, 1959, 8

a.






başbuğlu

s.
başbuğ olan.

tr. baş-buğ-lu
"Başbuğlu Yıllar Türkeşin bilinmeyen Yönleri", H H Uğur, 2018"



başbuğluk –ğu | Uygun geldiğinden akımınında bize ancak yarayabileceğini kestiririz. Yoksa batının her hangi bir Elinde başka bir türlü buyuruk rejimi islediğinden, Türkün özbeylik savaşının armağını olan bir törü biçimine kıymayalım: onu kuranlar başbuğlukta bulundukça kendi gönülümüzün İçinden kopup gelen bu şekli dik, diri tutacaklarına inan besleriz., | E Serdengeçti, Türk kamusal türesinde özgüç kuralı, İÜHFM, 1935 (1), 331 | Babam beş yüz hıristiyan atlısı ile üç yüz Merkede başbuğluk eder. Bilirsiniz ki; Merkedler kızak üzerinde savaşırlar., | C Emiroğlu, Gökbayrak, 219

a.






başbuğluk –ğu | uygun* geldiğinden akımınında bize ancak yarayabileceğini kestiririz. Yoksa batının her hangi bir Elinde başka bir türlü buyuruk rejimi islediğinden, Türkün özbeylik savaşının armağını olan bir törü biçimine kıymayalım: onu kuranlar başbuğlukta bulundukça kendi gönülümüzün içinden kopup gelen bu şekli dik, diri tutacaklarına inan besleriz. , 331

a.






başçı

a.
başkan, öncü, rehber.

tr. baş-çı
"Oyun başlamadan önce oyun başçısı denilen iki yönetici seçilir.", Kırgız nariste oyunları, İstanbul 2014, 6"



Başçıklı | Compositae = Toplu çiçekler (Başçıklı çiçekler): Senecio vernalis W. Kit. = Kanarya çiçeği 10/5/1944 Anthemis cotula L. = Köpek papatyası 15/5/1944 Centaurea depressa M. Biep. = Peygamber çiçeği 18/5/1944 Achillea santolina L. = Civan ..., | Köy Enstitüleri D, 1945, 34

s.






başçıl [kay.] | hömbek oyununda en iyi atlayan kimse. | ... başcıl seçerler. İlk defa başçıl herkesden önce hömbek dedikten sonra ebe'nin üzerinden atlar. Diğerleri de ayni tarzda hareket ederler. Başcıl her atlama esnasında muhtelif beyitler de söyler, ki bunları aynen diğer oyuncular da..., | A Caferoğlu, Anadolu dialektolojisi üzerine malzeme, 1940, C 1-2, 84








Başdönmesi | İnsanoğlu atom çağına erişmenin verdiği başdönmesiyle ne yaptığını bilmez duruma gelmişti., | Dayıoğlu, 1987, 29

a.






başeczacı

a.






başefendi | Başefendidir Lömen'e tokat atacağım diye bir zıpladı yetişemedi, bir daha, gene. Eh gayri gülmekten kimde can kaldı..., | OKemal, 1066, 20

a.






Başekonomist / baş ekonomist | Başiktisatçı. | 1995-2003 arasında çeşitli bankalarda başekonomist olarak çalıştı., | S Somçağ, AB-Kıbrıs-Ermenistan: bir teslimiyet güncesi, 2006, ? | Her bir müdür, genel başkanın onayıyla birlikte baş ekonomist tarafından seçilir. Daha sonra müdürler baş ekonomist ile birlikte sayısı beş ile on arasında değişen tam zamanlı yazar kadrosunu, (bu kadronunun çoğunluğu Banka çalışanlarıdır) danışmanları ve..., Birikim, 2001, S 145-148, 78 | Piyasa uzmanları başekonomistin sunumunun ardından Merkez'in yurtiçini değil sadece FED'i kıstas aldığına kanaat getirdi., | NeşeKaranfil, Hürr, 20.08.2015

a.






başemir | Başemir, Sevk ve Muharebe Talimnamesi II. Kısmı ve lahikaları, F Çakmak, 20.9.1937? , Ankara

a.






başemir | F Çakmak, Başemir, Sevk ve Muharebe Talimnamesi II. Kısmı ve lahikaları, 20.9.1937? , Ankara

a.






başeser | şaheser. | Halid Ziya'nın hem Kırk Yıl'ı hem Saray ve Ötesi kitabı, Aşk-ı Memnu romancısından beklenildiğince, birer başeserdir., | Sİleri, ZCumartesi, 3.11.2012

a.






Başgöz olmakEvlenmek. | Beğendiğin, gözüne kestirdiğin kız mı yok köyde? Elini sallasan beşi onu birden gelir be. Sana gelmeyip de kime gelecekler ki? Daha ne istiyorsun? Doğrult parmağını, dengine gelen kızı isteyiverelim sana? Zaten anacığın da isterdi başgöz olmanı. Hadi bir an önce evlen de, anacığın da rahat etsin toprağında? , | O Şahin, Bütün Öyküleri II, Bayan Ali, 40

dey.






başhakem | Kurul olarak görev icra edildiği takdirde hakem heyetinin başı. | ... başhakemden mürekkep üç hakemden müteşekkil bir hakem mahkemesine arzedilir. Başhakem usule mütaallik meselelerin hallinde, bu hususta taraflar arasında ihtilâf çıktığında, tam salâhiyete sahiptir., Düstur, 1961, 309 | Taraf hakemlerinin, kendisini atayan taraf ile atanmalarından evvel görüşme gerçekleştirebilecekleri gibi ayrıca atanmadan sonra da başhakemin atanmasıyla ilgili olarak kendisini atayan taraf ile iletişim kurmasının herhangi bir sakınca yaratmayacağını söylemek mümkündür., Z E Uluç, | Milletlerarası tahkimde hakem tayini usulü, ylt, İÜSBE, 2024

b.a.






başhamal | Bir emir aldım. Said-i Kürdi, Başhamal Burhaneddin'in Anadolu'ya geçtiğini söylüyordu., | Şeyh Said Davası İstiklal Mahkemesi T, 434

a.






başı bağlanmak

dey.
1. nişanlamak. 2. evlendirmek.


"Erkekler onbeş, kızlar onüç yaşlarında evlenirdi bizim zamanımızda. Ama söz nişan-meselesi daha da erken yaşlarda olurdu. Kızların başı sekiz-on yaşlarındayken bağlanırdı", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 12"



Başı dara gelirse kedi kaplan olur atasözü. | Fâzıl – Nihat, sen gayet sakin, yumuşak, merhametli bir çocuktun... Nihat – | Başı dara gelirse kedi kaplan olur derler..., | Güntekin, SY, 105








başı derilmekKurtarılan damat (güvee) ve sağdıç damatlık elbiselerini giyer, sırtlarına poşu takılarak, başları derilmesi için evi önüne serilmiş yazgının yanına dinelirler., | asicaldan, 3.3.2017

dey.






başı dumanlı olmak





"Oğul bugün duman almış Hevsel'i / Dumanlıdır başım yar sen gideli / Nazlım sana gönül verdim vereli / Aklım fikrim sende kalmış zay olmuş", Diyarbakır türküsü"



başı göğe ermekAman zaten evlenenlerin başı göğe mi eriyor? ., | A Özakın, KB, 70

dey.






başı göğe ermekAman zaten evlenenlerin başı göğe mi eriyor? , | A Özakın, KB, 70

dey.






Başı kabak | Diyarbakırda öbek öbek yalınayak, başı kabak, yırtık esvaplı insanlar... İş arıyorlar, iş yok., | Yaşar Kemal, *

s.






Başı selametlik | Büyükhanım ve küçük kafilesi sonunda Samsuna varabildiler. Trabzondan çıkan başı selametliklerin üzerinden üç ay geçmişti., | N Bekiroğlu, Nar Ağacı, 317

a.






Başı yastığa vurmak | Ülen domuzun Yusuf'u, tam zamanında başı yastığa vurursun ha! diye söyleniyor ve hiç durmadan iki tarafına dönüyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 211








başıboşluk -ğu | Artık başıboşluk yerine Allahın zikri ile meşgul olmayı, konuşmak yerine susmayı, kalabalık ortamlar yerine yalnızlığı, yaratıklarla dostluk yerine yaratanla dostluğu, kötülerle arkadaşlık yerine iyilerle arkadaşlığı öne al., | Gelin Tacı, 42

a.






başıbuyrukluk -ğu | | Büyüğü kendisinde örtük kalan başıbuyrukluğunu açmış; ortancası aklıselim sahibi olacağım derken onun haytalığına yakalanmış; küçüğü göğüs sesinin bütün çekiciliğini çocuk olma ısrarının güzelliğiyle birleştirip, o kendine has ayartıcılığının aracı yapmış., | RehaMağden, 2005, 39

a.






başına buyrukluk –ğu | istediği gibi hareket eden, kural ve kimse tanımayan kimse | Yanlış olanın uluslararası toplumun müdahalesinin değil, tek bir ülkenin başına buyrukluğu olduğunu düşünen | siyasi ağabeylerimiz vardı mutlaka; ama mevzu tehlikeli olduğu için | yine sessiz kalmayı seçmişlerdi herhalde., | MAltınok, T, 9.8.2011

a.






Başına geçmek | O sabah yine: 'Hadi denize gidelim,' diye Çağrı'nın başına geçmişti Simge., | Kazancıoğlu, 34








başına girmek (birinin)

dey.
birine ilişmek, sataşmak, biriyle çekişmek, birine kızmak.


Tanımıyorum adamı girmedim başına! 23.07.2018



başına süt dökülmüş kediye dönmekBöylece çok kuvvetli ve cesaretli bir çıkış yapacağımı asla hesaba katmamıştı. Başına süt dökülmüş kediye döndü. Ve küçüldü, küçüldü, ufacık bir şey kaldı. Bön bön yüzüme baktı ve hiçbir cevap veremedi. Bu suretle kahkari (sic) (kahrolurcasına, keder içinde) bir şekilde mağlup oldu., | İ Arvas, TH, 72

dey.






başına vurmakİçki başına vurmuş Memişzadenin yine., | F N Çamlıbel, Canavar, 19

dey.






Başında kavak yelleri esmekİstanbul... İstanbul'da başımda kavak yellerinin estiği, yerde alıp gökte yediğim günler... Ve nihayet, şimdi bulunduğum nokta, sırat!... Geçebilecek miyim, gayyâ kuyusuna yuvarlanıp gidecek miyim? , | Aren, 60-61

dey.






Başından bulutları savup kurtulan








Başından savmakOhoo! Saçların yapağı gibi olmuş. Ben bunları nasıl açayım. Zaten uğraşacak hiç vaktim yok, deyip Fadiş'i başından savmıştı., | G Dayıoğlu, Fadiş, 64

dey.






başını aldırmak ölümü tercih etmek | Ya sen geçen mi benden Ali? | Aman neler diyorsun Ayşe. Başımı aldırırım, lakin başkasını almam., | İHınçer, 1946, 18








başını aldırmakölümü tercih etmek. | Ya sen geçen mi benden Ali? | Aman neler diyorsun Ayşe. Başımı aldırırım, lakin başkasını almam., | İ Hınçer, 1946, 18

dey.






başını aşağı komak

dey.
Sus, konuşma, itiraz etme anlamında bir deyim.


"Ko başını aşağa! İşine bak!", 10.02.2021+"



Başını aşağı komakKo başını aşağa! İşine bak!, | 8.3.2021+

dey.






Başını beklemek –nın | Yoğurt pazarı diyorlar. Üstü başı yırtık, yalınayak kirli köylü kadınlar yoğurtlarının başını bekliyorlar. Her yoğurt bakracının üstünü kapkara bir toz örtmüş..., | Yaşar Kemal, Bu diyar baştan başa, ? ?








başını dinlemekSükûnet içinde gürültüden uzak yaşamak, dinlenmek, kafasını dinlemek. | Vay efendim, ne tesadüf!... sizi, Karacabeyde sanıyordum. – Hayır, dört günden beri Çekirgeye çekildik. Şöyle bir eyyam başımızı dinliyoruz... Nereden duydunuz Karabeyde olduğumuzu? , | R N G, Tanrı Misafiri, 21

dey.






Başını gözünü yararak konuşmakO günlerde Türkçeyi başını gözünü yararak konuşan ve yeterince anlayan Julien, uzun ve içli dışlı konuşmalar yapabiliyordu onunla., | Loti, CCT, 204

dey.






Başını nâre yakmak | Git ağam, buralardan git. Biz senin başını nâre yakacaktık! dedi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 44

a.






Başını örttürmek | Kadın erkek eşitliği tamamen yalan. Namazını kıldırt hanımına, başını örttür. Sokaklar kasap dükkânı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor, | Halil Konakçı, Cumhuriyet, 25.2.2023








Başını yemekFidayda da Ankaralım fidayda / Beş yüz altın yedirdim bir ayda / Gitti de gelmedi ne fayda / Başını da yesin bu sevda., | halk türküsü

dey.






Başının doğrusuna gitmekFakat ben seni bilirim, başının doğrusuna giden bir insansın! Babam sağ iken söz bana düşmez diye ağzımı açmazdım, sen de bizim gözümüzü bağlayıp arkamızdan dolap çevirmeye kalkardın. ., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 200

dey.






başka başka kefil olmakAyrı ayrı kefil olmak. Ebussuud Ef. Fetvalaarı

dey.






başkalamak | Değiştirmek. | Konuşan, sözünü başkaladı., | BYıldız, DünyadanBirAtlıGeçti, 46

f.




TDK-



başkalarını düşünürlük –ğü | ... müsamahacılık, hoşgörürlük, kanaatkârlık, nikbinlik, başkalarını düşünürlük, merhametlilik, sevimlilik şartiyle bezenmiş, alaycı, istihfafkâr, hicvedici nüktecilikten uzak, berrak samimî, içli, munis bir mizahtır., | A Refik Gür, Nasreddin Hocanın nükte menşurundan ışıklar, 1959, 16

a.






Başkalaşım | en küçük ölçekli haritada / binlerce başkalaşım / armaların güvencesinde / başkalaşımlar., | M Mungan, Yaz geçer, 1992, 48

a.






başkalaşmalı | başkalaşmaya uğramış olan. | İmago terimi, gerçekte tam başkalaşmalı böceklerin son biçimi için uygunsa da öteki bütün böceklerin erginlik durumunu belirtmek için de kullanılır. İmago eşeylidir. Bu nedenle topluca yaşayan türlerin | işçileri ve | askerleri, artık kabuk değiştiremeyecek olmalarına karşın imago sayılmazlar., Vikipedi, 29.12.2024g

s.






başkalaştırıcı | ...dinine verilen bir ödündür. Başka bir deyişle islâmın başkalaştırıcı etkisinin somut örneklerinden biridir. Ne var ki böyle bir ödüne karşılık anılan toprakların ürünü vergilendirilerek yine de devletçi ..., H F Erginsoy, Türkiye, işçi hareketi, ve demokratik sol, 1971, 27 | ... başkalaştırıcı gücünden yararlanıp, gizli kişiliklerini daha belirgin, daha çarpıcı çizgilerle belirtmek için mi? Bazılarının ilk, bazılarının ikinci nedenden böyle bir düşkünlüğe tutsak oldukları söylenebilir., Attila İlhan, Hangi Seks, 1976, 139

s.






başkalıkçı | Batının cinsel kıyısı başkalıkçı söylemde cinsellik ve mekansallık, | İ C Schick, Toplumsal TarihD, S 98-108, 2002

s.






başkanlıkçı | siyasi rejimde başkanlık sistemini savunan | Buradaki vurgum şu idi: AKP'ye başkanlıkçı-federasyoncu diye kızan seçmen, | fırsat bulduğunda -federasyon ne ki- devlet talep eden / edebilme potansiyeli taşıyan PKK-Terör bağlantılı bir HDPye niye oy versin? , | EAyyıldız, 9.6.2015rindan

s.






Başkansız | başkan olmaksızın. | Çünkü o, Amerikanın başkansız da yönetilebileceğini ispatlayan bir başkandır!, | Can Ozan, Pirzola 1990, 104

s.






başkantı | değişke. | Yarım yüzyılı aşkın bir süredenberi derlenegelen yerel ezgilerimiz karşılaştırılarak incelendiğinde, her derlemecinin ancak birtakım başkantılar (variante, version) saptıyabildiği görülür. Bu başkantıların karşılaştırılması, ortak niteliklerinin saptanıp bireştirilmesiyle elde edilecek ortalama ezgi sözkonusu türkü yada oyun havasının bilimsel açıdan geçerli biçimini oluşturur. (bk TFA 323. sayı, sf. 7671-7673)., G Oransay, Taşıl Bezeklerin Kodlanması, TFA, Mart 1973, Yıl 30, C 18, S 356, 8590

a.






başkarakter

b.a.
başkahraman

tr. baş + ing. character
Semih Çelenk'in yetkin kaleminden doğan ve Fırat Tanış'ın bedeninde can bulan başkarakter modern abdalın büyülü eli, sekiz yıldır yaklaşık 500 kez sahnelerden izleyicinin gönlüne dokundu.Parşömen edebiyat, 20.12.20223



Başkatip –bi | Sımsıkı giyinelim de, başkatiplere oturmaya gidelim., | G Dayıoğlu, Fadiş, 52

a.






başkent

a.
2. bir şeyin en iyisinin bulunduğu yer.

tr. baş+kend
"Turizmin başkenti Antalya!", 28.12.2023, tv"



başkentli | 1. Başkentten olan 2. Başkentte yaşayan 3. Başkenti olan | Eğer Ankara başkent olacak olmasaydı ve yeni devlet İstanbul başkentli devam edecek olsaydı, İngilizler İstanbulu terk etmeyecekti., | N Gönültaş, BugünG, 7.10.2010, 5

s.






başkentli | 1. başkentten olan. | 2. başkentte yaşayan. | 3. başkenti olan. | Eğer Ankara başkent olacak olmasaydı ve yeni devlet İstanbul başkentli devam edecek olsaydı, İngilizler İstanbulu terk etmeyecekti., | N Gönültaş, BugünG, 7.10.2020, 5 | Başkentli kadın grafiti sanatçıları, Gençlik pParkında yer alan Kadın Danışma Merkezinin duvarlarını Mor haritam temalı resimlerle donattı., | yazargazetesi.com, 6.12.2021, 2

s.






başkentlik -ği

b.a.
"devlet uzuvlarının bulunduğu ana şehir. başkent olma hali. "İstanbul | (... ) Bizanslardan Osmanlılara birçok uygarlığın ve imparatorluğun başkentliğini* yapmış şehir.", C A Balta, İstanbulda kölelik geçmişi, EtkiD, S 2, 2016 Eki kas, 12"

tr. baş+kent+lik
"1923'te Ankara'nın başkent olmasıyla birlikte köklü başkentlik özelliğini kaybeden İstanbul, 4. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar on dört yüzyıl boyunca koruduğu her alanda etkin bir 'dünya şehri' olma özelliğini Türkiye Cumhuriyet'inin kuruluşundan sonra cumhuriyet tarihi ile birlikte tekrar eski özelliğini kazanmaya başlamış, günümüzde Avrupa ve Orta Doğu'nun en önemli merkezleri arasında kendine yer bulmuştur.", Abdullah İslamoğlu, 23.01.2020, e-posta"



başkentlik –ği | başkent olma hali | İstanbul; (...) Bizanslardan Osmanlılara birçok uygarlığın ve imparatorluğun yapmış şehir., | C A Balta, İstanbulda kölelik geçmişi, EtkiD, S 2, 2016 Eki/Kas, 12

a.






başkentlik –ği | Vah ki başkentlik elden gitti a dostlar, | EnginArdıç, Sabah, 5.1.2011

a.






Başkesen fırtınası | Başkesen fırtınası bittiğinde... Hâlâ hiç kimse anlayabilmiş değil. Ne biçim bir fırtınaydı o, ne biçim bir başkesen fırtınası? Fırtınadan sonraki sessizliği yaşayanlar, hâlâ inanamıyorlardı; iki elleriyle tuttukları başlarının, omuzları üstünde olmasına. Ellerini çekiverseler, düşecekmiş gibi bir his vardı içlerinde hâlâ., | N Tuncer, Trafalgar, 29

a.






Başkişi | Her çocuğu sevmek gibi bir huyu yoktu, başkişileri çocuk olan öykülerin okuru tavlayıcı ucuz bir özelliği olduğunu da bildiğine göre... yani neden? , | T Uyar, Akşam Alacası, 1997, 102

a.






Başköşe | Ev olmuş çağlar devirip getirilen ve sıcak içilen çay gibi belirmiştir başköşede yerini hazırlamış olarak., | Ömer Say, 2010, 42-3

a.






Başkurt | Başkurt gider en önde, / Yavrukurtlar her yönde, / Canı oldukça tende, / Yılmaz, cesur yavrukurt..., | Ali Bozdağ, Üç Mevsim, 20

a.






Başlangıç / başlangıçlar | Yemeklerde ana yemekten önce gelen yiyecek, startır | Deniz manzaralı masalardan birine oturup altı çeşit başlangıç, balık çorbası, parmesanlı istiridye, fırında midye, deniz ürünleri pilavı gibi lezzetlerin olduğu 'tadım mönüsü'nü mutlaka deneyin., | HrSeyahat, 24.6.2018, 7

a.






başlangıç | yemek yemeklerde ana yemekten önce gelen yiyecek, startır | Deniz manzaralı masalardan birine oturup altı çeşit başlangıç, balık çorbası, parmesanlı istiridye, fırında midye, deniz ürünleri pilavı gibi lezzetlerin olduğu 'tadım mönüsü'nü mutlaka deneyin., | HrSeyahat, 24.6.2018, 7

a.






Başlangıçlı | Elimizde, iki başlangıçlı -ve iki sonlu- kör etme merkezi motifi var. Herhalde, Fin mektebi de masalın başındaki bu safsatacı iddiayı 155 numaralı masal tipinden nisbeten yeni bir zamanda alınmış bir şey addetmektedir., | Belleten, TTK, 1941, C 5, 541 | Buna 'Zincirleme indeks' veya 'Değişen başlangıçlı indeks' denilmektedir. Bu söylediğimizi, bir örnek ile açıklayalım: Meselâ A yılı 100 farzedilerek B yılı için 102 bulunduğunu farzedelim. Bunun gibi B yılı 100 addedilerek C ..., | G Tagliacarne, Fiat indeksleri, 1948, 16 | Güneşin radyo-elektrik aktivitesi ve anî başlangıçlı magnetik fırtınalar arasındaki münasebetler hakkında., | İÜFF Mecmuası, 1958

s.






Başlangıçlık | Eski Anadolu Türkçesi sahasına ait eserler, edebiyatımızın her dönem ve şubesine kaynaklık etmekle beraber başlangıçlık da teşkil etmektedir., | A S Yiğit, Kitâb-ı Düstûr-ı Şahî Fî-Hikâyet-i Pâdişâhî, Littera Turca, C 3, S 1, Kış 2017, (371-375)

a.






Başlangıçsızlık -ğı | Hep bir başlangıç mitleri yaratıyoruz, edebiyatta da başlangıç mitleri yaratıyoruz, çünkü o başlangıçsızlığa, muğlaklığa tahammülümüz yok., | Telesiyej, T, 25.7.2012

a.






başlantı BTS- | başlantı diye alkışlıyorsunuz bir çöküşün kreşendosunu, | YücelaySal, KunduzD, ıı, 56

a.




bts-



Başlayıvermek | | Şimdi hiçbir şey hazırlamıyorum. Ama yarın belki başlayıveririm. Hiç belli olmaz., Abasıyanık, EK, 1953, 83 | Hazır çizginin ötesine siz, berisine biz geçmişken başlayıversek, demiş., | H Aycın, Esrarname, 10

bf.






başlı

s.
başı olan.


"Bunlardan, gün ışığı gibi yanan sarı başlı, deniz gibi parlak bakışlı bir çocuğunun çerçevesi yanında, göz alabildiğine yeşil, çiçekli kırları içine almış bir resim asılı idi", C Uçuk, DŞ, 1971?, 100"



başlık –ğı | Baza başlık yatak, | 15.6.2018 Akçaabat | başlık | Başlık parası. | ne işin var bebekte be ağaç yavuklun mu var / başlık hazırlayıp koynuna gireceğin., | NBüyüm, 1968, 8 | -Gidip isteyiverin ağam. Başlığı her ne ise veririm. Kamber yıllardır bekliyor, Kamber'in acelesi var ama, ona takılanların hiç de acelesi yok. Laf biraz dallansın, budaklansın ki ortaya konduğuna değsin., | N Tuncer, Trafalgar, 153 | başlık parası | Bk. Başlık. | Estel yolun yarısı / Yandı başım arası / Bana gurbet gezdirir / Kırk bin başlık parası., | Halk türküsü | Bir bağa pırasa!

a.






başlık parası

b.a.
kız babasının kızı evlendirmeden önce damattan aldığı para veya maddi değer.


"ve babana başlık paranı yedirmeyeceksin / biliyorum and içtin", MGürpınar, GN, 96"



başlıkçılık –ğı | Her nasıl Türk internet başlıkçılığında | x'e şok şoku, | y'de deprem, | x kullanan yandı kolaycılığı varsa bunun bir benzeri de dijital platformlardaki sinema özetlerinde görülüyor., | MKarakartal, Kelebek, 30.12.2014

a.






başlıklama | bir yazıya veya metne başlık koyma. | Medyamızın en sevdiği tarz –ama en sıkıcı, en yaratıcılık yoksunu– yakıştırmalı başlıklama atasım geldi bugün, hoşgörün artık!, | Telesiyej, T, 6.12.2011

a.






Başmabeyinci | Başmabeyinci ve yüksek memurlar gelip saygılarını sundular. İçoğlanları da altın sırmalı elbisesini getirip tacı ve âsayı karşısına koydular., | Wilde, Abamor, tsz, Mutlu Prens, 42

a.






Başmak –ğı | Yaya vuruşmak neyse ama böyle başmaklarla çekişmek hiç işime gelmiyor!, | C Emiroğlu, Gökbayrak, 298

a.






Başmakale | Aşk olsun herife! dedi, | Başmakale dediğin bu kadar mı olur! Herif yazıyor doğrusu! Okudun değil mi? , | R Ilgaz, Ben Tavuk Değilim, 7

a.






başmüftü

a.
müftülerin başı, başçısı.


"... Rumanya müslümanları için bir Başmüftülük ihdas etmek istiyordu. Başmüftü mevcut müftülerin müfettişi demek olacaktı. Ama, bu ayni zamanda Senato'da Dobruca Müslümanlarını da temsil edebilecek miydi? Başmüftü senatör sıfatını da kazancak mıydı?", M Ülküsal, Dobruca ve Türkler, 1966, 139"



Başmüftü TRTHaber, 5.2.2018








Başmüftü TRTHaber, 5.2.2018 ++








başmüftülük -ğü

a.
bir yerdeki müftülerin tepedeki idare uzvu.


"... Rumanya müslümanları için bir Başmüftülük ihdas etmek istiyordu. Başmüftü mevcut müftülerin müfettişi demek olacaktı. Ama, bu ayni zamanda Senato'da Dobruca Müslümanlarını da temsil edebilecek miydi? Başmüftü senatör sıfatını da kazancak mıydı?", M Ülküsal, Dobruca ve Türkler, 1966, 139"



Başörtülü | yün başörtülü güler yüzlü sabırlı sessiz kocakarılar / al yanaklı kopça burunlu* tazeler şapkaları yeşil kadife / ve genç kızlar tertemiz sımsıkı ve gayetle de şık, | Nazım Hikmet, Bİ KSŞ, 76

s.






başörtülü, yemenili, yazmalı (kadın).

s.
danesi olan.

far. dâne: tohum, habbe. + tr. -li. "Dâne", burada başörtüsü anlamını kazanmıştır.
"Tefebaşını başı daneli ve üç etekli olarak kız yengesi, şalvar takımlı olarak erkek tarafı yengesi giyer.",
https://kutahya.ktb.gov.tr/TR-69388/geleneksel-giysi.html, 17.01.2022



Başörtüsü sorunu | l'affaire du foulard | Başörtüsü sorunu. | Böylece bugün de devam eden l'affaire du foulard diye adlandırılan başörtüsü sorunu başlamış oldu., | Nazife Şişman, Z, 11.2.2012

b.a.a.


fr.



başpare | 'Baş parça' anlamına gelen başpare, neyin üflenen kısmında yer alan ve ney enstrümanından güçlü ve parlak bir ses çıkması için kullanılan parçanın adı. | Her neyzenin başparesi ayrı olmalı., | SalihBilgin, ZCuma, 17.2.2012

a.






başparmak çocuklar/ı | Oyun konsollarının ustası, envai çeşit oyunu ve teknolojiyi iki baş parmağı ile kullanan çocuklara artık dünyanın pek çok yerinde 'başparmak çocuklar' deniyor., | YalvaçUral, RKitap, 3.7.2015

a.






başpehlivan

b.a.
pehlivanların başı.

tr. baş + Farsça pehlivan
"Anadolu'da başpehlivan bu sıtmadır. Ondan sonra yoksulluk gelir, sonra mütegallibe,sonra mültezim, sonra eşkiya... Fotoğraf altı: "Trabzon,Karadeniz 1895. Jandarma tarafından vurulup yakalanan Kürt haydutlar... " Eşkiyalar kardeş,hatta ikiz gibi. Fesli jandarma neferinin ... ", @bmdogan, 12.12.2023, X "



başrahibe | İnes, Başrahibenin koluna dayanarak içeri girer., | P Merimée, Sabiha Yağızlar, 1944, 89

a.






Başredaktör | Meslekî bir keşif var sırada. Müjdemi isterim @MurselCavus :-) Rédiger kökünden türetilen redaksiyon için ilk kullanım 1930'lar olarak verilmiş #Nişanyan'da. Aynı kökten redaktör için 1 tespit yaptım; 1786 tarihli bir gazete | hulasasında geçiyor: | Gazete-i mezkûrun baş-redaktörü., Harun T. @BenHarunT, 16.3.2022, twitter

a.






başressam | Sarayın Son Başressamı Fausto Zonaro, Fatma Ürekli, 2017 (Kitap adı)

b.a.






Başrol | %50 sine yakın bir paranın başrol ikilisine gitmesi sinema sanatı bakımından 'kötü' bir sonuca çanak tutan nedenlerin başında gelmektedir., | Erman Şener, Yeşilçam ...: ve türk sineması, 1970, 123

a.






başrol | Hiçbir işe 'başrol' veya 'yan rol' diye bakmadım. Benim için rolün büyüklüğü küçüklüğü değil derinliği önem taşıyor., | Hakan Gence / Kübilay Aka, HrCtesi, 5.6.2021, 7 | Ama, ciğerleri metelik etmeyecek yapımcıların ağız kokularını çekeceğine, aramızdan erkenden ayrıldı. Ruhunun gittiği yerdeyse artık başrollerde oynadığından eminim., | Tamer Ay, Karar G, 1.4.2023

b.a.






Başsız | 1. Başı olmayan 2. Mec. Düşüncesiz | Bıçak soksan gölgeme, / Sıcacık kanım damlar. / Gir de bak bir ülkeme: / Başsız başsız adamlar..., | N F K, Dua | Ve en tatlı yerinde biter her şey / Bütün güzellikler başsız gövdeye serpuş olur, | NTektaş, 1999, 103

s. mec.






Başsız sonsuz | Sonra birden iğreti bir dinginlik geldi, türkü söyleyen bülbülün çevresindeki kuşların suskunluğu içine, yüksek, dolu bir ses, başsız sonsuz sözcükler..., | E Triolet, Gün doğarken, 1982, 49

s.






başşairlik –ği | Kont Georg von Schönborn'un oğullarına ders verdi ve kont tarafından başşairliğe yükseltildi., | Meriçelli, 2002, 82

a.






baştacı edilmek | İlk günden baştacı edilmek her çocuğa kısmet olmaz biliyorum..., | N A Gökduman, 130








Baştacı etmekBuyruklarıma uyduğunuz sürece, halkınız doyacak. Sizleri baştacı edecekler., | Dayıoğlu, 1987, 47 | Sadece nisyan değil bir husumet de oluşur ona karşı, çünkü | şehid-i hürriyet Midhat Paşa yeni rejimin, | devr-i dilârâ-yı hürriyetin ve yeni siyasî söylemin baştacı ettiği, bayraklaştırdığı, kahraman ve hatta evliya mertebesine çıkardığı kişilerden biridir., İ Kara, | Tarihçiyi Unutan Tarih!, Derin Tarih, Oca 2025, 3

dey.






baştan çıkarıcı | Tavernalar ve darma duman ev işleri / Ve suda yıkanan bir kadın gibi birden bire baştan çıkarıcı oluveren Vıltava., | Nezval, T Fişekçi/E Canberk, 46








Baştan çıkarıcı | yarın yüz nolu otobüste yolcuyum / keder son kez yatağına alıyor beni / en baştan çıkarıcı parfümü üzerinde..., | Atilla Güler, 5 | Tavernalar ve darma duman ev işleri / Ve suda yıkanan bir kadın gibi birden bire baştan çıkarıcı oluveren Vıltava., | Nezval, T Fişekçi, E Canberk, 46








Baştan kara gitmek | Realite bakımından öyle bir tasnif yapılmasının ne değeri, sonra o tasnifi tatmin etmediği için Fetva mecmualarında zikrediliş tarzına uygun bir suretin apoktif ilan edilmesinin ne ehemmiyeti var? Bu ne baştan kara gidiştir? , | M T Okiç, Bir tenkidin tenkidi, AÜİFD, 1953, C 2, S 2-3, 241








baştasarımcılık –ğı | [Pierangelo d'Agostin] Jil Sander'in baştasarımcılığına kadar yükseldi., | HCBarlas, StarCumartesi, 25.8.2012

a.






Baştetikçi | Bu durumda, 1975-2002 arasında 23 cinayetin yanı sıra çok sayıda bombalı saldırı ve soygun gerçekleştiren 17 Kasım örgütü lideri Aleksis Yiotopulos, baştetikçisi Dimitris Kufodinas, Savas Ksiros, Hristoduslos Ksiros ve Vasilis Corcotas tahliye isteyebilecek., | Hürr, 3.7.2019

a.






başucu

a.



"Başucunda kardeşi ve iki büklüm belli dadısı duruyorlar... Handan günlerdenberi anlaşılmayan bir dertle yanıyordu", C Uçuk, DŞ, 1971?, 101"



Başucu | Mızrağı yanında, tolgası başında olsun. Kırk gün kırk kazan aş kaynasın. Kırk gün kırk köle azat edilsin. Gece gündüz başucunda çıralar yakılsın., | Tecer, 1969, 60 |

a.






başucu kitabı


müracaat kitabı.


"Sezen Aksu, Kayahan gibi isimler sadece yorumcu değil söz yazarı ve besteci kimlikleri ile de Türk pop müziğine damga vurmuş isimler. Bir şarkının ilk notaları ya da sözlerinden itibaren nasıl ete kemiğe büründüğüne, dinleyiciyle paylaşılma aşamasına gelene kadar müzikal anlamdaki yolculuğuna tanık olmak bile başlı başına bir okuldu. Yaptıkları işler başucu kitabı gibi bir müzisyenin yolunu aydınlatmak için yeterli.", D Sağıroğlu, Hr, 8.4.2024 "



Başuşağı | birinci uşak, hizmetçi. | Zengin delikanlı bu mudur? ' dediler. Yol gösteren adam gülümsedi: 'Hayır, o bu katın başuşağıdır' dedi., | T Yücel, AM, 1964, 59

a.






Başuşak -ğı | birinci uşak, hizmetçi. | Zengin delikanlı bu mudur? ' dediler. Yol gösteren adam gülümsedi: 'Hayır, o bu katın başuşağıdır' dedi., | T Yücel, AM, 1964, 59

a.






Başuzman | Agop Dilaçar (Hagop Martayan), Atatürk'ün talimatıyla I. ve II. Dil Kurultayı'nda bildiri sunmuş ve uzun yıllar da TDK'de başuzman olarak çalışmıştır., | H Öztürk, Türk Dili, Türk Dil Kurumu ve Türkçe kaygımız: | Cim karnında bir nokta, | T24, 20.8.2023








Başüstü güvertesi | 18.15 yalova vapuru / yolcusunu halatını almış / neredeyse kalkmak üzere / başüstü güvertesinde / şamatacı üniversite öğrencileri / sessiz film oyununa kaptırmış / güverteyi yıkıyordu sesleri, | V Çiçekli, 1991, 37

a.






başvurma | Komisyona yapılan başvurmaların çok az bir kısmının kabul edilmesi, bunların da bir kısmının incelendikten sonra, Sözleşmenin ihlâl edilmediği yolunda karar verilmesi ya da dostane çözüm yolları bulunması gibi nedenlerle Divana az sayıda dava gelmektedir., | AÜ SBF D, 1971, C 26, 266

a.






Başvurmadık | başvurulmamış. | O, özellikle taşrada satılan bütün oyun hamurlarının, çocuk sağlığı açısından zararlı şeyler olduğunu söylüyor. Bunu kanıtlamak için de, gitmedik, başvurmadık yer bırakmamış., | Y Ural, Temel Reis, 34

s.






Başyazar | Bizim başyazar, gene iktidara ateş püskürüyordu: | Ne kadar düşüktü ücretler. İşçilerin çoluğu çocuğu yok muydu? , | R Ilgaz, Ben Tavuk Değilim, 7

a.






Başyazı | Bir hafta evden çıkamadım. Patronumun çok değerli başyazılarını herkesten önce okuyamaz olmuştum., | R Ilgaz, Ben Tavuk Değilim, 9 | Başyazılarında isabet yok. Siyaset yapmayı bırak da, fal köşesini bari yaz demiş., | N Tuncer, Trafalgar, 120

a.






bat I

a.
Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan, şimşirden yapılmış, ucu sivri bir takoz türü.





bat II

a.






batak –ğı | İskambil oyunlarından batak oyununda, toplam 13 elin tamamını alan oyuncu oyunu 'çizmiş' sayılır ve rakibi sürklase eder., | STunalı, T, 26.11.2011

a.






Batavia | Batavya. | Bizim kaptan geri döndüğünde, istimbotun Batı Avustralyadan gelip Batavia üstünden Singapura giden ve posta yükü taşıyan, Kaptan Nash yönetimindeki Sommerville olduğunu; bizi Anjer ya da Bataviaya kadar çekmeleri konusunda onlarla anlaşmaya vardığımızı öğrendik., | Conrad/Çakmak, Gençlik, 44

a.






batgın | Sessizliğin hallerini tek tek denedimse de biliyorum kıyısızlığın beni vardıracağı bir olgunluk yok. Ben zaten aklı uykularda, yorgun bir sermestten başka, gönlünün dağlanmış korkusunu dindiren bertelenmiş bertaraf değil miydim? Hislerin tamusunda yumsuz bir edilgi olmaktan başka kendi batgın vaziyetime hayıflanageldim hep., | Mustafa Gazi, Kent Vaizi, 2024

s.






Batı | Batış. Gurûb. | Dağın ardında güneş battı; / Çömelmiş kapı eşiğinde, / Ninem yün eğrir batı vakti... / Ninnidir tüten bacalardan, / Gelinler sallar beşiğinde / Ya bir haydut ya bir kahraman... Ahmet Muhip, | Cahit Sıtkı / A E Özyıldırım, 72 (1934)

a.






batı-dışı modernlik | Türkiye kadınları başlarını örterek modernleşiyorlar. Bunun adını da koydu Nilüfer: Batı-dışı Modernlik., | LeventYılmaz, T, 17.8.2011








Batıcı | Muazzez'in sarhoş halinde bile kendini Kaymakam'ın batıcı buselerinden kurtarmaya uğraştığını gördükçe, bir zamanlar hakikaten sevmiş olduğu bu kıza karşı bir parça merhamet duyar gibi oluyor; (...), | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 197

s.






Batıgil | batı usulü, batı tarzı | Batıgil demokrasinin ve hukukun Doğugil serüveninden kesitler: adıyla siyasallaşan bir dava : Ergenekon, | Sami Selçuk, Truva, 2009

s.






batık -ğı | 1. Batmış. | kapıcı uğurladı beni gocuğu geceye batık, | Nazım Hikmet, Bİ KSŞ, 80 | 2. | Herhangi bir nedenle su altında kalmış yerleşim birimi, gemi vb. | Batık gemi on kulaçta yan yatıyordu. - Halikarnas Balıkçısı 3. | Genellikle ayak başparmağında görülen tırnağın kenarındaki derinin tırnağın üstüne doğru büyümesi veya tırnağın deriyi delerek batması 4. | İflas etmiş (maddi olarak) 5. | Manevi olarak düşmüş, iflas etmiş, sefil/süfli. | Rüşvetin bir | iş olduğunu okuyacak kadar batık bir ruh hali etkin ülkede., | Ali Yurttagül, Z, 7.1.2016 6. | Gerçekleşmeyecek olan. | fırat rüzgara karşı aktığı zaman / batık bir umut türküsü halinde ölüm / köpeküzümlerinde ıslık çalıyor / atmaca kayalıklarında / ve devedikenlerinde., | A İlhan, Fırat rüzgara karşı aktığı zaman, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 168

s.a.




GTS+



batıkâri | Beyrut, İstanbul gibi, İzmir ve Selânik gibi, Hristiyan ve yabancılı olduğu için yaşanabilecek dört Osmanlı şehrinden biri idi . Tanzimat'tan beri Hristiyanlar şeriatçı idare baskısından kurtulduklarından tam batıkâri ömür sürüyorlardı., F R Atay, Çankaya, 2002, ?

s.






Bâtıl makîsünaleyh olamaz | Müderris – Bâtıl, makîsünaleyh olamaz doktor efendi. Yazılsın..., | Güntekin, SY, 163








batılı | Batılıların bu sözlerinde, atalarından kalma doğuyu hor görücü 'atavik' bir duygu vardır. Batının, batılıdan başka her insanı hor görme duygusu nereden geliyor? Haçlılardan önce Avrupa'da Avrupalıları birleştiren bir 'Avrupalı', bir 'batılı' olma duygusu yoktu., | H Balıkçısı, Hey koca yurt, 1972, 79

s.






batılılaşmak

f.



"Seçime katılım oranının düşük olduğu Batı demokrasilerine benzerliğimiz artıyor. Batılılaşıyoruz yani. Hem de batı karşıtı denilen sağ seçmen ile.", Zekariya Çelik, 1.4.2024, Rindan (Sohbet) whatsapp"



Batım | batma | Beşinci maddesi ise, 147 sayılı ILO sözleşmesi için; ... b) fıkrasında 'Su Batım Çizgisi Hakkında 1966 tarihli Sözleşme', c) fıkrasında ise ..., | | http://www.kamu-is.org.tr/pdf/627.pdf, Ticari Gemilerde Uyulması Gerekli Asgari Normlara İlişkin 147 Sayılı ILO Sözleşmesi ile İlgili Çalışma Hayatı Mevzuatı, M. Bülent ALPAR, 28.8.2019, htps://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc050/kanuntbmmc050/kanuntbmmc05000854.pdf, 28.8.2019g

a.






batırık | Ermenek yöresinde bulgur ve tahinle pişirilen bir yemek. Haşlanmış lahana ile yenilir.

a.






Batırış | batırma işi | ...salatanın, yemeğin suyuna batırışı, zıt zııt zııt yürüyüşü, masaya oturuşu, konuşuşu, hatta sekize katlı beyaz, kar gibi mendiline sümkürüşüne kadar belliydi bu., | OKemal, 1966, 44

a.






Batırmalık | saatlerdir gözlerini içiyorum / sıcaklığın tütüyor dumanlı / gittikçe eriyor ayrılık / öyle güzel ki hayalin / tam bisküvi batırmalık, | Koçlu, 56

s.






Batısız | batı olmadan. | 15-17 Şubat'ta toplanan '56. Münih Güvenlik Konferansı'nın 2020 Raporu'nun hâkim fikri Batı'sız bir dünyanın geleceğiyle ilgili kaygılar imiş. 'Dünya daha fazla Batı'sız hâle geliyor. Daha da kötüsü, Batı'nın kendisi de daha az Batı'lı hâle gelebilir' deniliyormuş..., | D M Doğan, KararG, 25.2.2020

s.






Batısızlaşmak | Batı dünyasından uzaklaşmak, batı bloğunun nüfuz alanından çıkmak., Batının değerlerini yitirmek. | Batısızlaşan Batı!, | D M Doğan, KararG, 25.2.2020++

f.






Batıvermek | çabuk ve kolaylıkla batmak. | Ekmek torbası ahlatta astığı gibi dururmuş. Torbayı alıp eşeğini aramaya davranmış ki, ayağına bir ahlat dikeni batıvermiş., | H Aycın, Esrarname, 125 | Hasret yarası kuruyup kabuk bağlamış; zaman zaman, belki eflâtun bir gurup vakti, kalbe batıveren bir iğne sızısı kalmış belli belirsiz..., | İ E Şumnu, Hatıralar, s.30

bf.






batida de coco | Hindistancevizi kabuğunda servis edilen beyaz rom, batida de coco, Hindistancevizi ve ananas püresiyle hazırlanan 'Zuma Colada' en popüler kokteylleri., | HrSeyahat, 24.6.2018, 7

a.






Batlama deresi | Batlama deresinde ne güzel bahçeler var., | M N Otaman, 23, (1924)

a.






Batma | Bir gök cisminin (ay, güneş, yıldız vb.) ufkun altına inmesi. | Hele şehre yaklaştıkça yüksek ve yayla süsünü veren ve o dağın eteğini denize indiren kudret-i Hallak'ın eserlerini güneş batma sıralarında daha iyi görünmeye başladı, | M N Ak, Hac Yolunda, 28

a.






Batman bantlı çöp balığı 11.08.2024 ++








bâtonnier | batuniye | baro reisi | Meşrutiyette İlk Batuniye (18 Mayıs 1340):, A Adil, Musahabe-i Adliye: Bir Davet, Hadisat-ı Hukukiye ve Tarihiye M* II. Tertip*, C. 20*, (s. 219) | Cevdet Paşa'nın evahir-i nezaretine karîb bir zamana kadar hâl bu minvâl üzere cereyân etti. Fakat bir sene intihâbında Şehri Efendi'ye halef olarak Rusyalı avukat Rusolato baroya reis yani batuniye intihâb olundu. / | Reis Beg Efendi! Cumhuriyet barosunun ilk batuniyesi olmak üzere haiz olduğunuz şeref-i tarihiyeyi tebrik ederim. Türk kavmi yeni bir devlet tesis etmekde olduğu cihetle bi't-tabi barosu dahi yeni bir baro demektir. Bu tesis-i nevi başarmak ve eslafın şan-ı azimetiyle mütenasib bir müessese vücuda getirmek hayli sa'y ve himmete mütevakkıf bulunduğundan muvaffakiyet-i aliyelerini cenab-ı Girdigardan niyaz ve istid'â eylerim. / 3- | Garbda adettir. Batuniyeler, yani baro reisleri adliye nazırını ve bi'l-cümle müessesat-ı adliye rüesasını kanun-ı saninin nısf-ı ahirinde akşam yemeğine davet ederler ve kendi ailesi efradını dahi yemekte beraberce bulundururlar. Anlaşılan Adliye Vekili Mahmud Esad Beg Efendi bu adeti memleketimizde ihya etmek veyahut da semâhat-ı nakdiye ve siyasiye ile ma'rûf olmayan Lütfi Fikri Beg'e ders vermek istemiş olmalı ki kanun-ı sani nısf-ı ahirinde İstanbul'a geldi ve meclis-i tarik erkanını yemeğe davet eyledi., | A Adil, Musahabe-i Adliye: Bir Davet, Hadisat-ı Hukukiye ve Tarihiye M, II. Tertip, C. 20, 1341/1925, | 219/258/278

s.a.


fr.



batonsale | bâton salé Tuzlu hamurdan yapılan ince uzun çubuk.

a.


fr.



batpirek

a.
uçurtma.

kır.
"Batpirek.", Kırgız nariste oyunları, İstanbul 2014, 20"



Battal Gazi | özel ad. | Bu bir dev dünyasına benziyor. Dağdan dağa devler birbirine eski günlerde böyle haykırmışlar, eski Türk hikâyelerinde dört yüz düşmanın ödünü patlatıp canını cehenneme gönderen nâra işte bu imiş! Kimbilir belki bu topların ağzından Battal Gazi de Türk askeriyle Bizans'a, Yunan'a bir daha meydan okumak için gürlüyor, belki bu tepelere tırmanan Türk askerinin hepsinin kalbinde bir Battal Gazi hücum ediyor., | H E Adıvar, Dua tepe, Dağa çıkan kurt, 36 MReşit

a.






Battaliye | bk. Battaliye murabahası, kesr-i noksan murabaha. Vakıflar bazen verdikleri borçları veya bu borçlardan elde edecekleri murabahaları borçlunun iflas etmesi, firar etmesi gibi durumlar sebebiyle tahsil edememektedirler. Tahsil edilemeyen murabahalar için muhasebe kayıtlarında | battaliye, | battaliye murabahası, | kesr-i noksan murabaha, | tahsil edilemeyen murabaha gibi ifadeler kullanılmaktadır. Verilen borçtan elde edilecek kârın değil de anaparanın geri alınamaması için de | zayiât ifadesi kullanılmaktadır1161 yılı hariç diğer yıllarda bu harçlar için ödenen ücret 2.460 akçe olarak sabit kalmıştır. Bunlar; 1.200 akçe harc-ı muhasebe, 720 akçe kalemiyye, 540 akçe ise kaydiyye ve ihzariyyeden oluşmaktadır., | S Kaya, 22.1.2023

a.






battı balık yan gider kalıp söz. | ...Kıyılara götür beni, kıyıları ya?ayalım / Takalara binelim, balıkçılık yapalım / Kapı kapı gezelim, maceraysa değer / Hayat acılarla geçer, battı balık yan gider..., Nazan Öncel ++








Battı batarmış | batmak üzere.Güneş ufukta battı batarmış. Üstlerinden yorgun kuşlar uçarmış., | H Aycın, Esrarname, 65

z.






Battıçıktı | Battıçıktı yapıyorlar şimdi burada., | YaşarAkçay, 19.1.2013

a.






Bavfılla a . kürtçe* Doğuda müslümanlaş(tırıl)an Ermeni | Bavfılla' diye bir tabir kullanılırdı. 'Bavfılla' halk arasında Ermeni soyundan gelenlere denir. Yani zorla Müslümanlaştırılan Ermeniler diyebiliriz., | YavuzEkinci, T, 9.9.2012








bavırsak | Mayalı hamurdan yapılan, yağda kızartılarak pişirilen bir tür yiyecek.Bir de JenPiy'in hanım hocalar[ı] kazı, kartı, kımız, bavırsak gibi nefis yiyeceklerden bir piknik hazırlamamışlar mı? , | AKara, 12.6.2011 eposta

a.






Bavlı | 1. ava, av tutmaya alıştırılmış (hayvan). 2. | avcıların, köpeği ava alıştırmak için kullandıkları yapma kuş. | Yifek* bavli bilbil koş / Bardır sinin ilinde, / Kayış bavlı laçın koş / Bardır minim ilimde., | Ali Yakıcı, Halk şiirinde türkü, 2007, 404 | Bavlı: İçi doldurulmuş bir hayvanın önden bir atın arkasına bağlanarak çekildiği böylece yarışan hayvanların onu kovalayarak hızlandığı yarış türüdür., | D Karakurt, Türkçe Sözcük İncelemeleri: Türk dillerinden alıntılarla, 2019, 51 | bavlı | terbiyeli, talimli, seri hareketli, nazlı yetiştirilmiş ŞSL, | Suat Ünlü, Çağatay türkçesi sözlüğü, 2014, 108 | bavlı, içine ot doldurulmuş hayvan derisi şalvar, im (Ar.) (coğ.), | Fuzuli Bayat, Orta Türkçe sözlük: 11.-17. yüzyıllar, 208, 302 | bavlı < Moğ. 'Hediye' Doerfer I, 205, | Ölümünün 600. yılında Emir Timur ve mirası uluslararası..., 2007, 47

s.a.






bavullu

s.
bavulu olan.

x
"Sürgünün eli bavullu / Yollar sürgüne çöl gelir", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 44"



bavullu | bavulu olan | Havalimanı terminalinin dışında otelimizde giden otobüsü bekliyordum ki takım elbiseli ve bavullu bir işadamı bizi belli bir adrese kadar götürmeyi teklif etti., | R Graesboell, HrSeyahat, 24.6.2018, 10

s.






bavullu | bavulu olan. | Havalimanı terminalinin dışında otelimizde giden otobüsü bekliyordum ki takım elbiseli ve bavullu bir işadamı bizi belli bir adrese kadar götürmeyi teklif etti., | R Graesboell, HrSeyahat, 24.6.2018, 10

s.






bavulsuz

s.
bavul olmaksızın.


"... bir süre sonra bavulsuz bir şekilde geri geldiğini bize anlattı.", Hr, 7.7.2024"



bay bay çekmek spor. | Kur'a marifetiyle tur atlamak. (bkz: bay geçmek). (antimatter, EkşiS, 04.11.2003 17:32) | Kuraya gidilmesi kararı ülkeleri tedbir almaya da yöneltti. Dün çekilen kuraya ileride bir ülkenin itiraz etmemesi ya da tanımazlıktan gelmemesi için görüşmelerde yaşanan anlaşmazlıklar protokol yapılıp imzalandı. Daha sonra kura çekimine gidildi. Buna göre Türkiye, 2 Eylül'deki ilk maçta (bay) çekti. 6 Eylül'deki ikinci maçımız ise Türkiye-Malta olarak belirlendi. Türkiye son maçını 21 Kasım 2007'de Bosna Hersek ile evsahibi sıfatıyla yapacak., | YŞ, 17.02.08; | Bafra Belediyespor bay çekti. Bu duruma göre Bafra Belediyespor ilk maçını oynamadan geçti. İkinci maçını 11 Mayıs Cuma Günü saat 13.00'de Rize Ekrem Onar sahasında oynayacak. 14.10.08








Bay K | Her birimizin apayrı bir Kafka'sı, apayrı Bay K.ları vardı., | Sİleri, Z, 29.7.2012

a.






baya | bk. Bayağı kısalma oldukça, epey | Buzdolabını açıp içindeki malzemeleri süzdü. İçerisi baya bir kalabalıktı., | SBHacil, | MutsuzKadın, | Mağaradakiler, Oca-Şub 2015, S.5,2

z.




GTS-



baya baya basbayağı. | Bizim Kenize Murad'ı Türk sanmamız gibi Saraybosna'da da Ayşe Kulin'i baya baya Bosnalı sanıyorlar., | BAltuğ, T, 19.11.2011








bayan | kadın. | Bayan aşçı bayan garson kons bayanlar aranıyor! Aksaray kabinetlere birer tane koyacağız., | 17.04.2018+

a.






bayan yanı | Durum, erkek yolcuların 'bayan yanına' oturtulmaması nedeniyle otobüse binmek zorunda kalmasıyla ortaya çıktı., | R, 13.9.2011

a.






Bayarlamak | Övmek ancak mübalağlı övmek A Savaş, 22.9.2022

f.






bayatlık –ğı | bayat olma hali | Kadın eline ekmek bıçağını alarak ekmeğin ucundan çeyrek parçasını keserken ekmeğin kesilip kullanılmayacak çeyrek bölümü bayatlıktan un ufak oldu., | SBHacil, | MutsuzKadın, | Mağaradakiler, Oca-Şub 2015, S.5,2

a.




GTS+



Baybay | Bye bye. Allahaısmarladık. Hoşçakalın. | tam beş sene bu 'gavur memleketinde' / kafasını törpüleyen delikanlı / Hergele meydanının eğri büğrü yollarında / dolgun kalçalarını oynatan bir kadın gibi / yaylanan / pürüzsüz pırıl pırıl bir kadillakla / otelin önünde indi / Baybay dedi / Gutbay dedi / daha geldiği günden itibaren / bin türlü halt yedi., | H N Erer, HM, 1962, 73 | Tamam! Kulüpte görüşürüz. Hadi baybay, | N Tuncer, Trafalgar, 67




ing.



Bayburtlu | Beni sağa sola yürüten arkadaş yanıma geliyor. Bayburtlu imiş., | G Alagöz, 1979, 99

s.






baydaş | kafadar, akran, yardımcı, muavin; ortak, arkadaş, baydaş. | Kişi kendü baydaşlarından artuk olmak hünerdür.

a.






baygınadım krş. Uygun adım | Baygınadım devam ettim düşmeye., | KeremIşık, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 15








bayık bayık | baygınca, baygın baygın. | Facebook tontişliği. - Her fotoğrafının altına kalp gibi bayık bayık şeyler koymayın. Kocaman insansınız ya ne öyle orta ikiye gider gibi. Seviyorsanız gidin dökülün bence., Ömür Özdemir(@Cerilevis), Sosyal medya flörtleşmesi, Gazete Vatan, 07.09.2013, | https://www.gazetevatan.com › omur-ozdemir-cerilevis

z.






bayık I | Açık, aşikâr, muhakkak, gerçek, şüphesiz. | Kim ki sana âşık olup âşıkluğı bayık olup / Nite içi göynümeyüp gözleri kan dolmayısar, | Âşık Paşa, ?

z.






bayık II | bayıltıcı, baygınlık verici. | Diziler iki kilo baklava, onları seyretmek hepsini bir oturuşta yemek gibi, çok bayık yani., | MUyurkulak, T, 26.1.2011

s.






Bayılasıya | Fakat birbirimizin kıyafetine bakıncabayılasıya kadar gülüyorduk., | C Emiroğlu, Gökbayrak, 274

z.






Bayılmak –ef. | Bedel olarak para ödemek. | Arabanın benzini bitti, gittim 150 liralık benzin attım, doktara gidip ilâç yazdırdık, sosyal güvenlik kurumu bir kısmını karşılamadı, 100 lira eczaneye bayıldık. S Kuruçelik, 5.11.2021 facebook | çok beğenmek. | Ne ev yahu! Ne misafirsever ev! Bayılırım böyle evlere., | Ediskun / Dürder, Dostum Şey, 25

dey.






bayıltıcı | Çığlık rüyasında, güzel bir ses san'atkarının en iştah veren türküsüne, kapkara tehlike 'ağaçları altından nehirler akan' cennetin hazdan bayıltıcı yeşilliğine, hani şu bizim irtica bile vicdan hürriyetine döner. | , | F R Atay, | Horoz, | Cumhuriyet, 94 MReşit | Nedendir bilmem, her zaman, ilk buluştuğumuz günün o gizliyemediğim, bayıltıcı heyecanını duyuyorum., | O Hançerlioğlu, 1956, 28 | Genç, güzel bir kadının vücudundan yayılan bayıltıcı bir koku... Herşey bir anda değişivermişti sanki., | O Hançerlioğlu, 1959, 83

s.






bayındır mamur, imar edilmiş dört başı bayındır | Bu suale şöyle dört başı bayındır bir cevap vermeden önce hükümetin devleti demokratikleştirme konusundaki isteksizliğini izah eden hayli eski ve malum o fıkraya yeniden gönderme yapmak durumundayım., | ATAlkan, Z, 11.2.2012








bayındırılmak | Büyük bir devletin vârisi ve hesapsız bir servetin, silahların ve askerin sahibi, Asya ve Avrupanın en güzel ve bayındırılmış ülkelerinin hâkimi idi., | M Nalbantoğlu, 41

f.






Bayındırmak | Delilimizin meşguliyet yüzünden geç gelmesi bizi sabırsızlığa mecbur ettirmiş ve | Harem-i Şerif, Harem-i Şerif diye sora sora Bab-ı Selam kapısından mescide girer girmez aklımızı bayındırırcasına raiha-i tayyibe ile gıdalandık., | M N Ak, Hac Yolunda, 78

f.






bayır bucak / bayır bacak | bayır, engebeli (yer), düzlüğü olmayan yer eş anlamlısı: kaş kapan | Fransa ile Ankara Hükemeti arasında imzalanan Ankara Antlaşmasına göre bugünkü Suriye sınırımız çizilmiş, Hatay gibi Bayır Bucak bölgeleri Suriye tarafında kalmıştı., | Sabah, 25.11.2015

s.




TDK-



bayırca

s.
bayır gibi, bayıra benzer, biraz bayır.

tr. bayır-ca
"Hicrânî'nin evi, diğerleri gibi bayırca bir yerde yapılmış", Bayburtlu Hicranî/San, 2"



Baykuş | a. Başında, kulak yerinde iki sorgucu bulunan, yırtıcı gece kuşlarının genel adı. | minervanın baykuşu | En parlak anlar en karanlık zamanlardan sonra gelir anlamına gelen bir laf. Misal: en büyük keşifler en zor ve buhranlı zamanlarda yapılır., | çekirge, 14.3.2006, EkşiS | Bilgelik tanrıçası minerva'nın (ya da grek mitolojisindeki adıyla athena'nın) bilgelik sembolü baykuşudur. hegel'in grundlinien der philosophie des recht isimli eserinde geçer: | minerva'nın baykuşu yalnızca akşam karanlığı çökünce kanatlarını çırpıyor, katatonik degirmen, 4.5.2012, EkşiS | Hegel, belirli olan bir sürecin bütünsel olarak kavranılabilmesi için diyalektik sürecin bir noktaya ulaşması ve tarihin maddi pratiğinin ortaya çıkması gerektiğine işaret ederek, bilgelik ile özdeşleştirdiği Minerva'nın Baykuşu metaforuna vurgu yapar., | YÇakmak, T, 13.9.2011 | Bir tek boynuzlu baykuşlar çok eğleniyorlardı. Tüyler itümüyle kırağı tutmuş olsa da umursamıyorlar, kocaman yeşil gözlerini döndüre döndüre ötekileri çağırıyorlardı: | Tu-vit! | Tu-vit! | Tu-vit! Ne güzel bir hava!, | Wilde, Abamor, tsz, Mutlu Prens, 48

a.






Baykuş | kulaklı orman baykuşu | Bir tarafta kulaklı orman baykuşu, diğer tarafta adına 'hukuk' dediğimiz 'sağır guguk kuşu'..., | Y Aytuğ, Günaydın, 14.1.2020, 2

a.






baykuşça | Vapur düdükleri baykuşça / hâlâ kulaklarımda / gel sen de / bekle bir kez rıhtımlarda., | N Kavukçuoğlu, 1967, 38

z.






baylan | olgunlaşmamış, kabuğu ince, dayanıksız. | Sakine tütün arkının başına varıp oturdu: 'Benim belim, bacaklarım çok ağrıyor' dedi. Hacer ablası: 'Bir seninki mi ağrıyor, 'baylan yumurta' dedi. Herkesin her yeri ağrıyor. Azıcık dinlen, haydi!, Naciye Poyraz, 1979, 15

s.






baylav

a.
şart


TOCK, 1935, 45



baylavbeti

a.
şartname


TOCK, 1935, 45



baylavlı | Bugün Türkelinin İçinde bulunduğu tükellenme kısalığı ve baylavlı oluşu dolayısile gerçekten uz içinde geçen bir devrimdir, | E Serdengeçti, Türk kamusal türesinde özgüç kuralı, İÜHFM, 1935 (1), 331

s.






baypaslanmak | T. Akyol yanlış mı yazmış? Meclis onayı olmadan idam, gerektiğinde anayasaya aykırı şekilde meclis bypaslanmış anlamına gelmiyor mu? Bugünlerdeki uygulamalara benzer şekilde..., | 29.10.2021, TÖL vatsapı

f.






bayrak kaldırmak | Düğün olduğunu gösteren bayrağı düğün evine asmak? | Düğün Cuma namazından sonra başlar. Mümkünse merkez Hamidiye Camiinde Cuma namazı kılınır ve bayrak kaldırılır., | İküçükkılınç

f.






bayrakçı | 1. 2. | Seyyar esnaf takımı tam kapasite iş başında; köfteciler, çaycılar, baloncular, ışıklı çubuk satıcıları, bayrakçılar hallerinden memnun-., | ATA, 31.10.2012

s.






bayraklandırmak | Geniş ufukların penceresinden yayılan / Çağlar üstü çağların adresinde yürüyen / Rahmet pınarının şenliğinde serinleyen / Hakkın mührünün damgasında yoğrulan / Hilim ve ilimle bayraklandıran / Zaferle dalgalandıran / Mana mirasıyla insanlığın ihya deryası, | ÖzkanKaraca, www.zevkli-forum.com, 6.7.2013de

f.






bayraklanma | bayrak sahibi olma, (burada) sokakları bayrakla doldurma. | Uzun yıllara dayanan siyasi tecrübesiyle bayraklanma yarışının hiç kimseye ekstra bir fayda sağlamayacağını en iyi bilenlerden biri de Erkut kardeşimdir., | İsmail Topal, Akçaabat YeniHaber, 12.5.2015, 5 | Bayraklanma harekatı başlıyor!!! Lig başlayana kadar bütün Balıkesir'i bayraklarla donatalım..., | 10KolikleR - BAYRAKLANMA HAREKATI BASLIYOR!!! Lig..., 3.1.2013

a.






bayraklaşmak | Bayrak halini almak, bayrak olmak. | Ölümden ilerde yarış dediğin, / Geride ne varsa bırak utansın! / Ey binbir tanede solmayan tek renk, / Bayraklaşmıyorsan bayrak utansın!, Himmet Uç, | Necip Fazıl'da Ana Baba İmagosu, Himmet Uç, | Necip Fazıl'da Ana Baba İmagosu, | https://www.risalehaber.com/necip-fazilda-ana-baba-imagosu-17248yy.htm, 26 Haziran 2015, 29.12.2024g

f.






bayraklı | 1. İzmirde bir semt. 2. | Bayrağı olan, üzerine bayrak çekilmiş bulunan (yer). | ... arasındaki taşımaların sadece millî bayraklı gemilerce yapılmasıdır. Gene ana ülke ile bu ülkeye bağlı ülkeler arasındaki taşımaları millî bayraklı gemilerin inhisarına bırakan himaye tedbirleri de uygulanmıştır., | İktisadi Araştırmalar Vakfı, Türkiyede milletlerarası deniz nakliyecileri ve ..., 1972, 73 | Eski savaşçıların yeraltındaki / Kemiklerini dinlendirmek için / Bütün bayraklı yollardan uzakta / Güneşin askerleri parıldar., | Meriçelli, 2002, 25

s.






bayram çocuğu

b.a.



"Aşağıdan kapıyı çaldılar. Meral dedi ki "Kim o?" "-Bayram çocuğu!", 2.5.2022"



Bayram çocuğu | Anneler, babalar ve bayram çocukları / Sözlüklerde, | Bayram çocuğunun karşısında şöyle yazar: | Aşırı ve yersiz sevinen çocuk. Bu açıklama, beni her zaman çok rahatsız etmiştir. Birincisi, çocukları yalnızca bayramlarda sevindiren bir toplum olduğumuzu yüzümüze vurduğu için. İkincisi de, çocukların sevinebilmesinin, bir yeri ve zamanı olduğu düşüncesini bizlere benimsettiği için., | Y Ural, Temel Reis, 62 | Aşağıdan kapıyı çaldılar. Meral dedi ki kim o? Bayram çocuğu!, | F Gedikli, 2.5.2022

a.






Bayram duaları: Allah seni bunaltmasın! Çok bayramlar göresin. Allah burnunu kanatmasın. Allah yoldan aşağı düşürmesin. Nice güzel bayramlar görelim inşallah 20.7.2021








bayram etmekçok sevinmek. | Oh, ya Rabbi şükür! İstanbula otobüsle iki saat... Bayram ettim., Aren, 2013, 102

dey.






bayramcalık –ğı | Nişanlı kıza bayramcalık götürülür., | Ayşe Nal 1932, İskenderun, Arsuz, Ada köyü (06.07.2023) | Bayramcalık: Düğün arasında araya Ramazan veya Kurban Bayramı girdiği takdirde geline bayramcalık elbise ile beraber çörek, baklava gider. Bayramcalığı getiren oğlan evine kız evi tarafından ziyafetler çekilir, nişanlılı kız ..., | Türk folklor araştırmaları, C 3, S 49-72, 808

s.






bayramdan bayrama

z.
seyrek olarak.


"Birinde ev sahibi oturmaktadır: Yaşlı bir karı koca, Türk bunlar. Hayattan çekilmişler, çoluk çocukları yetişmiş, bayramdan bayrama el öpmeye gelirlermiş, bizi alakadar etmiyor, onlar... ", R H Karay, Sonuncu kadeh, 38"



Bayramdaş | Parayla satın almak istesek de alamayacağımız; SAYGI, SEVGİ, PAYLAŞMAK, HATIRLAMAK, HATIRLATMAK, DOSTLUK, ARKADAŞLIK, AKRABALIK, AİLE OLMAK, HEMŞEHRİ OLMAK, MİLLETDAŞ OLMAK, ÜMMET OLMAK VE BAYRAMDAŞ olmak kavramlarına sahip çıkalım. Onları lüzumsuz görüp örselemeyelim. Anlamlarına uygun yaşayalım yaşatalım!, | Mustafa Öz, 06.10.2008, | https://www.bolugundem.com/bir-bayram-daha-gecti-6778yy.htm, 21.3.2022g

a.






Bayramlamak | Bayramını kutlamak, kutlamak, tebrik etmek. | Ammâ Cânpûlâdzâde Hüseyin Paşa yeniçeri ve azebân [Y 183b] ocakların bir yerden huzûruna çağırup bayramladılar , o dahi nezâketdir . Bu iki ocağın gâyet iştihârları olmak ile ziyâde ta'zîm gerekdir . Bunlardan sonra ba'zı meşâyihîn gelüp | Iyd-ı şerîf mübarek yâ sultânım deyüp cerre yecurru bâbına girüp gider ., Evliya Çelebi Seyhatnamesi, S A Kahraman, Y Dağlı, C 10, 210 | Kulça Türkleri, akşama kadar yiyip içip, gülüp eğlenerek Edirne geri alınışı kutlu gününü sevinçle bayramladılar. Ancak karanlık düştükten sonra şehre döndüler (Türk Yurdu 1913, sahife 912), H Hüsrev Hatemi, Yozlaşmadan uzlaşmak, 1988, 189 |... hesaba istinat etmediği için mesela Ramazan ayı bazan yaz mevsimine ve bir müddet sora kış mevsimine tesadüf eder, yazın doğmuş bir çocuk 20 sene sora doğduğunun yıl dönümünü bayramlamak istese bu takvim usulüne ve yürüyüşüne göre ..., | Tarih, T.T.T Cemiyeti tarafından yazılmıştır, 1934, C 4, 242

f.






Bayramlaştırmak | Bayram haline getirmek. | Emevi kapı kulları, Nuh as.a bağladıkları bir masal uydurarak, Huseyn as.ı unutturmak için o günü bayramlaştırmış ve aşure tatlısı geleneği doğmuş maalesef!, | H Hatemi, 15.9.2018, Twitter

f.






bayramlık ağız | argo. | Kaba konuşmak, küfretmek anlamlarında bayramlık ağzını açmak deyiminde geçen bir söz. | bayramlık ağzını açtırmakbirisinin küfretmesine, sövmesine yol açmak. | -Bayramlık ağzımı açtırma benim. diye sözümü kesti. Mamafih gitmen iyi olur. Yabancı memleketlerde değişik insanlar, iklimler, avunursun. Nereye gidiyorsun? -Bir İngiliz gemisinde iş verecekler. Alâ., | Osman Özyollu, Buhranlı yıllar: aşk ve macera romanı, 1965, 150

dey.a.






bayramlık ağzını açmak








bayramsal | Ancak Meşrutiyetin ilânı üzerinden geçen ilk haftanın o bayramsal coşkulukları; 1908 Haziran-Temmuz devrimci patlayışına katılanların, devrimin gündeminde nelerin bulunacağı ve amacının ne olacağı konusunda değişik düşünce ve..., | Sovyet Gözüyle Jöntürkler, Y. | Petrosi?a?n / Mazlum Beyhan, Ayşe Hacıhasanoğlu, 1974, 322 | İhsan, bari bu bayramsal duraklar vesilesiyle bir vicdan ve durum muhasebesi yaparsa, yakınlarına tekdüze günler içinde unuttuğu sevgi ve şefkat borcunu, bari bu günler vesilesiyle yerine getirirse, o bile az kâr mıdır? , | H Taner, Koyma akıl, oyma akıl, 1985, 146 | Devrimimizin bayramsal yılında bulunurken onun en esaslı iki devresine tanık oluyoruz: birinci dönem - sömürücü sistemi yoketmek ve yeni plânlaştırılmış devletçi, sosyalist sistemini kurmak, ikinci dönem - plânlaştırılmış, devletçi, sosyalist..., M Karahasan, Denemeler, 1991, 47

s.a.






bayramsız | Noktası noktasına hesap doğruluğu arayacak olur isek yalnız biz değil bütün milletler bayramsız kalırlar., | Ömer Seyfeddin, | Türklerin milli bayramı, | Tanin G, 18.3.1914

s.






Bayramyeri | Salahattin Bey'in evi Bayramyeri dedikleri semtte, yabancı memurların oturduğu Rum mahallesi ve Aşağıçarşı taraflarından uzaktaydı. / Öğleye kadar vakit geçirmek için bayramyerine gitmeye karar verdiler., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 25/35

a.






bayrı

e.
bari, hiç değilse.

Farsça bari?
Abdullah der ki kimse bilmez sızımı / Yayladan götürün benim kuzumu / Teneşirde bayrı görsün yüzümü / Kuzusunu göremiyen oğullar 23



baysal utku | Şimdi hiç birimizin manasını bilmediğimiz | baysal utku onun resmî bir nutkunda kullanılmıştır., | FRAtay, MütarekeD, 104

a.






bayutmak | zenginletmek

f.






bayvermek | İç/yüreği kaldırmak, yüreği etmek, içi/yüreği götürmek-Essahdan mı kıız? diye şaştı, yedin ha? Yüreğin nasıl bayverdi? , | OrhanKemal, Sarhoşlar, 41

f.






baz | Mutfakların döşeme altı, 'baz' adı verilen, kıştan kar ile doldurulmuş birer firijiderdi., | AdileAyda, SMA, 1991, 10.

a.






baz | Üs. Esas. Baz almak: Esas almak. | baz istasyonu | Cep telefonlarının sinyallerini ileten düzenekler. | baz puan | Hisseler kapanışta bu düşük seviyelerin üstüne çıkmayı başardı ancak kredi alış-satış farkları finansal ve kurumsal tahvil alanlarında 5-6 baz puan genişleyerek kapandı., | T, 27.8.201

a.






baza | İt. Base. | 1. Yatağın yerleştirildiği ahşap veya metal yataklık. 2. Yatağın yerden yüksek olmasını sağlayan veya sandık olarak kullanılan boş bölmesi.

a.






bazaltik | ... faylanmak suretiyle bazaltik lavlar çıkıp, etrafa yayılmışlardır (Ayvalı ve İscehisar çevreleri). Bunlardan, Ayvalı köyü güneyindeki labradorit'li bazaltların oluşturduğu koni üzerinde tesbit edilen bir krater gölü mevcuttur., Mehmet Ardos, Türkiye jeomorfolojisinde neotektonik, 1979, 166

s.






Bazen dişin kesmez bazan taslar almazishal ve kabız halini anlatmak için. İki zıt şeyi örnek vermek için kullanılabilir. İkisi arasında orantı olmaz, eşref zamanıyla eşşek zamanı... A Savaş, 14.7.2023

dey.






bazenleyin zf. Bazen, ara sıra, arada bir | Sevgili örtgenim, bazenleyin titireme geliyor (sic)., | BPek, Leman, 10.3.2010, 8








Bazı | -Benimki de Habibe. Beni de bazı Habiş diye ünlüyorlar., | G Dayıoğlu, Fadiş, 98

z.






bazı bazı | Gözyaşları bazı bazı dudaklarına damlıyordu, ne de olsa sudur diye yalıyordu ama yaladığına da yalıyacağına da pişman oluyordu zavallı, gözyaşları pek tuzluydu., | T Yücel, M, 1964, 40 | Bazı bazı sularıma bir tohum düşer. / Sar onu komşum toprak, sarmala onu!, | C Külebi, Küçük çeşme, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 124

z.






baziçe | eskimiş, (ba:zi:çe), Far. Baziçe. oyun. | Aşk bir deniz... Dalgalarına kaptırdım kendimi... Ben, ben değilim... Ben, aşkın baziçesiyim... Aşk dalgası beni çarpıyor... Sakın kendini! yolunda bir tirattan sonra yatağa rampa eder..., | R N G, Tanrı Misafiri, 116

a.






bazlamalı

s.
bazlaması olan.

tr. bazlama-lı
"Bazlamalı Köyüm Tost Fuar Çay Evi", Sıhhiye Ankara, 7.12.2023"



Bazlı | esaslı, temelli. | 1946-1980 dönemi ise 1963 bazlı olarak (ki baz yılı bazen değiştirilmiştir) düzenlenmiştir. Birinci seri, 1946'dan sonra zincirleme indeksi kullanılarak 1938 bazlı 1927-1980 serisi elde edilmiştir., | A Yüzgün, Cumhuriyet dönemi Türk banka sistemi (1923-1981), 1982, 123 | proje bazlı | bir projeye dayalı, proje temelli, esaslı | Proje bazlı en son çalışma ise, TÜBİTAK destekli olarak K.T.Ü. Orman Fakültesinden bir gurup araştırmacı tarafından (Gül ve diğ., 1998) halen sürdürülmektedir. Tebliğ konumuz Beykoz ve Üsküdar'ın anıt ağaçları olduğundan ..., | Beykoz İlçesi Çevre Sorunları Sempozyumu, 6-7 Haziran 1998: bildiriler kitabı, 1998, 37 | yetenek bazlı | yeteneğe dayalı, yetenek temelli

s.






Bazuka | Ben buradan nişan alıyorum / Yarası var omzumda / Bazukaları, havanları, mitralyözleri / Biraz da ben taşıyorum, | İ Uyaroğlu, 1981, 15

a.






BB




ing. kıs. baby boomer
"BB (baby boomer)kuşağı dediğimiz 1944-1965 doğumlu insanların | – Delinen pantolonlarına yama vurmaları, – Yıpranan giysilerini onarmaları, – Sökülen ayakkabılarını dikmeleri, – Patlayan futbol topunu sağlamlamaları, – Bozulan radyoyu tamir ettirmeleri, sırf yoksulluktan değildi. Sadece tutumluluktan da değildi.", 23.07.2018, watsapp"



Be | Kazdağı'nda gene kar var / Esme be rüzgâr akşam akşam., | N Cumalı, Ezine kışlası taştan, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 152








Be be | Davar, / Koşa koşa / Vurdular yokuşa / Sesler / Nefesler/ Meledi ot diye; / Be, be, be, me, me, me., | Otaman, 35, 1927








Be hey | Çözük düğme, açık her kucak: / Sana mı be hey deli gönül..., | Ali Bozdağ, Üç Mevsim, 9

ünl.






Be yav | Vah bana çomağı da bulamadım, vah ki vah ölüyorum be yav., | H Aycın, Esrarname, 67

ünl.






BEA | İng. | Elektrik kontrol değerleri BEA veri tabanı değerleri ile uyumlu olunca bellek kartındaki bilgilerin indirilmesi başarılı oldu. Senkronizasyon yapıldı., | Hürriyet,16.10.2018

kıs.a.


ing.



beach | oku: biiç > biyiç deniz, kum, güneş ve eğlence sunan belirli bir sahil, çimerlik, çimelge | [Kos'un] en popüler beach'i Paradise'ta yemek yemeniz kaydı ile şemsiye ve şezlongları kullanabiliyorsunuz., | OBudak, HaberTMag, 1.8.2015 | Bir mekan, bir beach, bir gece kulübü hiç fark etmez herkes güel yazılar istiyor-., | Esin Övet, HaberTMag, 1.8.2015 | Tatilin olmazsa olmazı hiç kuşkusuz deniz, kum ve güneş... Şimdi buna bir tutam da eğelnce ekleyelim... Sonuç mu? Sizi son yılların trendi beachlere götürecek., | MTOmur, HürTatil, 20.8.2015

a.


ing.

GTS-



Beatnik | Burası o kadar | eski Paris oldu ki Parisliler de turistlere terk ettiler. Hatta beatnik'ler bile Saint–Andre-des-Arts Sokağı yönünü taşındılar., | E Triolet, Gün doğarken, 1982, 72

a.






beaucoup | Hele hele malum hanımefendi işin içinde olacaksa merci beaucoup ben almiim., | BAltuğ, T, 27.11.2011








Beaute | Güzel | Çirkin desem Allah taş eder ama 'beaute' de değil. Kombinasyonu iyi ama detaylar eh işte!, | M Y Yılmaz, Hr, 19.8.2018

a.


ing.



bebe saç | Saçları gene o, bir makasla alnı üzerinde şıp diye kesilivermiş, bebe saçlar., | OKemal, 1969, 75

a.






bebecik

s.
küçücük, taptzecik.


"30 mayıs Hava aniden açıyor. Ayazma'ya gidip bütün günü şezlongun üstünde geçiriyoruz. Su elbet buz gibi ama Bozcaada'da ne zaman öyle değil ki? Geç öğlen yemeği için tabii Vahit'e çöküyoruz, bebecik kalamar ızgara, yeni haşlanmış ılık deniz börülcesi, bir de bir akşam evvel oltadan gelmiş bir sargoz ızgara ile acayip keyif yapıyoruz.", Şemsa Denizsel, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 8"



Bebek | 15 gram bebek ıspanak, 20 gram fırınlanmış marine edilmiş pancar ..., F Makasçı, Raillife, ekim 2019, S 133, 44

s.






Bebek | gözbebeği. | iki gündür uçaklar kalkıp inemiyor / ama tirenler gelip gidiyor bebekleri akmış gözlerin içinden / geçiyorlar, | Nazım Hikmet, Bİ KSŞ, 75

a.






bebek | hitap. | n'aber bebek! İyi misin tatlım. Hii! Canım nerelerdesin., | R Erer, Tehlikeli ilişkiler, 2000

ünl.






Bebek | pilli bebek | ağlayan bebek. 2. İstanbulda Boğaz kıyısında bir semt adı.

a.






bebek arabasız b.s. | İkizler burcu 14 aylık kızımla bu sabah bebek arabasız cadde üzerinde yürüdük., | fatma hakkoz @fatmacimhakkoz, 20.08.2024, X








bebekçi | oyuncak bebek yapan kimse | bez bebek yaparken tutkal çanağı parlayan / ve evi yanan Bebekçi Nuri, | MG, 12

a.






bebekçilik –ği | Folklorik yapma bebekçilik, | Nuran Bilgin, 1990, 83

a.






bebekli | bebek resimli, bebek oyuncaklı. | Hani | Bebekli Kız, | hani | Komşu Kızı, | / Odun lazım, kömür lazım. / Odunlar karşısında sabır / Sabrı tüketmemek için ömür lazım., | Ş Belli, 1962, 86 | metal kutu bebekli, | , 31.12.2018+

s.






bebeksi | bebeği andırır, bebek gibi. | Bu çocuk kaç yaşında «bebeksi» oyuncaklarla oynamaktan vazgeçmişti? , | AÜTFM, 1956, 164 | Artık kimse için sinir stres yapıp bebeksi cildimi bozamam neon sezer, | @mayiskralicesi6, 7.8.2022, Twitter | Ağlak, bebeksi erkek pop şarkıcılarımızla ilgili epeyce yazdık..., | Erol Göka, 06.06.2019, Twitter | Al / Geldi mi kapak sesi? / Çek bebeksi tenimi çek / Dostum düşmanım görsün çek / Ordan çek burdan çek / Kralı çek kraliçeyi çek / Görünce hepside dertlenecek / Uğraşmıyorum değmeyecek / Al bu lafım sana üstüne çek!, Şenol Evgi, Çek kameracı, 19 tem 2024, YouTube (Şarkı)

s.






beberuhi

a.



"Ara sıra şurada burada rastlarım | tavırları sinirime dokunduğundan tanışmaya yanaşmamıştım. Modern tip Beberuhi!.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 39"



bebeto bebeğim şeklinde sevgiliye hitap sözü. | Ne anlama geldiğini bilmeden bebeto diyen sevgili modelinden daha aşağılık bir durumdur bunu söyleyenin olduğu durum. muhtemelen u harfine de o diyordur zaten bunu kullanan şahıs. (bkz: ne diyoson), | spincrus, 7.12.2002, EkşiS








bebito | bebitolar selam hayatım süperko devam ediyor, Sahra @lalkinik1, 7.12.2024, X

a.






bebop | [M]ainstream bebop'a burun kıvıran ve rock'u tanımayan bir elde öcüye dönebilirdi., | ErayAytimur, RSanat, 24.7.2011 | bebop grameri | Burada bebop grameri öğreten bir okul açmak, İngilizceyi Suudi Arabistanda öğrenmeye çalışmak gibi., | BDuyarlar, T, 24.5.2011








Becek –ği | Bir yerin bir çuvalın dip köşesini (sic) becek deriz., | Köyden Sözcükler, 05.09.2024, facebook | arazide genelde üçgen şeklindeki parseller için kullanılır BÜYÜKKABACADA, | S A Uzun, 12.09.2023 Köyden Sözcükler, facebook |Kuytu gözden ırak uç olan mevki demektir., | V Soysal, 12.09.2023, Köyden Sözcükler, facebook

a.






becer de bal helvası ye | Sinsilenden başlatma moruk! Kime satarsam satarım, kahyası mısın? Becer de bal helvası ye..., | Hacıhasanoğlu, 1954,40








beceriklice | Alain annesine böyle becereklice sual sorduğu için minnet duydu., | Colette, Dişi kedi, 1954, 102

s.






Beceriksiz | Biraz beceriksiz ama çok mağrur olan misyonerle karısı Mançu kılığına girmişlerdi 31

s.






Beceriksizce | Geniş, beceriksizce bir el hareketiyle çevrelerindeki geniş bahçeyi, yeşil çimenlik üzerindeki havuzu, yorgan gibi serilmiş kameriyenin altında gül yapraklarını, çiçek açmış sarmaşığın üstündeki bir arı bulutunu, deli gibi sevdiği çirkince evlerini gösterdi., | Colette, Dişi kedi, 1954, 63








becermek

f.
s.ikmek.


"Herkes birbirini becermek istiyor.", 20.4.2024, Rindan Kahveden"



beç | Eskiden Türklerin Viyana'ya verdiği isim. Bk. beç tavuğu

a.






bed-maaş / bed maaş | Tar. Kötü yaşayışlı. | Zira Moskova beyi ile dosttur. Gazan ve Ejderhan fetholunduktan sonra ol Kızılbaş-ı bed maaş bu ahvali işidib Kırım hanına tâbi olmaları mukarrerdir., | A N Kurat, IV-XVIII. yüzyıllarda Karadeniz kuzeyindeki Türk kavimleri, 1972, 375

a.






bedavacılık -ğı | Bu yerler, aslında sadece güvenlik kaygılarıyla değil, bu gibi hususların bahane edilip sultanlıkların sürdürüldüğü ve her birine aşçılarıyla, bahçıvanlarıyla, masörleriyle, şoförleriyle, çifter çifter korumalarıyla; halayıklar kaleminden sekizer-onar hizmetli tahsislerinin yapılageldiği, yemekleri dahi ayrı restoranlarda sunulur ve yenilirken, bedavacılıkların hükmünün araç akaryakıtlarına kadar uzandığı, birer derebeylik mahfilleridir., | NÇınar, T, 8.8.2011

a.






bedavalamak 14 ocak 2014








bedâyi'-perver | Güzelliksever. | İcrâ-i âhenk hususunda parmakları ne kadar bedâyi'-perver ise ateşli olan müfekkiresi de o kadar bedîa-nümâ bir iktidar-ı icada maliktir. İstenyoMarakızı, 1310/1892, 16

s.






bedbinleşmek | Ona yaşadığımız sıkıntıları yazıyordum. Her mektubum gittikçe azalan umudumun ve bedbinleşen ruhumun sönük ışığını yansıtıyor olmalı ki: 'Bırak okulu gel' diyordu., | N A Gökduman, 63

f.






bedbug | Tahtakurusu. | Bedbugı biter, piresi gelir, o gider karıncası sokar., | 15.09.2013 12:02 asil baykara, EkşiS

a.


ing.



beddualı

s.
ilençli.


Türkün evi yoktur. Yerleşememiştir. Evleri atlarıdır. Say ki beddualıdır yürümeye...



Bedellenmek | Sıradan bir serüven, rastgelen bir ilişki gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan, benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin., | M Mungan, Yaz geçer, 1992, 13

f.






bedelleşmek

f.
1. TD eşit olmak, müsavi olmak. 2. Bedel verip bedel almak, hesaplaşmak.

ar. bedel+ tr. -leş-
"Bu emr-i hasretin çektim ve Yakupla bedelleştim.", Hengamî, 36"



Bedelleşmek | 1. TaramaS eşit olmak, müsavi olmak 2. Bedel verip bedel almak, hesaplaşmak | Bu emr-i hasretin çektim ve Yakup'la bedelleştim., | Hengamî, 36

f.






bedenilik –ği | ruhanilik zıddı | Benliğimizi bedenilikten azat edecek olan ruhaniliği yaşamlarımıza çağırmalı., | MKılıç, TürkiyeG, 27.8.2015

a.




GTS-



Bedenlenmek | Kötülüğün bedenlenmesi gibi o uğursuz cepten çıkıvermişi işte., | T Polikar, 1997, 38 | Ve eğer işlediğimiz her bir günahın bedeli / Korkunç bir haşere olsaydı, o karanlık mezarı / Bize dar eder, cehenneme çevirirdi orayı. / Tekrar tekrar bedenlenir cehennem ehli / Ve kurtlar yeniden kemirir tüm bedenlerini / Böylece, defalarca tükenir ve yeniden dirilir / Cezalarını çekince de, yeniden huzura erişir., | V Hugo/Yakup Yaşa, Mahomet, 19.4.2014, Milliyet

f.






Bedenleşmek | Düşüncenin de bir idea'sı vardı- o da felsefecide bedenleşiyordu bana göre., | H Yavuz, Toarmina, 49

f.






Bedenli | (...) Peki ya biçimsiz yapılı kadınlar? Hiç yok ortalıkta! Hepsi de güzel, ince, kusursuz göğüslü, kalçaları düşük, nefis ve iri ayaklı... Yaşlı annen sana hayran benim güzel 40 bedenlim!..., | E Triolet, Gün doğarken, 1982, 76

s.






bedensel | bedenle ilgili, bedenî | Maddeye başlamayı önlemek için neler yapılması gerektiğini anlatan Budak, madde kullananlarda meydana gelen davranışsal ve bedensel dğişikliklere dikkat çekti., | SÖzdemir, Diyarbakır, YenigünG, 22.11.2015, 12 | O kızın bedensel acı duymadığını biliyordu Gülperi., | Ayla Kutlu, Gülperi, 78

s.






bedenselleştirilmek | Böylece Gülümser'in anneannesi yaşayanları koruması için dişi olarak bedenselleştirilen aya ya da ölmüş akrabalarının ruhlarına başvurmaktadır: | Anneannem başka varlıklara inanan bir kadın. Mesela aya tapardı., | Leyla Neyzi, | Ben Kimim? : Türkiyede sözlü tarih, kimlik ve öznellik, 2004, 184

f.






bedensellik | bedensel olma durumu | Kafasallık, bedensellik ve aşk., | ÇAltan, M, 12.6.2013

a.




GTS+



bedestan

a.



"Çek deveci develeri nadastan / Gül sineler birbirinden bedestan", Halk Türküsü, Dirmil, Burdur"



Bedestan | Çek deveci develeri / Nadastan nadastan aman / Gül sineler birbirinden / Bedestan bedestan aman., | Ali Çakar, 2008 (Albüm)

a.






bedesten | Şebinkarahisar bedestininin kente bakan kapısının iç tarafında, kapı üzerinde bir geniş tahtırevanda bir aslan derisini pamukla doldurmuşlar., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 49

a.






bedevilik –ği | a. m. Bedâvet, bedeviyyet | Bedevilik, Hazerilik. İ. H. sosyolojinin metod ile alakalı en mühim kısmını teşkil eden | Coğrafyaya dayanan içtimaiyatını gördükten sonra çeşitli sosyoloji dalları ile ilişiği olan başka meselelere geçeceğiz, müşahedeci, tecrübeci..., | İÜİFM, 1961, S 123, 100 | bedeviyet (a. s.) bedevilik, ... Ali Seydi, Resimli yeni... : Türkçe lügat, 1929, 98, | bedavet (a. s.) medenî olmamaklık, bedevilik $ Göçebelik. (Nomadisme.) Ali Seydi, 1929, 97

a.






Bedevistan | bedevi yurdu, mec. Arabistan. | Bozkır çayırında at üstünde dik dur yuvarlanma, gel burada bedevistan özlemi ile yananlar arasında minderde yuvarlan... Türk'ün kaderi bu olamaz... Kaderine başkaldıran en kadim halkın kim olduğunu hatırlatma seansında son perde inmek üzere., | @CAVUSOGLUHasan, 15.4.2019, twitter

a. mec.






bedevra | bk. badavra. hartama. | beher bini kırk guruş kıymetinde sekiz bin ad[ed] pelit badavra tahtası Bafra Şeriye ZS* hartama | Artvin, Şavşat, Yavuzköy'de ahşap kaplama ve taş desteği. Özgün bir detay. Yapıların çatılarının ince ahşap kaplamalarına bedevra (hartama) deniyor. Bedevralar, 6-7 mm kalınlıkta, 7-8 cm genişlik, 50-60 cm boyunda. F: Mimar Cengiz Eruzun, | Seda Özen Bilgili, 14.06.2018, Twitter

a.






bedir

a.
dolunay.

ar. bedr
"Ay doğar bedir Allah vay lele lele lele vay lele vay / Bu sevda nedir Allah vay lele lele lele vay lele vay / Ya benim muradım ver vay lele lele lele vay lele vay / Ya beni öldür Allah vay lele lele lele vay lele vay", Muş, Halk türküsü"



bedir | dolunay | Gece nedir gündüz nedir bilmezler / Sema güneş yıldız bedir bilmezler / Üşümezler urba setir bilmezler / Ne aba sordular ne çul sordular, | İSağır, 'Sessizlik Şehri', Hecetaşları, Eyl2015, sa. 7

a.






bedirik | Adana ağızlarında 'taranmış, temizlenmiş ve eğrilmeğe hazır hale getirilmiş yün veya pamuk yumağı' bedirik ~ bedrik olarak adlandırılır. Eski kaynaklarda bedrük ~ bedrik şekillerinde geçen sözcük Ermeniceden bir alıntıdır (Eren 1999: 46). Ermenice patruyk sözcüğü ağızlarımıza bedirik ~ bedrik şekillerinde geçmiştir., | http://kelimaz.blogspot.com.tr/2009_02_01_archive.html, 15.12.2015 | (Bedirik) Soku dibi mill'olur / (Bedirik) Güzel seven dill'olur / (Bedirik) Güzel seven oğlanın / (Bedirik) Kaşlarından bell'olur., | Alaca Yöresi Türküsü, 15.12.2015g | Namusu olana bedirik de yeter., | A R Pijli, 15.12.2015

a.






bedmâyelik -ği

a.
kötü ıra, seciye sahibi olma hali.


"Çünkü kılık, kıyâfet, üniforma, frak bedmâyeliği sâdece gözlerden setreden bir perdedir.", Başgil, 38"



Bedmayelik | Çünkü kılık, kıyâfet, üniforma, frak bedmâyeliği sâdece gözlerden setreden bir perdedir., | Başgil, 38

a.






bedmest 1922 | kendinden geçmişçesine sarhoş | Tıpkı bir bedmestin elindeki kadeh gibiyiz, ve o kadehin içindeki maiye benziyoruz., | YKKaraosmanoğlu, EB, 46

s.






bee

a.


tr.
Köklü adımlar verir devcileyin adımı: ah, epik matematik! İnsan adım attı mı, asit dökülmeli ki, bee desin en azından: bee bebek gibi büyür de, gün gelir, birden: -ZÜLFEKAR! deyiverir 57



beethovenli | fırıncılar küfrederken ekvator sıcağında / söylermisin / beethovenli serin akşamlar / seni sana doyasıya ağlatımı hiç, | M Eryılmaz, 1986, 7

s.






begim / beyim / beğim

ünl.



"Esiriyem ben bu aşkın kalmışam naçar beğim / Terk-i cihan eylesem de yok elimde kar beğim / Gördüğüm tabibe varsam dilerim dermanımı / Derdimin dilencisiyem eylemezem ar beğim.", San, Hicranî, 199"



beginning | başlama, başlayış | Beginning: Baştan bir önceki gece..., | EÖzkök/DHızlan, HüürCmrts, 25.7.2015

a.


ing.



begonvil | bitki bilimi Fr. bougainville Akdeniz bölgesinde yaygın olan, beyaz, kırmızı, pembe, turuncu renklerde çiçekleri olan bir bitki GTS | Komşu bahçelerdeki çılgın begonvillere özenip kapının üstündeki demir arka sarılsın diye kaç tane satın aldım bilemiyorum, bahar gelince hevesle diktiğim fidanların hiçbiri bir sonraki baharı göremedi., | SKamuran, T, 28.3.2012

a.


fr.



Begonvilsiz | Bütün bu naz ve cilvelerine rağmen, güneyde | begonvilsiz beyaz bir ev düşünemiyorum. Kaç kare çelik yaptım tutmadı, Bir seferinde budanmış bir dalını herek* yaptım sürgün verdi, şaşırıp kaldım. hozat ağaç dostu, 17.7.2009, | http://www.agaclar.net/forum/sarilicilar/1695-13.htm

s.






beğendili döner | hünkar beğendi ile birlikte sunulan döner* 1.5.2015den önce

a.






beğenildikler | +

a.






Beğenivermek | Gel bakalım Nine, şu basmacıya kadar gidelim de, Fadiş`e bir elbiselik beğeniver, dedi., | G Dayıoğlu, Fadiş, 59

bf.






Behçet hastalığı | (Hastalığı ilk bulan Behçet adlı doktorun adından) İlk defa Hulûsi Behçet adlı Türk doktorunun târif ettiği; ağız boşluğunda ve cinsiyet organlarının dış bölümlerinde yaralar, her iki gözün değişik dokularında iltihâbî değişikliklerle seyreden, ilerleyici sakatlıklara yol açabilen bir hastalık.

b.a.

tıp




behic

a.


ar.
Hilkatin sınırı geçilmez. Sınırın ötesinde, insan kifayetsizdir. Bir hiç olmadan behic olunmaz, beka bulunmaz 13



behr | TTAS+ nizam, adet, görenek; koşul, sürüm, değer | Bir devrin behrinde kırkından sonra azanı teneşir pâkler dirlerdi..., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 58

a.






behresizlik -ği | Yalnız şu kısa ibarede irtikap edilmiş dil hatası bile bir ucuz tenkit ve sözde ilim meraklısının iyi bilmekle mükellef olduğu Arapça'dan behresizliğini tevsik etmeğe kâfidir., | T Okiç, BTT, 1953, 227

a.






behzatça

s.



"Dersim kaç behzatça yangındır", Haydar Oğur, 1994, 13"



Bejimsi | Sıcak bejimsi ışığın yakaladığı sahtekârca gülümseyen yüzüne şerit şerit gölgeler düşmüş., | J Joyce, 2014, 25

s.






bekâra karı boşamak kolaydır | Annesi babası oğlanlarını karşılarına alıp şu soruları sorarlar; sen hiç buz gibi evde uykudan kalkıp soba yaktın mı? Akşam buz gibi eve gelip yemeğin pişmesini bekledin mi? Köyden gönderilecek ekmeği, odunu eve taşıdın mı? Bekâra karı boşaması kolaydır. Eğer başarabilirsek seni mutlaka yatılı okutacağız diyerek noktayı koyarlar., | asicaldan, 3.3.2017








Bekarca | bekar olarak. | Şaka ettim, bu kadar ciddiye almasaydın da, olurdu sevgilim. Çabuk git, unutma ki öğle yemeğini Leopold Babanın lokantasında yiyeceğiz bekârca... Pek de öyle sayılmayız ya, neyse... Eve erken döneceksin, değil mi? Çünkü gezmeğe de gideceğiz. Duydun mu? ..., | Colette, Dişi kedi, 1954, 33

z.






bekarlık –ğı | evli olmama hali. Yaz bekarlığı Yaz mevsiminde hanım ve çocukların bir yerde kocanın bir yerde olması halinde koca için kullanılır. | Yaz bekarlığımız başladı... Markete gittim, birbirinden güzel salata malzemesi aldım: Bir bağ marul, iki bağ lolorosso (isimdeki asalete bakar mısınız? ), üç fesleğen, üç nane, iki de kuzu kulağı..., | HAlişanoğlu, 15.6.2011 eposta

a.






bekasız | bekası olmayan. Geçici. | Acaba, geçici, âdi, bekasız, ehemmiyetsiz şeylerde böyle muhafaza edilirse âlem-i gaybda, âlem-i âhirette, âlem-i ervahta rububiyet-i âmmede mühim semere veren beşerin amelleri, hıfz içinde gözetilmek suretiyle ehemmiyetle zapt edilmemesi kabil midir? Hayır ve aslâ!, S Nursî, Sözler: Risale-i Nur, ? , 96

s.






bekce

z.
pekçe.


"Yatsu namazı on üçdür / Allah ana kulum dememişdir / Kılmayana bekce güçdür / Gâfil olma uyan insan.", Cönkten"



Bekçibaşı | Ertesi sabah saray halkının hayret ve halecanı (çırpınışı) daha ziyade artmış idi. Evet Sadrazam da bekçibaşının âkıbetine giriftâr olmuş (uğramış) idi., | K D, E Ülgen, 235

a.






Bekçili | Bekçiler, polisler... Nerden, nasıl toplandığı anlaşılamıyan omuz omuza bir kalabalık... Kalabalık, Erol'ü kenara çekti. Yüksek apartmanların arasındaki polisli, bekçili, P.G.li kalabalık duruma hâkim olmuştu. P.G.ler Erol'u caddeye doğru itiyordu. Altındiş toz olmuştu., | Orhan Kemal, ? , 78

s.






bekçili | Yüksek apartmanların arasındaki polisti, bekçili, P.G.li kalabalık duruma hâkim olmuştu. P.G.ler Erol'u caddeye doğru itiyordu. Altındiş toz olmuştu., | OKemal, 1969, 78








beke gitmekgözetlemeye çıkmak, bekçilik etmeye gitmek | Babamla beke giderdik., | SNal, 20.8.2015

dey.






Bekke | Hidayete sebep şu Bekke şehri / Akıyor üstüne bol rahmet nehri., | M N Ak, Hac Yolunda, 63

a.






bekleme

a.



"Onlar büyür, içi sulu yeşil kabuklar kızarınca, "Yeşil Oba"nın içinde bir beklemedir başlar... Satım zamanı geliyor..", C Uçuk, DŞ, 1971?, 16"



bekleme odası | Kapıyı çaldılar. Bir uşak açtı, onları içeri alıp bekleme odasına götürdü ve: Ahmet bey, dedi, hanımefendi şimdi aşağıya inecek!..., | FA (çev.), | Ne söylemeli, | Vakit G, 10 Teşrinievvel, 10 | Gidip de şu bekleme odasının sediri üstünde uyuyayım., | Colette, Dişi kedi, 1954, 51-52

a.






beklemedik | Bakarsınız bu tenbel hafızanın kapısı hiç beklemedik bir anda vurulur, şuur altından veya üstünden, eskilerin | İlham Perisi dedikleri şey sökün eder., B S Ediboğlu, EK, 1953, 123

s.






beklemeyen, yayımlanma şarh olarak tiim kabul edilen makalelerin yazarlarından ''makale








Beklemezlik –ği | Beklemezlik edemezdi, ama bekleyişi nasıl kısaltacağını da bilmiyordu..., | E Triolet, Gün doğarken, 1982, 55

a.






beklemişlik –ği | beklemiş olma hali | Ablammın beklemişliğinin, bakireliğinin, yalnızlığının, kurulup kurulup yıkılan hayalerinin, derin iç çekişlerinde nefesinin kokusu. Bu çiçekli, pembeli, yeşilli çarşaf beni avutabilir mi? , | İşigüzel, EDK, 1996, 82

a.




GTS-



Beklendik | ... beklendik değer (expected value), beklenti karşılıkları yerine bu sözcükler kullanılıyor. (expection), birikeg (accumulator), birikmiş değer ...*, | Türk Dili, 1971, C 24, 490 | İkincisi gerçekleştirebileceğim kadarını da gerçekleştiremiyorum. Çünkü yan engeller, beklendik ya da beklenmedik çeşitli işler elimi yavaşlatıyor. (Sezer 1977), | S D Yalçın, Haldun Taner'in hikâyeleri ve hikâyeciliği, 1995, 40

s.






Beklendik beklenmedik | ... bellisiz yeşil evdekiler mehter müziklerini sonuna dek açmış, ayranlarını yudumlarken, birkaç delikanlı arka pencereden, yurttaki kızlara belli sloganlarını atıyor, türlü çeşitli, beklendik-beklenmedik yanıtlar alıyorlardı., | A Kilimci, Yapma çiçek ustaları, 1976, 8 | İşte böyle beklendik beklenmedik bir yoklamaya kıstık mı, hepimiz dönüp Fethiye bakarız. O da hemen parmak kaldırır. 'Ne o Fethi? ' der hocamız., | F Erdinç, Acı lokma, 1977, 159

s.






beklenilen | öngörülen, gerçekleşeceği umulan şey. | Eğer üretim modellerinde ciddi bir değişim gerçekleşmişse bu yeni durumun siyasette de farklı tarzlar yaratması beklenilendir ama siyasetin değişmesi daha yavaş oluyor., | NYağcı, T, 17.10.2011

s.






beklenmedik | 1. beklenmeyen, umulmayan | Ancak bu sırada kapıda beklenmedik bir şahıs zuhur ediverdi!, | İOAnar, GK, 94 | 2. Birdenbire, ansızın.

s.




GTS++



beklenti | haklı beklenti | Bu gün yeni bir terim öğrendim. | Haklı beklenti Kurgusu, tanımı hoşuma gitti. Hukuk aslında hayatı anlamayı , yaşamayı , iletişimi , insanların birbirini anlamasını da kolaylaştıran bir şey . Hukuk okumak ama avukat olmamak isterdim ?? Haklı beklenti kavramının tanımı şu şekildedir; haklı beklenti, ilgililerin idarenin verdiği sözlerden, uzun süreli uygulamalarından, hizmetin olağan akışından veya özellikle mevcut hukuki düzenlemelere güvenden dolayı girdikleri hukuka uygun beklentilerin, hakkaniyet gereği zedelenmemesi zorunluluğunu ifade etmektedir :ündelik hayatta bir konuyu bu şekilde | Efrâdını Câmi Ağyârını Mâni anlatan kaç kişi vardır . Konuştuklarımızın içinde % kaçı bu derece iyi ifadelendirilmiştir., Alper Kanca, 01.02.2025, Rindan Kültür Sanat

b.a.a.

huk.




beklentili | beklenti içinde. | Oysa, bu kadar işkilli ve beklentili bir halkın temsilcileri, umulurdu ki, önce bu insanların Türkiyeli Kürt kimliğini tanıyan özerkliği bir görsünler., | Boran/YOğur, T, 5.3.2013 | Evet, bazı çok büyük beklentili oyuncular büyük hayal kırıklığı yaşattı ama doğru kabul edilen, üzerinde kafa yorulan bir yapılanmanın arkasında biraz daha durulmalıydı.,? ?

s.






beklentisizlik -ği | müstağnilik. | *İstiğnâ ve beklentisizlik, Peygamberlik mesleğinin şiarıdır; insanları kurtarmak için kendi hayatını istihkâr ederek her gün ölüp ölüp dirilme, sürekli çalışma, hep koşturma, zahmet çekip meşakkatlere katlanma ama bütün bunlara bedel hiçbir ücret istememe irşad yolunun hususiyetidir./ İşte, insanlığa ab-ı hayat sunacak olan diriltici ruh, bu beklentisizlik ve adanmışlık ruhudur./ Öyleyse, bu beklentisizliği kabul etmeme o peygamberlik ruhuna karşı isyandır., | FGülen, Z, 30.11.2015

a.




TDK-



bekleti | umut | bugün şunu da ansıyorum bana verdiklerinde; unutuluş, ikiyüzlülük, bekleti ve gülünç bir sevi özlemi diyebilirim onlara ya da tümünü insanlıkları diye adlandırabilirim., | GüvenTuran, YarıgeceninSütü/Rİmrahor, UŞA, 66

a.






Bekletmek | Bekleme yani koruma işini yaptırmak. | Öyle ki müzeyi ziyaret eden her fert müzeden çıkarken ağaca ve ormana karşı çok derin ve bir sevgi ile çıkacak ve umumi sevgi ile gayeye varılmış olacaktır. Gaye: halkta ağaca karşı uyanacak şuurlu bir bilgi ile ormanları yine halka bekletmektir., | E N bilen, Orman Müzesi, ? ?

f.






bekleyici | Ve dahı anun ashâb u yârenleri ve ehl-i beyti üzerine olsun kim her birisi dîn yolunı saklayıcı ve İslâm leşkerini bekleyicidür., | Ak Ali Efendi, Fezail

s.






Bektaşileşmek | Bektaşi meşrebine girmek, Bektaşi olmak. | Hüseyin Vassaf'ın, Çanakkale'de uzun yıllar Kıla·-ı Müstahkeme teşkilatında görev yapan Seyyid Paşa'dan aktardığı tarikatla ilgili bilgilere göre Cahidiyye mensupları XIX. yüzyılın başlarından itibaren Cahidi'nin takip ettiği Sünni çizgiden uzaklaşarak Bektaşileşmişler ve sayıları giderek azalmıştır., | N Azamat, Cahidî Ahmed Efendi, DİA

f.






Bektaşileşmek | Hüseyin Vassaf'ın, Çanakkale'de uzun yıllar Kıla·-ı Müstahkeme teşkilatında görev yapan Seyyid Paşa'dan aktardığı tarikatla ilgili bilgilere göre Cahidiyye mensupları XIX. yüzyılın başlarından itibaren Cahidi'nin takip ettiği Sünni çizgiden uzaklaşarak Bektaşileşmişler ve sayıları giderek azalmıştır., | N Azamat, Cahidî Ahmed Efendi, DİA








Bektaşileşmek | Hüseyin Vassaf'ın, Çanakkale'de uzun yıllar Kıla·-ı Müstahkeme teşkilatında görev yapan Seyyid Paşa'dan aktardığı tarikatla ilgili bilgilere göre Cahidiyye mensupları XIX. yüzyılın başlarından itibaren Cahidi'nin takip ettiği Sünni çizgiden uzaklaşarak Bektaşileşmişler ve sayıları giderek azalmıştır., | N Azamat, Cahidî Ahmed Efendi, DİA

f.






bel bağlamamak| Hasılı bu nesil, savaşında yalnız kalmıştır. Fakat sanırım ki asıl kuvveti de bu olmuştur: Yalnız kalması ve kendinden başka kimseye bel bağlamaması ve inanmaması... Mesela dil komisyonlarındaki tasfiyeciler, arkalarındaki devlet kuvvetine rağmen kıvanç ile önem'i bu çocuklardan en zayıfının şiirine, hikayesine kabul ettiremediler., R N Güntekin, 1953, 41

dey.






bel bağlanabilir | Büyük hümanist deneme yazarı Montaigne muhtemelen insanın sevilebilir değilse de niteliklerine bel bağlanabilir bir yaratık olduğuna inanıyordu ama hemen hemen çağdaşımız olan Cioran, Primo Levi, Paul Celan değişik nedenlerle buna zerrece inanmazlar., | F Özgüven, Tuhaf D, Eyl 2017, S 6, 6

s.






bel bel bakmak | Nezihe - Ah, ne saadet ya Rabbi!... Ben, benim canavarla para için âdeta boğuşuyorum... Hiç olmazsa bu paraları nereye sarfettiğini söyle, diyorum. Öyle ahmak ki, bel bel yüzüme bakıyor... Âdi bir yalan uydurmağa bile kudreti yok..., | R N G, Tanrı Misafiri, 128








bel çantası | Küçük bel çantasını kuşandı İrma., | Hüseyin Güney, AkçaBebekHollandada 103 | Bel aynası | Çıkar kuşağındaki bel aynasını / Bir kendine bak / Git bir de Mahmudo'ya bak / Nasıl alır sizi aynı yatak / Karga konar mı, güle, nergise / Layık mısın o yatağa Gülocan / Layık mısın sen o pise? / Allı gelin, güllü gelin Gülocan? , | Ş Belli, Ağa kapısı, 1975, 9

a.






bel hüm edal | Tüm ahlaksızlıklarıyla beraber Kur'an'a Saldıran bel hüm edal yaratıklara (Hayvandan daha aşağılık)-, AnadoluGençlikDerneği/FKentel, 8.12.2012

a.






bel I | eTr. | 1. insan vücûdunun orta kısmında göğüsle karın arasında hafifçe darlaşmış olan ve kuşak bağlanan yer. |

a.






bel II | sırt, yokuş. | Önümdeki düzgün yollar / Şimdi bel oldu bel oldu., | M Erdal, Bu ne biçim sevda imiş, ?

a.






Bel? ocaq olar, bel? yurd olar?








Belagat | Halka kîn eyleme var ise belâgât sende / Seni kadh edeni sen medh ile et şermende, | Rûhî, H 1263 /

a.






belâkeşlik -ği bela çekmelik. | Merd-i bîkayda belâkeşlikdedir ârâm-ı dil / Yohsa çokdan terk ederdim cânı da cânânı da., ? ? , Yeşim Yarar @yesimyrr, 12.02.2025, X








belâlı | 3. | izmirde karılar aldılar mahmutun aklını / çok geçmeden birinin belalısı / kancıkça vurdu / mahmutu, | T Pamir, 1950 1957, 45

a.




GTS++



belam | ar.Kuran'da anlatıldığına göre, İsrailoğullarından olup ilk başta Allah'a kulluk vazifelerini yerine getiren halis bir mümin iken, daha sonra ilmi ile azan ve Allah yolundan sapan bir kişi. (avasas, 31.01.2003 10:16) EkşiS | SAADET Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un varacağı yer bu idi. | Firavunlaşmayacağız, Karunlaşmayacağız, Belamlaşmayacağız., | www.odatv.com, 10.2.2010

a.






belasını s.kmek (birinin) mahvetmek. | belanı sikeyim küfürmü iyi niyetmi çaktırmayan ee neyse ishte..., | stinkfist 25.11.2000 23:43, EkşiS | belanı sikeyim ağıza oturan ve bir erkeğin dolu dolu söyleyip etki altında bırakabileceği küfürdür.bir diğeri için; babanın düşmanlarını sikeyim, | salomonisch 15.03.2013 22:31, EkşiS








belasız | Genellikle | kazasız belasız ikilemesinde geçer.

s.






Belasızca | Belki bulaşmamak için sarfettiğim insanüstü çaba sonucu bugüne değin belasızca geçebildim o yerleri., | T Polikar, 1997, 102

z.






Belaya çatmak | Biz bu kızcağızla ne yapacağız? Ne de garip belaya çattık! dedi., | N Kemal, İtibah, 174








Belaya çatmakNe de garip belaya çattık! dedi. ... veleh ve teessür içinde kalarak böyle bir edepsizlik hanesindeki cariyelerin hangisinden sudur edebileceğini mülahazadayken mahut delikanlı aldığı cevaba karşı, | Bilmem ki çatmak mümkün olacak mı? , | Namık Kemal, İntibah, 2021, ?

dey.






belci I | Akrep de benim gibi 'belci'! Bizde gelenektir, Teşkilat-ı Mahsusa'dan kalmadır; iyi silâhşorlar tabancalarını, -hani pehlivanların güreşirken ellerini soktukları- kuyruksokumunda bulundururlar. Bunlara 'belci' denir., M Eymür, Sentez, 2006, 177








belci II | 1. bel ile tarla belleyen kimse Kara sabanla yapılan felhandan* sonra Ayrık ve Geliç gibi kaçıntı otların köklerini yalaklar açarak çıkaran Malatyalı belciler bu muzır nebatları tamamiyle yok ettiklerini isbat için yeraltı suları yakın olan tarlalarda, açtıkları çukurları suya kadar indirirler ve oradan bir tas su doldurup çiftlik ağasına..., Kasım Ener, Tarih boyunca adana ovasına (Çukurova'ya) bir bakış, 1957, 171

a.






beldan polat








belde evi | Eskişehir, Batıkent'te? kültür ve eğitim merkezi | BRK inşaat taahhüt işletmesi Belde Evi inşaat işini 180.000 TL bedelle üstlenmiştir. İşletme, belde evi inşaatında kullanmak amacıyla 100 ton beton için satın alma sözleşmesi imzalamıştır., | Akitif Akademi Eğitim Merkezi, İnşaat ve gayrimenkul muhasebesi kitabı: SPK Gayrimenkul ..., 2018, 21

a.






Belden aşağı | Ve izleyicinin yüzüne yüzüne en belden aşağı esprileri yapmaktan da hiç çekinmiyor doğrusu., | Elçin Yahşi, HrCmrts, 16.6.2018

s.






belden aşağı vurmak

dey.



"Gene belden aşağı vurmaya başlamıştı. Bayılırdı buna. Ama sinirlenmemeye kararlaydım.", S Dölek, Kirpi, 49"



belden aşağı vurmak | Gene belden aşağı vurmaya başlamıştı. Bayılırdı buna. Ama sinirlenmemeye kararlıydım., | S Dölek, Kirpi, 49








beldiraciz >berdülaciz

a.


ar. kocakarı soğuğu
"Beldir Aciz- Kocakarı Soğukları: Baba hesabına göre gücük ayının 26. günü ile mart ayının 4. günleri (11-17 mart) arasında devam eden sayılı fırtınadır. Beldir Aciz fırtınası, "Beldir aciz, yer gök taciz" "Üçü şubatta, dördü martta" gibi sözlerle tarif edilir.bu fırtınalı günlere "Kocakarı Soğukları" adı verilir."



belediyelerarası | 1946 | FELIX Maurice: Fransa'da belediye ve belediyelerarası teşebbüsler ve hizmetler. Çev: H. Berksun, İD. 1946 No: 182, | R B Erciyeş, Yirmi senelik Türk hukuk bibliyografyası, 1935-1954, 1956, 65 | belediyeler arası | bkz. | Belediyeler için ayrılan payların toplamından % 20 si Belediyeler arası ortak fona tahsis olunacaktır., | İÜ Maliye Enstitüsü Konferansları, C 6-10, 1962, 19 | Belediyelerarası kurul

a.






Belemedik | yer adı. Belemedik, Adana ilinde küçük bir köy. 20. yüzyılın ilk yıllarında ve özellikle I. Dünya Savaşı yıllarında Toros dağları üzerindeki önemli yerleşim yerlerinden biriydi. | 1966 - Adana Pozantı Belemedik tren istasyonunda dekoville poz veren çalışanlar., | @ResimliHafiza, 29.5.2023, twitter

a.






Belemek | Yüzüme bakınca ciğerim deler / Hallac Mansur gibi cihanı eler / Bir sıbyan misali beşiğe beler / Benimahlûk kendini Hâlik bilir., | Hengamî, 22 | İşte böyle doğdu bu çocuk. Göbeğini çenttim elimle. Beledim bir yaprağa., | Tecer, 1969, 74

f.






belen | Orman imiş bir vakitler şu yamaçlar, belenler. / Kesmiş, yakmış hep onları bizden önce gelenler. / Düşünmezmiş sonların onu kökden kesenler. / Bunu böyle anlatıyor o zemanı görenler., | Faik Doğan, Ş Sungar, Orman işletmelerinde neler gördüm, Eskişehir, 1946, 56

a.






Belenmek | Döküldü saçlarıyla yanıbaşıma / Otlara belendik suya güneşe / Öptüm doğayı dört bir yerinden., | C A Kansu, Küçük meşe korusu, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 134

f.






Belenmek | Yuvarlanmak. | Belki bir fayda bulurum umuduyla bir zamanlar yeyip kurtulduğu başağrısı otunun oraya gidip ondan yemiş, sonra tozun toprağın içinde belenmiş amma yok olmuyor ve de bu ağrı durmuyor., | N Sökmen, Hayalonya, 24

f.






belertmek (gözlerini) deyim Giresun yöresel sözlüğünde de | belertmek şeklindeymiş,biz | çertletmek şeklinde söylüyoruz ama anlamı ortak | korkutmak |








Belesan yağı | Hz. Meryem'in Hz. İsa ile Mısır'a geldiği sırada Kahire'nin dış tarafında bulunan el-Belesan kuyusu yakınlarında konakladığı, Hz. Meryem'in burada elbiselerini yıkadığı ve Belesan denilen bitkinin (Pelesenk, balsam, mürver) sadece o bölgede yetiştiği Kurtubi tarafından yazılmıştır. Aynı zamanda aynı eserde Hristiyanların vaftiz yağına karıştırılan yağın buradan çıktığı, bundan ötürü Mısırlılar döneminde tek bir şişesinin çok kıymetli bir değeri olduğu yazılıdır. Kurtubî, Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmed el-Ensari: el-Câmiuli Ahkâmi'l-Kur'ân, Dâru İhyâi't-Türâsi'l-Arabî, Beyrut, 1985, C XI, 106'dan aktaran. | Hicri 1077 Senesinin Şaban Ayında (Miladi 1667 senesinde) | Üçkilise demekle ma'rûf Eçmiyazin manastırı patriği Agop, padişaha (Sultan IV. Mehmed'e) bir arzuhal yazmıştır. Patrik Agop arzuhalde Hıristiyanlar için kutsal olan belesan yağının ..., | A Kılınç, 17'nci Yüzyıl Kadı Sicillerine Göre Patrikler Bağlamında Ermenilerin Hukuki Statüsü, Yargıtay D, C 45, S 1, 2019, 200 | Ve büberiyyenüñ yalıñuzca şükûfesini bi-gayr-ı dahîl bir şîşeye koyup ve agzına penbe koyup ve üzerine bagluca bir şîşeye koyup ba?de bir hoş şed ve vasl idüp ve yagmur tokınur bir açık yirde topraga gömüp koyalar, tâ on beş gün toprakda tura ki hallolur. Ba‘dehu açup çıkaralar ve göze çekeler gözüñ cemî? ?illetlerine gâyetle nâfi‘dür ve bu ki belesân-ı hükemâ dirler., | Z Kültüral, A Koç, Zeki Ali'nin Tercüme-i Havâss-ı Büberiyye Risalesi, USBD, C 8, S 41, Aralık 2012, 275 (1107 H)

a.






beleşçi

a.



"İşte ben sizin gibi beleşçilerin yüzünden çayı da, kahveyi de, sigarayı da bıraktım.", Çalıkoparan, 100"



Beleşçi | İşte ben sizin gibi beleşçilerin yüzünden çayı da, kahveyi de, sigarayı da bıraktım., | Çalıkoparan, 100








beleşçilik –ği | İrfan Üntoplar paketin öbür yüzüne: | Aslı Hanım kendini ne sanıyor acaba? ... Kabul etmiyorum. diye bir daha yazıp imzalamamış mı? !. Neydi bu kerte öfkeye hız veren? Mantıksızlaştıran? Olsa olsa beleşçilik politikasının tutmazlığı. Kocamın dediği. Gülüyorum artık., | Serhat Kestel, Üçüncü Ses, 1976, 47

a.






Beleşten | bedava. | Amma tuhaf anlatıyorsun ha... Bu tesadüfü beraber hazırladık. Hatta sana bir de beleşten loca tedarik ettim., | R N G, Tanrı Misafiri, 38 | Nagehan'ın kederli çehresi beni görünce şaşkınlığa dönüşüyor. Bense sanki beleşten bir şey dağıtır gibi: Boşverin! diyorum. Sorular zordu ve hoca kimseye göz açtırmazdı zaten., | N A Gökduman, 19

s.






belge almakO sene sınıfta kalırsa belge alacaktı., | Hacıhasanoğlu, 1954,40 belge vermekdeyim | Bu sene ikinci senen. Kalırsan belge verecekler. Okuyamazsın artık,- Hacıhasanoğlu, 1954,40

dey.






belge geçer / belgegeçer | belgelerin resmini çekerek muhataba göndermeye yarayan alet. | Gelin yazınızın köşesindeki | faks yazısını atıp, oraya | belge geçer yazın, belki sizin köşeye daha iyi yakışır. Biz de sizden öğrenir, bundan sonra | faks yerine, | belge geçer yazarız., | Y Ural, Temel Reis, 75

a.






belgedizi | belgesel dizisi, dizi belgesel. | 129. Gün: | 7 UP Belgedizisi ya da yaşamın sarsıntıları, | N Özüçelik, Öz-Günlük (45), Parşömen Edebiyat, 26.4.2023

a.






belgelendirilmek | Bu ürün ISO 9001:2015 Kalite Sistemi ve ISO22000:2018 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemlerine uygunluğu belgelendirilmiş tesiste üretilmiştir., | Erdem Sepetçioğlu Çekme helva, 30.7.2022+

f.






belgeli bilgili

s.



"Bizim vardığımız sonuçlar, belgeli bilgili sonuçlar olarak vahim bazı durumların olduğunu ortaya çıkardı.", Ömer Çelik, Hr, 11.3.2029"



Belgeli bilgili | Bizim vardığımız sonuçlar, belgeli bilgili sonuçlar olarak vahim bazı durumların olduğunu ortaya çıkardı., | Ömer çelik, Hr, 11.3.2019

s.






belgelik –ği | arşiv | O yazı belgeliğimde ne yazık ki yok. Ama böyle yazmış olduğunu dün gibi hatırlıyorum., | Sİleri, ZCumartesi, 27.10.2012.

a.






Belgelik –ği | arşiv. | Ayrıca, dünyanın dört bir yanından, hemen her gün, dondurucudakilere çiçek yağıyordu. İnsanlar, belgeliklere başvurarak bu bilginlerin kimliklerini, insanlık için yaptıkları hizmetleri, ayrıntılarıyla öğrenmişlerdi. / Bu sorunuzu, belgeliklerden edindiğimiz bilgilere dayanarak, yanıtlayacağım., | Dayıoğlu, 1987, 113/122

a.






belgesel | +

s.






Belgeselleştirme | +

a.






belgeselleştirmek | Tr. belge+sel+leş+tir-mek. | Kurtuluş Savaşının en ünlü simalarından biri olan Yörük Ali Efe'nin hayatının belgeselleştirildiği filmin çekimini İzmir, Aydın, Denizli ve Muğla illerinde gerçekleştiren Halil Demirci'ye, bu projesinde Başbakanlık Tanıtma Fonu da destek veriyor., | AkçaabatYH, 21.6.2011 | belgeselleştirmek | İran'ın Erdebil şehrinde düzenlenen Muharrem ayı matem meclislerini yerinde görmek ve belgeselleştirmek için İran'a giden Belgesel Yapımcısı Ali Rıza Özkan ve ekibi, dikkat çeken tespitlerde bulundu. | , | 17.10.2017, | http://www.on4haber.com/haber/iranli-turklerin-matem-meclisleri-/107811/, 4.7.2019g | Ali Koç'tan sert tepki: 'Hakem hatalarını belgeselleştireceğiz', | Cumhuriyet, 12.5.2023

f.






Belgeselsever | Televizyonlarda veya akıllı telefon veya genel ağda belgesel seyretmeyi seven. 20.10.2018+

s.






belgi is. | 1. Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik, alamet, nişan. 2. Şiar. | Murat Karayılan, BDP'nin Newroz kutlamalarında politik talep olarak ileri sürdüğü; | Kürtlere statü, Öcalan'a özgürlük belgisinin bu süreçte doğru olmayacağı uyarısıyla, Öcalan'ın çizdiği Barış süreci politik hattında olduğunu gösterdi., | HÇakır, T, 22.3.2013








belgin

s.


tr. bel-gin
"Açıyorum sende bungun / Açıyorum sende belgin / Açıyorum sende selgin / Açıyorum sende elgin / Açıyorum sende sevginle", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 58"



Belgit | pul vergisi (Fr. droit de timbre ] (ing. stamp duty] [es. t. damga resmi]: Belirli belge, belgit ve duyurulardan özel yasasına göre pullama yoluyle alınan vergi., | M Uyguner, H Tuner, ecim, maliye, sayışmanlık, ve güvence terimleri sözlüğü - Sayfa 1972, 211

a.






belğ (belg) | 1. Hedefine veya olgunluğa ulaşan şey. 2. anlamlı. Ünl. sem'an lâ beleğan, sem'un lâ belğun (Bu, işitilmiş bir şey olsun, gerçekleşmiş bir olay olmasın) Söylediklerin başıma gelmesin! | Hukuk, mazisini yerle yeksân etmeden, onu belğ (yok) eylemeden gençleşemez., M C Kuntay, Jhering, 15

ünl.


ar.



beli bıkını tutulmak | Kitabın dördüncü sayfasında uyurdum ben burada. Üstüne bir de açık yatmaktan belim bıkınım tutulurdu., | Hayri İrdal, 5.2.2022, twitter








Beli evet, he. | Zenginin sözüne belli [beli] diyorlar / fukara söylese deli diyorlar / zamane şeyhine veli diyorlar. gittikçe çoğalır delimiz bizim, | Rekor Kıran Akustik Türküler ve Soft Müzikler [SEÇME - 2021] #akustik #türkü








beli evet. | Zengin yapınca beli derler, fakir yapınca deli derler..' hesabı köşecinin böyle fikir sektirmesi delilik alameti sayılmaz..., | SDuman, Vatan, 15.11.09.








beli tabancalı

s.
belinde tabancası olan.


"Seni, hanım hanım örgü örerken hayal etmek epi müşkül... Sen benim için daima beli tabancalı amazonsun... Halbuki eskiden incecik, güler yüzlü, bir nazik kadındın.", K Tahir, C Yazoğlu, Notlar, 23.10.1947, s.237"



beliklemek | belik haline getirmek. | Sabahleyin hazırlandı eken kalkıp Gergana. / Belikledi güzel, uzun saçlarını yan yana., | AliKemal, Akbaldır Çeşmesi, 1943 Ankara

f.






belikli | beliği olan. | Saçları belikli gözleri sürmeli Türkmen güzeli, UyanTürk, 5.11.2024, facebook

s.






belini bağlamak (birinin)Tophânevî, Selmân-ı Fârisî'den şed kuşanan elli beş kişinin isimlerini ve hangi mesleğe baş olduklarını tek tek zikreder. Üslubu şu şekildedir: | [...] Kırkıncı Ebû Ubeyde Cerrah'ın belin bağladı ve icâzet verdi; cerrahların silsilesi ana çıkar. Kırk birinci Ebu'l-Kasım Abdülvâhid en-Neccâr'ın belin bağladı ve icâzet verdi; dülgerlerin silsilesi ana çıkar. Kırk ikinci Ebû Abdülharrât'ın belin bağladı ve icâzet verdi; hasırcıların silsilesi ana çıkar. Kırk üçüncü Kasım b. Nâsr'ın belin bağladı ve icâzet verdi; taşçıların silsilesi ana çıkar.[...] (Tophanevî, Gölpınarlı Kol., A-4804, 29b).

dey.






belinlemek | nsz. Birden uyanarak çevresine korku ile şaşkın şaşkın bakmak, irkilmek | +Bu bizim Türkçemizde Tan dediğimizin aynı demektir, Tanlamak: teaccüb etmek, bir şeyin birdenbire şuura çarpan letafet veya şiddetinden acı veya tatlı bir intiba ile belinleyip hayran olmak manasına geldiğine göre bunda da felk gibi bir acîblik manası vardır ki şafak atmak tabiriyle ifade olunur., | MHYazır, HakDini, 9, 6369

f.




GTS+



belirge | 1. Tezahür; işaret. | Benim bu konuda 25 yıl önceki 'ılımlı' tutumdan ayrılıp şimdidaha 'radikal' bir düşünce çizgisinde yer almaklığım bir çelişkinin değil, bir 'gelişme'nin, bu alandaki gerçek yolu daha doğru ve berrak olarak görmenin hem belirgesi, hem de sonucudur., | HVVelidedeoğlu, 1961AD, 17 | 2. | Birlikte bulunduklarında belli bir hastalığı işaret eden belirti ve bulgular bütünü, sendrom.

a.

tıp


GTS+



Belirginleşmek | Ormanın arkasında kaldığı sürece mırıltı gibiydi ama yaklaştıkça yoğunlaşıyordu, belirginleşiyordu, ve şimdi küçük sokağa girdiği ve nöbet tutan askerin kaldığı, yandaki evin önünde durduğu duyuluyordu., | N Berberova, Mozart'ın dirilişi, 1994, 26

f.






belirivermek | Apansız ortaya çıkmak. | Birdenbire arkada bir çocuk / Belirivermez mi? , | Dağlarca, VK, 92 | Bir ara siluetin beliriveriyor sonra kayboluyorsun., | Hacer Toprak, Vaveyla, S 4, 36

bf.






Belirivermek | Birden bire arkada bir ço cuk/ belirivermez mi ,/ küçükten küçük, sarıdan sarı., VK, 92

bf.






belirivermek | Sıcak günün sonunda sokaklarda beliriveren bir kalabalık, dört tarafa gidip geliyor, kimisi koltuğunda birkaç pide, kimisi elindeki kâsede biraz tahin pekmez ile evine dönüyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 139 | Az önce dudaklarını veren o olgun kız değildin sanki, bir anda, bütün çocukluğun belirivermişti., | O Hançerlioğlu, 1956, 56 | Bir omlet, bir soğuk et, bir salata, peynir ve elmalı turta bir anda masanın üstünde beliriverirdi, iştahla yemeğe başladılar, her şeyden tadıyorlardı, çünkü bu evde buldukları bolluğu bir daha bulamayacaklarını anlamışlardı., | N Berberova, Mozart'ın dirilişi, 1994, 54 | Birden yanında bir köpek beliriveriyor. / Mimar Sinan bir gün, bitirdiği bir camiyi, ustalarıyla birlikte son bir defa daha, bir şey unuttuk mu gibilerden incelerken, yanında yalınayak bir çocuk beliriverir. Ve minareyi eliyle göstererek şöyle der: | Şu minare eğri olmuş., | Y Ural, Temel Reis, 29/74 | Evet... Avrupa hayrânı 'ittihatçı' kadrolar eliyle, ilk hamlede Batı Anadolu bölgemizdeki kritik şehirler, sarsıcı kültür şoklarıyla sersem edilmiştir. Bu şoklardan biri de, kahvehânelerde beliriveren 'Tavşan Kızlar' vak'asıdır., | İ E Şumnu, Hatıralar, | 28 | Birden bire arkada bir çocuk/ belirivermez mi, / küçükten küçük, sarıdan sarı., | Dağlarca, VK, 92 | O anda bir sincap bir ağacın dalında beliriverdi., | Ludvig Askenazy / O Akbal, Mart, ÇHA, 80

s.bf.






belirlemecilik | Geleceğin nasıl olacağını bilebilmek hayatımızı ilginç kılmaz, tersine monoton yapar. Beni rahatsız eden şey bu değil, tepede birilerinin, binlerce insanın geleceğini belirsizliğe sürükleyen belirlemeciliğidir., | NYağcı, T, 12.9.2011

a.






Belirlenim | Tıpkı Leibniz'e göre Roma'ya gitmekte direten Sextus Tarquinius gibiydim ben: Roma'ya gitmek, Sextus'un belirlenimi idiyse ve töz'ü değil idiyse (çünkü Roma'ya gitmek istemeyen bir Sextus da düşünülebilirdi.), ben de herhangi bir felsefe sistemini belirlenim olarak düşünüyordum., | H Yavuz, Toarmina, 55

a.






belirlenmişlik –ği | a. | Teknik adamlık kariyerim, yoklukların, sınırlılıkların, belirlenmişliklerin kariyeri oldu., | ZiyaDoğan, 7.8.2011

a.






belirleyen | Gerçekten bir insan dünya kötüye gidiyor üzüntüsü ile kendini öldürür mü? Ben buna biraz ironik bir tanımla 'entelektüel intihar' diyorum... / Daha bireysel düzeyde bir problem olmadan zor gibi... Hemen her durumda bir davranışı ortaya çıkaran birden çok belirleyen olmak zorundadır. Bir davranış veya tutumu tek bir sebebe bağlı olarak açıklamak yetersiz kalır., | Işıl Cinmen/Türkay Demir, Eyl 2017, S 6, 9

a.






Belirleyici | Belirleyen. | Yani meslek seçiminde, geleceğiyle ilgili bu çok önemli kararında, belirleyici olan böylesine kaygan, tamamen çocuksu, hepten duygusal..., | B Uzuner, Karayel Hüznü, 1993, 32 | Müslüman dünyasının belirleyicisi olmaya giderken Türkiye, siyasi irade ve demokratik bağlılığın getirdiği kazanımlardan yararlanıyor., | T, 30.12.2011 | Çünkü Birinci Dünya Savaşının belirleyicisi ve yönlendiricisi durumunda olan İngilizlerin değişmeyen bir bir Türkiye korkusu olduğu bilinmektedir., | Servet Avşar, Yazar G, 13.6.2021, 7

s.






belirleyicilik –ği | belirleme gücü | Rahatsızlık duyanlara göre, Almanya Yunanistan'a şartlarını dikte ediyor ve mali kuvvet ve siyasi belirleyiciliğe sahip olduğu için tercih ettiği çözümlere AB'nin geri kalanını mecbur bırakıyordu., | JLagendijk, Z, 2.9.2015

a.




GTS-



Belirlice | Yanar halde batmakta olan güneşin üzerinde belirlice görünen ağaçların koyu yeşilliği, yer yer deliniyor, ışık ve ışınlarla kalbura çevriliyordu sanki., | Loti, CCT, 214

z.






Belirsizce | Bildiğin her şeyi bilmediği halde işi nereye vardıracağını belirsizce sezinliyor, imanı parça parça oluyor bundan; Protestan yüreği. Hıristiyan onuru, her şey korkunç derecede sızlıyor içinde, anlamıyor musun? , | Loti, CCT, 191

z.






Belirsizleşmek | Aynayla bellek arasındaki ayrımın belirsizleştiği bölgede, 'yazılmış olan roman'la, 'yazılmakta olan roman'ın birbiriyle örtüştüğü bir yazma eylemi olsun!, | H Yavuz, Toarmina, 81

f.






Belirsizleşmek | Belleğini zorluyor, Haluk'u anımsamaya çalışıyor, ancak onun görüntüsü biteviye Mösyö Aron'un artık iyice belirsizleşen ilk evlendiği yıllardaki haline dönüşüyordu., | T Polikar, 1997, 78

f.






belirteç –ci | Bizim çöp sandığımız yığınlar, sahibinin anılarının ve anlarının belirteci olan kıymetli nesneler., | YMEroğlu, T, 7.2.2012 | O günün Türkiyesini söylüyorum. Adile Naşit'i belirteç olarak kullanıyorum., | Mahir Ünal, C, 8.6.2018 | Giddens'a göre yerinden etme mekanizması aracılığıyla geliştirilen modern sosyal kurumlar iki türdür; sembolik belirteçler ve uzman sistemler. Sembolik belirteçler, onları kullanan bireylerin veya grupların belirli özelliklerine bağlı olmayan evrensel bir kaliteye sahip çeşitli medya türleridir.

a.






Belirtge | yeni belirt+ge | Kara takımını her giyişinde Yusufa'nın evine bir başka kadın girse, her çıkarışında da evinden bir başka kadın çıksa, gene koyu bir gölge düşerdi Memedali'nin belbağladığı belirtgelere., | TYücel, Dönüşüm, 1975, 9-10 | Çiçeklere takılı kalmamak için yatak odasında oturması, bu tür belirtgelere kafa yorup son gücünü tüketmemesi gerekiyordu., | T Uyar, Fal, 1992, 94

a.






belirtik | bariz, belirgin. | Montesquieu'nün Kanunların Ruhu ile attığı düşünsel temeller üzerinde, olağan demokratik rejimlerde siyaset hukukun üstünlüğüne tâbidir. Buna karşılık iki tür rejim : (a) proletarya diktatörlüğü teorisi ve pratiği; (b) İtalyan Faşizmi ve Alman Nazizmi (biraz genişletirsek, her çeşit | millî-devrimci diktatörlük), hukuku belirtik biçimde siyasete tâbi kılar., | H. Berktay, T, 5.2.2008.

s.






belirtili | 1. belirtisi olan 2. Belirtilmiş olan, belirli kılınan.

s.






belirtim | belirtme | Geçerli bir BB2 biçembendinin BB2 yazım bilgisine göre yazılması gerekir. Dahası, bu belirtimde tanımlanmış kuyruklu-a kuralları, nitelik adları ve değerlerini içermesi gerekir. Birkuraldışı kuyruklu-a kuralı, nitelik adı veya değerinin varlığında biçembent geçerli kabul edilmez., | | http://liste.ctis.bilkent.edu.tr/Linux/belgeler.org/recs/css2/xml/conform.xm, 12.6.2103de girildi

a.






Belirtisiz | ...ve kısa gecenin bu en belirtisiz saatinde, canlı varlığın sürgün olup inlediği, gözyaşı dökerek savaştığı ve yenildiği, ertesi sabah da hâfızasız olarak dirildiği o geçici mezarında dinlenmesi için Alain'i alıp götürdüler., | Dişi kedi, 16

s.






belirtke tablosu | 20.12.2011 Ölçme ve D dersinde

a.






belirtlemek | belirlemek | Ad?t?n ilin ?d?bi m?nz?r?sini yazarların h?min ild? çıxan kitabları, ?d?bi-b?dii jurnallarda n?şr olunan b?dii yazıları il? b?lirtl?m?k olur./ S?id Muğanlının şeirl?rind?ki Bütöv Az?rbaycan d?rdi, vahid Az?rbaycan dili ideyası onun poetik sintaksisini b?lirtl?yir., | PMemmedli, 525-q, 2.9.2015

f.






belirtme | yeni şerh | Ancak, bir kısım tapu kayıtları üzerinde mevcut olan vakıf belirtmelerinin tapuda yapılan tedavülleri sırasında veya kadastro çalışmaları sonucunda oluşturulan kayıtlarına herhangi bir nedenle aktarılmadığı, bilahare vakıflar idaresinin talebine istinaden son tedavül kaydı üzerine vakıf belirtmesinin işlendiği Merkeze intikal eden yazı ve şikayet dilekçelerinden anlaşılmaktadır., | 27.04.1995 VGM genelgesi

a.






Belirtmeler | Düşünceler sütunu MADDE 35 – (1) Rehin haklarına ilişkin düşünceler sütunundaki rehinle ilgili belirtmeler, rehin hangi harf ile tescil edilmiş ise, o harf kullanılarak yazılır. (2) Aynı rehin için birden fazla belirtme yazılması hâlinde de aynı harf kullanılır. (3) Rehinli pay devredilirse, düşünceler sütunundaki eski malikin adı çizilip, devir işlemine ilişkin tarih ve yevmiye ile rehne ait harf kullanılmak suretiyle yeni malikin adı yazılır. (4) Rehnin terkini hâlinde, düşünceler sütunundaki rehne ilişkin belirtmeler ve varsa boşalan dereceye geçme hakkı şerhi de terkin edilir. (5) Zanaatkârlar ve yüklenicilerin kanunî ipoteklerinin tescilinde, düşünceler sütununa | zanaatkâr ve yüklenici ipoteği olduğu belirtilir., | Tapu Sicili Tüzüğü, RG, 17.8.2013, S 28738

a.






belirtmelik tutanağı şerh/tespit*[B]elirtmelik tutanağındaki bilgiler ile toplanan deliller arasında çelişki olduğu takdirde yönetime uygun biçimde giderilmeye çalışılmalı,-. 17. HD. T. 30.05.1995, E. 1995/3277, K. 1995/3564








belki | 1. Tersine, aksine. | İnsanların ebrarını, esrarını da cem eden huzur-ı mehakim, öyle korkunç değildir. Belki muhabbete, layıktır., | MKayarın müdafaası işarat-ül-i'caz | belki | tersine, aksine. | Madem hastalıkların böyle menfaati var, ondan şekva değil tevekkül, sabır ile, belki şükredip, rahmet-i İlahiyeye itimad etmektir., | S Nursi, Hastalar risalesi, 31

z.






belkim | belki | Nehir Batıya akıyor hep. Pasifiği aşarak birazcık bize doğru (Doğumuza) gelmeye başlamış. 500 yıl sonra sıra yine bize gelir belkim., | K Beşirli, 17.2.2020, töl watsap

z.






bella Vista | 2013 ilandan

a.






Bellboy | garson, uşak. | Örneğin hizmetçiler, ahçılar, bellboy, barmen v.b.leri için ise her yemek döneminin uzunluğuna bağlı olarak (örneğin: Öğle yemeği üç saat; akşam yemeği dört veya beş saat şeklinde) standartlar saptanır., | Y Benligiray, Otel işletmelerinde kâr planlaması ve maliyet kontrolu, 1977, 120 | Resepsiyonun önünde itişip kakışıyorlardı, iki bellboy yolu bavul taşıyıcılarıyla kapatmıştı. Fabio burada, elbise kılıfları asılı tekerlekli bir gardırop askısı tarafından yarı yarıya gizlenmiş halde, Lucas'ı gördü., | M Suter, Can dostu, 2005, 246

a.






bellek –ği | Belleğini zorluyor, Haluk'u anımsamaya çalışıyor, ancak onun görüntüsü biteviye Mösyö Aron'un artık iyice belirsizleşen ilk evlendiği yıllardaki haline dönüşüyordu., | T Polikar, 1997, 78

a.






Belleksel | Belleksel ve İletişimsel Boyutlar / Bu makalede irdelenecek olan ana varsayım, sazın Alevî kültürü içerisinde kültürel belleğin iletişim aracı olması; diğer bir deyişle, sazın Alevî belleksel ortamı olmasıdır., | Gönül Pultar /Tahire Erman, Türk kültürleri, 2005, 291

s.






belleksizleşmek | Hafızasını kaybetmek, hafızasız olmak | Almanlar geçmişten unutarak, belleksizleşerek kopmadan yanaydılar., | HTurhanlı, T, 4.10.2014

f.






belleksizlik –ği | hafızasızlık, beleksiz olma hali, anemi | Acı soysuzlaşınca tiranlaşıyor belleksizlik, | AhmetTelli, KunduzD, ıı, 68

a.






Belleme | Doru atın tavlasında kuru ot / Doru atın bellemesi keçeden. / Ben doru ata bakarım, Ağam bana bakar / Allah razı olsun Ağadan da, attan da. ., | Ş Belli, Ağa kapısı, 31

a.






belleme II

a.
bel örtüsü.

bel+le+me
"Doru atın tavlasında kuru ot / Doru atın bellemesi keçeden. / Ben doru ata bakarım, Ağam bana bakar / Allah razı olsun Ağadan da, attan da.", Ş Belli, Ağa kapısı, 31"



Bellemek | Doru atın tavlasında kuru ot / Doru atın bellemesi keçeden. / Ben doru ata bakarım, Ağam bana bakar / Allah razı olsun Ağadan da, attan da., | Ş Belli, Ağa kapısı, 31

f.






bellemek I

f.
Hıfz etmek.


"O gız, Gur'an bellemeye gidiyormuş. Her gün gider, gelirmiş. Bir guş tebelleş olmuş. "Gızcağaz nire giden?" diye sormuş. Ertesi gün yine tebelleş olmuş. "Gızcağaz nire giden?" Gine seslenmiş. Ertesi gün annesine sormuş: Anne bir guş tebelleş oldu. Nire giden gızcağaz? diye soruyor", dimiş. O da: "Sen de ona napacan guşcağaz? di" dimiş. Sabır Taşı, 148"



belletmen | Okul üç derslikti başlangıç da üçüncü sınıfa kadar okunuyordu. Bir asil öğretmen, iki tane çevre köylerde beşinci sınıfı bitirmiş köyden iki belletmen görev yapıyordu., | asicaldan, 3.3.2017

a.






belli

s.
beli olan.


"Başucunda kardeşi ve iki büklüm belli dadısı duruyorlar... Handan günlerdenberi anlaşılmayan bir dertle yanıyordu", C Uçuk, DŞ, 1971?, 101"



Belli belirsiz | Daha doğrusu hep erkek söylüyor ve kadın belli belirsiz bir tebessümle gülümseyerek ve sürmeli gözlerinin ucuyle hep başka yerlere bakarak onu dinler görünmeye çalışıyordu. Herif yalnız kadına bir şey anlatır gibi değildi.Y K K, Sodom ve Gomore, 1990, ?

s.






bellibaşlı | Ben, bellibaşlı bir adamım. Gördüğünüz halının ismi | seccadeôir. Biz müslamanlar | namaz ismindeki ibadetimizi onun üzerinde icra ederiz. Ben, çok sofu bir insan olduğum için ibadete yarayan eşyamı daima berabertaşırım., | R N G, Tanrı Misafiri, 172 | Büyük usta solistten, yüce virtüozdan özgür kalan bütün bir kış korosu aldı onun yerini; her kuş aynı küçük bölümü yineleyerek, aynı küçük notalara kendi sesiyle bir biçim vererek doyuruyor dinleyicileri, şafağı sezmişler, hepsi de uyanmış, devingen, bilinmez bir kaynaktan gelen cılız bir yansımanın belli belirsiz haberini verdiği güneşin karşısında cıvıldaşıyorlar., | E Triolet, Gün doğarken, 1982, 77

s.






bellibelirsiz / belli belirsiz | Gürlemelerin ardından bellibelirsiz (sic) bir yağmur çiselemeye başladı. Oda, duymadığım güzellikte bir kekik kokusuyla doldu., | F Ulay, 1988, 54-55

s.






bellik | Karası, alacası, incesi, kalını, uçanıyla ve kaçanıyla, belliğine yerleşen tüm yılanlar, gözünün önünde geçit yapıyorlardı. Hiçbirini görmek istemiyordu bir daha. Ya akrepler? , Naciye Poyraz, 1979, 53

a.






bellini | BTS- | Babutsadan reçel nefis oluyor, (...) Mohito veya bellini yapmak isteyenlere de çok yakıştığını söylemek isterim., | RefikaBirgül, 20.9.2014, HürrCumartesi

a.




bts-



bellisiz

s.
belirsiz.


"Yıkılımş binası viran görünür / Bellisizdir çar duvarın Erzincan.", San, Hicranî, 181"



belmek | Ruhum pervanedir nura / Sabrı yok yerinde dura / Günde beş öğün huzura / Beliyorum Resulallah, | NazımTektaş, 1999, 33

f.






Belovacıklı | Belovacık'tan olan kimse. | Mete Belovacıklı,

a.






ben

a.



"Hüdaverdi Hak aşığı hiç yanmaz. / Onlar olacaklar cennetin beni. / Dîvâne etmekte dostun cemâli, / Aşıklar cennette istiyor seni.", H Burkay, Hüdâverdi Divanı, 29"



ben ben demek| Ben ben diyen çocuklarımız nasıl aklımızın aydınlatıcı yolunu bulup, takip edebilir? , | Adnan Tasar, 11.8.2020, | http://blog.milliyet.com.tr/animal-huminal/Blog/? BlogNo=623112, 14.6.2021

dey.






ben bilirimcilik | Evet, hiç mi sızlamıyor vicdanınız? İktidar demek böyle bir şey. Vurdumduymazlık... Kibir... Ben bilirimcilik... Soslu ego..., | HasanCemal, M, 12.7.2012

a.






Ben de 








ben diyorum bayram haftası sen diyorsun mangal tahtası Ben diyorum bayram haftası, sen diyorsun mangal tahtası! Kızım ondan sana hayır yok., | OKemal, 1969, 61








ben oyum sen busunculuk yapmak | Ay yıldızlı bayrak altında yaşayan herkes Türkiyelidir. Kısaca Türktür. Etnik kimliğin önemi olmaksızın. Neyse ki her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alan bir partinin zamanına denk geldiniz de ben oyum sen busunculuk yapabiliyorsunuz., | Karar Okuru








Ben umarım bacımdan bacım ölür acındanBen umarım bacımdan, bacım ölür acından. Kimsenin kimseye yapacak yardımı yoktur ki yapmadı diye darılasın. Gene de gönül sevdiğine küser. El yardımı olmazsa bile, dil yardımı olabilir birazcık. «Allah bin bin razı olsun ..., | Fakir Baykurt, Kalekale, 1980, 27 | Ben umarım bacımdan bacım ölür acından, | Fehmi Çaylı, Ilgın folkloru, 1945, C 1, 141

dey.






Ben umarım bacımdan bacım umar benden





A R Pijli



Ben yaptım oldu anlayışı | PTT yönetimine çağrıda bulunuyoruz; yönetim hakkını, sınırsız ve fütursuzca, iş barışını bozacak şekilde 'ben yaptım oldu' anlayışıyla kullanmak yerine ..., | Mehmet Er, Yeniurfa G, 11.6.2021, 5

a.






ben-bilirimcilik | Mağduriyette donduruyor, ben-bilirimcilik'te hapsediyor., | CerenKenar, 28.8.2014, Türkiye

a.






Benbenci | Oysa bugündeyiz: Benbenciler günü. Sizinle başlıyor her şey, sizinle noktalanıyor..., | Sİleri, Z, 21.10.2012 | burda menem Bağdadda kör halife! Benbenci








benbenlik göstermek: | Sen kalk, | Sabıkalıyım yani. Sicili bozuk bir adamım... diyerekten belli başlı bütün darbelerde rol almanın havasını bas; 28 Şubat müdahalesini kastederek de | Biz partiyi kapattık yav... şeklinde benbenlik göster, Çoban Sülü gelsin aslan payını kapsın!..., | STuna, YŞ, 05.03.09








Bencecik | Benim gibi. | Cik der kuş cik / Konar konmaz / Bencecik sencecik. / Cik der kuş cik / Sanki konar konmaz / Sizi seviyorum der hemencecik, | Dağlarca, Kuş Ayak, 1971, 151

z.






Benceleyin | BENCELEYİN (veya Bencileyin) zf. Benim gibi: (Miri Rıdvan diyemem dahili tabut olsun - O dahi benceleyin valii Harput olsun. Abdülhalik Nasuhi)., | İ A Gövsa, Resimli yeni lügat ve ansiklopedi, 1947, 245 | Sabır taşı 22 Necip Fazıl ++








Benceleyin / bencileyin benim gibi. | DERVİŞ - Soğuk su ile yuyalar... Şöyle garip bencileyin. NİNE - Asıl garip biz olduk. Gölgelerimiz bile yarı yolda kaldı. DERVİŞ - Meğer ki gökte yıldızım, Ola garip bencileyin., | N F Kısakürek, Sabır Taşı, ? , 22








bencesi bence, bana göre, beim fikrime göre. | ... ona limon çiçeği de der . Çiçekleri yıllarca sandıkta kalmış bir top hasse gibi sarıya çalan bir beyazlıktadır . Kokusu ise gülü hiç aratmaz . Bencesi , çiçeklerin hanımefendisi odur. Kahve ve tirşe mantosunu hiç sırtından çıkarmaz., S Birsel, Asansör, 1987, 12-13








bencesine


bana göre.


"Bencesine çok iyi olur.", TV, haftada 4 gün çalışmak nasıl olur sorusuna vatandaşın verdiği cevap."



benchmarkinga. | Oku. Bençmarkink | Benchmarking: Başarılı bir iş ya da organizasyona öykünme., | PÖzdemiroğlu, H, 31.1.2015




ing.



Bencil | Yedi kat yeri, göğü görüyordum kendimde, / Bu bencil inanışı yıllarca beğendim de!', | Ortaç, BRE, AA, 54

s.






Bencilce | Gülüyorum çünkü mutluyum diye cevap verdi Havai Fişek kızgınlıkla: | Bu çok bencilce bir sebep! dedi. | Mutlu olmaya ne hakkınız var? Başkalarını da düşünmelisiniz., | Wilde, Abamor, tsz, Mutlu Prens, 76

s.






bendehane | fakirhane, ev | Umumiyetle memurlar bendehaneye geldiler. Vaziyetin inkişafına kadar yap dediler. Ben de yaptım., | Şeyh Said Davası İstiklal Mahkemesi T, 375

a.






bendehane | konuşmacının alçak gönüllük ifadesi olarak kölenizin evi. | Aman birader, ne a'lâ oldu da bugün lütfen bendehaneyi teşrif ettiniz (şeref verdiniz)., | K D, E Ülgen, 59

a.






Bendelik –ği | far. bende + tr. –lik. Kulluk, kölelik. | Yani bendelik vazifelerini yerine getirdiler., | A F Başgil, Uydurma dil modası, 1963

a.






Bendelik –ği | Kulluk, kölelik. | Yani bendelik vazifelerini yerine getirdiler., | A F Başgil, Uydurma dil modası, 1963

a.






Bendelik | Kulluk, kölelik | Yani bendelik vazifelerini yerine getirdiler., | A F Başgil, Uydurma dil modası, 1963

a.






bendenizsiz | Müddeâaleyh Vekilesi Şehper Hanım - (Birdenbire parlıyarak) Hiç de değil efendim... Siz, onu affedersiniz. Müvekkilim Faik Bey öyle fena bir adam değildir. Siz onu tanımadan söz söylüyorsunuz. Ayıp değil mi? Faik Bey, öyle terbiyeli adam ki, lâkırdı söylerken ağzından bal akıyor,... | Bendenizsiz konuşmuyor, hem ben onun kadar malûmatlı adam görmedim. Tasavvur edin beyefendi... Son yirmi senelik moda hareketlerini bir kadından güzel takibetmiş... Hele kumaş renklerinin nüansları hakkında öyle bir anlayışı var ki..., | R N G, Tanrı Misafiri, 109

s.






Bendensiniz | Doktor- (Şoför hariç, diğerlerine) Tabii akşam yemeğinde bendensiniz? Trendez, mükemmel bir sofra donatıyor., | Ediskun / Dürder, Dostum Şey, 37-38








bender





Lofça dedikleri bir bender şehir / Orda asker sala koşuldu vafir 27



Benefşezade | ...-den ve ne suretle çıkıyor? -Edirneli Rasim beyle İzmirli Benefşezade Ahmed ve Halep mebusu Nafi Efendi kullarınız el-kâzı müfrite eshabından olmakla beraber, Paşa ile münasebet ve hattâ tanışıklıkları bulunduğu tahmin edilemez. (Yutkundu) Yalnız Kerim bey bendeniz Edirne eşrafından olmakla Süleyman Paşanın Edirneye uğrayışında görüşmeleri ihtimali varid olabilirdi., | Ayhan, Türk Demokrasisinin ikinci şehidi Süleyman Paşa, Tasvir G, 10.11.1946

a.






beneklenmek | Bir otomobilin kaldırıma çok yakın ve hızla geçtiğini, sıçrayan çamurlu sularla paltomun omuzundan pantolonumun paçasına değin beneklendiğini fark eder gibi oldum., | S Dölek, Yazmıyorum işte, 90

f.






bengal kaplanı | Bu hamlemizi elinde tuttuğu payet gömleği araklamaya yönelik zannettiği için yavrusuna siper bir Bengal kaplanına dönüştü., | DuyguDemirdağ, M, 4.11.2015

a.






bengalov | bungalov. | Sessiz ağaçlar arkasında yeşil, sarı, mavi bengalovlar, çimenler üstünde karı koca, baba kız, oğlan ve kızkardeş en seçme erkek ve dişi cinsi, kimi kayıkta, kimi tenis ağı arkasında, kimi hamakta: Bu bir yağlı boya resimler sergisi, bu bir hayal parçası!, | F R Atay, Taymis kıyılarında, 85 M Reşit

a.






Bengi | tiryaki | ... İskele (bilhassa ticaret iskelesi) Bengî (beng) : Afyon cinsinden keyif ve hayal gücü veren bir maddeye. benge müptelâ olan (esrar-keş) Bercis : Müşteri yıldızı Berevât (berat, ın c.) : Fermanlar, beratlar Berik : Işık, parıltı Berin : Pâk, münezzeh ..., | Latifi/N Pekin, Evsaf-ı istanbul, 1977, 86 | Hele yalnız bir kerre zevkyap olduğu âlem-i işret nazarında en müptela bengilerin itikadı gibi –fikdanı halinde hayatın memattan farkı olmayacak derecelerde ruhefza- bir devre-i saadet görünürdü., | N Kemal, İntibah, 121

a.






bengi I far. | 1. afyon içen, esrarkeş 2. sersem | Kimisi dangalak kimisi bengi. / Merhametli olur yiğidin kendi. / Binde bir bulunur kafanın dengi. / Olur olmaz ile ünsiyet olmaz. Derunî








bengi II | Ben de Alevi türküleri diye bir kavram vardır ama öyle bir terim yoktur diyorum. Biz onlara deyiş, semah, bengi deriz., | OHakalmaz,Zcumartesi, 18.8.2012








bengi III | Ben. | İçtim badesini gördüm rengini / Tam on sekiz saat sürdüm cengini / Yar yüzünde gördüm üç beş bengini / Halhalın altında noktasın tek tek, | Sümmani, EGŞA, 63

a.






Bengi kılmak | ebedileştirmek. | görem ki kapansın bağrımda yaram / beni kılsın dolunay yüzün, | Ozan Telli, Şahince, 70

b.f.






Bengi su /bengisu | abıhayat | Güç netsin soluk netsin senden gelirmiş hepsi / Acı su son soluktur bir bengisu ver gel., | Osman Sarı, 10

a.






Bengileşmek | Sonsuz yaşama niteliği kazanmak, ölümsüzleşmek, ebedîleşmek. | On yedi milyon bugün bir gönülde birleşmiş, / İçimizde bir ülkü, bir inan bengileşmiş. // Eşsiz eserlerini gören gözler kamaşır, / Bengileşmiş adını bütün bir tarih taşır., | V C Aşkun, 79//88

f.






bengisu | ölümsüzlük suyu. | Güya Sen Gelmişsin... Alnında Zühre yıldızı. Saçlarında dağların rüzgârı. Avuçların bengisu pınarları. Avuçlarında su içmeye inen yaralı ceylanlar., | Muaz Ergü, dibace.net, 6.11.2022 | Doğrusunu isterseniz sizin özgürlük tutkunuz; sadece bir bengisu gerçekliğinde... Siz satırlarınızla var, fakat hayatın içinde yoksunuz..., | N A Gökduman, 107

a.






bengü

a.
ebedi.

tr.
"... olanlardan gelecek kuşaklar okuyup kendilerine ders çıkarsın diye "söz" taşa dokunmuş ve böylece "bengü" kılınmıştır.", D Yıldırım, Zaman Yolcuları Kitaplar II, Türk Yurdu, S 327, Kas 2014, 15"



bengülük -ğü

a.
ebediyet.

tr. bengü-lük
"Tarih, sözün yazıya dönüşmesi, bengülük kazanması ile başlar.", D Yıldırım, Zaman Yolcuları Kitaplar II, Türk Yurdu, S 327, Kas 2014, 11 "



beni âdem | âdem soyu, insan. | Bunlar beni âdemden olamazlar., Fethi Gedikli, 31.12.2024+




ar.



benî âdem yiyici | yamyam. | Elli binden ziyade benî âdem yiyici / Elli bin de vardır tatlı cana kıyıcı / Elli bin de var[dır] yılan çıyan yiyici., | F Gedikli, Destan-ı Mehmed Ali Paşa, 1856

a.






Benildemek | Belinlemek | Güneş, kitaplığın arkasından, kitapların sıradağlarının arkasından doğup yatağa vurunca, sofadaki duvar saati ağır ağır sekizi vurdu. Benildeyip dikildi., | H Yavuz, Toarmina, 63

f.






beniliklenmek

f.



Nice âlimler var ağızlarında dili yok! Konuşmazlar benliklenmezler... (Bugün Ahmet Abiden) 22.3.2021+



benim babam senin babanı döver kalıp söz. | Doyasıya efelensinler diye / komşu çocuklarına / Değil mi ki / benim babam senin babanı döver / eve gelince, / varsın sapanla kırılsın camlar / tırmansınlar elma dallarına / gönüllerince., | A Kulin, 2002, 68








Benim kalbim temiz kalıp söz. | bir de, | benim kalbim temiz! deyip de, kendilerini de seni de modern zamanların incelikle ayarlanmış sapkınlıklarına ayartmaya hevesli olanları da ciddiye alma., | S Demirci, Y Ö Özburun, 2006, 91








Benim olmak | Bu sıcaklarda seni düşünüyorum / bilmiyorum aklımda en çok kalan ne / gözümün önüne gelen / boynun mu bileklerin mi çıplak ayağın mı / bana benim olurken söylediklerin mi? | , | Nazım Hikmet, Bİ KSŞ, 26








benimki | 1. Bana ait olan nesneler. 2. | eş, sevgili, koca. | Onlar da minnacık, küçücük... onlar da benimkiler, ve benimkiler de onlar kadar sevgili... ve zavallı., | Ş Belli, 30 | Ben kaçıyom kızlar, birazdan benimki gelir., | R Erer, Tehlikeli ilişkiler, 2000

a.






benimsemek | Sahiplenmek. | İngilizler Hindistan'a, Mısır'a el atıyorlar, Belücistan'ı, Basra Körfezi'ni, hatta Irak'ı benimsiyorlardı., | ÖSeyfeddin, YTD, 1914 | Kimse onlara başını çevirip bakmamış, birine Kamburun Güllüsü, ötekine de Güllünün Kamburu deyivermekle yetinmişlerdi. Ali, o gündenberi Güllüyü benimsemiş, mintanı ya da çakısı gibi kendi malı saymaya alışmıştı., | O Hançerlioğlu, 1959, 7 | Medine, törenin yerine getirilmesinden ve akla yakın yorumlardan sonra, kara koyunu benimsemiş. Ona gözü gibi bakmaya başlamış., | G Dayıoğlu, Yaşanmış 1, 50

f.






Benimsenebilir | Bir bölümüne de 'halk edebiyatı' diyerek benimsenebilir saydık. | , | D Mehmet Doğan, , KararG, 26.3.2020, KararG

s.






benimsenirlik –ği | İçeride; AKP tabanında dahi Suriye politikasının zayıf benimsenirliği malum-., | foveaoberaza, 30.1.2013

a.






benimsenmişlik –ği | Dümdüz içi boş bir hitaptı aslında söylenen, benim duyduğumsa şefkat benimsenmişlik özlem doluydu engel olamadım gözlerimin dolmasına., | (13.02.2009 13:06), | https://yazdikdaneoldu.tumblr.com/post/30573031133/nikotiniclik-b%C3%BClent-orta%C3%A7gil-birsen-tezer, 26.5.2021








benizli

s.
yüzlü.

tr. beniz-li
"Uçsuz deryalarda: / Geceleri saz benizli yolcu ay, sanki göz kırpar size | / Neşeyle balığa çıkmış cesur Heyamollacı (sic) balıkçılarla... ", Latife Çelebi, 1966, 27"



benizli | Yaşlı gözler dalmış ölgün benizli aya., | Ortaç, BRE, 42 | | Semtin oruçlu halkı süzülmüş benizliler / Sessizce çarşıdan dönüyorlar birer birer, Y K Beyatlı, ? ? | Komşumuz olan genç bir kadının da kardeşim Elif yaşında bir oğlu vardı. Sarı benizli bir çocuktu., | 58 */

s.






benizsizlik –ği | Etiolement solma, yüz solgunluğu | Birobin kansızlıktan ileri gelen halsizliğe, kuvvetsizliğe, benizsizliğe, iştahsızlığa, 'bünye' bozukluğuna, sinir zayıflığına şifa ve kuvvet veren en mükemmel 'çelik şekerlemeleri'dir., | Lokman HekimD,

a.


fr.



benjamin bitki. Muhteşem yapraklarıyla her daim ilgi çeken saksı bitkidir. Geldiği ortama uyumu kolay olmayan bitki değişime çok zor uyar. | Biz evdeki benjaminin yapraklarını biraz solgun görüp içimiz sıkılırken, cayır cayır yakılan ormanların diyarıdır oralar., | GÖzaltınlı, T, 16.11.2010








Benli | Ak saçlı adam yavaşça kulağıma: | Bu kızın adı Benli Nigâr. Git, onu bul. dedi., | Tecer, 1969, 80 | yedi benli | birçok beni olan. | Güzeller içinde yedi benliyim / Ara da dengini bul dedi bana., | Borlu Kemalî Baba, 16 | Babanın ailesinden gelen eli benli erkekler, hep toplum içinde yıldız gibi parlayıp başarılı, onurlu ve mutlu bir yaşam sürmüşlerdi., | Dayıoğlu, 1987, 26

s.






benliboz | Hızır aleyhisselamın atının adı* | Şevketli Efendim, Sultanım, Vezir / Altmış bin kılıçlı yanında hazır / Deryâlar yüzünde boz atlı Hızır / Benliboz'a binmiş o da geliyor., | Karacaoğlan, EGŞA, 116

a.






benlik -ği

a.


tr. ben-lik
Erbab-ı dâvete eyleme benlik, / Benlik edenlere olmaz düzenlik. / Kemliğe iyilik et, eyleme kemlik / Eğri yolu kendine ihtiyar eyleme 47



benlik -ği | 1. kibir, gurur. | Erbabî'ye kimse etmiye benlik / Benlik edenlerde olmaz düzenlik / Dinle nasihatım eyleme kemlik / Dostları kendine ağyar eyleme., Erbabî | Şeytana mahsus olan 'benlik', o hududsuz kibir, sanatkarın muttaki ve abitten ayırdı-..., | Y K Karaosmanoğlu, EB, 442 | 2. | Bana göre, bana uygun. bana göre, benim zevkime göre. Konuşan birinci şahsa uygun. | Yüzümüze bir maske takmamız gerekiyor. O maskeyi de takmak çok benlik bir şey değildir dedi Hülya Bozkaya., | S Koloğlu, M, 9.9.2015 | Öncelikle zeytinyağlılar, tam benlik diyebilirim. Şeker, tuz ve özellikle sebzelerin tazeliği ve iyi seçilmiş olması beni benden aldı., | Memet Özer, Oksijen Yemek, 2-8 Tem 2021, 38 | 3. | Fakat bu hal, Türk zekasının, Türk kuvvet ve kahramanlığının neticede başka milletler uğrunda feda edilmesinden gayri bir şey değildi zira Çin, Hint, İran, Önasiya, Mısır ve Avrupaya hükümdar, kumandan, asker vesaire gibi giden, Türk âleminin en güzide evlatları, çok kere oralarda, benliklerini kaybediyor, ve hatta, daha onu kaybetmeden dahi gittikleri yerlerin diğer Türklere karşı müdafii olarak o memleketler hesabına birbirlerile vuruşup duruyorlardı., | Y H Bayur, 'Şarkta İnhitat Sebepleri', Birinci Türk Tarih Kongresi Konferanslar Müzakere Zabıtları, 1932, 491-492 | 4. | nefs. | Konu benlik eğitimi, nefs eğitimi... İhya'nın diliyle mühlikât, münciyat... Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin şaheserlerinin gölgesinde sohbet., | M Kara, Dergâh, | 351, Mayıs 2019, 30 | benlik eylemekkibirli olmak, kibirlilik etmek. | Her işte halk ile olmalı birlik / Birlik olan yerde olur her dirlik / Sükut ol az söyle eyleme benlik / Büyükler yanında sohbet görünce, | Âşık Zülali (1874-1856)

dey.s.a.




GTS++



benlik ği

a.
1. nefs 2. kibir.


"Yay olup da aşk okuyla atıldım / Elden ele sarraflara satıldım / Ceylan idim viranede tutuldum / Benlik bendin söken tufandan sorun.", San, Hicranî, 92"



Benliklenmek | Kibirlenmek, gururlanmak. | Nice âlimler var ağızlarında dili yok! Konuşmazlar benliklenmezler..., | Ahmet Remzi Pijli, 22.3.2021

f.






benliksiz | 1. kibirli karşıtı. Alçakgönüllü, mütevazı. | 2. kimliği, kişiliği olmayan. | Kendi dâhiliğine herkesi taptırmak istediği halde beyninin bilgisiz ve benliksiz sefaletine inanan kimsenin gurur buhranlarında kopup kaçan zavallı jestlerini ve yüzünün kendi kendini beğenmiyen bedbaht hatlarını ben tanırım., | Ülkü, 1936, C 7, 97 | ... insana âb-ı hayat sunar. Gökteki yıldızlar bizi seyre gelirler... seninle ben de kendi Ay yüzümüzü gösteririz onlara. Gel, o darmadağan hurâfelere aldırmayalım da senliksiz-benliksiz, zevkle baş-başa verelim, oturalım., | Mevlana, Dîvân, 1974, 382 | (Ne yazık ki bugün (Şubat 1967) bir yandan eğitimde yanlış tutum, öte yandan milletin parasiyle beslenen TRT, Devlet konservatuvarı v.b. millî duygular: öldüren, ulusundan her bakıma, kopmuş, benliksiz kozmopolitler yetiştirmek ..., | Akdeniz Sabri, Türkiyedeki çözüntünün nedenleri, 1969, 178

s.






benmari | Bain-marie, bir kabı sıcak suya oturtarak içindekini ısıtma veya eritme yöntemi. | İlikli kemik suyu sade GÜRVİTA olarak özenle seçtiğimiz tavuk et ve kemiklerini benmari usulüyle (buharda) 24 saat pişirerek sizlere sunuyoruz. Tüm ve yemek ve içeceklerinize yüksek protein ve lezzet katması için en sade hali ile hasırlanmıştır. afiyet olsun. GÜRVİTA, 31.12.2024+

a.






benseverlik | egoizm. | Yapılan istatistiksel çözümlemeler (analizler) sonucu, elseverlik ve benseverlik ölçeğine ilişkin, faktör yükleri, madde alt ölçek ilgileşimleri, alt-üst grup t değerleri, madde toplam puan ilgileşimleri, maddelerin ortalamaları ve standart sapmaları, faktörlerin öz değerleri ve açıklanan varyans yüzdeleri ve alfa croanbach güvenirlik güvenirlik katsayısı hesaplanmıştır., | GürsenTopses, International Journal of New Trends in Arts, Sports & Science Education - 2012, C 1, S 2, 15.2.2015g

a.






bensiz

s.
beni olmayan.


"Devesi var çansız / Gerdanı var bensiz / Ben olamam sensiz / Sen de durma bensiz", Halk Türküsü, Dirmil, Burdur"



bensiz I | ben olmadan. | Pişmanlıklarla kıvranışını şimdiden görüyorum. Bensiz geçirdiğin günlerin acısını, benim şu anda duyduklarımı kat kat ödiyerek, çekeceksin..., | O Hançerlioğlu, 1956, 26 | Bir taş attım dereye / Yar çıktı pencereye / Dedi seni vefasız / Bensiz böyle nereye, O C Kaygılı, Hıdırellez manileri, ? | Devesi var çansız / Gerdanı var bensiz / Ben olamam sensiz / Sen de olma bensiz., | Ali Çakar, 2008 (Albüm)

s.






Bensiz II | beni olmayan. | Gerdanı var bensiz altın gümüş

s.






bensizlik –ği I | Beni benden iyi bilen var / Bensizlik beni bırakmazken / Benim gibi bensizler var. / Beni benimle azdırırken / Benim gibi densizler var / Ben beni benden sızdırırken / Beni bende bırakmayan sensin yar., Serkan Öztürk, 2003, 50 | Bugün zil geç çalsa / Annem daha geç öğrense öldüğümü / Onu bensizlikle oyalasanız... Onu ben varmış gibi yanında / Okul sokağından hüzünsüz yollasanız..., | E Elönü, 2009, 134

a.






benvori | ? 10 rezistans benvori ısıtıcı büyük boy 220 v 2 adet, pasta fırını benvori, 25.12.2013 reklam tahtasında

a.






benzemez a/s. | 1. İskambil, okey oyunlarında farklı kâğıtların veya taşların bir araya gelmesi 2. Benzemeyen | Özellikle 2010 referandumundan beri şahit olduğumuz, en az iki yıldır PKK- HDP'nin de dahil olduğu beş benzemez ittifakının genel karakteristiği bu yaklaşım üzerine kurulu., | MAltınok, Sbh, 19.8.2015






GTS+



benzersiz olma hakkı! **








Benzeş | Sonuç olarak Fransız bir filozof, 'herhangi bir öldürüm dünyadaki tüm öldürümlerin benzeşidir, bu nedenle gazetelerin öldürüm haberlerini yazması ahmakça bir yineleme ve açıkçası okuru aşağılamadır' diyerek gazete okumazmış, çok doğru, kişi her gün benzer biçimde işlenmiş gazete ve televizyonlardaki öldürümlerden bıkıyor ve artık aşağılandığını düşünüyor bir yerde, (...)., | T Polikar, 1997, 9

a.






Benzeşdeş | Ta Ortaasyada'da ulusdaş ve benzeşdeşlerinin, onbin yıl önce, | dombura ve | kopuzlarla başlattıkları müzik şöleninin önde gelen temsilcilerindendir. Ama bir gerçek var ortada: Geleneksel yolun sürgiti olan bu halk liri ..., | TFA, 1973, C 15, S 289-306, 6911

a.






benzeşiklik -ği Benzeşik olma durumu. | ... benzeşiklik göze çarpmaktadır. Bizim araştırmalarımıza göre öç, acı sözleri od | ateş, ile ilgilidir; nitekim kor | zarar, ziyan, mahrumluk ( D. II . 87 ; Tel . Rad .; Uyg . V. G. ) [ ' ] de : iyi yanmış ateş kömürü demek olan ..., N H Onat, Arapçanın Türk diliyle Kuruluşu, 1944, 395








benzeşim | analoji | Dikkat edilirse, burada da analojik bir ilişkiden söz edilmektedir: yaban toplumun mitolojik metaforları gibi, Divan şiirinin mazmunları da analojik [benzeşim] ilişkisinden yararlanılarak kurulur. | , | HYavuz, Z, 17.10.2012

a.






benzeşlik –ği | [Rüya sineması] olgusal açıdan rüyayla benzeşliği, yanı sıra nefs-kalp ayrımında belirginleşen boyutlarıyla bir yeniden düşünme denemesidir., | SYalsızuçanlar, Rüya Sineması, 2007. | Soyutluk somutluk tat duygu benzeşliği cinler... Tadın %99 zıttı duygudur %1 şekillenme ihtiyacıdır. Somut alem soyut alem zıtlıkdır cinler %100 soyutlukta şeytan ve benzeri varlıklarda. Cinler duygudaysa somutluk kas duygu telekinezi gücü soyut güç olabilir demek ki (cinlerin etkisi)..., | 11.10.2010, www.frmtr.com, 11.7.2011 girildi.

a.






benzetim

a. yeni.
1. taklit etme, benzerini yapma, simülasyon. | [Simülasyon] | Benzetim, taklit, benzer, anlamına gelmektedir. Kuramsal ya da fiziksel gerçek bir sistemin, bilgisayar ortamında modellendikten sonra bu modelle sistemin işletilmesi amacına yönelik olarak, sistemin davranışını anlayabilmek ya da değişik stratejileri değerlendirebilmek için deneyler yürütülerek, bu sistemlerin özelliklerini ve davranışlarını bilgisayar aracılığıyla değerlendiren bir tekniktir. (http://simulasyon.nedir.com/#ixzz3zuWq7jCO), | F Akçay, T, 14.02.2016 | 2. Doğabilimsel bir yapının özelliklerini ve uzbilimsel davranışını başka bir yapı ile gösterme.



GTS+



Benzetmek | kırmak, incitmek; kötü bir hale düşürmek; bozmak. 2. argo. dövmek. | Çocuğun yanağından akan kanla bulanmış gömleğine gözü ilişen polis: -Sen bunu iyice benzetmişsin be Alefendi... diye güldü. –Eh, işinize karışmak gibi olmasın ama, birazcık okşadım., | O Hançerlioğlu, 1959, 23 | Annemi üzdüğüm için, teyzemin kızını benzettiğim için hiç üzgün değilim., | İşigüzel, EDK, 1996, 62

f.




GTS++



benzoat | Kocaelinin Başiskele ilçesi Kullar mahallesindeki kargo deposunda, bir kimya firmasına ait, 'sodyum benzoat' dolu paket patladı., | Hür, 11.12.2015

a.




TDK-



ber-kadem olmak | Bakışlarım yerde. Nazar ber-kademim., | NBekiroğlu, ZPazar, 29.4.2012








beraber (ile/-le) aynı fikirde olmak. | Ama | tulûatçı dediğimiz bu insanların elinde bu şaheserlerin çarpık bir iskeletinden, sanatsız bir karikatüründen başka nesi kalmış? diyeceksiniz. Bu noktada ben de sizinle beraberim., | R N Güntekin, Tulûat tiyatroları, 83 M Reşit








beraberce | birlikte, bile, beraber olarak. | Bu gölün kenarına beraberce otursak / Ve baş başa seyretsek içli akislerini., | MEsat, 1934, 20 | Zahmet etme efendim Sultanım, rahatsız olma. İşte ben yine geldim, fakat bu defa yalnız değilim. Satılmak üzere getirmiş oldukları bir cariye de yanımdadır. Kendisi güzel ve hoş sohbetli. Belki hoşuna gider diye beraberce alıp getirdim. Sultan Safâ'yı görür görmez yüreği hopladı. Bu ona ne kadar benziyordu. Dadısının bu cariyeyi ne için getirmiş olduğunu anlar gibi oldu., | K D, E Ülgen, 126

z.




GTS++



beraberine almak (birini) deyim birini yanına almak, birlikte götürmek | Bir de utanmadan söylediği söze bak. Ben de seni aklı başında bir herif diye beraberime aldım. | , | KTahir, AşkÇetesi, 84








beratı bükülmek vefat etmek, ölmek | Felaket tahribat çok yerde oldu / Mecruh müteveffa birkaç bin buldu / Beratlar büküldü defterler doldu / Koptu mahşer ulu divan ağladı, | SüleymanRuhi, EGŞA, 65








beratlı

s.



"Sizin beratınız için 'adalet'in a harfi dahi kafidir. Aslında sizler Allahın katında, milletin huzurunda beratlısınız. Sizin kurtuluşunuz Türkiyenin kurtuluşu olacaktır.", O Y sSerdengeçti, Serdengeçti'den serdengeçtilere, 1992, 38 (Ülkü Ocağı D, S 5, ?, 18.9.1979)"



Beratlı | Sizin beratınız için 'adalet'in a harfi dahi kafidir. Aslında sizler Allah'ın katında, milletin huzurunda beratlısınız. Sizin kurtuluşunuz Türkiyenin kurtuluşu olacaktır., | O Y Serdengeçti, Serdengeçti'den serdengeçtilere, 1992, 38 (Ülkü Ocağı D, S 5, ? , 18.9.1979)

s.






berbatlık -ğı

a.
kötü, berbat.


"Hicranî'yem göremedim bir şadlık / Ne kadar yaşasam ahırı yâdlık / Günüm günden olmaktadır berbatlık / Her bahçenin çiçeğini sararttı.", San, Hicranî, 174"



berbatlık –ğı BTS- | kötülük, çirkinlik, bozukluk | Şiirdir kişiyi kurtaran bu karanlık, bu yalnızlıkla, berbatlıklarla dolu evrende., | CSüreya, Onüç Günün, 109

a.




bts-



berberistan

a.
berberler yurdu.

ar. berber + Farsça -istan
"Türkiyede çocuklar arasında oynanan tekerlemelerden, "bir berber bir berbere bre berber gel beraber berberistanda bir berber dükkanı açalım demiş" gibi oyunların benzeridir. Bu şekilde dil geliştirilir.", Kırgız nariste oyunları, İstanbul 2014, 16"



Berci | Bir türkü var bilir misin Gülocan: / Gelin, gelin Berci misin / Yüksek dalın burcu musun / Senin ne biçim göynün var / Sen o pisin harcı mısın? , | Ş Belli, Ağa kapısı, 1975, 9

a.






Berçellan suyu

su a.



"İçerim seni Dostum Berçellan Suyu, sen / Gözlersin o mecnun yıldızı kırgın dağın mor hilalinde", M Taner, Sunak, 66"



berdar etmekidam etmek, asmak. | Hızır Paşa bizi berdar etmeden / Açılın kapılar şaha gidelim., | P S Abdal, G Altıntaş, Türkülerden Seçmeler, 21

dey.






berdellik -ği | Yağmur duaları, sınır boyu kavgaları, berdellik, on dörtlük kızlar, kafası yarıklarla dolu kadınlar..., | SSamancı, T, 9.4.2010








Berdi | 1. Sapı hasır, zembil, ip yapmakta, semer yastık doldurmakta ve dam örtmekte kullanılan bir çeşit saz; suda yetişen, kamışa benzer bir çeşit ot. 2. Yakacak olarak fırın ve hamamlarda kullanılan bir çeşit saz. DS

a.






Berdi II | kova DS

a.






Berdili | berdi olan yer. | Yani yüzlerinin karası geçmemiş ve bu yüzden bunlar sık ormanlıkları ve berdili sazlı bataklıkları kendilerine mesken edinmişler., | N Sökmen, Hayalonya, 26

s.






berduş olmak deyim | Akıl emanet edilir yediemine / Gönül kısa sürede berduş olur, | NTektaş, 1999, 103








bereket ağacı | Bereket ağacı, | Şerif Baykurt, Türkiye'de folklor, 1976, 164 | ... güzellikte turuncu fondan çıkıp gelen grisi bol, yaşlı çınar. Çiçeği filân da yok dalında, ama bol yemişler düşündüren bir ağaç. Sanırsınız bir bereket ağacı! Bedros'u da bir ağaca benzetiyorum içimden., | Fakir Baykurt, Özyaşam, C 8, 199 | Bereket, huzur, sağlık timsali oldukları kabul edilmiş ağaçlar, Ulu Ağaç, Dede Ağacı, Baba Ağacı, Dilek Ağacı, Yalnız Ağaç, Kutsal Ağaç, Kaba Ağaç, Bohça Ağacı, Bereket Ağacı, Çaputlu Çalı, Tek Ağaç, Dede, Baba gibi adlarla adlandırıp kutsal saymışlardır. (b), | İsmail Uçakcı, Oğuz Boyladı: Aşiret - Oymak - Cemaatler - Şecere Kitabı, 2023, ?

a.






bereketsiz | kendinden beklenen verimi, ürünü vermeyen, verimsiz, çabuk tükenen (şey). Kendinden beklenen yararlığı sağlıyamıyan (şey). ?ı?a?ü'l-enbiya: peygamberler kıssaları, 2. cilt Rabguzi, Aysu Ata, 1997 | Bereketsiz îman, bereketsiz ibâdet, bereketsiz ilim, bereketsiz para, bereketsiz sofra, bereketsiz gıdâ, bereketsiz çocuk, bereketsiz mülk, bereketsiz makam, bereketsiz şöhret, bereketsiz ünvan... ne kadar sıkıcı ve bütün bunların bereketli hâli ne büyük mutluluktur., | Kubbealtı Akademi M, 1985, C 14-16, 33

s.






Berelenmek | nsz bereli hale gelmek | Güzel derler pembe ten / Yanağında çifte ben / Aşık olma ona sen / Dokunsan berelenir., | Molulu Aşık Revai

f.






Berelenmek | nsz. | 1. bereli hale gelmek, yaralanmak 3. Morarmak, çürümek. | Güzel derler pembe ten / Yanağında çifte ben / Aşık olma ona sen / Dokunsan berelenir., | Molulu Aşık Revai | | Nasıl bu kadar çok berelendiğimizi hiçbir zaman anlayamadım., | N Güngörmüş, 26

f.






berfin kardelen | Kendi adınla aç/ kendi adınla, Berfin/Kendi renginle aç/ Kendi hayallerinle..., | SÖney, T, 23.12.2010 2. Kız ismi.








bergsoncu | Bu satırlar, Bergsoncu bir hafıza anlayışını içeriyor sanki; sözgelimi geçmiş salt bir hatırlama değil, bugünle hemhal olan ve insanın varlığını biçimlendiren bir süreklilik halidir., Mustafa Gazi, Kent Vaizi, 2024

s.






bergüzâr | anı, hatıra. | Kaldır dumanını gelip geçeyim / Sana bergüzârım var Hasan Dağı., | Borlu Kemalî Baba, 19 | Ali Ayşeye: Bana bir bergüzar ver. Ömrüm oldukça onun kıymetini bilirim, dedi., | İ Hınçer, 1946, 19 | Ceddimin bergüzârısın bilmez miyim / İffetini iffetim sayarım, acını acım, | NTektaş, 1999, 70

a.






berhayat olmakHayatta olmak, yaşamkta olmak. | Büyük koridorda elliden fazla mebus var idi ve halen de orada hazır olanlardan berhayat (hayatta yaşayanlar) olanlar da vardır., | İ Arvas, TH, 75

dey.






berhudarlık | 60 yıllık 'Bir Ömür'ün berhudarlığı, | TalatAlkan, Z, 27.10.2012

a.






beri | kürtçe süt sağımı | Beride erkeğin fendi kadını yendi, | Aydınlık, 28.8.2012

a.






berici | süt sağıcı. | Çadır yok, davar yok, bericiler yok. / Davar beriye gelmez ki gece vaktı. / Satı süt sağamaz ki, elleri yok, | C Yalçınkaya/Ş Belli, 1968, 20

a.






Berivan | sağımcı, sağıcı | Sağımcılara 'berivan' denir. Berivanlar daha genç kadınlardan oluşur. | , | Mem Ârin, Tarihe uzanan gelenek: Kürtlerde yaylacılık, | EtkiD, S 2, 2016 Eki/Kas, 10

a.






berivan | sağımcı, sağıcı. | Sağımcılara 'berivan' denir. Berivanlar daha genç kadınlardan oluşur., | Mem Ârin, Tarihe uzanan gelenek: Kürtlerde yaylacılık, | EtkiD, S 2, 2016 Eki/Kas, 10 | Yüksekovalı berivanların zorlu mesaisi başladı., Karar G, 23.5.2021

a.






beriye gelmek süt sağımına gelmek* | Çadır yok, davar yok, bericiler yok. / Davar beriye gelmez ki gece vaktı. / Satı süt sağamaz ki... elleri yok, | Ş Belli, Anayaso D, | 2/ 20

s.






Berk vermek | ışımak, ışık vermek. | Ve ararlarken Hacerü'l-Esved'i yeraltında(n) çıkarınca o kadar parlak imiş ki şavkı saatlerce yerlere kadar berk vermiş ve o ziyanın ulaştığı yerler Harem-i Şerif sayılmış., | M N Ak, Hac Yolunda, 43

bf.






Berkiştirmek | Cıva olma; zerrelerini birbirine berkiştir, sertleş; gümüş ol.* Benlik telinden bir nağme vücuda getir. Benliğin sırlarını aşikâr et. Elmas ve kömür hikâyesi* Yine hakikatten bir kapı açayım; sana başka bir söz söyliyeyim..., | M İqbal, Esrar-ı hodı: benliğin sırları, 1958, 54

f.






berkitmek | Biz de oraları ziyaret etmeye, ilgi/bilgilerimizi geliştirmeye, kitap, matbuat kısmetlerimizi aramaya, eski dostlukları berkitmeye, muhibb-i kütüb yeni dostlar edinmeye başladık., | İ Kara, Kuşların Beyoğlu'na, Kadıköy'e taşıdığı Sahaf tohumları beyanındadır, Dergâh, | 383, Ocak 2022, | 30-31

s.






Berliner | donuta benzer geleneksel Alman pastası. | Berliner. 1 Kibrit kutusu kadar yaş maya 1 Su bardağı ılık süt 1 Adet yumurta 2 Çorba kaşığı toz şeker 1 Çorba kaşığı tereyağı Çeyrek tatlı kaşığı tuz 4 Su bardağı un Yarım kase kayısı marmelatı Kızartmak için sıvıyağ ... Berlinerler bol miktardaki kızgın yağda kızartılır. Kızaranlar kağıt havluya çıkartılır., | Banu Atabay, mütevazı lezzetler ikramlar, 2004, 257

a.






Berlinerci | Berliner yapan ve satan kimse veya dükkân. 10.5.2023

a.






berlinli

a.
Berlin sakinini.


"Berlinlilerin içine işleyen bir tedirginlik: Güneşe doyamamak.", A Özakın, KB, 55"



berlinli | Berlinlilerin içine işleyen bir tedirginlik: Güneşe doyamamak. ., | A Özakın, KB, 55

a.






bermuda | bermuda Dizlere kadar inen dar ve kısa pantolon. bermuda şeytan üçgeni Okyanusta uçakları çektiğine ve gemileri yuttuğuna inanılan bir nokta* | Bermuda şeytan üçgeni! Girişi çıkışı yok., | AFIşık, 25.10.2011

a.


fr.



bermutat | Bayramın ikinci günü yatsı namazından sonra bermutat otelin önünde oturuyorduk., | S Özcan/M Kara, Dergâh, | 351, Mayıs 2019, 27 (1967)

s.






bertafsil | Tafsilatlıca. | Bütün bunların spor saatinde bertafsil anlatılmaları lazım., | GugukG, 10.5.1947, 3

z.






bertafsil | Tahsilatlıca | Bütün bunların spor saatinde bertafsil anlatılmaları lazım., | GugukG, 10.5.1947, 3

z.






bertelenmek | Sessizliğin hallerini tek tek denedimse de biliyorum kıyısızlığın beni vardıracağı bir olgunluk yok. Ben zaten aklı uykularda, yorgun bir sermestten başka, gönlünün dağlanmış korkusunu dindiren bertelenmiş bertaraf değil miydim? Hislerin tamusunda yumsuz bir edilgi olmaktan başka kendi batgın vaziyetime hayıflanageldim hep., | Mustafa Gazi, Kent Vaizi, 2024

f.






bertillonaj | 1888-den önce Fransız Alphonse Bertillon'un adından. Suçluları tanımlamada tesis edilen bir sistem. S Bingöl*

a.


fr.



bertilmek | 1. burkulmak, incinmek | Adam biraz evvel ayağının bertildiğini, çok ızdırabı olduğunu, karşı köye kadar gideceğini bildirince, zengin bey:, | HBurkay, 43 2. Berelenmek, yaralanmak 3. Morarmak, çürümek

f.




GTS++



bervanik –ği | bk. Bervennik Batik baskı tekniğiyle yapılan bir kumaş | Batkik Malezya dilinde | nokta, noktalamak, teşm, yol, resim çizmek... kumaş, deri veya kâğıt süslerinde kullanılan bir usul olarak genel anlamda tanımlanmıştır. Malatya geleneksel kadın giyiminde önlük olarak kullanılan parçaya bervanik denir. Halk arasında peştamal, önlük, peşkir olarak anılır., | | http://www.malatya.gov.tr/geleneksel-el-sanatlari, 12.9.2021g

a.






bervennik -ği | bk. Bervanik peştamal, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kadınlar tarafından peştamal (önlük). Bitli bervenniklen palazlarda yat / Amma ve lakin/ Amma ve fakat / Namazlığın ucunu kıbleye çevir / Bşını bu yana çevirme Zeyno!..., | Zeyno, Ş Belli, Anayaso D, | 1/ 17

s.a.






BES | Bireysel emeklilik sisteminin kısaltması 2012*

kıs.






bes I | 1. Kafi, yeterli. | Zikreyle Hakkı her nefes / Allah bes bâkî heves / Pes gayriden ümmidi kes / Tekrâr-ı zikrullah ile, | SultanI.Ahmed, EGŞA, 168 | 2. | sadece, yalnızca. | -Allah dövletimize zeval virmesin... dedi, benim değil bes, tüm çütçülerimizin yüzü güldü bu yıl!, | OrhanKemal, Sarhoşlar, 58 | Bes yeter | Rabia Hatun, 238 (Dolunay'ın Türkçe kitabında),

z.






besbe | Kafe sahibinin bir ayağı New York ya da Avrupa'da besbe., | AyçaŞen,T, 2.10.2011








besbelli | 1. açık bir biçimde | Olay çıkcağını anlayan bir garson koştu. Aygıtı kapattı, koruma kepengini indirip kilitleyiverdi. Alışkın ve tetikteydi besbelli., | S Dölek, Kavga, 108 2. | anlaşıldığına göre, anlaşılıyor ki.

z.






besdir | Yeter, elverir. | Yeter ey dil bu heves besdir bes / Ber-hevâ sarf-ı nefes besdir bes., | Naci Okçu, Şeyh Galib, 1993, C 2, 657

ünl.






besi | yetiştirme* | Dedim kendi kendime, bu Ankara besisi sağlama, esaslı bir kodaman ya, nerenin kodamanı? Neyin kodamanı? ... Ee, kırk yıldır patriğin eşeğini... ha? Ağzından girdim, burnundan çıktım..., | OKemal, 1966, 31

a.






Besin yoncası | Besin yoncası nedir? Yoncanın her bir yaprağı bir besin grubunu temsil etmektedir. | 1. grup süt grubu bu grubun içerisinde; süt, yoğurt, peynir, çökelek gibi süt ürünleri yer almaktadır. İkinci grupta et, balık tavuk, yumurta ve kurubaklagiller, 3. grup sebze ve meyvelerden, 4. grup ise tahıl ve tahıl ürünlerinden oluşmaktadır. | Artık ülkemize özgü bir beslenme rehberi var; 'Besin Yoncası'. 1992 yılında Roma'da Dünya Sağlık Örgütü ve Gıda Tarım Örgütü katılımı ile düzenlenen beslenme konferansında üye ülkeler, | Ulusal Gıda ve Beslenme Eylem Planlarını hazırlamaya başlamıştı., | Eren Sarı, Sağlıklı Yaşam için Diyetler: Diyet yapmadan zayıflamaya, 2016, 127

a.






Besinsel | Kuru halde olan kazein, ovalbumin, gluten, kollajen ve keratin gibi başlıca besinsel proteinler parafin banyosuna daldırılmış bir Becherglas'ta sabit bir derece (100°, 150°, 200o)de tutulan zeytin yağı veya sadeyağ ile iyice karıştırıldı, ve ilk sabit dereceye tekrar varmasından itibaren 5 dakika beklendi, Becher kabı dışarı alındı, satrifüje edilerek protein yağdan ayrıldı, iki defa eterle yıkamak sure-..., | İÜ Tıp Fakültesi Mecmuası, 1946, S ? , 167 | [Çitlenbik] aynı zamanda protein, yağ, besinsel lif, doymamış yağ asitleri açısından da son derece faydalı bir bitkidir., | T, 18.7.2011

s.

tıp tıp




Besisuyu | özsu. | Yaşayan her şeyin baharla yenilenmesini, besisuyunun dallara doğru yürüyüşünü, sonsuz tabiat kuvvetlerinin güçlü dönüşünü' tadar., | Loti, CCT, 193

a.






beslemek | Bizden sonra yaşayacak sevgili insan kardeşlerim, / Yüreğiniz titremesin bizi hatırlayınca. / Unutmayın, bize duyduğunuz acımanın / Çok daha fazlasını beslemektedir Tanrı bizim için., F Villon, Asılmışlar baladı, T Capote, Soğukkanlılıkla, Ayşe Ece, 7.b.

f.






Beslenegelmek | Türkiye, tarihi misyonu ve coğrafi konumu dolayısıyla Balkanlar, Kırım, Kafkasya ve Ortadoğu'dan tarih boyunca göç almış ve tolere edebileceği ölçüde yeni insan kaynağı ile beslenegelmiştir., | Yücel Oğurlu, Diriliş PostasıG, 29.5.2018

bf.






Beslenme çantası | Beslenme çantası ilköğretimde öğrencibeslenmek betonarme lerin beslenme saatinde kullanacakları ... K demiray, M bakır, Resimli Türkçe Sözlük, 1977, 76

a.






beslenmeci | Türkiye'nin en önemli beslenmecilerinden biri olan Kuruca, 1938'de Tirebolu'da doğdu., | NHalıcı, Zpazar, 29.4.2012






GTS-



Beslenmeli**








beslettirmek | Şu çocuk çendan senin evladındır. Fakat benim raiyetim ve milletimdir. Onu ben alacağım, güzel bir sarayda beslettireceğim., | S Nursi, Hastalar risalesi, 62

f.






besli | besili. | Ben bir göçmen kızı gördüm Tuna boyunda / Elinde bir besli kuzu hem kucağında, | Halk türküsü

s.






besli | Sana karşı öyle bir sevgi besli ki bende: / Dolsa bağrıma yılmam senden taşan günahlar, F Altaykan, Uludağdan Yankılar, 1946, 28








besmele


"Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adı ile" anlamına gelen ve bir işe başlarken söylenilen bismillahirrahmanirrahim cümlesinin adı | bismillah:"


"Alay kumandanı yetişti tabura, / Yetişti bir Mehmetciğin besmelesinden bir ses." Dağlarca, ÜŞD, 24"



besmelesiz tohum ekmekmec. besmele çekmeden cinsel ilişkiye girme sonucu kadın hamile kalmak.Tarlaya besmelesiz tohum ekmek (...) | Hünkarım! Bu masum, ana rahmine ya Kadir ya da Bayram gecesi besmelesiz düşmüştür. Sonunda miskin ya da cüzam illetine tutulup burnunun orta direği de kırılmıştır., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 18-20

dey.






Best practicea. | Oku. Best pıraktis en iyi uygulama | Best practice: Bir işin yapılmasının en pratik ve doğru yolunu biri daha önce bulmuştur. Zaman kazandırır., | PÖzdemiroğlu, H, 31.1.2015




ing.



beste | Düğününde acı şerbet içildi / Gelinlik esvabın dar mı biçildi / İlikle düğmele göğsün açıldı / N'oldu kemer beste bellerin hani, | KağızmanlıHıfzı, EGŞA, 81








besteleşmek | Ay açar tüller içinden, gönül âhesteleşir, / Gül açar, renk ile sevdâ dil olur besteleşir, / Zülfü bir ân ile pejmürdeleşir, desteleşir, / Gül açar, renk ile sevdâ dil olur besteleşir..; S Bumin, Vuslat Şarkıları, 5

f.






besteli | Her ötüşü kalbin âhengiyle besteli / Gönüllerden ses veriyor sanki her teli!..., | Ortaç, BRE, 43

s.






bestenigâr

a. müz.
Mûsikîmizde sabâ makāmı ile ırakta segâh dörtlüsünün birleşmesinden meydana gelen ve ırak perdesinde karar kılan birleşik makam:

(Fars. beste-nigār)
"Koptu akşamlarımın Ferahfeza telleri / Bestenigâr bir hüzne büründü mevsimlerim", İlhan Geçer, 1986, 70"



bestesiz | Güftesiz ve bestesiz bir şarkı gibi sessizliğin diliyle iletişim kuran çizginin insana söyleyeceği çok şey var., | YŞ, 29.11.2020, 2

s.






bestiality | Satır aralarında, kadınla köpek arasında sapık bir bestiality ilişkisi ima edilir., | HBerktay, T, 28.6.2012




ing.



bestof | best off en iyilerinden Bir müzisyenin en iyi, en tutulmuş şarkı/türkülerinden, bestelerinden oluşturulmuş müzik albümü | Best off mu yapsam? AAldinç, 8.7.2011 TRT1/2 Server Gözüaçık izlencesinde.




ing.



bestseller | Genellikle en çok satan/satar kitap. | Bir bestseller yazarla neden bu kadar didiştik, neden şimdi ısrarla davet edip duruyoruz? , | Telesiyej, T, 7.2.2012 | Tıpkı onun gibi merakı ve gerilimi üst seviyede tutan bir başka bestseller Türkçede yayımlandı., | İnci Dondaş, KararG, 9.6.2018

a.


ing.



beş aylar

b.a.



"Yaz gelip de beş ayları doğuşun / Bülbül eğlencesin güle getirir", Karacaoğlan, Yaşar Kemal, Sarı defterdekiler: Folklor Derlemeleri, 1997, ?"



beş kapıya gele atmaksuphinin kayınpederi umum müdür / hakkıyı bilirsin hakkıyı / şimdi bizi görmemezlikten geliyor / sen ne oldun bakalım adam bozması / ben mi / ben beş kapıya gele atıyorum / hey, | T Pamir, (1956) 1957, 37

dey.






Beş kuruşsuz | Milyonların içinde beş kuruşsuz kalmıştı: Bütün bu sefaleti 'iş olsun' diye çekmiş bile olabilir!, | Hürriyet, 31.8.2023

s.






beş ne bir ke | 5n1k |

kıs.a.






Beş ondalıklı logaritma arif akçabay








beş parasız

s.



"Filolog İbn Duraid 'vefatı 321/-933) al-Muqtadir'den beş parasız Bağdat'a geldiği zaman ayda 50 dinar aldı", A Mez, Ülkü, 1939, C 14, 248"



Beş parmağın beşi bir değil | Dünüya bu 'Allah beş parmağın beşini bir yaratmamış' derlerdi de, başka bilmezlerdi., | T Bahar, 1977, 9








beş y





"Benim belki de haklı olarak patentine sahip olduğum "5Y" (YandaşYalakaYılışıkYalancıYavşak) medyasının tavrına bakınca, oralarda icra-i sanat eyleyen insanların haline bakıyorum da, "O gün geldiğinde nasıl bakacaklar çocuklarının, torunlarının yüzüne?" diyorum.", Z Arapkirli, C, 15.3.2019"



beş ye (5 y) | Benim belki de haklı olarak patentine sahip olduğum | 5Y (YandaşYalakaYılışıkYalancıYavşak) medyasının tavrına bakınca, oralarda icra-i sanat eyleyen insanların haline bakıyorum da, | O gün geldiğinde nasıl bakacaklar çocuklarının, torunlarının yüzüne? diyorum., | Z Arapkirli, C, 15.3.2019

a.






Beş Yıllık Kalkınma Plânı için Dean Rusk Moskova Yolunda ... | https://silo.tips › download › ankara-2-trkiye-yi-zi...








beşamel | Fr. Béchamel Et yemekleri için tereyağı, un ve sütle yapılan bir sos türü. | İkinci fırında makarna beşamel soslu., | Sİleri, Z, 9.6.2012 | Bizim lokantalarımızda kaşar peynirli, beşamel soslu yemek sunma furyası vardı, ama o biz değildik. Salatanın üzerine mısır serpmekle olacak iş değil bu. Kimsenin sütten yapılan yemekten haberi yok ama kremalı kabak çorbası yapıyor!, | M Dağdeviren, Nisan 2017, | https://www.nadirkitap.com/musa-dagdeviren-roportaji-blog5.html

a.


fr.



beşaşetli | Anadolu'nun dalları yerlere sarkan mütevazı söğütlerle boyları gökleri delmek istiyen mağrur kavakları altında, su beşaşetli, nağmeli dere içleri vardır; buralara yabani güller, aşısız iğdeler arasından aşifte edalarla kıvrıla kıvrıla dolaşan gölgeli, rayihalı yollardan inilir, şerbet tadlı pınarlara varılır., | R H Karay, Anadoluyu gördüm, Guguklu saat, 60 M Reşit

s.






beşbıyık | muşmula. |

a.




GTS+



beşdevanlık –ğı | ayn. M. Deşdevanlık. köy bekçiliği. | O yıllarda köylülerin karikatür ve resimlerini çok çizdiğim için bir çoğu hâlâ hafızamdadır. Ahmet amcanın resmi hali olan deşdevanlık – köy bekçiliği yaptığı halini gözümün önüne getirip, siyah tükenmez kalemle hayali bir portresini çizdim., | Halil Gülel, Bir şiir bir hatıra: Alamadım ben de, | http://www.dibace.net/hepsi-hikaye/bir-siir-bir-hatira-alamadim-ben-de/, 26.12.2021

a.






beşeon kerestecilik ağzında en kesit boyutları 5 cm x 10 cm olan keresteye verilen pratik isim. Ayrıca onaon da vardır. 1986








beşeriyetçi | Fertçi ve beşeriyetçi akidelerin yükselmiş fertlerin dahi hakikî hayır taraftarları ise, cemiyeti kâmilen ya ve menfaatlerinin en mümkün* ..., | Ülkü D, 1933, 4 | Beşeriyetçi, İttihadı anasırcı, Tanzimatçı fikirlerin iflasını sezdi. Kuvvetli bir polemist* olduğu için Türk yurdunda, bir yandan, Süleyman Nazif gibi yaman Osmanlı bayraklarını muvaffakiyetle tepeliyor, bir yandan da Türk tarihinin Osmanlı ..., | Samet Ağaoğlu, Ayın Tarihi, 1939, C 66, 526

s.






Beşerli | Sanıyorum beşerli sıra halinde yürüyorduk!, | Türk pasaportu, TRT Belgesel, 27.1.2022, 22.45 (takriben)

s.






beşgen

a.


tr. beş-gen
"RUHSAL YAPI Bir beşgenim ben / Dört yıldızım var / Işık köprüm kurulu / Dördü ile temasım var / Bunun üçü ışıksız / Birisi ışık saçar / Bir doğa olgusudur / Beşgenler böyle yaşar.", S Seyidanlı, 40"



beşik baskı | matbaacılık | inkunabel 1455-1500 yılları arasında basılan kitaplara verilen ad. SÜnlü, 15.8.2013 Page 55 - Ege Üniversitesi Kağıt ve Kitap Sanatları Müzesi www.ege.edu.tr/sunu/kagit-kitap-muzesi/files/assets/basic.../page55.html? 54. İNKUNABEL. Latince | incunabulum (beşik) kelimesinden gelen İnkunabel veya beşik baskısı ile matbaanın Gutenberg tarafından bulunuşundan 1500 yılı. Beşik baskı-sonrası | post-incunable 1501-1550 yılları arasında basılan kitaplar için kullanılır.

a.


ing.lat.



Beşik belemek | çocuk doğduktan kırk gün sonra aile ve yakınlarının beşiği türlü süslerle süslemesi işi. | Evet, musikimiz, ruhumuzun sesidir! Beşik belemesinde dinlediğimiz ilk ezan ve Kur'an'ın, analarımızın şefkat bestesi ninnilerimizin; sevdamızın, vecdimizin, şevkimizin, şecaatimizin, hüznümüzün sevincimizin; ve nihayet son yolculuğumuzda dünya ayrılığından tesellimizin ve ebedi hayata kavuşma müjdemizin bin beş yüz yıllık lâhûtî sesi, eşsiz musikimiz!..., | İ E Şumnu, Hatıralar, s.74

f.






Beşik pürü | defne, tehni, tehnel. | Defne.Tehni,Tehnel ve Beşikpürü de denir.Tehni yağı önemli halk ilaçlarındandır. Beşiklere börtü böcek gelmesin diye beşiklere de konurmuş., | Nuri Gönüllü, 28.08.2024, X ++

b.a.






Beşikle teneşirin sevişmesi neyse ne, | AhmetErhan, Yaşlılık, Şiirli Çıkın Dergisi Nisan 2002 sayısı | Otuziki diş bir gururla ölümsemek... Gabar dağında, sabaha karşı..., | YErdoğan, 52








beşinci hastalık -ğı

b.a.



"Beşinci hastalık' vakaları artmaya başladı! 5-15 yaş arası çocukları hedef alıyor... Çeşitli bulaşıcı hastalıklarla karıştırılıyor. ... Virüs hastalığı olan beşinci hastalık, parvovirüs ailesinden B-19 alt tipinin neden olduğu bir çocukluk çağı döküntü hastalığı. Çoğu zaman çok hafif geçirildiği için farkında bile olunmuyor. Genellikle okul çağı çocukları arasında yaygın olan virüs, 5 ile 15 yaş arası çocukları hedef alıyor.", İsmail Sarı, Hr, 23.5.2024"



beşinci kol | Bir ülkede gizli olarak düşman için çalışan örgüt | +Bir trenden her cins insan iner. Hırlısı da, hırsızı da; arabama hırlısı da biner, hırsızı da, besinci kolu da., | OKemal, 1966, 18

a.




GTS+



beşinci kolluk –ğu | beşinci kol olma hali. | Bir zamanlar öyle enti-püften gibi gözüken haberler yetiştirmişti ki, Emniyet Müdürü üzerinde durmug, inceleyip eşelemis, altından büyük casusluklar, beşinci kolluklar çıkmıştı., | OKemal, MM, 1966, 61

a.






Beşkaza | Beşkazadan çıktım da gidiyorum yoluma / Halime'siz gidemem takıverin koluma... Bayram Salman, Beşkaza türküsü

a.






Beşleme bkz. Ali Seydi, Resimli ... A-K, 1929, 1410 beşleme / beşlemek beş kat etmek* | 1. Tahmis. Beşerleme. Divan edebiyatında beyit düzeniyle yazılmış bir manzumenin (genellikle gazel) her bir beytinin başına üç mısra ekleyip beş mısralı bendler haline sokma 2. Beş mısralık şiir 3. Ekilen araziden alınan ekinin beşte birine anlaşma usulü | ...alâkanın meccânen işlerinde kullanılması kat'iyyen memnû'dur dörtleme ve beşleme usûlleri mukavelâtında dahi tâ'dil olunacak bir şey olmadığından fakat anlar da dörtleme ve beşleme muamelesi iktizâ'sınca müste'cirlerin eshâb-ı alâkaya ..., | Belleten, TTK, 2006, C 70, S 259, 899 4. | 2 saz için yazılan sonata duo, 3 saz için olana trio denir ve 9-10 saza kadar çıktığı vakı'dir (ikileme, üçleme, dörtleme, beşleme...). Orkestra için yazılan sonata 'senfoni' denmiştir., | Y Öztuna, Türk musikisi Ansiklopedisi, 1976, C 2, S 2, 247 5. | Zeybek oyunlarında görülen üçleme-beşleme, kollu-kolsuz, atik, eşme gibi ortak özellikler Manisa zeybek oyunlarında da görülmektedir., | Hüseyin Akgül, manisa folkloru, 1987, 157

a.

müz. müz.




Beşlemek | Git şimdi bütün kapıları dolaş. Zincirleri ikile, üçle, beşle., | Tecer, 1969, 70

f.






Beşli | beş insandan meydana gelen bir topluluk | Bu beşlide ciddi bir know how [knowhow] mı var dedi? ? ? ? Dkdkdkskkdldldkdjdhshdh, | İhsan @PlasmaRoar, 19.12.2021, twitter

a.






beşlik -ği | Kümesin kapısını böylesine bir istekle itmişti. Horozun kanlı gözleri onu korkutmamalı, ne bahasına olursa olsun beşliğe kavuşmayıdı. Neler yapılmazdı o beşlikle? Maça gidilir, yumurtalı bir işkembe çorbasıyla, koca bir koyun başı yenir, Kürdün kahvesinde prafa oynanır, barbut atılır, esrar çekilir, belki eskiciden bi çift de pabuç uydurulur, sabahleyin sıcak bir çay içilir, arabalı börekçiden iki parça soğanlı börek alınırdı., | O Hançerlioğlu, 1959, 9

a.






Beşşâr | İçi düşmüş, boş ilk iki yaprağı kalan bir kitabın ikinci yaprağının b yüzüne düşülmüş doğum kaydı. 21 Nisan 1873 pazartesine denk geliyor. Demek ufak bir hata var. Bizde de Beşşâr adının olduğunu gösteriyor. | Beşşâr Efendinin tarih-i vilâdeti fî 9 Nisan sene 1289 çarşanba günü

a.






beştaş | Beş tane taşla oynanan bir çocuk oyunu | Onlar, hafif bir ışığın altında, kumların üstünde beştaş oynuyorlar., | Tez, TTE, 72

a.






Bet beniz | Çocukların yüzüne baktım / Ne bet kalmış ne beniz., | S K Aksal, Doğa dedi ki, Giden, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 141

a.






bet beniz atmak

dey.
çok korkmak.


"Betimiz benzimiz atmış, ürpermiştik. İhtiyar adam camiye gitmişti. Mimar gidince babam: 'Ben bu adamdan korkuyorum,' dedi.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 56"



bet bereket

a.
bolluk.

*
"İstanbulu geziyorum eski gözlerle / Sokak sokak semt semt / Kulaklarım doluyor uzak sözlerle / Çarşıda pazarda bet bereket", İlhan Geçer, 1986, 82"



Bet bet | Murad homurdanarak: -Şeş-i yek... diye söylendi. Kıllı elleriyle bir hamlede zarları avucuna alarak birkaç defa salladı. Sallarken Naci'nin yüzüne bet bet bakıyor ve avını ele geçirmiş muzaffer bir avcı edasıyle bıyık altından gülüyordu: (...)., | O Özdeş, Gecekondu Rüzgarı, 1960, 6

z.






beta / betta balığı | Betta (Betta splendens), doğal yaşam alanı Asya (Tayland, Malezya, Kamboçya ve Vietnam) olan, yaklaşık 4-6 cm boyunda bir balık türü. Özellikle erkeklerin yüzgeçlerinin görkem ve güzelliği, asaletini yansıtan vakur duruşuyla dikkat çeken bir türdür. | Tıpkı bir betta balığı gibi renk renk ve ışık saçıyordu., | CUçuk, CB, 15

a.




GTS-



beta | bilgisayar. Deneme | Beta kavramı bilgisayar programlarında sıklıkla kullanılır. Bir bilgisayar programı, programcılar tarafından tasarlanırken sistemdeki açıklar fark edilmeyebilir. Bu nedenle önce programın beta sürümü piyasaya verilir. İnsanlar bu programı biraz kullanır. Açıkları rapor eder. Programcılar da kullanıcıların görüşlerine göre programa son hâlini verirler., | SGenç, T, 28.6.2012 | TBMM'nin bundan böyle çıkaracağı tüm yasalar önce beta olarak yasalaşsın. Beta sürecinde yaşanan her değişiklik geri dönülebilir olsun. Üç ay beta olarak kalan yasa daha sonra yeniden Meclis genel kuruluna gitsin ve son hâlini alsın., | SGenç, T, 28.6.2012

s.


ing.



beterleşmek

f.
daha beter olmak.


"Ve okur olmanın önemini kavramadan, yazar olmanın önemini de, durumunu da, sorununu ve sorumluluğunu da nasıl kavrayabiliriz ki?" sorgulamasıyla Adalet Ağaoğlu bir başka boyut ekler giderek beterleşen yazın oyunumuza. (1983)", İ Y, Okur-Yazar Bir Monolog, Sözcükler, Eki 1983, S 3, 70 "



beterleşmek | beterden beter olmak | Bu şoktan bir 'hayır' çıkar mı yoksa işler daha da beterleşir mi şu anda hiçbirimiz bilemeyiz., | AAltan, T, 17.7.2011

f.






beti | biti-mek beti+m+le-mekten beti Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi. | Devinim çizmekti asıl isteğim, portre değil. Elim işin alışılmışına kaçmaya hevesli olduğundan mıdır bilemiyorum, adına beti (figür) denen meretten kurtulamadım gitti., | OTürkay'dan PBarışta, T, 19.6.2011 | Dış yüzeyi, çok güzel betilerle süslenmiştir, içinde kutsal kitaplardaki öykülerden alınmış konuları işleyen kabartmalar vardır: Adem ile Havva'nın cennetten kovuluşu, Yunus yalvaçın balık karnına düşüşü gibi., | A Püsküllüoğlu, Efsaneler, 2012 Ankara, 10.bs, 35

a.






Beti | Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi | Dış yüzeyi, çok güzel betilerle süslenmiştir, içinde kutsal kitaplardaki öykülerden alınmış konuları işleyen kabartmalar vardır: Adem ile Havva'nın cennetten kovuluşu, Yunus yalvaçın balık karnına düşüşü gibi., | A Püsküllüoğlu, Efsaneler, 2012 Anakara, 10.bs, 35

a.






Betik –ği | kitap. | Betiğim / Betik en iyi arkadaş / Bana neyi sorsam söyler. / Ne anlatsa en sonunda / Çalış, iyi, doğru ol der. / Betiğimdeki resimler / Ben uyurken annem / Uzaklaşır öyle ki / Benzer betiğimdeki resimlere., | Dağlarca, Kuş Ayak, 1971, 225/244

a.






betim | 1. Betimleme işi, betimleme GTS 2. edebiyat. Bir şeyi, bir kimseyi, bir olay veya duyguyu betimleyen söz veya yazı, tasvir. GTS | Her sözcük yeni bir betimdir., | Telesiyej, T, 25.7.2012 | Çatalhöyük'teki bir duvar resminde bal arısı kovanına benzer şaşırtıcı bir betimin olması buradaki olası ve bal ve balmumu kullanımına işaret ediyor olabilir., | Arkeofili, 17.12.2015

a.






betimli psikoloji | Sosyolojiye karşı tarih ve etnografya, nedenli psikolojiye karşı betimli psikoloji (Théodule Ribot'nun bütün eserlerinde olduğu gibi) ve biyolojiye karşı morfoloji gibi. Bu düşüncelerden anlaşılıyor -ki bilim, teknik demek de ..., | İ H Baltacıoğlu, Batıya doğru, 1945, 78

a.






betimsel | descriptive, descriptively. Türkçe-İngilizce Temel Lügat, Mithat Akçit, ? , 115 | Türk basınının dış politika konusundaki genel yaklaşımını ve bu alanda yaptığı haberciliği çözümlemeyi amaçlayan Türk Basınında Dış Habercilik, Türkiye'deki dış habercilikle ilgili, daha önce elimizde olmayan betimsel bir çerçeve sunuyor., | MMKüçükyılmaz/HÇopur, 6.2.2013 Orsam

s.






Betin | kişi adı. | Bildiriye imza atan büyükelçilerin (birkaçı başkonsolos) isimleri dikkatimi çekti. Çok az kullanılan veya hiç kullanılmayan isimler: Yalım, Tuluy, Duray, Pulat, Betin, Senbir, Veka, Tomur, Özdem... Böyle isimleri olanların çoklukla okumuş ailelerden geldiğini düşünüyorum. Araştırıcılar için bir inceleme konusu olabilir mi, bilmiyorum.), | A Tekin, | Büyükelçilerin çıkışı, | Yeniçağ, 4.2.2020

a.






betisel | figurative, figuratively. Türkçe-İngilizce Temel Lügat, Mithat Akçit, 115

s.






betke | 11 döl (mart) gündemeçli Yeni İstanbulda okuduğum bir betkenin (makalenin) düşündürdüklerini söylemeğe çalışacağım. Ataç, 1998, 84

a.






betke | yeni makale | Birkaç ay önce Sovyet müzik artistleriyle beraber Türkiyeye gelmiş olan büyük Sovyet kompozitörü Şostakoviç, gezisinden döndükten sonra memleketimiz hakkında bir betke yazmıştır. Ulus Gazetesi, Temmuz 1935 | Ahmed'in, sadece ilmî olması lâzımgelen iki betkesinde (makalesinde) bana karşı kullandığı kelimelerin söz ..., | Ayın tarihi, 1935, S 19-21, 280 | New-york Times gazetesi, baş betkesinde, Şako barışının imzalanmasından bahsederek diyor ki: 'Bu harp ..., | 14.6.1935, Ayın tarihi, 1935, S 19-21, 94

a.






betonarme | a./s. | Yapıda gücü, esnekliği artırmak için metal ve çimentodan yararlanma yöntemi, demirli beton 2. | bu yöntemle yapılmış | Şu konağı yıktıralım, yeni baştan betonarme yaptıralım., | KTahir, AşkÇetesi, 91

s.

beyaz türk


GTS++



Betonlanmak | beton+ tr. –lanmak | Ev yapalım derken başka canlıların yuvasını, ne yuvası, dünyasını yıkıp yok ediyoruz. Kuşlarla kirpiler bizim görebildiklerimiz sadece. Ya göremediklerimizin başlarına neler geldi o küçük doğa betonlanmak üzere kazılırken? M Alp Dağıstanlı, | https://www.diken.com.tr/yarim-turkiye/, 3.7.2020

f.






Betonlanmak | beton+ tr. –lanmak | Ev yapalım derken başka canlıların yuvasını, ne yuvası, dünyasını yıkıp yok ediyoruz. Kuşlarla kirpiler bizim görebildiklerimiz sadece. Ya göremediklerimizin başlarına neler geldi o küçük doğa betonlanmak üzere kazılırken? , | Mustafa Dağıstanlı, | http://www.diken.com.tr/yarim-turkiye/, 3.7.2020

f.






betonlanmak | Tüm kıyı şeridi betonlanmış. Her yan yuvarlak pencereli otellerle dolu. Sokaklar genişletilmiş, bahçeler budanmış. Evlerin gölgesi artık asfalta düşüyor., | F Ulay, 1988, 59

f.






betonlaşmak | nsz. beton hali almak. | Böyle şeylere sevinilmez Çekirge; kaldı ki İlker Paşa, tutuklanmasına sebep olan eylemlerde bulunurken mahzurlu değil, aksine olağan, hatta faydalı bir şey yaptığına inanıyordu; kurum geleneklerini öyle öğrenmişti ve bu geleneğin gide gele asfalt gibi betonlaşmış izinden gittiğini düşünüyordu., | A T Alkan, Z, 7.1.2012

f.






betonperest | Betona tapan mec. Her şeyi beton döşeyenler için. | Dümdüz, 'sorunsuz' granitleri döşeyerek her yere, ayrıntıların hepsinden 'kurtularak' betonperest empozelerin içinden mi yükselecek ruhlarımız? , | Mevlanaİdris, KararG, 29.9.2018

s. mec.






betonperestler | Betonperestler için denize nâzır yaşam sahası. Peki beton sevmeyenlerin ne günahı var? , | Mevlana İdris, 11.6.2021, twitter

a.






betonseverlik –ği | Betonseverlikle | oy verme davranışı arasında bir ilişki olduğunu mu düşünüyorsunuz? , | N Karaca 27.7.2018, rindan vatsapı

a.






bevan kes K. falanca | Bakın sağınıza solunuza, 'filan kes vurdu, bevan kes tuttu'dan başka derin bir düşünce yoğunluğuna rastlamamız mümkün mü? , | AFIşık, T, 6.12.2011








bey | koca. | Yalvardım, ayaklarına kapandım. Beş yüze razı olmazsan küpemi, yüzüğümü satayım, altı yüz, yedi yüz vereyim... Tek bir tane beyimi kurtar, dedim... Lâkin Nuh dedi, Peygamber demedi..., | R N G, Tanrı Misafiri, 163

a.






Bey arı olmadan petek oğul tutmaz atasözü. | Obabaşı: Senin anlayacağın, bey arı olmadan petek oğul tutmaz., | Tecer, 1969, 16








Bey öreni | Nallarım / Bağışlamaz bir tekme / Çivilerim / Kayan yıldız izleri / Dükkanım o günlerden kalan / Bir ağaç gibi / Boşalmış bir bey öreni / Sandığım / Hep o sandık / Çekiç keser değişmedi ama / Görünmez oldu / Göğün sevinçli yüzü., | Süreyya Berfe, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 239

a.






Beyağbi | bey ağabey'den yontulma ağabey | Çocuklar, neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Keman çalanı: -Ne istiyorsan, söyle de, onu çalalım, beyağbi! dedi, | O Özdeş, Gecekondu Rüzgarı, 1960, 54

a.






beyamca | yaşlı insanlara saygıyla hitap sözü | Bu dediğimi kimse duymadı ama fena dudak okuyan bir beyamca, kılıfından utan esteban, diye naralayınca bana cevap hakkı duydu., | KeremIşık, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 16

a.




GTS-



beyanda bulunmuşluk –ğu | Göreve başlaması ve maaş alması gibi bir durum söz konusu değil. Bize herhangi bir belge beyanda bulunmuşluğu yok. Bir iki gün içinde olay daha net anlaşılacak. Ona göre nasıl bir tedbir almamız gerektiği netleşecek, | Hürriyet, Fahrettin Koca, 29.11.202

a.






beyannamesiz | beyanname vermeden, bildirimsiz | Sonra,beyannamesiz, kaçak birtakım insanlar da yatırıyorlardı..., | OKemal, 1966, 46

s.






beyaz baston

b.a.



"Dokunduğu her şeyin sesini, / Kokusunu belleğine kazıdı. / Rüzgârın esişini, kuşun sesini. /Asası yoktu, Musa gibi. / Gören gözbebeği, her şeyi / Beyaz bastonu idi.", Perihan Pehlivan, 28.5.2009, https://www.antoloji.com/dunya-onlari-anladi-mi-siiri/"



beyaz baston | Beyaz bastonun trafikte geçiş önceliği olduğunu biliyor musunuz? , | 29.6.2019, ilan








beyaz derili | Yıkıntılar arasında uzanan kafataslarına sarılarak uyumuş şehrin bekçisine geceyi soran bir beyaz derili komutan gibiydi., | Ömer Say, 2010, 61

s.






beyaz etmekTemize çekmek, edite etmek. | Canlı tarihlerde hatıraları bizzat yazanlar olduğu gibi sadece not verenler veya anlatmayı tercih edenler oldu. Bu gibi notları veya anlatmaları biz beyaz ettik, yazdık; fakat hatıra sahibine tekrar okuyarak bir hataya düşmekten sakındık., | K Demiray, Canlı tarihler II Profesör Mehmet Ali Ayni Hatıraları, 1945, 3

dey.






beyaz ev | beyaz saray. Amerikan başkanlarının ikametgahları ve çalışma mekanı | Dolayısıyla, Amerikalılar, Beyaz Evde yaşayan Obama ile bir özdeşleşme yaşıyorlar-., | HGeviş, T, 1.5.2013

a.






beyaz fare | alo, alo, sen misin, a ruhum,/ sen misin, a kuzum, / a beyaz fare!, | CKoytak, T, 16.1.2012 | beyaz fil pahalı ve çabuk modası geçen teknolojilere verilen ad 9.7.2001, dreamer, EkşiS | Asya'da Siyam Kralı tarafından beyaz filler, kutsal sayıldığından ve bulunduğu haneye zenginlik, güç getireceğine inanıldığından günlük işlerde kullanılmaz ancak, bu fillerin bakımı için gereken her türlü masraf da göze alınırmış. Kralın beyaz fil hediye ettiği sevdikleri, beyaz fili besleyebilecek maddi desteği alırken, beyaz fil hediye edilen sevilmeyenler ise bu masrafın altından kalkamayarak çökermiş. Kralın kutsal hediyesine bakamayanlar toplum gözünde itibarsızlaşırmış. Beyaz fil metaforu, bakımı masraflı, kullanışsız hediyeleri tanımlamak için kullanılıyor. Son yıllarda pek çok kentte büyük bir ihtiyaca cevap verecekmiş gibi sunulan, işletme ve yatırım maliyetleri yüksek olduğu için yarardan çok zarar getiren, ekolojiyi tahrip eden, tepeden empoze edilen mega projeler, | beyaz fil olarak nitelendiriliyor., | PCengiz, T, 27.10.2013

a.






beyaz kod | Beyaz kod vereyim mi? , | 19.11.2018+

b.a.

tıp




beyaz küp | Erdemci, umarız galerinin içinde de çalışır ve beyaz küp dediğimiz mekânlarda da sergiler kurar., | AdnanYıldız, T, 4.9.2012








beyaz kürecikler

b.a.
akyuvarlar


"Leyla iradesiz bir kızcağızdır, Mecnun ise bütün a'razı ile bir melânkoliktir. Azılılar gurupuna girer, tıbbın 'inhitat' diye tarif ettiği ruh haleti içinde, saç sakal birbirine karışmış, kılık kıyafet sıçanlara ziyafet, dağlarda, sahralarda tek başına dolaşır, şiirler okur, hayvanlarla haşırneşir olur ve konuşur. Muhakkak ki tansiyonu düşük, kanında beyaz kürecikler eksik, bünyesi lenfavi idi biçarenin... ", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 65-66"



beyaz propaganda | Her ne kadar başta Dursun Çiçek ve TSK bu sitelerin sadece bilgi amaçlı beyaz propaganda siteleri olduğunu iddia etse de hedefe koyduğu kişi veya grubu aşağılamak için hiçbir etik kural gzetilmemiş., | EUslu, T, 2.8.2011 kara propaganda | Sanıkların beyanlarında Fethullah Gülen cemaatıyla mücadele için kurulduğu belirtilen bu site tam anlamıyla bir kara propaganda sitesi., | EUslu, T, 2.8.2011 | Kara propaganda, | en çok Nazilerin kullandığı psikolojik savaş taktiklerinden biridir. Çarpıtılmış bilgiler vererek | düşmana karşı nefret yaratır., | CanDündar, M, 11.8.2011








beyaz şarap |

a.






beyaz şaraplı | Eve döndüğünde ilk işi ılık bir duş almak oldu, sonra soğuk beyaz şaraplı bir gece kahvaltısı etti., | F Ulay, 1988, 88

s.






beyaz Türk | Normaldir, zira canım ciğerim Ufuk Güldemir'in farklı anlamda lügate yerleştirdiği şu | beyaz Türk deyiminden tiksinsem bile inkârı ne mümkün, ben de aynı kesime mensubum., | HUluengin, T, 25.7.2012 sonradanbeyaz / sonradan beyaz | [S]onradanbeyaz yazar Sema Kaygusuz 'heykeller ucube, tiyatro porno, kürtaj günah olduğunda burjuvaziden iğrenmek biraz fazla yersiz olmuyor mu? tweeti ile MC'deki (Milliyetçi Cephe) arkadaşlarının ruhuna tercüman oldu, BAltuğ, T, 19.8.2012 kirlibeyaz/kirli beyaz | Ve Orhan Pamuk'un bunları söylerken ne kadar haklı olduğunu da bir kez daha gördük sayenizde çünkü laik ulusalcılarımız ister kirlibeyaz ister sonradan beyaz ama maalesef hala 'Güney Afrika'daki beyazlardan farklı değiller'., | BAltuğ, T, 19.8.2012

s.






beyaz yakalı | Üretim sürecinde bedensel gücüyle çalışmayıp düşünsel etkinlikte bulunan, maaş veya ücret karşılığında çalışan memur, teknik çalışan. | Sırtlana yem edilen aslanlar çağında yaşamak da olsa bu devran, sıradan bir beklenti değildi bende devleşen bu özlem ne mavi ne beyaz yakalının istediğinden., | Ömer Say, 2010, 65

s.






beyazca

s.
akça, akşın.


"Biz şimdi delice ve beyazca bir göle mi gireriz", Haydar Oğur, 57"



beyazımsılık | Aksıllık, akımsılık | Betta Yorgunluk Ve Beyazımsılık - Akvaryum.Com, | www.akvaryum.com, 1.5.2011

a.






Beyazımtırak | Damların yosun tutan ve kararan kiremitlerini nihayetsiz dut, erik ve iri yapraklı incir ağaçları örtmeye çalışıyor, derelerin kenarını beyazımtırak yapraklarıyla uzun kavaklar, bazı yerlerde kopan bir şerit halinde ve yalnız kenar mahallelerde takip ediyor; bunların arasında belki yirmiden fazla minare, bembeyaz yükseliyor ve uzaktan bakan bir göze, tıpkı kavak ağaçları gibi hafif hafif sallanıyor hissini veriyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 25

s.






Beyazlanmak | Tuvalet masasının üzerinde duran küçük lambadan yayılan ışıkta beyazlanan teller, gümüşi pırıldamalar yansıtıyordu aynalara., | T Polikar, 1997, 63

f.






beyazlar





Beyazları ayrı sepete koy,



beyazlar. 15.2.2022








beyazlaşma | Ama bu yaşanmış yüzleşmeler ve tecelli etmiş adaletten sonra Beyaz ile Siyah'ın eşitlenmesiyle gelen bir uzlaşı veya barış değil, Siyahların Beyazlaşma çabası ve Beyaz'ın sembolüne, karşı konamaz bir çekim hissi gibi görünmektedir., | MEsayan, T, 23.7.2012

a.






beyazlatıcılı | Logodent Organik Beyazlatıcılı Diş Macunu (Florürsüz) 75ml 28.50 TL, | | http://www.ekoorganik.com/kategori/bakim_kozmetik/agiz_ve_dis_bakimi/logodent-organik-beyazlatici-dis-macunu-75.aspx, 20.4.2018

s.






beyazlatmak | Kentten güneye giden yol üzerinde / Sıvacılar gidiyor / Sekiz gün içinde Meryem Bayramı / Süpürmek, temizlemek ve beyazlatmak gerek., | Nezval, T Fişekçi, 25

f.






beyazlı | Fındık namında bir de kedim var idi. Kuyruğu, kulakları kesik, karalı beyazlı, boynu kırmızı kurdeleli tuhaf bir şey olduğundan pek severdim., M Naci, Ömer'in çocukluğu, 1969, 24

s.






beyazlı karalı








Beyazlı karalı








Beyazlı mavili | Hayatında kullanmış olduğu beyazlı mavili alaca bir asâ evin altında bir köşede dayalı dururdu., | M Naci, 1969, 21 | Binanın her tarafında; âsâr-ı atîkadan büyük kandiller Türklüğü muhakkar resimler, mavili beyazlı bayraklar, kıymetli halılar, murassa haçlar, siyah ve geniş kostümler, uzun asâlar, birçok masalar, eski sandalyeler ve büyük koltuklar göze çarpmakta idi., | Ruşeni'nin rüyası, 6/7 Kânûn-i sânî 1330 (19-20.1.1915) , 50-51








beyazlı sarılı

s.



"Kayıkların beyazlı sarılı süsleri denize akseden gök mavisinde birleşiyor gibi.", Kaptan Paşa, 1954, 126"



beyazlık –ğı | aklık, kırlık. | Bir bilsen ne uzun geldi ayrılık, / Sensiz geçen her gün; sonsuz yıl oldu. / Düştü saçlarıma birden beyazlık; / Ne çabuk yaz geçti, böyle kış oldu? , T Baykara, İlk Ayrılık Şadiye'me, 1987 | Türkiye'de beyazlık tarihi, hem etik, hem de hukuki olarak bir suç bagajına tekabül eder., | MEsayan, T, 23.7.2012

a.






beybaba | baba. | Bebeğin beşiği çamdan / Yuvarlandı düştü damdan / Beybabası gelir Şamdan / Nenni nenni nenni nenni / Nenni nenni nenni nenni oy, Nenni Bebek, Bayburt

a.






Beybaba Siz, bizim komşumuzdunuz. Rahmetli beybabanız, galiba jandarma komutanıydı 18








beybin somuk








beybin somuk








beyciler | Silivride köy adı 4.7.2021

a.






beyhudelik -ği | bîhude+ tr. -lik | Zaman bakar / Yıldızlaşan gözlere doğru, / Araştırır beyhudeliğin / Okyanus sahilini., | Reddy/İslam, 2000, 30

a.






beyin bilimci | Prof. Dr. Türker Kılıç hem çok bizden hem de bize çok farklı bir dünyadan. Mert inan'ın kaleme aldığı bu kitabı farklılaştıran da 'bizden' bir ailenin 'hep farklı sorular' soran çocuğunun, nasıl giderek dünyanın en seçkin beyin cerrahlarından ve yeni bir bilim felsefesini aralayan beyin bilimcilerinden biri haline gelmesinin öyküsü olması..., | 28.12.2021, ilan tahtasından

a.






beyin fırtınası | Altını çizdiğimiz önemli ibarelerden biri üzerinde tefekkür, bugünün moda olan deyişiyle 'beyin fırtınası' Mehmet dedenin derslerinden kaptığımız üç-beş tabirle birleştirme gayretleri..., Aren, 2013, 98

a.






beyin fırtınası | yeni, İng. brain storming'den aynen çeviri. Kişilerin bir araya gelip herhangi bir konuyla ilgili düşüncelerini tartışmaksızın açıklayarak birbirleriyle fikir alışverişinde bulunmaları. | beyin fırtınalandırmaları | ...Zaten giden gemiye niye mendil sallansın ki? diye beyin fırtınalandırmalarına giriştiğimi hatırlıyorum., | NurÇintayA, R, 8.12.2003, | 2

s.b.a.


ing.



beyin ölümü

b.a.
beynin işlevini geri dönüşsüz olarak yitirmesi hali.


"... 1960lardan sonra geliştirilen "beyin ölümü" tanımının İslam hukuku açısından kabul edilebilirliği ve bu tanımı kabul etmenin ortaya çıkaracağı problemleri ortaya koymaya gayret edeceğiz.", İH Açısından ölüm tanımı ve beyin ölümü ... ", 2023, (yazılması),?"



beyin özürlü b.s. | Beyin özürlü bunlar, hâlâ orada yatıyor görünüyor, başka hastaneye götüremem onu bu halde., | Meral Saytekin, 24.08.2024








Beyin pili | Bazı hastalıkları tedavi etmek için beynin içine yerleştirilen pil. | Depresyona karşı beyin pili yapıldı Kanadalı bilim adamları, beyni elektronik sinyallerle uyararak depresyonu geçiren ve insanları daha mutlu eden yeni bir cihazı başarıyla denediler. Kalp pili gibi çalışan cihaz, ..., | S Uzoğlu Bayçu, Halkla ilişkiler yazarlığı, 2005, 30

a.






beyin sürçmesi beyinde birkaç nöronun yanlış ateşlemesi. bir anlık hata, dalgınlık dreamer 11.03.2003 13:32








Beyin yanmakbeyin çok yorulmak, güç durumda kalmak Beyin yakan soru | Appledan beyin yakan sorular..., | KararG, 20.8.2019

dey.a.






Beyincik –ği | beyinciği çıkarılan bir kuş yaşar, ama uçamaz., | Dayıoğlu, 1987, 69

a.






Beyinli kıyma beyinli eleştiri/alay beyinsiz | İnsanlar tn ırpalanmış ve dünya adı verilmiş gezegenin, Ortadoğu denen talihsiz bölgesinde bazı kıyma beyinliler-..., | MKarakartal, Kelebek, 25.7.2015








beyinsellik -ği | beyin faaliyeti; düşünme yetisi | Osmanlı mutlak monarşisinde ne 'bilimsel merak vardı ne de objektif bir beyinsellik'..., | ÇetinAltan, M, 1.6.2011

a.






beyinsiz | aptal. | Onları, çırpıntılı denizde mütemadiyen sallanan kayıklardaki kayıkçıları, üzerinde durmakta olduğum rıhtım kısmını birden geliverip yanaşan beyaz motörü, motörü yanaştıran yalınayak tayfaları, biraz daha ileride rıhtım boyunca yanaşmış büyük yolcu vapurlarını, kim bilir kaçıncı Karadeniz seferinden dönmüş, yorgun fakat yeni çıkacakları sefer için şimdiden hazırlıklı, itaatli bir fil, sanki beyni çıkarılmış bir büyük hayvan gibi duran, istikbale gelenlerin kavuşmalarını yeni seyretmiş, yarın yine altındaki şu rıhtıma bu sefer de teşyicilerin birikmesini bekliyen, her defasında değişmelerine rağmen bu hep aynı hareketleri tekrarlayan insanları seyretmekten bıkmış ve böyle kaç bin kere insanlar kavuştura kavuştura, insanlar ayıra ayıra kalbleri katılaşmış beyinsiz oldukları kadar da artık kalbsizleşmiş, ihtiyar, gün görmüş vapurları seyrederdim., | Z O Saba, Köprü, Mesut insanlar fotoğrafhanesi, 139 MReşit

s.






beyinsizleşme | yüz verilen akıllı kızın beyinsizleşmesi / beyinsizleşme değildir. bundan sonraki sınavlara çalışmaya gerek duymadığından olabilir. ikinci sınavdan 0 bile alsa karneye 2 geliyo bak. beyin bedava. / 3 sınav varsa gerçi o zaman sıçış. sözlü notuna bakar artık., | sibiusspor, 12.3.2013, EkşiS, 30.12.2015g

a.






beyizar kalmak





Beyizar kaldılar çin seddi



Beykoz bardakları | Gerçek şu ki biz bir akıntıya kapılmıştık arkadaşım. Yüzlerce insan bir çatının altında, aynı formalar ve ranzalar içinde aynı şeyleri düşünmekten, aynı adımları atmaktan ve kabuğumuzu bir zerrecik çatlatamamaktan Beykoz bardaklarına dönmüşüz., | N A Gökduman, 39

a.






beylik –ği | Kaldığı bu odacığa giren, kendisine hiç bir kötülüğü dokunmayacak olan bu ilk canlıyı sevinçle gözlemişti. Onu ürkütmemek için, ayak ucuna toplanmış güve yeniği beyliğini yavaşça üstüne çekip tahta¬ların üzerine, köşeye büzülüvermiş, kıpırdamadan kuşun çır¬pınışlarının dinmesini beklemişti. Kirli duvarlara etli patır¬tılarla vuruyordu güvercin. / Ayak sesiydi duyduğu. Kendini sekinin üzerine attı. Kâğıdı kavrayan elini başının altına gizledi. Sesler yaklaşıyordu. Soluğunu tuttu. Tepesindeki kirli, boz cam tavanda tek gü¬vercin yoktu. Ayak sesleri kapının az ötesinde durdu, bir 'şeyler söyledi biri, bir anahtar şangırtısı duyuldu, ama açılmadı kapı. Mırıltılarla uzaklaştılar. İçi biraz yatıştı. Yanına kaymış beyliği üstüne çekti. Sırtı tanıyordu altındaki sekinin tahtalarını..., | E Öz, Güvercin, 65

a.






beylik | Sıradan hatta korkarım, böylesine beylik bir öyküyü yazmak bile istemeyeceksiniz., | Jiri Marek / O Akbal, Bir ana konuşuyor, ÇHA, 59 | Beylik mal gibi kullanmayın., O B Zülfikar, 12.12.2024 | Beylik söz | Ferman sizin! Allah ömrünüze bereket versin! Mademki işi cariyenize havale buyurdunuz, hizmetimden efendilerimi memnun etmeye çalışırım gibi birtakım beylik sözlerle cariyeyi almak için dışarı çıkmak isteyince..., | N Kemal, İntibah, 185

s.






beylikleşmek | Acının da acısına verdiğimiz tepkiler beylikleşti., | SDuman, VatanG, 19.8.2011

f.






Beyne'l-halayık X İnsanlar arasında. | ... müstait bulundurdu, sizi en güzel eşkâl ve şemaile nâiliyetle beynel halâyık mümtaz bir hâle getirdi (ve sizi temiz şeylerden merzuk kıldı) sizi çeşit çeşit mahsülâttan lezîz lezîz mekülâttan, berrak berrak sulardan müstefit buyurdu., | Ö N Bilmen, Kuran-ı Kerimin Türkçe meali alisi ve tefsiri, 1965, C 7, 3166 | Anadolunun sağ kolu nihayetine varınca vâki kazalarda bâ-fermân-ı âlî sikke-i hümayun nizamına memur dergâh-ı âlî gediklülerinden Ali Ağa mübaşeretiyle vârid ve sâdır olan emr-i âlîşân mucebince medâr-ı muamelât-ı nâs ve beyne'l-halâyık ahz ü itasıyla cereyan eden..., |








beynelmileliyetçi

s.
beynelmilelcilik yanlısı.


"Bilmeli ki her milletin içinde milliyeti reddeden kozmopolit yani beynelmileliyetçi insanlar vardır. Onların fikirlerine de hürmet vaciptir. Fakat her fikir gibi kozmopolitliğin, milliyet aleyhtarlığının da müesses bir ahlâkı, bir zapturaptı, bir adabı vardır... ", Ömer Seyfeddin, ? ?"



Beynelmilelleşme | Son beş yılda, Türkiye'nin 'beynelmilelleşmesinin' en önemli sonuçlarından, göstergelerinden biri, 'yerli' yardım kuruluşlarının, dünyanın dört bir köşesindeki afetlere, felaketlere yardım götürmesiydi., | SÖney, T, 26.8.2011

a.






beyni yanmak

dey.
aklı almamak.

tr.
"çok karışık işler abla benim beynim yandı anlatırken", @dddenizakkaya, 11.12.2023, X"



Beyran yemek Özellikle sabah kahvaltıda yenilen acılı, limon sıkılınca daha bi' güzel olan, Anteb'in leziz çorbası (nickoless, 01.09.2006-23.09.2006 UludağS | Bu lezzetin farkına vardıktan sonra artık beyranı yuvalamaya asla değişmem., | RBingöl, YŞ, 6.7.2008 | hafiften şifayı kaptım ama bi beyran içsem düzelir gibiyim, | serra @bisusserra 26.8.2022, twitter








beyrancı

a.
beyran çorbası dükkanı.


"200 metre ilerde solda bir beyrancı var, efsanedir.", M İdris, 9.6.2019, Rindan Whatsappı"



beyrancı





Antepli beyrancı



Beyrancı | 200 metre ilerde solda bir beyrancı var, efsanedir., | M İdris, 9.6.2019 rindan vatsapı

a.






beysbol sopası | Aile fertleri rüyalarında sıkıntıdan patlıyor, uyanmak istiyor ve fakat Freddy dede bunu fark ettiğinde enselerine şaplağı indiriyordu. Bir beysbol sopası vardı Freddy dedenin, uyuklayan olduğunda dürtüyordu., | Onur Çalı, 46

a.






beysoyluca | burjuvaca* | Davranışlarından beysoyluca bir tutum algılıyordunuz., | Sİleri, Z, 30.6.2012, ZCumartesi

z.






beytambal | Beytambal: Çocukluğumda işittiğim bir dilden, özellikle babaannemin dilinden bir sözcük kalmıştı bende: | beytambal... Anladığım kadarıyla belirli bir manası henüz yok, ama Kıbrıs'ta kullanılıyor yine de. Bazılarına göre şeytan, başkalarına göre | Alllahın işi --ki biliriz, galiba şeytan da | Allahın işi olmalı... Yine başkalarına göre çok hukuki ve pratik bir mesele: | beytambal kalsın diye bir deyim var... Ve bu deyim diyor ki tamam, bunlar benim diye bana sitem ediyorsunuz... Ben de diyorum ki tamam, alın gidin, ya da diyorum ki, | beytambal kalsın... Yani bana da kimseye de yaramasın... Beytambal, demek ki, miras kalıp hiçbir işe yaramayan mal mülk demek... Ama aynı zamanda her şeyimizin üstüne çöreklenebilecek olan bir lanet..., | Ulus Baker, ? , ?

a.






Beytullah | Allahın evi, kabe. | Aşığın kalbinde görüp yarayı / Beytullah yas tutmuş giymiş karayı / Derde Haktan isteyelim çareyi / Dert olmaz elbette çaresiz gönül., | ? | Kaşların bismillah, vechin beytullah / Seni öz nurundan yaratmış Allah / Sevmişem ben seni terketmem billah / Aşkın hançerile vuralar beni., Sıdkı, ? | Alimler tarafından Beytullah'ın içi zemzemle yaykalanıyor., | M N Ak, Hac Yolunda, 57

a.






Beytü'l-Makdis | Burada efendimiz eski adeti üzerine Beytü'l-Makdis'e karşı öğle namazının iki rekatını kılınca | Fe-velli vecheke... emr-i sübhanisi gelince Mescid-i Haram tarafına dönüp namazını tamamlamıştır., | M N Ak, Hac Yolunda, 88-89

a.






beyzadelik –ği | Sanatı dar çevrelerden, beyzadelikten, marazlı ruhlardan kurtarıp geniş topluluklara maletmek istiyenler nasıl olur da insanların en ortak tarafı olan, o duyguların ayırdığı insanları birleştirmek için akla karayı seçen aklı eskilere bırakırlar., | S Eyüboğlu, Gerçek yenilik, Varlık, 131 MReşit

a.






beyze | bayza+ | Fermanların üstünde görülen ikinci tür tuğralar genellikle tezhiplenmiştir. Sere, tuğ, beyze ve kollarda aynı oranlar kullanılmış, harflerin aralarındaki boşluklar çeşitli naturalist çiçek, rumi, hatayi ve bulut motifleriyle doldurulmuştur., | Türkiyemiz, 1989, C 19, 19

a.






beyzik | Basic. Temel, esas, ana. | Elinizde beyzik bilgi olarak kalır., | DilekAvşar, KaramelTv, 11.7.2012, 11.31

s.


ing.



bez rengi | Bir kafeye oturuyorsun; feci modern Batı anlayışla döşenmiş, niş'se niş, kiş'se kiş, yabanmersiniyse yabanmersini, dekorda kurutulmuş lavantalar, dekorasyondaki renkler elbette ne deniyor ona hani oluyor ya, bez rengi, kahvelerinin markası lezzet kumkuması, minderleri süspansiyonlu; mesela böyle bir yerdesin., | AyçaŞen, T, 2.10.2011

a.






bezdiri | mobbing. Bez-dir-i. | Disiplinsiz işçinin işten atılması bezdiri (mobbing) değildir!, | R Çanakkaleli, T, 8.4.2012 | Hükümet bezdiriye karşıymış., | R Margulies, T, 4.4.2012

a.


ing.



bezdirici | bıkkınlık veren. | İkinci ve lirik olarak tadımı kaçıran bir diğer sahil yolu yürüyüşü bezdiricilerinden martılar var., | AyçaŞen, T, 18.1.2012

s.






bezdiricilik –ği | bezdirici olma hali. | Yıllar Sonra', Yeşilçam'ı aratmayan bir bezdiricilikte..., | Telesiyej, T, 25.10.2011

a.






bezdirme I | iki bezeden yapılan kalın yufka. | Her mevsim kuyruk yağı bulunan Höranım'dan da bezdirmelere (iki bezeden yapılan kalın yufka) sürülmek için kuyruk yağı istenir., | asicaldan, 3.3.2017

a.






bezdirme II | mobbing, bezdiri. | Öncelikle, Orhan Miroğlu'nun Ahmet Altan tarafından yazısının sansürlendiğini iddia etmesi -sonradan düzeltse de- yanlıştı. Zira ortada bir sansür fiilinden çok, bezdirme tekniği vardı. Miroğlu'nun Fatih Altaylı'ya verdiği mülakattan dinleyelim:, | Hkaplan, YŞ, 9.9.2012

a.






beze I | Yara veya çıban sebebiyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik, gudde.

a.






beze II | Rumca Hamur topağı, pazı

a.






beze III | baiser Yumurta akı ve pudra şekeri ile yapılan bir çeşit pasta türü. | Verilecek çok ciddi ekonomi kararlarım olurdu, o paralarla kaç misket almalıyım, kaç çikolata, köşkün önünden akşamüstü fırından yeni çıkmış kekler, açmalar, çörekler, halkalar, bezeler satarak geçecek atlı arabalı | pastaneden kaç açma, kaç çörek alabilirim, resimli romanlara kaç para ayırmalıyım, bu parayla bir futbol topu alabilir miyim..., | AAltan, T, 30.8.2011

a.


fr.



bezeklemek | 1. süslemek. dörtlük doyu sekizlik do-re ile bezekliyecek yerde sekizlik do-so ile, ikinci dörtlük doyu sekizlik do-mi yerine sekizlik do-re ile yada daha başka eşdeğerli bezeklerle donatabiliriz., G Oransay, Taşıl Bezeklerin Kodlanması, TFA, Mart 1973, Yıl 30, C 18, S 356, 8590

f.






bezeklendirilmek | Ortalama ezgi, ezgi çekirdeğinin bezeklendirilmesiyle elde edilir. Çekirdeğe katılan bu bezekleri kalıplaşmış, sanki «taşlaşmış» oldukları için «taşıl bezek» (Almancası: stehende Wendung) olarak adlandırıyoruz. Sözgelimi Erzurum'un ünlü Çift Beyaz Güvercin oyun havasının çekirdeğini ortalama ezgiyle altalta yazdığımızda 1., 3., 4., 5., 7. ve 8. seslere birer bezek ses eklendiğini görürüz: (Nota: 1), G Oransay, Taşıl Bezeklerin Kodlanması, TFA, Mart 1973, Yıl 30, C 18, S 356, 8590

f.






bezel | Modelin siyah paslanmaz çelik bezel ve simsiyah kadranla siyah silikon kordon seçenekleri de var., | MCadde, 12.6.2013

a.






bezendirmek

f.
süs olmak.

tr. beze-n-dir-
"Aldı sînemdeki galı / Basiretten açtı hali / Baş gösterdi hikmet gülü / Bezendirdi sağa sola", Bayburtlu Hicranî/San, 16"



bezenilmek

f.
süslenilmek.

tr. beze-n-il-
"Bazen kelebek olup, / Çiçek çiçek dolaşmak | / Binbir güzel duyguyla / Bezenilmek isterdim", Latife Çelebi, 1966, 34"



bezeyiş

a.
bezeme, süsleme hali.

tr. beze--y-i-ş
"En içli bezeyişlerimle | / Sevgililer yaşamalı bahçelerinde gülüş demetleriyle / En korlu hasretlikleriyle: / Haykırılarım susmadan yaşantı olmalı,", Latife Çelebi, 1966, 64"



bezik / pezik I pancarın yaprağı. Ali Koca, Akdağmadeni. | Pancar pezik değil mi? / Yürek ezik değil mi? / Ben sevdim eller aldı / Bana yazık değil mi? , | Kırşehir Türküsü








bezik II | Bésique. İki, üç veya dört kişi arasında 96 kâğıtla oynanan bir tür iskambil kâğıdı oyunu. | Yolumu ev sahibi kesti: -Cici çocuk... dedi, bezik yapar mısınız? , | O Hançerlioğlu, 1956, 62

a.


fr.



bezikli

s.
beziği olan.


Soyadı. Kenan Bezikli, MNÖ mahallesi muhtradayı 1.3.2024



bezirgan | far. bazârgân. manifaturacı (gezgin manifaturacı - yırtım malcı). (Yörük S)++

a.






bezirganbaşı | Gelen geçen söylerdi: Aç kapıyı bezirganbaşı. Açardık ve açılırdık., | Ömer Say, 2010, 79

a.






bezirgenlik -ği | ayn. m. bazerganlık, bezirganlık. Tüccarlık. | Kaya başı dirgenlik / Ne hoş olur ergenlik / Ergenlikte yâr sevmek / O da bir bezirgenlik., Çelebi Oyunu (Türkmen halayı), Naci Kum, TFA, Mayıs 1950, S 10,

a.






Bezm-i ezel | Kalû belâdan, elestten, bezm-i ezelden; /Büyük yolculuklardan / Aşktan, âşıktan, dosttan, vuslattan; / Ulu sarhoşluklardan, | Kemal Or, Konya Mevlana ve ötesi

a.






bezmek | Bezgin duruma gelmek, bezginlik getirmek, bıkıp usanmak. | İyi yemekten bezilir atasözü İnsan değişiklik arzular, hep aynı şeyler iyi, güzel olsa da insanı sıkar.

f.






bıcır bıcır | Yeni yetenekleri keşfeden, cesaretlendiren, bıcır bıcır çocuklarla dolu bir sevgi atölyesiydi onunki. Adını da öyle koymuştu zaten., | Kazancıoğlu, 176








bıcırık BTS+ | 1. İshal 2. Yaramaz 3. Sıska, çelimsiz | Tren düdüklerimi uykumu bölmüş, korkarak uyanmama neden olmuştu o keskin sesleri!... Şimdi anlıyorum ki o yolculuktan çok bıcırıkmışım!..., | ACılga, Sıpanın, 6 4. Bol 5. Geveze 6. Köşe, bucak, uç, açı

s.




bts+



bıçağın ağzını açmakbıçağı bilemek Kİstanbullu, 4.2.2014

dey.






bıçak | yüzme bıçağı, mutfak bıçağı, et bıçağı, 2'li sebze bıçağı, kemik sıyırma bıçağı, | BİM, 9.7.2021 | bıçak çekiş | Ne diyorsun? -Borcumdu onu öldürmek işte. / Cinayet mi sayılır ona bıçak çekiş de? , | Çamlıbel, Canavar, 45 | Bıçak gibi | Bir rüzgar eser ki bıçak gibi / El ayak şişer., | C Külebi, Sıvas yollarında, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 120 | bıçak yarası | Önce vicdan azabı gibi sızlaya sızlaya, sonra bıçak yarası gibi yaka yaka içini kaplayan duyguyu yenemeyerek karşı kaldırıma geçti., | O Hançerlioğlu, 1959, 53

s.a.






bıçaklanmak | Manav ve kasap, dükkanlarında, iş başındadırlar; elmalar cilâlanır, karpuzlar bıçaklanır, üzümlerin en olgunları mostraya dizilir, kıyma makinesi işler, kıvırcık ve karamandan butlar kesilir, pirzola döğülür., | Oktay Akbal, Garipler Sokağı, 1950, 8

f.






bıçaklatmak | Akçekaya'nın bunun üzerine 18 Ekim 2021 günü İmamoğlu'nun evine gittiğini ve video çekimleri yaptığını, ama suikast yapmadığını ve suikastı gerçekleştirmemesi üzerine de aynı gün saat 16.00'da İmamoğlu'nun kendisini Etiler'de bıçaklattığını ve buna ilişkin belgeleri yayımlayacağını söylediği belirtildi., | Karar G, 15.7.2022

f.






bıçaklı | bıçağı olan. | rendeli blender seti 4 bıçaklı * paslanmaz çelik doğrama, dilimleme ve rendeleme bıçaklı FAKİR, | BİM, 9.7.2021 | kalemtıraş çift bıçaklı, | 13.11.2022+

s.






bıçaksız | bıçak kullanılmadan. | Ben makassız, bıçaksız yapamayacağınızı sanıyordum' dedi., | 53 | O makassız, iğnesiz terzi yüzünden, bahçedeki çiçekler ne güzel atlas elbiselere büründüler. Her ağaç, başına pekmezsiz, yağsız yapılmış helva ile dolu bir tabak koydu., | Mevlana, ?A Gölpınarlı, Dîvân-ı kebîr, 1992, C 6, 258 | Tamamen bıçaksız olan bu yöntem ile görüş keskinliği en üst seviyelere taşınmaktadır., | İstanbul Göz tanıtımlığı, 11.4.2022+

s.






Bıçkıcı | Mahkemeye yakın olan bir mahalleye beş ayda nasıl olur da tebligat yapılamaz ve ben buralarda sürüm sürüm sürünürüm. Bursanın Mecidiye Caddesinde Karadeniz Otelinde misafir Rizeli Bıçkıcı Hüseyin Usta., | Cumhuriyet, 20.2.1928, 4

a.






Bıçkıcılık –ğı | Adliye Vekâletinin Nazarıdikkatine / Rizeliyim. Ailemin temin-i maişeti için Bursa köylerinde bıçkıcılık ediyor ve sefilâne çalışıyorum., | Cumhuriyet, 20.2.1928, 4

a.






bıçkınlık –ğı | BTS+ bıçkın olma hali | yürek atışlarınızdaki o dayanılmaz bıçkınlık / daha sivri oluşundandır, | YücelaySal, KunduzD, ıı, 57 | Ben bunu bilirdim ama anlamazdım çünkü kulağımda hep delikanlıların dünyayı fetih bıçkınlığı tadında eğreti sözleri çınlıyordu kimi keskin kimi rüzgar gibi uğultulu., | Ömer Say, 2010, 65

a.




bts+



bıçkınlık | Ben bunu bilirdim ama anlamazdım çünkü kulağımda hep delikanlıların dünyayı fetih bıçkınlığı tadında eğreti sözleri çınlıyordu kimi keskin kimi rüzgar gibi uğultulu., | Ömer Say, 2010, 65

a.






bıçkınlık ğı | Ben bunu bilirdim ama anlamazdım çünkü kulağımda hep delikanlıların dünyayı fetih bıçkınlığı tadında eğreti sözleri çınlıyordu kimi keskin kimi rüzgar gibi uğultulu., | Ömer Say, 2010, 65

a.






bıçkınvari | Bir; tribünlere özgü taraftar ve loncalara mahsus korporasyon dayanışmasına hafiften bıçkınvâri ve haydi haydi delikanlı bir mağdurdan yana olmak refleksi ekleniyor., | Uluengin, T, 2.8.2013

s.






Bıdı bıdı | ikizleme bıkkınlık verici konuşmalar* devamlı vır vır konuşma* | İnsan hakları, gazetecilik ilkeleri, kişinin öldükten sonra da hakkı olduğu, bıdı bıdı bıdı..., | MEsayan, T, 13.10.2011 | Boğazdaki lokantalarda içki satışı yasaklanıyor; işte şeriatı getirecek bunlar' yollu bıdı bıdı –ve elbette aslı astarı olmayan – şeylerdi-., | ATA, ZPazar, 25.3.2012 | Her yerde ulu orta emzirmeyi savunup bana bıdı bıdı yapanlar, emzirirken fotoğraf çekip paylaşsanıza, nasılsa rahatsız olmuyorsunuz!!!, | Ömür Gedik, Mil, 07.08.2015g | yansıma. 'Bıdı bıdı bıdı...' diye seslendim, '... seni gidi tatlı kirpi, kaçma kaçma.' Bana kulak asmayıp az ötedeki teneke perdelerin arkasına geçti., | M Alp Dağıstanlı, | http://www.diken.com.tr/yarim-turkiye/, 03.07.2020 | Bu arada iki de bir | Osman Kavala neden içeride diye bıdı bıdı eden milliyetçi geçinen lümpenler de bunları iyi okusunlar. Adam işi gücü bırakmış, Türk milletine iftira atan bir filmin propagandasını yapıyor., Ahmet Arslan, 27.01.2025, Facebook

ünl.






bıji bıji

ünl.
yaşasın yaşasın.


"Orda her savaşçı bıji bıji sloganlarıyla coşarsa", Haydar Oğur, 60"



bıji Kürtçe yaşaşın | Kürtçe'de yaşasın anlamına gelen 'bıji' kelimesini, 13 yıl kadar önce, Türkiye idamı ve Kürtçe'ye konulan yasakları kısmen kaldıran yasaları çıkardığı zamanda kullanmış ve Radikal 2'ye 'Bıji Türkiye' başlıklı bir yazı yazmıştım., | OMiroğlu, Star, 25.8.2014








Bık bık etmek | TDK Tapıcılar ters köşe. Yeşilzeytin olmuş | yeşil zeytin, unvan da olmuş ünvan. Ünvan yazanlara bık bık edenler ne yapacak bundan sonra? Bekleyin, direkt de direk olacak, orijinal de orjinal., | @hamdiakyol_, 19.7.2023, twitter

f.






bık gibi

s.
çok sağlam, sağlıklı, kumaşı sağlam, güçlü kuvvetli.


Kadın bık gibi. Bıkın bıkı için içi özün özü, Gül Gedikli, 5.6.2024



Bıkıntı | bk. Bıkkıntı. | Dünyanın kâfirleri sarhoş eden süsü bize usanç vermeyecektir. Zevkten habersiz insanlarla katlandığımız gündelik hayat bizi bıkıntıya sürüklemeyecektir. Çünkü bir millet ithal edemeyeceğimizi ve insanı bir malzeme saymanın yıkıcı etkisini biliyoruz., | İ Özel, Usanç, bıkıntı, gınâ gelmek, | http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel? Id=105&KatId=7, 14.1.2022

a.






Bıkıvermek | Ne göz kamaştırıcı bir aşk bu güzel çiftinki! Ve bugün, şimdiden bıkıvermişler birbirlerinden. Kocası söylememiş miydi bunları? / Campion yeni gelmiş, memleketin görülmedik taraflarından zevk almış, hoş vakit geçirmişti ama oturacak bir iskemle, uyuyacak bir yatak tütüyordu gözünde. Bir kaç günde bıkıvermişti., | S Maugham, 1959, 13-14/66

bf.






bıkkıntı | yeni | Belki de bunun nedeni inkarın ve saygısızlığın neden olduğu bıkkıntı değildir sadece, belki de bu iyi bir şeydir, belki de artık bu yükü Türklerin, Kürtlerin sırtımızdan alması gerekiyordur, bilemem., | MEsayan, T, 23.4.2012

a.






bıkmışlık –ğı | Kadınlar, ev içlerinden bıkmışlıklarını sıcağın omuzlarına yüklüyor, sıcak bittiğinde yaşamlarından daha hoşnut olacaklarına inandırıyorlardı kendilerini., | B Uzuner, Karayel Hüznü, 1993, 85 | ...tek bir cümleyle makale yazan T.W.Adorno, bıkmışlığından bıkacağınız Pavese gibi isimler geliyor aklıma anlamsızlık., | FilizGazi, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 65

a.






Bıktırıcı | Aliciğini dizlerinin arasına alan Zekiye, bıktırıcı öğütlerine başlardı hemen: | Sana kaç kere demedim mi, elin zinalarıyla uğraşma, takışma onlarla diye? Onların huyları sıra gitme, şekerlerini yeme, ikramlarını alma diye? Bakarsın afyon suyuna batırmışlardır, yersin, kafan uyuşur, kendinden geçersin. Sonra da, en olmadık kötülüğü yaparlar sana. Aman oğlum aman, kötülüğün yeri yurdu hiç belli olmaz, insan cinsi her şeyi yapar..., | O Şahin, Bütün Öyküleri II, Bayan Ali, 36 | Galiba bu bıktırıcı devamından dolayı olmalı ki II. Meşrutiyet'in ilanından sonra Mülkiye Mektebi talebesi kendisine grev ilan ettiler!, | M Dilbaz, | Cübbe İçinde Bonjur, | Bir âlimin sıra dışı portresi, Dergâh, S 377, Temmuz 2021, | 26-28

s.






bıldık | Gerçekten sevimli, tombul, tombalak, bıldık bıldık bir adam., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 9

a.






bıldır


geçen yıl.


"-Nemelâzım, kız güzel olmuş bu sene | bıldır âdetâ çirkindi, baktıkça içimden "kavruk kalır, süzme revani soğuk bir kız" diyordum, fidan gibi boy atmış. Pencereden görmedin mi?", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 86"



bıldır | geçen yıl. | kalbim, sevdalara sığmayan kalbim / bir dağı içeriyor geçerken / siz o dağa sanki kış / ve sanki bıldır yağan karsınız / umarsız sözcüklere bulanmış, Hilmi Yavuz, size bakmanın tarihi, ? ? | bıldır (buldur) yandı anamınki bu sene koktu kalıp söz | Durup dururken eski yaralar neden kaşınır bilinmez. Rahmetli anacuğum böyle durumlarda derdi ki; 'Buldur yandi anamınki, bu sene kokti.', | S Kuruçelik, 22.01.2022, Facebook

a.






bılgesbaba

a.



"Biz ki gideriz geride ne mi kalır / Geride Ağbaba geride Bılgesbaba geride sultanbaba kalır", Haydar Oğur, 1994, 20"



bılız | Bekir, Emin, Tansel, Andree hepsi Ramazan ayı olduğundan niyetli olduklarını, akşama iftara kalmaklığımı rica ettiler; içlerinde sanki bir tek Andree samimi gibiydi. Emin ise çok bılız, anasının gözü iki de bir mutfağa gidip tıkıştırıyor., | İKüçükkılınç, 13.9.2011 eposta








bıngıl | Öyle nefret etmişim ki o kıyafetten ve o kıyafetin sebeb-i hikmeti olan bol marşlı, bol türkülü, bol Rimsky-Korsakov'lu ve hatta Debussy'li o hantal, bıngıl, o bitmek bilmez akrobasi provalarından-., | YÇongar, T, 13.1.2012








bırağıntı | 1. Düşük yavru (hayvanlar hk): Bu yıl çok bırağıntı oldu (Mut-İç.) DSII, 668, 1753 | Macar (VI) manda, - yavrusu Eskişehir, İzmit, Çankırı, Ankara DSIX/3098*

s.






bırakılmışlık | terk edilmişlik? | Yazısında çizisinde inandığı yoldan sapmamak, bazan çeşit çeşit özveriyi zorunlu kılar. Yazarı 'bırakılmışlık' bekleyebilir. Sessizce yürüyüp gidecektir, | Sİleri, Z, 1.4.2012

a.






bırakış


bırakma hali.


"Şehriban yüzünden bunca yıldır cemiyete, kadına ve nefsine düşmandı, uğradığı sarsıntıdan ileri gelen derin bir küskünlük, bir kendini bırakış, bir babayaniliğe vuruş.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 103"



bırakış | bırakma işi | Hele üzeri kıllı tombul eliyle sulandırılmış rakı kadehini alışı, kadehi ağzına götürüşü, yudumlayışı, sonra kadehi yerine bırakışı, ekmeği koparış, önce dudaklarına bastırış, daha sonra da çatalına takışı..., | OKemal, 1966, 28

a.






bırakışım | silah bırakışım çizgisi, | 11.3.2020 Misak-ı Milli Sempozyumu

a.






bırakıvermek | Bir gün bırakıverip küçücük bir kabartı / O serinlikle dalsam, en sonsuz uykulara..., | Köstekçi, 14 8.11.1935

bf.






bırakmak | (karı kocadan biri ötekini) terk etmek; boşamak | Belaruslu eşinin bıraktığı kumarhaneler kıralı Sudi Özkan yine Belarus'tan eş arıyormuş., | CüneytÖzdemir, R, 24.7.2011

f.






bırakmak | ad koymak. | Dedim, 'Efendim biz yazın yaylaya çıkarız. Yaylanın ismi Kürtçe Zozan'dır, Türkçe Yayla'dır. Orada Allah onu verdi, dünyaya geldi. İsmini avratlar bırakmışlar: 'Zozan', G Gürsoy, Bir resimaltı: denemeler, 1991, 179

f.






Bırakmamazlık edememek | Gürültüye pabuç bırakmamazlık edememişlerdi ama, tava da tam gelmemişlerdi., | Çalıkoparan, 81








bırakuji kardeş kavgası | Bildiride şu ifadeler yer aldı: | Diyalog sürecine girmeden, kör dövüşü şeklinde devam eden bu kaos ve bırakujî'nin (kardeş kavgası) daha çok acıyı besleyeceği ortadadır., | YŞ, 20.7.2010








bıravn | İng. Brown marka adından | Ayrıca sana aldığım bıravn marka tansiyon aletinin son taksitini de yatırdım., | STorun, AnneBenAfrika'yaTaşınıyorum, 13.3.2008

a.


ing.



bırıldanmak | Recep Peker, çekmeceden çıkardığı 100 bin liralık desteye yumruğunu dayamış, bırıldandı:, | NFK, Babıali*/YDüzenli, 8.1.2013

f.






bırmak | çekmek f | Ferhat, siz çay ocağında otururken bir gürültüyle çıkagelir; kaskını çıkarıp selam verir ve samimiyet dolu gözlerle bakar. Motorunu bir kenara bırıp bir çayınızı içer., | YZBaşbay, 16.2.2011 epostadan

f.






bırt etmek | Bir oğlan geldi yanıma / Sordu saat kaç abla / Dedim on iki ona / Biraz sonra geldi oturdu yanıma / İleri geri konuşup yaklaştı bana / Yüksek sesle bağırdım ona / Bırt etti soysuz yetişmiş / Bu hergele oğlan bana, E K Gökkaya, 1988, Hasan Baba, 67

b.f.






bıt bıt ses taklidi fasofiso | Biz nice zamandır ayıptır, günahtır, zulümdür yapmayın etmeyin dedik ama hükümet o günlerde, kötü çocukların suyuna gitmeyi tercih ettiği için aldırış etmedi, kulağının üstüne yattı. Şimdi bakıyoruz, nihayet bir intibah emaresi belirdi. Bazı tahliyeler çok iyiye işarettir mesela. Vaktiyle bizim gibi âkil adamların ince ikazları dikkate alınsaydı çok daha güzel olurdu, bıt bıt bıt bıt..., ATA, Z, 17.3.2012








bıtırak | pıtırak | Yol biter, su biter, umutla biter / Dikenli otlar başlar her yan bıtırak.

a.






Bıttırı bızık | Bıttırı bızık insanlar var etrafımızda, yalakalar var., | Zeki Gökçe, Medya FM, 29.11.2019, 08.45 suları

a.






bıttırmak | Yine de kızın gülmesi, bırttırmasından yani surat asmasından iyidir..., | İki de bir bırttıran avrat... Tut kulağından sokağa at... lafı da eski zamanın tedbiridir..., | SDuman, Vatan, 15.11.08.

f.






bıy bıy zf. | Bu yüzden de üstüe üstüne gidilir ve sürekli olarak 'bıy bıy bıy' denir., | LeventYılmaz, T, 3.8.2011 | -Duydun mu Karagözüm; Ramazan boyunca Feshane'ye ek seferler yapılacakmış? –Bıy bıy bıy... Hacıvatım, duymaz olur muyum artık sosyal medya diye bir şey var, Facebook'ta gördüm!, | 2011 Ramazanında (1-29 Ağustos 2011 arasında yapılacak seferler için) İBŞ'in afişinden








bıyam | meyan yöresel adları meyan kökü, piyan, bıyam, bıyan, biyam, boyam, boyan, mayan, miyan, payan, piyam, tatlı bayram, tatlı biyan, tatlı meyan, tatlı kök, tatlı miyan

a.




GTS-



bıyık -ğı | yapıştırma bıyık | Yapıştırma bıyık tebessümleri kadar eğreti duran, üzerlerine baş numara büyük gelen, değil el, göz bile değmedik evde kalmış kızkurusu çıtkırıldımlığındaki buram buram riyâ kokan o itici ve tiksindirici nezâketleriyle..., | ANurko, DirilişP, 11.9.2015

a.






Bıyıkaltı | ağrıyla dökülmek uzun ince bir yola / soyağacına masalın, ışıltılı haşatına / gecenin bıyıkaltından, varmak üzere sabaha., | Hülya Deniz Ünal, 2006, 40

a.






Bıyıksız | Bıyığı olmayan | ... işlenmiş olan maske, sakalsız ve bıyıksız genç bir erkeğin portre hatlarını muhtevi bulunmaktadır., | Belleten, TTK, 1944, C 8, 166

s.






bızdık -ğı | şaka yollu veya sevimli. ufak çocuk. | İnsanlara bızdığın ferasetinin bir fiskesini ver ya Rabbi, Brokoli de yiyebilsinler., @atıfşenel, 29.12.2024, X

a.






bi bok yapamamakKorkma, dedi. Bi bok yapamazlar. Böyle şantajlara bizim karnımız tok., | M Gezen, 1982, 41

dey.






Bi dünya | çok | Bi dünya iş oldu!, | Eyüp Lüleci

s.






bi sürü | çok fazla. | bi' sürü çocuk

s.






Bi tıfa (Yağmur için) bi tıfa geldi geçti C Kaya 8.4.2019 Alemdağ








bî-dâdluk –ğu | adaletsizlik | K'ey sakın âleme yayılmaya bî-dâdluğun, | SultanSelim, EGŞA, 154

a.






bî-derd | Dertsiz. | Erenlerün sohbeti arturur ma'rifeti / Bî-derdleri sohbetden her dem süresüm gelür., | Miskîn Yûnus

s.






bî-hempâ | arkadaşsız, ayaktaşsız | Dertli gurbet elde kaldı bî-hempâ / Görünmez gözüne cevher-i yektâ / Ricam budur sana hazret-i Mevlâ / Nasib et bizlere vilayetimi., | Dertli/M Berberoğlu, 5

s.






Bi' bir'den kısalma.








bi' dolu çok | Aa ne güzel, şu anda oturduğum kafede bi dolu cins var., | AyçaŞen, T, 23.10.2011








bi'-tek bir tek'ten. Tek, biricik. | Benim bi' tek oğlumi arkadaşlari vurdi. Maçkali Kara Haydar. 24.3.2013








bi'damcıkçoc. Dili Pek az, çok az. Damcıh/damcık ağızlarda Damla, evlerde damlardan, tavanlardan sızan yağmur damlaları anlamında kulanılır.








bi'tecik | bir tekcik'ten. | Ben bir evin bi'tecik çocuğuydum. Kimim kimsem olmadığından kurtulamadım; ayılıp bayılıyorum..., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 22

s.






Bi'tecik bir tekcikten. | Ben bir evin bi'tecik çocuğuydum., | O Tansel, Konuşan balıkla yalnız kız, 22








biakaf

a.
Sinirotu, kekik, papatya gibi bitkisel ekstraktları içeren takviye edici bir gıda


"Üçlü takviye güçlü BİAKAF!", 5.02.2020, Facebook"



Biakaf | Biakaf, içeriğinde kekik, sinirli ot, mayıs papatyası ekstraktı, bal ve portakal aroması bulunduruyor. Aksu Vital Ar-Ge merkezinde geliştirilen Biakaf, bitkisel ve doğal içeriği ile mevsimsel etkilere karşı güçlü takviye edici bir ürün. İyi bir enerji kaynağı olan bal ile birlikte kullanıldığında bu destek ve etki en yüksek noktasına çıkarılmış oluyor. Biakaf'ta şeker yerine güçlü bir etki için özellikle iyi kalite bal tercih edilerek yeni ürünün doğallığından taviz verilmedi., | 4.2.2020 | https://www.aa.com.tr/tr/sirkethaberleri/gida/aksu-vital-yeni-urunu-biakafi-tanitti-/655591, 8.3.2023g

a.






biatlı | biat etmiş kimse, bağlanmış, antlı | Biz sana ezelden biatlı bir ordu, sen bize ebed müddet bir hakansın! Medine Müdafii Fahreddin Paşa ve kahraman Mehmetçikler, alay sancakları ile Peygamber Efendimizin(sav) mübarek kabrinden çıkıyor!, | Betül TOPÇU 12/B, | https://archive.org/stream/konyaihl_ufuk_dergisi/UFUK%20DERG%C4%B0S%C4%B0%202011_djvu.txt, 5.11.2019g

s.






biatlon | kayaklı koşu ile tüfekli atışın bir araya getirildiği kış sporu. | Rusyada tanklı biatlon, | T, 18.8.2014

a.






biatsizlik -ği | Böyle, emre itaatsizlik, dogmalara uyumsuzluk, itaate biatsizlik, köleliğe itiraz, amir sayılan kişi, kast, sınıf, statü ve kimliklere hakaret suçları var, | UmurTalu, HT, 20.5.2012

a.






bibehre | ... en ağır işlerden olduğundan türkçeyi öğrenmediği, öğrenmek istemediği gibi bilûmum alafranga beylere övünme sebebi olan fransızcayı da lâyıkiyle ele getirememiş, hele fünune müteallik malûmattan tamamiyle bibehre kalmış idi., | V M Kocatürk, Türk edebiyatı antolojisi, 1967, 419

s.






biber | kıl biber | yerken ağzı, geçerken yemek borusunu, sindirirken mideyi, çıkarırken de totoyu yakan çok ince sivri biber çeşitidir. 23.07.2011, kendi sokugunu dikemeyen terzi, EkşiS

a.






Biber aşı | Biber aşı: kurutulmuş sivri acı biberler önce suyla haşlanır, sonra tavuk suyuyla pişirilir. Parçalanmış ve kemiğinde ayrılmış tavuk eti, pişirilmiş biber yemeği içerisine konup karıştırılır. Yufka ekmeği ile sunum yapılarak yenir., | asicaldan, 3.3.2017








Biberiyeli | ... köy usulü ve halka soğanlı kuzu pirzolası ve biberiyeli piliç ızgara (ıspanak püresi garnitürlü) başı çekmektedir, seçim keyfinize kalmış., | J Deleon, Keyifli Konaklamalar, 1996, 13 | Üstüne avokado dilimleri ve bir adet biberiyeli-fesleğenli doğal besi etten köfte koyun. 2 KİŞİLİK Bu harika organik yeşil sebze garnitürlerinin her biri ..., | Amy Myers, Bağışıklığınızı Güçlendirin: Otoimmün Hastaları ve Beden, 2019, 259

s.






biberlemek | Dayaktan, ölümden kurtulmak için bir bıçak aldı eline, sol memesini kesiverdi. Bir güzel tuzladı, biberledi, kalan kekliklerle birlikte onu da pişirdi., | T Yücel, AM, 1964, 35

f.






biberli | Biberi olan | Üstat yine kendisine dokunduğu için iftarda biberli yemeklerin listesini hazırlamışsa da 'haşlama'yı bu listeye dahil etmemiştir., | GugukG, 24.5.1949, 3

s.






Biberli | Biberi olan. | Üstat yine kendisine dokunduğu için iftarda biberli yemeklerin listesini hazırlamışsa da 'haşlama'yı bu listeye dahil etmemiştir., | GugukG, 24.5.1949, 3

s.






Biberlik | 1. Biber konulan kap | O sırada tuzlukla biberlik takıldı gözüme. Ne komikti o ikisi öyle! | , | B Uzuner, İki Yeşil Susamuru, 18. Bs., 42 2. Biber yetiştirilen yer 3. Biberin bol olduğu yer








Biberlik | 1. Biber konulan kap | O sırada tuzlukla biberlik takıldı gözüme. Ne komikti o ikisi öyle! | , | B Uzuner, İki Yeşil Susamuru, 18. Bs., 42 2. Biber yetiştirilen yer 3. Biberin bol olduğu yer.








Biberlik | 1. Biber konulan kap. | -Buyrun allasen... Tuzu azsa koyun, aha tuzluk şurda... biberlik de işte..., | A Nesin, Ş Avrupa, 140 | O sırada tuzlukla biberlik takıldı gözüme. Ne komikti o ikisi öyle! | , | B Uzuner, İki Yeşil Susamuru, 18. Bs., 42 2. Biber yetiştirilen yer 3. Biberin bol olduğu yer, biber bahçesi.








bibi I | hala. | Halaya bibi derler bu dağlarda hemşehrim / Bu dağların üstü çıplak / Allah çırası yanar geceleri / Tatlı şeydir dam başında oturmak., Ş Belli, 26**

a.






bibi II | bk. Pipi. zeker, kamış. | Bunu, sutyensizlik modası, mini külot modası, müziği, popo kıvırtarak sunma modası gibi yeni bir moda sananlar bizde de bıçakla bibi kesme modasına balıklama atladılar., | R Şardağ, Bir şeyini kesmek, Milliyet, 17.2.1994, 17

a.






Bibliyofil | kitapsever | Bibliyofil, 'İlahi Komedya'yı seven kişi değildir. O, 'İlahi Komedya'nın belli bir tarihte çıkmış belli bir baskısını sever. Onu ellemeyi, sayfalarını çevirmeyi, cildine dokunmayı arzular. Umberto Eco / Halil Solak, 16.8.2019, tivitır

s.






bibliyografi

a.
bibliyografya, kitabiyat, kaynakça.


"Bu 464 sayfalık yeni kitap, çoğu bugüne kadar hiç yayınlanmamış 180 resim ve çok zengin olan bibliyografisiyle, ne dekoratif stillerin basit bir tarifi ne de sadece dekor tarihihidir.", Oyun Aylık Tiyatro D, 1965, S 26, 30 Eyl 1965, 22"



bibliyografik | Vazifesi UNESCO Umum Müdürüne, UNESCO'nun bibliyoografik programı hakkında fikir vermek ve kendisini bibliyografya ve bibliyografya ile ilgili sahalarda aydınlatmaktır., Behire Abacıoğlu, | Milletlerarası Bibliyografya İstişari Komitesi, ? ?

s.






bibliyoman | kitap hastası. Fakat konuşmalar ilerledikçe ondaki kitap sevgisinin âdeta marazî bir hâl almış oldu¬ğunu görüyor ve gerçek bir bibliyomanla karşı karşıya kaldığımızı anlıyorduk., | Orhan Okay, İflah olmaz kitap hastaları, Yedi İklim D, Nisan 2002S 145 (1999) | Kitaba merak sarmanın Fransızcada iki karşılığı var: Bibliyofil ve bibliyoman. Birincisi kitap muhibbidir ki kendi zevkine ve kültürüne veya belirli bir hedefe göre kitap seçer; kıskanç değildir, bunları başka kitap dostlarıyla paylaşmaktan zevk alır. Hayatı boyunca kütüphanesini kurmak için girdiği zahmet kadar, onları başkalarının faydasına sunmak, hatta dağıtmak ve sonunda hasbetenlillâh bağışlamak için de âdeta çırpınır. / İkincisi, yani kitap hastası ise her gördüğü kitabı elde etmeğe uğraşan, bunlara sadece sahip olmaktan zevk alan, sahip olduktan sonra da kimseye kaptırmayan hatta koklatmayan adamdır., | İ A Gövsa, ?

s.






bibliyomanlık -ğı | Bibliyomanlık (aşırı kitap düşkünlüğü) en dürüst insanları bile çirkin hareketlere sürükleyebiliyor. Bahsedeceğim macera böyle bir bibliyomanlıktan doğdu., | İbrahim Alâettin Gövsa, Bir kitabın romanı,

a.






bibliyoterapi | kitap tedavisi kitapla tedavi. | Haftalık bibliyoterapi seansına hoş geldiniz. | , A Perker, Oksijen G, Söyleşi, 8 Sevgili Kitap Terapisti, uzun zamandır bu yazı bekliyordum; bu hastalıktan kurtulduğumuz, dışarı çıkabildiğimiz, sosyalleşebildiğimiz... Geldi sonunda., | Oksijen G, Söyleşi, 2-8.07.2021, 8

a.






bici bici


buzlaç. karsambaç.
b.a.

Karsambaç buzun rendelenmiş hali, üstüne özel şekerli şerbet döküp muhallebi de koyarsan bıcı bıcı [bici bici] olur. Yeni moda adı buzlaç.
forum.memurlar.net/topic.aspx?id=76183129.9.2009



Bici bici | Baraj kenarında piknik yapabilir, mevsimiyse Adanaya özgü tatlı Bici Biciyi tadabilir, Kayıkhanede gün batımını izleyebilir, Dilberler Sekisinde çayınızı yudumlayabilir..., | Raillife, Ekim 2019, 20

a.






bici bici | Bici bici beee! Deyip koşmuş Safoğlan., | H Aycın, Esrarname, 63








bici bici tatlısı

b.a.



"Bici bici tatlısının tarihsel yolculuğu", NTV, 7.7.2024, 16.45 suları"



bicik | Bursa. bir kezcik. | Bicik öpüverim. | Akbilini uzatıp 'Bicik basıver.' dedi., | M E Kalıpçı, 24.3.2022

z.






biçacuk –ğu | ... / Biçacuğum kıniylan / Daha sevdalug etmem da / Bir Allağun kuliynan, | Akçaabat türküsü, 1.1.2023+ (Ünal Sofuoğlu)

a.






biçembilimci

b.a.
ilm-i uslupçu.

tr. biç-em-bilim-ci
"... sıfat olarak kullanıldığında biçemsel anlamını verir. Bu bilgi dalı uzmanlarına da biçembilimci (Os. İlmi üslûbcu, Fr. Stylisticien) deniyor. Bk. Üslûp. ÜSMUT (Os . Saadeti uzmâ, Saadeti ebedîye), O Hançerlioğlu, Felsefe ansiklopedisi, 1980, C 7, 110 "



biçemsel





"Ama 'Bir soru' başlıklı son öykü, bir çocuğa babasının ölümünü duyurmanın acısını anlatırken, Tosuner öykücülüğünün biçemsel başarısını doruklandırıyor . Necati Tosuner'in öykücülüğümüzde görmezden gelinmeyecek saygınlıkta bir çabası ve katkısı var.", F Akatlı, Bir pencereden: inceleme, 1982, 340 "



biçemsel

s.
uslup açısından, usluba dair.

tr. biç-em-sel
"... biçemsel , genel olarak sanatsal sorunlarına da pek yer olmayacak doğallıkla. ", F Akatlı , Yaz başına neler gelir: denemeler, 1980, 97 "



biçer

a.



"Ömer biçerleri gösterip: -Onlar ne Ali ağabey?", H Kıyafet, 1981,10"



biçer | Ömer biçerleri gösterip: -Onlar ne Ali ağabey? , | HKıyafet, 1981,10

a.






Biçici | Benim güllerim sarıdır. Kehribar bir tahtta oturan deniz kızının saçları kadar sarı, biçiciler orakları ile gelene kadar çayırlıkta açılan altıntop çiçeğinden de daha sarıdır., | Wilde, Abamor, tsz, Mutlu Prens, 23

a.






biçilgen | ... şiş indi. Şiş indi, ama bu iniş nefesi yedi köye ulaşan hocanın üfürüğündendir, dediler. Bir kadın: -Yıllar öncesi bu parmaklarımın arasındaki biçilgen yaralarına kurum sürüyordum. Sen bana saydın. Ben de kurumu saklattım ..., | İbrahim Kuyumcu, Bir avuç toprak için: notlar, 1963, 125

a.






Biçiliş | Sehere açıp beynini ve halkın / Bitmeyen keklik biçilişlerini / Gelincik demetleri yapıp kırlardan / Saklayan bağrına bir kuş / Varsa orada., | Tekin Sönmez, Yeryüzü sevdiğim, 56

a.






Biçilmiş kaftan | Konuşmayan, sinirli, gururlu, canı sıkılan, denizi sevmeyen, yalnızlığı ortadirek yapmış, kentler için biçilmiş kaftan bir ailem varmış., | F Ulay, 1988, 48

s.






biçim

a.



İhering biçim özgürlüğü korur keyfiliği önler



biçim biçim muhtelif, türlü, çok çeşitli | Rafların üzerine düzinelerle, biçim biçim, şekil şekil biblolar, vazolar, heykelcikler sıralıydı., | CUçuk, CB, 161








biçimce | Klitik ya da biçimce, sesbilimsel zayıflığı nedeniyle diğer birimlere biçimbilimsel olarak bağımlılık gösteren yapılardır. Bağımlı olduğu birimden sonra gelen klitiklere enklitik/sonbiçimce, önce gelen klitiklere proklitik/önbiçimce, birimin kökünün içine giren klitiklere endoklitik/içbiçimce adı verilir. Vikipedi 8.8.2022,

a.






biçimine getirmek –i bir punduna getirmek | Kızı biçimine getirir, haracını alır, dükkânı açar, başlardı tıkır tıkır alış verişe., | OKemal, 1969, 73








biçimlemek

f.
biçimlendirmek.


"Çubuklarımız dumanlı / Kocatepede Mustafa Kemal'in / Sırtını yepenleyişini anlattı / O koca gerillacı / Sonra bir okul biçimleyerek göğsümüzde / Bir de öğretmen çağırdık / Köyümüze.", Orhun Oğuzkan, Çağrı, Yelken D, S 141, kas 1968, 29"



biçimlemek | Sonra bir okul biçimleyerek göğsümüzde / Bir de öğretmen çağırdık / köyümüze, | Orhun Oğuzkan, 29

f.






biçimlenedurmak | Kitap, 1500 yıla yakın bir zamandır biçimleneduran, dünya edebiyatına eserler, yazarlar, en dikkat çekicisi de birçok evrensel karakter vermiş İngiliz edebiyatına derli toplu bir bakış atmakta., | Nurduran Duman, Cum Kitap, 23.5.2018, 16

b.f.






Biçimlenedurmak | Kitap, 1500 yıla yakın bir zamandır biçimleneduran, dünya edebiyatına eserler, yazarlar, en dikkat çekicisi de birçok evrensel karakter vermiş İngiliz edebiyatına derli toplu bir bakış atmakta., | Nurduran Duman, CumKitap, 23.5.2019, 16

f.






biçimleştirici

s.



hafıza oluşturucu s. mübrem bir ihtiyaç haline gelen zaruri ve sade dinî bilgilerin ve tavsiyelerin aktarılması, dinî bir hissiyatın oluşturulması için yan unsurların, hafıza oluşturucu/hatırlatıcı/canlandırıcı görsel malzemenin kullanılmasını teşvik ve tahrik edecek 34



biçimleyici

s.



"İ Sungurbey, Medenî hukuk terimleri S, 1966, 18 | "-sini ya da irtifak kurulmasını amaçlıyan kişisel haklarda, karşı-edim hakkı da mülkiyetle birlikte gene borçluda kaldğından, tapu kütüğüne şerh edilen kişisel hak sahibinin bozucu-... biçimleyici ( yenilik doğu- ran ) dâvasına karşı [ 15 ] üçüncü kişi defi yoluyla da bir karşılık isti- yemez | şu var ki üçüncü kişiye intifa hakkı tanınmışsa , bu kişi , tapu kütüğüne şerh edilen kira hakkı sahibinin intifa hakkı tanınmışsa, bu kişi, tapu ... ", Mukayeseli hukuk araştırmaları D, 1968, C 2-4, 129"



Biçimlice | Karnına biçimlice yapıştırdığı ayakları, bu çizgiler boyunca su yüzünü yalıyordu., | R Bach, Martı, 13

z.






biçimsellik –ği | biçimsel olma hali, formellik. | +Hızın sebep olduğu hazım sorununu, sahte biçimselliklerle çözümlemeye çabalıyoruz. Anlamın özümsenmesinin ve hakikat bilgisine nüfuz edebilmenin ancak belirli bir zamansal ritim ile mümkün olacağı gerçeğini tümden unutuyoruz., | MKılıç, TürkiyeG, 27.8.2015

a.




GTS+



biçimsiz

s.



"Ayşe bir gün evvel bozarak, sırtına uydurduğu gök mavisi elbisesiyle odaya girince, bütün başların kendisine döndüğünü, içi sızlayarak görüyor... Bu bakışlar, belki üstündeki biçimsiz elbiseye, belki de şaşkın girişine..", C Uçuk, DŞ, 1971?, 12"



biçimsizlikler | Ama Türkiye'de neredeyse bütün normalleşme teşebbüsleri, laiklikle alakalı olanlar daha fazla olmak üzere (bugüne kadar uzanacak tarzda) müdahaleye uğrar, kesintiler yaşar, biçimsizlikler bir yerlerden baş verir..., | İ Kara, derin Tarih, Tem 2021, 2-6








biçinmek | Kendine elbise biçtirmek, kestirmek. | Gö?ül var abdâl ol hırka biçin de / De?edi? tâli'in bir-ki kaçında / Felek beni görmüş halkın içinde / Gözini gözümden ırmak istemez., Kuloğlu

f.






biçisiz ölçüsüz biçisiz terkibinde geçer | Çünkü yaşam da ölçüsüz biçisiz, kunt mimarîden uzakmış., | Sİleri, Z, 26.2.2012

s.






Biçivermek | Biçiverin bütün silahlarla, isterseniz, / Duysunlar ta uzaktan, oradakiler, / bulundu bir yeni yer., | Dağlarca, VK, 100

bf.






Biçivermek | Biçiverin bütün silahlarla, isterseniz, / Duysunlar ta uzaktan, oradakiler, / bulundu bir yeni yer., | VK, 100

bf.






Biçivermek | Biçiverin bütün silahlarla, isterseniz, /Duysunlar ta uzaktan, oradakiler, /bulundu bir yeni yer., | VK, 100

bf.






bidâyet mahkemesi | |Birinci derecedeki muhâkeme | Premiére instance yani bidâyet mahkemesi, ikinci derecede tetkik ve hükm edecek mahkemeye | Cour d'appel yani müracaat ve istimdâd divanı ki bizde istinaftır, üçüncüsüne | Cour de cassation dedi ki bizde Mahkeme-i Temyiz'dir .Abdurrahman Adil, Mahkeme-i Temyiz, | 47-54.

s.a.






bide | bide | | Karşıdaki lavabonun üstünde dört köşe yeşil bir sabun duruyordu. Güldüm. Ne sabunun ne de bidenin yapacağım iş için lüzumu yoktu., | Erostrate J P Sartre/ E Keymen, Sanatlar, C1, S 1, 24 | Klozet bide olsun mu olmasın mı, gündeme bakar mısın? | , | YKaraahmet, T, 1.2.2014

a.




GTS+



Bide | Hemen, derhal. | seninkiler yok ayak izleri arasında / botlu iskarpinli çoraplı çıplak senin ayak izlerini birde tanırım // oralarda on dokuz yaşıma rastladım / birbirimizi bide tanıdık / oysa birbirimizin yüzünü görmüşlüğümüz yoktu fotoğraflarımızı bile ama yine de birbirimizi bide tanıdık şaşmadık el sıkışmak istedik, | Nazım Hikmet, Bİ KSŞ, 85//86

z.






bider | Tohum BTS ve TarS+ | Bizr: tohum'dan | Ötekiler küçük toprak sahipleri, yarıcı, veya üçte birisi köylülerdi ki, vilayete bider, kazma sapı, yahut çapa için ırgat tedarikine gidiyorlardı., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 22




ar.



bidermayer san. | Biedermeier devri 1815 ve 1848 arasında Orta Avrupada orta sınıfın büyüdüğü ve sanatların ortak hislere hitap ettiği bir çağa göndermede bulunur. Napolyon savaşları sonunda Viyana Kongresi ile başlar 1848'deki Avrupa devriminin başlamasıyla sona eder. Terim tarihi bir referansa sahipse de ekseriyetle edebiyat, müzik, görsel sanatlar ve iç süsleme alanlarında inkişaf eden sanat tarzlarını ifade etmek etmek için kullanılır. | Salonun ortasındaki abanoz sehpanın ve her bir duvardaki On altıncı Lui, Bidermayer, rejans tarzındaki konsolların üstünde, gümüş vazolar, biblolar, ve şamdanlar ışıl ışıl parlıyordu., | İOAnar, GK, 80

a.






bidon | fr bidon İçine çeşitli maddeler konulan, sac, plastik veya çinkodan yapılmış kap. bidon kafa | bidon kafalı, aptal, geri zekalı. | Böyleleri, Küba'da doğmuş olsalar Fidel Castro'ya hayranlık duyacak, Kuzey Kore'de eğitilseler Ulu Önder Kim Jong-il'in ideolojisine dudak bükenleri bidon kafa ilan edeceklerdi., | SKaya, T, 19.6.2011

s.a.argo






bidon kafalı | aptal, geri zekalı | [O]nlara 'bidon kafalı' demek olduğunu fark edemeyen..., | MAltınok, T, 20.8.2010

s.






biel/biyel | bielle Makinelerde, bir ucu pistona, öbür ucu volanı çeviren kaldıraca geçirilmiş, pistonun doğrusal hareketini krankta dairesel harekete çeviren, hareketli kol | Biel kolu tornası / biel kolu çıplak tornası / Anadolu motor yenileme atelyesi Halit Onurlu-Hüseyin Taşkesen, Ankara, | Develili, reklam sonra

a.


fr.



biel/biyel | bielle. Makinelerde, bir ucu pistona, öbür ucu volanı çeviren kaldıraca geçirilmiş, pistonun doğrusal hareketini krankta dairesel harekete çeviren, hareketli kol. | Biel kolu tornası / biel kolu çıplak tornası / Anadolu motor yenileme atelyesi Halit Onurlu-Hüseyin Taşkesen, Ankara, | Develili, reklam sonra

a.


fr.



bienal | iki yıllık | En hoş olan da... Ehemm... dekorun tuhaf albenisiydi. Yani şu 'happening' tarzı falan olmalı. Sen bir bienale katılmalısın anne. Dedi çekinerek Kerem. Sanatçı ruhludur. O., | B Uzuner, Karayel Hüznü, 1993, 42

a.






big bang | büyük patllama. | Birinci Dünya Harbi metaforik anlamda bir Big Bang'dir; bunun yarattığı fay kırığının bütün dünyada büyük bir dönüşüme yol açmış, ancak en derin izlerini Türkiye'de bırakmıştır., | Bayvazoğlu, Z, 6.9.2012

a.


ing.



big bradır büyük birader. | Big bradır is vaçing yu ve bu büyük ağabey senden oldukça memnun., | AyçaŞen, T, 1.4.2012








big size | Oku: big sayz: büyük ölçü, büyük beden. | Big size XL XXL XXXL, | 2.9.2024, Merter

b.a.


ing.



biganelik -ği | Görüş yârenlerinle böyle bir biganelikten geç., | Hengamî, 35

a.






Bigudili | Bigudilenmiş. | saman sarısı saçları bigudili mavi kirpikleriyle yüzünde bulut, | Nazım Hikmet, Bİ KSŞ, 87

s.






Bigün | Bir gün. | Ben de gidersem bigün bu biçim bir sağnakta / Alı al moru mor bir sandal gibi acaba / Yıllar sonra yılmayıp yine / Çarpar mı yüreğim yurdumun sahillerine? , | Can Yücel, Baharla ölüm koşmaları V, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 173

z.






bîhaber | habersiz, bilgisiz. | Ey hayatından bîhaber kişi! Dünyada en güzel şey, Allaha yalvarmak ve onun sana seslenişinin hazzına ermektir., | Gelin tacı, 4

s.






bihruzlaşmak | Fazıl Yenisey'in çeviri metnini esas alarak yazılmış incelemelerinde asıl metinde hiç olmayan noktalara değinen eleştirmenler, araştırmacılar; ne yazık ki Bihruzlaştıklarının, hiç yazılmamış olanı okuduklarının farkında olmazlar., | HilmiYavuz, Z, 4.1.2012

f.






bîhüner | hünersiz. | Yad güle bülbül mü konar? / Çark-ı felek aksi döner. / Kemalî kemter, bîhüner, / Nerde idin sen dediler., | Borlu Kemalî Baba, 55

s.






Bikarbonatlı | Kızılay doğal maden suyu. Kalsiyumlu magnezyumlu bikarbonatlı zengin mineralli su, | Kızılay Maden Suyu, 27.8.2022+

s.






bikırıcık | Olursa dahiliye uzmanı olmalı iyice yaşlanan annesine ve babasına faydası dokunmalıymış. Ama o ne yapıyormuş? Bikırıcık ders çalışabilmek için evde bizimle boğuşmadığı kalıyormuş., | N A Gökduman, 65

s.






bikini bölgesi | Maru-derm leke karşıtı beyazlatıcı krem kullanım alanları: *yüz *koltuk altı, dirsek, diz * bikini bölgesi, | Maru-Derm, 17.1.2023

a.






bikinili | bikini giyinmiş olan. | Vakıflar Sineması Bugün 2.30 ve Buakşam Saat 9.30da İki yeni seks filmi 1) Bikinili Dilber ve 2) Kürtaj, Bozkurt G, 24.6.1977, Y 26, S 9071, 4 | Biraz sonra misafirler alt kamaraya inerek mayolarını giydiler. Kadınların beşi de bikiniliydiler., | G Alagöz, 1979, 71

s.






biksi | Bixi. PK Makineli Tüfeği, Sovyetler Birliğinde tasarlanan 7.62mm'lik genel maksat makineli bir tüfek. | Bu bölgede düğünler Bixi ile kutlanır, | Hr, 08.05.2009

a.






biksici | Askerlik hakkında bugün öğrendiklerim: | 1. G3 kötü teper 2. G3 şişer 3. Keleş süper 4. G3 şişer 5. Kanas süper 6. G3 kötü teper 7. MG3 çok kötü 8. G3 şişer 9. Herkes askerde kanasçıydı 10. Herkes askerde biksiciydi 11. G3 şişer 12. Keleş süper 13. Yanlış biliyorum araştırmam lazım., | @BSahtebilim, 9.9.2023, X

a.






bilâ afiv | afsız. | -Kulağında, efendim. dedim. Bir iyi çıkıştı, üç izinsiz | bilâ afiv verdi., F R Atay, EK, 1953, 44




ar.



bilader | Teklifsiz kon. Birader. | Birkaç ay sonra arkadaşlarıyla otururken CPTA, 'Çok güzel bir duygu babalık, herkes tatmalı bilader!, | dedi sevinçle ve mutlulukla ve az biraz kederle., | Onur Çalı, 40

a.






bilakaydüşart | Kayıtsız şartsız | Bilakaydüşart senin, sana râm, senden daima cüda / hadi akla onu, koy kuralı, hoşa git –yazılıyor somut tarihin / içimden çıkma çıkma –verme şifa filan / yürü kalbe müteaddit, | Hayriye Ünal, Dergâh, | 351, Mayıs 2019, 31

s.






bilale anlatır gibi anlatmakTane tane anlatmak, tek tek ne yapcağını söylemek. Bir işi karşıdaki kişinin anlayabilmesi için en basit hali ile anlatmak. 2020+

dey.






Bilalî | Acı çekmek böylesine diriltecekse imanı, asırlarca acı çekmeye, örselenmeye, Bilalî bir cesaretle kayaların altına uzanmaya razıydı., | N A Gökduman, 90

s.






bilardolu | bilardo masası bulunan yer veya mekan | Eski köşkün yemek odasından bilardolu hole çıkılan kapı yanında bir kahepe vardı., | FRAtay, MütarekeD, 95

s.




GTS-



Bilbul | Hürriyet Cumartesi Bilbul bulmaca eki, Hürriyet ile birlikte ücretsizdir., | 24.2.2018

a.






Bildiği hava çalmakhakkında bilgisi olduğu hususta konuşmak. | Fakat oruca, zekata, kurban derisine, kadınların, kızların yaşayışlarına karışmasına, şarap yapmanın zararı olup olmadığını tartışması hiç hoşuna gitmez ve kendi kendine, 'Ne olur bu Müslümanın evladı kendi iyi bildiği havayı çalsa da başkalarına karışmasa!' derdi., | Kırımer, 1967, 34

dey.






Bildik | Bir babanın içinden kopan | Oğlum! deyişi / Bir bildik çehresinin sıcak gülümseyişi., | Köstekçi, 22, 16.1.934? | Misafir -(İyiden iyiye şaşalamış)- Fakat billahi oğlum sevimsiz bir erkek değil, bir kadın biliyorum aylarca oğlumun peşini bırakmadı, fakat bu, bildik karısıydı. Mithat, elini sıktığı bir adama ihanet edemezdi..., | R N G, Tanrı Misafiri, 103

a.






Bildimcik olmak yeni. | Buldumcuk olanlar gibi bildimcik olanlar da var!, | Fethi Gedikli, 27.8.2023








bildimcik/bildimcikkuşu | Bu arada âdeti olduğu üzre en | cesur, | yürekli, | külyutmaz pozlarında en çıkarcı, pozisyoncu, bildimcik, samanaltındansuyürüten edasını kuşanıyor. Kuaför aynasında., | PMağden, T, 16.8.2011 | bilgiç | Elbette emekli sosyalist abi (ki burdaki sosyalist lafının yerine yazar-şair-bildimcikkuşu gibi farklı sıfatlar koyabilirsiniz, durum değişmez) Yıldırım Türker'in ilk sansür edilişi değildi bu; neticede Eyüp Can Sağlık'ın yönettiği | emret başbakanım gazetesinden söz ediyoruz., | BAltuğ, T, 26.8.2012

a.






bildirge | beyanname, manifesto. | Eskiler deklarasyonu 'beyan' ve 'ilân' kelimeleriyle karşılarken manifestoyu 'beyanname' ve 'ilânname' olarak çevirmişler. Bu durumda deklarasyona 'bildiri', manifestoya 'bildirge' denilebilir., | Mehmet Doğan, KararG, 17.1.2019

a.






bildirgeç | beyanname, bildiri | Daima 'ricit'tir. Her dem, yayınlayacak bir 'bildirgeç'i vardır., | YZCömert, Star, 24.10.2012

a.






bildirili | bildiri ile | Terör örgütünden öğretmenlere bildirili tehdit, | M, 29.10.2015

s.






bildirim | Yazısına henüz başlamıştı ki telefonuna bir bildirim düştü. Nazlı'dandı bu bildirim mesajı. Nazlı evleniyordu ve düğününe onu da davet etmişti., | Kazancıoğlu, 182

a.






bildirimsel | bildirmeye dönük, bilgi kabilinde. | Davanın hâkimi Norberto Oyarbide bu hususları bilmeli ki almış olduğu kararın sadece gerçeği ortaya çıkarmayı amaçlayan | bildirimsel bir karar olduğunu söylemiştir. Diğer bir deyimle bu karar hâkimin 1915 olayları hakkındaki kanısını ortaya koymakta ve başkaca bir sonuç yaratmamaktadır., | ÖELütem, AVİMA, 5.4.2011

s.






bildirimsiz | Birinci fıkra hükmüne aykırı davranan işçilerin iş bağıtları işverence bildirimsiz ve tazminatsız derhal bozulabilir., | İÜİFD? , 1962, S 131-132, ? geri-bildirimsiz | Sözel açıdan tek yönlü (geri-bildirimsiz) kaldığı süre ce buna, İlal (1991)'e uyarak, iletim demek daha doğru olur., | Ömer Demircan, İletişim ve dil devrimi, 2000, 59 | İşverenin bildirimsiz fesih hakkı, | Gerekçeleriyle birlikte İş Kanunu ve Deniz İş Kanunu, 1967, 166

s.

huk.




bildiriş | bildirme, malumat, ilan, haber verme, genelge* | Bilgi edinilmesini ve bildiriş uyarınca işlem yapılmasını rica ederim., | 27.04.1995 VGM genelgesi. AzT.*

a.






bile

z.
birlikte.

tr.
Hacılar girdiler yola / Cümle refikleri bile. / Gidin yol mübarek ola / sizi allahaısmarladık 15



bile | Gelin bile birlik gidelim / Korurum hepinizi aklımın duldasında., | C A Kansu, Elazığlı bir halk öyküsü, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 131 | Bir atım var, bir de güzelim, / Vurgunum onlara bile gezerim. / Atıma Ceylân, güzele Cânân derler, / Kızanlar bize de, Can efe derler., | Celâl Beykal, 1956, 16








bile birlikte. | Burası derin orman görünmeyelim aman / Senin gibi güzelin canım yoluna kurban / Kadırganın başına dolu yağıyor dolu / Seni gavurun kızı dursak bile ne olur? , Atmacayı vurdular, Giresun








bile isteye








bilece ed. Birlikte, beraber. Kale kaleye karşı da / Vay zalım da vay güzel / Kalenin dibi çarşı / Gel bilece gezelim de / Vay zalım da vay gurban / Dosta düşmana karşı., | Halk türküsü








bilegelmek

b.f.



"Bu bir mutlu son mu? Bir anlamda, evet. Çünkü hayatın müthiş sillesini yemiş ve tüm dengesini yitirmiş, bedeni kadar ruhu da yaralı Lisbeth, bir ideal ülke olarak bilegeldiğimiz İsveç'i bizlere herkesin şüpheli, her adımın tehlikeli olduğu bir coğrafya olarak sunup bir tür 'İsveç usülü paranoya' yaratan bu maceranın sonunda yaşama dönebilme umuduna kavuşuyor.", https://www.sabah.com.tr/cumartesi/2011/04/02/medyanin-bitmeyen-misyonu, 2.4.2011"



bileğlenmek* | Bu acı kahır ile bileğlenen muhacirler de, keskin bir bıçak gibi karşı taarruza geçerek, düşman askerlerinin üzerine dolu dizgin bir şekilde yürümeye başladılar., | M H Alşan, 21

f.






bilek saatı | kol saatı. | Vâhit, hediye getirilen oyuncakların bir kısmını kutuya doldurmuş, getirmişti. Bunlardan bir tanesi Niyazi'yi ağlatacak kadar mahzun ediyordu: Küçük bir bilek saati, | Güntekin, SY, 90 | Solundaki acı kırmızı dökarlı kadından kolunu kurtararak bilek saatına baktı., | O Kemal, 1969, 39 | Kocaman yüzü siyah, sert kıllarla kaplı adam bilek satına baktı., | OKemal, 1969, 18

a.




GTS++



bileklik –ği | 1. Oyunlarda bileğin incinmesini önlemek için bileğe takılan meşin sargı. 2. | Aksesuar amacıyla bileğe takılan ince zincir, vb. şey.

a.






Bilem ed. Bile. | -Onu biz bilmeyiz. Yarın kirazlar gelecek. Reis beyin sıkı emri var. Gazeteciler bilem gelmiş. Sizin yüzünüzden Küçükkonak rezil mi olsun yani? , | N Tuncer, Trafalgar, 142 | Mustafa Kemal'in oğlu yenilmez, tutsak olmaz, / Adını vermez süngüler altında, / Kellesini verse bilem., | Dağlarca, DA19MD, (1969), 1998, 9








bilem hlk bile. | Ben çok bastım, bir kişi bilem uyanmadı., | Kıyafet, 1981, 49 | Al işte, gene para! – | Hiçte bilem değil., | FDoğan, T, 29.9.10








Bilemek | Yüzüme bakınca ciğerim deler / Hallac Mansur gibi cihanı eler / Bir sıbyan misali beşiğe biler / Beni mahlûk kendini hâlik bilir., | Hengamî, 22

f.






bilememezlik –ği | bilememe hali. | Sosyalist saflarda müthiş bir boşluk, bilememezlik, çaresizlik hakim oldu., | RMargulies, T, 17.12.2011

a.






bilen ed. bile. | Kaalk!... Kalk sünepe herif!... Bi dostun bi metresin bilen yoh! Yıllardır sürünüyoruz. Git, çalış kazan yoksa boşuycam seni..., | R Erer, Tehlikeli ilişkiler, 2000








bilendırlamak | Bir kısmını da bilendırladım., | H A Keskin, 3.7.2022

f.






bileşenli | bileşen-li bileşeni olan. | Çok Bileşenli Bir Plazmanın Matrisel Analizi ve Devre eşdeğeri The Matrix Analysis and Network Representation of a Multicomponent plasma / Bu makalede , lineer , üç bileşenli ve ..., | H Ergun Bayrakçı, İTÜ Bülteni, 1972, C 25-26, 39 | Üç bileşenli çeki dinamometresi: Tarım makinalarından, çalışmaları esnasında taşıta tesir eden kuvvetler taşıt dengesini önemli derecede etkilemektedirler., | ODTÜ, 1968, S 17, 86 | Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Kremlin Sarayı'nda resmi görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Putin, İngiltere'nin, Ukrayna'ya zayıflatılmış uranyum gönderme planını eleştirerek, | Kolektif Batı nükleer bileşenli silahlar kullanmaya başladığında karşılık vereceğiz dedi., | Hr, 21.3.2023

s.






Bileşiksel | bileşikle ilgili. | Eğer birbiri üzerine etki eden cisimlerin ikisi de bileşik olursa o zaman bu güce tercih ettirici bileşiksel/katlı çekim gücü (kuvve-i câzibe-i müreccihe-i muzâ'a[f]) denir, | İbrahim Edhem Paşa, Jeolojiye giriş: Medhal-i 'İlm-i Jeoloji, 2020, ?

s.






Bileşim | Nereye gittiğini bilememek düşüncesine kolay kolay alışamıyordu. Bir düşünce bileşimi Gallagher'i hatırlattı ona. Onun memleketini görmek için sabırsızlanışını kıskanıyordu., | S Maugham, 1959, 14

a.






Bilet | koltuk bileti merdiven bileti | 16 Eylül pazartesi akşamı yapılacak gösterinin koltuk biletlerinin tükenmesi üzerine Instagramdan merdiven biletlerinin satışa sunulduğunu açıklayan Sekban..., | HrKlbk, 26.8.2019, 3

a.






bileti kesilmek | Görevine son verilmek. | Beşiktaş Sağlam'ın biletini kesti. Metalist karşısında ağır bir yenilgi alarak Avrupa defterini erken kapatan Beşiktaş'ta fatura Ertuğrul Sağlama çıkarıldı. 04.10.2008 gazeteler.

bf.






Biletleme | Aşağıda, rezervasyon ve biletleme ile ilgili detaylı bilgi verilmiştir., | THY yolcu ve bilet bilgisi, 17.8.2015

a.






biletleme | Ekte, rezervasyon ve biletleme ile ilgili detaylı bilgi verilmiştir., | THY notu, 25.2.2014

a.






Biletlenmek | Allah hüzüne (şarkıda blues) biletlenmişlerden etmesin kimseyi. İyiye ve güzele gidiş olsun hepimiz için inşallah., | K Beşirli, Töl, vatsapı, 25.9.2021

f.






Biletsiz


bilet olmadan.
s.
fr. billet + tr. -siz
"o gün otobüste ses etmiyor ama / kalbi duracak gibi / biletsiz yolcuydu ortada / son durağa varmadan / biletli gibi ağırdan alarak / elleri cepte iniverdi maçka'da",
V Çiçekli, 1991, 59



Biley | Bileği. | Gözlerim bileyden yeni çıkmış bir bıçak, / Yanaklarımda bıyıkların kangal kangal zinciri! / Bir vuruşta kafiri boyda boya iki şak / Edecek kadar pazılarım iri!, | Ortaç, BRE, Denemeler, 63

a.






Biley taşı / bileyi taşı | Sonra efendime diyem: / Ucu ince / Kemik saplı bir usturam var keskince / Kapkara bir bel kayışım / Bir de ufak biley taşım., | Ş Belli, Ağa kapısı, 27 | Bileyi taşı | -İyi ama... demişti, bu balta bilenmek ister. Kör balta ne işe yarar ki? Bileği taşı annemin evindedir, annemin eviyse işte şu denizlerin ardında... Hele ona benden bir selam ulaştır, bileyi taşının sana vermesini söyle., | O Hançerlioğlu, 1956, 77

a.






Bileycili | bileğisi olan, bileğili. | naturelo ve bıçak bileyicili bambu kesme tahtası 59,90 tl adet peşin fiyatına 6 taksit, | BİM, 1.7.2021 (Enez)

s.






Bileylenmek | Sınav saati yaklaştıkça daha bileyleniyordu herkes... 'Ya hep ya hiz!' sloganları arşa yükseliyordu., | N A Gökduman, 91

f.






bilezik | 6+. | Kuyuların ağzını sağlam tutmak için yapılmış özel tahkimat* | Kovayı kuyuya salıp çekerken birde ne görsün kuyunun ağız bileziği taş olmasına rağmen, kova ipi ine çıka dört parmak hatta bir karış o bileziği yarmış., | HBurkay, 51 | Az gitmiş uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş, yolu bir çöle varmış. Çölde bir kuyu görmüş. Kuyunun bileziği taştanmış., | H Aycın, Esrarname, 113 | Sonra, iri taşlarla kuyunun en tepesine bilezik yaptılar. Artık kuyu ne sudan etkilenirdi, ne de rüzgardan., | M İzgü, ÖK, 99

a.




GTS++



Bilezik bozma | Bağc. | Hangisi bağcılıkta meyvelerin kalitesini ve iriliğini artırmak için kullanılan tekniğin adıdır? Bilezik bozma., | 26.10.2019

a.






Bilezikli | Bileziği olan. | Şehitliğin orta yerine mermer bilezikli bir de kuyu kazılmışdı., | Donanma Mecmuası, Çanakkale 5-18 Mart Zaferi ve Bir Destanın Hatıra Panoraması, ed. M Bıyıklı, haz. A Günhan-K N Erden, Ekim 2011, 70 |

s.






Bilge Emeç ruhu: | Bense, | Bilge Emeç ruhunun tamamını anlayabilmek için | meftun olmak duygusuyla birlikte | düşman olmak duygusunu da hesaba katmamız gerektiği görüşündeydim. Şöyle yazmıştım: | Aköz'ün söylediği doğru: İçinizi yakıp kavuran acının müsebbibinin, meftunu olduğunuz bir ideoloji olmasından kuşkulandığınızda, sırf bu duygunuz nedeniyle kuşkunuzu bastırabilirsiniz... Fakat suç, aynı zamanda düşmanınızın üzerine yıkılmışsa ya da yıkılmaya gayret ediliyorsa, meftunu olduğunuzla ilgili kuşkunuzu çok daha güçlü bir biçimde bastırırsınız. Ben, burada böyle ikili bir psikolojinin devrede olduğu kanaatindeyim. | Danıştay saldırısında bilge emeç ruhu, | AlperGörmüş,, T, 27.4.2010








bilgece

z.
s. bilgeye yaraşır 2. z. Bilgeye yaraşır bir biçimde | hakimane.

tr. bil-ge-ce
Bilmiyor muyum sanki, işleri elişi kağıdı kesmek olanların gölgelerinin düştüğünü başaklara? Kara, kara, kara... öylesine siyah düşmüşsün ki haritaya | bilgece koymuşlar adını vaktiyle. Şimdiyse Cehennem yazıyorum 71



Bilgelemek | Bilge hale getirmek | Günü güne ulayıp yaşlılık adımlarını bilgeleyenler eski dostlarını gördüklerinde, o eski günler olaydı, diyorlardı., | Ömer Say, 2010, 13

f.






Bilgelemek | Bilge hale getirmek | Günü güne ulayıp yaşlılık adımlarını bilgeleyenler eski dostlarını gördüklerinde, o eski günler olaydı, diyorlardı., | Ömer Say, 2010, 13

f.






Bilgelemek | Bilge hale getirmek. | Günü güne ulayıp yaşlılık adımlarını bilgeleyenler eski dostlarını gördüklerinde, o eski günler olaydı, diyorlardı., | Ömer Say, 2010, 13

f.






bilgeleştirmek | Sorun hem bilgeleştiriyor hem de yaratıcı kılıyor., | ZiyaDoğan, T, 7.8.2011

f.






bilgi bankası

b.a.



"Ortak Veri Temeli" veya "Bilgi Bankası" zaman zaman birbirinin yerine kullanılan fakat anlamca birbirinden farksız kavramlardır.", Fevzi Sürmeli, Sistem yaklaşımı açısından finansal bilgi sistemi ve maliyet ... 1978, 52"



bilgi profesyonel | İngiltere ve ABD'de son yıllarda, lisans düzeyindeki eğitimde sadece temel derslere yer verilmekte, uzmanlaşmaya lisansüstü programlarla gidilmektedir (Mortezaie, 2002). O halde böyle bir genel eğitimle bilgi profesyoneli nasıl ..., | Balkan Ülkeleri kütüphaneler arası bilgi-belge yönetimi ve ..., 2008, 41 | Bilgi profesyoneli, çalıştığı kuruluşun amaçlarının yerine getirilmesinde bilgiyi stratejik olarak kullanır. Bilgi profesyoneli bunu bilgi kaynaklarını geliştirerek, yayarak, yöneterek sağlar. Hedeflerine ulaşmada, teknolojiden ..., | Türk kütüphaneciliği, 2005, C 19, S 1-4, 114








bilgi uçurma hakkı | huk.

b.a.






bilgi verici b.s. | Sadece Semavi Hoca değil, başta İbrahim Hakkı Konyalı olmak üzere daha birçok kalem erbabının bu vadide ilgi çekici, bilgi verici yayınlar yaptıklarını biliyoruz., Dursun Gürlek, YŞ, 04.05.2025








bilgibilim | Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü ve Danimarka

a.






bilgiç | Elbette emekli sosyalist abi (ki burdaki sosyalist lafının yerine yazar-şair-bildimcikkuşu gibi farklı sıfatlar koyabilirsiniz, durum değişmez) Yıldırım Türker'in ilk sansür edilişi değildi bu; neticede Eyüp Can Sağlık'ın yönettiği | emret başbakanım gazetesinden söz ediyoruz., | BAltuğ, T, 26.8.2012








Bilgiç bilgiç | Su // Anlatılanları ilk önce anlar gibidir / Öğrenmişçesine parlar / bilgiç bilgiç., | Dağlarca, okulumuz 1'deki, İstanbul 2007








bilgiççe zf. bilmiş bilmiş | Bilgisayar çağı diyoruz ama, geçmişin bilgiççe yargılarında tıkanıp kalıyoruz., | Sİleri, Z, 22.1.2012








Bilgiçlik taslamakSabri Aydaş'ın yaptığı da marifet sanki, uydur baba uydur... Bir de üstelik, insan sözlüğüyle düşünür, diye bilgiçlik taslar. Pöff, bu da ne saçma bir lakırdı..., | O Hançerlioğlu, 1959, 46

dey.






bilgileşim | karşılıklı bilgileşme hali. | Türkiye Bilgileşim Ajansı Derneği., | TYılmaz, 31.5.2011 posta

a.






bilgileşme | Demek ki bilgiden değil bilişmekten, bilgileşmekten bahsediyoruz. Burada hemen taayyün eden şudur ki, 'bilişmenin/bilgileşmenin mecralarında emniyet' ile 'o esnada vasıta edinilenlerde kurulu tedbir' maksudunu ibareleştirmek iktiza eder., | TYılmaz, 14.7.2011 eposta

a.






bilgileşmek | Bir millette bilgileşmek, mütedahile genelleştirilememişse içlerinden bazılarının malu¬mata muttali bulunması, alim olması o milleti yükseltmek için yeterli değildir., | TYılmaz, Niçin Bilgileşmeliyiz? , 31.5.2011 eposta

f.






bilgin

s.
bilen.


"Esmer delikanlı, akordiyonun kayışını omuzuna geçirdi. Çengelleri açtı. İnce uzun parmaklı elleri, bilgin korkusuz hareketlerle oynuyordu. Beyaz düğmeciklerin tuşların üzerinde parmaklarını dolaştırarak uyuyan sesleri uyandırdı.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 120"



bilginlik –ği | Bu kardeşlik bağını hem şuurlu olarak, hem manevi duygu, feraset bilginliği açısından bilen Atatürk bir gün Sovyetler Birliği'nin de çökebileceğine işaret etmiş ve şu sözlerle o güne hazır olmayı istemişti:, | AKara/MŞahanov, 30.7.2012 mülamakat, eposta

a.






bilgisayar | Malum makine. | giyilebilir bilgisayar | Google, giyilebilir bilgisayar denemelerine başladı., | | http://www.donanimhaber.com/zamazingo/haberleri/Google-giyilebilir-bilgisayar-denemelerine-basladi.htm, 4.4.2012

b.a.a.






Bilgisayar bilimci | Bu safhada tarihçinin yardımına başvuracağı bilgisayar bilimci veri tabanı (25) uzmanıdır. Türkiye'de bu sahada yetişmiş yeteri kadar eleman vardır. Üçüncü bir güçlük olarak vakfiyelerin, okunup anlaşılması bile ayrı bir uzmanlık ..., | Vakıflar D, 1988, C 20, 373

a.






bilgisayar oynamak bilgisayarda türlü oyunlar oynamak, futbol oynamak gibi. 17.6.2011 Yunus Emre Kültür M.nde konserde sanatçıların hobilerini tanıtırken kullanılan ifade.








bilgisayarlık | bilgisayarla ilgili. | Osman halimi hatırımı mutlaka sorar; bilgisayarlık bir işim olursa onun tecrübesinden yararlanırım., | HCYılmaz; Denizli'nin NH, 2010, 44

a.




GTS-



bilgisel | Bilgi ile ilgili, bilgiye dair | Bu yüzden hukuk öğretiminde bu bütünlüğü kavrayabilecek akademik/bilgisel yetkinlik hedeflenmelidir., | MKılıç, TürkiyeG, 12.2.2015

s.






bili bili | Tavukları çağırma sözü. | Gel! Pışt tavuk, tüt... tüt! Gel bili bili! Siyah piliç korktu: Konuşma kesildi. Çekingen nidalar. Şişman tavuk annesi için ağlıyor., | J Joyce, 2014, 36

ünl.






bilici | Sensin cümle gayipleri bilici / Sensin müminlere yardım kılıcı / Kamu düşmüşlerin elin alıcı. / Allahan arslanı Alim gel yetiş Er Abdal, ? | Şiirlerimde yazdığım gibi / Çünkü bilici olma zamanı / Postacı olduğu kadar şair., | Nezval, T Fişekçi, E Canberk, 66

s.






bilicisiz | bil-i-ci-siz | Otuz asrın eseri bunlar / Fosillerin karanlığını / Ayaklarında sürükler... / Cılız kandillerin ışığında / Zavallı eski aşkları / Bilicisiz / Fısıldar., | Reddy/İslam, 2000, 25

s.






bilim dışı





Oysa kitaptaki yazılanlar eğer olayalara uyarsa bilimdir. Olaya uymayan her yazı bilim dışıdırKıvılcımlı, FK ve T, 10



bilim insanı

b.a.
ilim adamı, bilim adamı, bilim kadını yerine ayrımsız bilim insanı, bilimci.


"Değerli Bilim İnsanı ... ", 28.9.2023, e-posta"



Bilim-kurgu | Ben bir felsefekurgu yazmak istiyordum; 'bilimkurgu' (science fiction) olur da felsefe kurgu niye olmasın? , | H Yavuz, Toarmina, 37

a.






bilimci | Bilimle meşgul olan kimse, akademisyen, meslekten öğretim üyesi, bilim insanı, bilim adamı, bilim kadını. | Siyasî bilimci, tarafsız bir görüşle normal şartlar altında siyasî hayat vetiresinin istikametini göstermekle yetinir. Bunu birbirinden farklı sosyal muhit, değişen zaman ve bazan anormal şartlar içersinde sezgisine dayanarak en verimli şekilde değerlendirme şeref ve mesuliyeti siyaset adamına düşer., | AÜSBF Yayını, İncelemeler, 1960, 97 | 2. Fels. bilimciliğe bağlı olan (kimse, görüş).

a.

fels.




bilimciler

a.
bilginler topluluğu, ulemâ.

tr.
"Feodal düşün kalıbı içine kentleşme ve sanayileşme denilen çalkantılı olguyu sığdırmaya çalıştığımız için demokrasiyi engelliyen süreci aşamıyoruz diye düşünenlerimiz de çözümü sanayileşmeye geçiş evresinde görüyor. Bilimcilerimiz uğraşıyor olmalılar bu konularla.", A N Ölçen, 21-22 (1982, 2000)"



bilimcilik –ği | 1. Bilginin temeli olarak yalnız bilim yöntemine önem verme, ilimcilik. 2. Bilim anlayışı | Bu, devletin de, Atatürk'ün kendisinin de, halka göstermekten hoşlanacağı bir Atatürk değil. 19. yüzyıl bilimciliği, sonra İttihatçıların kısmen ateizmi, kısmen agnostisizminden süzülerek gelen modernist Türk milliyetçiliği (bkz. Şerif Mardin, Şükrü Hanioğlu), başka yer kalmadığı için | içeriye, Anadolu'ya göçmüş ve çok büyük çoğunluğu itibariyle Müslüman bir toplumun tepesine oturmuş. Bu tabanı kendi suretine uygun bir millete dönüştürmeye girişmiş. Buna göre bir | toplum sözleşmesi oluşturmuş., | HBerktay, T, 1.9.2011

a.

fels.




bilimdaş | Değerli bilimdaşlar, bazı Gagauz kızları elbiselerinin üzerine Türk oyma yazı harflerini işleyerek bir moda başlatmışlar.; OsmanKaratay, 26.7.2011 eposta








Bilimetri yöntemi a.








Bilimin insan-dışılaşması 93////








Bilimli | çok bilimli Troya üveciktepe akilleus +*/

s.






bilimlik | bilimsel. | O 'başka işler' üzerinde, peşin düşüncelerden, düşünce kalıplarından, kalıplaşmış söylemlerden uzaklaşıp bilimlik yöntemlerle düşünmek gerekiyor., | NKZeybek, Radikal, 13.11.2007 | Burada serbestçe kanaatlerini ifade etmiş olan bilginlerin bu bilimlik vazifeyi ifadan çekinmeyeceğine de şüphesi yoktur., | Samoyloviç/S Karaca, TürkDiliD, Mart 2019, 95-6

s.






bilimsel maddecilik -ği | H. Heimsoeth, Arthur Collier üzerine yazdığı bir yazıda Berkeley'in yaşadığı çağda bazı düşünürlerin gelişmekte olan felsefî ve bilimsel maddecilik karşısında nasıl «Common-place Book», | 34., | Felsefe Arkivi, 1970, S 17-21, 76 | Edwin Arlington Robinson 1869-1935 yılları arasında yaşayan E. | Robinson, sanat hayatında en çok bilimsel maddecilik felsefesinden etkilenmiştir., | Meriçelli, 2002, 23

s.a.






Bilimselce | İki erkek piramitlerden sözediyorlar, bilimselce, hiçbir şey anlamıyorum., | E Triolet, Gün doğarken, 1982, 26

z.






bilimselleşme | ... anamalcı gerek toplumcu ülkelerde, çevre üstündeki sonuçlarının önemi başka bir yazıda belirtilmişti: M. NİŞANCIOĞLU, | ÖZKAN, ve M. TURAN, Mimarlık Eğitiminde Çağdaşlaşma, Demokratikleşme ve Bilimselleşme Koşutunda Olacaktır., | ODTÜ Mimarlık Fakültesi D, 1977, C 3-4, 281

s.a.






Bilimselleşmek | ...bağıntılar dizgesi, | gösteren-gösterilen - gösterge, | dil / söz, | dil/dil yetisi ... gibi terimler, Saussure'ün getirdiği, gittikçe çağdaşlaşan, bilimselleşen kavramların, yöntemlerin anlatımıdır., | Türk dili, 1979, C 39, 66 | Buralarda sık sık bilimselleştikçe dinden uzaklaşmanın kaçınılmaz olduğu, günümüzdeki trendin de bunu gösterdiği propagandası satılıyor. Fakat veri tutarlı olarak olayın nefsaniyet, liberalizm, siyaset, dini cehalet ve genel olarak psikolojiyle çok daha alakalı olduğunu gösteriyor., | Ahmet @trradomir, 9.9.2021, twitter

f.






Bilimsever | Bilimseverler olarak sadece YouTube aracılığıyla şimdiden 206000+ dolar (4 milyon lira) topladık ve yayınlara devam ediyoruz., | @cagrimbakirci, 9.2.2026, twitter

s.






Bilimsizlik –ği | Küresel Isınmayı ısıtmaya çeviren küresel hidrokarbon şirketleri ve kütlesel üreticilerin desteklediği komplocuların takipçileri ormanların uzaydan lazerle yakıldığını sanıyor. Temel eğitim çöktükçe her doğal felaketi gizli güçlere ihale edecekler. Oysa sadece bilimsizlik., | @CYaltirak, 23.8.2023, X

a.






Bilinç akımı tekniği | Şüphe yok ki, bu sınırlandırma bilinç-akımı tekniğinin kusursuz uygulanmasını sağlayan yöntemlerden bir tanesidir. Ele alınan olaylar basit ve günlük olaylardır. Yapıtın yapısal ve simgesel şemaları dikkate alınmadığında, anlamsız ... Psikanaliz ile sanat ayrı şeyler olduğuna göre, bilinç-akımı tekniği ile yazarın salt psişik..., | Bedrettin Cömert'e armağan, 1980, 168

a.






bilinç akışı tekniği ed. Bk. Bilinç akımı tekniği. Bilinç akışı tekniği, yazarın kurgusal bir metinde anlatıcının ya da karakterin aklından geçenleri herhangi bir mantık ölçüsüne bağlı kalmadan, zihninde anlık yanıp sönen düşünceleri, sayıklama edasıyla kâğıda dökmesi. | Bilinç akışı, zihinsel süreçleri dile getiriş gibi James'ten sonraki modern romancıların irdelediği teknikler de işin içine girdiğinden. Balzac'ı yarımyamalak anlayıp orada kalakalmış bir romancılık kavgası, «Tutunamayanları ..., | Nesin Vakfı edebiyat yıllığı, 1979, 879 | İkinci ve üçüncü ve üçüncü bölümlerde bilinçakışı içinde bir geriye dönüşle son bir yıl anlatılır. Huzur'da birtakım değerler ... İşte bu dramatik yapıya en uygun tekniği tekniği seçer Tanpınar., | W Strolz, Human Existence: Contradiction and Hope: Existential ..., 1967, 470 | Romanları arasında, bilinç akışı tekniğiyle yazdığı Novel on Yellow Paper (1936; Sarı Kağıda Yazılmış Roman), Over the Frontier (1938; Sınırın Ötesinde) ve The Holiday (1949; Tatil) sayılabilir., | Meriçelli, 2002, 93








bilinçdışı | Öykülerinde iç konuşmalara, bilinçdışına yer verdi. Psikanalizin özgürleştirici yöntemlerinden yararlanarak insanın karanlıkta kalmış yanlarına eğildi., Aysun Kara, Çaprast Okumalar: Arzunun İzi, Parşömen, 06.01.2025

a.






Bilinçleşme | Neyse ki Allahtan henüz bu tür bilinçleşmelerin ağır aksak gittiği bu yakın doğu ülkesinde o belalı çevreci soytarılar yoktu., | T Polikar, 1997, 153

a.






bilinçleşmek | bilinç halini almak.

f.






bilinçleşmemiş | Acı ve belirtilmesi gereken bir nokta var ki, o da, İkinci Meşrutiyet ve özellikle Cumhuriyet devrine gelene kadar Türklerde milliyetçilik ülküsünün bilinçleşmemiş olmasıdır., | HVV, 1968, 9

s.






bilinçlice | Şuurlu surette. | İşin garibi, kendi normal doğasının gereğiymiş gibi bilinçlice yapardı bunu. Çünkü ortam, uzun yumuşak saçlı kadınların değil, kısa sert bıyıklı, skallı, kaba, küfürbaz erkeklerin ortamıydı., | O Şahin, Bütün Öyküleri II, Bayan Ali, 40 | Maya [eserin kahramanı, FG] 'olma' serüveninde güçlendirilmek için bilinçlice mi yalnız bırakıldı? , | Lİpekçi, TarafKitap, Ağu2011, 25

z.






Bilinçsizce | Eli bilinçsizce pantolonunun arka cebine gitti., | Ayşegül Özcanoğlu, Vaveyla, S 4, 24








bilinçsizce | Yolcular kimden yana olacaklarını, kime tanıklık edeceklerini iyice şaşırmışlardı. 'Ne olur, yolumuza gidelim artık,' diye bilinçsizce sızlanıyorlardı., | S Dölek, Çözüm, 102 | Eli bilinçsizce pantolonunun arka cebine gitti., | Ayşegül Özcanoğlu, Vaveyla, S 4, 24

z.






bilindik bilinen. | Onların bilindik tek kahramanlığı Yeşilyurt'tan Yassıada'ya nakledilen babaları, dedeleri yaşındaki DP'li bakan ve milletvekillerini sıra dayağından geçirmeleriydi., | İKüçükkılınç, 19.10.2011 eposta








bilindirik | Bunun nedeni aslında bilindiriktir. (Bilindiriki de ben buldum galiba). tesbit: sözlükteki ergen enflasyonu olsa gerektir. ha arada sırada ben de yapıyor muyum? evet., | 24.07.2009, bisi diycem abii-ihl, | https://dunyasozluk.com/komik-entrylerin-daha-cok-begenilmesi.html/595210, 31.1.2019g

s.






bilindirik | Bunun nedeni aslında bilindiriktir. (Bilindiriki de ben buldum galiba). tesbit:sözlükteki ergen enflasyonu olsa gerektir. ha arada sırada ben de yapıyor muyum? evet., | 24.07.2009, bisi diycem abii-ihl, | https://dunyasozluk.com/komik-entrylerin-daha-cok-begenilmesi.html/595210, 31.1.2019g

s.






bilinebilir | Bu tasavvurda insan, hem kendinin hem de çevresinin farkındadır. Nesneler dünyası onun için 'bilinebilir' ve 'ölçülebilir' bir dünyadır., K Canatan, 2005, 18

s.






bilinecek | bilinmesi gerekli olan şeyler | ve madem ki ta içinde zaten biliyorsun tüm bilinecekleri, | NBüyüm, 1968, 31

a.






bilinir | Ve her iki gerçeklikte de vahalar bilinmezin içinde keşfedilmeyi bekleyen bilinirler misalidirler ve esaslı bir biçimde ve kolaylıkla ulaşılabilmeleri ancak hakiki manada çölü bilenler sayesindedir, ama diğer taraftan çoğu zamanda çöl kaybolmadır, yok olmadır., | TÜçal/ÜKardaş, T, 18.8.2015 | Zamansallık şuradalığını açıklıkta-oluşunu ekstatik-ufuksal olarak tesis ettiği içindir ki asli olarak hep şuradalık içinde tefsir edilebilir ve böylelikle bilinir olabilmektedir., | Notos Öykü 83, -İçimizdeki zaman, Kasım Aralık 2020, 46 | Bu çıtır kızartmaların aslında ülkedeki siyah nüfusa özgü 'soul food' adı verilen beslenme biçiminin bir parçası olduğunu ve 1960-1970li yıllarda ABD'yi etkisi alan Kara Güç hareketiyle daha da bilinir hale geldiğini not edelim., | Defne Akman, Oksijen G Ekran, 2-8.7.2021, 12

a.






bilinirlik –ği | Yoksa siyaseten, tanınırlık ve bilinirlik hatta örgütlü bir destek anlamında öncelikle Tuncay Özkan'ın aday yapılması gerekirdi., | EUslu, T, 2.7.2011 | ... bir anda televizyondaki bir yemek programından gelen jüri üyeliği teklifiyle bilinirliği daha da artırmış., | RTartıcı, T, 14.2.2016 | Angelina Jolie ile bilinirliği artmıştı: Kanser döngüsünü 'dokuları aldırarak' kırmak mümkün mü? , | Hürriyet, 25.10.2023 | marka bilinirliği | brand awareness marka bilinirliği. Markanın hedef kitle içinde ne kadar bilindiğinin ifadesidir. Marka bilinirliliği, markaya o güne kadar yapılan yatırımların yansımasıdır. 18.01.2006, mortradamus, EkşiS

b.a.a.


ing.



Bilinmedik | Bilinmedik bir tatlı duygu kederini ığralıyordu. İrlandalının ölümü onu yüce bir karara doğru sürüklüyordu., S Maugham, 1959, 33 | O, alışmak istemediği sisteme karşı çıkmış, yaşamların en zararsızına soyunmuş, bilinmedik kentlere efendiliğini tanıtırken ben havasının kirlenmesine yardımcı olduğum barlarda onu düşünüyor, daha otele yerleşmeden kenti terketmemi sağlayacak ipuçları keşfetmeye çalışıyordum., | F Ulay, 1988, 97 | Bir Belçikalı, dedi kendi kendine, ya da Fransa'nın bilinmedik bir yöresinden., | N Berberova, Mozart'ın dirilişi, 1994, 33 | bazan bir yağmur başlardı zamansız / güz yağmuru değil nisan yağmuru değil nuh tufanı sanki / bir yerleri yırtılmış olmalı göğün derdi yaşlılar / veya incinmişti melekler belki / bilinmedik yerlerden ağaçlar sökülüp gelir de sel sularıyla, | Mehmet Sümer, Papirüs, Yıl 1, Kitap 4, May-Haz 2011, 13 | Bilinmedik maddeleri altına dönüştürerek / Sen, her yerde gerçek insan özünü arıyorsun., | Nezval, T Fişekçi, 40 | Dünyanın bilinmedik yeri kalmadı derler., | H Balıkçısı, MA, 1962, 9 | Coşkuyla dinliyor beni. Bu bilinmedik oyuncunun zaferi beni gizemli yanılsamalarla kuşatıyor., | E Triolet, Gün doğarken, 1982, 72 | matematik bilinmeyen | Bilinmedik cemrelerle bak nasıl çiçeklenir, MAltıok/VSayar, T, 2.8.2014 | Şimdilerde Kasey bilinmedik kelimeler kullanmakta, tuhaf davranmakta, kimi zaman da kendinden geçmektedir., | RKitap, 3.7.2015, 22

s.




GTS+



Bilinmedik | Dünyanın bilinmedik yeri kalmadı derler., | H Balıkçısı, MA, 1962, 9

s.






bilinmeyen | Meçhul. | Eşimle birlikte elimizde küçük bir valizle evimizin kapısını kimseler duymasın diye usulca kapatıp merdivenlerden bilinmeyene doğru süzülüşümüz canlandı hafızamda., | NYağcı, T, 12.9.2011

s.






bilinmez | şiir buydu işte, hepsi hepsi bu kadar! Şair, terziydi kısacası. Hayatımızın yırtılan yerinde gerekirdi. İnsan olduğumuzu o anlatırdı bize. Acıyan yumuşak yerlerimize yaslanıp uçurur, bilinmezi bildirirdi., | Onur Caymaz, Pervaneyle Yaren, 2015, 16

a.






bilinmezlik –ği | Sonunda bilinmezliklerle yüklü geceyi de yaşadı Mme., | T Polikar, 1997, 78 | Bilinmezliklerden zuhur eden / Her kişi, / Sen ve Ben / Sonra düşünce., | Reddy/İslam, 2000, 33 | Organize suç örgütlerinin peşine takılan bir muhalefetten bahsediyoruz. Şu ana kadar faillerle ilgili bilinmezlik söz konusu değil., | S Soylu, Hürriyet, 10.1.2023

a.






bilir bilmez | Tam olmayan bilgi ile. Yarım bilgi ile. | Bilir bilmez işe karışanlara çok kızarım., | H F Gözler, ...Büyük Deyimler S, 1975, 88 | Kitab-ı bîhurûf-ı aşktan ders almıyan zahid / Okur ayatı elfazile muhkem olduğun bilmez / Bilir bilmez edenler güftugu sırr-ı hüviyyetten, İnal, 1969, Son Asır Türk Şairleri, C 2, S 5-8, 1410 | Oğlan çocuğuna gösterilen ayrıcalık, şımartılmışlık onun bilir bilmez ezbere bir şeyler söylemesini kolaylaştırmaktadır., | asicaldan, 3.3.2017

s.






bilirkişi raporu | Mahkemece ilk bilirkişi raporu yeterli görülmeyerek, ikinci bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alındığına göre; artık ilk rapora dayanılarak hüküm verilemez. Yapılacak iş, iki bilirkişi raporu arasında aykırılık varsa, bunu ..., | A B Orhaner, Türk iş hukuku Yargıtay emsal kararları, 1966, 164

a.

huk.




bilisiz | cahil. Atletik, astenik, piknik ve karışımı tiplerde küllü bilisizden ilk okul ve üniversite aşamasına kadar kültür katları vardır. Dabağ, furuncu cevahirci, tüccar, işyar yığılışması bir toplum sokak başlarında sık sık görünür., | S Güzeldere, Gerçek Bediüzzeman Saidi Nursi ve doktrinleri, 1966, 42

s.






bilisizce | Bilisize yaraşır biçimde. | İnsandan insana geçer korku / Bilisizce Korkuyor muyuz acaba? Sanırım korkuyoruz... Ne oluyor, nereye sürüklenmek isteniyoruz? Bu bilinmezlik ürkütüyor insanı... Çanlar mı çalıyor ne? , | 15.3.2008, | https://ruyalargercekoldu.blogspot.com/2008/03/anlar-neden-aliyor.html

z.






bilisizlik –ği | Bilisiz olma hali. | Besim Atalay kalkıp da kıvanmak sözünün yurdun bir çok yerlerinde bilindiğini söyledi mi, bilisizlik etmiş oluyor; Sadri Maksudi'nin, Halil Nimetullah'ın: 'Türkçe köklerden bir bilim dili kurulabilir, buna özenmeliyiz, demeleri de gene ..., | Birinci Dil kurultayı: 23 ekim 1948-31 ekim 1948, 1949, 160

a.






biliş | Bunları bilsem de ben, bu biliş neye yarar? / Bir yaralı kuş gibi kalbim avucundadır., | M K Köstekçi, 25. 23.12.1935

a.






bilişik –ği | bilişmekten birbirini bilen, tanış. | Mert bilişik adlı öğrenci., | BeykentÜHF.

a.






Bilişik | Hukukumuz teşekkül etti edeli ruhlarımızın elest bezminden beri yakinen tanışık ve bilişik olduğunda hiç şüphem olmadı., | İ Kara, Dergâh, S 340, Haz 2018, | 28

s.a.






bilişiklik -ği | İşte o an, ezel bilişikliğini hatırlaması için ona yetip artmış., Aren, 2013, 88

a.






bilişimsizlik | Yarın ders seçimi yapmak için son gün, haftaya dersler başlayacak, kimsenin ders programı yok çünkü ders alma sistemi 4 gündür hata veriyor. Vahiy yoluyla mı belli olacak hangi derse gireceğimiz? Bu ne bilişimsizliktir. @iusosbilens @istanbuledutr., | Dağca Durgun, 13.2.2020, twitter

a.






bilişsel | Hem bilişsel yetenekleri gelişmemiş hem de 'oyun kültürü' kolektif çalışmaya yatkın değil., | AFIşık, T, 29.9.2011

s.






Bilişsel uyumsuzluk! 19.2.2023








bilivermek | Hemence bilmek. | Artık zorunluyum soruları bir bir sormaya. Hem belli olmaz, bakmışsınız biliverir., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 114

b.f.






billah

ünl.
ant verme sözü.

ar.
"Kavakta nar biter mi? diyene, / Kafam kadar der dalkavuk. / Onca menfaat gaye, / Mukaddes yollar vasıta, / İş bilir billah, / Kemer kuşanır dalkavuk.", Celâl Baykal, 1956, 25"



billah yemin sözü. | Sevmişem ben seni terketmem billah., Sıdkı, ?








billahi





Pür Ziya Âşık'a küstünse eğer, / Erlikte billahi dinletir hüner, / Küsme, nasibolmaz bevvab-ı Kevser, / mesel-i mânânın şarabındanız 17



billahi

ünl.
ant verme sözü.

ar.
"Öz vatan tuttum bakâyı, göçerem bir gün olur, / Fâni dünya devletini istemem billâhi ben! / Der Kemalî, cennetin maddesini verdim size, / Bana yeter elverir görsem Cemalullahı ben!", Borlu Kemalî Baba, 56 | "Recep- Aman, ben acıkmadım efendim. Teşekkür ederim. (Şoföre) Sen de 'acıkmadım' desene be! Şoför- Vallahi demem, billahi demem. İçim kıyılıyor.", Ediskun / Dürder, Dostum Şey, 22 | "Billahi yalan. Ben eskiden nasılsam, şimdi de öyleyim. Sen bilmez misin, bu dava uğruna ömrümü harcadığımı.", N Tuncer, Trafalgar, 62"



billboard | İlan tahtası | Onların da bizim gibi biri olduğu, billboard'larda kocaman resimleri görülen, haut-parleur'lerde gür sesleri duyulan, insan yiyen devler olmadıkları -yeni deyimle söylersek- içselleştirilebilinir!, | TanOral, T, 29.6.2014

a.


ing.



billur

a.
mec. koç yumurtası.


"Kebabı, yemeği, ızgarası, tavası mevcut koç yumurtasının. Billur da deniyor bu yemeğe.", Oğul Türkkan, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 8"



Billurlaşmak | Bizim düğünlerimiz gözyaşsız olmasa da ben, bizde her gelin olacak kızın yeni ömrünü gözyaşları ile karaladığını [karşıladığını] bilip, onların pişmanca sözlerine alışık olsam da bilmem, neden bana, o çok sevdiğim Emine'nin yanıklı sözleri billurlaşa, billurlaşa akan gözyaşları pek dokunmuştu., | Kırımer, 1967, 104

f.






Billurlaşmak f.








bilmecemsi | Topuun, maça, oyunculara ve oyuna rağmen bu kadar dramatik bir biçimde 'öne çıkmasını' sağlayan şey, modern futbolun gerçek tarihsel koşullarından kaynaklanan, deneysel, bilmecemsi ve zengin çağrışımlı sistematik karakteri değildir., | AFI, T, 27.3.2012

s.






Bilmemezlenmek | ... şimdi iki tedbirde kusur edilmemek lazım gelir: Bunun birincisi beyefendinin halini bütün bütün bilmemezlenmektir., | N Kemal, İntibah, 128

f.






Bilmemezlik –ği | Bunlar hep bilgisizliğimizden, vazifelerimizi bilmemezlik, hiddetimizi bilmemezlik zarar ve faydalarımızı bilmemezliktendir., | Fahri Kutluay, Çağlayan, 1958, S 3, 2

a.






Bilmemne | Belki bilmemne tanrısının ruhuydu, denizini kirlettiğimiz için bize kızıyordu. Hiç de komik değil söylediğin. Çocuğu boş geç şimdi, benim karnım ağrımaya başladı. Dizlerimize kadar ıslandık yalnızca ama. Aması maması yok., | F Ulay, 1998, 47








bilmemne müdürü | Gerçi bu patronun bilmemne müdürü, 'ilk potansiyel krizde şu kadar işçi çıkartırız, sonra da şu yatırımı yaparız, karımız şu kadar artar' planlarını çoktan hazırlamıştır, | , | ÜKıvanç, T, 13.8.2011

s.






bilmemnesi | Birincisi ne? Bir eşeğin gazetede çıkan bir fotoğrafından bilmemnesi görüldü diye ben suçlu mu oluyorum. Şu kanun hangi kanunsa bana bir okur musunuz hakim bey? , | M Gezen, 1982, 94








bilmesinlercilikBTS+ | Obscurantizm Kimi toplumsal sınıfların belli bir eğitim düzeyini aşmaması ve aydınlatıcı birtakım bilgilerle donatılmaması gerektiğini ileri süren ve genellikle özgür düşüncelere karşı koyanların tutumuna verilen ad. | +Söz konusu iblislerin yaşadığı topraklarda uzun zamandan beri kimsenin dikkatini çekmeyen bir –izmin hükmü sürmektedir, kitaba göre. Bu –izmin adına obskürantizm denilmiştir. Türkçesi bilmesinlercilik olarak belirlenen obskürantizmin diğer bir anlamı, cahilleştirme sürecidir., | AbbasYolcu, AYH, 13.10.2015

a.


fr.



bilmezceden gelmek| Bütün bunlar insanı benzersiz kılan özelliği açıklayabilir mi? Bu doğal sorular bilmezceden gelinir., P Sorokin, Turgut Akman, İnsanın Alçalışı ve Batı Kültürü, Tohum, Eyl-Eki 1986, 5

dey.






Bilmezlenmek | Şimdiye kadar eğlencemi bozmamak için sahte sahte tavırlarını bilmezlendiğime bakıp da beni gerçekten budala zannediyorsun değil mi? , | N Kemal, İntibah, 149

f.






Bilmezliğe gelmek | Kendilerini simyacılarla bir tutarlar. Kumdan altın elde edeceklerini umarlar. Bildiklerini bilmezliğe gelirler., | F Ulay, 1988, 98








bilmiş bilmiş


Her şeyi bilir geçinerek, bilgiçlik taslayarak.

tr.
"Şimdi de söyleyebilecek misiniz bilmiş bilmiş ticareti kesin diye höyküren İran beslemesi hocalarınız için "hoca hakkı söyledi" diye.", 11.12.2023, ?"



bilmişçe

z.



"Dur, dur, dur! dedi Nükhet, film oyuncuları gibi ellerini kaldırıp bilmişçe gülümseyerek.", S Dölek, Kirpi, 53"



bilmişçe

z.
bilgiççe.


"Ali bilmişçe güldü: Almanya'nın yanında İstanbul köy kalır.", H Kıyafet, 1981,7-8"



bilmişçe | bilgiççe | Ali bilmişçe güldü: Almanya'nın yanında İstanbul köy kalır., | HKıyafet, 1981,7-8

z.






bilmişçe | Dur, dur, dur! dedi Nükhet, film oyuncuları gibi ellerini kaldırıp bilmişçe gülümseyerek., | S Dölek, Kirpi, 53

z.






bilmişlik –ği | söyleşilerde yöneltilen sorular ya bilmişlik ya bilmemekten kaynaklanan yuvarlak laflar veya sade suya tirit övgü yahut en fenası 'kışkırtıcı' görünmeye çalışan cahilane sorularla dolu oluyor, genelde., | HAToptaş, TarafKitap, ekim2014, 10

a.






Bilşisel davranışçı terapi, ergenlik döneminde de stimulan tedavisinin etkin olduğu araştırmalarda gösterilmiştir. 13








Bilya | Kaybolmuş bir sevgi her zaman / Kaybolmuş bir bilyaya benzer / Anımsanır ışıltısı / Belli belirsiz gözyaşlarıyla., | A Behramoğlu, Bir çocuğun rüyası için şiir, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 237 | Sonra mendildeki düğümü çözdü: / Kurumuş, taşlaşmış, sarı bir şeker. / Bilya gibi, boncuk gibi., | Ş Belli, Ağa kapısı, 22

a.






Bilyalı | Yarın, değilse öbür gün, bilyalı yataklar parçalanacak, yaylar sıçrayacak, dişliler dört bir yana dağılacak, yüklü elektrik tellerinin topraklanmasından kıvılcımlar fışkıracaktı., S Dölek, Tan edebiyat yıllığı, 1982, C 1, 298 | Çoğalsın bomba, dinamit, bilyalı mermi, top, napalm., | Tekin Sönmez, Yeryüzü sevdiğim, 18

s.






Bilye | Ağırdan sisleniyor deniz / soluyor renkleri cam bilyelerin / çocuklar oyunda daha., | Güven Turan, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 251

a.






Bilyoner | ing billioner milyarder kelimesinden | Tabii bilyoner oynayanlar genelde genç ve erkek kitle olduğundan ortalama halkı bire bir yansıtmadığı düşünülebilir., | AVŞafak, T, 19.01.2011

a.






BİM'lemek | Şık ambalajlar ve | yaratıcı markalarla binlerce ucuz ürün rafları dolduruyor. BİM'lemek diye bir deyim bile uydurdu gençler./ Örneğin Kadıköy'deki ünlü Çiya'dan doymadan çıkmak istemiyorsanız yüklü bir para bırakacaksınız. Çünkü malzeme girdileri de yükselmiş durumda. Gerisi ise BİM'lemek zorunda. Ali Şimşek, Gıda soylulaşırken ya da nusretleşirken, EK Eleştirel Kültür, | http://www.ekdergi.com/, 19.9.2918

f.






Bimboluk –ğu | Ne zaman ki bimbo durumunun bilincine varır ve kendisine biçilen bimboluk rolüne itiraz eder, o zaman kıyamet kopar..., | MŞekeroğlu, 15.3.2010, www.odatv.com'dan

a.






bimbos. Afrika'da bir şehrin de adı olan Bimbo geniş anlamda, zencilere hakaret olarak kullanılır: Kendisiyle istenildiği gibi oynanan aptal, saf, bebek anlamlarında... Bimbo, emperyalist muhatabının kendisini neden okşadığını anlamamak, bunu ara sıra hissetse de bilinçli olarak algılayamamak üzere şartlandırılmıştır., | M. Şekeroğlu, 15.3.2010,www.odatv.com'dan








bin beter olsun/lar ilenme sözü. | Türkler kırk devlete, kırk parçaya bölünmüş. Bin beter olsunlar! Devlet kurmakta üzerlerine yoktur ama maharet salt kurmakta değildir. Maharet, devleti idare etmektedir. Akılla ve de incelikle idare etmektedir., | Hasan Erimez, Bin yılın göçü 1: Alper çağı, 2017, ?








Bin göz yaşının incileşip aktığı andı.








Bin pişman | Dört günlük tatil boyunca babam ve Seçil o kadar üzerime düştüler, bana öyle bebek muamelesi yaptılar ki, onlarla gittiğime, gideceğime bin pişman oldum., | B Uzuner, Karayel Hüznü, 1993, 66

z.






Binaların hep harap olmuş hep düzde








binaural dalga | Binaural dalgalarla beyine etki edip, istenilen sonucun alınabileceği bilimsel olarak kanıtlanmış bir şeydir. Fakat kimi zaman için bulunduğunuz ortama görede bu sonuçlar değişebilmektedir., | 17.5.2014, | https://tr-tr.facebook.com/.../729517273758328? ..., 12.9.2015g

a.






Bindal | Onun da arkadaşları, akıllı baba dostları çoğalmış ve ona da ağa rütbesi verilmiş, o da bizim ağalarımızın o kalın bindallarını, altın köstebeklerini boynuna takmıştı., | Kırımer, 1967, 101

a.






bindallı

a.



"Tüllü yaşmağı başının yarısını ancak örtüyor, rengi hafif solmuş da olsa yeşilli pembeli bekâr bindallısı üzerine çok yakışıyordu.", Ersin Bulun, 2023, 36"



binde | yüzde gibi. | Küçük partilerin en düşük bindelerde oy aldıkları bir seçim olacak bu., | ŞAbak, 16.3.2014 rindan, kr. Birde birde ne görsün!

a.






Bindiği dalı kesmekGüzelim dünyanın ve doyumsuz tanrı nimetlerinin değerini bilemediler. Göz göre göre, bindikleri dalı kestiler., | Dayıoğlu, 1987, 38

dey.






Bindirim | bindirme. | Fiyatlara önce bindirim, sonra indirim mi yoksa? #EfsaneKasım, | Hayri Aytaç @hayriaytac59, 1.11.2022, twitter

a.






bindirimli | İndirimli bindirimli satışlar ... Geçen asırda adam Smith Efendi miydi, o; 'bırakıniz yapsınlar - bırakınız geçsinler' (laissez-faire, laissez-passer) diye buyuran? Bizim faziletli ticaret erbâbımız da bu buyruğa kusursuz riayet ..., | Selahaddin Eş, Kavşak noktasında Türkiyenin siyasi görünüşü, 1977, C 1, 247 | zamlı: bindirimli. bindirimli: zamlı, Özleştirme Kılavuzu, 1978, 98, 115 | Sevgili okurlar işte burada açıklıyorum: Bindirimli indirim bir tür şehir efsanesidir. Evet, bir vakitler bu yöntemi kullanarak müşteriyi kandırmaya çalışanlar, hatta kandırmayı başarıp kár sağlayanlar olmuştur. Ancak bugün tekstil firmaları belli başlı odalar veya birlikler etrafında toplanıyorlar. Artık herkes bir diğerinin ne yaptığından haberdar ve bu da bir tür denetleme mekanizması oluşturuyor., | Banu Tuna, 30,7,2004, | https://www.hurriyet.com.tr/bindirimli-indirim-bir-sehir-efsanesi-245056

s.






bindirimsiz | TCHIBO'nun İKİTELLİ DEPOSİTE VE OLİVYUM OUTLET MAĞAZALARINDA BİNDİRİMSİZ %50 İNDİRİM VAR. 20. Cevap 8428. Tıklama 0, | 21.10.2011, TCHIBO'nun İKİTELLİ DEPOSİTE VE OLİVYUM OUTLET ... | https://forum.donanimhaber.com › tchibo-nun-ikitelli-d..., 15.7.2021+ | bindirimsiz indirimler, | | https://www.facebook.com/boralifecom/posts/2796847797218920/, 15.7.2021+

s.






Bindirivermek | -Öyle ama, insan biraz da idareli konuşmalı mahkeme önünde... Hakimler, en ufak bir sözü, bir maddeye uydurup, insana cezayı bindiriveriyorlar..., | O Özdeş, Gecekondu Rüzgarı, 1960, 127

bf.






bindirme

a.
ekleme.


"'Bunlar var ya bunlar... ' diye lafa dalıp bindirme üstüne bindirme yapmak istiyor.", AH Coşkun, H, 24.2.2018"



binecek | binit, binek. | Süslü mahfeleri, işlemeli örtüleri, gümüş halkalı dişleriyle, saray filleri misafirlerinin bahçesine dizildiler. Benim bineceğimin adı Mamaraç Bahadur, yaşlı, huysuz, fakat dev gibi bir yığın: diz çöktüğü vakit bile üzerine merdivenle çıkıyoruz., | F R Atay, | Paravana, | Hind, 90 MReşit

a.






binek | Böylece akıl sahibi tasavvuf yolcusu, Allahın rızasına erme yolunda binek edindiği azmi asla kırılmaksızın, Huzuru Kudse ve Bisatu Ünse varıncaya kadar seyr-i süluka devam eder. Huzuru Kudse ve Bisatu Üns; rabbanî fetihler, sübhanî yüzleşme, manevî oturuş, gizli konuşma, ilahî nurların gözle görülmesi ve lütufların tecelli ettiği yerdir., | Gelin Tacı, 94

a.






binek taşı / binektaşı | ata binmek için üzerine basılıp ata binilen taş.Atım yanaşmıyor binek taşına / Elim ulaşmıyor eyer kaşına / Anam attın beni dağlar başına / Kitli kalsın gurbet elin kapısı, Halk türküsü | Bineklik nöbeti Osman'da bulunuyordu. Zavallı delikanlı, binicisini binek taşına indirir gibi gitti caminin merdivenine yanaştı. Hacı, sülük gibi yapıştığı delikanlıların sırtlarından sıcaklıklarını emerek biraz ısınmıştı., | H R Gürpınar, Hakka sığındık, 1973, 51 | -Hitler-Pétain mülakatı binektaşında yapılmıştır..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 67

b.a.






bineklik –ği | ... ayet-i kerîmesi, en'am denilen koyun, keçi, deve ve sığırın, insanların taayyüşü için büyük bir nimet olduğunu ifade ... bir vücud-i bâki vererek Sırat üstünde, sahibine burak gibi bir bineklik mertebesini vermekle mükâfatlandırıyor., | S Nursi, Yasin Sûresi'nin Tefsiri-3, ? , C 3, 383 | Bineklik nöbeti Osman'da bulunuyordu. Zavallı delikanlı, binicisini binek taşına indirir gibi gitti caminin merdivenine yanaştı. Hacı, sülük gibi yapıştığı delikanlıların sırtlarından sıcaklıklarını emerek biraz ısınmıştı., | H R Gürpınar, Hakka sığındık, 1973, 51 | Kimseye bineklik etmezdim, yanıma sokulanı çiftelerdim. Bunun için bana Muhammedin eşeği diye isim taktılar bunda isabet ettiler. Çünkü biz bütün sülâlece peygamberlere bineklik ederdik. Kabul edin de ben de sizin eşeğiniz olayım ..., | Dâniş Remzi Korok, Hazreti Muhammedin mucizeleri, 1946, 96

a.






Bing! Bang! | Sonra yeniden başladı ve gizliden gizliye şaşarak biraz daha güldük, ama o durmak bilmedikçe, müzisyenler de bing! bang! diye sesler çıkardıkça gitgide daha hızlı gülüyorduk, herkes ve her şey gülüyordu, müzisyenler, garsonlar, masa örtüleri, şişeler, kovaların içindeki buzlar., | E Triolet, Gün doğarken, 1982, 47








Bingesmek | Bana da | bingesiyor demişti hasta, | @AltayFiliz01, 3 Tem 2022, twitter

f.






bingo | Bulduk, kazandık! 8.7.2021+ | Hemen Nazar'ın yanındaki Doktorun Yeri'ne oturdum, kendime bir çay söyledim, esnafla muhabbete başladım ve bingo! 20 bardak çayın sonunda kalp çarpıntısı yaşarken dedim, 'Süreya Kuaför Salonu kesinlikle Kurtuluş semti kitabı olmalı., | Ş Burcuoğlu, Hr, 19.8.2018

ünl.






bingo | Hemen Nazar'ın yanındaki Doktorun Yeri'ne oturdum, kendime bir çay söyledim, esnafla muhabbete başladım ve bingo! 20 bardak çayın sonunda kalp çarpıntısı yaşarken dedim, 'Süreya Kuaför Salonu kesinlikle Kurtuluş semti kitabı olmalı., | , Ş Burcuoğlu, Hr, 19.8.2018

a.






Bingöllü | Diyarbakırlıyı, Bingöllüyü, Batmanlıyı, Amerikalının, Fransız'ın eliyle Suriye'deki koridorun bir parçası yapmayı hayal ediyorlardı., H Öztürk, YŞ, 5.6.2018

s.






Binici | süvari | On at çıktı ve kırmızı, beyaz, sarı ve siyah renkli gömlekler giyinmiş binicileri ile halk arasında ilerliyerek çadırı önünde beklemekte olan generalin önünden geçtiler..., | Kırımer, 1967, 73

a.






binid | Binit, binek. | İsra suresinin 70. ayetinin tamamının meali şöyledir: | Şanım hakkı için biz benî ademi tekrîm ettik karada ve denizde binidlere yükledik ve hoş hoş ni'metlerden besledik, yarattıklarımızdan çoğunun üzerine geçirdik, | Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini, ?

a.






biniş | Eskiden ulema büyük bir zatın huzuruna çıktıkları zaman, 'biniş' denilen bol yenli cübbe giyerler, hatta şeyhülislamın huzuruna çıkacak olanlardan yanında biniş getirmemiş olanlar dairedeki uşaklardan kira ile tedarik ederlerdi., | HBurkay, 57






GTS+



Binivermek | Ayrıca o zamanlar dolmuş, otobüs filan da yok. Yani Hoca diyemez 'Yahu arkadaş! Dolmuşa biniver de git.'., | N Tuncer, Trafalgar, 54

bf.






binlik | Kahvede beni meraka, hattâ üzüntüye düşüren başka bir şey vardı: Tavana ince bir zincirle asılmış kocaman şişe. Bu adi bir binlikti, camı renksiz, ağzı tıpalı bir binlik. Zincir şişeye tam ortasından dolanmıştı ve şişe, yere muvazi duruyordu., | S E Siyavuşgil, Şişedeki Gemi, Varlık, 121 MReşit

s.






binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete





"Binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete" diye boşuna dememişler... Yetmiş beş milyonun dörtte üçü ekmek derdinde! İşsizlik, açlık, yoksulluk, umutsuzluk... ", O Akbal, Cum, Çelişkiler İçinde Bir Toplum... ,19.7.2011 "



binmişlik –ği | binme işi, binme tecrübesi | Bingöl'e gelip giderken birkaç defa Elazığ havaalanından uçağa binmişliğimin dışında Elazığ ile hiçbir ilişkim olmamıştır., | EUslu, T, 29.9.2011

a.






binyılcılık -ğı | Çalışmamızda yer alan en temel terim ise | binyılcılık ya da altın çağ (millenarianism)dır. Altın çağ mitosu, barış, huzur, refah ve sonsuz mutluluğun olduğu ..., E Baş, DergiPark | https://dergipark.org.tr › download › article-file

a.






Bio-siyaset | Bu sonuç doğaldır, çünkü | tarihsel genetik varsayımı, via bio-siyaset, toplumun ve devletin battal dönemler boyunca aynı halde kalmasını gerektirir; iktisadi ve ideolojik kertelerde ortaya çıkan (arizi) değişikliklere rağmen ..., | Toplum ve bilim, 1988, S 40-42, 14 | Kanla elde edilmiş özgürlüğün hiçbir değeri yoktur' diyen J J Rousseau'nun yanlış okunmasıyla, kurumlaşan toplumsal yapıda şiddet araçları yumruk, kılıç, silahla güç gösterisiyken, günümüzde denetleme ve etkisizleştirme yöntemleriyle bireyi kontrol edici bir 'bio-siyaset' olarak boyutlanıyor; kendisinden en fazla verim alınan makineye dönüştürülüyor insan., | Seçil Özcan, Papirüs, Yıl 1, Kitap 4, May-Haz 2011, 49

a.






biotin | Biotin vekafein içeren saç güçlendirici, sağlıklı uzamaya yardımcı dökülme karşıtı şampuan, | Urban Care Expert şampuan yüzeyinde, 8.8.2022+

a.






bip bip yapmak | Alarm vermek. | Yüz yıl yaşayacağımı kurmuştum bir kere. Halbuki bütün fallar, bütün burçlar, astroloji, nefroloji altmışbeş yaşımda 'bip' 'bip' yapıyordu, yanıyordu kırmızı yeşil., H Çetinkaya, 2010, 30

bf.






bip yeni. Ses taklidi. | 1. Genelde bu ses telesekreterlerde olur. 2. Alarm sinyali. | Başka bir politik formasyon için başka biri söylese onu bizzat defe koyup hoplatacak olan şahıslar tutup CHP için aynı akıllara ziyan değerlendirmeleri kendileri yapınca benim zihnimdeki anlayış ve kavrayış sistemleri kısa devre yaparak | biip, biiip diye alarm sinyalleri vermeğe başlıyorlar. | , Y. Atsız, Star, 20.3.2011 3. küfürlü ve | konuşmaları örtme sesi.

argo






Bipbipletmek | Aboneyim abone/ Biletleri cebimde' gibi unutulmaz mısralarıyla ruhlarımızda yeterince bipbip'letmiş sözlerini., | PMağden, T, 27.11.2011

f.






bipleme | Nasıl bir kafaya sahip olduğunu anlayamadığım MHP'li vekilin racon keser edasıyla | Nesini beğenmiyorsunuz Anayasa Mahkemesi'nin! konuşmasına bakınca biraz sonra bipleme sesi çıkar mı televizyondan diye kulak kesildim (...), | Elif Çakır, T, 27.4.2010

a.






biplemek | küfür, | vs. sözlerin duyulmasını önlemek üzere tv.ların bip diye bir düdük öttürerek örtme işlemi yapması.

f. argo






bipolar | > | iki kutuplu. 'iki / çift kutuplu duygu durum bozukluğu, eskiden manik depresyon, manik atak veya manik depresif bozukluk olarak bilinen bir hastalık. | Bipolar hastalıklar Tablo 2: Psikofarmakolojik ajanların sıklıkla kullanıldığı sendromlar Kanserde psikolojik tedavi Kanserde psikolojik tedavi, hastalığın fiziksel tedavisini tamamlayıcıdır. Tedavinin bütünleyici ve ayrılmaz bir bölümüdür., | S Erdine, kanserde palyatif bakım, 1993, 226




ing.lat.



bipolar | Tıp. İki kutuplu | bipolar | Bi iki anlamında ön ek + polar > pole: kutup'tan iki kutuplu | Bu olayda kişinin bipolar bozukluk problemi var gibi, ülkemizde bu hastalık kanserden sonra insanlara en çok acı veren ve en fazla ölüme sebebiyet veren hastalık durumunda-., | M, 11.6.2012 okur yorumu | Kayıtlarda bipolar bozukluk yazıyordu. Annesinde ve anneannesinde böyle bir hastalık yoktu. Demek ki genetik yatkınlık daha eskilere dayanmaktaydı., | Kazancıoğlu, 61| bipolar bozukluk –ğu | Tıp mani ve depresyon nöbetlerini içeren bir ruh hastalığı; manik depresif hastalık, manik depresyon Bu hasta, sıklıkla duygudurumunda aşırı yükselmelerden (duygudurum yükselmesi veya mani) çöküşlere (depresyon) ve yine yükselmelere dönüşen ve çoğu zaman aralarda normal duygudurum dönemleri bulunan dalgalanmalar yaşar., | http://www.turkpsikiyatri.org/blog/2012/01/28/bipolar-bozukluk-nedir/, 9.6.2015 | Bu hastalık (bipolar bozukluk teşhisi), beni zaman zaman kötü alkol kullanımına yöneltebiliyor', diyor., | Telesiyej, T, 2.8.2012 |

s.a.

tıp tıp tıp tıp tıp
ing.lat.



Bir / beş paralık olmak-Eyvahlar olsun!... Hizmetçiliğe giderim de, bu evde durmam. Kibrime dokundu. Bir paralık oldum. Yazık, benim tentenelerime, gergeflerime, uduma..., | R N G, Tanrı Misafiri, 16

dey.






Bir anlığına | Sonra tıramvayı değiştirdik. Gözlerimizle ayrılan tıramvayı bir anlığına izledik., Ludvig Askenazy / O Akbal, Güz, ÇHA, 83

z.






bir ara / bi' ara

z.


tr.
"Sıkıntı yok. Bi ara hallederiz.", 06.11.2023+, Halktan"



bir aradalık / biraradalık | Dillerin gelişimini inceleyenler gerekircilik ilkesiyle gerekmezcilik sürecinin 'bir aradalığı'na sık sık rastlarlar herhalde. Dil evrenin küçük bir örneği sanki, evrenden tomurcuklanıp açılmış bir küçük evren., | E Acarlar, Bilimler üstüne yedi deneme, 1964, 91

a.






bir avaza haykırmak | Pencere önünde durup kışın uzaklarda, kar fırtınası bir avaza haykıran aç çakalları; baharda dağlardan dökülen suların gürültüsü üstünde zevk mi, feryat olduğu anlaşılamayan bir sesle bağrışan kurbağaları; yazın çorak kırların yanmış ağaçları tepesinde türküler söyliyen kayıtsız böcekleri dinledim-., | R H Karay, Anadoluyu gördüm, Guguklu saat, 1940, 125 MReşit








bir ayak | Gazeteme bir ayak önce yetiştirsem barı. Kapı... Pencere..., | A Özyalçıner, Sanatlar, C1, S 1,16

z.






bir ayak evvel | bir an önce. | Gazeteme bir ayak önce yetiştirsem bari. Kapı... Pencere...,, | Sanatlar, C 1, S 1, 15.2.1955, 16 | -Ben mi acele ediyorum, Leman? ... İnsaf et..., tek kelime söyledim mi? -Bir ayak evvel ne söyliyecekse söylesin de gitsin diye ayakta bekliyorsunuz..., | R N Güntekin, Tanrı Misafiri, 148

z.






Bir başa kalmakMavi bir karanlık sardı sarındı ilçeyi, el ayak çekildi çarşılardan. Kaldım bir başıma., | Ü Sarıaslan / A Paksoy, 1992, 6

dey.






Bir başına kalmışlık –ğı | muhakkak keleriç köylüleri bunlar / uzaktan / yorgun adımlarının bir tozutması var ki yolu / bir yalnızlığı var ki allahın huzurunda / bu dört köylünün / bir başlarına kalmışlığı | fani dünyada / adamın kemiklerini sızlatan., | A İlhan, Fırat rüzgara karşı aktığı zaman, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 167

a.






Bir başına tek, yalnız. | Neyse eş dost kadıncağıza yardım etmişti. Yoksa bir başına, o evrak işlerini nasıl halledebilirdi? , | Kazancıoğlu, 70








bir başınalık -ğı

b.a.
tek kalma, yalnızlık.

bir başına+lık
"Asıl bu fısıltı ıssızlık ve bir başınalık yaratır. Bir başına kalan insan da engin kainat ortasında, kendi kendisiyle muhasebe eder.", H Balıkçısı, Mavi Sürgün, 1961, 172-173 || "İyilerin bir başınalığı karşısında kötülerin organize oluşu ve cüretkarlığı beni her seferinde hayrete düşürüyor.", Hafsa Nur @narkabuguu, 26.06.2025, X



Bir bir | birer birer, tek tek. | Bayram elini yüzünü yıkadıktan sonra, bir iğnenin ucunu kibritle yaktı. Avcundaki kabarmış yerleri bir bir patlattı. Sonra aynı işlemi Ökkeş'in avcuna uyguladı., | M İzgü, ÖK, 51 | Karısının arada bir sunumlarında fazla köfte yediğini gören Hasan sinirlenir ve karısına bağırır: dinini si...iğim bir bir ye diye., | asicaldan, 3.3.2017

z.






bir bok etmek işe yaramak, anlam ifade etmek | Varsın burada resimsiz yazı, hele yazısız resim, tek başına bir bok etmesin; ancak yan yana, elbette o da belki..., | PBarışta, T, 19.6.2011








bir cümlelik | Bilgisayar çöplüklerinden toplanan, haklarında bir cümlelik bile yazı yazılmayan Wattpad kitapların her biri birkaç yüzbinleri aşan satış rakamlarına ulaşıyor, pek çok ilçesinde | fakülte açılan Türkiye'de., | 2022 Edebiyat Soruşturması: Hasan Öztürk, 20.12.2022, | https://parsomenedebiyat.com/








bir çırpıda | Hemencecik, çok kısa sürede. | Yorum herşeyi bir çırpıda anılaştıran ve sükuneti ancak bu anılaştırmada bulan bir davranışla işliyor. Hırçınlığın gizli kaldığı, mizah postuna bürünmüş saldırı, yüzeyin yer yer ağır, battal biçimlenişine tiz, keskin etkiler sağlıyor., | S Tansuğ, Beş gerçekçi Türk ressamı: Turgut Zaim, Nuri İyem, Cihat..., 1976, 100

z.






bir dahakine bir dahaki sefere | ... bi dahakine kaldıkları yerden görüşmek üzere seçim arası verdiler., | AkifBeki, H, 14.8.2015








Bir damla | Bizler dayanmazsak, / Nasıl dayanabilir / Şu bir yudum çocuk, şu bir damla kız., | Dağlarca, VK, 86-7








Bir damla | Bizler dayanmazsak, / Nasıl dayanabilir / Şu bir yudum çocuk, şu bir damla kız., | Dağlarca, VK, 86-7

s.






Bir defacık olsun Karı koca arasındaki aşk oyunları başlayınca, kedi bunlardan o kadar uzak dururdu ki, Alain onu bir defacık olsun üç köşeli odada görmemişti., | Colette, Dişi kedi, 1954, 64








bir domuzu eksik çok varlıklı, servet ve saman sahibi. S Nal, 1.08.2024








Bir düşün bakalım: Senin | Dünya dediğin gezegenin uzay içindeki yeri nedir? | Dünya Yılına göre 100 yıl yaşasan bile o pek muktedir hayatın ne anlam taşır? ... Hele Dunning-Kruger sendromundan mustaripsen, ne farkın vardır senin, dünyadaki en kısa ömürlü canlı olan ve en çok 24 saat yaşayabilen, Ephemeroptera ailesinin Mayıs Sineğinden!3.1.2020, emre kongar, Cum, | https://yenicag.az/turk-bilim-adami-azerbaycandan-gelenlerin-kiymetli-miraslarini-titizlikle-muhafaza-ediyoruz/embed








Bir etmek | birleştirmek. | Şimdilerde biraz karıştı ayrılık, / Hele savaşlar biretti herkesi ya / Biz eskiler, böylece biliriz., | VK, 15

b.f.






Bir etmek birleştirmek | Şimdilerde biraz karıştı ayrılık, / Hele savaşlar biretti herkesi ya/ Biz eskiler, böylece biliriz., | VK, 15








Bir eyyam | Vay efendim, ne tesadüf!... sizi, Karacabeyde sanıyordum. – Hayır, dört günden beri Çekirgeye çekildik. Şöyle bir eyyam başımızı dinliyoruz... Nereden duydunuz Karabeyde olduğumuzu? , | R N G, Tanrı Misafiri, 21

z.






Bir fasıl bir kez. | Safoğlan Yaradana sığınıp bir fasıl da Oğlan'a geçmiş, eh deyince dövmüş., | H Aycın, Esrarname, 54








Bir fincan / acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır atasözü. | Yemyeşil parklar, araba klaksonlarının inlettiği caddeler, bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır dedirten dostluklar avutamıyor yüreğini..., | N A Gökduman, 45








bir gönüle girmek

dey.



"Bir gönüle girmek de bir gönüle ayna tutmak da zor iştir. Zaman ister, önemsemek ister, emek ister, karşılıklı açılmak ister, en mühimi istidat ister.", İ Kara, Dost bir göze âşinalık dedikleri, Dergâh, S 348, Şubat 2019"



bir gönüle girmekBir gönüle girmek de bir gönüle ayna tutmak da zor iştir. Zaman ister, önemsemek ister, emek ister, karşılıklı açılmak ister, en mühimi istidat ister. | , | İ Kara, Dost bir göze âşinalık dedikleri, Dergâh, | 348, Şubat 2019

dey.s.






Bir gün beş gün | Bir süre. | Ben de korkudan sesimi çıkarmaz, debelenip elinden kaçmaya bakardım. Bir gün, beş gün yakamı bırakmadı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 68

z.






Bir hoş olmak-Anamı görmeyeli çok oldu, Bunun da sonunu getiremedi. Teyzesi de bir hoş olmuştu. Birden ayağa kalktı., | G Dayıoğlu, Fadiş, 93

dey.






Bir iniş çıkışlık | Buradaki dağlar da yüksek, ama uzakta. Bir iniş çıkışlık uzaklıklakr değil uzaklıkları., | Ayla Kutlu, Gülperi, 73

z.






Bir it bir deriyi sürükler kalıp söz | Genç kızlar da öyle... Kocaya varınca hayatı kurtulmuş sayılır, 'El içinde telli duvaklı gelin ettik, Allah yerine yakıştırsın' denilince babanın, ananın üzerinden yük kalkmış, yeni ailesinin üzerine binmiş olurdu. Bundan sonra yaşanacak toplumsal aksaklıklar, fakirlik ve sefaletten karşı taraf sorumlu kılınırdı. Toplumun bakış açısı da sertti. 'Bir it bir deriyi sürükler' dedilermi damat için çok ayıplayıcı bir yakıştırma olurdu. Yani bakamayacaksın da neden avrat, uşah sâabı oldun gibi bir soruydu. Bu hale düşmemek için herkes sorumluluğunu bilir, gecesini gündüzüne katarak işlerini görürdü., | 28.9.2011, | http://www.ilerigazetesi.com.tr/gisiye-varah-gurtulah-makale,5783.html | Bir it nasıl olsa bir deriyi taşır., | Ali Koca, 29.6.2019








bir kaşık kan kıyamete dek yan atasözü. Akrabalığın yakınlık demek olduğunu anlatan bir söz. | Yüzünden belli oluyordu. 'Bir kaşık kan, kıyamete dek yan' diye boşuna söylememişler ya...Adı geçen doktora birlikte gittik. Ağabeyim gereken yakınlığı gösteriyordu., | ZMısırlı, Dilenci, 38








Bir kereliğine | Bir an geldi ve kafamda hayatın bir kereliğine ve şans eseri olduğu ışığı yandı., | AyçaŞen, T, 25.3.2012

z.






Bir kitaplık | Aman Yusuf, pek acayip mahlûksun. Daha geçen gün sana bir kitaplık laf söyledik. (...), | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 162

s.






bir koşuda zf. çabucak, hemen, derhal. | Benim okuduğum askeri okullardaki sınıf kıdemlilerinin konuşan, gürültü çıkaran veya bir şekliyle yaramazlık yapanları bir koşuda 'idare'ye yetiştirmelerindeki gibi işlevleri de olan grup başkan vekilleri-, NÇınar, T, 30.12.2011








bir musibet bin nasihatten iyidir (evlâdır) derler

kalıp söz.



"Bana büyük bir ders verdiniz arkadaşlar. Ben dediğiniz gibi çok yalan söylüyordum, şimdi bunun cezasını çektim. Bir musibet bin nasihatten iyi derler, bana bunu gösterdiniz. Bundan sonra yalan söylemeyeceğim ama öyle utanıyorum ki, artık bir daha sizin yüzünüze bakamam.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 32"



Bir nefeslik | Pencerelerden de bir nefeslik hava girdiği yok. Sıcaktan bunalacağım., | O Hançerlioğlu, 1959, 47 | Giz ile kapanıp koklardım / Acıtan bir sentetik hırkayı / Hiçbir giysi örtemez onları / Kol evleri omuz evleri yıkılsın / Sor bak böyle der terziler teraziler / Yıkılsın nefeslikleri, Bünyamin K, Bak anne geliyor..., 2008, 7








bir numara | futbolda kaleci. | Zaten bir numaraları çalıştırmasını bilmediğimiz düşünüldüğünde, birbirini tamamlayacak defans-kaleci kombinasyonu kuracak kapasitemiz olmadığı gözönüne alındığında, kulüp takımlarımızın Avrupa'da iddialı olması en azından kısa vadede gerçekleşemeyeceğine göre; topraklarımıza üst düzey kalecinin gelmesi, gelse bile bekleneni vermesi, bekleneni verse dahi mutlu olup buraya kök salması uzak mı uzak bir ihtimaldir., | FUraz, T, 13.9.2011 | Sevgili bir numaralar, tabii ki sıradışı bir kurtarış futbol sahalarında golden sonraki en güzel enstantanedir-., | FUraz, T, 8.5.2012 bir tek | Sadece | Nitekim bugün laikliğin Kabesi Ankara, türbesi Anıtkabir, peygamberi Atatürk, kitabı Nutuktur. Laikliğe aykırı bir eylem olduğu zaman topluca Anıtkabire koşuyoruz. Bir tek, oraya çaput bağlamadığımız kalıyor., | CihanKeyif, TarafKitap, Ağu2011, 14

a.z.






bir önden | Biz de tevfikine çok dua ediyorduk. Sonra Men-i Müskirat Kanunu vaz' edende çok sevindik. Zira ümmü'l-habâis olan müskirat kalkarsa bir önden furuatı da tabii kalkar. | , | Şeyh Said Davası İstiklal Mahkemesi T,457








bir örnek | İtfaiyeden 'aracı' ile alınan bando var gücüyle çalıyor ve bir örnek giydirilmiş on iki kız çocuğu gara giren treni çiçek yağmuruna tutuyordu., | M Gezen, 1982, 86 | Ardından yine şehrin bir örnek kalabalığı., | A Özyalçıner, Sur, 53








bir parça | Biraz. | Bizim için bir parça avlanmak daha hayırlıdır., | Ahmet Midhat E/E Ülgen, KH, 1296/1879, 85 | Hoca bir parça düşünüp şöyle der: / -'Tek ümidim şu dağın ötesinde., Kanık, NH, 67

z.






bir parçacık | biraz, kısa süre. | Size yeni bir masal söyleyeceğim / Beni bir parçacık dinler misiniz? , | Ş Belli, Bir Yangının, 11

s.






bir serencem bin nasihatten yeğdir atasözü. Bir musibet bin nasihatten yeğdir. | Gidin bakalım. Bir serencem bin nasihatten yeğdir., Fahri Erdinç, Kore Nire, 2014, 151








bir sıkımlık | Cumhurbaşkanımızın azametini kendi gölgeniz sanıyorsunuz, sürekli racon kesiyorsunuz, bir sıkımlık sanal Sorosçu iktidarınız da yakında çöküp gidecek., Şamil Tayyar, @samiltayyar27, 16.11.2024, X

s.






bir sıkımlık | Köse Keloğlan'a: 'Uğra getir Keloğlan, uğra getir Keloğlan' dermiş. Hamurun yoğrulması bitmiş ama Keloğlan'ın unundan da bir sıkkınlık bir şey kalmış., Naciye Poyraz, 1979, 21

z.






bir şeycik -ği





"Bir miktar yakacak alıp akşamları evdeki sobayı biraz tutuşturup ısınırsa bir şeyciği kalmazdı.", İ Kalkan, Onlardan Biri, 2018, 49"



bir şeycik | Kocası Lacom Yokohamada ipekçilikle uğraşırdı. Haftada üç dört kere birbirlerine gider gelirlerdi. Bir yaz İngilterede, birlikte bir villa kiralamışlardı. Bir şeycik de olmamıştı. Son yıla kadar bütün bağıntıları arkadaşlık sınırını aşmamıştı. Olacak şey değildi bu!, | S Maugham, 1959, 10 | Bir şeyciği kalmamak–Acı acı tütün kokmalarına ne yapalım ya? dedi. –Acı acı tütün mü? Kim demiş? –Kim diyecek? Bilmiyor muyum? Sen bile... -Halt etmişsin. İnsan yıkanıp üstünü başına değişti mi bir şeyciği kalmıyor, | O Kemal, 1969, 29

dey.






bir tane | 1. sevgili | sarı iskarpinleri ayağında / ve sandal ağacında Çin yelpazeleri / ve kırmızı o kalın ağzı bir tanemin, | Nazım Hikmet, Bİ KSŞ, 35 | 2. | eşsiz, emsalsiz, biricik, yegane. | Eminem çok güzeldir / Bir tanedir bir tane / Gözleri mercan gibi / Saçları tane tane., | Karadeniz türküsü

s.a.






bir tanecik | Fakat koca bahçede bir tanecik bile kırmızı gül yok., | Wilde, Abamor, tsz, Mutlu Prens, 21








bir tarafıyla gülmek götüyle gülmek deyiminin örtmece/nazikleştirilmiş hali. | Onlara Türk desek herkes bir tarafıyla gülüyor, yabancı desek tam olarak öyle değiller., | YMEroğlu, T, 7.2.2012








Bir taş atımlık | Gökten çok parlak ve güzel bir yıldız düştü. Gökte, öteki yıldızların arasından kayışını şaşkınlıkla izlerken, bir taş atımlık uzağındaki koyun ağılına dayanarak duran bir söğütlüğün* arkasına düşeceğini anladılar., | Wilde, Abamor, tsz, Mutlu Prens, 50

s.






Bir taşdan duvar olur mu? Bir taştan duvar olmaz atasözü. Bk. Bir çiçekle yaz gelmez.








bir taşla iki kuş vurmak | Bu gelişme Hasan'ın endişelerini giderirken, başka bir kolaylığı da yanında getirir. Şehre gidip gelme periyodu dışında eksilen, alınacak ve yerleri belli olan malların siparişi bir pusula, tahmini tutarı ile şoför, muavin veya güvendiği bir yolcu ile Sarı Veli'ye ulaştırılacak. O da ilgili yerden malı alıp otobüse teslim edecek. Bu durumda müşteriye mal kalmadı yanıtı verdirmeyecek. Bir taşla iki kuş vuran Hasan, köye neşeli dönecektir., | asicaldan, 3.3.2017








bir tek


biricik, aziz.


"Babandan yadigar, ananın bir teki, / Gözümün nuru, ocağımın sahibi, / Gücümün kaynağı, içimin süsü, / Alın terimin helalı, köyümün gülü, / Al yanaklı, fidan boylu Fadimem.", Celâl Beykal, 1956, 72"



Bir teviye | Bir serabın, hayalin, bilgisizlik tuzağının bir teviye oyaladığı zavallı sevgili kardeşim!., | Loti, CCT, 192

z.






bir tık

s.



"Kanal değiştirmenin bir tık uzakta, dikkatin dağılmaya fazlasıyla meyilli olduğu ve kendimizi ağır ve dertli hsissetmek için çokça nedenimizin olduğu bu günlerde sürükleyici ve insana kendini hafif ve mutlu hissettiren bir film deneyimi yaşatmayı becerebilirsek ne mutlu bize.", Defne Akman, Oksijen Ekran, 9-15 haz 2023, 17"



bir uçtan | Önce katırın yüzünü gözünü okşadı. Sonra Zehra ile Sakine'yi kucaklayıp yere indirdi. Bir uçtan da sevdi onları, şakalaştı., Naciye Poyraz, 1979, 28








bir yuvarlak üç manyak yirmi iki çıplak binlerce ahmak! Hüseyin Üçüncü 17.11.2018 ++








Bira göbekli | Birayı yalnızca bir bardak bira olarak göremez, şairlik ederdi. / Bir geyik kolunu masaya dayamış izliyordu. / Toynakları kirliydi av mı avcı mı diye sormaktan / Bira göbekli bir geyikti., | Onur Çalı, 24

s.






bira min ya delal Kürtçe sevgili kardeşim. | Böyle mi olacaktı bira min ya delal? , | HAlişanoğlu/STunalı, T, 26.10.2011








birader-i canberaber

b.a.



"Herhalde rutubet bu yaşta bile sana körpe, buğusu üstünde Karacaoğlan kavlince "şeker, şerbet" kızlar kadar zarar vermez. Onlardan kork, onlardan çekin, a birader-i canberaberim!", R H Karay, Sonuncu kadeh, 34"



Biraderlik –ği | Eşitlik vardı, belki biraderlik değildi bizimkisi ama, ortak bir iyi niyetle birbirimize bağlanmıştık., | Conrad/Çakmak, Gençlik, 36

a.






Biraderzade | Çamlıcada ihtiyar bir hanımefendiyi tedavi ediyordum. Onun İstanbulda fakir bir biraderzadesinden başka kimsesi yoktu. Pakize; gölge gibi sessiz, güler yüzlü, sade, müşfik bir genç kızdı. Başkaları gezip eğlenirken o, halasının yatağı yanından ayrılmıyor, ilaç kokularıyle dolu loş, mahzun odaya bir sonbahar güneşi halaveti veriyordu., | Güntekin, SY, 76-77

a.






Biraderzade | yeğen | Sual: Siz de biraderzadeniz Mustafa Bey gibi muhteli'ş-şuur muydunuz? | , | Şeyh Said Mahkemesi, 345

a.






birakuji | kürtçe kardeş katli, kardeşlerin birbirlerini öldürmesi, birbirlerinin kanını dökmesi (ne mutlagim ne de muglak, 30.06.2008 EkşiS

a.






biralama | bira içme. | En gölge meyhaneyi bulup öğlen biralaması yapmaya karar verdim., | DOral, T, 12.9.2011

a.






biraradalık | | Ayrılma hakkının olmadığı biraradalıklar esarettir., | M Bilici, T, 28.6.2014

a.






Birazcıh | Birazcık | Hacı Dayı'ya netmişim, siz söyleyin gonşular / Gel demiş / Hemen gelmişim. / Azarlamış, zoppa çekmiş köyün orta yerinde / Anlıy misin Ali Kivre / -Bıçak gemige dayanmış- / Birazcıh da dikelmişim., | Ş Belli, Ağa kapısı, 62

s.






Birazcıkın | biraz.

s.






birbirini yemek

dey.
geçinememek, sürekli kavga etmek.

tr.
"O zaman oldukça her taraf bozuk. Arabasızlık. Halkın perişan zamanı. ve milletin birbirlerini yedikleri devirdi.","
Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 233



Bircil | Bu ortak noktalar öteyandan iki sistem arasında derin ayrımlar bulunmasına engel değildi: Mani öğretisi açıkça ikicil (dualist) iken Yeni Eflatunculuğun başlıca ayırmacı TANRI kavramında tekçil, bircil (monist) oluşu idi., | F Altheim, Tarihçi gözüyle Asyanın Avrupaya öğrettiği, 1967, 85

s.






birçok | Ölümün karşısında, şüphe yok, birçok düşündün, Haşim!, | A Ş Hisar, | Ahmet Haşim'in Ölümü, | Varlık, 63 MReşit

z.






Birden salağa, gerizekalıya düşmek, sonrasında birden zeki olmak. Durumu kurtarmaya çalışmak. Git-gel akıl bu anlamda kullanılan bir şey. Celal de öyle. O yönümüz benziyor. Burhan Altıntop'un benim hayatımda hiçbir karşılığı yok tabii ki.








Birdenbirelik –ği | Bahçenin içlerindeki küçük evin pencerelerinden birinde ansızın bir ışık yandı. Işığın birdenbireliğini farketmeden biraz şaşkın, gülümsedi yeniden | Bu babam olmalı. ., | H Yavuz, Toarmina, 58

a.






Birdirbir | Pencerenin dışında çocuklar birdirbir oynamaya başlamışlardı., | O Hançerlioğlu, 1956, 23 |Oyunu sever bütün çocuklar / birdirbir, uzuneşek, körebe / bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez / oyun sözcüğünün halkların dilinde., | Refik Durbaş, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 248

a.






birebir | Tüm geçe kafasında kurup durmuştu ve filmdekiler de sanki Simge'nin yaşadıklarına birebir uyuyordu., | Kazancıoğlu, 160








biredin / biryedim / piretin | kocayemiş 352

a.






birel işlem

b.a.
huk. bireysel işlem.





birem birem

z.
birer birer, teker teker.

tr.
"Elindeki yazması / Yüz dirhemdir yüz dirhem / Yaşmağının pulunu / Sayarım birem birem", Turan-Altınkaynak, 2009, 138 | "Foyaları birem birem duyulur / Bu da böyle bir şöhrettir.", Ş Belli, 1962, 41"



birem birem | birer birer, tek tek | Birem birem toplayayım odunu., | Karacaoğlan | Taş diktim birem birem / Sallanıp gidişleri. // Taş diktim birem birem / Karaluktan yukari / Geldi yarım yanıma., | Katip Şadi, Part1

z.






Birest | Polonya şehri. | duman basmış Leh toprağını / Birest'i de basmış, | Nazım Hikmet, Bİ KSŞ, 75

a.






Bireşim | Bireşim ve ayrışım, o kof denge., | Hülya Deniz Ünal, 2006, 32

a.






bireştirme

a.
sentezlemek, sentez yapmak.

bir+eş-tir-me
"Şu halde, Türkiye'nin bundan sonraki tezi, bireştirme değil, ayırma olmalıdır. Bize öyle geliyor ki, karşımızdakiler bu kafada devam ettikleri sürece, Türkiye'nin savunması gereken diğer bir nokta da, Kıbrıs Cumhuriyeti ... ", Varlık yıllığı, 1967, 423 | Buna ulaşabilmek için esaslı olan unsurlar nelerdir ve bunların avrupa ceza hukukunu bireştirme fikri içindeki başarı şansı nedir? 1 Böyle kısa bir tartışma sınırları içinde azçok teferruatlı bir şekilde bu suallere bir cevap aramak ... AÜSBFD, 1967, C 22, 220"



bireştirmek

f.
zıddı: ayrıştırmak. sentez yapmak, sentezlemek.





birey devlet | yeni? | Oysa insanlar | birey devlet haline gelmeye başladı ve ilişkiler tamamen yüzeyselleşti., | Mümtazİdil, odatv, 12.7.2015

a.






bireycilik -ği

a.
ferdiyetçilik.


"'Bireycisin,' dedi Cemal. 'Erkeğin bireyciliğine karşı çıktığım için mi?'", A Özakın, KB, 48"



bireycilik | Bireycisin,' dedi Cemal. 'Erkeğin bireyciliğine karşı çıktığım için mi? ', | A Özakın, KB, 48

s.






bireyleşim yeni | Böylece bireyleşim süreçlerini tamamlamak için mitolojik yolculuğa doğru ilk adımı atarlar., | EŞimşek-EŞenocak 2009

a.






bireyselleşmek | Değişimden korkma, bireyselleşmek istememe, bütünden kopmama. (Oysa bireyselleşemeyen bireylerin sağlıklı toplumsallaşması da olanaksız olmalı.) ., | AyçaŞen, T, 5.2.2012

f.






bireyselleşmişlik –ği | Adorno, lirik şiirin evrensel ve toplumsal olmadığı yorumlarına karşı çıkar. Şiirde 'aşırı bireyselleşmişlik' olarak nitelenen şeyin aslında onu 'evrensel' kıldığını belirtir. Adorno'ya göre lirik özne, kendini ne kadar güçlü ifade ederse, bütünü de o kadar iyi biçimde canlandırır., | Esra Sağlık, Mavi Yeşil, S 116, Mart-Nisan 2019,19

a.






biricik –ği | Acaba Cenab-ı Hakk'a nasıl isyan etti de onun mücâzâtı (cezası) olarak biricik evlâdını âgûş-ı muhabbetinden (sevgi kucağından) alacak idi. Ne hocalar, ne hekimler, ne ilaçlar, ne de adaklar çâre-sâz olabiliyordu., | K D, E Ülgen, 115-116 | Canım benim... Neler düşünüyorsun? Bu yüzden acı çektiğini biliyorum. Beni böylesine sevdiğini biliyorum. Biriciğim... Ne yapsam senin bu büyüklüğüne erişemem., | O Hançerlioğlu, 1956, 59

a.






biricikleştirmek | Ankarada çekilen Behzat Ç. Ankarayı bir anda gözümde biricikleştirdi..., fulya, | http://pasttelblog.blogspot.com.tr/2011_02_01_archive.html, 1.2.2011, 21.6.2014g | Hepimizde olan, bizi biricikleştiren, birbirimizden ayıran sayısız ayrıntının biraraya gelerek oluşturduğu canlı, karmaşık bir bileşim., | GÖzaltınlı, 11.10.2011

f.






biriciklik -ği | Monist ve kolektivist anlayış, bu ülkedeki herkesin kanına öylesine işlemiş ki, Kemalist olmadığını söyleyenler dahi, Mustafa Kemal Paşa'nın biricikliğini terk edememektedirler., | NÇınar, T, 5.12.2011

a.






biriket | bir dağ köyünde küçük bir sinema / duvarları gri biriketten, sıvasız, Hakan Savlı, 1998, 59

a.






Birikimli | 1. Çok bilgili kimse 2. Herhangi bir konuda biriktirmeleri olan kimse. | Berraklaşıyor yer ve gök arasındaki zengin tanışıklı ve birikimli uzlaşmalar., | Ömer Say, 2010, 43 | Birikimli vadesiz altın mevduatı talimatı | Birikimli mevduat talimatı, | Halkbank Paraf buroşürü 2018+

s.






Birikintili | Hemen çömelip onun yanı başındaki musluğa ağzımı dayayarak taşların arasından sızan bu az yosunlu, biraz da çürük kokusunun sindiği birikintili soğuk sudan kana kana içtim., | A Özyalçıner, Sur, 55

s.






birikiş

a.
birikmek eylemi ya da biçimi.


"Geliş, birikiş ve gidiş şeklindeki yıllık büyük dönemde birtakım küçük dönemler vardır. Her fırtınanın ardından önce bir toprak nemi artımı, sonra da toprak nemi azalımı olur.", Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Yayınlarından, 1958, S 161, 197"



birikivermek | birden birikmek, çabuk birikmek | +Arkasından bir düdük, bir küfür, birikiveren kalabalık, itişip kakışmalar, sonunda da lâcivert üzerine kırmızı yazıyla (P.G.) harfleri bulunan kolbağı görevlilerle polislerin arasında sürüklenerek Bursa sokağına götürülen biri, ya da birileri..., | OKemal, 1969, 39-40

f.




GTS+



biriktirmek

f.



"Teşekkür ederim efendi baba. Derslerim çok iyi." "Çalış, sakın biriktirme. Her iş gününde yapılmalı. Dersleri biriktirdiğin zaman başedemezsin, ihmal edersin, sonra başarısız olursun.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 50"



Birinci | bu adla çıkan bir sigara markası | Akşamdan kalan | Birinci paketinden bir sigara alarak dudaklarına götürdü. Hay aksi şeytan, kibriti yoktu; üstelik kibrit alacak parası da..., | O Özdeş, Gecekondu Rüzgarı, 1960, 13

a.






birinci hanım | Birinci xanım Mehriban ?liyevanın | F?l?stin üçün t?k ür?k toplantısının iştirakçılarına müraci?ti 15 noyabr 2023, 17:00, | https://president.az/az/articles/view/62228/videos

b.a.






Birinci I. Paylaşım Savaşı | Birinci Dünya Harbi. | Özellikle I. Paylaşım Savaşı öncesinde de sonrasında da Anadolu'nun yazgısını yaratanların oluşturdukları ağrıları, acıları ortaya seriyor., | ZBüyüktanır, YeniOluşumSesi, 1.6.2013, 4

a.






birit | Modele başlarken çiçekler örülür. 2'şer 2'şer hazırlanır. Orta üçgenler yapılır, güllere eklenerek tüm çevre tatamlanır. Zincir biritlerle 3 sıra kolber görüntüsünde kurulur. Üzerinin sık iğnesi gidilerek pıtraklar ile model bitirilir. Kumaşa dikilecek bölüme bir sıra sık iğne geçilir.

a.






Birizlam | Bris-lame, birizla | ...her türlü muamelâtı için şirket damga resmine tâbi olacağı (birizlâm)ın ayni dalgakıran seddin beş yüz metre kadar mahalli ile rıhtımın yüz metre kadar mahallinin ikmal olunduğu şirket tarafından ihbar olundukta..., | Düstur, | Dalgakıran: Açık denizlerde gemilerin fırtınadan barınması için yapılan set [brise-lame], Ali Seydi, Resimli yeni ...: Türkçe Lügat, 1929, 206

a.






birlemek | Benimle tartışan, gerçekte bana iman etmemiştir. Benim yanım sıra tedbir alan, beni birlememiştir., | Gelin tacı, 120

f.






birleşim | Peki böyle bir operasyon köprüden ya da nehir kıyısından geçenlerin dikkatini çekmeyecek miydi? Gallop'a göre, iskelenin konumu ile karanlığın birleşimi, bu ihtimali çok zayıflatıyordu. Tabii gün ışığında işler değişiyordu. Nitekim ertesi sabah saat 7.30 sularında işine gitmekte olan bir posta memuru, cesedi hemen fark etmişti., | Hürriyet, 19.6.2022

a.






Birleşivermek | Kamera zom yapar Hüsniye hanımın gözlerini... Çünkü kadın kızmıştır ve kızdığında da gözbebekleri burnunun üstünde birleşiverir., | N Tuncer, Trafalgar, 96

bf.






Birleşmeklik –ği | birleşme işi | Benim önümde bir felaket uçurumu vardır ki onu geçip de hiçbir erkekle birleşmekliğim mümkün değildir., | N Kemal, İntibah, 73

a.






birleştirici | s. | 1. birliği sağlayan, birleştiren 2. anlaşmayı, uzlaşmayı sağlayan (kimse, görüş). 3. iki veya daha çok şeyin, nesnenin birleşmesini sağlayan. (A Püsküllüoğlu, Arkadaş Türkçe Sözlük, 1994, 184) | Her şeyden önce birleştirici bir nokta vardı. O da Allahtı. Allah vardı. Ve bütün muhtelif dinleri ve mezhepleri bu esas etrafında birleştirmek ..., | Ö R Doğrul, Ekber: bir Türk dahisi, 1944, 110

s.






birlik


birlikte, beraber.

tr.
"Kirli, üstleri başları yırtık, toza toprağa bulanmış olmalarından gurur duyar, benim de kendilerile birlik olmamı isterler.", Kaptan Paşa, 1954, 65"



birlik | 1. Birlikte. | Yabana atılmaz bu ihtiyar, doğru. / Denenmiş kılıcı nice savaşlarda. / Fakat o da birlik verilen kararda., S Batu, Güzel Helena, 1959, 11 | Sabah akşam Erzurumlu Emrah ile birlik / Hazin şarkılar söylenir memleketimde., | Ö F Toprak, Mektup, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 147 | 2. | Birliğim bu kentte elli kilometre kadar uzakta, bir köydeydi., | S Şengil, 1983, 40 | Gökyüzündeki yıldızlar, karla birlik olup Güllüşan'ı örtmeye başladı., | BYıldız, DünyadanBirAtlıGeçti, 54

a.z.




GTS-



Birlik | ask. | Birliğim bu kentte elli kilometre kadar uzakta, bir köydeydi., | S Şengil, 1983, 40

a.






birlikçi

s.
birlik yanlısı.


"Kanunun şu birlikçi vasfı, İmparatorluk devri teşkilât sisteminde hâkim olmuş olan, kuvvet ve salâhiyet ikiliği esasına karşı bir reaksiyon teşkil eder.", M C Bilsel, Milletlerin hukuki hayatı serisinden Türkiye, 1940, 16 "



Birlikçi | Eserdeki olayların geçtiği zamanda büyük birlikçi dinlerin Oğuz töresi karşısındaki durumu geceleyin uzakta sezilen bir ışık gibidir., | Tecer, 1969, 107-108

s.






Birörnek / bir örnek –ği | aynı biçimde olan. | Birinde berbat bir elbise giymişim ve bir hediye paketini açıyorum, bir başkasında ikimiz de birörnek su geçirmez anoraklar giymişiz, bir şelalenin önündeyiz, küçük bir köpek ayaklarımızı kokluyor., | S J Watson/ Şen Süer, Uyuyana kadar, 2011, 7 | Birörnek ve sınırsız bir uzam'dı onunkisi., | H Yavuz, Toarmina, 36

s.






birörneklenmek | Örneğin siz dahi, oldum olası özgürlük nedir bilmeyen bu toplumsal dokudan geldiğinize ve onun resmî ideolojisiyle birörneklendiğinize göre, nasıl oluyor da iyiyi, doğruyu ve güzeli biliyor olasınız? Ya yanılıyorsanız? Hiç mi kuşku yok içinizde? | , | NÇınar, T, 19.3.2012

f.






Birörneklik / bir örneklik –ği | Bir örneklik ve topyekûn taklit Garp medeniyetinin ruhunun tamamen zıddı olmak gerektir. ... örneklik ideolojisi artık birer | izm ile biten, şu veya bu milletin kendine olduğu kadar dünyaya da tatbik etmek istediği bir şey olmuştu. ...Garp medeniyetine | bir örneklik ideolojisi sadece Avrupada girmiş değildir. Komünizm de totaliter bir nizama, bir diktatör veya diktatör zümresinin tatbike çalıştığı bir nevi | bir örneklik umdesidir., | H E Adıvar, Türkiye'de Şark-Garp ve Amerikan Tesirleri, 1956, ? | Danteller kirlenip aklıklarını yitirdiklerinde, yün örgüleriyle kanaviçeler tarazlandıklarında ve sap işleri solduklarında, saat de tıkırtısını keserek, Bitpazarın'daki karanlık dükkanların birinde, onlarla ölür gider- ve kocaman göstergeleriyle her dakikayı aynı kalabalık, aynı birörneklikle gösteren alan saatleri, geçip giden saatler, geçmek bilmeyen zaman., | A Özyalçıner, Sur, 58

a.






Birsiz | bir rakamı olmadan. | Ama bir'siz aritmetik hiç olmamış- demek ki, teklik bilinci, hiçlik bilincinden önce geliyor., | H Yavuz, Toarmina, 42

s.






birşeycikler | Sonra yorgunluktan, uykusuzluktan gözleri karardı. Biri bir yana uzandı, biri bir yana. Birşeycikler konuşmadılar, uyudular., | // | Ertesi gün, birşeycikler olmamış gibi davrandı., | T Yücel, AM, 1964, 29 // 36 | Üçüncüsünden içene birşeycik olmaz, olduğu gibi kalır, susuzluğu da geçer., | T Yücel, AM, 1964, 41

a.






Biryantinlemek | Beni isteyen kalfa da saçlarını biryantiliyordu, hep kıravat takıyordu kız., | N Tuncer, Trafalgar, 122

f.






biryantinli | bk. biriyantinli/briyantinli biryantinlenmiş, biryantin sürülmüş (saç) | Biryantinli saçlarının yumuşak kokusunu yutuyorum., | İşigüzel, EDK, 1996, 71

s.






bisferol A | Avrupa komisyonunun biberonlar, sert-sağlam su ve gıda kapları ile benzeri mutfak malzemelerinde bulunan 'Bisferol A' maddesini yasaklamasına karşın bizim sağlıkbakanlığının-., | MÇetin, T, 16.4.2012

a.






bisiklet taşıyıcı

b.a.
bisiklet taşımaya mahsus bir düzenek.





bisisi yapmak | Bcc (blind carbon copy) alıcının görmediği eposta.

kıs.


ing.



bismillah








bismillah | 1. İşe başlarken Allahın adını anma. 2. | büyük şaşkınlık nidası! | Kaşların bismillah vechin beytullah / Seni öz nurundan yaratmış Allah / Sevmişem ben seni terketmem billah / Aşkın hançeriyle vursalar beni., Sıdkı, ?

ünl. ünl.






bistro | Işık yoktu, her yer karanlıktı, ama her taraftan, kapalı kepenklerin ardından sesler duyuluyordu; bistro çınlıyordu, çığlıklarla, şarkılarla, uğultularla., | N Berberova, Mozart'ın dirilişi, 1994, 28 | çalıntı gerilim müziği: Requiem For a Dream / ne diyelim, bistrolarda falan, fularımız filan işte / hiç anlamadığımız alıntılarla coşarız mirim, | Onur Caymaz, Pervaneyle Yaren, 2015, 53








bisturi

a.



"Şen şâtır, bir iki defa bu derslere girdim, beş kişilik gruplar halinde bir kadavra üzerinde çalışmalar, pensler, bistüriler, beyaz önlükler... hepsi ile ilk heves meşguliyeti... sonra tavsama... herkes derse, ben Acem'e.", Aren, 2013, 98"



bistüri | Şen şâtır, bir iki defa bu derslere girdim, beş kişilik gruplar halinde bir kadavra üzerinde çalışmalar, pensler, bistüriler, beyaz önlükler... hepsi ile ilk heves meşguliyeti... sonra tavsama... herkes derse, ben Acem'e., Aren, 2013, 98

a.






Bisura | Ben bunun adını bisura koydum. Bak şimdi, azıcık üstünden çekip arjantinin, -mümkünse ılık- su ekliyorum, misss!' Parmaklarını birleştirip burnuna götürdü. 'Hem böylece bol sıvı da almış oluyorum.' (Gülüşmeler) Hadi Mülkiyeliler'e gidip bisura içelim! İçtiler., | Onur Çalı, 25/26

a.






bisürü | bir sürü. Çok, fazla. | Birbiriyle kafası uyuşan var, uyuşmayan var. Konuşan var, küsüşen var. Ama bir de şantiye şefimiz var ki baba mı baba ! ... Saat geçmez birer ikişer yanına çağırır , bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını sorar . Hafta geçmez evinde hazırlattığı bisürü yemeği arabasına attığı gibi yapıya getirip ..., Vedat Saygel, Bombalı paket, 1980, 96

s.






Bişey | bir şey | Kardeşim, bunun konumuzla ne ilgisi var? Olsa da sordum olmasa da sordum mu diyorsunuz? Öyleyse şöyle cevap vereyim ve bitirelim: 'Birisi iyi bişey yaptığı zaman iyi yaptın demeyeceğiz de, sen iyi yapamaz birisin mi diyeceğiz? ', | , | B Oran, Serbestiyet, 9.10.2021

a.






bişi | bkz. pişi | Bişi pişirmek için ardıç ağaçları ince ince yarılıyor., | RahmiDede, 20

a.






Bit avcısı | bit kıran. | Yaşlı vizon saç diplerine küçük baloncuklar yerleştirmiş bit avcısı gibi elleriyle başına vuruyor ve yamuk yumuk sesler çıkararak:, | E Elönü, 2009, 65

a.






bit gibi pire gibi | Küçücük. ayn. m. karınca yazısı gibi. | Anneannemse eline çağrı kağıdını almış, bir bu yana, bir o yana çeviriyor, okumaya çalışıyordu. -Amanın bit gibi pire gibi yazmışlar, bunu benim gözlük okur mu? Koşup yanıma geldi: -Şunu bir daha oku, dedi., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 25

z.






bit rozeti | bit sıçramasını engellemek için erkek öğrencilere has üretilmiş bit kaçırtan rozet bit tokası | bit sıçramasını engellemek için erkek öğrencilere has üretilmiş bit kaçırtan toka Ekim 2013 Hereke 24.11.2012, silver apple, EkşiS

a.






Bit yiğitte pire itte olur.








bitanem

ünl.
sevgilim, bir tanem.

bir dâne+m
"İyi bir dünya hiçbir zaman olmayacak ama! / Onu yaratmak için / Ey güzelim, bitanem / Tepeden tırnağa aydınlanmadıkça silahlanmadıkça!", M Taner, Sunak, 34"



Bitaplık –ğı | ...bitaplığını, bibehre izah, grevcilerin adedi iki yüz, tüfekli, hatta mitralyözlü, taklibi hükümet hükümet darbesi, | 13/16 (Dünya anayasaları kitabında)

a.






bitcoin madenciliği | Musk ilk olarak olarak sosyal medya hesabı üzerinden kripto paraların en yüksek hacimlisi olan Bitcoin paylaşımı yapmış ve kripto para bu paylaşımların ardından rekor seviyelere çıkmıştı. Daha sonra elektrikli otomobil markası Tesla'nın Bitcoin ile ödeme kabul edeceğini açıklayan Musk, Bitcoin madenciliğinin çevreye verdiği zararı bahane ederek bu kararından geri adım attı. Söz konusu gelişmelerin ardından Bitcoin ve diğer kripto paralar sert değer kayıpları yaşadı., | Hr, 6.6.2021

a.






biteceği bit yemez | Devlet Daima Ezecek Birine İhtiyac Duyar En sağdan en sola kadar devletin ezmediği bir kesim kalmamıştır. Halk, | biteceği bit yemez der. Ezilenlerin hiçbiri yok olmamış, yaşamaya devam etmiştir. Mutabakatı, müşterekleri çoğaltmanın bir yolu olmalı., | Cemal Kurnaz, 3.5.2023, twitter








Bitecekmişlik –ği | Çocukken ağaçlardan kopardığımız taze dalları bıçakla (o bıçakları annemden kaçırmak için neler yapardım!) kesip inceltirken, incelte incelte yaşanan ve bitecekmişlik (çünkü dikkatli yontup inceltmezseniz birdenbire inceldiği yerden kırılıverir, bitiverir dal) izlemini veren neyse, işte ona benzer bir şeydi bu..., | H Yavuz, Toarmina, 24

a.






bitevil | ... kurtulmanın oluşturduğu disharmoni ve daha çekirdekli kıvrımların sunduğu disharmoni. Her iki halde de farklı mekanik özellikli komşu tabakalar birbirlerinden özgür kıvrımlanmışlardır. Billings (1954, p. 57-58) şöyle yazmıştır: | ... çoğu kıvrımlanmalar disharmoniktirler; yani kıvrım şekli stratigrafi sütunu boyunca bitevil değildir., (...) sünek olarak sınıflanmışlardır. Kırılgan cisimlerde plastik akmanın tutarı hiçtir veya azıcıktır; sünek cisimlerde ise pek büyüktür» (Hills, 1963 , p . 92). İlişikli terimler: Akma, plastiklik, kırılma. 263. SÜRÜKLENİM ..., MTAE Yayınlarından, 1958, S 149, 42/149

s.






Bithynialı | Bir seferinde de, ırmak yatağında keşfedilen, üstüne Hodrion'ın Bithynialı kölesinin adı yazılı antik bir heykelin mermer taşına sıcak dudaklarını değdirirken görülmüş, Endimion'un gümüş bir sureti üstünde ay ışığının izini aramak için de tam bir gece geçirmiş. Hakkında çıkan söylenti yalnızca bunlar değilmiş., | Wilde, Abamor, tsz, Mutlu Prens, 33

s.






Biti | yazı. Yazılı kâğıt. | Biti-i hükm oldur ki biti getiren şeyh İzzeddin İsmail ve atası İbrahim Şeyh yirin Çalıcada vakf eyledüm vakf ola kimesne mâni' vü mu'ârız olmasun biti getirenler biti sözüne i'timâd kılsun biti[yi] hakikat bilsünler. Her kim vakıflıkdan döndirirse Tenrinün la'neti ve firişteler la'neti ve peygamberler la'neti anun üzerine olsun ve sallallahu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ecmain. Tahriran fi gurrei Ramazanü'l-mübârek sene seb'a mie.[1 Ramazan 700 M.1301], | M Cebecioğlu, Hendek, Adapazarı, Akyazı Tarihi ve Şeyh İsmail Vakfı, İstanbul 2011, 355-356 / Osmanlı Arşiv Vesikaları, Haz. R Karacakaya, İ Yücedağ, | 1. bs., İstanbul, 2013, | 118-119

s.a.






biti kareli | Biti kareli bir gömleğim vardı, yeni almıştım. (V) yaka, civcim sarısı yeleğim vardı, yeni giymiştim. Saçlarım alnıma düşüyordu., H Çetinkaya, 2010, 15

s.






bitig

a.


tr. biti-g
"İlk yazıda "yazıt" ve "bitig"lerden söz etmiştim | orada demiştim ki: bunlar, zaman yolcularıdır.", D Yıldırım, Zaman Yolcuları Kitaplar II, Türk Yurdu, S 327, Kas 2014, 12"



bitik | Yağmurluksuz adam bitik bir vaziyette ortada belirdi., | Sanatlar, C 1, S 1, 15.2.1955, 15

s.






Bitikci | katip. | 51. Bitikci var idi nev-??z o?ıtdı / 52. Eline virdi lev? t?z o?ıtdı, (Hurşidname, 13. yy. Ameden-i yeki ez-giriftaran beray-ı müjde boga han-ra)

a.






bitike bi tike bir tike, birazcık Antakya bittik 10.8.2015








Bitim | bitme, bitiş. | Port Said Afrika ve Arabistan yarımadalarının birbirine yaklaşa yaklaşa nihayet Akdeniz'in bitim noktasında kanalın da başlangıcı bulunan iki tarafı İngilizler tarafından yapılmış muazzam binalarla donatılmış şehirdir., | M N Ak, Hac Yolunda, 30 | Bitim noktası | ufuk çizgisi. | Çatalkaya'nın oralardan, körfezin bitim noktasında, bir gemi başını almış gidiyordu., | Tarık Dursun K, Eski babam, 40

a.






bitimsiz





"Oysa aradığım yine / Orada bitimsiz doyumsuz / Göz alabildiğine masmavi", A Karatay, seni var saymak, 9"



bitimsiz | yeni bitmez, tükenmez. | Yürümüş soluğuma ağrısız / Bitimsiz böceklerin uykusu / Görmek istemiyorum bu yapışkan, bu gebe / Bunaltılı saatleri. / Hafiften bir sis kirli ortamlarda / Uzanır kimi çağırırsa / Uzanır kimden alırsa yitirdiklerini. Varlık yıllığı, 1960, 183 | Oysa aradığım yine / Orada bitimsiz doyumsuz / Göz alabildiğine masmavi, | Atâ Karatay, 1964, 9 | Ay ışığına ayrılık şarkıları söylenmeliydi bitimsiz., | Ş Belli, Bir Yangının, 12 | gel gör ki, sendeki ve bendeki bu bitimsiz sevdalara olan coşku yetim kalıyor., | Demirci, Özburun, 2006, 117 | Ama onu dinleyenler, söylediklerinin doğruluğunu tasdik edenler, her dem yüzündeki bitimsiz bağlılığı görenler; uyarıcıyı her gün görmenin sıradanlığından olsa gerek, şaşırmazlar., | Z. Bulduk, Dünya Bizim sitesinde, 29.12.2010

s.z.






bitinya | yer adı. | Bursa'daki bilinen en eski uygarlık olan Bitinya'dan,-, EAltan, T, 22.4.2013

a.






bitirdik | Ürün. | Sevgili yazıcılar Abartmakta üstünüze yok 'Her şey katlanarak gelir' mantığını bildiğiniz halde 'Bana ne benden sonrası tufan' diyerek Abarttıkça abarttınız

a.






bitirgen | Bitirgen, | Figen Şakacı, 2016 (kitap adı)

s.






bitiriş | bitirme işi | +Daha güzel bir bitiriş düşünemezdik herhalde, çok teşekkür ederiz., | Mağaradakiler, Oc-Şub2015, Sayı5, 37

a.




GTS+



bitirivermek

bf.
hemen bitirmek.


"Tarlaya... Tarlaya gidiyorum... Bugün bitirmek lazım. Az bir yer değil... Bugün bitiriverim (b) demiştim kendi kendime ya, olmayacak galiba... ", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 68"



bitirivermek | Güneş batıya iyice sarkmış, gölgeler yer değiştirmiş ve uzamıştı. Anaları: 'Ha gayret çocuklar, bitiriverelim de çamaşır yıkayalım' diye sıkıştırıyordu. Ama, ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar, yapabilecekleri iş bir yere kadardı. Canları burunlarına gelmişti., Naciye Poyraz, 1979, 40

b.f.






bitirmelik | BTS- | 2 ya da 3 kere bitirmelik bir oyun olması onun başarısız değil başarılı olduğunu göstermez mi? Özellikle de bu kadar büyük bir dünyada geçiyor., | 7.2.2005, gothic 3 - Paticik.com Forumları, 11.6.2015g

a.




bts-



bitirtmek | ettirgen | Peki, savaşı bitirtebilmek için, Kürtlerin haklarının dışında ayrıca PKK'ye de bir yönetim yetkisi vermek gerekiyor mu? , | NDüzel, T, 26.9.2011

f.






Bitivermek | 1. çabucak bitmek, tükenmek | Bense hiçbirşey olmamış ya da her şey her an olup bitiveriyormuşçasına devam ettim düşmeye., | KeremIşık, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 15 2. Beklenmedik bir anda orta çıkmak | Cavit, babasının yanında bitiverdi., | OKemal, TDK-dan | Çocukken ağaçlardan kopardığımız taze dalları bıçakla (o bıçakları annemden kaçırmak için neler yapardım!) kesip inceltirken, incelte incelte yaşanan ve bitecekmişlik (çünkü dikkatli yontup inceltmezseniz birdenbire inceldiği yerden kırılıverir, bitiverir dal) izlemini veren neyse, işte ona benzer bir şeydi bu... / Orada, onun gelmesini bekliyorsunuzdur; -garsonun getirdiği çay, siz farkına varmadan bitivermiştir, düşüncelisinizdir çünkü; oturur beklersiniz, gelecektir elbet!, | H Yavuz, Toarmina, 24 | Kırk gün dediğin nedir ki? Çabucak bitiverdi., | T Yücel, AM, 1964, 32 | Anlamadan bitiveren bir 50 dakika. Görün ve kararı kendiniz verin., | M B, Oksijen Sinema, 2-8 tem 2021, 15

bf.f.




GTS+



bitivermek | Usulcacık / bitiver avuçlarımın içinde / Usulcacık, / köklerini salıver içime / Ve veriver ellerini çabucacık..., Serkan Öztürk, 2003, 3

bf.






Bitki bilimci | botanikçi | Yine aynı dönemde Sibiryada bulunan Alman bitki bilimcisi D. Messerchmidt de yazıtları görür ve 1720 yılında Petersburg Bilimler Akademisinde bu abideleleri yazılı bir sunumla tanıtır., | Raillife, ekim 2019, S 133, 34

a.






bitkici | 1. bitkileri araştıran. | Erzurum'un güvertesinde, koca koca kurutulmuş ot dizilerini karıştıran bir bitkici kafilesi, yapacağı Anadolu gezisine hazırlanıyor., | Felsefe Arkivi, 1945, C 1-2, 65 | 2. | vejeteryan. | vegetarián s.m., adj. vejetaryen, bitkici, | Baubec, Dic?ionar român-turc, 1993, 318 | Gösterişlice bir bitkici yarışmaya giriyor, sanal gruplarda hemşehrilerine mesaj yolluyor, | Arjantin'de kısa metrajlı film şenliğine katıldım, jüri yok, oylamayı halk yapacak, şu linke tıklayın, tragedyamı oyunlaştırdım, oylansın, diyor. Pöf*, şekilsiz fıçı!, | Şenol Onay, Paramatör, ? , 22

s.a.






bitkihane | bitkievi | 2007 yılında Bitkihane Fitoterapi olarak kurulmuş olan merkezimiz; 2012 yılında yeni kadrosu ve genişletilmiş uzmanlık dalları ile Bitkihane Fitoterapi ve Bionerji Merkezi olarak hizmet vermeye devam etmektedir., | | http://724haberal.com/firma-detay-20-bitkihane-tedavi-merkezi.html, 1.5.2015g

a.






bitkileşmek | Evet, zor aslında bu dünyaya alışmamız. İki göz, iki kulak, kol, dirsek, bacak... yetersiz tüm bunlar. Bitkileşmek lazım. Sebzeleşmek. Enginarlaşıp fasulyeleşmek. Az semirip çok yeşermek./, | KeremIşık, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 15

f.






Bitkinlik –ği | Hepsinin yüzlerinden bitkinlik, uyku akıyordu., | O Hançerlioğlu, 1956, 28

a.






bitlemek | Bitini yiyerek temizlemek. | Saka kuşu birden köpeğin postunu bitlemeye başladı. Kuşun kanadının bir yanı ve kanadının sağ tarafı yaralıydı., R Durbaş, Şaka-nâme, 1983, 31

f.






Bitli | 1. Üstünde bit bulunan | Yalnız gurk tavuğu koymadan evvel [yumurtaların] üzerinde bit olup olmadığına bakma lazımdır. Eğer bitli olarak konursa tavuk huysuzlanır ve yumurtaları kırar., | Tavukçuluk, 1962, 16 2. Cimri

s.






bitmedik | Everek Dağı bozlağında geçer ya hani: | Şu alnımda ne bitmedik yazı var / İskarpinde bir incecik tozu var Vedat'ımın ıskarpininde değil ama eski paltosunda, omuzuna basanların bir incecik tozu vardı., Alper Aksoy, 22.03.2025, Facebook

s.






Bitmek –de | Birden peyda olmak. | Örneğin, oturduğunuz masayla birlikte sizi itip, duvara yapıştıran kalabalık bir okur kitlesiyle karşılaşabileceğiniz gibi, kitaba hiç ilgi duymayan, salt meraktan yanınızda biten, sakız gibi yapışkan okumayanlar da olabilir., | Y Ural, Temel Reis, 92 | Anne ve baba apar topar yerlerinden fırlayıp kızlarının yanında bittiler. Ama olan olmuştu bir kere., | N A Gökduman, 89

f.






Bitmek | 5. –e Bayılmak, aşırı derece sevmek. | Orada teyzemin ahbaplarından biri oturur. Şimendiferde bir taze hanımefendiye tesadüf etmiştim. Ama görseniz ne güzel, ne kibar, ne şık bir hanımefendi... Bir mantosu vardı ki bittim., | R N G, Tanrı Misafiri, 80 | Uşak çekildi. Warburton Times'ini aldı, üzerindeki kâğıdı dikkatle yırttı. O kocaman sayfaları açmıya biterdi. Sabah havası da serindi, cana can katıyordu!, S Maugham, 1959, 65

f.






bitmişlik –ği | 1. dilb. Tamamlanmış olma. | BİTMİŞLİK (Perfectum) Lâtincede bir eylemi sona ermiş olarak anlatan fiil zamanı. BOĞAZ ABANIĞI Bak. Gırtlak abanığı. BOĞAZDANLAŞMA (Gutturalisation) Boğumlama noktası yumuşak damağa götürülen bir sesin uğradığı değişiklik., | TDK, Dilbilim terimleri Sözlüğü, 1949, 41 | Kare plan üzerinde yükselen dairevî kubbeden meydana gelen yapı ünitesi bütünlük ve bitmişlik ifade eder . Her ünite tek başına mimari değeri olan bir hayatiyete sahiptir., | Aptullah Kuran, İlk Osmanlı mimarisinde cami, 1964, 46 | 2. Tükenmiş olma. Çaresiz kalma. | Sular hızla geliyor, tam karşıya rastlıyan tarlanın altını oyuyor, yeni bir parça düşürmeye hazırlıyordu. Böyle böyle tarla yarı yerine gelmişti. Bekdaş oturuyor, kımıldanamıyordu. Halinde bitmişlik vardı., | Talip Apaydın, Bozkırda günler, 1952, 28

a.






bitotu | her sokağa çıkışında rastık da alırdı aktardan / bitotu ve kına da, | MG, 31

a.






bîvefâlık -ğı | vefasızlık. | Bivefalık resmi hüsnün muktezây-ı hükmüdür!, Fuzulî

a.






bixi | silah sanayi. Bk. Biksi. | 1 adet bixi makineli tüfek., | Star, 13.1.2013

a.






biyaz | Halk Beyaz, ak, ağ. | Karalı, biyazlı, şöyle böyle manıklar. OrhanKemal, Sarhoşlar, 51

s.






biye | Fr. biais Elbisenin boyun, kol ve etek kısmına farklı renk kumaştan dikilen şerit. 8.9.2011 | Mesela siz, kızı kızanı gelini damadı ve torunlarıyla dolup dolup boşalttıklarını gördüğünüz kent merkezlerindeki orduevleri ya da subay gazinolarının iskarpin giyen kırmızı biyeli harici üniformalılarını, ömrü arazide geçenlerden olduklarını mı..., | NÇınar, T, 8.2.2010, 12 Güncel Türkçe Sözlük

a.


fr.



Biyobankalar | çoğ. | Aksine test kartlarında, örneğin araştırma amacıyla daha ileri analizlerin yapılmasına ve hatta genetik yatkınlık veya benzeri konularda bilgi sağlayabilecek biyobankaların oluşturulmasına olanak tanıyacak kadar kan kalır., | @MuhammedemirelL, 26.08.2024, X

b.a.






biyobelirteç

a.
Biyomarkör. Maruziyeti, erken hücresel yanıtları ve kalıtsal ya da kazanılmış duyarlılıkları yansıtan biyolojik, fizyolojik ve işlevsel gösterge.


"Biyobelirteçlerin klinik çalışmalar ve ilaç geliştirmede kullanımı, Rukiye nar, 15.01.2020, İzmir, https://tkbd.org/files/rukiye-nar.pdf | "Biyobelirteçler, hastalığın tanısı, takibi, seyri ve tedavi geliştirme sürecinin iyileştirilmesinde ve daha büyük biyomedikal araştırma girişimlerinde kritik rol oynamaktadır. Ölçülebilir biyolojik süreçler ve klinik sonuçlar arasındaki ilişkiyi anlamak, tüm hastalıklar için tedavi seçeneklerini genişletmek ve normal, sağlıklı fizyoloji anlayışımızı derinleştirmek için hayati önem taşır.", https://www.turkiyeklinikleri.com/article/tr-biyobelirtec-tanimi-ve-onemi-94190.html, 22.05.2024g"



Biyobelirteç | Son zamanlarda popüler olan immun kontrol noktası inhibitörlerinin daha etkili kullanılması için biyobelirteçlerin önemi araştırıldı., | 28.1.2016, | https://www.medikaynak.com/n/kanser-immunolojisi-ve-biyobelirtecler, 14.7.2021g

a.






biyobozunur | Biyobozunur atıklar organik (her türlü yiyecek atıkları, çay ve kahvee posaları, | 8.8.2021

s.






biyobozunur | Öyle biyobozunur poşetler üretiliyor ki onlara da kimyasal katılıyor., | MehmetBaş, Z, 4.12.2012

s.






biyoçeşitlilik -ği

b.a.
dirim, hayat çeşitliliği.


"Doğal yayılım veya yaşam alanı dışındaki bölgelere bir şekilde giren bitki veya hayvan türleri girdikleri yeni bölgelere yerleşip yayılarak biyoçeşitlilik ve yerel ekosistemler üzerinde olumsuz etkiler gösterebiliyor..Bilim ve Teknik, Tem 2024"



Biyoçeşitlilik –ği | bk. Biyolojik çeşitllik. bir ekosistem, biyom* veya tüm Dünya'da bulunan yaşam biçimlerinin çeşitliliği. | Biyoçeşitliliği korumak için aramıza katıl! |

a.






biyoçeşitlilik | ...Bostancı Kaykay Parkı, Biyoçeşitlilik Araştırma Merkezi ve Müzesi, 270 Sivrihisar, Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Merkez Binası ve Grill Polonez Vadi İstanbul projeleri mercek altına alındı., | YŞpzr, 14.7.2019

a.






biyoenformatik uzmanlığı | Biyoenformatik uzmanlığı:Matematiksel yöntemlerle biyolojik veriler üzerinde inceleme ve araştırma yapan bir bilim dalı olan 'biyoenformatik', hastalıklara neden olan gen bozukluklarının bulunması, çeşitli hastalıklarda etkin olacak ilaçların tasarlanması gibi birçok ihtiyacın karşılanmasını sağlıyor., | MilliyetAkademi, 22.7.2011 biyofarmasötik , Ocak2014 İletim gazetesi

a.






biyoeşdeğerlik -ği | Biyoeşdeğerlik Çalışmalarında İstatistiksel Yöntemler ve Bir Uygulama, D Karasoy, İ Gündüz, Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri D, 2008, C 28 (5), 653

a.

tıp tıp




Biyograf | Tanpınar büyük biyograflarımızdan İbnülemin için böyle bir tesbit yapıyor biliyorsunuz., | İ Kara, www.dunyabizim.com, 10.11.2018








Biyograf | Tanpınar büyük biyograflarımızdan İbnülemin için böyle bir tesbit yapıyor biliyorsunuz., | İ Kara, www.dunyabizim.com, 10.11.2018

a.






Biyograf | tercümeihal müellifi. | Tanpınar büyük biyograflarımızdan İbnülemin için böyle bir tesbit yapıyor biliyorsunuz., | İ Kara, www.dunyabizim.com, 10.11.2018

a.






biyografimsi | biyografiye benzer, biyografi özelli gösterir nitelikte şey | Görünürde 6 yıllık evli, karısıyla mutlu, kadınımsı Einar'ın cinsel kimliğini keşfetme sürecini anlatan | The Danish Girl- Danimarkalı Kız, | Lili Elbe-Gerde Wegener'in anılarını aktaran bir kitaptan yönetmen Tom Hooper eliyle perdeye uyarlanmış, oyunculuğu, özenli sanat yönetimi ve başarılı görselliğiyle göz dolduran, biyografimsi bir dram., | SÇapan, C, 12.2.2016

s.




GTS-



biyografist | biyografici, biyografi yazarı, hayat hikayesi yazarı | Edebiyat biyografisti Chaire Harman tarafından ortaya çıkarılan portre, 1843 tarihli., | T, 30.10.2015

s.






biyografyacı | Biyografyacılar ona bir başka hayat yakıştırmışlar , onun kimisi Bacon , kimisi Earl of Oxford olduğunu iddia etmişlerdir . Onun yapıtlarına bakarak nasıl bir kişi olduğunu çıkarmak mümkün olamamaktadır., Memet Fuat, Türk edebiyatı, 1965, 240

a.






Biyoistatistik | Mukayeseler: Mukayeseler biyoistatistik metodu ile yapılmıştır. Erişkin tipin dört gurubunda ortalama düşüşlerin farklı olmasına rağmen istatistikî yönden mevcut bu fark önemli bulunmamıştır. Rejimli gurupla rejimsiz gurup arasındaki ..., | AÜTıpFM, 1966, 287

a.






biyokütle | Cittaslow kriterlerinin en önemlilerinden birkaçı; genetiği değiştirilmiş ürünlerin (GDO) tarımda kullanılmasının yasaklanması, özellikle alternatif enerji kaynaklarının kullanılması ve biyokütlelerden ısı üretilmesi yoluylailgili belediye projesi-, Telesiyej, T, 22.12.2011

a.






Biyolojik çeşitlilik | bk. Biyoçeşitlilik. | Biyolojik Çeşitlilik Biyolojik çeşitliliğin muhafazası ve sürdürülmesinin temel amacı türlerin yaşamını ve bu türler içerisindeki genetik varyasyonu sağlamaktır. Yaşayabilir üretken populasyonlar ve doğal genetik varyasyonlar ..., | Turkish Journal of Agriculture & Forestry, 1994, C 23, 358

a.






biyolojik saat | Biyolojik saat, metabolizmanın içerdiği enzim ve hormonların etkinliğini ve işleyişini düzenler. MCadde, 15.10.2014

a.






biyomedikal | biomedical biyo-tıbbî | Biyomedikal mühendisliği, | FSMVÜilanı, Temmuz 2015 | biyonano çip Test için bir damla idrar, bir elin iki parmağını geçmeyecek büyüklükteki biyonano çipin içine konuluyor., | RHayat, 24.7.2011 | biyopolitika | 20. yüzyıldaysa, devletin | kurumların kurumu olarak yükselişiyle, bireylerin | iyiliğinin devlet tarafından tanımlandığı biçimiyle korunması ve kollanmasını öngören gücün, yani | biyopolitikanın hâkim hâle geldiğini ileri sürüyor Foucault./Bugünse, çoğumuz | sağlık için meşru sınırın (yani disipline edici/ biyopolitika sentezi olarak belirlenennormalin!) üç beş katına çıkıp 8-10 gram tuz tüketiyoruz., | SÖney, T, 24.1.2013 | Biyomimikri | Fetişist Bir Yarılma: Antroposen, Ekoloji, Biyomimikri ve Şiir, | Leyla Arsal, Varlık D, Mart 2023 | biyoyararlanım | Zerdeçal köklerinden ödüllü kurkumin 185 kat daha iyi biyoyararlanım, 6,8 kat daha hızlı emilim, Solgar 1947, reklam, 2.4.2019

s.a.


ing.



biyomühendislik -ği | Yeditepe Üniversitesi, Genetik ve Biyomühendislik Bölümü'nde benim Ar-Ge grubum tarafından çok geniş kullanım alanı olan insan ve bitki sağlığı üzerinde risk oluşturmayan antimikrobiyal özellik kazandırılmış doğal veya sentetik polimerler, kompozitler ve mineral içerikli malzemeler geliştirilmiş ve üretim süreçleri tamamlanmıştır., | FikrettinŞahin/AGüçlü, M, 3.4.2016

a.






biyonik / bionik | Fr. bionique (biyo- ve (elektro]nik-ten) | 1. biyoloji ve elektrikle ilgili olan. 2. (bilimkurguda) insan gibi davranabilen. eş. yeni dirimkurgusal. (A Püsküllüoğlu) | Dirim kurgusal (GTS) Biyonik (biyomimetik, biyognosis, yaratıcı mühendislik) teknik sorunları biyolojik işlevleri örnek alarak çözmeye çalışan uygulamalı bilim dalı. biyonik BTS+ | | bionique dirim kurgusal, dirimkurgu. Bünyelerinde makine parçaları, elektronik takım taklavat bulunduranlara denir. Ssg, 3.10.2001, EkşiS BSTS/BilgisayarTerimleriKarşılıklarKılavuzu | Biyonik kız | BİYONİK | 1. DİRİMKURGU, 2. DİRİMKURGUSAL Biyonik sözcüğü için | 1. dirimkurgu, 2. dirimkurgusal karşılıklarını, 1977 yılında, Türk Dil Kurumu'ndaki Batı Kaynaklı Sözcüklere Karşılık Bulma Yarkurulu çalışmaları sırasında türettim. C Mıhçıoğlu, Sözcüklerin öyküsü, 1996, 34 | Sistem M.'i ve biyonik (biyoloji-elektronik) gibi yeni M. dalları ortaya çıktı. M.'teki ihtisaslaşma çok daha arttı., | Türk Ans, 1946*, C 25, 22 | Fizik, elektronik, kibernetik, biyonik ve bugün için aktüel olan diğer ilim kollarının karşısında, eskimiş Marks-Lenin eserlerinin mâneviyatça yoksun tefsirleri ve sosyalist gerçekçiliğinin kalın kabuğundan kurtulmaya çalışan ..., | Dergi, 1965, S 12-15, 49

s.


fr.

bts+



Biyonik kulak | Biyonik kulak olarak da adlandırılan koklear implant, genel anlamda işitme cihazlarından fayda göremeyen her iki kulakta ileri ve çok ileri işitme kaybı olan hastalar için uygun olan bir yöntem olarak biliniyor., Dokuz Sütun G, 21.1.2023, 13

a.






biyopolitika | Cep romanlarında biyopolitika: Ahmed Rasim'de Toplumun eleştirisi, Ç Günüy Erkol, G Sezen,

a.






biyoproses | biyo-işlem. | ...Sanayi ve teknoloji Bakanlığı AR-GE projesi olarak desteklenen | Günlük tüketiciler için atıktan-lezzete kaliteli kahve ve | Biyoproses yöntemler ile defibrine kan üretimi başlıklı 2 adet proje kapsamında Proje yürütücüsü olarak asli görevlerini aksatmamak..., İÜ YK, 12.12.2024

a.






biyoprostetik | Mekanik ve domuzdan elde edilen biyoprostetik kalp kapakçıklarına alternatif olacak olan bu çalışmayla, diğer yöntemlerle ortaya çıkabilecek virütik biyoprostetik | Mekanik ve domuzdan elde edilen biyoprostetik kalp kapakçıklarına alternatif olacak olan bu çalışmayla, diğer yöntemlerle ortaya çıkabilecek virütik hastalıklara çözüm bulunması hedefleniyor. Projeyi gerçekleştiren akademisyenlerimizi tebrik eder, başarılar dilerim., @erolozvar, 30.12.2024, X

s.

tıp




Biyosidal | içerdikleri etken madde ya da maddeler sayesinde zararlı olarak kabul edilen bakteri, virüs, mantar gibi mikroorganizmalar, hamam böceği, kene, karasinek, sivrisinek gibi böcekler, fare ve sıçan gibi kemirgenler üzerinde kimyasal veya biyolojik etki gösteren madde. | 2 ) Mevzuat Uyum Takvimi AB Mevzuatının Adı ve Numarası: Biyosidal ürünlerin piyasaya çıkartılması ile ilgili 16 Şubat 1998 tarih ve 98 / 8 / EC Sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi Yapılacak iş: Direktife uyumun ..., | R Akdur, Avrupa Birliği ve Türkiyede çevre koruma politikaları, 2005, 262

s.






Biyosit | Bir veya birden fazla etken maddenin karışımıyla oluşan, bakteri, mantar, su yosunu, küf veya maya içeren mikroorganizmaları denetleyici veya öldürücü etkisi olan ve kimyasal ürünlerin ve üretim süreçlerinin etken başarımını temin eden kimyasal madde. | Zararlı organizmalara karşı kullanılan çeşitli zehirler, ekologlar tarafından biyosit, yani canlı öldürücüler olarak adlandırılır. Mevcut biyositlerin hemen hepsinin çevre ve sağlık açısından çeşitli sakıncalar yaratması, bu sentetik kimyasalların çekiciliğini giderek azaltmıştır., | M Kışlalıoğlu, Ekoloji ve çevre bilimleri, 1985, 245

a.






Biyotikli

s.



Biyotikli temizlik ve probiotouch



Biyotin | bk. Biotin. H vitamini veya B7 vitamini olarak da adlandırılan ve güncel haberlerde karşımıza sıklıkla | güzellik vitamini adıyla çıkan bir vitamin. | Grossfeld; T. Kögl'ün yumurta sarısında nisbeten fazla miktarda Biotin bulduğunu ve buna Wenti'nin hücre inkısamının fitohoromonu ismini verdiğini kaydetmektedir., | Ankara YZE Çalışmalar, 1940, S 49-58, 52

a.






biyotitleşme | ... düşmesi ve bu örneklerin şoşonitik* alanda yer alması ve/veya şoşo- nitik kayaçlar gibi gözlenmeleri, bileşimlerinde bulunan olivin kristallerinin otohidrotermal dönüşüm ve potasyum getirimi sonucu biyotitleşmeleri ile ilişkili olmalıdır., Bulletin of the Geological Society of Turkey, 1987, C 6-7, 123

a.






biyouyumluluk -ğu | 7. Aziz Sancar Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü Laboratuvar Hayvanları Bilimi Anabilim Dalında rutin olarak çalışılmaya başlanacak Biyouyumluluk testi kapsamında; Sitotoksisite, Sensitizasyon, İrritasyon, Akut Toksisite, Pirojenite, Hemolotik Etki testlerinin hizmet kalemi olarak eklenmesi ve fiyatlarının ekteki şekilde düzenlenmesine dair teklif,..., İÜ YK, 02.02.2025

b.a.

tıp tıp




biyoyararlanım | Zerdeçal köklerinden ödüllü kurkumin 185 kat daha iyi biyoyararlanım, 6,8 kat daha hızlı emilim, solgar 1947, reklam, 2.4.2019

a.






biz gibi | ? | Ecel okunur biz gibi / Yakar insanı köz gibi / Biz de gezerdik siz gibi / Oku? Fâtiha, üç İhlâs., | Borlu Kemalî Baba, 49

s.






bizansiyen | Bizansa ait, bizans işi, bizanslı, düzenbaz | Yoksa, uç siyasi guruplara mensup bu 70 Bizansiyen figür, söz konusu 200 trilyon katma değerli TS pastası ya da başka bir cukkalı iş olduğunda nasıl oluyor da saniyesinde 'anlaşıyor' sanıyorsunuz., | STunalı, T, 5.9.2012

s.






Bizanslı | ...kara ve deniz kuvvetleriyle beraber 240.000 cenk eri, Bizanslı Halkondlis..., | M Nalbantoğlu, 43

s.






bizanslılaştırmak

f.



"THE KAYSERİ REZİDENCES FORM": Kayserimizi ismiyle yeniden "Romalılaştırmak – Bizanslılaştırmak" ın ardından bu sefer de bu ismine yabacılaştırmanın daha büyük ve çeşitlenen boyutlarından olarak "İngilizleştirmek" e yönelik bu mesken isminin verilmesi olmuştur. Üstelik de isminde Kayseri ismi dışından bütün isimlerin İngilizce olduğu halde.", Süleyman Kocabaş, https://www.istiklal.com.tr/kose-yazisi/istiklal-ve-istikbalimiz-tehlikededir-kayseri-dustu/818995, 13.01.2024"



Bizantinizma | 29* | BİZANTİNİZMA YAKUP Kadri'nin ölüm sonrasına sakladığı notları okudunuz mu? Yayınlanması geçen gün sona eren bu notlar, elinizdeki gazetenin beşinci sayfasıyla birinci sayfasını şaşılacak bir biçimde-., | M, 24.12.1976, gazetearsivi.milliyet.com.tr/Musa%20Piskin/, 10.7.2014

a.






bizantolog | Bizans üzerine çalışan bilm adamı | Bizantolog Eyice'nin gözüyle Haydarpaşa, | T, 26.9.2012

s.






bizden | hukuksa, konuştuğumuz hukukun bizdeni, sizdeni olur mu? , | MehmetTezkan, M, 25.7.2011








bizden taraf | Bize göre, bizim için, bizim açımızdan | Bizden taraf iyi!, | Sanatlar, C 1, S 1, 15.2.1955, 35

z.






bizdenlik -ği | bizden olma hali. | Sıcaklık var böyle yerlerde bizdenlik var., | Fethi Gedikli, 29.07.2024

a.






Bizdenlik –ği | Albertine garsona bir bira ısmarladı. Hiç de masraf açmak niyetinde, ve esasen kabiliyetinde olmadığımı ve hiç olmazsa bu | bizdenlik hâdisesinden istifade için: -Yavrum, dedim, aman bende ancak otuz beş frank. İsminin Albertine olduğu sonradan anlaşılan bir kadın ..., | Fikret Adil, Asmalımescit, 1933, 153

a.






bizim lügatçilerimiz kelime almaya değil almamaya








bizimki | 2. | Asıl derdimiz bizimkinden bir haber almak. | , | CUçuk, CB, 41






GTS++



bizimleştirme | Bizimleştirmeye itiraz ederken Fars kökenlere değil de, kuzeydeki bütün dünyada bunun bir şekilde kutlandığını söyleyerek evrenselliğe vurgu yapsaydı isabet etmiş olurdu., | OsmanKaratay, 28.3.2012 eposta

a.






bizleri Becaye'ye getiren fırışka gündoğrusu poyraz kafirlere de erişip, onları da Becaye semtine getirdi., | GazavatıHayreddinPaşa, | https://tr.wikisource.org/wiki/Gazavat-%C4%B1_Hayrettin_Pa%C5%9Fa/B%C3%B6l%C3%BCm_2, 8.1.20172 2. rüzgarla beraber serpinti şeklinde yağan yağmur, çolgın, fırışka, AİEsin, TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE SU VE KULLANIMI ÜZERİNEGELENEKSEL KAVRAMLAR, AvrasyaTerimdergisi, 2013, 1 (1): 8-16, 8.1.2017g 3. Bir tür yemek | Kastamonu Usulü Fırışka Tarifi Yapılışı Unu derin bir kabın içine alalım. Yumurta ve tuzu ekleyip yavaş yavaş su ilave ederek yoğuralım. Hamuru dinlendirmeden 4 beze şeklinde ayıralım. Ve bezelerimizi yufka boyutunda açalım. Önce uzun şeritler halinde daha sonra kare olacak şekilde hamurumuzu keselim. İçine yaptığımız peynir karışımında koyup üçgen biçimde kapatalım. Daha sonra derin bir tencere de kaynattığımız suyun içerisine hamurlarımızı döküp haşlayalım. Yumuşadıktan sonra üzerine erittiğimiz tereyağını dökelim. Ve en son ceviz ilave edelim. Afiyet olsun., | | http://www.nefisyemektarifleri.com/kastamonu-usulu-firiska/, 8.1.2017g








bizlik | bize göre, bizim için; bizi ilgilendiren | Her şey yolunda ise yolunda gitmeyen ne var? Bizlik bir şey yok., | EUslu, 29.8.2013 | Etraftakilerin | Abi el atın bu askeri de kaldıralım. Askerin ne suçu var sözlerine rütbeli bir askerin, | Bizlik bir şey yok. Kardeş bizi suçlu görebilirsiniz ama biz görev icabı buradayız. Bu işi kim yapmışsa git ona sor.' dediği duyuluyor., | Z, 13.4.2015 | senlik, sizlik karşıtı. | Ruhun beden ile bulus¸ması, aklın kalp ile kavus¸ması, go¨zlerin kulak ile uzlas¸ması, ellerin ayak ile dolas¸ması bu¨yu¨k bir cemdir. Cem demdir. Dem sendir. Sen bendir. Ben bizdir. Senlikten ve benlikten uzaklas¸arak bizlikte bulus¸maktır., | yazargazetesi,com, 14.2.2022

a.






Bizon | Yatağımın altında sakladığım bizon derisi haritam böyle gösteriyor., | F Ulay, 1988, 51 | Heybet ile saldırdı Amerikan bizonu / Birçoğu görmemişti, ilk defa gördü onu., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 152 (30.05.2025)

a.






bizsiz | Biz olmaksızın. | Bizsiz ayakta durmaya yetmezdi güçleri, / Her gün bizimle güçlenerek, yettiler bize., M Çınarlı, 1969, 42 | Kemal Kılıçdaroğlu, bizsiz bir şey yapamaz. Tıpkı Van mitinginde olduğu gibi. CHP olarak gittiğinde 150 kişi bulmuştu, biz olunca insan seli oldu., | Cengiz Çandar, 11.5.2023, basın | çatımızın üzerinde gökyüzü diye bir şey vardı / boş bir tabut gibi yatardı havalandırma bizsiz, | NÇelik, 25

z.






Bizzare | Filmlere şarkı yapan ülkelerden birinde, bir filmin müziği olarak dinlemişti yıllar önce. | Bizzare! demişti kocası filmden çıkarken., | B Uzuner, Karayel Hüznü, 1993, 26

s.






Bizzarure | Birazdan tekrar para isteyecek, Ziya Bey bizzarure vermeyecek... Azize Hanım da tabiatiyle isyan edecek..., | R N G, Tanrı Misafiri, 27

z.






BJK | Beşiktaş Jokey Kulübü, Kara Kartallar*

kıs.






BKYS | Bütünleşik kalite yönetim sistemi 2011

kıs.a.






bkz: afferin iyi düşünmüşüm*








bla bla | [N]asıl Elif Şafak Billie Holliday'in Stranger Fruit adlı şarkısının gelmişini geçmişini bir Wikipedia yazarı kıvamında (eksisi var artısı yok) ortaya döküp kaleminin ucuyla san'atçının görevi kendi tarihine bla bla diye bağlayaraktan köşe kotarıyorsa., | YMEroğlu, T, 31.1.2012 | Hiç sevmediğim Amerikalıların çok sevdiğim bir lafı var: 'bla bla bla bla'., | FatihMutlu, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 85








blast | bir füzenin kilitlendiği hedefin yakınlarında patladığında oluşan basınç dalgaları | Askeri jet blast etkisiyle düştü, | T, 20.9.2012

a.


ing.



blin gıda | Anonsu beklerken kâh banklara sere serpe yayılmışlar, kâh da cılız bir sandviçin sanki havyarlı bliniymiş gibi fahiş fiyata satıldığı mekânları doldurmuşlar., | Uluengin, T, 1.2.2014

a.






blister | Kutunun içinde blisterde 30 tablet bulunur., | Xatral, 27.1.2020+

a.






blitzkrieg | almanca yıldırım savaşı'dan | Parkı dolduranların önemli kesimi bu eyleme bu noktada ara verme kararına varmış, çadırını flamasını toplarken, Blitzkrieg ruhu içinde polisi saldırtmanın başka türlü bir yorum olabilir mi? , | MBelge, T, 18.6.2013 | blitzkrieg İkinci Dünya Savaşında nazilerin uyguladığı savaş taktiği. en iyi örneklerini polonya ve fransa üzerinde göstermişlerdir. yıldırım savaşı, hızlı savaş manasına gelir. ilk olarak hava kuvvetleri düşmanın mevzilerine ve mevzilerin arkasına ağır bombardıman yapar ve kaçış yollarını imha eder daha sonra önden tanklar ve onları izleyen motorize piyadeler. ikinci dünya savaşında nazilerin çok kısa sürede büyük başarılar kazanmasının sebeplerinden biri..o zaman kadar piyade hep tankların arkasında yürümekteydi ve bu ordunun yavaşlamasına neden oluyordu ama hitler bunu değiştirerek fransayı 3 hafta gibi komik bi sürede dize getirmiştir. blitzkrieg daha sonra stalin tarafından da denenmiştir ama başarısız olmuştur. aynı zaman da yngwie malmsteeninde bu isimde bir şarkısı vardır.22.06.2000 00:26 odin EkşiS

a.






blockbuster | pazar payı büyük, mahdut sayıda ilaç*Ama blockbuster diye bilinen bu ilaçları keşfetmek kolay değildir. | , | Münir, M, 28.10.2011




ing.



blockchain | Blokzincir | Blockchain, Türkçe karşılığıyla Blok Zinciri yani bloklardan oluşmuş bir zincir anlamına gelir. Para transferlerinde gönderen kişinin kimliği, alıcı kişinin kimliği ve gönderilen tutar gibi bilgiler şifrelenir ve yeni bir blok oluşur. Bu bilgi bloğu diğer blokların sonuna eklenir ve tüm blockchain ağına dağıtılır, üzerine eklenen yeni bloklarla bu blok asla değiştirilemez ve kırılamaz hale gelir., | Oğuzhan Karakaya, 23.2.2017, | https://oguzhankarakaya.com/blockchain-teknolojisi-nedir, 10.6.2018g | Blockchain teknolojisinin Türkiyede yaygınlaşması, faydalarının araştırılması ve kullanımının artırılması amacıyla Türkiye Bilişim Vakfı liderliğinde Blockchain Türkiye Platformu kuruldu., | 9.6.2018

a.


ing.



blocklamak | İng. Block + tr. –la- kapatmak, kilitlemek, bloklamak. | Ardından kendisine mesaj atan kişinin adresini ve | Evet demen bana yeterli şeklindeki mesajını yayınlayan Altuğ, sonunda | Hakikaten deli olduğunu düşünüyorum ve artık [adresini/seni] block'luyorum yeter!, | Paltuğ, M, 16.4.2012

f.


ing.



blog

a.
"ing. weblog'dan web: 1. ağ"1. ağ, doku, kumaş, 2. bilgisayar ağı" ve İngilizce log "1. kütük, tomruk, 2. geminin hızını ölçmeye yarayan bir araç, 3. gemi güncesi, seyir defteri, günce" sözcüklerinin bileşiğidir."


Örneğin 'blog'lamak. (... ) kabaca internet üzerinde tutulan bir günlük anlamına geliyor. Hemen yeni bir blog açıyor ve yazıyorsunuz. Cum 2004,



blog | İng. Genel ağda tutulan günlük. Blog kültürü | Sadece cep telefonuyla çekilen filmlerden oluşan film festivalleri, özel filtreleme hizmeti veren ve sokaktaki insanın cep telefonlarıyla çektiği gündelik fotoğrafların paylaşıldığı siteler, twitter üzerinden yazılan romanlar, öyküler, şiirler, dijital sergiler, kişisel beğeniler üzerine kurulan blog kültürü ve dijital dünyaya ait daha birçok konu derginin yeni sayısında detaylandırılıyor., | T, 5.2.2012

a.


ing.



blog | Konuya bloğunda yer veren ve bu 'hayali makaleyi' kaynak gösteren makalelerin detaylarını inceleyen Middlesex Üniversitesi'den Prof. Anne Wil-Harzing, makalelerin neredeyse yüzde 90'ının düşük kaliteli kongre bildirilerinden oluştuğunu, bu kongre bildirilerinin ise neredeyse üçte ikisinin Elsevier'in 25 farklı kategoride yayınlanan ''Procedia'' serisininde yayınlandığını gördü.

a.






blog yazarı | Genel ağ üzerinde günlük yazan. | Blog misafiri | Sosyal paylaşım sitelerinin hastası, blog misafiri, herkesi bombardımana tutan bir eposta canavarı., | YalvaçUral, RKitap, 3.7.2015

a.






blogcu | Genel ağ üzerinde günlük yazan.

a.






Blogger | İng. blogcu, blog yazarı. | Bütün bloggerlar toplandık, | ZCumartesi, 3.3.2012

a.


ing.



bloggerlik


1. Blog sayfası hazırlama işi. 2. Blog yazarlığı.
a.
ing. blogger: blogcu, blog yazarı + tr. -lik
"Blog Web Sitesi Yapımı ve Bloggerlik Gün: Cumartesi/Pazar Saat: 09:00-14.00",
İBŞ Enstitü İstanbul İSMEK Güngören Eğitim Merkezi



Bloglamak | ing blog tr. –la-mak. Blog yazmak, DIrak, T, 26.8.2010

f.






Bloglanmak | İng. Blog + tr. –lan-mak. | Ne çok severim bu şarkıyı. (diyorlarki-deactivated20160628 kullanıcısından yeniden bloglandı), | (13.02.2009 13:06), | https://yazdikdaneoldu.tumblr.com/post/30573031133/nikotiniclik-b%C3%BClent-orta%C3%A7gil-birsen-tezer, 26.5.2021

f.


ing.



Blok test | Blok test akıllı defter 7. Fen Pistole var mı? , | 16.2.2018+*/

a.






Blok test akıllı defter 7. Fen








Blok test akıllı defter 7. Fen Pistole var mı?








Blok test Blok test akıllı defter 7. Fen Pistole var mı? ++








Blokajlamak | O kısmı blokajlıyor., | Gül Gedikli.

f.






Bloke çek | Konut kredilerinde, kredinin onaylanmasından sonra kullandırım işlemi yapılarak kredi tutarının bloke hesaba alınması ile düzenlenen şube çeki. | Konut kredilerinde, kredinin onaylanmasından sonra kullandırım işlemi yapılarak kredi tutarının bloke hesaba alınması ile düzenlenen şube çekine, bloke çek denir., | | https://www.fu.com.tr/bloke-cek-nedir-konut-satislarinda-bloke-cek-nasil-kullanilir, 15.8.2014

a.






Bloklama | block+lama | Fakat Merkez Bankası enflasyondan ziyade başka bir tehlikeye odaklanmış ve gelişmiş ülkelerden dünyaya yayılan negatif dalgayı bloklamayı öncelikli hedef haline getirmiş durumda., | GKarabulut, T, 8.9.2011

a.


ing.



Bloklamak | Son saniyede sandığın tam önünde oturan görevli Semih Erdem misali blokladı; zarfın atıldığı boşluğu eliyle kapattı., | DOral, T, 13.9.2010

f.






bloklaştırıcı BTS- | Her şeye rağmen kutuplaştırıcı ve bloklaştırıcı siyasetin meşruiyet alanı daralıyor., | HÇakır, T, 11.7.2013

s.




bts-



blokör | kilitleyici. Xatral xl alfa 1 blokörler adı verilen bir ilaç gurubuna dahildir ..., | Xatral, 27.1.2020+

a.






blokzincir | elektronik sayfa zinciri.

a.






blokzincir a. elektronik sayfa zinciri.

b.a.
elektronik sayfa zinciri.





bloodhound | hızlı koşan tazının adından | Dünyanın en hızlı kara aracı rekorunu kırmak için hazırlanan süpersonik hız otomobili Bloodhound, Güney Afrika'daki Kalahari çölünde test sürüşlerine başladı., | 24.10.2019, wwww.sabah.com.tr, 10.11.2019g

a.






blowjob | Clinton, blowjob ve Steve Jobs, | AyçaŞen, T, 26.10.2011








Blöf atmak | Herkes blöf atıyor anasını satayım.








bluberi | likapa, likarba, mavi yemiş, yaban mersini, çay üzümü. 11.5.2012 Bolu Tesisleri

a.






blue çağı ses benzerliğinden yararlanarak buluğ çağı, ergenlik ve | blue mavi blues (buluğs) müzik türüne ve bu türü dinleyen gençlere yollama var. | Asıl, blue çağını atlatmış titr sahibi ağabeylerimiz, ablalarımız, yüzlerine birer ciddi maske geçirerek, ideolojik ve politik gerekçelendirmeye ihtiyaç duymayan bu gençlik ateşini zapturapt altına almaya çalışırken gençliği yılgınlığa teşvik ediyorlar bence., | MAltınok, T, 21.06.2011




ing.



blue ice | mavi buz Bir tür içecek. Avşa, 27.7.2011 menü-den




ing.



blues | Pamuk tarlalarında /Ürün toplayan zenciler/ Uzun, upuzun, acıklı mı acıklı /Blueslar söylüyorlar., | CKoytak, T, 11.7.2011




ing.



Blueslu | İki gözümüzün çiçeği dergimiz @CinsDerginin Ekim filmidir. Teşhirli, blueslu, hatta koyunludur. Herkeşin filmine hiç kimse karışamaz tabii., | @kilicarslan_is, 1.10.2022, twitter

s.






Blurlamak | blur bulanıklaştırmak, resimde bulanıklaştırma işlemi yapmak, sansürlemek, instela, 6.12.2005. silikleştirmek, gölgelemek, donuklaştırmak, buzlamak | Ancak gazetenin erkekle güreş tutan Ondokuz Mayıs Üniversitesi beden eğitimi 2. sınıf öğrencisi Nurcan Kılıç'ın fotoğrafını blurlayarak vermesi dikkat çekti., | 21.5.2012, | http://www.medyaradar.com/milli-gazeteden-guresci-kiza-sansur-haberi-82910, 19.8.2015g | yayınladığı filmin alt yazısına bile sansür uygulayıp blurlayan enteresan bir kanal., | 16.08.2015, bu tabanca bu cakmak, EkşiS

f.


ing.



blursuz | Bir netflix'te blutv'de insan gibi sansürsüz, blursuz; film, dizi izleme keyfimiz vardı., | N Mengü, 1.8.2019 tivitır

s.






BMC | araba markası | kamyon bozması bir BMC taşıdı beni de, /Cideliler, tavuklar,, | Sühatuğtepe, kunduzD, ıı, 70-1

kıs.a.






boarding | Uçağa binme, uçağa biniş. | boarding card | biniş kartı, uçağa biniş kartı | Boarding cart: | boarding cart. Hava alanlarında kullanılan bu uçuş terimi için Kurulumuz, uçuş kartı sözünün uygun bir karşılık olduğunda birleşmiştir. Örnek: Yolcular uçağa binerken uçuş kartlarını ilgililere göstermek zorundadır ..., | Türk dili, 1996, S 529-532, 323

a.


ing.



bob | bobstil. | İşte böyle Na!nın yaşayıp gözlemlediği gibi, kendi tarzımızı yaratmaya, hayal gücümüzü geliştirmeye mani olanlar, rengarenk düşlerimizi siyah-beyaza çevirir; uzun, kaküllü, dağınık, topuz, bob, yahut amerikan tıraşı saçlarımızı üç numaraya vurmamızı isterler. Ve bizler çoğu zaman bunların farkında olmadan büyürüz. Bir de bakmışız ki o hayal yiyicilerden biri de biz oluvermişiz!, | Betül Bayraktar, Mavi Yeşil, S 116, Mart-Nisan 2019,14

a.






BOBCATSSS 2013 konferansı, 23-25 Ocak 2013 tarihlerinde Ankarada








bobinaj








bobinimsi | bobin gibi. Zamanın kuyruğuna sarılıydık / bobinimsi / akreple yelkovanın sırtında / iğreti / az gittik uz gittik / bir yere varamadık, | Uğur Koçlu, 14

s.






bobsled | spor kızak? | Boks ve bobsled // Lake Placid'in Hoevenberg Dağı'ndaki doğal buz kanalında düzenlenen bobsled yarışlarında altın kazanan ABD takımının dört elemanından biri, diğerlerinden farklı bir sevinç yaşadı. Edward (Eddy) Eagan, 1920 Antwerp Yaz Olimpiyatına boksör olarak katılmış ve 79 kiloda altın kazanmıştı. Eagan, Lake Placid'deki başarısıyla hem yaz, hem de kış olimpiyatlarında altın madalya kazanan tarihteki ilk ve tek sporcu olma onuruna ulaştı., | 1997 civarı, basından

a.






bocalamak I | nsz Gemi rüzgâra karşı gidemeyerek sürüklenmek. 2. Bir işte tutulması gereken yolu kestirememek, ne yapacağını bilememek, kararsız olmak. | Ben de karşısında ne yapacağımı bilmez, şuursuz bir esir gibi şaşkın şaşkın bocaladım durdum. - E. İ. Benice






GTS++



bocalamak II boca etmek'ten. | Erkekler ellerindeki iktidarı ve kontrol gücünü kaybetme ihtimalleriyle karşılaşınca kadınların üstüne kutsallarını bocalıyor (genel ağ değişkesinde: boca ediyor); anne-babalar çocuk eğitiminde zorlandıklarında üretilmiş kutsalların yardımına koşuyor; bazı siyasi ve dinî grup liderleri otoritelerinin sarsıldığını hissettikleri anda takipçilerinin üzerine kutsallık dozlu argümanlarını bocalıyorlar (genel ağ değişkesinde: saçıyorlar., | EÇelik, T, 6.8.2015








bocce | Demir bilyelerle oynanan bir oyun ve spor dalı. Balkanlar, Fransa, İtalya, Almanya ve Britanya gibi hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinde oynanan bu oyunun kökeni Antik Roma İmparatorluğuna dayanır. | Burdur'da kadın girişimci Aysel Özcan (45) tarafından kurulan atölyede kadınlar tarafından üretilen bocce topları, Fransa'ya ihraç ediliyor. Geçen ay 1000 set (her sette 6 top) bocce topu gönderdiklerini belirten Aysel Özcan, yıl sonuna kadar her ay 2 bin 500 set olmak üzere toplamda 120 bin top siparişi aldıklarını söyledi., Hr, 07.08.2025

a.






bocuk –ğu III | 1. Çam ağacı veya topraktan yapılmış küçük testi, yuvarlak, kulpsuz testi. 2. Küp bk. Boduç –cu | Ağaç veya topraktan yapılmış küçük su kabı. | Bocuk: Su testisi. Güdek: Çoban. Unte Sıra, uzun kış gecelerinde, yarenler arasında (daha sonra halk arasında), evlerde yapılan toplantılara denmekte idi. Genellikle cuma geceleri, yatsı namazından sonra yapılan bu ..., | Karabük 1999 il yıllığı, 1999, 173

a.






bocuk gecesi | Bocuk gecesini değerlendiren komisyon üyeleri 30.000 vurgusu yaptı., | 23 Ocak 2020, Gündem Saros.

a.






boden | Boden. 1 | çıkıntı. | 20.Tekerlek takımları 20.1.Ray seviyesi hizasından ölçülmek suretiyle, boş veya yüklü vagonlarda tekerlekler arasındaki mesafe ve tekerlek bodenlerinin kalınlığı, aşağıda belirtilen üç koşulu aynı anda sağlamalıdır:. Boden YOLCU VAGONLARININ ULUSLARARASI TRAFİKTE KARŞILIKLI KULLANILMASINI DÜZENLEYEN ANLAŞMA RIC,01,01.2001 |8. Buden/boden • Demiryolu ve hafif raylı taşıma araçlarında tekerleklerin iç tarafında bulunan çıkıntıya verilen ad., | https://www.slideshare.net/slideshow/demiryolu-terminolojisi-59577970/59577970, 16.01.2025g++ | 2. | Teknik terim olarak trenin raydan çıkmadan ilerlemesini sağlayan tekerleğin çıkıntı kısmı. Murat Zoral, Boden Nedir? Nasıl Yağlanır? , Linkedin, 19.01.2017 | boden boşluğu | Bodenlücke. | f) Boden boşluğu: Demiryolu hemzemin geçitlerde kontray veya zemin kaplama malzemesi ile esas ray arasında demiryolu aracı tekerinin serbestçe geçişine olanak sağlamak için bırakılan boşluğu,Demiryolu Hemzemin Geçitlerinde Alınacak Tedbirler ve Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik, Demiryolu Hemzemin Geçitlerinde Alınacak Tedbirler ve Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik, RG, S 32101

b.a.a.


alm.



bodengo

a.



"Münir Süleyman Çapanoğlu, İzmir'in Dana Bayramı'nda da Kabakçı Arapların karşımıza çıktığını söyler. Çaldıkları aletin adı ise Bodengo imiş: "Bodengo, içi boş bir bal kabağına, uzun bir sap geçirilmiş, üzerine üç dört tel takılmış bir sazdı" bilgisini de verir.17 "



Bodom emir. | ...Salari Irmağı'na, oradan Zobin Damı'na, oradan da Goreni Irmağı'ndaki çeşmeye varmışlar. Burada beraberindeki hayvanları | bodooom! Bodooooom! | suvarmış. Sonra zaman kaybetmeden, Sele Boğazı'na varmak için 'mere' denilen ve kokulu Zerdi'leriyle bilinen bodur yaban çamlarından müteşsekkül ormana güç bela kendini atıvermiş., | M H Alşan, 10








bodrumca | Bodrum; sevdalısı Vedat Türkali ağabeyimizin, ışıklar içersinde yatasıca üstadımızın | Mavi Karanlık romanıyla çok bir sahici örtüşme hâlindeydi süreç itibarıyla. Çok Bodrumca'dır, | Mavi Karanlık..., | AyhanKarahan, T, 18.8.2015

s.






bodur palmiyeli | Caddeler bomboş. Otomobili hızlı süreceksin ve polisler ceza yazmayacak. Bu hep böyle oldu, bu gece de böyle olacak. Bodur palmiyeli otoyol seni akasyalarla bezenmesine karşın çoraklıktan kurtulamamış bir başka otoyola bağlayacak., | F Ulay, 1988, 105

s.






Bodurlaşmak | Ev, dükkan, tezgah, tarla insan, hayvan, ağaç her şey bodurlaşıyordu., | , A H Başar, Türkiyede köy-şehir tezadı, Cm, 8.9.1942, 2

f.






Bodurlaşmak | Ev, dükkan, tezgah, tarla insan, hayvan, ağaç her şey bodurlaşıyordu., | A H Başar, Türkiyede köy-şehir tezadı, Cm, 8.9.1942, 2

f.






bodurlaşmak | Ev, dükkan, tezgah, tarla insan, hayvan, ağaç her şey bodurlaşıyordu., | A H Başar, Türkiyede köy-şehir tezadı, Cum, 8.9.1942, 2

f.






body | 1. vücut, beden 2. badi, vücudu saran elbise. | Sevgili Mustafa, bütün kış sıkıcı spor salonlarında 'body'lerini 'build' etmek için; kendilerinden önce binlerce terli el tarafından kavranmış tutaçları sımsıkı kavrayıp bilmem kaç kilo ağırlıkları kaldırıp indiren ve sonra yeniden kaldırıp indiren, dolap beygiri gibi bu işi her gün tekrar tekrar yapan erkeklere, yaz gelince ortalıkta üç boyutlu anatomi atlası gibi gezmeyi çok görmemelisin., | SGenç, T, 14.7.2011




ing.



body building | badi building vücut geliştirme. | Filmlerde; gladyatörler ve Spartalılar romantik çiçek çocukların yerlerini aldı. Rol modeli değişen erkekler işte o zaman 'body building'i keşfetti., | SGenç, T, 14.7.2011




ing.



bodyguard | badigart. Muhafız, koruma. | Önce kapıdan üç dört kez geçtim, girip girmemeyi düşünerek, sonra bodyguard | merhaba abi dedi de, cesaret bulup girdim., | Sohtorik, 1995, 21

a.






bodyguardlık -ğı | Bodyguard: koruma görevlisi, koruma + tr. -lık. Korumalık, koruma görevliliği. | Şişli'de bir gece kulübünde bodyguyardlık yapan ve amatör futbolcu olduğu öğrenilen İran uyruklu 39 yaşındaki Seyedmojtaba Hashemi, yaşadığı dairenin mutfağında ölü bulundu., Cum, 11.04.2025

a.


ing.



boerler | [B]oerlerin halefleri, siyah halkı tam anlamıyla bir 'iç sömürge' konumunda tutmak için apartheid rejimini kurdu., | HBerktay, T, 29.2.2012

a.






Boğa gözü gibi | Gece yarısından sonra ordugâhın ve şehrin üzerinden bir yağmur bulutu geçti, gayet iri taneli, boğa gözü gibi iri rahmet serpildi., | M Nalbantoğlu, 61

s.






boğa pehlivanı | boğa güreşçisi. | Ev sahibi (Omuzlarını silkerek) İspanyadaki boğa pehlivanlarından daha maksatsız bir surette... Onlar hiç olmazsa birkaç bin kişinin alkışını topluyorlar... Sonra da geçinmeleri bu yüzden... Böyle gözünü çöpten, budaktan sakınmıyan bir adam nasıl aile babası olur? , | R N G, Tanrı Misafiri, 102

a.






boğadikeni | Çocuklar sırayla Cırttanı sırtlarına alıp kırlara taşımışlar. Sonra her biri yemlik, kuzukulağı, boğadikeni toplayıp torbasına koymayabaşlamış. Ama bir de bakmışlar Cırttanda kıpırtı yok., Y Feyzioğlu, Cırttan ile sihirli topuz, 51-52

a.






Boğalı X | İki boğalı kağnı heykeli 4-5 bin yaşında. Isparta'da bulunan lahit ise 1988'de yurtdışına kaçırılmıştı., | Hr, 14.2.2020, 1

s.






boğarsak | Seksen, yüz adım metre öteden geçip giden kızışmış, boğarsak ineklerin kokusunu hemen alabilen, güçlü, cins boğalardı bunlar., | O Şahin, 1999, 51

s.






boğasınmak | Kalk, namussuz seni! Gece gündüz boğasınıp duruyorsun? Şimdi aldın mı alımını? , | O Şahin, 1999, 55

f.






boğayazmak | Ama neye yarar? Az kalsın, Bolu Beyi beni boğayazdı..., | Tecer, 1969, 51

bf.






boğayı böğürten taşağı, erkeği konuşturan parasıdır atasözü */








boğaz | adam. Ben ne inim, ne cinim, Selâmsız oğlu Bekirim, / yâdelde ölmek istemem, dedem gibi, babam gibi, / iki elim kızıl kanda, sekiz boğaz avcuma bakar, / ağlar mı Şipka'nın Balkanları, ben ağlarım,, | Attila İlhan, Barakmuslu Mezarlığı

a.






Boğaz | Esiyor. Burası boğaz!

a.






Boğaz | Esiyor. Burası boğaz!, | 22.7.2019

a.






Boğaz | yiyecek. | Evlenseydi, yurdu yuvası, akşamları rakı, cigara kokarak, ama evinin –iyi, kötü- rızkıyla gelen kocası olurdu. O düşünürdü boğazı, yemi yiyeceği, giyim kuşamı, yakacak, kira derdini., | O Kemal, 1969, 31 | -Aman oğlum... Öyle bir adamın boğazı seni yıkacak değil ya!, | R N G, Tanrı Misafiri, 12

a.






boğaz tokluğuna çalışmakKöyün çok enteresan insanlarını biri de Aciz Ali'dir. Hesaba kitaba pek aklı ermeyen Ali, cambazlık (canlı hayvan alımı, satımı yapan kişi) yapan Mustafa Hekimoğlu (Çörçül)'ün yanında boğaz tokluğuna çalışır., | asicaldan, 3.3.2017

dey.






Boğaziçili | Kendisi yüksek bir memurun maaşını alarak müreffeh bir ömür yaşayan bir Boğaziçili gibi idi. / | Boğaziçliler gibi, gezinti saatlerinde, kendisi de vakit bulabildiği akşamlar, kayığı ile gezinmesini sever, Cuma ve Pazar günleri de, kayıkla, Beykoz veya Tarabya'dan Göksu'ya kadar gelir ve gene Tarabya veya Beykoz'a kadar kayıkla dönerdi., | A Ş Hisar/Loti, CCT, 123-124

s.






boğazkesen hisarı | Hisarın duvarları gayet kalındı. İkinci Mehmet hisarın adını Boğazkesen Hisarı koydu. fakat hisar, Bayezidin hisarından daha yeni olduğu için Yeni Hisar namını aldı. daha sonra Güzelce Hisara Anadolu Hisarı, buraya da Rumeli Hisarı denildi., | M Nalbantoğlu, 29

a.






boğazlaşmak

f.
boğaz boğaza gelerek kavga etmek.

tr. boğaz-laş-
"Meşrutiyetin ülkeye getirdiği yeni ilkeler, siyasal kadroların boğazlaşan karmaşası içinde yok olup gitmiştir", A N Ölçen, 123 (1982, 2000)"



boğazlatıvermek | Belki hikayeyi de duymuşsunuzdur, General Liman von Sanders, bir sabah, emir subaylarını ve çavuşlarını seferber ederek bütün Moda horozlarını boğazlatıverdi., | F R Atay, | Horoz, | Cumhuriyet, 94 MReşit

bf.






Boğluca deresi.








boğma rakı | | İncir, dut, kuru üzümün mayalandıktan sonra ilkel araçlarla damıtılmasıyla elde edilen, alkol derecesi yüksek bir rakı türü | +Cuma kaşmaları içtiği boğma rakı ise ona, Remiz tarafından gönderilirdi., | İOAnar, GK, 54

a.




GTS+



Boğmaca | Buncağız, boğmaca öksürüğü olmuş. Bu hastalık soğukta daha beter olur. Bunu iyi etmek için kapalı bir ev, sıcacık bir oda lazım., | H R Gürpınar, Hakka Sığındık, 1335, ?

a.






boğmak | Baksanıza şuna! Yatakhanelere çıplak dolunay vururken çarşıdan alıp içeri soktuğumuz bir şişe cini, tepedeki tamirhanede plastik bardaklarla boğuyoruz, yine Ahmed Arif (başka kaset yok; radyo desen zaten asker yayını, pek bir şeye benzemiyor, Mahmut Tuncer çalıp duruyorlar), Diyarbekir Kalesinden Notlar:, | Onur Caymaz, Pervaneyle Yaren, 2015, 11

f.






boğucu | Nihayet hücum başladı. Surların her tarafından boru, davul sesleri işitiliyordu. Etrafı boğucu bir ateş sardı. Surların önünde siyah bulutlar içinde kızıl alevler göklere yükseldi., | M Nalbantoğlu, 35

s.






boğuculuk -ğu | Basında giderek yaygınlaşan otosansürün yarattığı sıradanlığı, boğuculuğu kıracak, muhaliflerin soluk alabilecekleri zeminlere ihtiyaç var., | YTaşkın, T, 21.5.2013

a.






boğuk | Boğulmuş. | Hoca Nasreddin'in torunlarından biri bindiği dalı kırmaya uğraşırken Karetta'yı, boğuk Kanki'yi madara ediyorsa, o ülkede develere soru sormak yasaklanmalıdır!, | STunalı, T, 9.1.2013

s.






boğuklaşmış | Doğan önünde duran şarapla dolu bardağı bir nefeste bitirdi. Boğuklaşmış, pürüzlü, kızgın bir sesle: -Hayır...dedi., | O Hançerlioğlu, 1956, 31

s.






boğuklaştırmak | boğuklaşmasına sebep olmak | Sesini boğulaştırıyor, gözlerini kısıyor., | İşigüzel, EDK, 1996, 81

f.




GTS+



boğul boğul zf. | İftar ve sahur programları, ağızlarında kocaman bir akide şekeri varmış gibi boğul boğul konuşan davudi sesli erkekler geçidi haline geldi., | SGenç, T, 4.8.2011








boğularaktan | Boğularak. | Saadet var gibi amma, sesi uzaktan gelir / Sevinçler yasla, kederle boğularaktan gelir., | Çınarlı, 43

z.






boğultu | Bütün Öyküleri II: Boğultu, Orhan Duru'nun Yapı Kredi yay.ndan çıkan kitabı.

a.






boğum boğum | Sabahtan uğradım ben bir fidana, / Dedim: Mahmur musun? Dedi ki: Yok, yok. / Ak elleri boğum boğum kınalı, / Dedim: Bayram mıdır? Dedi ki: Yok, yok., | Erzurumlu Emrah

s.






Boğumlu | Muazzez tombul ve boğumlu ayaklarıyla odada tıpış tıpış dolaşırken Yusuf onu, dudaklarının kenarında hafif bir tebessümle takip eder, sonra dayanamayarak kucağına alır, yavaş yavaş, adeta kırılmasından korkuyormuş gibi, ihtimamla okşardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 22

s.






boğunak | Tarif edilmiş, Foucault adıyla da muhkemleştirilmiş karmaşık şemalar arasında boğunak bir cümle bazen taze bir soluk ve umut duyuran bir dalgaya, bir | dostluk ifadesine kapı aralayabilir., | CAktaş, T, 22.10.2012








boğunç | Daha yaz başlangıcı hafakanlar bastı. Karnım ağrıyor, başım zonkluyor, sinsi sinsi ter nöbeti. Bu bende hep oluyor: Şunu yazar mısın dediklerinde, ayıp olacak endişesiyle peki diyorum, sonra boğunçla yüz yüze geliyorum., | İleri, Zaman, 30.11.2008.

s.






boğuntulu | ... Bu ellerim bu ellerim bu ellerim / Seni boğacak / Evrensiz yüreğim yadsıyan / Yadsıyan ellerim boğuntulu / Oysa mutluluk oysa sevinçler dümeni / Seni arayıp bulacak / Yüzün yüzüme değince akşam oluyor / Karartılı akşamım ufuksuz / Umutsuzluk taşlar., | Yaşar Nabi, Yeni şiirler, 1949, 81 | Yıkkın, boğuntulu boydan boya dalgın yatan adamda. Hırssız dudakların, boynu dalamayan bıyıkların, gevşemiş kolların, çıldırmış, taşa çalınmış boşluğu derinlerde. Kan igil igil soğuyor., | Nezihe Meriç, Topal koşma, 1956, 123 | Şehirlerin boğuntulu bozbulanık havasından kurtulduğunuzu anlayorsunuz. Bir balıkçı köyünün denizden balıktan yana kurulmuş düzeninde şiirli bir hayat, renkli bir dünya başlıyor, Yenimahallede vapur iskelesinin ardında iki kahve var., | T Cılızoğlu, Heyamola, 1964, 5

s.






boğunuk | hava ve ışık almayan yer. bk. Boğuk Ali Seydi, Resimli yeni ... A-K, 1929

s.






Boğuşadurmak | Erkenden yatmıştı yorgundu / birtürlü uyuyamıyordu / uykuyla boğuşadursun / gecenin bir yerinde, | V Çiçekli, 1991, 31

bf.






bohçalamak

f.
1. -i Bir şeyi bohça içine koyup sarmak. 2. -i Ayakları havada bağdaş kurar gibi toplayarak denize veya havuza atlamak. 3. -i, spor Güreşte rakibin kol ve ayaklarını üst üste getirerek kımıldayamaz durumda alttan kavrayıp kucaklamak.


"Bigâne // Kafam dağınık / Düşüncelerim saçık / Bir hercümercim / Beni bohçalayan / Bir bütün olsa.", E K Gökkaya, 1988, 65 | "Rasim, karısı tarafından gözetlendiğinden habersiz yerinden kalktı, tencere ve yanındaki kaşıkları bohçaladıktan sonra karısına haber vermeye lüzum görmeden evden çıktı, tarlaya doğru yola koyuldu.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 80"



Bohçalamak | Ökkeş çok acıkmıştı. Ninesinin bohçaladığı azığı açtı. Sahanda dövme pilavı vardı. Ninesi yanına da iki kocaman kuru soğan koymuştu., | M İzgü, ÖB, 45 | Kirli çamaşırları bir çarşafa bohçaladı., | G Dayıoğlu, Fadiş, 107

f.






bohemlik –ği | bohem olma. | Rindlik, bohemlik, zahitler ve günümüzdeki karanlık boşluk, | T, 22.3.2013

a.






bok





"Sıçraya sıçraya geçiyorum bokları: Kay yokuşunu ortalar ortalamaz, döndü, pasajda beş altı adım ancak, Edebiyat'ın yerinde.", Nuri Pakdil, Arap saati, 15 "



bok





Askerler şahına attı topları / Helak etti ... / Kaldırın aradan moskof bokları / Aman padişahım izin ver bize 57



bok | Ben sana bok demem, boklar duyar ar eder. / Bir zerren düşse boka, onu da mundar eder. / Tanrı senin hamurunu necasetle yoğurmuş, / Anan seni s.ç.r iken yanlışlıkla doğurmuş., Neyzen Tevfik, ? | Sıcak bokun başına toplanan diğer karasinekler de fena değildi hani., | Irvine Welsh, Tuhaf D, Eyl 2017, S 6, 37 | bok değil ebem sıçtıHa Hasan kel, ha Kel Hasan sözüne mana olarak çok benzeyen atasözü, deyimimsi gibi bir cümlecik. Ee ikisi de aynı şey. (of anam nalan, 13.05.2009) UludağS EkşiS 7.5.2005 | bok bulursun kocayı bulamazsın anlamında kalıp söz | Bok bulursun kocayı, | ŞBurcuoğlu, 9 | boku bokunaboş yere. | Ölüme sebebiyetten buradayım ben. Boku bokuna yani., | İşigüzel, EDK, 1996, 83 | bok atmak (birine) deyim birine iftira atmak, asılsız olarak şunu-bunu yaptı demek | Adama bok atıyorum, o kan ter içinde kalıyor temizlemek için, | AÜstel, Star, 15.5.2011 | Mal bulmuş mağribi gibi, bin türlü yalan yanlış bilgiyi de devreye sokarak sosyalizme bok atma fırsatını bulup coşanların iddialarına şeyimle gülüyorum., | RMargulies, T, 9.5.2012 | bok yedi başı | Girmeyin buradan riyakârlar, yobazlar,/ İhtiyar papazlar, burnu iyice büyümüş çapulcular,/ Boynu yerden kalkmayan maymunlar,/ Gotlardan, Ostrogotlardan, önde giden beyinsizler,/ Kılıksızlar, sahte müminler, çulsuz hamam böcekleri./ Cüppenin altına gizlenmiş alçaklar, dolandırıcılar,/ Gazabı körükleyen, yalancı şişkolar;/ Gidip başka yerde satın yalanlarınızı.// Bu iğrenç yalanlar ki boğacak ovalarımızı,/ Kötülüğe/ Sahtekârlığa./ Bu iğrenç yalanlar/ Alt üst edecek türkülerimizi.// Girmeyin buraya açgözlü, sahtekâr hukukçular,/ Noterler, halkın içini kemiren vekiller,/ Bok yedi başılar, sallabaşlar, riyakârlar,/ Siz ki ihtiyar haliyle iyi vatandaşları/ Köpekler gibi mezara atanlar;/ Yaptıklarınızın sonu darağacıdır./ Gidin ötelerde anırın; burada beş para etmez sizin mahkemede attığınız havalar., | PBarışta, T, 18.9.2011 Kuru bok duvara yapışmaz atasözü | Eski bir atasözü 'kuru bok duvara yapışmaz' diyor çünkü., | BŞirin, T, 25.8.2011 | (ortalığı, evi) bok götürmek1. | Çok pis olmak | Ayakkabılarınızı çıkarmaya gerek, evi bok götürüyor!, | AYılmaz, Leman, 10.3.2010, 7 | 2. Çirkin içerikler, şeylerle dolu olmak. | Beyni emcüklenmiş gerizekalılar deyince protokolde yerin hazır. İşte | normalleşme tam da budur çünkü bu kafanın normali budur. Nasıl bir yangına körükle gittiklerinin farkındalar. O yüzden X dahil sosyal medya lağım mecralarını b.k götürüyor artık, | @nedimsener2010, 31.08.2024, X | bok yemekKuryelik filan mı yapacaksınız, ne bok yiyeceksiniz? , | İşigüzel, EDK, 1996, 60 | bok çukuru | Kanalizasyon. | Ağzından dökülen pırıltılar, yanıbaşındaki mazgalın üzerine saçılıp bok çukurunu boyluyor., | İşigüzel, EDK, 1996, 68 | Bok gibi | çok bol. | Bir arkadaşım var. Konserden gelince telefon açıp bok gibi para kazandım. Gel yiyelim diyor., | Mustafa Doğan, 5.7.2020 | Bok mu var (bir yerde)Bir tokat salladım değmedi bile / La bok mu var babağan evinde., | B, 19.8.2021, whatsapp | bok yeme | kötü iş | O onun bok yemesi!, | 10.7.2021 | Boka basmakHamingway dostum, ben bu işi 2015 yılından beri söylüyorum! Boka basacasınız dedim dedim olmadı, 2019 yılında bizzat Akçaabat'a gidip aha bok dedim..! Ben cumartesi dedim, pazartesi bir hareket aldılar! Hadi hayırlısı dedim odur budur, yeni uyanmış gibi yapıyorlar., | Hayrullah Ertem, 5.5.2023, facebook, S Kuruçelik paylaşımına yanıt. | boka yaramak Ulan liranın önüden altı sıfır atsan ne olur. Paran bi boka yaramadıktan sonra. Sebahattin Kuruçelik, 5.11.2021 facebook | Boku çıkmak –ınNeyse ne diyordum çocuk, yalnızlığın da boku çıktı. Bak şurda biz bizeyiz ne kadar zamandır. Neyimizi biliyoruz birbirimizin? !, | Onur Çalı, 20 | İşin bokunu çıkarmak++ | bokunu çıkarmakMihrab hakkında 40 sayfa yazıyor, bokunu çıkardılar...21.07.2023+ | Bokunu yemek (birinin) | Türkiyede bu yaştan sonra ne yapayım? Bütün gençliğimi, bütün kuvvetimi buraya vermişim... Şimdi gidip de kimin bokunu yiyeyim? , | A Özakın, KB, 69 | Abi bokunu yiyim gönderme zaten sigortam yok!, | @kaan_bal_, 10.7.2021, twitter

dey.s.a.






Bok gibi para var adamda yasemin meydanlı.








bok götürmek -i

dey.
(ortalık, bir yer) pimpis olmak.


"... bok götürse umurunda mı 2 . abım ben adaye yanı galdıgımde tufalet var miy dı sankom sanın evda yokt san napıyodın osaman daga bayıra sıgmıyo muydın sankım one dogru, sen gelınce senın ağzına sıgmaya başladım ... Alla alla.o zamanlar ... ", L-Manyak, 1996, C 10, 6"



bok üstün(e) bok

a.
dışkı.


İki evlilerin kaygusu çoktur, / Dağıtır uykuyu sevdası çoktur, / Nebî şaşurursa bok üstün boktur, / Nebî şaşurmanın edasına bak 39



Bok yemek | Şu süreçte en çok korktuğum halkın umursamaz laf dinlemez tavır alma ihtimaliydi. Adam umreden gelenleri ziyaret ederek umursamadığını marifetmiş gibi fotoğraflarla sergiliyor bi de. İyi bok yedin gerizekalı., | Gülşah twitter, 14.3.2020








Boka sarmak (iş, bir şey) kötüye gitmek | Herşey boka sarıyor!, | 10.3.2020, sokaktan








Bokböceği | Ve kıskaçları yine de balçığı delip geçiyorsa bir akrep gibi / Bokböceğinin titrek yazısının yazıldığı kaynağa öncelik vereceğim., | Nezval, T Fişekçi, E Canberk, 65

a.






Bokçubaşı | Bu da pek romantik bulundu. Âdem dayanamadı: -Bokçubaşı olamaz mı? dedi., | M Gezen, 1982, 44

a.






Bokçubaşılık –ğı | İki saate yakın tartışıldı bu konu. Aslında Genel Müdürün yapacağı tek iş altın yaldızla süslü bir porselen kaseyle eşeğin edeceği zamanı beklemekti. Yani bir çeşit 'bokçubaşılık'. Çeşitli isimler önerildi. Biri: -Def'i hacet şefi olsun, dedi., | M Gezen, 1982, 44

a.






bokelliyen ünl.








bokgiyen ünl.








boklama | 1. Kirletme. Ali Seydi, Resimli yeni ... A-K, 1929 2. Yağlar çift bagh* maddelerden meydana geldiği için bu dönüşüm gerçekleşebilir.) -Metalurji. Borla sertleştirme, bor katarak çeliğin yüzeysel sertleşmesini sağlayan termokimyasal işlem. (BOKLAMA da denir.), | Büyük lûgat ve ansiklopedi, 1985, C 11, 212

a.






boklamak | 1. kirletmek, pislemek. Ali Seydi, Resimli yeni ... A-K, 1929 2. | –i Kötülemek. | Beni üzmeye değer mi be Gonca? Sylvia Plath çevirin çıksın, ilk ben boklayacağım görürsün., | @GokturkOmer, 4.3.2023, twitter

f.






Boklar (bok) yemek argo.1. | (Teklifsiz konuşmada) Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma. 2. | (teklifsiz konuşmada) Uygun olmayan, beğenilmeyen şey: | Baksana ne boklar yemiş | Savaş ve Barış romanının sonunda. Tarihin oluşumunu ben saptadım, sırlarını ben çözdüm diye tutturmuş., | F Kayacan, SONY, 19

dey.a.






boklayıcı

s.
kötüleyici.


profesyonel boklayıcı, @Senol_hasan, Mart 2013, Twitter



boklayıcı | Hasan Senol @senol_hasan profesyonel boklayıcı. Mart 2013, | tivitır

s.






boklu | Çivisi çıkmış boklu dünyanın azgın pompacıları, | Mykle Hansen, 2012 (kitap adı) | Boklu yerin kurbağası çok olur* H İ Sarıoğlu 18.440 | O boklu köylü karısından ayrılır mı? , | A Özakın, KB, 70

s.






boklu | O boklu köylü karısından ayrılır mı o? , | A Özakın, KB, 70








Boklu bayır yer | Beş yaşında bir çocuktum. İncesu'da 'boklu bayır' denilen sokakta o havalinin bebeleriyle taş atmaca oynarken, bağlarda üzüm yolarken, çayda kurbağa larvası toplarken, anneannemin yaptığı yufka sokumunu yerken nereye baksam bu dağı görürdüm. Erciyes'i. | , | @hetenketenabi, 20.7.2023, twitter

a.






bokluca bülbül | Arslan ile cenk eylemek pek müşkül / Bin deve gönderdim sevgili öncül / Çekince kılıcı bokluca bülbül/ Tahta kehlesinden saçtı al kanı, | RuşçukluHengami, EGŞA, 77

a.






bokluk | Hem bu 'ezilme' klişesini azıcık zahmete girip eşelesek, belki de altından güç ve iktidar denen menhus hususiyetleri değer piramidinin en üstüne koymak gibi bir bokluk çıkacağını da görebiliriz., | NecdetŞen, 2.9.2009

a.






boksalık –ğı | Boksalık: Konik haldeki harmanın öküzlerle sürülürken hayvanların boklarının malamaya karışmamasını önlemek için öküzlerin kıçına tutulan ağaç bardak kırığıdır., | asicaldan, 3.3.2017

a.






Bokser | Son Çin seferinde, Bokserlerin hücumuna uğrayan suçsuz günahsız Tung-Çeo ve Tiyen-Şin gibi şehirler görmüştüm ki, bir yığın harabeden ibaret kalmışlardı., | Loti, CCT, 53

a.






boktan

s.
çok kötü.

tr. bok-tan



boktan | O kancık Rafferty'e ne demeli? Boktan işini alıp kıçına sokmasını bile söylemedin., | Irvine Welsh, Tuhaf D, Eyl 2017, S 6, 37 | Boktan kanalı da yapsın insanları da boktan bir şehirde boktan apartmanlarda öldüreceği için Ak Parti ekonomi Afganistan olunca beyleri sokaklarda sürükleyecek ölen sabilerin aileleri. Devrimi böyle olacak., | C Yaltırık, 27.7.2018, rindan vatsapı | -Nasıl hissediyorsun kendini? -Boktan!, | 06.08.2024

s.






boktanlaşmak

f.
kötüleşmek.


"Bilmem kaç bin işgücünün emek ikramiyesini anlamadıkları tuhaf işlerin dükkânını açıp giderek boktanlaşan ekonomide canavarlara kaptıran yaşlı insancıklar... ", Atilla Atalay, Kalbin böcüü, 2026, ="



boktanlaşmak | Belki tüm hayatı kahvehaneyle ev arasında gidip gelerek geçtiği için, belki bir gece bir kuytuda boş böğrüne tornavidayı yiyeceği için, belki hayatı boyunca bir kadından 'seni seviyorum' sözünü işitemeyeceği için, belki ihtiyarladığında kendisi gibi boktanlaşmış evlâtları tarafından ortada bırakılacağı için..., | NecdetŞen, 2.9.2009

f.






Boktanlaşmak | Bilmem kaç bin işgününün emek ikramiyesini anlamadıkları tuhaf işlerin dükkânını açıp giderek boktanlaşan ekonomide canavarlara kaptıran yaşlı insancıklar... , Atilla Atalay, Kalbin böcüü, 2016, ?

f.






boktanlık –ğı | Berbat durum. 29. İstanbul Film Festivalinde gösterilen Belçika yapımı | Şeylerin Boktanlığı adlı filmin adında. (De helaasheid der dingen / The Misfortunates) 18 Mar 2010. www.kilimfilim.com | Bütün mesele CHP zihniyeti gitsin ve aynı sistemin boktanlığı devam etsin..., | İEfe, 21.6.2011 eposta

a.






boku bokuna

z.
pisi pisine, boşu boşuna, boş yere.


"Millet böyle boku bokuna mahvolmaktansa kırılanı kırılıp bâki kalanları Abdülhamit'in burnundan tutup meclis-i meb'ûsânı açtırmadıkça, meşrutiyet-i idareyi tesis ettirmedikçe benim tahminimce maazallah kırk beş sene sonra devlet-i Osmaniyye denilen heyulâ-yı siyaset enkazı mahvolmuş ve üstünde başkuşlar ötmekte bulunmuş yıkık, çökük bir derebeyi harabesine dönecektir.", Ö F Huyugüzel, Ş Çağın, Eşref Bütün eserleri, 2006, 184| "Klakson çala çala bir taksi geliyordu karşıdan... Delikanlı şoförün gözleri tekerlekleşmişti: -Kör şeytan, demişti | enselendik boku bokuna... Uğursuzluk getirdin beybaba ! Reşat Enis, Sarı it, 1968, 336"



boku çıktı








boku çıktı

dey.






boku püsürü. şusu busu. | Yüz yirmi adamın yiyeceği, giyeceği, boku püsürü ... E ne olmuş? Bu koca göğde, dayanamıyacak mı bu kadarcık yüke? Silkin Hamdi, silkin... Aç gözünü... Kaymakamın dünkü tezkeresine göre, şimdi orada, Anzavuru da, Kara Hasanı da, bütün iki tarafın ileri gelenlerini ..., | İlhan Tarus, Var olmak, 1957, 91 | Ha? Biz de ekmek yemiyecek miyiz? (...) boku püsürü, yok bilmem nesi... Beyoğlu'na çıkmadan Rejisör ona bir elli kâat tosladı. Köşe başında durdu, cüzdanından dört onluk iki beşlik çıkarıp tosladı. Yüzü zeytinyağı sürülmüş gibi yeşil yeşil parlıyordu., | Attila İlhan, Kurdlar sofrası, 1963, C 1-2, 104








Bokuç | taşla oynanan bir çocuk oyunu. | Bokuç oyununun benzer bir şekli Rize Çayeli'de | Lapaza adıyla bilinir. Oyun yassı ve yuvarlak çay taşlarıyla oynanır. Oyun alanın ortasında yassı bir taşın üzerine yuvarlak bir taş koyulur. Oyuncular çay taşlarıyla atış yaparak hedef olan yuvarlak taşı vurarak düşürmeye uğraşır (Kazmaz, 1998: 219)., | İ Keleş, Bokuç/Pokuç, | https://encyclopedia.worldethnosport.org/spor-detay/bokuc, 16.7.2023

a.






bokumtrak | Bok gibi | Garajındaki sayısını bilmediğimiz kadar klasik arabasını bizim kahkahalarımız sayesinde almış olan, Levent Loft'tan Çengelköy bilmem ne yalısına kadar olan İstanbul'un yarısına yayılmış pahalı evleri bokumtrak esprileri sayesinde yerleştirmiş olan birisi her geçen gün kabızlığı sayesinde rezil olmaya devam ediyor., | Ykaraahmet, T, 26.4.2014

s.






bokunu yemek | Türkiyede bu yaştan sonra ne yapayım? Bütün gençliğimi, bütün kuvvetimi buraya vermişim... Şimdi gidip de kimin bokunu yiyeyim? , | A Özakın, KB, 69








bokuyla kavga etmek

dey.
çok sinirli ve geçimsiz olmak, her şeye öfkelenir olmak.


Bugün camda da hiç görünmedi. Bu kez gerçekten hasta mı yoksa? Ama o pimpirikli, burnu aksa kapıya ambulans çağırırdı. Vardır yine bir bildiği. Bokuyla kavga etmiştir yine. Sibel Ateş, Pencere (öykü), Varlık, Nisan 2005, kitap eki



bokuyla musahabet etmek

dey.
afyondan kendini kaybetmek.


Risale-i Garibe



bokyiyen | Karadeniz halk d. küfür. Bk. bokyiyen bokelliyen bokgiyen. | -Gözün mü korktu Selim Reis? Ne diye saparsın rotadan? | -Kim gorkayi? Burada galursak ha bu bokyiyenun uşaklari bizum uşaklari bastiracak! Haritada bak ne nagşedilmuş? Derya kizlari! Bunlarla aralarında cenk olsa gerektur, nagşeden kizlarla âdemleru cenk eder gibi nagşedeyi! Tez o yana varalum!, | 28 Haz 2019, | https://songulyabanininyeri.blogspot.com/2019/

ünl.






bol -lü

a.
Özel cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki.

fr.
"Gecenin içkisi bolü hazırlama işi de bana düşmüş. / Bol, fazlaca sertti, içen çarpılıyordu.", S Şengil, 1983, 35"



Bol –lü | Bol Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki | Gecenin içkisi bolü hazırlama işi de bana düşmüş. / Bol, fazlaca sertti, içen çarpılıyordu., | S Şengil, 1983, 35

a.


fr.



bol bol | bol olarak, çok | Dede hemen kolonyayı aldı ve Dayının bileklerine bol bol döktü., | İOAnar, GK, 117

z.






bol bulamaç | İkimiz de kıt kanaat maddiyatımızla, bol bulamaç günlere kanat çırptık sonraları. Kentin duyarsızlığına kalplerimizi açtık., | N A Gökduman, 124

s.






bol II | bol Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki | Şu kadar likör, bu kadar çay, şu mikdar şeker, çiçek hatta bozuk para, pek samimi ahbaplara rakı, resmi olanlara 'bol' ister, dedim., | KTahir, AşkÇetesi, 90

a.


fr.



bolalmak

f.
bollaşmak.

f. bol-al-
Efendilik ucuz, ağa bolaldı / Kendini bilene cihan daraldı. /Sonradan görmeler pek çoğaldı, / Ne adamlık belli, ne kıymet belli 35



bolalmak | bollanmak | Bilâl Babam da: İşte çok fazla sıkılmış bu ve bu gibi şeyler için caizdir, buyuruyor. Yine buyurdu ki: Sen bola çıktıkça şeriat daralır, sen daraldıkça şeriat bolalır., | www.bilalnadir.com, 11.6.2011

f.






bolarmak | bol duruma gelmek | Bu resimlerin tek değeri tuvallerinin eskiliğidir ki, bezleri de bolarmıştır-., | AyçaŞen, T, 9.9.2012

f.






bolay kim inşallah | Baban vereydi seni bolay kim mevâliye / Sayende biz de taşınıruz belki yalıya, | EVasıf, EGŞA, 204








bolbollu

s.



"Yurt dışı 1 avro + vergilerden başlayan fiyatlarla Bolbolluların çok beklediği kış sezonu biletlerim satışta!", Pegasus Hava Yolları, 27.03.2024, epsota"



bolca | 1. oldukça geniş. | Kolunun her devinimiyle iri kalçaları eteklerinin üstüne çektiği bolca şalvarının içinde o yana bu yana sallanıyordu., | Gündelik Karabasanlarım, 112 | 2. | oldukça çok. | Bu geceyi son gece olarak düşündüler. Artık oğullarını geri döndürecek güçleri kalmamıştı. Sadece Allaha tevekkül ve de bolca dua [edeceklerdi]., | Haşim Albayrak, 24 | 3. | çokça. | Şakir'in kendisine benzeyenlerden ibaret bir partisi vardı. Ne candarma, ne hükümet bunlara karışmazdı. Çünkü, parayı bolca oynatıyorlardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 39 3.

s.z.






bolca | Kolunun her devinimiyle iri kalçaları eteklerinin üstüne çektiği bolca şalvarının içinde o yana bu yana sallanıyordu., | S Dölek, Gündelik Karabasanlarım, 112

s.






bolculuk –ğu | -Nasıl? Boşanma yoluyle mi? biraz gürültülü bir yol bu. Alain cüretle: -Evet, ama nefes almanın da tek çaresi. – Muvakkat bir ayrılma, bir dinlenme veya bir bolculuk da aynı neticeyi vermez mi acaba? , | Colette, Dişi kedi, 1954, 102

a.






bolenez soslu makarna 2013 ilan








Bolivarcı | Türkiye'deki Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Büyükelçiliği ve Fakültemiz işbirliği ile 28 Kasım 2018 tarihinde 13.00-15.00 saatleri arasında Fakültemiz Kurul Odasında Venezuela Kadın ve Cinsiyet Eşitliği Bakanı Caryl Bertho tarafından verilecek olan | Bolivarcı Devrimde Kadının Rolü başlıklı konferansta sizleri aramızda görmekten onur duyarız., | H Develi, 26.11.2018

a.






bolluk -ğu

a.
zengin.

tr. bol-luk
"Baba, diye atıldı, bir günden bir güne, 'Bu çocuklar bu gün ne yiyecek?' diye sızlandığını görmedik. Ne bolluk şehirmiş İzmir.", Çalıkoparan, 25"



bolluk | zengin | Baba, diye atıldı, bir günden bir güne, 'Bu çocuklar bugün ne yiyecek? ' diye sızlandığını görmedik. Ne bolluk şehirmiş İzmir., | Çalıkoparan, 25

s.






bolonez sos | Bilal Erdoğan 'bolonez sos' ve 'tortellini' için uyardı TV konuğu oldu: - Bolonya'da bolonez sosda maalesef haram olan hayvanın yağını kullanırlar. Türkiye'de bir çok insan bunu bilmeden gider yer.- Tortellini'nin içinde, yemediğimiz, bize haram olan hayvanın eti olur., @haberaktifcom, 14.03.2025, X

b.a.






bolşevize etmek | Bolşevikleştirmek. | Tip'i behice boran önderliğinde bolşevize eden çekirdek kadroda yer alıyordu., | GÖzaltınlı, T, 9.1.2013

f.






bolt | bold koyu | Yalçın Küçük'ün, merkez medyanın otuz iki kısım tekmili birden üzerine atlayıp bolt olarak verdikleri iddialarına yanıt vermeyi zül saysam da birkaç şey söylemem elzem oldu., | M. Altınok, T, 11.3.2011




ing.



Bolu öksürüğü | Hayv. | Bolu öksürüğü hayvanın yerken öksürmesi.

a.






bolulu | Bolulu aşçı var, Bolu'da yemek okulu var ama Bolu yemeklerine yönelik bir envanter çalışması yok! Hâlâ yok!, | M Dağdeviren, Nisan 2017, | https://www.nadirkitap.com/musa-dagdeviren-roportaji-blog5.html

a.






bom bom yapmak yans. Tüfet patlama sesi. | Ben bir gitar isterim / Dım dım dım dım yaparım / Ben de tüfeğimi bom bom bom yaparım / Ben bir hırsızım her şeyi çalarım / Ben bir polisim seni yakalarım., | | http://www.ogretmenlerforumu.com/cocuk-sarkilari/okul-oncesi-bazi-cocuk-sarkilari-sozleri-t43008.0.html, 16.9.2016g








bomba | 1. bomba tesiri yapacak nitelikte. 2. | çok önemli. | AK Partili isimden bomba açıklamalar: Türkiye başka bir boyuta geçiyor! | Açık açık söylüyorum gördüğümüz anda çökeriz, Haber', 16.11.2024 | 3. | viagra. Şehvet artıran ilaç. | Biliyorsun artık yaş geçiyor. Oyalama getir bombaları., | İA, SabahG, 17.12.2014, 16

s.a.argo






bomba gibi | bir gün / bir yosmanın piçiyle meşgulken / baskın vermiş... (sic) / aklı evvel olduğu için kapana girmemiş, / beş meslektaşının / beş tane / bomba gibi raporiyle / yakayı sıyırmış... ., | H N Erer, HM, 1962, 88

s.






bombaatar/bomba atarTDK- | Canbek idaresindeki tırda; 544 adet 80 mm. çapında havan mermisi, 74 adet RPG-7 roket, 645 adet RPG-7 sevk fişeği, 68 adet RPG-9 roket sevk fişeği, 548 adet TNT tahrip kalıbı, 54 adet aparat ile 1 adet AGS-17 bomba atar, 1 adet 30 mm. çapında 1984-33590 seri numaralı Rus yapımı bomba atar, 4 adet 61 mm çapında havan silahı;, | 16.2.2000, YeniŞafakG, 3.1.2016g

a.






bombajlı | baloncuk yapmış olan | Bombajlı ve sızıntılı kavanozları almayınız., | Yurdum Közlenmiş Patlıcan ambalajı, 16.12.2021+

s.






bombalanış | bombalanma işi. | Şehrin elli yıl önceki bombalanışını da düşünüyorum, bugün Trablusun bombalanışıyla büyük bir benzerlik var., | Enver Paşa, M Ş Hanioğlu, Kendi mektuplarında Enver Paşa, 1989, 81

a.






bombalı | bomba kullanıldığı/bulunduğu şey | Şırnak'ın Silopi ilçesinde BOTAŞ'a ait petrol boru hattına bombalı saldırı yapıldı., | 29.7.2015, www.haber50.com/.../silopide-botas-petrol-hattina-bombali-saldiri-h76232..., 31.12.2015g

s.




GTS-



bombalık | -Ne olmuş canım, bombalık Saracın olsun., | Hacıhasanoğlu, 1954, 14

a.






bombardıman uçağı (- tayyaresi) | Bombardıman uçağı gibi uçan leylekler, / Havadan yeryüzüne atıyordu çiçekler., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 153 (30.05.2025)

b.a.






Bombeleşme | Ambalajda bombeleşme varsa almayın., | 2019 | Vak'a | 1. Prof. No. 1289/961, 74 yaşında erkek, Klinik bulgular: Sakral bölgede cilt değişikliği olmaksızın takriben 15 cm. satha doğru bombeleşme gösteren, tuşe rektal ile, çocuk başı kadar, yumuşak kıvamda, sakrumun ön yüzünü dolduran bir kitle tesbit edilmektedir. Tümörün değişik kısımlarından histopatolojik inceleme için parça alınmıştır., | İÜ Tıp Fakültesi mecmuası, 1963, C 26, 38

a.

tıp tıp




Bombeleşme | Klinik bulgular: Sakral bölgede cilt değişikliği olmaksızın takriben 15 cm. çapında satha doğru bombeleşme gösteren, tuşe rektal ile, çocuk başı kadar, yumuşak kıvamda, sakrumun ön yüzünü dolduran bir kitle tesbit edilmektedir., | İÜTıp Fak M, 1963, C 26, 38

a.






Bombeleşmek | Frontal sinüsün ön iç ve alt cidarında kemik normal rengini kaybederek hafif morumtrak pembe bir renk almış dışarı doğru bombeleşmiş. Frontal sinüsün alt cidarının en kabarık yerinde gujla çalışılmaya başlandı. Kemik çok incelmiş olduğundan gayet az tazyik kullanıldığı halde gujun mukavemete rastlamadan frontal sinüs içerisine girdiği müşahede edildi., | İÜTıp Fakültesi mecmuası, 1958, 834

f.






bombeli | Bu meziyet (!) kişiyi her devrin adamı yapan bir büyük imkândır. Nitekim oval konuşup bombeli yazmak suretiyle kendinizi hemen her farklı çevreye arz edip teveccüh görmeyi başarırsınız., | M Öztürk, KararG, 10.8.2019

z.






bomber ceket | İng. Bomber bombacı biraz şiş duran ve bilek ağızlarıyla bel kısmında lastikli manşetleri olan kısa spor mont | Kolej ceketleri de bomber cekettir., | | http://www.kadinveblog.com/bomber-spor-ceket-nasil-giyilir-stil-ipuclari/, 31.3.2016g

a.


ing.



bombok etmek

dey.
mahvetmek.

tr. bom-bok et-
"Şu Avrupa yedi bitirdi bizi! Bombok etti!", A Özakın, KB, 39"



bombok etmekŞu Avrupa yedi bitirdi bizi! Bombok etti!, | A Özakın, KB, 39

dey.






bomboşluk –ğu | tam boşluk. | bomboşluk bedenine yuva yapmış hoş geldi / bengünlerdir uyuyorum uyanıp uyuyorum// bedenime yuva yapmış bomboşluk üç gündür uyuyorum, | NBüyüm, 1968, 54

a.






bon peyyör | bon payeur: iyi ödeyici. Çok kazanan (naşirin izahı). Ancak daha çok mutemet insan, iyi mükellef, bankalar nezdinde kredi notu yüksek olan insan gibi kullanılıyor. Bu başlığı da taşıyan tevsik edici bir belge çeşiti var. | Kimin şahı, kimin padişahı olursa olsun üstüme elzemliği yoktur. Hem âlemlere şahlık edeceğine, bon peyyör olsa ya..., | KTahir, AşkÇetesi, 48




fr.



bon pour Turquie / bon pour Orient | Türkiye için iyi / Doğu için iyi. | Nitekim askerler 28 Şubatta seçilmiş hükümeti devirdiklerinde, Batının laik siyasetçileri, gazetecileri ve sıradan halkı ellerini çaresizce iki yana açıp, üzgün bir tavırla 'bon pour Turquie' (Türkiye için iyi) dediler., | AGörmüş, T, 7.2.2012

b.a.


fr.



bonapartist | Barış Süreci', faşist –bonapartist- milliyetçi kesimin ağır ideolojik bombardımanı (ve zaman zaman muhtemel silahlı saldırıları) altında, kendi kanalında akacaktır., | MBelge, T, 9.4.2013

s.


ing.



bonapartizm | bonapartçılık Napolyon Bonapart'ın adından. | Esasen kimse, Türk devlet bonapartizmini şimdiki gibi, İttihatçı, otoriter, modernist-milliyetçi ideo-kültürel geleneklerinin göreli özerkliği içinde değil, hep bir sınıf indirgemeciliğiyle değerlendiriyordu., | HBerktay, T, 11.2.2012

a.






bonbon | şen şakrak şeyler yazmak ister / yusyuvarlak, bonbon, alaca, | NeslihanYalman, CazKedisi, 2015, sayı 2, 33

a.




GTS++



Bonbone çiçeği | Çiçekler çiçeği / Bonbone çiçeği. / Dokunmayın o yare / Salarım bıçağı, | 19.3.2023+

a.






boncuklu | Boncuğu olan, boncukla süslenmiş | Cebimden, ucu nazar boncuklu çakımı çıkarıyorum., | Şİşigüzel, EDK, 1996, 58 | Pencereden aşağı / Ver boncuklu kolunu, | halk türküsü

s.




GTS++



boncuksuz


boncuğu olmayan.
s.

...plastik ve metal içerikli eşyalar (başörtü için kullanılan boncuklu/boncuksuz toplu iğne, ağıt ve metal para, anahtarlıksız basit anahtar, ulaşım kartı, basit tokalı kemer, basit tel toka ve basit piercing hariç) banka/kredi kartı v.b..",
ÖSYM Hizmete Özel 2024 görev talimatı



boncuksuz


boncuğu olmayan.
s.

plastik ve metal içerikli eşyalar (başörtü için kullanılan boncuklu/boncuksuz toplu iğne, ağıt ve metal para, anahtarlıksız basit anahtar, ulaşım kartı, basit tokalı kemer, basit tel toka ve basit piercing hariç) banka/kredi kartı v.b..
ÖSYM Hizmete Özel 2024 görev talimatı



bond çanta | Bond' çantalı, 'kırmızı plakalı' kitipiyoz adamların oradan oraya savrulmaları, 'çatışık' kaşlar, 'buruşuk' dudaklar., | İKumbasar, Yeniçağ, 20.11.2011 | bond kızı | güzel, dövüşçü James Bond filmlerinde rol alan kızlardan bu vasıflardaki kız. | Burma'nın demokrasi destekçisi lideri Aung San Kyi'yi bir filmde canlandıran eski Bond kızı Michelle Yeoh, Burma'dan sınırdışı edildi. T, 29.6.2011 | Bond kızı'nın mesajları mahkemede ifşa edildi, | Milliyet, 2.2.2023

a.






bonduruk –ğu | boyunduruk | Sabanı bonduruk öküz koşmuşuz / Damdan doğan dana ikiz koşmuşuz / At ile eşeği tekiz koşmuşuz / Katırın aygırı taydan konuştuk., | Kalaylı güveçte bulgur yarmayı / Kaynayan tencere pişen dolmayı / Keyveni, sarıklı tatlı burmayı / Sahanı sirpocu çaydan konuştuk., | Aşık Figani/İbrahim Okur, 4.12.2016, | https://www.antoloji.com/katirin-aygiri-taydan-konustuk-siiri/

a.






boneli | İkisinin yarıya kadar kuma gömülüp çektirdiği bir örnek mayo ve boneli fotoğraf hâlâ annemin odasında., | Selin Tunç, Tuhaf D, S 6, Eyl 2017, 53

s.






bonet | fr.* | 1. bere, kalpak, şapka, külah, başlık, kapak, kaput, kep, takke'den toplar yerleştirilip üstü toprakla kapatılan müstahkem oda. Başlık giydirmekten mülhemdir. | Resimde görülen Fransız askeri, sağ tarafta, bonet arasında bulunan ve gölgesini gördüğümüz topa doğru gitmektedir., | 10.2.2008, | http://www.geliboluyuanlamak.com/100_Bir-Fotograf-,-Bir-Soru----(-A-Yurttakal---I--Sezgin-).html, TYılmazer, 13.10.2015g 2. askeriyede genellikle egitim alaninda bulunan, dort duvardan ibaret ustu ondulinle kapatilmis bi cesit dinlenme odasi., sainttropez, 4.4.2005, ekşiS 3. Ekseriyetle topçu taburlarında er-erbaş gazinolarına verilen ad, bir tür sosyal tesis, eğitim yeri ikimarsbiduz, 29.12.2007, EkşiS

a.






bonfrit | fr.pommes frites'den.patates kızartması 25.7.2015 Avşa, restoran tabelası gofrettin, 4.6.2001, EkşiS

a.






bonjur


sabah hayır olsun.

fr.
yalnız bir dostunun hanesine gittiğinde bonjur [bonjour] sabah hayır olsun diyip içeri girse ve adiyö [à Dieu] A[llah]a emanet deyip dışarı çıksa 14



bonjur | Fr. | 1. Uzun siyah ceketle, çizgili pantolondan oluşan erkek giysisi. | Ziya Bey'in bonjurunu, ayakkabılarını, saat kordonlarını, rahmetlilerin kılıçlarını, kalpaklarını, pelerinlerini toplayıp evden çıktı., | SevimBurak, SedefKakmalıEv, 1961 | Cübbe İçinde Bonjur [klasik ilmiye kıyafeti içinde Avrupaî ceket]! İşte onun şahsiyetinin bir özeti..., | M Dilbaz, | Cübbe İçinde Bonjur Bir âlimin sıra dışı portresi, Dergâh, S 377, Temmuz 2021, 26-28 | Aba bonjur silindir şapka oldu sikke-i molla / Bu uydurma kıyafetlerle rüsvâ-yı cihan., | ?

a.ünl.


fr.



bonjurlu | O bir gün ders esnasında sınıfa çöken ağırlıktan bunalarak üzerinden cübbesini atınca bütün talebenin hayret dolu bakışları arasında | bonjurlu bir amâme[Avrupaî ceketli bir sarık] ortaya çıkmıştı. İşte o vakte kadar bu büyük muallimin meselâ iktisat dersinde fıkıh usulü ve hadis usulü kaidelerinin hüküm sürmesindeki sebepler anlaşılamazken bu hadise üzerine derhal işin aslı keşfedilmiş oldu! | , | M Dilbaz, | Cübbe İçinde Bonjur Bir âlimin sıra dışı portresi, Dergâh, S 377, Temmuz 2021, 26-28 (Mehmed Âsım'ın (1884-1967))

s.






bonkörce | bonköre yaraşır bir biçimde. | Beş liralık kuş gönü beş liralık da yarım yağlı pastırma al... Burda kaç kişiyiz, bir iki, üç, yedi tane de yumurta kır üzerine, kuş gönünü bize getir.» Mehmet'in bu bonkörce davranışı şaşırttı Nermin'in dışında kalanları., | M Buyrukçu, Gürültülü birkaç saat, 1969, 170

z.






bono fides

b.a.
iyiniyet

lat.



Bono fides | iyi niyet

a.






bonobo maymunu | 16 yıldır görsel medyayı 6 yıldır da yazılı medyayı takip etmiyorum. En renklisi | bonobo maymunu (kendi tabiridir) Ertuğrul Özkök idi. Şimdi hangi dükkanda, bilmiyorum., | Ömer Aydın, 9.6.2021, vatsap

a.






bonsai | özel bir teknikle ağaçları çiçekli bodur bir süs ağacı | JAPON SANATI Bonsai, özel tekniklerle ağaçların saksılar içinde budanarak ve bodurlaştırarak büyütülmesi sanatıdır

a.






bonservis | Arz-talep dengesine bağlı fiyat artışı gibi nedenler ile yüksek bonservis bedeli belirlenir., | NumanTürer, T, 8.7.2011

a.






bontelemek

f.


bonte adlı üründen: bonte-le-mek
bontelemenin sonu yok Bonte, 14.4.2024



bonus | ikt. Çalışanlara genellikle ücretlerinin veya maaşlarının bir parçası olarak taban maaşlarına ek olarak ikramiye ödeme. | Bu kitap, Çoğunluk Bonus Sisteminin inceliklerini inceleyerek kökenlerini, teorik temellerini ve pratik uygulamalarını incelemektedir., Fouad Sabry, Çoğunluk Bonus Sistemi: Gelişmiş Çoğunluk Temsili Yoluyla ..., 2024, ?

a.






bonus | Sözgelimi; İran'la takas anlaşması imzalayan ve İsrail'e mesafeli duran güdümsüz yeni bir küresel oyuncu olarak Türkiye'nin karizması çizilmek istenmiş, bu hamle üzerinden Türk siyasetinin yeniden dizaynına ilişkin bir gedik daha açılması hedeflenmiş olabilir. Bonus olarak da | One Minute rövanşı düşünülebilir., | ŞTayyar, S, 1.6.10

a.


ing.



bonuslu | bonusu olan. | Ağabey iki haftadır bonuslu sevap pointleri kapıyorsun., ?   | Ihım ıhım... Diş kirası, ev sahibi tarafından verilir. Bize de Bayram Dede verdi. Ev sahibi, evini ziyaret edip yemeklerinden yiyen misafirlerinin kendini onurlandırdığını düşünür. Çünkü ziyaret etmek ve ikram edileni yemek, bonuslu mübarek bir iştir. Aynı zamanda ikramda bulunmak ve misafir ağırlamak da öyledir. Yani, iki taraf da bu işten kârlı çıkar. Ev sahibi, bu hoşnutluğunu misafirlerine bir hediye vererek gösterir.' Geldiniz, yediniz. Ağzınız yoruldu. Buyurun bu da diş kiranız, zahmet oldu.' Böylece hem hediyeleşmiş hem de misafire kusur ettiysek gönlünü almış oluruz., Tuğba Coşkuner, Yeşil Kafalar 1 -Ormanı yemek yasak, 2017, 92 | Bonuslu, | 19.05.2021, Tozkoparan pazarı | 3 bonuslu... 5 dedim sonra kendimi kaptırdım..., | @ArdaTopal10, 30.01.2022

s.






bonzai | yeni tür bir uyuşturucu | İstanbul Beyoğlu'nda altı kilogram sentetik esrar (bonzai) ele geçirildi., | T, 29.9.2012 | Bonzai ordu | 4.3.2022 */

a.






Bonzai ordu





4.3.2022



book market | Kitap pazarı | Ve buna bağlı olarak da, entelijansiyanın bir bölümünün nezdinde, book markette ve hatta dünya okurlarının önemli bir kesiminin gözünde (kitlelerde) Paul Auster, bir tür demokrasi havarisi olacaktır belki de bundan böyle., | Telesiyej, T, 7.2.2012

a.


ing.



Bookstagram | Bir Bookstagramın Aforizmaları, | Anıl Haznedar / GECE KİTAPLIĞI, kasım 2019

a.


ing.



boom | boom podta yakıt ihmali | Boom adı verilen aparatla gerçekleştirilen ikmal öncesinde boom operatörü uçakta kendisi için ayrılan yere geçti., | 25.1.2014, | http://www.bik.gov.tr/hava-kuvvetleri-nin-kesintisiz-ucus-gucu-haberi-59793/, 27.9.2015g | boom operatörü | TRT jeneriğinde yazılı. 1.9.2011

a.






boomcu | Boomcu Onur bende, | H, 11.8.2013 başlık

s.






Boomerlık –ğı | Biraz boomerlık yapacağım sanırım ama söylemem lazım. Fakir bir ülke olabiliriz ama inanılmaz savurgan bir halkımız var, her yerde her şeyde gereksiz bir sürü 'gereğinden fazlalık' var ve bunu lüks olarak kodlamışız. Ne gerek var diyene boş boş bakılıyor., | @serdarbn, 16.2.2020, twitter

a.






boot camp | Boot camp direncinizi artırın., Gym City, 8.7.2023+ (www.gymcity.com.tr)

b.a.


ing.



BOP Amerikanın | Büyük Ortadoğu Projesinden kısaltma.








BOPçu | Amerikanın Büyük Ortadoğu Projesi taraftarı, Amerikancı, Amerikan çıkarlarına hizmet eden. | Hatâlarını eleştirmenin ötesinde, bunların ezelî ve ebedî bir | özü yansıttığını vurgulamak : liberal ve hattâ neo-liberal, işçi düşmanı, Amerikancı, BOP'çu, ağzına daha ne gelirse., | HBerktay, T, 6.5.2010

s.






bor

a.
işlenmeyen toprak.

tr. bor
Bizim orada işlenmeyen araziye bor derler. Fedli, 8.3.2024



boralanmak | Bora esmek. | Yine boralandı dağların başı / Akıttım gözümden kan ile yaşı / Emaneti alır ol veren kişi / Bir dost bulamadım gün akşam oldu., | P S Abdal, *

f.






Boransız | Ah kurban yiğit olan yiğidin / Vay gülüm başı boransız olmaz., | Kırşehir türküsü

s.






borasar | Başbağlar ile ilgili beni etkileyen ve gündelik hayatımda önemli olan iki şey vardır. Birincisi, Mesut Çakmak'ın | Erzincan'dan haber geldi / Dediler: | Kanlı borasar! / Gariplere oldu mezar / Vay yiğidim, vay mazlumum vay! diye başlayan | Oy Başbağlar Oy Başbağlar' adlı eseridir. Malum; şarkılar, türküler, marşlar vb'nin kişisel formasyonda önemli bir yeri vardır., | Ahmet Uysal, 6.7.2021, rindan e postası

a.






borazan

a.
1. Üfleyerek çalınan, perdesiz çalgı, boru. 2. Bu boruyu çalan kimse. | Borazanları alayın önünde topluyorlar. - Ömer Seyfettin TDK | Daktilonun kendisine de onu kullanana da | daktilo denmesi gibi başka örnek var mı demiştim. Fatma Hanım sağolsun bulmuş bir tane: borazan! @mehmetbrksn 16.5.2023, Twitter | Borazan Tevfik sokağı, | 2023, İstanbulda Edirnekapıda Kariye semtinde.

tr. boru + far. -zen: çalan



Borazan Tevfik








borazancı başı | Nefesine güvenen borazancı başı olur., T F Erdun, 8

b.a.






borazanlaştırmak –i | borazan haline getirmek | Yaşar, iki elini ağzının kenarında borazanlaştırarak var gücüyle; '... yardımaaa!...' diye bağırmaya başladı., | RahmiDede, Tutkun, 26

f.






borca batıklık -ğı

b.a.



"Anonim şirketlerde borca batıklık sonucunu doğurmayan sermaye kaybı halleri ve alınması gereken tedbirler", Gökçe Sarısu Kanmaz, Beykent Ü HFD, C 9, S 18, Y 2023, 309"



borç | borç bini aşınca alacak olur atasözü 29.3.2016, TV Borç ödeme her zaman sıkıntılıdır, insan rahat halde olamaz | Borç iyi güne kalmaz' atasözünü hatırlamalı., | HBurkay, 41 | Borcu olanlara Hakk ede yardım // Borcu olanların bağrı delinür, | AşıkÖmer, EGŞA, 51

a.






Borçlanmak harçlanmak | MR randevusuna bile gelmeyenler varmış. Yapma doktor! 6 ay sonraya randevu verirsen, gelmesini beklemen zaten boşuna... Can tatlı... N'apsın hasta? Borçlanıyor, harçlanıyor, gidiyor özelde çekiyor..., Erdoğan Baybars, Randevuya gelmeyen hasta muhtemelen ölmüştür beklemekten!, 8.8.2015, afrikagazetesi.net, 6.5.2023g

f.






borçluya beş çok alacaklıya altı az atasözü








borçsuz harçsız | Karısının düşüncesinin daha uygun olduğuna için, oradan başlanan inşaatı tamamlama işlemi; bir buçuk iki yılda tamamen borçsuz harçsız, kazasız belasız bitirilir. Karı koca bundan sonraları neyi hedefleyeceklerini sık sık konuşmaya başlarlar., | asicaldan, 3.3.2017

s.






Borda kapısı | iki kanatlı büyük kapı, sokak kapısı | Kocasının kapı sesini anca duyabildi, iki katın arasındaki merdivenleri inerek borda kapısına geldi, kapıyı açtı, Molla Ahmet selam verdi, içeriye girip beraberce yukarıya çıktılar., | M Kızılca, 27.4.2016, | http://rasyonelhaber.com/makale/431/gargara-abduellatif-camii, 11.8.2018

a.






Borda kapısı | iki kanatlı büyük kapı, sokak kapısı. | Kocasının kapı sesini anca duyabildi, iki katın arasındaki merdivenleri inerek borda kapısına geldi, kapıyı açtı, Molla Ahmet selam verdi, içeriye girip beraberce yukarıya çıktılar., | M Kızılca, 27.4.2016, | http://rasyonelhaber.com/makale/431/gargara-abduellatif-camii, 11.08.2018

b.a.






Borda kapısı | Kocasının kapı sesini anca duyabildi, iki katın arasındaki merdivenleri inerek borda kapısına geldi, kapıyı açtı, Molla Ahmet selam verdi, içeriye girip beraberce yukarıya çıktılar., | M Kızılca, 27.4.2016, | http://rasyonelhaber.com/makale/431/gargara-abduellatif-camii, 11.8.2018

a.






bordalı | Alçak bordalı Türk gemileriyle kahramanca dövüştüler., | M Nalbantoğlu, 51

s.






Bordeaulu | Ne de yeni aşkları –boşuna birer ruh bulmaya çabaladığı Brestli, ya da Bordeaulu yırtık aşağılanacak., | Loti, CCT, 193

s.






Borderline | bordırlayn | sınır çizgisi | Bugün barış sürecine dönük en sert muhalefet artık güçlerini kötülük için kullanan siyasi bir mizah kahramanına dönüşen Bahçeli'den, Dr. İnce-Mr. Kılıçdaroğlu arasında bir borderline vakasına dönmüş CHP'den değil, böyle bir sürece omuz vermesi beklenenlerden geliyor., | YOğur, T, 5.3.2013

a.


ing.



borderline hastalığı

b.a. tıp.
bk. sınırda olma hastalığı.

ing. borderline + Farsça hasta tr. -lık-ı
"Teğmen Murat Baba olayında 'hastalık bahanesiyle' teğmeni kurtarma yorumları hatırlandığında, bu teşhislerin ... 678 139 Nevrotik bozukluklar 156 32 Psikotik bozukluklar 59 12 Organik faktöre bağlı kişilik bozuklukları 05 1 Borderline kişilik bozukluğu... ", Nokta D, 1990, 418 | "... ve isim yapmış bir kardiologa başvurur | ve nihayet ayni zincirleme ile bir sinir ve ruh hastalıkları uzmanına gelir, veya ... Zira birçok hudut (Borderline) vak'aları vardır | ve bazı psikonevrozlar en akut psikozlar kadar 231 Nevrozların Oluşları ve... ", 1973, AÜ, C 278, 231 | "1587 - sınırsal anlak [İng. borderline intelligence]: Anlağın, düzgülünün alt sınırı ile geriliğin üst sınırı arasındaki durumuna verilen ad. [es. t. psikonevroz, nevroz]: Kişiliğin ve uyumun tümünü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı.", Mithat Enç, Ruhbilim Terimleri S, 1974, 145 1588'e de bkz. borderline? neurosis] [es. t. psikonevroz, nevroz]: Kişiliğin ve uyumun tümünü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı. "



Borderline hastalığı | bkz. sınırda (olma) hastalığı | Teğmen Murat Baba olayında 'hastalık bahanesiyle' teğmeni kurtarma yorumları hatırlandığında, bu teşhislerin ... 678 139 Nevrotik bozukluklar 156 32 Psikotik bozukluklar 59 12 Organik faktöre bağlı kişilik bozuklukları 05 1 Borderline kişilik bozukluğu..., NoktaD, 1990, 418 | ... ve isim yapmış bir kardiologa başvurur; ve nihayet ayni zincirleme ile bir sinir ve ruh hastalıkları uzmanına gelir, veya ... Zira birçok hudut (Borderline) vak'alan vardır; ve bazı psikonevrozlar en akut psikozlar kadar 231 Nevrozların Oluşları ve..., | 1973, AÜ, C 278, 231 | 1587 - sınırsal anlak [İng. borderline intelligence]: Anlağın, düzgülünün alt sınırı ile geriliğin üst sınırı arasındaki durumuna verilen ad. [es. t. psikonevroz, nevroz]: Kişiliğin ve uyumun tümünü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı. Mithat Enç, Ruhbilim terimleri sözlüğü, 1974, 145 1588'e de bkz. borderline? neurosis] [es. t. psikonevroz, nevroz]: Kişiliğin ve uyumun tümünü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı.

a.






bordo rengi | Dünyanın en haysiyetsiz hayvanı eşek, Haysiyet divanı Başkanlığı odasına, yani makamına girer girmez bordo rengi halıya küçük çişini yaptı., | M Gezen, 1982, 55

a.






Bordrolama | Yıl içinde işyeri değiştiren işçinin bordrolama hesaplamalarında nelere dikkat edilmelidir? , | YTÜ SEM yazısı, 18.2.2020

a.






borlu | Bir hava, veya şarkı? | Bir boyda, bir renkte kuvvetli yağız atlariyle uzaktan görünen askerlerimiz köye yaklaştıklarını zaman, Borlu'yu (boru? ) çalmağa başlamışlardı., | Kırımer, 1967, 41

s.






borlu | Tespit edebildiğimiz kadarıyla Halk Edebiyatımızda üç Kemalî var: Kastamonulu Aşık Kemalî (1821-1892), Erzurumlu Kemalî (Aşık Hafız Mıktad, 1866-1946) ve Borlu Aşık Kemalî Baba., | Borlu Kemalî Baba, 7

s./a.






Borneo | Bu kabarma Borneo`nun en garip şeylerinden biridir, görülecek şeydir, demişti Hutchinson., | S Maugham, 1959, 74

a.






borosilikat | Borosilikat sürahi yaklaşık 1200 ml 75,00tl / Borosilikat filtre kahve demliği ... 119,00 tl, | Hürriyet, 11.11.2021, 5, reklam








borsa | ekonomi (bo'rsa) İt. borsa Bazı tüccarların ve özellikle sarraflarla değerli kâğıt ve tahvil alışverişiyle uğraşanların alım satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer: | Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla.- N. Cumalı. ayaklı borsa | Ayaklı borsanın da gözü Yunanistan'da, | T, 15.9.2011

a.






Boru

a.
1. İki ucu açık, içi boş, dar ve uzun, silindir biçiminde, sıvı veya gaz hâlindeki maddeleri bir yerden bir yere aktarmaya yarayan nesne. 2. Nefesle çalınan perdesiz, silindir biçiminde uzun çalgı, burgu, nefir.
ask.

"Der elleri ayakları, der yüzü, / Bu dağ bu ova yiğitlerim ki ulaşacaktırlar, / Borularım bildirsin yönlere, gerçeklerim ki bilsinler hep, / Özgürlüktür, yüzüme değer yüzü.", | Dağlarca, DA19MD, (1969), 1998, 105 | Biraz sonra borular, davullar çaldırılarak asker toplattırıldı.", | C Emiroğlu, Gökbayrak, 193



Boru değil | Heyecandan hoşlanırsanız memnun eder sizi. Ama küçük bir yanlışlık oldu mu kurtulma ihtimali binde bir bile değildir. Boru değildir bu, bildiğiniz sporlara benzemez öyle., | S Maugham, 1959, 75








boruhattistan | tr. + boru + | hatt + frs. istan boru hattı yurdu | Avrasya'nın enerji alanındaki satrancı ile | likit savaşlarının oynandığı Boruhattistan'ın en önemli oyuncularından biriydi İran. Ankara da bunun farkındaydı. Tebriz'den Ankara'ya ulaşan 2577 km'lik doğal gaz boru hattının kapasite genişletmesi sağlanarak İran doğalgazı Avrupa'ya Türkiye üzerinden ulaştırılabilirdi., | A Özkan, | http://m.t24.com.tr/yazarlar/akdogan-ozkan/turkiye-suriye-politikasinda-u-donusune-mi-hazirlaniyor,14150, 22.3.2016g




ar.



borulu

s.
borusu olan.

tr. boru+lu
"Şekil 5: Keskin tarafı fazla inhinalı olan borulu balta. Keskin taraf oldukça harap olmuştur. Borunun maktar yuvarlak olup boğazına doğru daha Şekil 3 - Şekil 4 Sap delikli tunç balta üstten kuvvetlidir.", Türk tarih, arkeologya ve etnoğrafya D, 1933, C 1, 152 | "Borulu gramafonum, üç yüz kadar plağım, bini aşkın kitabım önceden taşındı eve.", S Şengil, 1983, 31"



bosfor | Boğaziçi | Yine biz simsiyah... Bütün Bosfor / Heyecanlar, ziyâlar, alkışlar /Neş'eler, nâralarla çalkalanıyor., | TevfikFikret, Şehrayin, 19Ağustos1315/31.8.1899

a.






Bosnalaşma | camialar arası çatışma hali. | Bu, Suriyeleşme ya da Bosnalaşmadır., | Soli Özel, T, 17.10.2014

a.






Bosnalı | 1. Saraybosnadan olan kimse 2. Bosna Hersekten olan kimse | Çocuğum, Bosnalım, bahtsızım / Yüreğimde adı konmmış sızım, | NTektaş, 1999, 70

s.




GTS-



bossy | İng. | Patron gibiden otoriter. | İkili, kısa zaman önce iş kadınlarının 'bossy' (otoriter) olarak adlandırılmasının yasaklanması için bir kampanya başlatmıştı., | T, 26.4.2014

s.


ing.



bostan

a.
sebzelik.


"Hicrani kendini meth edip gezme / Tarayıp cevheri cem edip düzme / Gördüğün bağbana gel işin üzme / Her bahçenin bostanında bar olmaz.", San, Hicranî, 198"



bostan | Devletle bostan ekenin kıçında patlıcan biter diye boşuna dememişler., | ZÇelik, 29.12.2013eposta

a.






bostan beygiri gibi

dey.



"Hakkâride Gün // Maya tutmadım günden / Gözlüyorum odanın şafağını / Kalktım geldim çıktım döndüm döndüm durdum / İzi sürülmez parslar gibi, bostan beygiri gibi", M Taner, Sunak, 65"



Bostan beygirliği | Düşmez kalkmaz bir Allah, o da sonunda düşe düşe, bostan beygirliğine kadar düşmüş, | G Dayıoğlu, Yaşanmış 1, 62

a.






Bostancı | Bostancı Hafaya* çekilip seyrana durdun / Aklı yetmezlerin aklını vurdun / Kıldan ince köprü yaptın da kurdun / Akar suyun mu var bostancı mısın? , | Azmi, ? | Atı aldılar dolaba / Kuş bostancı oldu / Sardı dağı taşı / Kavun karpuz., | Dağlarca, Kuş Ayak, 1971, 258

s.






bostancı sebzeci, bostan sahibi. | Dağlar başı dolama / beyler gider selama / yar özü bostancıdır / benden ister şemame, | Azerbaycan bayatısı








Bostancılık ğı | Mevsimde erişti bahar zamanı / Verdik biz molayı bostancılıkta. / Bostancılık hem iş hem de zevk ediş /Geçirdik yazı bastırınca kış.

a.






Bostandaki sebzelerin gelişmesi için gereken su arktan gelir, insanın gelişimi için gereken su mahiyetindeki bilgi akışı da kulaktan gelir. 1.2.2015g kulağı düşmek deyim üzülmek | Yunus dün okuldan döndüğünde kulakları düşmüş, yanakları iyice uzamıştı. Bu haliyle üzgün bir tavşana benziyordu., | İpşiroğlu, 82








Bostangüzeli | Bir bostangüzeli kopardım bostandan / bir de koskocaman karpuz, | Ş Belli, Ağa kapısı, 75

a.






Bostaniye köftesi | Vanda inci kefali yumurtasıyla yapılan bir köfte türü | Eğer av yasağı başlamamışsa inci kefalinin yumurtasıyla yaptıkları bostaniye köftesi muhteşem lezzetiyle damağınızı şenlendirecektir., | S Soysal, Kelebek, 24.6.2018, 7

a.






bostanlık -ğı

a.
bostan, sebze bahçesi.

Farsça bostan + tr. -lık
"Bostanlığın bekçiliğini her yaz Meço Memet adında biri yapar. Meço, bostan tohumlarının ekiminden sonra çıkıp gelerek, tarlanın ortasına kurar iğreti çardağını, serer yatağını içine.", O Şahin, Selam ateşleri, Ay Bazen mavidir, 1999, 74"



Boş | Az sonra beni yanına çağırarak motoru nasıl çalıştıracağımı, viteslerde ileri, boş ve geriyi, sonra da motoru nasıl stop ettireceğimi gösterdi., | G Alagöz, 1979, 70

a.






Boş | boş bardak. | Çocuk boşları alıp götürüyor. Sonra kediler siftinmeye başlıyor ayaklarınıza. Ah bu kediler. Kedileri sevmemek mümkün mü? , | Onur Çalı, 69 | çay boşları toplanıyor / bardakların takırtısı bitti / şimdi üst güvertede / sekiz adım çeken baca, | V Çiçekli, 1991, 62

a.






boş beleş

b.s.
değersiz, niteliksiz. boş,


Boş beleş. 19.2.2023



Boş beleş. 19.2.2023 | Boş beleşler | Bir gün biri kansere kesin çözüm bulacak ama ben bu boş beleşler yüzünden umursamayacağım., | İ. Rıza Özcan @captainriza, 8.6.2021

a.






boş ettirmek –i boşatmak, | O gün Hüseyin Efendiyi karısından boş ettirdi ve üç ay sonra kırk bir şefaatçi huzurunda nikâh tazeletti., | Aka Gündüz, Gazinin gizli ordusu, 1930, ?








boş geçmeyelim para/yardım toplarkenyardımda bulunalım. (Sigarayı) boş içmemek deyimesrarsız içmemek | Hasan âbi esrarlı cigara içer, boş içmezdi., | Okemal, 1969, 64








boş gezenin boş kalfasıişsiz güçsüz dolaşan (kimse). | Boş gezenin boş kalfası olmuşuz. Bir yıl daha boş geçti. Ne rüşvet, ne torpil, ne hırsızlık, ne ayak kaydırma, ne yalakalık..., Mehmet Ali Korkmaz, 01.01.2025, Facebook

dey.






boş torbaya at gelmez Şaban Abak 4.2.2022








boş torbaya at gelmez Şaban Abak 4.2.2022








Boş vermişliği | Mızıka çalarım ben mızıka çalarım baylar deyip kalabalığın anlamsız ve ilgisiz suratını oyalıyor, çocuklara leyleklerin nasıl havada kaldıklarını sorarak boş vermişliğini dolu dolu tazeliyordu., | E Elönü, 2009, 2009, 31 | Hatta umursamazlıkları ve boş vermişliklerinin yanında Uğur Dündar'ın o hay haşemi biraz komik duruyordu., | AyçaŞen, T, 8.2.2012

a.






boşa | Ermenice Şavşat Çingene ErdinKılıç, 6.11.2015

a.






Boşa koysa dolmumak, doluya koysa almamak kalıp söz. | İmgelerin neyi nereye yerleştireceğini bilemediğin yap-boz parçacıkları gibi... Boşa koysan dolmuyor, doluya koysan almıyor. Yalnızsın..., | N A Gökduman, 45 | doluya koysa almamak, boşa koysa dolmamakNefes, tırnaklarını törpülerken, zihnindeki seslerle de mücadele ediyordu. 'Neden Tolga gibi sevemiyorum Simgeyi? Ben neden böyleyim? Eksik olan ne? O benim bebeğim. Gerçekten ona bir şey olsa üzülmez miyim? Onu seviyor muyum? O halde nasıl bir anneyim? ' Vicdanıyla baş başa kaldığında oldukça zorlanıyordu. Doluya koysa almıyor boşa koysa dolmuyordu., | Kazancıoğlu, 39

dey.






boşa koyuyorum dolmuyor doluya koyuyorum almıyor | doluya koyup taşıramadıysan / boşa koyup dolduramadıysan / sevdanı yüreğine sığdıramadıysan / anlayazsın beni anlayamazsın., | Alişan Ata, 2000, 26








boşalım | ... ruhsal boşalım sağlama, duygusal ifade yoluyla gerginlikleri azaltma. c) Kompozisyon yoluyla duygusal ifade ve boşalım sağlama. d) Uygun fiziksel çalışma ve enerji boşalımı imkânları hazırlayarak ruhsal gerginlikleri giderme., | Devrimci eğitim şûrası (4-8 eylül 1968, Ankara): belgeleri..., 1969, 341

a.






Boşalış | Avrupada köyün boşalışından bütün bir medeniyet devrini yaratan sanayileşme doğdu; kazmayı bırakan çekice sarıldı., | A H Başar, Türkiyede köy-şehir tezadı, Cm, 8.9.1942, 2

a.






Boşalış | Avrupada köyün boşalışından bütün bir medeniyet devrini yaratan sanayileşme doğdu; kazmayı bırakan çekice sarıldı., | A H Başar, Türkiyede köy-şehir tezadı, Cum, 8.9.1942, 2

a.






Boşalış | Bir garip boşalışla cansız / Uzaklarda şimdi., | B Necatigil, 39

a.






Boşalış | boşalma işi. | Avrupada köyün boşalışından bütün bir medeniyet devrini yaratan sanayileşme doğdu; kazmayı bırakan çekice sarıldı., | A H Başar, Türkiyede köy-şehir tezadı, Cm, 8.9.1942, 2

a.






boşalıvermek | Bağışla Dedem, yürek boşalıverdi / İniverdim derine., | Dağlarca, VK, 87

bf.






boşalıvermek | Bağışla Dedem, yürek boşalıverdi / İniverdim derine., | Dağlarca, VK, 87 |Dört odalı ahşap bina sanki birdenbire tamamen boşalıvermişti., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 170 | mec. | O ümidi de kırıldıktan sonra kalbi yine boşalıverdi ve artık sıra ile yine aynı günler başladı. S K Yetkin, Edebî meslekler tarihi, 1941, 146 | Oda, boşalıverdi. Bekçinin düdüğü çınlıyor... Kapıdan çıkarken Jülyettanın omuzları hıçkırır gibi sarsılıyordu... Yerimden fırladım., | M Yesari, Tipi dindi, 1974, 30 | birden çözülmek | Kadını kayığa oturtmuş, tam gemiye tırmanacakmış ki, her nasılsa halat boşalıvermiş, birlikte sürüklenmeye başlamışlar., | Conrad/Çakmak, Gençlik, 21 | birden ağlamak, apansız gözlerden yaş akmak | Yersiz bir zamanda gözlerim boşalıverdi. Seyda ne olduğunu sordu ve birdenbire bir tartışma patlak verdi. Cemal, Mehmet Seyda'yı evden kovdu., | F Perinçek, Cemal Süreya: şairin hayatı şiire dahil, 1995, 279 | birdenbire terlemek | Vücudundan sanki bir anda terler boşalıverdi. Bir şeyler söylemek, 'Beni Osman Paşaya götür hemşehrim,' demek istiyordu ... Ama nedense dili tutulmuş ..., | O Özdeş, Tuna nehri akmam diyor, 1965, 43 | birdenbire çıkmak | Uğultulu bir ses ayarsız inceli kalınlı* ağzından boşalıverdi. Çalının arkasından gelen çıtırdıya doğru dönerek: Kim o - Kim o? diye ünledi., | Hasan kıyafet, 1969, 20 | dolu bir şey birdenbire boş hale gelmek | Bunlar diğerleri takip etti ve baklava tepsisi beş dakika içinde boşalıverdi. Nasrettin parmaklarını yalarken: Hepinizden fazla ben yedim! dedi., | R Ş Yeşim, Nasreddin Hoca, 1966, 28 | yanında kimse kalmamak, tek başına kalmak | Birkaç saniye geçmeden Battal'ın çevresi boşalıverdi., | A Z Kozanoğlu, Battal Gazi destanı, 1970, 34 | su bulunduğu kabı, havuzu vs. akarak birdenbire terk etmek | Bir bulut geçti derken! boşalıverdi havuz, Gidin, dedi kuş, çocuklarla doluydu çünkü yapraklar, Cıvıl cıvıl saklı, için için kahkahalı., | O Ş Belli, Çocukluğundan liderliğine kadar Bülent Ecevit, 1975, 55

bf. mec.






boşaltıvermek | Hemen boşaltmak. | Warburton bir kelime bile söylemedi, kadehi aldı, bir dikişte boşaltıverdi., S Maugham, 1959, 56-57 | Geceleyin herkes uyuduktan sonra güzel kızın havuza gitmesi, tasını doldurup doldurup boşaltıvermesi yeterdi., | T Yücel, AM, 1964, 58 | İşte anneannem, o zaman, gözünde biriktirmiş olduğu yaşları boşaltıverdi. Bir yandan ağlıyor, bir yandan anlatıyor, bir yandan da yazmam için eliyle işaret ediyordu., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 124

b.f.






boşamak | terk etmek. | Dünyanın kendini boşadığı kişilerden olma. Aksine sen kendisi dünyayı boşamış, günaha batmadan önce onu terk etmiş kimselerden ol., | Gelin tacı, 70

f.






Boşandırmak | Tavşanlarını kafeslerinden salıvererek, köpeklerine boğdurdular. Tosununu ipinden boşandırarak sürüverdiler dağın yüzüne., | O Şahin, Bütün Öyküleri II, Bayan Ali, 49

f.






boşanık | Boşanmış. | Senin örneğinde bu konuyu ele alırsak; kadının evlenme tarihinden önce boşanık olması çok önemli bir husus değildir., | 15.8.2009, mfrk, | http://forum.memurlar.net/konu/214983/185.sayfa, 11.7.2014; 17.11.2001, encre, EkşiS

s.






boşanıvermek

b.f.



"Sonra, belki başka bir yerde, başka bir gün, birden bire indiren yağmur olup boşanıvermiştir.", S Şengil, 1983, 28 "



Boşanıvermek | aniden boşanmak. | İnci alt dudağını büktü. Yeni bir gözyaşı sağanağıyle boşanıverdi:, | O Hançerlioğlu, 1956, 16 | Suyu içerken, bir bulantı hissetti. Rengi birden kül gibi olmuştu. Birdenbire kan boşanıverdi., | O Özdeş, Gecekondu Rüzgarı, 1960, 119 | Uzun zaman tuttuğu göz yaşları boşanıverdi, ümitsizlik içinde, hıçkırmaya başladı., | S Maugham, 1959, 115 | Sonra, belki başka bir yerde, başka birgün, birden bire indiren yağmur olup boşanıvermiştir., | S Şengil, 1983, 28

bf.






boşanmak | Boşalmak.2. | Açılup al yeşil bayrak düzüldü / Her diyardan serdengeçti yazıldı / Boşandı aç kurtlar, bendi çözüldü / Ağzını açmışlar arslanımız var., | Ravzî, EGŞA, 120 | Beri tarafdan Bağdad şimendiferlerini Hanekine temdid ederler iken buraya da alelacele bir dar hat çekdiler ve Harb-i Umumide boşanmış olan İran pazarlarını sür'atle İngiliz mallarıyla doldurdular., | Ruşeni, İranınİçyüzü, 1924

f.






boşatmak

f.



"İlme amel lazım menzile erek / Fil deve beslemez samansız merek / Mescide varan da kamil diyerek / Münafık yaşını boşatanlar var.", San, Hicranî, 133"



boşçu | işsiz, hayatını çalışmadan geçiren. | Gökhan üretken çağında tüm çabasına rağmen iş bulamayan bu sebeple iş aramaktan da vazgeçmiş, etrafındaki hayata kayıtsız bir 'Boşçu'dur: | Bu ülkede her şeyden vazgeçmiş milyonlarca insan var. Mesela Gökhan. Gökhan 21 yaşında. Mesleği 'Boşçuluk'. Çünkü Gökhan iş bulamıyor., Fatma Nisan, Ö F Yücel, Medyatik Mizahın Panoraması, 2024, 226

s.






boşçuluk -ğu | boşçunun işi, işsizlik. | Gökhan üretken çağında tüm çabasına rağmen iş bulamayan bu sebeple iş aramaktan da vazgeçmiş, etrafındaki hayata kayıtsız bir 'Boşçu'dur: | Bu ülkede her şeyden vazgeçmiş milyonlarca insan var. Mesela Gökhan. Gökhan 21 yaşında. Mesleği 'Boşçuluk'. Çünkü Gökhan iş bulamıyor., Fatma Nisan, Ö F Yücel, Medyatik Mizahın Panoraması, 2024, 226

a.






boşgörü





"Boşgörü X a. "Bazan hoşgörü değil, boşgörü elzem olmakta.", Mevlana İdris, 5.2.2021, twitter"



Boşgörü X | Bazan hoşgörü değil, boşgörü elzem olmakta., | Mevlana İdris, 5.2.2021, twitter

a.






boşkafa | Boşkafa kadınların 'Moda! Moda!' diye tutturup ülkeyi nasıl yabancı ajanların kumpasına düşürdüğünü anlatıyor., | MBelge, T, 15.10.2011








boşlamak

f.
1. bırakmak. 2. İlgi göstermemek, ihmal etmek


"+Ali'nin üşümüş eli, korkuluk demirlerini bir an boşladı.", H Kıyafet, 1981, 13"
2. İlgi göstermemek, ihmal etmek



boşlamak | 1. Bırakmak | +Ali'nin üşümüş eli, korkuluk demirlerini bir an boşadı., | HKıyafet, 1981, 13 | 2. İlgi göstermemek, ihmal etmek








Boşlamak | Hasta yattığım sekiz günün tutarını muhasebeden kestikleri gün, başyazıdan aldığım cesaretle doğru patronun odasını boşladım., | R Ilgaz, Ben Tavuk Değilim, 9

f.






boşluğuna gelmek | Bakma durgunluğuma / Kız böyle olduğuma / Seni sevda etmezdim Geldi bir boşluğuma.








boşluk –ğu | Veteriner bu büyük müjdeyi kendinden önce verdi diye asansörcünün boşluğuna bir dirsek geçirerek: -Eşek Müdür bey, eşek, dedi... etti., | M Gezen, 1982, 108

a.






boşluk doldurmaa. Bazı sınavlarda cümleler içindeki boşlukların ya verilen şıklardan uygun olanı veya sınava girenin uygun gördüğü kelime ve kelime öbekleriyle tamamlanması








boşluk doldurmalık s.* | İzlediğim kadarıyla bu sene de bayram ziyaretleri epey kötü espri yaptı, bol bol boşluk doldurmalık | havalar da bozdu geyikleri yapıldı, bayram seyran dinlenmeyip hot zot siyasi mesajlar verildi., | RamazanRasim, T, 1.9.2011








boşluklu

s.
boşluğu olan. bk. boşluklu serpme (GTS)


booşluklu alanlar, O B Zülfikar, 17.4.2024



boşluksuz eksiksiz s.

s.
"... ve adaleti boşluksuz eksiksiz billûrlaştıran yasa kurallarından oluşmuş sanan ve hukuksal yargılarını 'biçimsel tasımlayıcı' mekanist soyutlayıcı bir yöntemle arayan (sözüm ona gerçekçi) 'pozitivist hukuk okulu'!", R Serozan, "





Boşnak | Kaldı ki biri özel isim olan 'Boşnak', diğeri cins isim olan 'boşnak' kelimeleri aynı kökten bile değildir. Çorum yöresinden derlenip 1965'te yayımlanan Türkiye'de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü'ndeki 'kocasından kaçarak başkasıyla evlenen kadın' anlamındaki 'boşnak' kelimesinin kökü ile aynı sözlükte Rize yöresinden derlenip kaydedilmiş olan 'boşanma belgesi' anlamındaki 'boşunak' kelimesinin kökü aynıdır. Kelimenin Rize yöresinden derlenen şekli, kelimenin kökü ile ilgili veri sunmaktadır. Sesçe aynı olmaları dışında birbirleriyle ilgisi olmayan ağızlardaki 'kocasından kaçarak başkasıyla evlenen kadın' anlamlı 'boşnak' ile ölçünlü Türkçedeki 'Bosna halkından veya bu halkın soyundan olan kimse' anlamındaki 'Boşnak'ın Büyük Türkçe Sözlük veri tabanında alt alta gösterilmiş olmaları, dikkatsiz ve sorumsuz bazı basın yayın kuruluşlarınca istismar edilerek kurumumuz haksız yere eleştirilmiştir., TDK, 14.9.2018

a.






Boşnak | Kaldı ki biri özel isim olan 'Boşnak', diğeri cins isim olan 'boşnak' kelimeleri aynı kökten bile değildir. Çorum yöresinden derlenip 1965'te yayımlanan Türkiye'de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü'ndeki 'kocasından kaçarak başkasıyla evlenen kadın' anlamındaki 'boşnak' kelimesinin kökü ile aynı sözlükte Rize yöresinden derlenip kaydedilmiş olan 'boşanma belgesi' anlamındaki 'boşunak' kelimesinin kökü aynıdır. Kelimenin Rize yöresinden derlenen şekli, kelimenin kökü ile ilgili veri sunmaktadır. Sesçe aynı olmaları dışında birbirleriyle ilgisi olmayan ağızlardaki 'kocasından kaçarak başkasıyla evlenen kadın' anlamlı 'boşnak' ile ölçünlü Türkçedeki 'Bosna halkından veya bu halkın soyundan olan kimse' anlamındaki 'Boşnak'ın Büyük Türkçe Sözlük veri tabanında alt alta gösterilmiş olmaları, dikkatsiz ve sorumsuz bazı basın yayın kuruluşlarınca istismar edilerek kurumumuz haksız yere eleştirilmiştir.TDK, 14.9.2018

a.






boşnak böreği

b.a.
Boşnakların pişirdiği bir tür börek.


"Boşnak ve göçmenlerin çeşitli yemekleri, tatlıları, börekleri vardır. Çerkezlerin bütün memleketimizce tanınan Çerkez tavuğundan başka, Çerkez pastası, Çerkez aşı , Boşnakların Boşnak böreği, yerli halkın ise cevizli lokumu ... ", Sakarya il yıllığı, 1967, 1968, 134"



boşta | ? Başka bir çeşitlemede | bosta( G Altıntaş, türkülerden seçmeler, 48): kısa? Belki | beste idi. | Bir gemim var boydan boşta (helessa yalessa) / Dip ambara kurduk posta (helessa yalessa) / Selam söylen eşe dosta (helessa yalessa), | Heyamol I

s.






boşta gezenin kalfası | Göçmen kuşlara yol gösterdim. Şaşırmamışlardı ki yollarını; işgüzarlık demeyin. boşta gezenin kalfası olayım dedim. çaktırmadan bir yağmur başladı. iliklerime, bile kuyruk sokumuma kadar ıslandım., H Çetinkaya, 2010, 13

a.






boşta olmak sporfutbolda ayağında top olmamak ve pas verilecek uygun konumda bulunmak. | Mesela bir sağ bek rakiplerini ipe dizer gibi çalımlıyor, sonra boştaki arkadaşlarına pas vermek yerine ters tarafa dönüp kaleye şut çekmek istiyor., | Doğan, T, 26.1.2011 boşa koydum dolmadı doluya koydum almadı çaresizliği ifade eden deyim

f.






boşunalık -ğı

a.



"Kişinin yaşaması hep boşunalık üzerine kurulmuş. Boşuna yaşamaya gelecek dünyaya, boşuna yaşayacak, yine boşuna ölüp gidecek. Boşuna olmayan hiç olmuyor mu bunca serüven içinde sanki?", Yeni ufuklar, 1962, C 11, 13 "



boşunalık –ğı | Boşuna olduğunu bile bile direnecekler, dillerinin döndüğünce sözle, güçlerinin yettiğince de zorlarıyla karşıcı çıkacaklar birbirlerine. Kişinin yaşaması hep boşunalık üzerine kurulmuş. Boşuna yaşamaya gelecek dünyaya, boşuna yaşayacak, yine boşuna ölüp gidecek., | Yeni Ufuklar, 1962, C 11, 13 | Ne ki şiirlerin çoğu, sınırları belirli bir evren bile sunmazlar bize. Bu yüzden şiirin anlam boyutunu, izleksel yapısını tartışmanın boşunalığını savlayanlar az değildir. Kemal Özer'in şiiri anlatısal bir yapı taşıyor., | Varlık yıllığı, 1982, C 23, 42

a.






boşverelik -ği | Sevgi ile ölümü, özlem ile boşyereliği, bitmişlik ile coşkuyu. Yalnızlığın yalnızca bir sözcük olamayacağını içimde, benimde besliyordum. Sabahları, gökyüzünün kirli geçmişinde, uzak şimdisinde, olamaz geleceğinde tozlu yollara ..., | Enis Batur, Yazılar ve tuğralar: şiirler 1973-1987, 1987, 225 tükenmişlik –ği | MEB

a.






boşveriyle bakmak: | Bu örgüte hoşgörüyle bakmak insanın yaşama hakkına boşveriyle bakmakla eş anlamlıdır., | NKZeybek, Radikal, 13.11.07








Boşvermek | Tuz yemeyen, şarap içmeyenlerin yemekteki rahatlığı da bu geceki boşvermeyi gösteriyordu..., | E Triolet, Gün doğarken, 1982, 55

bf.






bot

a.



"Bugün 'Asimo, Nadine, Sophia, Bigdog, Spot, CUE, FEDOR, Pepper, Siri, Cortana, Donotpay, Ross, vs.' isimli birçok bot veya robota aşinayız ve birçoğu ile de tanışmaya başlamış durumdayız.", S Yünlü, Robotlar ve Yapay Zekâ: Etik ve Hukuki Açıdan Güncel ve Muhtemel Sorular, LEXPERA Blog, 16.1.2019 | "Bot hesaplar topunuza sesleniyorum | AFKURUN! Bu vatanı sizin alçak, terörist foncularınıza bırakmayacağız.", @suat_kir, 20.10.2021, twitter "



bot | alaycı ayak? | Hatta mevzuu, 'tiyatrolar, sinemalar da bizim ibadethanemiz' botuna taşıyanların groteskliğini bile anlarım., | MAltınok, T, 12.4.2013

a.






Bot | Bugün 'Asimo, Nadine, Sophia, Bigdog, Spot, CUE, FEDOR, Pepper, Siri, Cortana, Donotpay, Ross, vs.' isimli birçok bot veya robota aşinayız ve birçoğu ile de tanışmaya başlamış durumdayız. ., S Yünlü, Robotlar ve Yapay Zeka: Etik ve Hukuki Açıdan Güncel ve Muhtemel Sorular, LEXPERA Blog, 16.1.2019

a.






bot | Öncelikle robot ve bot ayırımı yapmalıyız. Robot kavramına baktığımız zaman, fiziksel bir donanıma ve bu donanıma işlevsellik kazandıracak özelliklere sahip bir varlıktan bahsetmekteyiz. Elbette robotların da kendi içerisinde çok sayıda ayrımı yapılabilir. Botlar ise kabaca, robotlardaki bu fiziksel donanım unsuruna sahip olmayan varlıklardır diyebiliriz. Aynı şekilde botların da farklı türleri olabilir. ., S Yünlü, Robotlar ve Yapay Zeka: Etik ve Hukuki Açıdan Güncel ve Muhtemel Sorular, LEXPERA Blog, 16.1.2019

a.






bot hesap | sahte hesap. | Bot hesaplar nasıl tespit edilir? Bazı kullanıcıların botlara çok benzeyebileceğini ve bazı bot hesapların da gerçek kullanıcılara benzemekte iyi iş çıkardığını söyleyebiliriz. Ancak internet trafiğinin dörtte birinin oluşturan botları ele veren bazı özellikler var., | https://teyit.org/teyitpedia/bot-hesaplar-nasil-tespit-edilir, 18.12.2021

b.a.






botanlı | geçerken açlığını gözyaşlarıyla doyuran çocukların yüreğinden / geçerken botanlı kızların hüznünden / asya asya haykırıp afrika afrika yanacağım ataşında., | Alişan Ata, 2000, 47








Botlu | bot giymiş. | seninkiler yok ayak izleri arasında / botlu iskarpinli çoraplı çıplak senin ayak izlerini birde tanırım, | Nazım Hikmet, Bİ KSŞ, 85

s.






botokslu | İyi düşünmüşsün ama, botokslu kedicikler bu alemde çok fenalar, seni tırnaklarıyla harcarlar, bilesin!!!, | @Mustafatahaoguz, 29.3.2022, twitter

s.






botokssuz | botoks uygulaması olmadan. | Biz, kuşak icabı belki de umut çocuklarıyız. Kendimiz yaşlansak bile umudumuz, bize bile inat, taze kalabiliyor. Hem de botokssuz, detokssuz, sadece kendi kendini tarihle, bilgiyle, muhakeme ve vicdanla, elbette insanlarla besleyerek., Umur Talu, T24, 07.01.2025

s.






Botulizm | kötü muhafaza edilen gıda yemekle oluşan ağulanma. | botulismus (1878) > | botulus, | sausage yani tuzlanmış şey + -ismus hareket ya da durum bildiren son eki. Cyrano 10.01.2000 11:16, EkşiS | Bu fikrin doğruluğunu göstermek için şu iki misâl verilebilir: 1925 ile 1929 yılları arasında Trinidadda binlerce hayvan botulizm diye teşhis konan bir hastalıktan ölüyordu. 1929da Siparia adlı köyde 13 kişi akut ön poliomiyelit ..., | Monografiserisi, 1946, 7 | Ev yapımı konservelerdeki tehlike / Botulizm bakterisi ölüme varan zehirlenmelere neden oluyor., | HaberGlobal, 4.9.2022

a.


lat. alm.



Boule | İskambil ve Boule oynuyor., | Loti, CCT, 193








boy atmak

dey.
boyu uzamak, boylanmak.

tr.
"Gözlerince aydınlık yıldızlar / Gülen kuş mesut zamanlar içinde / Boy attın limon çiçeğim / Temmuz bahçelerinde", İlhan Geçer, 1986, 74"



Boy atmakbüyümek. | Bir bilsem in misin cin misin / Nerde boy atar hangi topraklarda yeşerirsin, | Kemal Or, Adressiz mektup

dey.






Boy atmakDostluklar boy attı yeryüzünde, / Dostluklar orman orman., | A Kadir, Bu su çoğala çoğala, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 114

dey.






boy boylamak soy soylamak | Trabzon dışında Bursa için bir şehir-kulüp bütünleşmesinden söz edebiliriz, ancak elimizde Bursa hakkında yeterli veri yok ne yazık ki. Şimdilik yakından tanıdığımız Trabzon üzerine haddimiz olmayarak da olsa boy boylayalım, soy soylayalım., | BŞirin, T, 15.2.2012

dey.






boy plan | Artık ikisi de boy plan ekrandaydı., E Özyağcılar, Oksijen G, 2-8.07.2021, Güncel, 9

a.






boya | renk. | Bu ay, yıldız, boyaların qurultayı n? dem?k? / Bizc? böyl? söyl?m?k! / Bu göy boya Göy Moğoldan qalmış bir Türk nişanı, / Bir türk oğlu olmalı! / Yaşıl boya islamlığın sarsılmyan imanı, / Ür?kl?r? dolmalı! / Şu al boya azadlığın, t?c?ddüdün f?rmanı, / M?d?niyy?t bulmalı., C Cabbarlı, turan bayrağı, ?

a.






boyalık





Çok sınadım beğim ben bu milleti / Kelam gevher olsa havalık derler / Herbirine etsem türlü hizmeti / Gene erkansızlık boyalık derler., San, Hicranî, 111



boyalık –ğı | Kökboya ekimi yapılan tarla.

a.






boyanmışlık –ğı | Ama hayret hala arkamızda bir renk cümbüşü var sanki kırmızıya boyanmışlığıyla çokça övünen., | Ömer Say, 2010, 41

a.






boyar | Yardımcı madde: boyar madde olarak gün batımı sarısı (E110) (ilave bilgi için kullanma talimatına bakınız) içerir., | Ecopirin Pro, 01.06.2017

s.






boyasız | Görünüre Aldanma // arkanda kirli sularıyla Marmara / onun arkasında / kurşun kubbeli saraylarıyla / istanbulun eski hali / ikinizin arasından / boyasız hantal bedeniyle / gürültülü bir şilep geçmekte, | Koçlu, 59 | Sanki arka sokaklar yalnız kediler içindir. Hep yasadışı, hep boyasız, hep terkedilmiş. Çünkü daha çok insan geçer anacaddelerden..., Yılmaz Erdoğan, Hijyenik aşklar, mart 2003, 31 | Kalkıp boyasız kapıyı açtı. Güneş gözlerine doldu., | Ayla Kutlu, Gülperi, 74

s.






boyayıvermek | Gazeteler sağ olsunlar renkli renkli resimlerle boyayıvermişler gazeteyi., | N Tuncer, Trafalgar, 89

bf.






boyca | boy bakımından. | Mümkün mü ağama boyca ulaşam., | İ Hınçer, 1946, 11 | Serçelerin bile biraz küçüğü olur ya, o da, serçe gibi boyca biraz fakirmiş., H Çetinkaya, 2010, 16

z.




BTS++



boycak | insan boyunda. | Asım Sönmez hesabı ile ortadan kaldırıldı. Şimdi Fındıkzâde dediğimiz semtte, cadde üzerinde bir tekke vardı; Fındıkzâde Tekkesi. Fındıkzâde'nin meşhur sarıklı bir boycak [insan boyunda] mezartaşı vardı; hatta 1931'de resmini almıştım. O da yola katıldı. (...)., | Süheyl Ünver, 29.3.1979 (İ Kara, | Süheyl Ünver'in Resimlerinde Tarihî Bir Semtin Temsili, | Üsküdar Kültür, Sanat ve Medeniyet D, S 14, [Eyl] 2022, 13)

s.






Boydak | 1. Yükü olmayan yaya 2. Bekar 3. Yalnız 4. Serbest

a.






boydaş | Orta boylu, yakışıklı, balıkçı kasketli adam kürsüye yaklaştı; handiyse kürsüyle boydaştı. O da ne? Rüzgar saçlı adam konuştukça, kürsü alçaldı, adam yükseldi...

a.






boykotaj ing Boycott'dan protesto maksadıyla işini/görevini yapmamak. Türkçede en azından 1908'den beri var. 1908de büyük bir boykotaj eylemi var.








boykotçu | Boykotçular, aralıklarla devam eden boykotlar konusunda tecrübe kazanmışlar ve bunu daha organizeli yürütmek için cemiyetler kurmuşlardı. Bu organizasyonlar sayesinde İskenderun'da gelişen bir olaya uzak bir kentte anında tepki verebiliyordu., | Belleten, 1937, S 251-252, 470

a.






boykotlu | Boykotlu ürün kardeşine atılan kurşundur. Aşağıdaki QR kodu okutarak boykot dedektifi uygulamasını kolayca indirebilir ve boykotlu markaları keşfedebilirsiniz. Android uygulaması ios uygulaması, 03.01.2025, Beyazıt, ilan, yln. erdemözveren, web boykotdedektifi.org

s.






boylamak | Aman çocuklar, diye söylendi, hürriyetinize hayranım ama ihtiyatsızlık etmişsiniz. Korku şimdi hükümetten geliyor; dağa kız kaçıran eşirra'nın hiç insafı yok. Belgrad ormanını boylarsınız ha!, | R F Karay, Sonuncu kadeh, 108 | ...(hususiyle Manisa Livası Feyziye Mektebi İbtidaisinin döne döne hatim indirilip helva yenilen ilk sınıflarında) Türkçe bir ibareyi sökebilmem için onbir, oniki yaşlarımı boylamam lazım gelecekti., YKK, EK, 1953, 18

f.






boylamasına | Hem enlemesine hem boylamasına..., 30.11.2022+

z.






boylamsal | kr. Enlemsel. | Araştırmamızın ikinci bir sınırlılığı, daha önce de belirtildiği gibi, boylamsal (longitudinal) değil de, kesitsel (crosssectional) olmasıdır. Özellikle sosyal değişimle ilgili bir araştırma zaman içinde tekrarlanabilirse bulguların geçerlliği artar., | Ç Kağıtçıbaşı, Sosyal değişmenin psikolojik boyutları: İzmir lise ..., 1972, 7 | boylamsal spor direct

s.






boylanmak | nsz boyu uzamak. | Arnavut kaldırımını (sic) sokaklara açılır kapımız / çocuklar eşiklerimizde boylanır / bir beyaz baş sezilir ardında, | T Pamir, (1950) 1957, 36 | Hegel gibi tarih felsefesinin hükümdarı olmak istemiş. | İvan İliç'in Ölümünde ise iyi bir insan olarak boylanıyor önümüzde., | F Kayacan, SONY, 19 | Yetişme koşullarına bağlı olarak 3-10 metre arasında boylanabilen çoğunlukla ufak bir ağaçtır., | | https://tr.wikipedia.org/wiki/Ahlat_(bitki), 7.7.2015g

f.




GTS+



Boylattırmak | Makinalaşmış bir Azrail beni apar topar almaya gelmişti. Başka bir şey olamazdı. Daha buradaki dünya sona ermeden öbürü dünyayı boylattıracaktı bana., | F Kayacan, SONY, 18

f.






boylu | Seneye daha boylu göreceğiz ağaçları., | N Cumalı, Açık pencereden, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 154

s.






Boylu boslu | Vaktiyle bu ülkede çiftçilik eden biri varmış. Bu, orta yaşlı ve de boylu boslu bir adam; güçten kuvvetten yana taşı sıksa suyunu çıkarır, öyle biri., | N Sökmen, Hayalonya, 5 | Ben görmedim de, benim kayın birader görmüş. Yakışıklı, boylu, poslu diyor. Aynı bu bey gibiymiş., | N Tuncer, Trafalgar, 129

s.






boyluca | Başaltının öteki yolcuları / kanepelere boyluca uzanmışlar / paltolar ayakkabılar çıkmış, | V Çiçekli, 1991, 50

z.






boylucuk


boyluca.


"Bu da her gördüğünde "Alacam seni be Meryemcik " derdi bana, ben da gene "alaman derdim" o da dur göresin alacam seni bir gün. Öyle aramızda laf atışması olurdu. Neysa gel zaman git zaman günler geçerken Cemaliye görümcem hasta oldu, bu da fırsattan istifade acele geldi berabermiş gidelim koyunlarnan ovaya der bana. "Bak bura dedim gene, sen et hayvanları o tarafa ben da bu tarafa beniminan gelme" dedim ondan sonra herkes bir şey da desin. Ali, bana dünürcü gelmeden beni istediğini söylediydi. Ama ben istemezdim gendini, onunla hiçbir ilgim yoktu. Ali'yi istemezdim çünkü böyle nasıl deyim sana bir dertliciğidi, kısa boylucuk.", 2.11.2014, https://www.havadiskibris.com/cok-gabahatim-vardir-ama-meryem-soylemez/"



boyna boyuna devamlı. | Dile verdiği öneme de bakınız ki, ilk bastığı eser, bir sözlük oldu ve boyna bilimsel eserler bastı durdu., | SErişen, Şinasi, 32








boynueğri | ...bal küpüdür mübarek... daha iyi cinsi de boynueğri denilen armuttur., | H B Çiçek, 6.8.2019, vatsap sohbet

a.






boynuz takmak argo. Kadın eşini aldatmak. | Üç aylık maaşım içerde kalmış. / Kalsın. / Sigorta zaten nanaymış. / Olsun. / Hatun desen, boynuzu takmış. / Taksın. / Ye mısırı, iç birayı, seyreyle kofanayı Ercüment., | Ömür İklim Demir, Tuhaf D, Eyl 2017, S 6, 41








boynuzlama | kadının eşini veya sevgilisini başkasıyla aldatması. bir yandan da yüzüme gülüp / beni idare edeceksin / çevir sesim meşgul sana kızım / kısmetim kapalı / boynuzlama alanının dışındayım / bir daha tuşları deneme / beni düşüremeyeceksin., Uğur Koçlu, 31

a.






boynuzlama | kadının eşini veya sevgilisini başkasıyla aldatması. bir yandan da yüzüme gülüp / beni idare edeceksin / çevir sesim meşgul sana kızım / kısmetim kapalı / boynuzlama alanının dışındayım / bir daha tuşları deneme / beni düşüremeyeceksin., Uğur Koçlu, 31

a.






boynuzlamak | 1. hayvan boynuzu ile vurmak, süsmek. boynuzlamak | Mezbahadan bir manda kaçmış. Önüne çıkanları boynuzlamaya kalkıyor, taşıtların önüne dağ gibi dikiliyordu., | S Dölek, Gündelik Karabasanlarım, 111 | 2. kocasını başka bir erkekle aldatmak. | Köpekler ısırdı, karım boynuzladı, çocuklarımı özlüyorum, denizi göremiyorum, ama yaşıyorum., | İşigüzel, EDK, 1996, 103 | 3. aldatmak, kandırmak, kazık atmak. | +Lakin cümle âlemin bir yolunu bulup yırtma gayretiyle birbirini boynuzladığı bu vahşi müteşebbisler çağında, hiç olmazsa edebiyatçının kameraların karşısında biraz daha az sırıttığını görmek isterim., | TarafKitap, Ağu2011, MUyurkulak, 4

f.




GTS+



boynuzlu

s.



"Herkes birşeyini / Kıskanır | kimi eşini, / kimi kardeşini, / Kimi komşusunu, / Kimi dostunu, / Biraz haklılar, / İfrada kaçanlar kabahatlılar. / Ya, boynuzlu | / Boynuz oğlu boynuzu.", F Telatar, Onlar, 22"



Boynuzlu | boynuzu olan. | Hani, vurduğu av hayvanlarının boynuzlu kafasını veya postunu kurutup, misafir salonunun başköşesinde teşhir ederek..., | İ E Şumnu, Hatıralar, s.71

s.






boynuzsuz | Boynuzu kırık veya olmayan hayvan. | Hayvanlarda irade olduğuna dair en önemli delil şudur: | Boynuzsuz koyun boynuzlu koçtan hakkını alacaktır., Lütfi Bergen @BergenLutfi***

s.






boyotu | | Boyotu tohumu.Hoş bir kokusu vardır., @Nuri_Mehmet07, 01.01.2025, X

a.






boyoz | a. Kuş yuvası biçimi verilmiş milföy hamurunun içine kıyma, patates, peynir vb. malzemeler konulduktan sonra üzerine pudra şekeri veya tahin dökülerek hazırlanan bir çeşit börek.GTS | Bugün eşimle birlikte Alibeyköyde bir pastanede ilk defa boyoz yedik; nefisti., | FGedikli, 16.6.2012

a.






Boyozcu | boyoz satan veya üreten. | Sen mesela karının acıktığını hissedebiliyorsun. Boyozcu çocuğu çağırıp, boyoz ve yumurta alıyorsun. Karın sana gülümsüyor., | Onur Çalı, 70

a.






boypoşça | boy bos bakımından (çoklukla boy bos şeklinde) | Piliçlerin ikisi fena değil boy posça; biri bir güvercin kadar., | CSüreya, Onüç Günün, 33 (14.7.1972)

z.






boysuz bossuz

b.s.
kısacık.


Kerime hanıma (evin kızına) gelince boysuz bossuz, zayıf, solgun. Kışın balık yağı, yazın Kina Laroş içmekten 'gık' demiş, çıldırasıya sevdiği kocasının yüzünden bu hale gelmiştir.",
S M Alus, 30 sene evvel istanbul: 1900lü yılların başlarında şehir hayatı, 2005, 119



boyu boyuma huyu huyuma | Beraberlikleri anlatırken, boyu boyuma, huyu huyuma diye anlatırlar ya, bizimki bu kuralın dışında seyretti., Aren, 2013, 78








boyun atkılı

b.s.



"Cemşit, karşısıdaki kürklü ve boyun atkılı iki büklüm kadidin söyledikleri işleri nasıl başardığına akıl erdirememişti.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 72"



boyun bağı | kıravat. | Bakmayın boğazımdaki boyun bağına / Ben dağlardan gelmiş bir deli rüzgar / Kursağında o dağların ekmeği / Kalemimde o dağların özleyişi var / Bakmayın boğazımdaki boyun bağına, 25

a.






boyun devrile beddua sözü. Ölesin. | Dünyayı başıma dar ettin benim / Devrile devrile neydem boyun devrile / Özün ile sözün ayrı mı senin / Devrile devrile yar yar boyun devrile, | Ali Kızıltuğ, ?








boyun eğdirici | Yani antik çağdan beri hükmünü yürüten malî hegemonya sanayileşme sayesinde eskisine nispetle daha boyun eğdirici bir karakter kazandı. ., | İ Özel, Usanç, bıkıntı, gınâ gelmek, | http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel? Id=105&KatId=7, 14.1.2022

s.






Boyun eğme | Ne olursa olsun! dedi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, Hayatını berbat eden şeyin bu duraklamalar, bu boyun eğmeler olduğunu zannederek, artık aklına estiği gibi hareket etmeye karar verdi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 213

a.






boyun kırmak

dey.



"'Paracıklarım yerinde duruyor.' demiş. Durumu gören iki soyguncu, kendi kendilerine hayıflanarak birbirlerine bakıp boyunlarını kırmışlar. Adamcağızsa eksiğinin olup olmadığını araştırmaya devam etmiş.", İ Kalkan, Onlardan Biri, 2018, 32"



Boyunaltı | O zaman o, İstanbul'dan çevresi ince, beyaz, parlak boncuklarla işlenmiş büyükçe bir boyunaltını getirmişti., | Kırımer, 1967, 116

a.






Boyunbağı | Ta'tîl günleri her türlü beşaretten beri bir kuru ünvan için -boyanmış cellât kemendi denilmeye lâyık- bir sıkı boyunbağı takarak ve -süslü tomruk vasfına şâyân- bir çift dar potin giyerek sabahtan akşama kadar araba arkasında devr ile fısk ü hırmanı cem etmek ve akşamdan sabaha kadar huunnak eziyeti ve nasır cefasıyla yatakta inlemek gibi şeylerde bir safa göremem., | N Kemal, İntibah, 38

a.






boyunbağlılar

b.a.


tr. boyun+bağ-lı-lar
Boyunbağlılar! boyuneğmek de aykırıdır: sismik raporlarda var 49



boyunbağsız | Sanmam,' dedi doktor. 'Kimse umursamaz bile. Boyunbağlı, boyunbağsız, çıplak ya da giyinik, kimse aldırmaz size. Çünkü siz hiçsiniz. Yoksunuz. Anladınız mı? ', S Dölek, 'Görünmeyen adam' hastalığı, 87

s.






boyunduruk | mec. Yük, sorumluluk | Öküzlerin kağnıyı, arabayı, düveni vs. çekebilmesi için söz konusu aletlerin okları ile bağlantıyı sağlayan ve öküzlerin boyunlarına geçirilen mekanizma. | Mustafa yaşına göre çok çalışkan olmasına karşın bazı işleri yapmaya henüz gücü yetmiyordu. Anasını[n] deyimiyle boyunduruk ana ve kızın boynundaydı., | asicaldan, 3.3.2017

a. mec.






Boyunduruklu | Siyah kadife külahlı bir zırh, boyunduruklu bir tolga ve Hind demirinden büyük bir bıçağım vardı., | CEmiroğlu, Gökbayrak, 180-181

s.






boyundurukluk -ğu


1. boyunduruk yapmaya uygun ağaç. 2. a. mec. esaret. boyunduruk altında olma hali.
a.

1. "... boyundurukluk, tahtalık odun kesmenin kendi boynunuz için de. Madde'nin, Zaman'ın boyunduruğu altında bulursunuz kendinizi. Gerçekten güç bir gün, kötü anlar bunlar! Bir sivrisinek bile kalmamış, bir sinek bile vızıldamıyor ...", || "Köylüler, saban ve boyundurukluk kesmek için dağa giderler. Bu kestikleri ağaçlar yamuk olur. «S»ye benzeyene «enek», «L»ye "ok" denir." 2. Özgürleşme söylemi bir ‘gerçek ya da asıl özgürlük’ ideali kurar ve bu ‘gerçek özgürlüğe’ ulaşmayı özgürleşme anlamında uzun soluklu bir süreç şeklinde tanımlar. Aslında aynı iddiayı bütün ‘kurtuluş’ söylemleri dillendirir: “Sınıflar burjuvazinin boyundurukluğundan kurtularak gerçekten özgürlüğe kavuşur”, ya da “halklar emperyalist baskıdan kurtulmadıkça özgürleşemez” de olduğu gibi bu iddia kendi kurtuluş projelerinin ‘gerçek özgürlüğü’ sağlayacağının bir müjdesidir. | Özgürlük kavramına Antik Yunan’ın özgün katkısı kavramı insanlar arasından çıkarıp, topluma ve devlete ait bir terim haline getirmesinde, ona politik bir içerik kazandırmasında yatmaktadır.47 Politik özgürlük nosyonu iç işlerinde bir despot tarafından yönetilmeyen yada başka bir ülkenin boyundurukluğu altında olmayan bir devleti nitelemek için kullanılmaya başlanır.
1. Türk dili: dil ve edebiyat dergisi, 1962, C 11, Henry David Thoreau, 478 || Balaban, "İzdüṣümü", 1969, 26 2. Y Oğur, Osmanlı-Cumhuriyet Modernleşmesinde İki Özgürlük Kavramı, İÜSBE, ylt, 2005, 48 4/16



boyunduruksuzlukla zf. tasmasız olarak, bağsız olarak | Hatta tüm hayvanlar âlemine yapılmış bir kıyak oluyor bu; köpekte konsantre olmuş hayvan hakları, özgürlükleri, olası düşünsel ve fikirsel ifade özgürlükleri de dâhil olmak üzere pek çok etik hareketi boyunduruksuzlukla hallettiler, artık bütün gün evde yalnız bırakabilirler., | AyçaŞen, T, 18.1.2012








boyuneğmişler

a.



"Boyuneğmişlerin düştüğü uykusuzluğa / Çalmak zorunda kalanların sefaletine / Vermek isteyenlerin yalnızlığına", M Taner, Sunak, 33"



boyunlu

s.
boynu olan.

tr. boyun-lu
"Bunları söyleyen sarı saçlı bir çocuktu. incecik boyunluydu.", A Cılga, 1980, 79"



boyunlu





"Boyunlu X s. "... ehl-i İslamdan cümlemizin ihtiyarlarıyla muhtarımız olan kavî kefillü ve boyunlu ehl-i ırz ve mu'temedün-aleyh bekçiler tayin ve nasb ve hıfz ve hirâsete... ", MAD.d., 6279, 29 Receb 1162/15 Temmuz 1749, s. 3."



boyunlu | ...ehl-i İslamdan cümlemizin ihtiyarlarıyla muhtarımız olan kavî kefillü ve boyunlu ehl-i ırz ve mu'temedün-aleyh bekçiler tayin ve nasb ve hıfz ve hirâsete..., MAD.d., 6279, 29 Receb 1162/15 Temmuz 1749, 3 | Çocuğum dediği garson ferah ferah babası olacak yaşta ak bıyıklı, çarpık boyunlu, yıprak bîr Rumdu., | R N G, Tanrı Misafiri, 155 | Bir bu yana, bir o yana salındı / Uçtu Pir Sultan boyunlu günler / Üst üste atıldı yağlı düğümler / Vurdular geçen turnayı turnayı., | Tekin Sönmez, Yeryüzü sevdiğim, 70

s.






Boyunlu | 1451de İkinci Sultan Mehmed yirmi bir yaşında tığ gibi bir delikanlıydı. Orta boylu, iri kemikli, koç boyunlu, pençeli, teni beyaz, saçları ve gözleri kara, bakışları temiz ve merdâne, alnı geniş, ağzı büyük ve dudakları ince, kırmızıydı. Doğan burunluydu, bu kemerli burun, dudağının üstüne kartal gagası gibi inmiş, sonsuz bir azmin, iradenin, kudretin, ihtişamın damgası gibiydi., | M Nalbantoğlu, 41 | Bir bu yana, bir o yana salındı / Uçtu Pir Sultan boyunlu günler / Üst üste atıldı yağlı düğümler / Vurdular geçen turnayı turnayı., | Tekin Sönmez, Yeryüzü sevdiğim, 70

s.






boyunluk -ğu


1. Dış etkenler ve ani hareketlerden boynu korumak için kullanılan gereç. 2. Süs için kadınların boyunlarına taktıkları işli kumaş. 3. Beygirlerin göğsüne konan keçe veya yünlü koşum takımı parçası. 4. Eskiden düşmanın kılıç ve mızrağından korumak için hayvanların başlarına geçirilen zırh.
a.
boyun-luk
boyunluk -ğu a. "...sargı bezi, koltuk değneği, atel, yürüteç, baston, boyunluk, korse, oturma simidi, alçı, bandaj, dizlik, göz damlası, astım ilacı/pompası/sprey ile Sınav Giriş belgesinde belirtilen bina ve salonda sınava girebileceklerdir.
ÖSYM Hizmete Özel 2024 görev talimatı



Boyunsuz | Kocaman kemerli burunları, boncuk gibi mavi gözleri, omuzlarının arasına gömülmüş boyunsuz kafalariyle ayırt edilemiyecek kadar birbirlerine benziyorlardı., | O Hançerlioğlu, 1959, 45

s.






Boyut atlatmak | Aşkın müdanası* yok / Dünya onun sanıyor / Ummadığın bir anda gelip / Sana boyut atlatıyor., | B, 19.8.2021, whatsapp








boyutlamak

f.
boyut kazandırmak.

tr. boy-ut-la-
"Ve babaköş kör ve sürem nedir bilmeden / Çorakta çöreklenmiş solucan / Yeraltı kapalı ve uçmaya kanatsız / ve salyangoz çırçıplak ve iz komadan / Evren bir boyutsuzluk sen olmadan / Noktadan dar sonsuzluk kadar / Senle boyutla, sonzula beni senle / Bitsin bu gerilim bitsin ikilem / Senim derken, yeniden diriliyorum", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 38"



boyutlandırma

a.
boyut kazandırma.

tr. boyut-lan-dır-ma
"Boyutlandırma ve doğru konumlandırma / Uyarı! Kaskların sizi kazalara karşı koruyabilmesi için yeni bir kask sahibi olarak yapmanız gereken önemli hususlardan biri de boyutlandırmadır. Boyutlandırma her zaman yetkili bayi gözetiminde yapılmalıdır. Bu kılavuzu okuduğun zaman böylece, kafanız için uygun büyüklükte olduğu önceden belirlenmiş olmalı yetkili bayi rehberliği ile kaskınızı denemenizi şiddetle öneririz.", HELMET USER'S MANUAL MADE IN CHINA, 26.11.2023+"
HELMET USER'S MANUAL MADE IN CHINA, 26.11.2023+



boyutlandırmak

f.
boyut kazandırmak.

tr.
"KORUMA BAKIM ve ONARIM / Mümkün olduğunca uzun süre kullanmak için bakımını sadece su ve sabun kullanılmalı. Klor açısından zengin su kullanmayın. Asla alkol ve diğer çözücüler kullanmayın piyasada satılan cam temizlik ürünlerinden asla kullanmayın normalde alkol içeririr (sic)", HELMET USER'S MANUAL MADE IN CHINA, 26.11.2023+"
HELMET USER'S MANUAL MADE IN CHINA, 26.11.2023+



Boyutlu | Hazır boyanmış hamurla yapılacak ürünlerle, çocuklar yalnızca yeni formlar üretmeyi öğrenebilirler. Ama boyayarak, renkleri, fırça kullanmayı, boyutlu resim yapmayı da öğrenmiş olurlar., | Y Ural, Temel Reis, 35

s.






boyutsal | Kanca A.Ş. bünyesinde bulunan otomotiv dövme parça imalatı ve el aletleri imalat gruplarına ortak hizmet veren Ar-Ge merkezinde bulunan bölüm ve laboratuarda boyutsal Ölçüm Laboratuarından Mekanik test laboratuarına kadar birçok test-deney imkânı vardır Laboratuarda bulunan test ve ölçüm kabiliyetleri şunlardır: 21 element çelik analiz spektrometresi Kubbulon makas ömür test düzeneği İşkence test düzeneği Saç, profil çektirme kurtağzı tasarımı ve üretimi Kubbulon makası kesici ağızlarının 40 HRc sertlikte çubuk kesebilecek şekilde geliştirilmesi. Türkiye`de ilk dövme çelik çeneli işkence tasarımı ve üretimi gibi projeler devam etmektedir, | http://www.haberortak.com/Haber/Makina/20022012/Kanca-ASden-AR-GEde-bir-ilk.php, 22.2.2012








Boyutsallık –ğı | Boyutsallık - III: Ailede yeniyi keşfetmek, | Üstün Dökmen, Cumhuriyet, 8.1.2023

a.






boyutsuz | ... ya da konunun görünebilirliğidir. Aydınlatma önden ve boyutsuzdur. En iyi uygulandığında bile konu ancak arka dipten ayrılabilir., | Güner Sarıoğlu, Televizyon: program yapımı ve yönetimi, 1975, 77 | boyutsuz mekanları özler / bastıramaz /azaltamaz / dizginleyemez duygularını, | Koçlu, arka kapak

s.






boyverme | [A]ncak böyle psikopat tiplerin boyvermesi ciddi tehlikelere işaret eder., | KTayiz, T, 25.5.2012

a.






boz | cahil | Boz adam., | HTaşkömür, 23.7.2015

s.






Boz-yap | Saat okumaktan hiç korkmaz oldu. Boz-yap çözmeye, boyama kitabı renklendirmeye, Barbie bebek süslemeye bizden daha çok, o can atardı., | B Uzuner, Karayel Hüznü, 1993, 54

a.






boza farkı? | Yılın çifti: Son ay ortaya çıkmasına rağmen boza farkı ile Orhan Pamuk-Karolina Fişekçi., | BAltuğ, T, 27.12.2011








bozalı | ... işçi sınıfıyla saflarımızı daha güçlü bir biçimde birleştirmeliyiz demesi... sonra kış gecelerinin kestane kebap, mısır patlağı, kuru yemişli, bozalı, kurabiyeli sohbetleri,,, bu semt,,, kaldırım taşlarını duvarlarını ezberlediğim bir bir,,, hangi ağaçlara ..., | Leyla Erbil, Üç başlı ejderha, 2005, 46

s.






bozalı | boza bulunan. | ... işçi sınıfıyla saflarımızı daha güçlü bir biçimde birleştirmeliyiz demesi... sonra kış gecelerinin kestane kebap, mısır patlağı, kuru yemişli, bozalı, kurabiyeli sohbetleri,,, bu semt,,, kaldırım taşlarını duvarlarını ezberlediğim bir bir,,, hangi ağaçlara..., | Leyla Erbil, Üç başlı ejderha, 2005, 46

s.






Bozburun yer adı. | Ardından Oylatın meşhur çay bahçesi Bozburunun yolunu tuttuk. Yolunu tuttuk dediğime bakmayın, yaklaşık üç dakika yürümemiz yetti., | Sabah Tatil, 10.3.2019, 3








bozgu | Bozulma, silinme. | Yazgıya bozgu olmaz atasözünde geçer. (Ermeni Arusyak Teyze) Anam Sivaslı, babam Kayserili. Ben görmedim oraları hiç. Ama hep anlatırlardı. Seferberlik'te kaçmışlar Suriye'ye. Yıllarca orada yaşadık. Sonra şeytan orayı da karıştırdı. Kalktım Beyrut'a geldim. Burada da iç savaş çıktı. Yazgıya bozgu olmuyor ne yapacaksın., | Radikal, 0.01.09, 20

a.






bozgun | önümüzde gazeteci çocuklar / soluğunda bozgun haberler. | , | AhmetÖzer, 1990, 64

s.






bozguncu

s.



"Bize en yüksek dostluğu, ağırlamayı gösteren bu tek gözlü, ve görünüşte iyi yürekli adam yok mu? İşte o adam bir bozguncudur. döktüğü tatlı dillerin altında hep bozgunculuk var."



Bozguncu | Herkes başına sarar yeşili / Sen sarmışsın kıçına / Seni inanç bozguncusu / Seni aşırı akımcı seni!, | C A Kansu, Elazığlı bir halk öyküsü, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 133

s.






bozgunculuk -ğu

a.



"Bize en yüksek dostluğu, ağırlamayı gösteren bu tek gözlü, ve görünüşte iyi yürekli adam yok mu? İşte o adam bir bozguncudur. döktüğü tatlı dillerin altında hep bozgunculuk var."



bozgunluk -ğu | Fakat Niğboluda öyle bir bozgunluğa uğradılar ki, geldiklerine bin pişman oldular., | M Nalbantoğlu, 18

a.






bozkıra

yer a.



"Büyükköy'ler elbette yalandır / Bozkıra'nın aleve kanmasıysa en büyük yalandır / Öyleyse kızların sakıza çıkması güzeldir / Bir dağda ışkın açması güzeldir", Haydar Oğur, 1994, 99"



bozkırca

s.
bozkır gibi.


"Şu yeşil ölüsü bozkırca susuz / Dilimde pınarlı şınlar kilitli.", Yetik Ozan, 1973, 8"



bozkırca | Bozkır gibi | Şu yeşil ölüsü bozkırca susuz / Dilimde pınarlı şınlar kilitli., | Yetik Ozan, 1973, 8

s.






bozkurt T. boz+kurt | 1. Ergenekon destanında Türkleri Ergenekondan çıkaran efsanevi kurt. 2. MHP'li veya ülkücü kişi. | MHP'yi taşıyan dalga çekilince geriye sarkık bıyıklılar, bozkurtlar, Asenalardan ibaret olan iç cemaat kalmıştı., | YOğur, T, 24.5.2011








bozlak

a.


tr.
Gecelerden bir gece / Kır atım türküsü / Belki de bozlak / Anadolu tutkusu 34



bozlak -ğı | bozlak (I) Çeltiği ikinci kez dövmekte kullanılan bir çeşit tokmak. (Akbaş, Meyvabükü, Akçakese *Güdül -Ank.)., | TDK, Türkiye?de halk ağzından derleme sözlüğü, 1963, C 12, 4463

a.






bozlak (II) Küçük boş çuval..., TDK, Türkiye?de halk ağzından derleme sözlüğü, 1963, C 12, 4463








bozlak | Bozlak, Türkçe bir kelime. Divanü Lügati't-Türk ve Dede Korkud Kitabı'nda ağlamak, feryad etmek anlamında kullanılan | boz(u)lamak fiilinden türemiş. Muhtelif Türk lehçelerindeki anlamları gözden geçirilince, bozulamak fiilinin aslında yavrusunu kaybeden dişi devenin feryadını ifade ettiği anlaşılıyor. Bayram Bilge Tokel'e göre, bozlak gibi uzun hava çeşitleri olan barak ve maya da etimolojik analizleri yapıldığında Türkmenlerin konargöçerlik üzerine kurulu hayatlarında hayatî önem taşıyan hayvanların isimlerine ulaşılmaktadır., | BAyvazoğlu, Z, 27.9.2012

a.






bozlak III | Bunlar iskân, maya, bozlak, Garip, Kerem, Karacaoğlan, Köroğlu oyunlu türkülerdir. Ancak ilimizde söyleniş ve melodinin tonal* yapısı, halk zevki içinde bir değişik yoğuru kazanır ki bu kendine has bir özellik ifadesidir., | Gaziantep il yıllığı, 1968, 1969, 145








bozlamak | Bozlaklar Neşet Ertaş için bozlasın., | BAyvazoğlu, Z, 27.9.2012

f.






bozluca | Muğla'nın Fethiye ilçesine bağlı Söğütlü Mahallesi'nde, köyün tek su kaynağı olan Bozluca su kaynağının Fethiye Sulama Birliği ile tahsis dolayısıyla Sekiyaka 2 Hidro Elektrik Santrali'ne (HES) ve HES'ten geçen suyun Seydikemer ilçesindeki köylere ulaştırılmasına karşı mücadele başlatmıştı., | @muratagirel, 10 ağu 2024, X

a.






Bozluk –ğu | Mustafa Kemal bizim köye gelincek, / Yadıma binbir dağ geldi be. / Askeriydim Şamda, Çanakkalede, / Onun maviliği, sarılığı, bozluğu,/ Bana merhaba geldi be., | Dağlarca, DA19MD, (1969), 1998, 34

a.






Bozma (-den) Okulumuz eski bir evden bozmaydı. Bakımsızlıktan sıvaları dökülmüştü. 49








bozmak

f.
buğday verip bulgur almak, trampa etmek.


"Sarıbaşım** postu yüzdü / Buğdayı bulgura bozdu / Darının sırtında gezdi / İzhar verdi değirmenim.", San, Hicranî, 218"



bozmak –i | birine tecavüz edilmek, birinin ırzına geçilmek. | mahmut askerdi / anası öldü / dört ay sonra terhis oldu mahmut / köyüne döndü / duydu ki nişanlısını bozmuşlar / değirmende yalnızken, | T Pamir, 1950 1957, 45 | Güya içlerinden birini beğenirse hanım diye alacak bahanesile on sekiz kızı bozdu., | İ Arvas, TH, 45

f.






Bozmak (hava) | Hazırlıklar tamamlanıp yola çıkıldığı zaman hava yine bozmuştu. Sis öyle bastırmıştı ki burnunun ucunu görmek imkansız hale gelmişti., | Kadir Aydoğan, Son Çare, kurtuluş, 52 | Kasım ayına kadar havalar bozmazdı ya, yine de eylül ayını bir başka severdi Simge., | Kazancıoğlu, 34

f.






bozucu | Sade şiirde ve ondan çok ayrı bir saha olan edebiyatta değil, resim ve heykelde dahi bu tesir vardır. Bu asır sanatlarının, iyi ve bozucu, geçirdikleri her maceradan az çok musiki mesuldür., Tanpınar, EK, 1953, 64 | Süheyl Hoca özellikle 1912 yılında İstanbul Şehreminili olan meslektaşı tabip-cerrah Cemil Topuzlu'nun (1866-1958) belediyecilik anlayışına, bozucu ve tahripkâr icraatına karşı olduğu gibi bir tarafıyla muhafazakâr gözüken DP'nin yeni şehircilik anlayışına ve İstanbul başta olmak üzere tarihî şehirlerdeki imar ve iskân siyasetlerine ve icraatına da karşı idi, hep karşı oldu., | İ Kara, | Süheyl Ünver'in Resimlerinde Tarihî Bir Semtin Temsili, | Üsküdar Kültür, Sanat ve Medeniyet D, S 14, [Eyl] 2022, 13

s.






Bozuk | 1. kötü. | Bolu Beyi: Hangi Kır At? Getirdiği soysuz, bozuk at için mi bu adak? , | Tecer, 1969, 98 | 2. Öfkeli, kızgın. | Demirel, miting faslı kapandıktan sonra, Milliyette Melih Âşık'ın sütununda yayımlanan | bir şiirden bölümler okudu. Fena halde bozuk bu şiire. Şiir | Köylüleri niçin öldürmeliyiz başlığı ile Şükrü Erbaş'ın | İyimser ve Kederli adlı son kitabından. İlginç. Demirel'in bir yanını anlattığı için şiiri aşağıya alıyorum: Köylüler iniçin öldürmeliyiz? , | C Arcayürek, Baba'sının kızı, 2001, 474

s.






Bozulamak | Bozlak söylemek, okumak. | İslam beldelerine gittiğimizde ezan okuyan çok olduğu için ben bir kenarda türkü söylerim. Kazan'da İdil-Bulgar Devleti'nin kurulduğu yerde bozlak okumuş, bozulamıştım. @_Kadir_Yilmaz | abi, bozlak okuduğun yeri değil ama orayla ilgili nefis kitabın ilk nüshasını getirdimdedi. Ah!, | İ Küçükkılınç, 24.6.2021, twitter

f.






bozulmayagörmek

bf.
bozulmak.

tr.
"Bir bozulmaygörsün denge / Çıldırabilir / Mutluluk ya da mutsuzluktan.", C Tümerkan, 1985, 36"



bozulmuşluk | bozulmuş olma hali. | Toplumsal bozulmuşlukların temelinde çoğunlukla idareci ve yöneticiler var. | , | Emine Eroğlu, Z, 5.2.2016

a.






Bozum olmak-Yalan söylemek kötü şey vesselam! diye söylendi. | Sabah sabah muhtara bozum olduk! Ulan Murad! Alacağın olsun senin! ., | O Özdeş, Gecekondu Rüzgarı, 1960, 13

dey.






bozuntu | Biraz dinlendikten sonra, Fadiş'in bohçasını açtı. İçindekileri birer birer elden geçirdi. Fadiş, yengesinin bozuntulardan yaptığı daralmış, kısalmış solmuş giysilere bakarken utandı., | G Dayıoğlu, Fadiş, 93-94

a.






bozuntuya vermemek| Hiç bozuntuya vermeden, ilk görüyormuşum gibi: 'Aaa! Emin sen misin' dedim. 'Benim!' dedi. 'Nasılsın, iyi misin' diye halini hatırını sordum., Naciye Poyraz, 1979, 38

dey.






bozunum | Beden, Burroughs metinlerinde yalnızca varlığımızı taşıyan bir araç değil, madde ile bilinç arasında, her ikisinin birbirine girdiği, her ikisinin üstüne çıkan varlığımızın kendisi. Bozunuma, evrilmeye, form değiştirmeye açık./ Onun varoluşu, Beat kuşağı olarak doğan ve sonraki yıllarda tüm kültür sahasının içine dağılan, soğurulduğu kadar nüfuz eden, nüfuz ettiği kadar bozunuma uğratılan başka 'yaşam formları'nın 'kendisini bilmesi'dir. , MOnurDoğan, TKitap, Ocak2012

a.






bozuşmak | bozulmak | [D]inler bozuşmuş, dönüşüme uğramış yapılardır., | tangopower, R, 12.1.2013

f.






bozuvermek | İşin en kötüsü, Yeşiltayın gücü ona da geçmiş olacaktı, kolayca bozuverecekti Yeşiltayın oyunlarını, yakında öcünü alacaktı., | T Yücel, AM, 1964, 31 | 2. büyük parayı hemence küçük birimlere ayırmak. | Hoca'nın bir gün -bazan da olur ya- / Yanında hep kelli felli adamlar. / O sırada densizin biri damlar; / Elinde sarı bir altın, Hoca'ya: / -Selamünaleyküm der, / Şu altını lütfen bana bozuver., Kanık, NH, 63

bf.






böbür I | far. Bebr Memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan (Hyrax syriensis), babür. | Gaza mişesinin böbr ü pelengi / Fi-sebilillahdır gazası cengi, | Gevheri, EGŞA, 4l5 | 2. | ölümü şiirleştiren ağıt kültürü, coşkuyla, böbürle yüzleşiyor ölümle., | YTürker, Rİki, 24.2.2002

a.






böbürlü | Lâkin kader, işte o pek böbürlü ve pek hödük partinin kendi gitti, ismi kaldı yadigâr!, | Uluengin, T, 21.6.2013

s.






böcek | Telesiyej de bu vesileyle müzelerimizin düşürüldüğü beter böcek hallere bir ağıt kaleme almış., | YMEroğlu, T, 7.2.2012

a.






böcek kovucu | Vücuduna kenenin yapıştığını görenler panikliyor. Kene üzerine böcek kovucu, zeytinyağı, sıvı sabun vb. dökülüyor. HrSeyahat, 24.6.2018, 12

a.






böcekbaşı | suçluları yakalayıp, suçun türüne göre yeniçeri ağası ya da ihtisap nazırının makamına çıkarmakla görevli zabıtanın başı

a.






böcekçe | böcek dili. | Çiçekçeyi, böcekçeyi, kuşçayı / Ağaçlaran, bulutlardan öğrendim. / sizler mutlu ve hoşnut olduğunuzda / Bilinsin ki yoktur benim de derdim., | Kemal Or, Hayat senfonisi

a.






böcekçil | Böcek yiyen, böcekle beslenen (hayvan veya bitki).

s.






böceklenmek | Böceklendi adalar arasında / Çı?ardı ?ıyş iderdi ?arasında, | Şeh-nâme-i Sultân Murâd (23-24. dize), 16. yy. Şah-ı se?aver emr-i şer?fleri ile Piyale Paşa ser-dar olup ?onanma ile gitdüginde derya mu?alif olmagın feragat olındugıdur) | boyanan yünler yıkanan kilimler / böceklenen okka gülleri, | MG, 103

f.






böcekleşme








böcekleşmek

f.
böcek halini almak, böceğe benzemek.


"Kadının bir türü çöktüğü zaman -erkekte de var ya- çirkin bir karnaval maskesi takmışa, küpe binip elinde süpürge bir masal kocakarısına benziyor, vücudu kuruyor, böcekleşiyor.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 43"



böceksavar

a./s.






böcekyiyen bitki bitki. | Avustralya'da, Charles Darwin'in Insectivorous Plants (Böcekyiyen Bitkiler) isimli kitabının ilk baskısının bir kopyası, ödünç alındığı kütüphaneye 122 yıl aradan sonra geri döndü., | T, 23.6.2011








böcü börtü | Toprak mis gibi kokuyordu. Bazen küreğinin ucunda çıkan böcü börtü, toprak yığınının üzerine düşünce, rahatsız edilmişler gibi, sağa sola kaçışıyorlardı., | M İzgü, ÖB, 38

a.






Böğür böğür sürü | Onun dallarının uzandığı yere kadar böğür böğür sürüler, hışıl hışıl ekinler dalgalanıyor..., | Tecer, 1969, 15








Böğürtlen | Böğürtlen mi yusufçuk mu türkü mü ne / Belki tarlalara boşanan yağmurdur., | S K Aksal, Doğa dedi ki, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 140 | Ağlamak geldi içimden böğürtlenlerin gölgesine kapanıp. Acımak geldi içimden çalılara sığınmış keklik yavrularını ürküttüğüm için., | Ş Belli, Bir Yangının, 90

a.






böğürtlenli | böğürtleni olan. | [İ]ki yanında böğürtlenli duvarlar yükselmiş, nemli gölgeli daracık bahçe yoluna saparak birdenbire sükunete kavuşursunuz., | CUçuk, CB, 36

s.






böğürtü | Şapkasını alnına indirdi. Doğan güneşe baktı. Uzakta, köyden horoz sesleri, inek böğürtüleri, eşek anırmaları geliyordu..., | M İzgü, ÖB, 31

a.






Böh | Çık yoktu. Ne müzik, ne saat, ne insan, ne de su sesi... | Böh! dese, yerlerinden zıplayacak kadar gergin görünüyorlardı., | B Uzuner, Karayel Hüznü, 1993, 41

ünl.






Böke | 1. isim Kahraman, güçlü kimse. 2. isim Şampiyon.








böle halk dili böyle. | -Baba, şimdi de böle mi diyon? Adamı çileden çıkarıyon. Sanki evin yıkılmadık yeri varımış gibi..., | Hacıhasanoğlu, 1954, 109








bölek | büğelek, büvelek. | Bu gece, sanki hayvanları tutan bölekler olur ya; öyle olmuştu., | AdnanGündüz, KüçükFahişe, 13 | bölek tutması | büvelek tutması. | İlkbahar ve yaz aylarında ovada öküz otlatırken keneye benzer bir böceğin hayvanların kuyruklarının altına girerek onları ısırıp feci şekilde canlarını yakması ve ısırılan hayvanın bilinçsizce çok hızlı koşarak olay yerinden uzaklaşması. | Baba soruyu yanıtlamadan önce oğlunun niçin üzgün olduğunu öğrenmek ister. Arkadaşları öküz güderken yaşadıkları öküzlerin bölek tutması olayını anlattıklarında, bölek tutması ne? dediğin de onların, onun cahilliğine gülmeleridir... Kır işlerini hiç bilmeyen kızına ve kuzu gütmekten başka çiftçilik tabirlerini ve aletlerini bilmeyen oğluna bunların tek tek anlatması gerektiğine inanan baba bildiklerini bir bir anlatır., | asicaldan, 3.3.2017

a.






bölge

a.



"Bölge X a. "Liva-i İçel kazalarından nevahi-i Ermenek kazasından Ali Ağa ibn Abid Ağa ve sair ahalileri taraflarından el-Hac Hüseyin bin el-Hac İsmail Efendi ve Ahmed Efendi ibn el-Hac Ahmed nâm kimesnelerin şehadetleriyle sabitü'l-vekâle müfti el-Hadi efendi hazretlerinin mahmud-ı muhteremleri es-Seyyid Numan Efendi işbu liva-i mezbûr sükkânından Abdülmuin ve kaza-i mezbûrun âhar bölgesinden Piri Osman Ağa ve Cabir Ağa nâmûn kimesnelerden hala liva-i mezbûr mutasarrıfı sadr-ı esbak devletlü inâyetlü merhametlü vezir-i âsaf Mehmed Paşa hazretlerinin huzur-ı saadetinde hâlen mezun bi'l-iftâ el-Hac Mehmed Emin Efendi hazretlerinin ve bu mevsimde Devlet-i aliyeden mübaşir tayin olunan gedikli es-Seyyid Yahya Ağa huzurlarında bi'l-vekâle şöyle takrîr-i kelâm eder ki işbu zikr-i âtînin sudûruna kadar zikrolunan iki bölge ahalilerinin beynlerinde katl u kıtâl ve nehb ü gârât ve hetk-i ırz ve ihrâk bi'n-nâr vukuuyla münâzaât-ı kesîra ve muhâsemât-ı ekîde zuhûr edip fukarâ-yı müslimînin harab ve yebât [yebâb] ve perişanü'l-hâl olmalarına bâis olmağın el-hâlletü hâzihî yine kazâ-i mezbûr ahalilerinden bazısın bazısına iştikâsına binâen sudur-ı emr-i âlî zuhûr edip yine ihtilal-i kesîrasına bâis olup emnen ve rahaten li'l-müslimîn ve sıyâneten li-fukarâi'l-müminîn ümidiyle cânib-i sulh-i hayr mahfel bulup es-sulhu seyyidü'l-ahkâm fehvâsınca merkûm müftü el-Hadi hazretleri tavassut edip merkum Ali Ağa'nın bölgesiyle ve mezkûr Pir[î] Ağa ve Hacı Ağa'nın bölgesi ahalilerinin kendilerinin bi'l-vekâle ve bi'l-asâle sulh ve âmme-i davadan ibrâ-i zimmet eylediklerinden sonra vuku'-ı nizâ'dan bu ana gelinceye kadar gerek ihzara gerek katl için ne ki emr-i âlî sâdır oldu ise yerleri terkîn olunup işbu hüccet-i şer'iye başmuhasebeye kayd ve tarafeyn biribirlerinin nusret ettiği karyesine ve ahalilerine dahl ve taarruz eylememek şartıyla ve min-ba'd tarafeynden biri garaz-ı nefsâniye icra kaydıyla âharı tekdir ve ızrâr üzere olur ise livâ-i mezbûr mutasarrıfının nazine-i aliyesine on bin kuruş nezir ve taahhüd etmeleriyle mâ-vaka'a bittaleb ketb ve terkim olundu. Tahrîran fî evâil-i şevvâl-i şerîf sene selâse ve tis'a mie ve elf.COA, D.BŞM.NZR., 10/41:3, Evâil-i Şevval 1193/12-21 Ekim 1779."



Bölge X | Liva-i İçel kazalarından nevahi-i Ermenek kazasından Ali Ağa ibn Abid Ağa ve sair ahalileri taraflarından el-Hac Hüseyin bin el-Hac İsmail Efendi ve Ahmed Efendi ibn el-Hac Ahmed nâm kimesnelerin şehadetleriyle sabitü'l-vekâle müfti el-Hadi efendi hazretlerinin mahmud-ı muhteremleri es-Seyyid Numan Efendi işbu liva-i mezbûr sükkânından Abdülmuin ve kaza-i mezbûrun âhar bölgesinden Piri Osman Ağa ve Cabir Ağa nâmûn kimesnelerden hala liva-i mezbûr mutasarrıfı sadr-ı esbak devletlü inâyetlü merhametlü vezir-i âsaf Mehmed Paşa hazretlerinin huzur-ı saadetinde hâlen mezun bi'l-iftâ el-Hac Mehmed Emin Efendi hazretlerinin ve bu mevsimde Devlet-i aliyeden mübaşir tayin olunan gedikli es-Seyyid Yahya Ağa huzurlarında bi'l-vekâle şöyle takrîr-i kelâm eder ki işbu zikr-i âtînin sudûruna kadar zikrolunan iki bölge ahalilerinin beynlerinde katl u kıtâl ve nehb ü gârât ve hetk-i ırz ve ihrâk bi'n-nâr vukuuyla münâzaât-ı kesîra ve muhâsemât-ı ekîde zuhûr edip fukarâ-yı müslimînin harab ve yebât [yebâb] ve perişanü'l-hâl olmalarına bâis olmağın el-hâlletü hâzihî yine kazâ-i mezbûr ahalilerinden bazısın bazısına iştikâsına binâen sudur-ı emr-i âlî zuhûr edip yine ihtilal-i kesîrasına bâis olup emnen ve rahaten li'l-müslimîn ve sıyâneten li-fukarâi'l-müminîn ümidiyle cânib-i sulh-i hayr mahfel bulup es-sulhu seyyidü'l-ahkâm fehvâsınca merkûm müftü el-Hadi hazretleri tavassut edip merkum Ali Ağa'nın bölgesiyle ve mezkûr Pir[î] Ağa ve Hacı Ağa'nın bölgesi ahalilerinin kendilerinin bi'l-vekâle ve bi'l-asâle sulh ve âmme-i davadan ibrâ-i zimmet eylediklerinden sonra vuku'-ı nizâ'dan bu ana gelinceye kadar gerek ihzara gerek katl için ne ki emr-i âlî sâdır oldu ise yerleri terkîn olunup işbu hüccet-i şer'iye başmuhasebeye kayd ve tarafeyn biribirlerinin nusret ettiği karyesine ve ahalilerine dahl ve taarruz eylememek şartıyla ve min-ba'd tarafeynden biri garaz-ı nefsâniye icra kaydıyla âharı tekdir ve ızrâr üzere olur ise livâ-i mezbûr mutasarrıfının nazine-i aliyesine on bin kuruş nezir ve taahhüd etmeleriyle mâ-vaka'a bittaleb ketb ve terkim olundu. Tahrîran fî evâil-i şevvâl-i şerîf sene selâse ve tis'a mie ve elf.COA, D.BŞM.NZR., 10/41:3, Evâil-i Şevval 1193/12-21 Ekim 1779.

a.






bölgel

s.
nahiyevî.

yeni. tr.



bölgeli devlet

b.a. huk.


tr. bölge-li + ar. devlet
"Bölgeli devltete egemenlik/yetki paylaşımı", Naz Çavuşoğlu, e-akademi, S 4, Haz 2002"



Bölgesel | Bugün iktidar partisinin bölgesel faal bir üyesi isem de, üniversitede okurken birlikte mitingler düzenlediğimiz arkadaşımızı nasıl ihbar ederim. Tutuklanmadan önce en son burada benimle konuşmuş. Doğru..., | N Tuncer, Trafalgar, 64

s.






bölgesel | Lokal. | Bölgesel yağlardan kurtulup incelmek kolay!, | PolymedDevaKlniği afişi, 2011

s.






bölgeselleşme BTS+ | +Ancak bölgeselleşme uygulamalarının kaldırılması, kimilerine göre uluslar arası büyük platformların yararına olacak, yüksek bütçeli filmlerin ve Amerikan dizilerinin Avrupa çeşitliliği ve farklılığının aleyhine bir durum olarak ortaya çıkması gündeme gelecektir., | İKabil, Star, 31.8.2015 | Pelin Musabay Baki'den Türk dünyası'nın Avrasya'da yürüttüğü işbirliği ve bölgeselleşme sürecine ışık tutan kitap çalışması, | AVİM, 10.11.2022

a.




bts+



bölgeselleşmek | Kürt sorunu, yanlış politikalar nedeniyle hızla toplumsallaşıyor ve bölgeselleşiyor., | SÖney, T, 25.8.2011

f.






bölgeselleştirilmek BTS- | Hakların bölgeselleştirilmesi genel manada film dolaşımının bütün potansiyelini sergileyememesine yol açmakta, Avrupa pazarının kültürel ve lingüistik açıdan bölümlenmesinin tesirlerini yaşamaktadır., | İKabil, Star, 31.8.2015

f.




bts-



bölgeselleştirme

a.
bölgesel hale getirme.


"Bu kapsamda temel tartışma olarak koşullu ve koşulsuz yaklaşımlar arasındaki farka, en iyi uygulamalara, yeni bir küresel trend olarak bölgeselleştirmeye, küresel uygulayıcı yaklaşımına, güvenli sığınak yok yaklaşımına ve tamamlayıcı hazırlık yaklaşımına değinilmiştir. Çalışmamızın takip eden alt başlığında, evrensellik ilkesinin ulusal hukuk düzenlerindeki yerine ve farklı düzenlemelere yer verilmiştir.", Ata Türkfiliz, ylt, 2024, 2"



Bölkü | Bölgü bölme. | Şüphesiz bu emeçleri yeniden doldurmağa lüzum yoktur. Bunlar müfredat bölkülerile esasen doldurulmuştur. Ancak bu bölkünün karışık kısımları arasında dağınık bir vaziyette bulunan özleri, açık, belli bir halde göz önünde ..., | Zeynettin Akkök, Cumhuriyet Türkiyesine terbiyevî heyecanlarım, 1935, 111

a.






bölmeci | Bölmeci, taksimci, ayrılıkçı, federasyoncu, bağımsızlıkçı ve ne türlü taviz elde ederse etsin tatminsiz Kürt silahlı hareketinde bir isticâl, bir harâret, bir telâşe:, | ATA, Z, 20.8.2012

s.






bölmeli

s.
bölmesi olan.


"Patron, bölmeli bir teneke kutudan ibaret olan kasayı getirdi, içinde üç onluk vardı ve bunlardan biri D serisinden 75.016 idi.", R N G, Tanrı Misafiri, 158 || "Bir sarayım olmalı binbir bölmeli / Her bölmesinde ayrı ayrı cariyeler.", Ş Belli, 1962, 61"



bölücek

s.
küçük bir bölük.


"Yüce dağda bir bölücek kar idim / Garbi değdi erim erim eridim / Evvel muhabbetli yarim ileydim / Sanki köşelerde bakan ben oldum.", Karacaoğlan, M Yardımcı, Halk edebiyatı ürünlerinde âşıkların dilinde ve Köroğlu'nda dağ"



bölücübaşı

b.a.
bölme hareketini yöneten.

tr. böl-ü-cü-baş-ı
"Hücum ve defans arasında bir bölücübaşı gibi, neden oyunun gerisini bu kadar geride tumaya gayret etti.", AFIşık, T, 30.7.2011"



bölücübaşı | Hücum ve defans arasında bir bölücübaşı gibi, neden oyunun gerisini bu kadar geride tumaya gayret etti., | AFIşık, T, 30.7.2011

a.






bölükçe


bölük olarak


"Yüzbaşım vardın mı yüzbaşılara? / Selâm eyle, unutmadık, buradayız. / Taburca, bölükçe, gönülce, / Hey aynı uğurdayız.", Dağlarca, ÜŞD, 25"



Bölükçe | Bölük olarak. | Gittik geçen yıl, / Bundan önceki birliğimde / 4. piyade tümeninde, Bölükçe biz, / erkez Deltasındaki bir köyüne, Dom Tom kentinin., | VK, 43

s.






bölüm | bölük. | İstanbulun 1453 yılındda Türkler tarafından alınması olayı tarihçiler ve aydınlar arasında değişik yorumlara, | İşgal mi, fetih mi? tartışmalarına yol açıyor. Bir bölüm tarihçi ve aydın tarihimiz hakkında hep olumsuz değerlendirmelerinin içine İstanbulun alınması olayını da ekliyor., H İnalcık, | İşgal mi Fethi mi? , | Milliyet, 28.6.2000, 24

a.






bölümdaş | ... bir ihtiyacınızda bölümdaş/fakültedaş olduğunuz için size bir indirim yapıp yapmayacağını, 7) Ve daha neler neleri sorabilirsiniz., | 14.11.2013, | https://listeci.itu.edu.tr/pipermail/uubf-l/2013-November/003557.html

a.






Bölümlemek –i | Bölüm bölüm yapmak, Birçok şey arasında, birbirine eşit veya benzer olanları kümelere ayırmak, sınıflamak, tasnif etmek, tasniflemek. | Durum bu iken örgünün nişin merkezinden kenarlarına doğru yayılan bir düzenleme olarak algılanmasının kanımızca tek bir nedeni vardır. Bu da niş yüzeyini bölümleyen çemberli ağda çember çaplarının büyük tutulmuş olmasıdır., | TTK, 1932*, 954 | ... saçlarımı kestirirsem ne olur bir başkaldırma ancak saçlarından tutulur herkes annesi sanır bir kısır yalnızlığı oysa herkesin annesi aslında bir baruttur / eylülden ürken temmuz şafaktan korkan gece dağları bölümleyen o babadan kaçan ..., | Turgut Uyar, Divan, 1970, 70

f.






bölümlenme | bölümlenmek işi. | 1 Mayıs Taksim gösterilerine yaklaşık yüz bin kişi katılırken, iki yüz kişilik bir grup olduğu zikredilen Devrimci İslamcılara bu kadar ilgi gösterilmesi, bildik bölümlenmelerin ötesinde yeni bir durumla karşı karşıya olmamızın bir neticesiydi., | MNBostancı, Z, 20.5.2012

a.






bölümlü








Bölümlü | bölümü olan. | Evet, hatıramız, musiki ile ilgili ve iki bölümlü..., | İ E Şumnu, Hatıralar, s.71

s.






bölümlük | bir bölüm için. | Halkla şiirler okuyup, şarkılar söyleyerek, duygusal köprü kurarak seçilen Erdoğan'ın bugün | dilini koparırız demesine inanmak istemiyorum. Hatırla Sevgili dizisinde oynadığımızda hepimiz çok gençtik ve o dizide Recep Tayyip Erdoğan adlı genç iyi şiir okumasıyla öne çıkan bölümlük karakterdi hikâyemizde. Ben siyaset kadar edebiyat sevdalısı olduğunu düşünürdüm bugüne kadar., | Beren Saat, 23.1.2022, twitter | The Defiant Ones'ın yaratıcılarının imzasını taşıyan üç bölümlük yeni Netflix belgesel serisinde Schwarzenegger'ın yanı sıra James Cameron, Jamie Lee Curtis, Danny Hamilton, Sylvester Stallone ve Ivan Reitman gibi Arnie'nin kariyerini şekillendiren ünlü isimler de onunla ilgili anılarını ve kendileriyle birlikte dünya üzerinde bıraktığı olumlu etkileri paylaşıyorlar., | Defne Akman, Oksijen Ekran, 9-15 haz 2023, 18

s.






Bölünmezlik –ği | Herşey bölünür ama bir bölünmezlik vardı / Yalnız onu aldım başka her şeyler gitsin., | Osman Sarı, 36

a.






bölünmüşlük –ğü | Bu bölünmüşlük zihniyetine derman olacak tek şey İslam kardeşliği ve yanındaki garnitürü barışa olan saygıdır., | O Pekçetin, DirilişP, 11.9.2015

a.






bölüntü | 1. bölünmüş parça, 2. Fraksiyon | Türk uruk, boy, oymak, ulus ve obaları muhakkak birer isim taşırlar ve her bölüntü bir adla anılır. | Türklerde her bölüntü bir isim taşır. | Fakat bu camia içerisinde her bölüntü yine kendi adını taşımış ve yerleştiği yerlere de bu zatı ismini vermiştir. Oba isimlerinde ekseriya şahıs ismi kullanılmakla beraber, bazan aşiretlerin isimlerinde şahıs isimlerinin haricinde kalan bir çok ..., | Avni Candar, Türklüğün kökleri ve yayılışı, 1934, 8, 42, 48

a.






bölüşegelmek | bir süredir bölüşmek | Bölüşegeldiğimiz bu hayatı yine bölüşüp sürdüreceğiz., | CSüreya, Onüç Günün, 65 (19.7.1972)

f.






bölüşümcülük –gü | Hem de karşılığında pederşahi bir bölüşümcülüğü (siyasi bakımdan iğdiş edilen o kesimlerden bir kısmının, bazı taleplerinin karşılanmasını) ifade ediyordu/ ...60lar ve 70lerde CHP, eski paternalist bölüşümcülüğünü Batı'nın sosyal demokrat geleneğiyle birleştirmeye de çalıştı., | HBerktay, T, 13.4.2013

a.






bölütlenme








bölütlenmek








bön bön | Bönoğlan bön bön bakmış., | H Aycın, Esrarname, 10 | bön bön yüzüne bakmak (birinin) | Böylece çok kuvvetli ve cesaretli bir çıkış yapacağımı asla hesaba katmamıştı. Başına süt dökülmüş kediye döndü. Ve küçüldü, küçüldü, ufacık bir şey kaldı. Bön bön yüzüme baktı ve hiçbir cevap veremedi. Bu suretle kahkari (sic) (kahrolurcasına, keder içinde) bir şekilde mağlup oldu., | İ Arvas, TH, 72








Bönlük –ğü | Gözlerinden, burnundan, ağlıyormuş gibi aşağı kıvrılmış dudaklarından bönlük akıyordu., | O Hançerlioğlu, 1959, 29

a.






bönsütmek | DS: kandırmak A Savaş, 3.5.2023 | Mesela deriz ki bu hoca bu öğrencileri bönsütmüş yani gereksiz ısrarlarla yormuş, tüketmiş, yıpratmış Yıldırmak, korkutmak. böyle eskitmiş gibi anlamı var. Spontane tirikai* olarak bir kelime kullandık da aramızda kelimemiz şu bönsütmek., | A Savaş, 3.5.2023

f.






böö


umacı sesi.


"Erkeğin sesi boğuk, kalın... Fısıldayarak, ya da alçak sesle konuşamayanlar vardır ya, işe onlardan. ille de höt höt konuşacaklar. Erkek, çocukları korkutmak için böö diye umacı sesi çıkarırlar ya, işte o nota üzerinden konuşuyor. Azıcık kabadayımsı bir ses.", A Nesin, Gözüne Gözlük, 75"



böö | öcü ünlemi, korkutmak için söylenir. | Putin kırmadı, 'böö' dedi. Kievde yönetim değişince Batının 'müdahale etme' diye uyardığı Putin, orduyu savaşa hazırlık alarmına geçirdi. Sınırdaki tatbikata 150 bin asker katılıyor., | T, 27.2.2014 | -Onlar deve deve, kangal dikeni yiyorlar. Şimdi bir uzanırsalar bizi de yerler. Bööö!., | H Kıyafet, 1981,10

ünl.






bööğk gelmek (birşeyden) gına gelmek. | | https://eksisozluk.com/7-subat-2012-eskisehirde-kar-yagisi--3253420? a... boku çıktı artık. bööğk geldi. iki saattir hiç ara vermeden karla karışık kar yağıyor. | [H]er kanalda görmekten artık bööğk gelen isimleri ekrana getiriyorlar., | HGeviş, T, 22.3.2012








bööö

ünl.



"-Onlar deve deve, kangal dikeni yiyorlar. Şimdi bir uzanırsalar bizi de yerler. Bööö!. .", H Kıyafet, 1981,10"



Börek, ay çiçek yağı ile birlikte karıştırılarak yumuşatılır. Yumuşatılan yağın bir miktarı ince bir şekilde bezelerin yüzeyine sürülür ve 90 dk dinlenmeye bırakılır. Dinlendirilen bezelerin üzerine kalan 5 eşit parçaya bölünerek sürülür.








böreklik | 1. börek yapmaya elverişli olan. ör. İki kilo böreklik un aldım. 2. börek yapmak üzere ayırılmış olan. A Püsküllüoğlu, ArkadaşTS, 1994, 200 | Şimdi seni böreklik teleme peyniri diye içime sokarım. - R. kuzum baba, rica ederim. Bir daha gidiver. K. Dur ulan (Kapıya gidip bağırır) Hey! ... Verin şu çocuğun espaplarını, yoksa şimdi camlarınızı indiririm., | K M Vasıf, İki kıskanç kadın yahut biçare delikanlı!, 1933, 25 | Polatlı böreklik lüks buğdayları 38, sıra mallar 1-2 çavdarlı 35, sert buğdaylar 31,5 ve Trakya kızılca 32 kuruştur. Muhtelif menşeli arpa dökme 24,5-27 kuruş arasında muamele görmüştür. Sarı mısır dökme 25,5, kuş- yemi ..., | İktisat ve maliye, C 2, 1955, 65 | Un ve unlu besinlerle, kuru bakliyat, erzak odalarında saklanır. Buğday yazdan öğütülerek, unları, Böreklik, Yufkalık, Ekmeklik, Bazlama ve çöreklik olarak ayrılır ve ayrı küplere veya sandıklara konur., | Böcüzade Süleyman Sami, ?Suat Seren Kuruluşundan bugüne kadar Isparta tarihi, 1983, 176

s.






Böreklik | Şimdi seni böreklik teleme peyniri diye içime sokarım. R. – Kuzum baba, rica ederim. Bir daha gidiver. - K. – Dur ulan (Kapıya gidip bağırır ) Hey!... Verin şu çocuğun espaplarını, yoksa şimdi camlarınızı indiririm. T. – (İçerden ) Defol diyorum! K M Vasıf, İki kıskanç kadın yahut biçare delikanlı, 1933, 25

s.






böreksiz

s.
börek olmaksızın.


"... böreksiz olamayacağı için, çebiç ziyafeti çok yemekli bir menü ve tüm günü içine alan bir bayram havasına bürünmektedir. Sonuç olarak söylemek gerekirse, Konya tandır çebiçi besleyici değeriyle, lezzetiyle, ve tüm günü içine alan ... ", Türk halk kültürü araştırmaları, 1990, S 1, 2"



börk | Anadan doğunca kürkün var mıydı? / Üryan gelmedin mi, börkün var mıydı? / Torba torba mecidiye var mıydı? / Tükenmez parayı sana kim verdi? , | Ruhsati | Atatürk bizim simgemizdir, ona laf yoktur. Baş giderse börk gider, bir daha da geri gelmez. Atatürk'e tahammülsüzlük Türkiye Cumhuriyeti'ne tahammülsüzlüktür., | Devlet Bahçeli, 1.6.2021

a.






bört böcek | börtü böcek, börtü böcü. | [N]e toynaklısı, kanatlısı, ne körü, ne topalı akılların.../ yalnızca bört böcek, sivrisinek türünden şeyler/ uçuşup duruyor bütün gün ucunda, burunlarının., | CKoytak, T, 20.2.2012

a.






börteçine | bozkurt. | Bozkurt kelimesini Moğollar kendi lisanlarına tercüme ederek Börteçine dediler ve bu milli bayramı onlar da tanıdılar., | Ömer Seyfeddin, | Türklerin milli bayramı, | TaninG, 18.3.1914 | Ok çekip yay gibi gerilmediler / Gittiler bir daha görülmediler / Bozkurtlar öldüler dirilmediler / Börteçine düştü ezdiler Atsız., | Ziya Acar, Atsız'a Mektup, Milliyetçi Akademisyenler whatapp, 18.8.2021

a.






börttürülmek | etken | Bir öneri: Ancak bahar mevsiminde çıktığı için çok kısa bir kullanım süresi olan rezene dondurulabilir. Bunun için ayıklanan rezene dalları sıcak su içine atılarak birkaç dakika börttürülüp derhal soğuk sudan geçirilir ve süzüldükten sonra küçük dozlar halinde, buz kalıpları olabilir, dondurulur. | , | Engin Akın, VatanG, 29.4.2007

f.






börtü böcü Bk. Bört böcek. | İnsanlarda, bütün mahlukat, erkeği kadını, kurdu kuşu, börtü böcüsüyle, bu sinemanın oyuncuları, esas kızı, esas oğlanı, misafir oyuncusu., | AKilimci, T, 9.4.2013








Bösmek | Patlamak, infilak etmek. | O anda Emine, BUMMM! diye böstü. Annemin ödü koptu kireç gibi oldu yüzü ... Emine küp gibi gerilmiş karnı yarılırcasına güldü, firladı yatağından: Abacım sen misin? bana bi cigara parası verir misin? neden böyle korkutuyorsun bu ..., | Leyla Erbil, Karanlığın günü, 1985, 32

f.






böyle bir dünya yok kalıp söz | Böyle bir dünya yok! Cuma günü beş bin lirayı bekliyorum., | bir telefon konuşmasından, 12.4.2017den sonra, 2.8.2017den önce şiiristanda hecelerin dili, G Taranoğlu, 1997








Böyle dağa kar mı dayanır | Birbirine ana baba olmuş kırk yıllık karı koca ayrı seçi oluyorlar... Değil ki böyle çerden çöpten yapılmış sözüm ona aile ocakları... Böyle dağa kar mı dayanır birader? ... (Tramvay sokak ağzında durmuştur... Eliyle içerlek evi göstererek) Misal mi istersin? ... Her adım başında... Fenerin üstündeki şu kırmızı evi görüyor musun? ... Orada iki çocuklu bir aile oturur... Arkadaşlardan biri söylüyordu. Bugün ayrılıyorlarmış..., Güntekin, 118-119








böyle geldi böyle gider Mihneti kendine zevk etmedir âlemde hüner / Gam u şâdi-i felek böyle gelir böyle gider., | Macit Zühdî (Ayral)/ M Kara, Dergâh, | 351, Mayıs 2019, 26

s.






böyleleştirmek | Bu hale koymak | Mevlananın En Güzel Şiirleri Böyleleştiren Basri Gocul, | Yy, ts, 2014den önce

f.






Böylesin | Böylesine (şiir) | Ben Alaattin Paşa / N'oldunuz, niçin böylesin açıldınız, / Kilit vururdum dağa taşa., | Dağlarca, DA19MD, (1969), 1998, 96

z.






Böylesine | Yiğidin giyiminde, kuşamında en ziyade gözüme çarpan şey, yeşil kadifeden, kenarları sırmalı çizmeleri oldu. Ben böylesine güzelini daha hiç görmemiştim., | C Emiroğlu, Gökbayrak, 139 | Böylesine bir özürün olmasını önleyecek bir düzeltme, kameracının kameranın bakacından birkaç saniye bakması ile önlenecektir., | Güner Sarıoğlu, Televizyon: program yapımı ve yönetimi, 1975, 50








Böyleyken böyle kalıp söz. | Böyleyken böyle oldu değil mi? , | H Aycın, Esrarname, 21








böyyük | Halkdili veya alay için. Büyük. | Şimdi bizim böyyük gazataların böyyük köşe yazarları bu kez de Tenten münasebetiyle yine muhabirliği övmeye kalkmasalar gayrı., | AŞen, T, 13.11.2011 | Öyle Pembe Panter gibi, her an sanki çok önemli işleri varmış da kafası o nedenle karışıkmış telâşeliklerindeki böyyük adam pozlarını yemem ben senin., | NÇınar, T, 16.4.2012

s.






brachyury | Ancak bu üzücü tablo yakında değişecek gibi görünüyor. Zira Workman ve uluslararası camiadan çalışma arkadaşları, geçtiğimiz günlerde brachyury adı verilen bir proteinin, kordoma hücrelerinin hastanın vücudunda hayatta kalması için kritik önemde olduğunu keşfetti., Hr, 19.02.2025








brahte | Çiçek kurulu; salkım tipi, 6-10 cm genişliğinde, yumurtamsı ya da darca uzun şekildedir. Brahte ve brahtecikleri yumurtamsı şekilde ve tam kenarlıdır., | | http://www.metetunc.com/? pnum=181&pt=Hezaren, 1.6.2014

a.






brahtecik | | http://www.metetunc.com/? pnum=181&pt=Hezaren, 1.6.2014

a.






Braille alfabesi | Görme engelliler için geliştirilmiş özel alfabe | Onlar, Türkiye ve dünyadaki gelişen olayları Braille alfabesi ile basılan 'Görülmeyen Gazete) sayesinde okuyorlar., | Z, 24.6.2012

a.






brain storming | Breyn sıtormink beyin fırtınası. | Başka türlü krizi 'handle' etmek (ele almak, idare etmek), 'brain storming' (beyin fırtınası) yapmak ve 'input'larımızı (veriler, girdiler) masaya yatırmak mümkün değildir., | PÖzdemiroğlu, H, 31.1.2015

a.


ing.



brakisefal | brachycéphale Kafatasının genişliği ile uzunluğu hemen hemen eşit olan (kimse); kısa kafalı. | Kafatası brakisefal olsa gerek Kazan'lı Tatar Sadri, Ordinaryüs Pırasasördür ya, bundan nâşî fevkal'âde çok bilmişdir!. Bütün dünya Türklerini Türkçe etrafında birleştirme ideolojisini (!) Meşhur Türkçülerden Gaspıralı Ismayıl Agasından ta'lîm eylemişdir!, Mehemmed Saffet, B.Vekil'in, Tatar Kazanı'nda Heykel Pereştişi!..., | http://www.turkcesi.biz/muharrirler/mehemmed-saffet/b-vekilin-tatar-kazaninda-heykel-perestisi.html, 07.12.2016/18.06.2018

s.


fr.



brandalı

s.
1. brandası olan. 2. branda kullanılarak.

x + tr. -lı
"TIR sistemi içersinde eşya taşımacılığı yapacak olan karayolu taşıtlarının tüm genel durumları yükleme bölmesinin yapısı, kapatma sistemleri, brandalı taşıtlarda branda nitelikleri ve geçiril- mesi , özel maksatlar için kullanılacak taşıtlarda niteliklerin neler olacakları tüm ayrıntıları ile açıklanmış bulunmaktadır.", Milletlerarası karayolu taşımacılığı ve Türkiye: seminer, ... , 1976, 97 | "Eskişehir esnafından yağmura karşı brandalı tedbir / Eskişehir'deki etkili olan yağmurdan ürünlerini korumak isteyen esnaf, tezgahlarının branda örterek tedbir aldı.", 12.11.2023, https://www.eskisehir.net/eskisehir-esnafindan-yagmura-karsi-brandali-tedbir"



Branşlaşmak | Halk müziği tam branşlaşmış denemez., | Süleyman Şenel, 12.7.2021, TRT Türkü

f.






branşman | (branchement) | 1. kalorifer, temizsu ve pissu tesisatında, ana düşey borudan çıkan yatay kol. 2. bir havagazı tesisatında, şebeke gaz borusundan binaya kadar olan ve bir ana güvenlik musluğu ile biten boru hattı.23 Ağu 2005 | ...motor-generatör gruplarını ragdiye* edebilmek üzere, buradan gelecek olan 110 KV'luk Çatalağzı-Karabük hattına bir branşman yapmak gerekecektir., | Bayındırlık işleri D, 1946, C 12, S 4, 58 | -Branşman Tesisi Vaziyet Planı: Şehir şebeke hattından, yapıya ait sayaç çıkış vanasına kadar olan tesisat ve donanımı nitelik ve nicelik bakımından gösterir ölçekli ve açıklamalı krokiyi,

a.


fr.



bravo | Öp de başına koy, dahası var, dinle de yüreğine inmezse, bana dönmezsen bravo. | , | KTahir, AşkÇetesi, 88








Bre ünlem. | Bukağıkıran: (Ortaya fırlar.) Haydi bre Demircioğlu! (Demircioğlu ile birlikte oyuna girerler. İki kişi karşılıklı oynarlar.), | Tecer, 1969, 45








breaking bad | insanla muhatap olmamak için görmezden gelmeyi ustalık edinmiş, metroda vs telefona gömülmeyip sağını solunu izleyen, trabzonu sevmeyen, breaking bad üzerine konuşabilecek yetkinliğe sahip olan, kemal tahir'in eserlerini defaatle okuyan, futbolla falan işi olmayan biri lazım., justinianus @buyukjustinyen, 28.09.2024, X

b.a.


ing.



breaking news | flaş haber, şok gelişme, sıcak gelişme, son dakika haberleri | Onların manşetlerinde yer bulabilmek veya 'breaking news'larına konu olabilmek için 'Kaide' olmak lazım (...), | H Albayrak, Karar G, 12.5.2018

a.


ing.



breh breh | Şaşkınlık ifade eder. | Breh... breh... breh... Şu 'yemek çekleri' diyorum... son üç-beş sene içerisinde nasıl da 'atak' yaptılar öyle, şaşırır insan., | RTahiroğlu, T, 24.8.2010 | Biz, 'Doğu'ya giden bir gemide 'Batı'ya koşturan safdiller değiliz!...' diye haykıran Sakallı Celal Bey'i buldular karşılarında! (s.19). Breh, breh, breh! İnsan yaşlanınca Orhan Karaveli Amca gibi oluyor zahir!, | İKüçükkılınç, 12.05.2011 eposta | Breh breh! Bunu kim söylüyor? Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir milletvekili! Ne zaman söylüyor? Lozan Andlaşması görüşülürken! | Lozan kahramanlarının gözlerinin içine baka baka!, | D M Doğan, KararG, 8.8.2019

ünl.






breş | Faylanma tali kalmıştır; indifai yarıklar gizlidir. Magmatitler de yer yer kırıklıdır, makaslamalar ve sürtünme breşleri vardır. Masifler için literatürde bahis konusu edilmiş | blok faylanma tayin ve teyide muhtaçtır., İÜ FenFakültesi M, 1961, 167

a.






Bretanya | 16- Matelot, 1893 (Tayfa. Bretanya balıkçılarının hayatını anlatır.)., | Loti, CCT, 12

a.






Breton'lar | Vapurda hizmette bulunan bahriyeli mutaassıp Breton'lar, bu gülüşmelerden, bu kedi miyavlarından, bu istihzalı kahkahalardan, ulviyeti ve mukaddesatı istihfaf manasını çıkarmışlar. Vaftiz oyununa nefret etmişler., | A Ş Hisar/Loti, CCT, 126

a.






brezilya cevizi

b.a.






brezilya dizisi | Eğer biz de olmasaydık, Türkiye 2011 haziran seçimlerini büyük bir yalan rüzgarı izler gibi, Brezilya dizisi izler gibi izleyip geçirecekti., | SDemirtaş, T, 26.5.2011








Brezilya poposu | Güncel hayatta da çoğu kadının Brezilya poposu estetik ameliyatları veya squat* hareketleri ile kalçalarını büyütüp şekillendirilmeye çalıştığını görüyoruz. Erkeklerin kadınların kalçalarına olan düşkünlüğü dilimizde | Yemekte salça, kadında salça..., | M O Güloğlu, Aşkın Bilimi, 2020, ? | Brezilya poposu var tüm kadınlarda. Ben de Çeşme'de arkadaşın yazlığına gidince terasta giyiyorum g-stringi. Popomun yarısı beyaz kalmasın diye... Ama, plaja da onunla çıkamam. Götüme güveniyorum da bizim millet alışkın değil., | Arzu Mutlu, Kadınlar yanlış biliyor, ? , 44, 10.7.2021g

a.






Brezilyalı | Yaaa efendim... Biz de memur beyden duyduk, pek üzüldük. Oysa gazeteler bu Brezilyalıları hiç de önemsemiyorlardı., | O Hançerlioğlu, 1959, 70

a.






BRICS | Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan ülkeler topluğu. | Avrupa'ya BRICS eli uzanıyor., | T, 15.9.2011

kıs.






bricoleur | Yaban insanın bricoleur söyleminde yılan'la şimşek arasında kurulan bağıntı, nasıl bir benzeşime dayanıyorsa, Divan şiirindeki dilsel metaforlar olan mazmunlar da, mesela yılan'la saç arasında olduğu gibi, yine benzeşime, yani analojiye dayanarak inşâ edilmektedir. | , | HYavuz, Z, 17.10.2012








brief / brif briif | Özsunu. Kısa bilgi verme. Bilgilendirme. | Çünkü bu yaz yaklaşık iki-üç ayımı yurtdışında geçirdim ve bütün bu brieflerden habersizdim. [K]usturica'ya birileri birtakım briefler veriyor. | Böyle söylersen şöyle olur diye., | SKaplanoğlu, T, 11.10.2010 | brif | brief özet bilgi* | Detay isteyenlere özel olarak brif verilir., | FUğur, Türkiye, 14.5.2015 | brifiye etmek | Anlaşılan İsmail Abi, Londra konusunda Ahmet'i brifiye ediyor..., | YZBaşbay, 18.2.2012 eposta

a.


ing.



Brindava | Dolaşır düşüncelerim / Gopi'nin dergâhında / Faaliyetimin tarlası / Brindava'nın bahçelerinde., | Reddy/İslam, 2000, 9

a.






Bristollu | Onun zihnine bu fikri sokan Bristollu John Arthur Roebuck Rudge gibi uzun bir isme sahip olan ve 'Projeksiyonlu lamba sihirbazı' diye anılan birisidir., | Sanatlar, C 1, S 1, 15.2.1955, 41

a.






Brit

a.
1. Düğmeyi iliklemek için kumaş veya iplikten yapılmış özel bir tür ilik. 2. Nakış veya dantelde motifleri birleştiren bağ. 3. Giysiyi çengele asmak için kullanılan, giysinin enseye yakın bölümünde yer alan ince şerit: Üst köşelerin üstünü 1 cm uzunlukta biritlerle dikerek tutturun (Burda). KL
tekstil.
fr. bride
"...Kalemli Pirinç Malzeme · Metal Malzeme · Kaplamalı Metal Yuva Pirinc Metal Yuva ·Brit ve Halka · İğneler · Akrelik Taşlar · Hematit Epoksi Simli Taşlar · Noktalı-., | www.sgs-aksist.com/metal_tasli_bos_serit.html, 23.09.2015+



Brit a sürahi.








brita sürahi

a.



"Bir kadınla düğün yapmış bu adamın şimdi tek kişilik odada duvara yaslanmış bir yatakta yaşadığını düşünmek çok acayip. Buzdolabında paketli ördek sosları, bira, kumlu bir Brita sürahi. Maggie'ye göre, bunu isteyen Mateo'dan çok kendisi. Mateo, onun bakire olduğunu bilmiyor. Daha birkaç ay önce evlenmeden hamile kaldığı için ablasına kök söktürdüğünü bilmiyor. İlk Maggie uzanıyor yatağa.", L Taddeo, Üç kadın, 2021, ?"



Briyantin | Kollarını ve koltuk altlarından başlamak üzere vücudunun bütün görünür görünmez yerlerini tuvalet ispirtosiyle sildikten sonra briyantinle saçının permanatını tazelemiş, cımbızla kaşlarını düzeltmiştir. Sonra yanaklar, dudaklar, burun vesaire kim bilir kaç kat cila ve boyadan geçmiştir. Daha da kim bilir ne teferruat!, | R N G, Tanrı Misafiri, 140

a.






briyantinlemek | saçlarına briyantin sürmek | [Rüştü] Onur son günlerine kadar koyvermez kendini. Saçlarını briyantinler., | Ayhan Hülagü, ZPazar, 11.3.2012

f.






Briyatinli | Vazi, zavallı bir mahalle bekçisi, otomobilli debdebeli, lüstrin iskarpinli, saçı briyantinli, anlı şanlı bir kübera pezevengile, söyleyiniz, hiç hemayar, hemseviye olabilir mi idi? ... Hangi küstah, hangi cür'etkâr boyuna bakmıyarak böyle bir iddia sardedebilmek hamakatini gösterirdi? ... ., | Selahattin Enis, Mahalle, Vakit, 24 eylül 1930, 2

s.






briz perde | genellikle eski tip şık cafelerde rastlanabilen ya da eski evlerin mutfak camlarında görünebilen bir tül perde cinsi. aslında açılabilen kanatlar için oldukça fonksiyonel bir perdedir. 2 adet ince çubuk biri pencerenin üstüne biri de altına takılır arasına da akordeon gibi sıkıştırılmış tül perde gerilir. yer tasarrufu da sağlar rüzgar esti mi uçmaz gayet kullanışlı bir üründür. hatta bütün tülleri çıkartıp bundan taktırası gelir insanın eve, | paganini, EkşiS, 19.6.2009 briz çubuğu | briz perdeyi sabitlemek için takılan özel çubuk. 2.1.2015 Hereke

a.






brode

a.
Kâğıt, kumaş, deri gibi malzemeler üzerine makine veya el ile yapılan kabartma şeklindeki işleme veya nakış:

fr. brode
"Beyaz, brode işli yakandan, kokulu bir zambak gibi yükselen başınla, güzelliğin, gençliğin, tazeliğin, sağlamlığın bir timsali gibiydin Nirka.", C Uçuk, DS, 1971?, 5"



brokar | ...ooooo-o brokar sabahlık-., | NGüngörmüş, 1999, 79

s.






brokolili | Borokoli barındıran, brokoli içeren. | Brokolili olanları bile var. Kullanılan sarma materyalleri kızılötesi ışınla kurutulmuş, yumuşak, esnek tabakalardan oluşmakta, bu tabakalar bileşimlerinde en az yüzde 75 sebze ve meyve içermektedir., | TürktarımD, 2004, S 155-166, 781 bronz | 1. Tunç. 2. | Bronz | tunçtan yapılı.

s.a.






bronşiyal | Londra'daki evinde cansız bedeni bulunan ünlü şarkıcının, bronşiyal astımın tetiklediği kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan KOAH'tan dolayı hayatını kaybettiği bildirdi. Sanatçının ölümünde ayrıca geçirmekte olduğu solunum yolu enfeksiyonunun da etkili olduğu açıklandı., Karar G, 29.07.2024

s.


ing.



Bronz | tunç | Alüminyumdan bronza, taştan ahşaba kadar farklı formlarla çalışan ve zihninde tasarladığı üç boyutlu esere yüzde yüz ulaşana kadar tasarım sürecini sonlandırmayan Karakaya..., | B H Karakaya / S Akgün / F Makasçı, Raillife, ekim 2019, S 133, 64

a.






bronze | Bu kadar kaslı ve bronze bir vücut ile veremden ölmek üzere olan 20'lik bir şairi oynamayacak da ne yapacak çocuk ayrıca? , | BAltuğ, T, 31.1.2012

s.


fr.



bronzlaşma





Bronzlaşmanın keyfini çıkarın.



bronzlaşmak | bronz rengi almak, tuncarmak. Güneş yanığı rengine boyanmak.

f.






bronzlaştırıcı | bronzluk veren şey. | Ne açık, ne çok koyu olan bir sprey bronzlaştırıcı işinizi görür., | www.saglikordusu.com, 30.6.2011 | Çantasının içine dört tane havlu, güneş koruyucu, bronzlaştırıcı, saç spreyi, krem, tarak, dergi, soğuk içecekler ve daha bir sürü şey doldurmuştu, Simge., | Kazancıoğlu, 20

s.




GTS-



Bronzluk –ğu | bronz rengi hali, tunçluk. | Hâla yatıyordu gözleri kapalı / ölüm bronzluğunda yanmıştı teni., | O Şimşek, 2000, 5 | Güneşten uzak durup istediğiniz bronzluğa kavuşmanız mümkün., | www.saglikordusu.com, 30.6.2011 | Acaba Murat Boz mu olsa diye aklımdan geçmiyor değil; kassa kas, bronzluksa bronzluk., | BAltuğ, T, 31.1.2012 | Leke tedavisi için bronzluğun açılması beklenmelidir., | D Avşar, HrKlbk, 26.8.2019

a.






Broşürcü | Broşürcü aranıyor., | el ilanı, 24.3.2023, Beyazıt | Broşürcü aranıyor Fatih / Veznecilerde dil okulu için broşür dağıtacak ekip arkadaşları arıyoruz. Broşür dağıtımı için deneyimli arkadaşları arıyoruz yaş 18-35 yaş. İrtibat No ..., | el ilanı, 21.8.2023, 16.31, Vezneciler, Beyazıt

a.






Brownie | Tabii, derinlerde bir yerde çikolatalı brownie ile döner kebap ve bazen de bir bardak bira arasında gidip geldiğimi saklamaya çalışıyorum., | AFinkel, T, 27.9.2011 | amerikan brownie | 2013 ilandan

a.


ing.



broy broy

ünl.


tr.
"Broy broy desek dağlarda / Gül gülistan içinde görseler bizi." EnverGökçe, Vatandaş, 1945 | "Broy sözü yadımda-yaddaşımda varmış... elə bu cür, "... broy- broy... " təxminən aman-aman anlamında." M Süleymanlı "



broy broy | Broy sözü yadımda-yaddaşımda varmış... el? bu cür, | ...broy- broy... t?xmin?n aman-aman anlamında. M Süleymanlı, 525-ci qezet, 11.8.2007 | Sefil ömrümüzü, deli ömrümüzü, gelin ömrümüzü... Güneşte güneşlesek / Dal kırsak, toplasak, ateşlesek / Broy broy desek dağlarda / Gül gülistan içinde görseler bizi. Enver Gökçe, Vatandaş, 1945 | | b?b?k arzumanı, çocuq d?rdlisi, / yer hay, m?lum, d?rdlisi, broy. / iblisin qanlısı xudaya t?r?f / xudaya broy, broy! E Başkeçid, Bakü, 2007 | Barışsevmez bir hakan uğultulu beynini döver. / Cevval ve cilveli cengaverler, / Son uğraşta öldürdüklerine ağıtlar yakar. / | Oy broy broy!... diye diye kadim bir lisanın artıklarıyla., | Ahmet Yozgat, Apostolla 64 bin sayfa | ALDI KOCA BEY: Senin o tekdirin bize abestir / Bu yiğitlik sana kimden mirastır / Eğer ki kulluğan verirsen destur / İnan üçten beşten senden / Geride kalan değilem broy!, | Köroğlu | Güneşte güneşlesek / Dal kırsak, toplasak, ateşlesek / Broy broy desek dağlarda / Gül gülistan içinde görseler bizi., | EGökçe, Vatandaş, 1945 | Cevval ve cilveli cengaverler, / Son uğraşta öldürdüklerine ağıtlar yakar. / 'Oy broy oy broy!...' diye diye kadim bir lisanın artıklarıyla., | A Yozgat, Apostal'la Altmış Dört Bin Sayfa | Broy Yayınları.

ünl.






brunch | branç iri kuşluk kahvaltısı | Geçen pazar, Emirgan'da güneşli bir brunch sırasında passimoza'larımızı içerken (ben içiyordum aslında; o alkolün tadını sevmediği için meyve suyu içiyordu) Londra'da buluşmak üzere sözleştik. | , | BAltuğ, T, 25.3.2012

a.






brunchvari | Hayır, hayır, genel olarak modalara, özel olarak da ülkemizde yaygınlaşan şu 'brunchvari' kahvaltı adetine karşı çıktığım sanılmasın!, | Uluengin, T, 14.9.2012

s.






BRUV








brütal | brutal: zalim. | Benim en büyük farkım, o screamler brütaller., | HaykoCepkin, ZCumartesi, 1.12.2012

a.


ing.



brütüs | sen de mi BrütüsMuazzam Azzam Bey, Vefik Beye 'Sen de mi Brütüs!' der gibilerden baktı., | N Güreli, SO, 82

dey.a.






BSMV | ... tamamen ödeneceği tarihe kadar işleyecek faiz, BSMV, fon, masraf ve sair her türlü ferileriyle birlikte 30 gün içinde ödenmesini, 27.5.2021, Ziraat Bankası, muacceliyet ihtarnamesi

kıs.a.






BSTS / Kentbilim Terimleri Sözlüğü 1980 2. Herhangi bir dizgeye göre, o dizgenin sağladığı işlevlerden yararlanmak üzere dizgeyle etkileşime giren kişi ya da kuruluş. BSTS / Bilişim Terimleri Sözlüğü 1981 | Facebook'ta bir grup kuran kullanıcılar, İsrail'in Ankara Büyükelçiliği önündeki sokağın isminin Mavi Marmara olarak değiştirilmesini önerdi., | T, 5.9.2011








BSTS / Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü [P]olikistik meme hastalıkları ve kanseri, şişmanlığa ve obeziteye bağladığını, en önemlisi de bütün bu hastalıkların genetik olmadığını, önlenebilir olduğunu ileri sürdüğünü yazmıştım., | Telesiyej, T, 15.11.2011








BTB betebe | BTB kaplı tüm camiler ucubedir., | RRasim, T, 10.8.2012








BTR | bir tür silah. Su üzerinde de gidebilir. Bir tür silah. Jandarmanın genelde kırsal bölgelerde kullandığı tank-panzer karışımı çift motorlu hayvansı alet. 15 km. menzilli uçaksavar mermisi atan bir de silahı vardır. Mekanize timlerin bir unsuru bir BTR' ye sığar ve devriyeye çıkar.22.06.2004 | Sekiz tekerlekli oluşundan dolayı er, erbaş arasında lakabı tırtıl olan panzerdir. ekşi sözlük. | [T]ank, BTR, akrep gibi 'ileri' savaş araçları bulunmuyor., | EMahçupyan, T, 09.05.2010

a.






bu da ne





"Bu da ne diyenler için yazıyorum, ama ev köftesi yapan herkes bilir. Annelerimiz anneannelerimiz köfteyi böyle yaparlardı, böyle öğrettiler.", Şemsa Denizsel, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 8"



bu kadarcık | ... böylece bütün ömür her gün o Köprüyü görebileceğim düşüncesiyle sevinir, bu kadarcık şeyden mesut olduğumu kimseye söylememek ister, söylersem beni ondan, mahsus, inat olsun diye ayıracaklarını sanarak onu bir sır gibi içimde saklamak ister, şimdi alacakaranlıkta, hep çalkantılı suyun her alçalışında meydana çıkan yosunlar arasında Köprüye sıkı sıkı yapışmış, kendilerini Köprüden söküp koparmak isteyeceklerin parmaklarını kanatacak; tırnaklarını kıracak gibi duran midyelere dalar, ben de o midyelerden biri gibi olmak isterdim., | Z O Saba, Köprü, Mesut insanlar fotoğrafhanesi, 140 MReşit








Bu sporu yapanlar, elbette, böyle bir deneyimden genellikle yara almadan çıkıyorlar. ++








bu terazi bu sıkleti çekmez | Doktor -Vazgeç canım... Biz seninle şöyle böyle kırk senelik arkadaşız... Her zaman gelip görmek isterim ya... İşim başımdan aşkın yoksa... Fakültedeki dersler... Sonra hastadan hastaya koşmak... Yaşamak öyle güçleşti ki... (Yorgun yorgun yaslanarak) Bu yaşta bu terazi bu sıkleti çekmiyor vesselam..., | R N G, Tanrı Misafiri, 75








Bû-Hanîfe şehri | Bağdat | Bû-Hanîfe şehrin ihmalinle vîrân ettiler / Sende âyâ gayret-i dîn-i peygamber yok mudur? , | Muradi, EGŞA, 167

a.






buba

a.
baba.

ar. baba'dan
Komşudan kimsem yok sahip olacak / Bubam yok ki arkam sıra gelecek / Mahalline varup rica kılacak / Elveda olsun şimden sonra gelem 52



buba | halk. Baba. | Bubaaa, Ökkeş yapar, sen hiç merak etme, dedi. | Düşer müşersin oğlum... | Çanak mı kırılır buba? | Kırılır ya. | Kırmam buba... Ben çok düştüm, ama çanak kırılmadı. | Haydi bakalım öyleyse sen bilirsin..., | M İzgü, ÖK, 8 | Meraktan çatlayan ana, buba (baba) ve oğlan çağrılma nedenini öğrenmek için hemen davete cevap verirler., | asicaldan, 3.3.2017

a.






bubaş

b.a.
çay içilip çerez yenen akşam çağı.

tr. bu+baş
"Türklerde gece bubaş, arabaş ve obaş diye üçe ayrılır. Bubaş, çay içilip çerez yenen akşam vakti | arabaş, kabaca yatmadan önceki zaman dilimi ki meşhur çorbanın adı aslında "arabaşı" değil "arabaş" çorbasıdır. Obaş ise gecenin sabaha yakın olan kısmı yani sahur vaktidir.", @dil_hekimi, 19.12.2021, twitter"



bubonik | Bubonik veba ve çiçek virüslerinin de Sibirya'da gömülü olma ihtimali var. | , | JFox-Skelly, Buzullarda Saklı Hastalıklar Yeniden Canlanıyor-BBCTürkçe, 16.5.2017

s.






bubu | Bubu elbisesinin sırtında bebek taşıyan koca popolu Afrikalı kadınlar mı istersiniz, yoksa tablet bilgisayarının ekranında borsa izleyen casual kıyafetli züppeler mi? , | Uluengin, T, 1.2.2014

a.






Bucak –ğı | hamd bî-pâyân ol kâdiru subhâna ki kudret-i hak x / on sekiz bin âlemi mevcûd kıldı ve cümle eşyâyı yokluk bucağından vücûd sahrâsına getürüp kendü birligine delîl kıldı** | Diyarbekir ocaktır (Balam) / Mardin hoş bir bucaktır (Vuy nereye) / Şu Mardin'in kızları (balam) / Ecelsiz ölecektir (vuy nereye ağam nereye), | Diyarbekir ocaktır, | http://www.turkuler.com/sozler/turku_diyarbekir_ocaktir.html, 4.8.2017g

a.






bucak bucak kaçmak

dey.
bir olay, bir durum veya bir kimseyle karşılaşmamaya çalışmak


"Bucak bucak kaçarken dinmeyen yağmurlardan / Sığınaksız sokaklarda hep doluya tutulmuş", İlhan Geçer, 1986, 38"



Bucurgat | Bucurgatlar gıcırdayıp duruyordu ama Bayan Hamlyn`in kulakları gürültülerini işitmez olmuştu., S Maugham, 1959, 3

a.






buçuk –ğu | Sakının ağalar beyler küçükten / Yanağı gamzeli eğri buçuktan / Arılar bal yapar bir bir çiçekten / Hazaket arıda ya dost, balda neler var!, | Karacaoğlan

a.






Buçuklu s.








buçukluk -ğu | 1. buçuk değerinde. 2. yarımlık. | Bir gün Hoca Sivri-Hisar'da baltasın sanduğa koyup kilitlemiş. Avradı aydur: | Niçün baltayı sanduğa korsın? demiş. Hoca: | Kedi almasun. Avratı: | Kedi baltayı alur mı? demiş. | Be hey av¬rat! Buçukluk ciğeri alan, on akçelik baltayı almaz mı? demiş. (P. Naili Boratav), | @AletIsler, 29.4.2024, X | buçukluğun mücevheri noterler*

a.






budak özü

dere adı.
Sungurluda dere adı.


"Bir kaza tanırım, oraya gitmeli, / Tozlu yollar geçmeli, dertler deşmeli, / Körpınardan içmeli, Budak özünden geçmeli, / Anadolunun sembölünü buradan seçmeli.", Celâl Beykal, 1956, 51"



budaklanmak | Budak sürmek, dallanmak. | Fakat sana açık açık söylüyor, büyük bir and da içiyorum: Şu asa tanık olsun! Hiçbir zaman artık yapraklanmıyacak ve budaklanmıyacak. Dağ başındaki ağacından kesildikten sonra artık çiçek açmıyacak olan bu asa hakkı için!, | Homeros/A C Emre, İlyada, ?

f.






budaklı | budağı olan. | kazması çentikli, budaklı bir daldı / yapış yapıştı / terden / işliyordu ki toprağı / nasıl işlerse bir demirci / bir işçi / dokursa / verirse kendindeki sudan., | Halûk Aker, Terman'da Yağmur zamanı, A Püsküllüoğlu, KKV, 1979, 229 | | Armut budakli armut / Kim kırdi dallarını? / Yar buradan geçerken / Aç oğa kollarini, | Halk türküsü

s.






budalaca | 1. budalaya yakışan. | Bu kitapların hiç birisi arzusuna göre değildi; bazısı budalaca hayalî, bazısı hayvanca hakikî idi; bazısı da o kadar sönükt?? ki, okunduktan sonra hatırda hiçbir iz bırakmaksızın kapanıp gidiyordu., | YKK, KiralıkKonak, 31 | 2. | budalaya yakışır biçimde, budalacasına. | Kiryuşu derin bir iç çekti, uzun ve budalaca bir kahkaha attı ve eve geri döndü., | N Berberova, Mozart'ın dirilişi, 1994, 47

s.z.




TDK++



budalaca | On-on iki yaşlarına kadar bazan hayli uyanık olan Müslüman çocuğu, din terbiyesi görmeye başladığı yaşlardan itibaren, birdenbire mutaassıplaşır, mutlak hakikat sandığı şeye sahip olmanın verdiği budalaca gurura kapılır, kendini alçaltan şeyi bir imtiyaz sanarak mesut olur., | Loti, CCT, 19

z.






budalacasına | budalaya yaraşır bir biçimde, budalaca, aptalca. | DANİŞ (Budalacasına sevinerek) Aman Peri yine eğlence mi var? PERİ- (Etrafa) Aman Yarab cinlerle perilerle korkutulan, şeytanlarla umacılarla ürkütülen, efsunlara simyalara, tilsımlara inandırılan insanın vehmi ne derecelere ..., | Ahmet Mithat, Ahmet Mithatın tiyatroları, 1990, 190

z.






budam | Nar ağacı budam budam / Yar yitirdim nerelerde bulam / Kız goca ilin içinde gözlerinden bilem, | Ürgüplü Refik Başaran /MÖzbek, Folklor ve türkülerimiz, 1975, 125-128 | Gül ağacı budam budam // Gül ağacı budam budam / Gülü bitmez aslı nidem / Seni bana veren Huda'm / Ninni yavrum sana ninni, | NÇağlaroğlu/VBaştuğ, Seçme ninniler, Nesil, İstanbul 2013, ?

a.






Budapeşteli | Budapeştede doğan veya yaşayan. | Dünyanın en özel şehirlerinden birinde yaşayan bir müzisyen olarak projemde 1900'lü yılların İstanbul şarkılarını, uzun yıllar Osmanlı topraklarnın parçası olmuş bir kültürün içinde yetişen Budapeşteli birbirinden özel Çigan müzisyenlerinin zevk ve ustalığı eşliğinde yorumlayarak sizlere dinletmek istedim., | Meral Azizoğlu / D Hızlan, Hür, 18.6.2018, 18

s.






buddemci | yanlış kayıt muhtemelen bu remilciler o şekilde kaydedilmiş. başka hiçbir yerde geçmiyor. | Benim babam buddemcilere [bu remilcilere] baktırmış. Rem[il]ciler, buddemciler [bu remilciler] demişler ki, senin oğlunun eceli şah oğlu Şah Abbas'ın elinden., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 214

a.






buddha | Zaten Sanskrit lisanında 'Buddha', 'uyanık' anlamına gelmiyor muydu? , | İOAnar, GK, 161

a.






budun

a.



"Klara bir bozguncudur. Budunlar içine girip halklar arasına kundak sokuyor. Marlen Kirloviçe gelince ... O da bir bozguncudur"



buduncu | siy.1. Etnolog* 2. İzmir merkezli ateist, şamanist, kafatasçı, aşırı milliyetçi olan türk öbeği. almanyadaki naziler gibi antropolog, 17.11.2005, EkşiS, 16.1.2016g | Buduncu gelecek inancımız her türlü güçlüklerin üstündedir., | Cenk Tozkoparan, BuduncuGelecek,İstanbul 2007 (tanıtımdan)

a.






Buduvar | Arifiyeden beri kapalı dedikleri doğru ise trendeki ayakyolunu bir muvakkat buduvar haline getirmiş, tuvalet çantasındaki losyon şişelerini, çeşit çeşit tüpleri, kreyonları, saç, diş, rimel fırçalarını musluk taşındaki oyuklara sıralamıştır. Kollarını ve koltuk altlarından başlamak üzere vücudunun bütün görünür görünmez yerlerini tuvalet ispirtosiyle sildikten sonra briyantinle saçının permanatını tazelemiş, cımbızla kaşlarını düzeltmiştir. Sonra yanaklar, dudaklar, burun vesaire kim bilir kaç kat cila ve boyadan geçmiştir. Daha da kim bilir ne teferruat! ., | R N G, Tanrı Misafiri, 140

a.






budvar | Ev sahibesi hanımların yalnız kalmak veya misafirleri kabul etmek için kullandıkları küçük süslü oda | Sen yatak odamızda yatacaksın! Ben karyolamı budvarıma taşıttım..., | CUçuk, CB, 63

a.


fr.

GTS-



bugata | Muhtelif tip kriko, agraf, bugata ve ray bükme presi teklif verme, | RG, 1953, 6861

a.






bugi bugi | Bu ülkede yaşamak, çılgın bir lunaparkta korkunç bir hızla giden bir 'bugi bugi'ye binmek gibi., | AAltan, T, 2.10.2010 buggy | Demet Akalın, kızı ve eşi, Buggy ile denizde tur attı., | HKelebek, 21.6.2016

a.


ing.



bugünleştirmek | Tarihi bugüne taşımak. | ayakta uyursa / bu ülkenin sahibi emekçiler / onlar dünü bugünleştirirler / düşmesin ellerine fırsat / insan yağından sabun yapmayı / kurumlaştırırlar, | K Aydemir, 1991, 38

f.






Bugünün güneşiyle yarının çamaşırı kurutulmaz





Güler , 28.4.2024



bugünün yarını var | Bu günün yarını var, bu hayat baki değil. / Dünya kimseye kalmaz hiç unutma iyi bil., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 80 (30.05.2025)








buğ | buğu, buhar | Bizi dinleyen bir başka komşum da, 'Kepek buğuna burun tutmak nezlenin baş düşmanıdır.' diyerek sohbetimize katıldı., | MYağmur, 45

a.






buğ buğ yüzmek | dumandan gemilerimle buğ buğ yüzerek hasretini / vurgun yemiş bir sünger avcısı gibi sırtüstü uzanıp yıldızlara bakacağım., | Alişan Ata, 2000, 38








Buğa | boğa. | Attan aygır, koyundan koç, sığırdan buğa kırdırın., | Tecer, 1969, 89

a.






Buğda | buğday. | Buğdanın kıratı dört pangınot / Alaf bol, katık* bol / Yoksulluk kapıyı çalmamıştı böylesine., | Ş Belli, Ağa kapısı, 96

a.






Buğday ile koyun gerisi oyun atasözü | Haber : Eker: Buğday ile koyun, gerisi oyun: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi... | http://goo.gl/fb/3wtgC, | haberegir @haberegir 21 Eyl 2011, twitter








buğdaysız

s.
buğday olmaksızın.

tr. buğday-sız
"Tekirdağ Çerkezköy'de şu an Kimya fabrikası yanıyor. Gidişatın farkında olmayanlar topraksız, buğdaysız, ormansız, kitapsız, karbonsuz yeni dünya düzeni'ne sert geçiş yapılıyor. Adana'da da bugün 18 Geri dönüşüm tesisi yanıyor. İklim Krizi diyecekler. Deccalin Yüzyılı! #patlama, Ali Osman Önder @aliosmanonder34, 7.8.2020, X"



buğu önleyici | Buğu önleyici kullanma talimatı otomobil, ev, büro, vitrin, gözlük camları ve aynalarında buğulanmayı önleyerek kalıcı bir etki bırakır., | Comrade buğu önleyici anti fog, 6.6.2019, ambalaj








buğulandırmak | Anneannem özel bir yöntemle, pirinç suyunu çekince, pilâvı ga¬yet hafif kıvılcımlı ateşte buğulandırır, yarım saat kadar da bakır tası öylece kapalı bekletirdi... | , | Sİleri, ZCumartesi, 22.9.2012

f.






Buğulanıvermek | Sokaklar düşünceli, hüsnükabûl yağmurdan / Bir yıl aralığı'nda buğulanıveren ayna / Kalbin çaldığı kapıya; reddiye balkon!, | Hülya Deniz Ünal, 2006, 44

bf.






buğultu | Hava sıcak, pencereler, balkon kapısı, herşey açık.Dışarıdan bir buğultu geliyor., | AKanca, 11.6.2013 eposta

a.






buğuzlu

s.
buğzu olan kimse.


"Yine şöyle buyurulmuştur: "'Sizin bana en buğuzlu ve benden en uzak olanınız (aranızdan) sarsârûn, mutefeyhıkûn ve muteşeddikûn (takımları)dır.' 'Sarsar' bâtıl ve çirkin hususlarda çok konuşan kimselerdir.", Kınalızade Ali Çelebi, Ahlâk-ı Alâî, 1974, 253"



buğuzlu | buğzu olan kimse | Yine şöyle buyrulmuştur: 'Sizin bana en buğuzlu ve benden en uzak olanınız (aranızdan) sarsârûn, mutefeyhıkûn ve muteşeddikûn (takımları)dır.' 'Sarsar' bâtıl ve çirkin hususlarda çok konuşan kimselerdir., Kınalızade Ali Çelebi, Ahlâk alâî, 1974, 253

s.






Buharlamak | Bir maddeyi, belirli özellikler kazandırmak veya kalitesini yükseltmek için buhara tutmak. | kıyım kıyım kıyan benim seni / buharlayan / harmanlayan / harlayan / gürül gürül gürleyen / makinalarda, | Ozan Telli, Şahince, 25 | Buharla ve giy!, | Hesaplı Philips buharlı ütü, 28.12.2023+

f.






buharlaştırmak | 2 milyar doları buharlaştıranları bile bulup dolandırıyor... M Soysal, Hr, 5.6.2021, 15

f.






Buharlık –ğı | vapur hepsini bırakıyor eli mecbur / buhar sonunda yapıyor buharlığını / çıldırırken bacada kapeleler / çımacı iskelede bitiriyor / babayla olan ahbaplığını, | V Çiçekli, 1991, 10

a.






buhrân | bunalım. | Bugünler her yerde kendisini gösteren buhrân-ı mâlî bizim keseye şiddetlice bir darbe indirdi., | K D, E Ülgen, 58

a.






Buhranlı | bunalımlı, krizli | Milli enmûzec, bir de ferdi ruhları içtimai ruh içinde eriten büyük tecemmu'larda, yani buhranlı anlarda tecelli eder. Meselâ Türkün milli enmûzeci en bariz surette Çanakkale müdafasında göründü., | Z Gökalp, Tamamlanmamış eserler, 1985, 142 | Doğu'daki karışıklığın buhranlı zamanlarında Avrupa'da gürültüye sebep olan konsolosların öldürülmesine karşı bir çeşit tarziye olmak üzere, bu idamları Fransız ve Alman devletleri istemişlerdi., | Loti, CCT, 250 | Mademki ölüm ümitsizliğimizin tam bir aydınlığı içinde bize her inandığımızın hayal, her düşündüğümüzün boş ve her itikadımızın hayal, her düşündüğümüzün boş ve her itikadımızın saçma olduğunu cevap kabul etmez bir vuzuh ile gösteriyor, ölüm mademki bize varlığımızın tadı ancak duymaktan, hikmeti ancak yaşamaktan ibaret olduğunu tahammül edilmez bir şaşaa içinde gösteriyor, ve mademki hayat en çok ölümün karşısında buhranlı, aciz ve çaresiz görünüyor, demek ki yaşamanın en büyük, en mahrem, en samimi acısı telafisiz, tedavisiz ve atisiz ölümü temaşa etmek, anlamak ve duymak olacak ve, bu ateşle evvelinden yanmak olacaktır., | A Ş Hisar, | Ahmet Haşim'in Ölümü, | Varlık, 63 MReşit

s.






buhurcular | Buhurcular bölük bölük geldiler, / Ak göğsümü delik delik deldiler, / Konağın önünde resmim aldılar, / Ak kağıt üstünde tanıyın beni. // Şu Dinarın sıra sıra söğüdü, / Biz geçerken yapracığı çürüdü, / Buhurcular küçük idi büyüdü, / İnce Memet eyvah vurdurdu beni!, | G Altıntaş, Türkülerden seçmeler, 42

a.






Buhurdan | buhurluk | Aleyhinde tahliye davası* açılmış olan bütün vatandaşları, Okmeydanına toplayayım diyorum. –Buhurdan yakmak için mi? , | GugukG, 17.5.1947, 1

a.






Buhurdan | buhurluk. | Biraz ötede bir buhurdan etrafa cennet kokuları salıyordu. Bîçâre çocuk bu hâli görüp fevkalâde bir hâlet-i rûhiyyeye kapıldı., | K D, E Ülgen, 276 | Aleyhinde tahliye davası açılmış olan bütün vatandaşları, Okmeydanına toplayayım diyorum. –Buhurdan yakmak için mi? , | GugukG, 17.5.1947, 1

a.






buhurlanmak

f.



"Sezer-Hüsrev / Adın adımla derdin derdimle mühürlensin / Eyüp Sultan semtinde demlensin ıtırlansın / Medine'ye giderek hatif sesle sırlansın / Bir buhurdana konsun köz olsun buhurlansın / O Nebevi şehirde tütsün, tütsün tükensin", Hüsrev Hatemi 31 Aralık 2023"



buhurlanmak

f.



"Annemin çiçeği. Bizi nazardan, şerden korumak için buhurladıktan sonra (Doğu Akdenizli anaların mangal sonrası kalan közlerle yaptığı bir ritüel :)) çiçeği de buhurlansın diye altına bırakmış tütsü kabını (çiçeği açmamışsa yıldızları tütsüler, gökyüzünü, ayı, güzel olan ne varsa)", @yelda_guzel, 11.7.2022, Twitter | Adın adımla derdin derdimle mühürlensin / Eyüp Sultan semtinde demlensin ıtırlansın / Medine'ye giderek hatif sesle sırlansın / Bir buhurdana konsun köz olsun buhurlansın / O Nebevi şehirde tütsün , tütsün tükensin, @h_hatemi, 25.2.2024, X"



build | inşa etmek, geliştirmek, yapmak | Sevgili Mustafa, bütün kış sıkıcı spor salonlarında 'body'lerini 'build' etmek için; kendilerinden önce binlerce terli el tarafından kavranmış tutaçları sımsıkı kavrayıp bilmem kaç kilo ağırlıkları kaldırıp indiren ve sonra yeniden kaldırıp indiren, dolap beygiri gibi bu işi her gün tekrar tekrar yapan erkeklere, yaz gelince ortalıkta üç boyutlu anatomi atlası gibi gezmeyi çok görmemelisin., | SGenç, T, 14.7.2011

f.


ing.



Bukağıkıran | Demircioğlu: Kalk, civanım, kalk. Arpa kesmez beygir gibi dermanım kalmamış. Bukağıkıran! Dağdeviren! Yarimese! Tabutagirmez! Buraya gelin. (Dördü de seğirterek gelirler.), | Tecer, 1969, 42

a.






Bukağılamak | Finans-kapital: 500 kişi, İstanbul-Ankara-İzmir-Adana gibi 4 büyük şehirde yuvalanmış. 3000 şirketten 300ü onun, 2700ü ona bağlı. 500 kasabadan 5er 10ar tefeci-bezirgan: 2500 ile 5000 arası... Bütün yol boylarının her köyünde 1-2 benzin istasyonu, 1-2 köy burjuvalaşmışını kan damarı-benzin damarı ile o 300 kodaman süper şirkete bukağılamış., H Kıvılcımlı, Günlük Anılar, 4.5.1971

f.






bukak -ğı

a.
Çene altından sarkan etli bölüm, gerdan.

tr.
"Yüzüksüz parmaktan , halhalsız koldan / Busesiz bukaktan, kemersiz belden / Oynaşlı gelinden, güreşli duldan / Namuslu Çingene kızı şirindir.", San, Hicranî, ? | Oturmuş hükmeder yakın, ırağa / Katra katra bal akıyor dudağa / Siyah sürme çekmiş beyaz bukağa / Öpüp, öpüşmenin imkânı mı var?", San, Hicrânî, 89 | Mevla'dan bu ihsan inayet oldu / Geçen günlerimiz hikayet oldu / Sefil Hicrani'ye bir hayat oldu / Ne zülüf var ne bukak var ne yüz var.", San, Hicranî, 201 "
İlhan Yardımcı, ‎Taṣtan Hicrānī, Büyük halk şâiri Bayburt'lu Hicrânî, 1968, 40



buke

a.


fr.
"Buke maddeleri Şaraplara karakter veren koku ve tad maddelerine Buke (Bouquet) veya aroma maddeleri denir.", AÜZF D, 1959, S, 159-162, 366"



Buket | Türk mezarlarına ne buket ne de taç konmaz., | Loti, CCT, 261 | Geldiği zaman ev de, bahçe de uyuyordu, küçük demir kapı gıcırdamadı. Fazla olgun güller, kırmızı haşhaşlar, yakut gagalı kana çiçekleri, koyu renkte arslanağızları çimenlerin üzerinde tek tük buketler halinde yatıyordu., | Colette, Dişi kedi, 1954, 59 | mec. yığın, toplam. | Garip Hâfız'ın hikâyesi; Osmanlı çınarının dışarıdan sûretâ sessiz ama içinden sancılı, çığlıklı, feryatlı yıkılışı hengâmında yaşanmış acıklı; tuhaf ve ibretlik bir hadiseler buketi..., | İ E Şumnu, Hatıralar, s.30

a. mec.






Buketli | Buketi olan. | ... buketli ve rumili* yirmi, beyzi pafta resmedilmiştir... Türk Etnoğrafya D, 1956, S 1-4, 97 | ...buketli kadını canımın çektiğinden hiç şüphem kalmadı, bu hareketim onun gözünden de kaçmamıştı, kaçamazdı ki., | Vitezslav Nezval / E Gürol, Güllü kadın, ÇHA, 46

s.






bukle





"Ne teselli! Bunları düşünürken baktı ki, Şehriban geliyor. Fakat büzme köylü çarşaflı değil | üzerinde -tıpkı mağazaya uğradığı gün giydiği biçimde- pelerinli şık bir çarşaf var, incecik peçe, peçenin yanlarında köpürmüş sağ bukleleri, beyaz uzun eldivenler, gümüş telle örülmüş çanta kolda.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 104"



bukleli

s.
buklesi olan.


"Kumral düz saçlar, başlangıcında kalın, uçlarında incelen gür kaşlarının yanında bukleli, daha aşağılarda düzleşiyor.", S şengil, 1983, 23"



bukleli

s.
buklesi olan.


"Bu sarı bukleli başlı, çocuk yüzünde, kendinin ve Handanın parçaları büyük karışmıştı.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 102"



Bukleli | buklesi olan. bukleli | Kumral düz saçlar, başlangıcında kalın, uçlarında incelen gür kaşlarının yanında bukleli, daha aşağılarda düzleşiyor. ., | S Şengil, 1983, 23 | Dyson airwrap. Bukleli. Dalgalı. Düz. Kolay kuruyan saçlar. Hem de aşırı ısı olmadan., | 22.2.2020, Marmara Forum

s.






buklet

a.


fr.
"BUKLET ( Fr. bouclette ) 1. Bir fantezi iplik türü. Numarası ve bükümü farklı iki tek kat ipliğin beraber bü ... ", Atila Ergür, Tekstil terimleri S, 2002, 33"



Bukra /bukre | L Remzi: erte, yarın, alessabah, sabahleyin erkenden | Bukre, | K Tazeoğlu, 2018 (kitap adı)




ar.



Bul | Sıçrıyarak basamakları indi. O sırada ihtiyar Emile titriyen eliyle bir düğme çevirdi ve bahçedeki eski modaya uygun iki büyük eflatun bul yanıverdi., | Dişi kedi, 10

a.


fr.



Bul eğlen | Bul eğlen kitapları 5, 90 tl, | Hürriyet, 11.11.2021, 5, reklam

s.






bul karayı al parayı | Adamın biri tezgah kurmuş bul karayı al parayı oynatıyor., | SevtapAyyıldız, İzafi, Aralık-Ocak 2012-2013, 73








bulada

a.
tavuk ile civciv arası.


C Kaya, Konya, 25.02.2024



bulagörmek

b.f.



"Hak ehlini bulagör / Hayır dua alagör / Hüdaverdi diyegör / Akıbetin hayrola.", H Burkay, Hüdaverdi Divanı, 13"



bulak -ğı

a.
pınar.


"Bulak başlarını bekledim durdum / Ben Halilullahın nârını gördüm / Nuh ile beraber tufana girdim / Musa Kerimullah (b) Turunda idim.", San, Hicranî, Celâlî, 71"



Bulak –ğı | pınar, göze | Bu zengin halk ağız yaratıcılığının, üstün değerde şiirlerin ve destanların temel bulağı - kuşkusuz - eski Türk kabilelerini yaratan zengin kültürü, Orhon-Yenisey yazılı anıtları, Ortaçağın ünlü eserleridir.

a.






bulala yena | Bulala yena! lafı dalgalanır durur çiftlikte sürekli; | Öldür onu! Yaralı, hasta hayvanlar, ekinlere dadanan kuşlar ve bir bıraksan yeri göğü kaplayacak kediler., | YMEroğlu, T, 10.4.2012








Bulalıberi -O mektubu annen odasında bulalıberi, bizde ne iştah kaldı, ne de şevk., | B Uzuner, Karayel Hüznü, 1993, 63








bulamaç | 1. Sulu çok cıvık hamur 2. Bu koyulukta yapılan çeşitli hamur yemekleri 3. | karışık, oradan buradan toplanmış 4. Suyla pişirilen erik, dut vb. meyvelerin pelteleşmiş hali | Bulamacın geride kalanı, tahtalar üzerine serilerek bezlerin üzerine yayıldı, güneşte kurutuldu, bal mumu gibi ince kağıt halinde pestillere dönüştürüldü., | RahmiDede, 33

s.a.




GTS+



bulamat | Heredotos'a göre falcısı en bol bulamat ulus İskitlerdir., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 5








Bulanı bulanı | Bulanarak | aldı fırat: / çalkanırım ben bulanı bulanı / akar suyum hep dolanı dolanı / önümüze engel olup geleni / yıkıyoruz birleşmeye yanyana, O Telli, Şahince, 50**

z.






Bulanık suda balık avlamak... yahut dercettiğimiz klişenin, suret olduğunu tasrih etmekliğimize rağmen kasden ilgilenmemeyi tercih ederek bulanık suda balık avlamağa özenmiştir ki bu da evvelkinden geri kalmayan başka bir hata telakki edilmek icap eder., | M T Okiç, Bir tenkidin tenkidi, AÜİFD, 1953, C 2, S 2-3, 220

dey.






Bulanıkça | Biraz bulanık olan, çok duru olmayan. | Şekerrenk [s] Şeker ve beyaz madde ve bundan renginde, bulanıkça, sâf ve ve berrak olmayan, sarıya çalar beyaz. [c] bozuşuk, dargın., | İ A Gövsa, Yeni Türk lügati, 1930, 1042

s.






Bulanıklaşmak | Fabrikada kullanılan fellahlara gelince, onları 'kömür tozu altında bozulmuş yüzleri, bulanıklaşmış gözleri, mutsuz ve kötü ifadeleriyle' seyretmek dayanılmaz olurdu., | Loti, CCT, 218

f.






bulanıklaştırmak –i | +Siyasetçilerimizin bir bölümü de, ... milletin gerçek iradesini yansıtmaktan uzak, anlamsız yaklaşımlarla bu iradeyi zayıflatıyor, toplumsal zemini bulanıklaştırıyor., | HakanArslan, YŞ, 17.5.1999/KararG, 4.3.2017 | Bununla birlikte daha çok Yunus Kâzım Köni'nin hikâyeleriyle tür arasında bulanıklaştırdığı alanda söz söyler., | CGariper, | http://ucuncutaraf.com/2014/10/07/izlenimci-elestirinin-uclarindan-persona-ve-golgeye-ahmet-hamdi-tanpinarin-bakisiyla-yunus-kazim-koni/, 22.7.2017g

f.




GTS+



bulanış | bulanma hali | Gözlerim kör olaydı da görmeyeydim senin al kanlara bulanışını..., | ACılga, Sıpanın, 11

a.






Bulanmak | Asil kanı olanlar, böyle bulanır mı? / Kanında katkı olmayanlar böyle sulanır mı? ..., | Ali Bozdağ, Üç Mevsim, 50

f.






bulanmak | Salınarak yürümek. | Uryân iken bulanmasa ol mah-i sim-ten/ Serden geçüp ayağına düşmezdi pîrehen (elbise) Tecelli, XVII. asır

f.






bulanmışlık –ğı | Bu ülke gül rayihasına bulanmışlığı ile birlikte nesilden nesile tevarüs eden şiddetli kan davalarının da ülkesidir., | fadıl karlıdağ, Ben mevlit yazmaktan yanayım, dibace.net, 2.7.2022

a.






Bulantılı BTS- | Her girişinde o sessizliğin kokusunu, lizol ve çetrefil ilaç adlarına karışmış o anlatılmaz düzeni sezinleyip bulantılı, kusmuklu bir şeyler yükseliyordu içinden., | H Yavuz, Toarmina, 65 | Bulantılı anların birleşiği bir anlam / İyi birdilekten boşalmış, | AslıhanTüylüoğlu, CazKedisi, 2015, Sayı 2, 17

s.




bts-



Bulantısız | Bütün öteki mutsuzluklar, bulantısız, yavan mutsuzluklar. Bulantıda iyice gemi azıya alır mutsuzluk..., | E Triolet, Gün doğarken, 1982, 62

s.






bulara eyitdi ve ... ya'n ta?ı hakkıyı?n kim siz· hacları?zı uşadam siz








bulaşıklık | 1. Bulaşık olma hali. | Kalbi güp güp vuruyordu. Ellerinde kan bulaşıklığı hissi. Bir yıkasa mı? , | Aİlhan (TDKdan) | Bu, yüz de olabilirdi, iki yüzde. | Teftişe girdiği yerin sağlık kurallarına uygunsuzluğundan geçtim, muessesenin gizli kapaklı işlerinin, alavere dalaverelerinin büyüklüğü, genişliği, derinliği, bulaşıklığına bağlıydı., | OKemal, 1966, 17 | 2. | Daireyi inceleyen görevli, 'Yıkayıp duruladığı tabakları, birazdan gelip raflara yerleştirecekmiş gibi bulaşıklıkta duruyordu, buzdolabında 14 yıllık yiyecekleri vardı' dedi., | Hr, 10.10.2015

a.






bulaşkan | 1. Bulaştığı, sıvaştığı yerden kolay temizlenmeyen, sıvaşkan. | Bulaşkan hastalıklar veya genel bir hastalık halinde de Cezaevini günde en az iki kez ziyaret etmekte ihmal göstermez. Cezaevi tabibi, ağır iş cezası çekmekte olan hükümlüleri de zaman zaman denetler., | (Fasıl 286, Cezaevi Disiplin Yasasının 4. Maddesi Altında) Kıbrıs Cezaevleri Tüzüğü1970? , | http://mevzuat.kamunet.net/mmd/tuzukler_htm/c/cezaevi_tuzugu.pdf, 26.12.2016g | Biliyorum şiirin şartlara yenilmiş insana verebileceği bir şey yok. O yüzden hayatı eksik sözler bırakmadan yaşamak boynumun borcu. Şol çağın bulaşkan kötülüğünde gecelenmiş bir yanılgı olmaktansa unutulmayı tercih ediyorum.,

s.






Bulaşmak | Başlamak. | Askerlerin biri koluma yapıştı; biri de yüzüme bir şamar attı... hâsılı velmâna, oğlancık gitti!... Kurşuna dizecekleri gece amcanla hapishane müdürünün ayaklarına kapandık. Allah razı olsun bizi yanına bıraktı... Kuzucuğun haberi bile yok... Bulaştı güle güle yüzümüzü öpmeğe..., | Güntekin, SY, 97

f.






bulaşsız | yeni. | Stéril: Kısır, Bulaşsız, | Türk Dili, 1945, ? , 252 | Asepsie: Bulaşkırma, | Türk Dili, 202 | Stériliser: bulaşkırmak, | 252 | Aseptique: Bulaşsız 202 Türk Dili 1942, 252

s.






Bulaşsızlamak | İng. Disindect

f.


ing.



Bulaşsızlamak f. İng. Disindect




ing. disindect



buldumcuk | Kadınlar ve ayakkabılar üzerine yıllar yıllar süren araştırmalardan sonra buldumcuklarını kitaplar kitaplar haline getiren (...)Meghan Cleary-., | YMEroğlu, T, 14.9.2012








buldumcuk olmak deyim | [M]evki-makam buldumcuğu olmuş İslamcı kalem-kanaat erbabı, mukaddes hükümet sayesinde nihayet devlete iç rahatlığıyla tapınabilmenin coşkusundan, bizimle ilgilenemiyorlardı., | ÜKıvanç, T, 11.2.2012








buldumcuklanma | Konuş konuş bitiremedik bu YAZIN DÜĞÜMÜnü! Ayrıca ben az çok tanıyorum Ayşe'yi. | Ya Rabbim! Bana ennn nihayet bir koca nasip ettin, | diye aşırı coşkulanmasını –düğününde gülüp ağlayıp –havuz taşırıp –köşesinde BU DENLİ buldumcuklanmasını–, | PMağden, T, 6.9.2011

a.






buldurtmak | Arap kızı gene inanmıyordu, ya da öyle görünüyordu. 'İsteseydin buldurturdun'. diyordu., | T Yücel, AM, 1964, 47

f.






buldurucu | Bulmaç.

a.






Bulemom | Yaşlı Bulemom düşüşü | Sandalye boş. Yaşlı Bulemom yerde... Herkes düşüşünü konuşuyor..., | E Elönü, 2009, 152

a.






Bulgak | Bilge Kağan | kaos için kamşag/bulgak diyor. D. Aksan 1300 yıl önce kullanılan bu soyut kavramları ileri öğeler olarak açıklar. Biz, ecdat mirası sözleri unuturken Kazak kardeşlerimiz | bulğak demeye devam ediyor: El işindegi bulğak künderi da ötti. Kazak eline amandık tileymiz., | Hülya Kasapoğlu Çengel @kasapoglucengel, 22.1.2022, twitter

a.






bulgari sazı | doç. dr. merdan güven

a.






bulgari sazı a. doç. dr. merdan güven








Bulgarlaştırma | Bulgaristan Türkleri zorunlu göç ve direnişi unutmadı. Bu yıl da 24 Aralık 1984 yılında komünist totaliter rejimin başlattığı Bulgarlaştırma sürecine karşı ilk büyük direniş yürüyüşün yapıldığı Eğridere'nin Sütkesiği Meydanı'nda anma töreni gerçekleştirildi. Bu münasebetle yüzlerce soydaş yaşanılan kötü olayları anarak geçmişten geleceğe ders almak için bir araya geldi., | AVİM, 30.12.2014, sayı 1574

a.






bulgulamak (-i) | felsefe yeni olayları ve bilgileri bulmak | A. Boal'ın tiyatro çalışmalarının amacı, hem çocukların dünyasını bulgulamak, hem de onların yaşadıkları dünyayı iyi irdeleyebilecekleri eleştirel bir bakış açısı kazanmalarını sağlamak., | RAşın, Ağustos 2011

f.






Bulgulamak Bir roman vardır, hani kişileri konuşur, ama hangi sözün hangi kişiye ait olduğunu bulgulamak, okura bırakılmıştır., | H Yavuz, Taormina, 87








bulgulanmak | Çalışmasına çalışıyordu ama, insan sesini yükseltmek için bulgulanmış olan mikrofonun hoparlöründen hiç de insan sesine benzemeyen çok şaşılası sesler çıkıyordu:, | ANesin, ŞAvrupa, 73

f.






Bulgulanmak | Sıfır, aritmetikin bulgulanmasından çok sonra bulunmuş. / Peki, o zaman 0'ın bulgulanmasından önce hiç'i nasıl tasavvur ediyorlardı? , | H Yavuz, Toarmina, 42

f.






bulgur | bulgur bulgur terlemek eş anlamlı boncuk boncuk terlemek, büngür büngür terlemek | Bulgur bulgur terliyen çocuk iki saat ağıttan sonra çözülüp kurtarıldı, | MMakal, Bu ne biçim ülke, 1968, 124

a.






bulgur taşı | el değirmeni | Kaliteli buğdayın kaynatılmasıyla elde edilen bulgurlar; bulgur taşı (yaklaşık on santim kalınlığında, altmış santim çapında iki adet küçük değirmen taşından oluşur. Alttaki taşın merkezinde on beş santim uzunluğunda bir çivi sabitlenmiş ve yaklaşık on- on beş santimlik bir ağaç kelebek şeklindeki tahta parçası bu çiviye geçirilir. Bu kelebek üsteki taşın rahat dönmesini ve yukarıdan konan bulgurun öğütülerek kenarlara ulaştırılması sağlar. Üst taşın ortası deliktir, bulgur buradan konur ve insan gücü ile çevrilebilmesi için bir ağaç kol dik olarak yerleştirilmiştir) ın da öğütülür. Haşhaş sürtme taşı;(Sürtünmeye karşı dayanıklı iki ayrı taştan yapılmıştır. Alt taşın yüzeyi düz, kalınca şekilsizdir, üst taşın altı düz, iki elle tutulabilecek şekildedir) haşhaş, keten gibi tohumların sürtülerek yenecek hale getirilmesinde kullanılır., | asicaldan, 3.3.2017

a.






bulgurlu | 1. İstanbulun Anadolu yakasında semt adı. | Bulgurlu'nun anlamı: Semte neden Bulgurlu denmiş? kimileri şöyle anlatır: Eskiden burası İstanbul'un mesire yeriydi; öküz arabalarıyla gidilir, bulgur pilavı yenilir, eğlenilirdi. Bu gelenek sonraları canlandırılmak istenmiş ama bu istek arzu edilen sonucu vermemiştir., | İstanbul 1973 il yıllığı, 1973, 295 2. | Ekmek dışındaki «Şavak yemekleri»ni şöyle guruplandırabiliriz: 1 Bulgurlu yemekler 2 Döğmeli yemekler 3 Hamur işleri 4 Et yemekleri 5 Sebze yemekleri 6 Tatlılar BULGURLU YEMEKLER a) Bulgur Pilavı, b) Bulgur Çorbası, c) Lapa ..., | Yusuf Gül, Tuncelide Şavaklılar, 1976, 75 | bulgurluya gelin gitmekgereksiz yere telaş etmek | Ne uğraşıyorsun Bulgurluya gelin mi gideceksin? , | Yine 'Bulgurlu'ya gelin gitmek' deyimi de, Bulgurlu'dan yani İstanbul'un Anadolu yakasında bulunan yerleşim bölgesinden gelmektedir. Acele bir işin mi var, 'Bulgurlu'ya gelin mi gideceksin? ' anlamında kullanılan deyimin hikayesi bir zamanların eşsiz güzellikteki yeri olan Bulgurlu'ların gelinlerini el üstünde tutmalarından geliyor. Buna göre, kaynanalarının kendi kızı gibi davrandığı, Osmanlı zamanında müstesna güzellikte çiftlikleri bulunan bu köye gelin gitmek adeta bir nimetmiş ve genç kızlar gelin olmak için can atarlarmış. Haluk Dursun'un anlatımıyla, nişanı takılmış bir kızın gelin olmak için acele etmesi tabii karşılanırmış ve bu sebepten acelesi olanlara yönelik söylenen bu deyim manasını gelin kızların nişan bozulmadan bir an evvel gelin olmak istemesinden alırmış., | | http://www.eskimeyenkitaplar.com/deyim-ve-atasozlerin-bilinmeyen-hikayeleri/, 25.11.2015g

dey.s.




TDK-



bulicinli | Sekizinci cadde'nin taşlanmış bulicinli en güzel kızı / Dünyanın da en güzeli çikolata kokulusu, | AlperÖzbek, 110

s.






bulla ekmeği/keki (zeytinli -) İstanbullunun sandığı çakıstes, tütsülük bulunur golyana rol kişniş tohumu* ++








bulmaca | çengel bulmaca resimli bulmaca labirent bulmaca kare bulmaca jetlife bulmaca-puzzle ekim 2013'ten alındı. | , | KorkusuzG, 5.8.2015, sözcük yerleştirmece, mini çengel, eşleştirme: eş anlamlı kelimeleri bulduran bulmaca, deyim bulmaca av. Kelimeleri kavrıştırılmış deyimleri bulduran vbulmaca. beş kare bulmaca sütunları beş kutucuktan oluşturulan bulmavca, mozaik bulmaca, | , | KorkusuzG, 5.8.2015 çapraz bulmaca | Bir spor yazarı, biri de gazetelerden birinde çapraz bulmaca yapan bir arkadaş, bir de ben mizah yazarı., | ANesin, ŞAvrupa, 64

a.






bulmaca severler

b.a.
bulmaca çözmekten hoşlananlar.

tr.
"Bulmaca severler bu soruları kaçırmıyor!", Hr, 25.02.2024"



bulmaç | Buldurucu. Dizin.

a.






Bulmak | Ve hattı tamir ettirdim. Birkaç saat Hınıs Kaymakamı mani oldu. Sonra Erzurum'u bulduk., | Şeyh Said Mahkemesi, 462

f.






bulman | bulucu, kaşif | Neleri mi severim? ... kalemleri (çünkü yeryüzünün en eski bulmanlarıdır), coğrafyayı (o sürgün Floransalıyı), (...), | İBerk, Beyaz, Kasım 1985, sayı 9, | 5-6 | Kesinlikle yaratıcı değil, yaratıcı olsa Paul'le, John'la uğraşmazdı. İlhan Berk'in nitelendirmesi ile bir 'bulman' o. Batıda adı ortaya çıkmış olanları derinlemesine incelemeden bir iki kitap ve eleştiri okuyup bizim ülkede bu bilinmeyen adamların adlarını piyasaya sürerek sözümona entelektüelleri ürkütüyor, böylelikle 'yahu adam neleri biliyor' hayranlığı ve baskısı yaratıyor üzerlerinde., | AbdullahŞevki, | EnisBaturunEdebiyatDünyasındakiKonumu, | EdebiyatveYorum, H(avuz) yayınları, Ankara, Şubat 2009, | 242

s.a.






bulmanlık | Enis Batur'un 'bulmanlığı' ve 'bulduğu adları satışı' bir sanatçı-yaratıcı etkinliği değil fakat bir yayımcı etkinliğidir ve de öznel bir davranıştır., | AbdullahŞevki, | 242

s.a.






bulmayagörmek | Biraz yüz bulmayagörsünler, hemen sülük gibi yapışırlar üzerinize, vıcık vıcık ve oburca isteklerini almadan asla yakanızdan düşmemecesine., | ANurko, DirilişP, 11.9.2015, 15

f.






bultak | Yeni. Bir ile üç yaş grubu için oluşturulmuş, üzerinde çeşitli biçimlerin ve uygun parçalarının bulunduğu zekâ oyunu. GTS

a.






buluberili | Sen bebekken Arya iki gündür sadece akşamları yiyor desem yeridir. Kefirli buluberili (sic) muzlu pekmezli granolalı smoothie yaptım onu bile yemedi., | @Pnar21371063, 28 nis 2019, Twitter

s.






buluberili | Senbebekken Arya iki gündür sadece akşamları yiyor desem yeridir. Kefirli buluberili muzlu pekmezli granolalı smoothie yaptım onu bile yemedi. 19.9.2018, tivitır

s.






bulumiya | (güzellik yarışması) ... güzellik takıntısı yaratıp bulumiya ve anoreksiya gibi hastalıklara davetiye çıkardığını savundu., | T, 23.12.2014

a.






bulunabilirlik | Temel ve uygulamalı bilim dallarında etki faktörü değeri en yüksek olan süreli yayınların Ankaradaki üniversite kütüphanelerinde bulunabilirliği, | NazlıAlkan, TürkKütüphaneciliği 12,4 (1988), 279-305, | http://www.tk.org.tr/index.php/TK/article/viewFile/783/777, 5.3.2017g | Kaybettim fiili tuhaf bir fiil bu durm için: İçinde, tekrar bulunabilirliği barındıran bu fiil, acıyı aslında uzatıyor, sürdürüyor., | LeventYılmaz, T, 18.1.2012

a.






bulunak | adres | Burada ancak küçük olarak verilebilen Türkiye Deprem Bölgelendirme ile Çekince yuruğunu (haritasını) satın almak isteyenler, ödemeli olarak 0212 227-7719'a telefon edip bulunaklarını (adreslerini) vererek sağlayabilirler., | AErcan, 31.10.2006, www.ahmetercan.net/index.php? mod=HaberDetay&ID=588

a.






Bulunca busrayun konya... ++








bulunç -cu

a.
vicdan.

tr. bulun-ç
"Kıtlık, yangın, su baskını, deprem gibi yıkımlar, savaş, ayrılık, savaşta vurulup ölme, diğer halk buluncunda -vicdanında- iz bırakan doğal olaylar üzerine kurmaktadır yapıtlarını.", C Canbulat, D Hilmî, 10"



Bulunmaz | Konuşanlardan her biri öğülecek ayrı bir yönünü bulup ortaya çıkarıyordu. Meğer ne bulunmaz bir öğrenciymiş., | O Hançerlioğlu, 1959, 29

s.






Bulunmaz hint kumaşı | Beğenmezsen çeker giderdin... Bulunmaz Hint kumaşı değildin... İstersen Manisaya ya da Bakırköye de götürebilirlerdi seni... Ama iyilikten anlamazsın! O kavgadan çok geçmeden valizini alıp çıktın evden..., | N A Gökduman, 49








bulunmazlık | bulunmaz olma hali | +Senin eşsizliğin, bulunmazlığın üstüne ne söylesem eksik kalır., | CSüreya, Onüç Günün, 37 (15.7.1972)

a.




GTS+



Buluntu | ANADOLU PROHISTORYA'SINA TOPLU BİR BAKIŞ KURT BITTEL Küçükasya'da Paleolithique buluntu'lar aded itibarile çok azdır. Bununla Anadolu'nun, Paleolithique devrin kültür cereyanları arasındaki mevkiini tayin etmek kabil olacaktı., | Ülkü, 1937, S ? , 66 | Elime almadan, ayaklarımla dürtükleyerek yapraklarını çevirdim. Her buluntu, benim için kaçınılmaz bir ipucuydu., | F Ulay, 1998, 91

a.






buluntu | Şimdi sen Hacı Sayyad'ın kızısın, ben de buluntu bir çocuğum., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 168

a.






Buluntulamak | Evet ışıklıydı İbrahim amcanın Kanaat Lokantası; ışıklı olmasına ama bir başka aydınlığı, bir başka ışığı buluntuluyordum ben burada şimdi! | , Ü Sarıaslan / A Paksoy, 1992, 6

f.






bulunurluk -ğu

a.



Bulunurluk sıkıntısı var mı?



Bulunurluk –ğu | O dönemlerin para sistemlerinde gümüş ve altın madenlerinin kıymeti , ikisi arasındaki orantı , her birinin bulunurluk ( arz ) ve aranırlık ( talep ) derecesi oldukça önem taşımakta idi, | TTK, ? 1937, 107

a.






bulunurluk | [Mey İçki ürünleri olarak] Almanya'da bulunurluğumuz % 75 oranındadır., | CNNTurk, 16.9.2011, 9.30 suları

a.






bulunuvermek

b.f.



"Saadet | define gibi bir tesadüf kazması darbesiyle bulunuveren bir nimet değildir.", Başgil, 22"



Bulunuvermek | Saadet; define gibi bir tesadüf kazması darbesiyle bulunuveren bir nimet değildir., | Başgil, 22

bf.






Buluş a.








buluş basamağı | [... sayılı patentin esasen buluş basamağını aşmaması ... sebebiyle patent verilebilirlik özelliklerini haiz olmadığı ...15.3.2010, Alaeddin Arpacı/Erkan Ayder/Aslan Kaya








buluşçu | 1 buluş yapan kimse. 2 özgün buluşları olan kimse. | Her ikisi de bu az çok katılaşmış kabuğu kırarak buluşçu ( novatrice ) ve yaratıcı fiiller de ortaya atabilirle ; bunlar ferdî olduklan kadar kollektif , bazan da aynı zamanda hem ferdî hem kollektif olabilirler., | Sosyoloji D, 1954, S 9, 150 | Ondan binbir anı, binbir söz, ilk defa onun ağzından duyulmuş bir cümle, bir gezinti, insanlık tarihinden bir mert insan hikâyesi, başkaları için yanıp tutuşan bir bilgin, bir buluşçu, Anadolu yaylasının karanlığı içinde balık ..., | Tonguç'a kitap, 1961, 175 | Çin ulusu, eski buluşçu niteliğini yeniden kazanma çabası içinde, her şeyden önce endüstriyel kalkınmayı ön plâna almıştır. Kısa zamanda, atom bombasını yapacak güce ulaşmış olması bunu gösteriyor., | Yeni ufuklar, 1965, C 14, 36 | Birincisi buluşçu (innovative)* bir davranışla yeni küçük iş fırsatları yaratmaktır; çeşitli hizmet tipleri olarak görülen işportacılık, otomobil siliciliği vb. gibi. İkincisi ise yasal olmayan yollardır; dolandırıcılık, kumar..., | İ Tekeli, Bağımlı kentleşme: kırda ve kentte dönüşüm süreci, 1977,56

a.






buluşçu | Buluşçu Henk geldi., | HüseyinGüney, AkçaBebekHollandada 143








Buluşçu | Tip patent kanunu aynı zamanda buluşçunun mümkün olduğu kadar önceden korunmaya başlanabilmesi için 'ön patent' ve özel teşebbüsün ülke ekonomisi içindeki yerinin sınırlı olduğu ülkelerde uygulanmak üzere de buluşçu belgesi' ..., | Cumhuriyet'in 50nci Yılında Türkiye'de Sanayileşme ve ..., 1975, 945

a.




GTS-



Buluşçu belgesi | ihtira beratı

a.






Buluşçuluk –ğu | Buluşçuluk ve girişimcilik, | Levent Şahin, 22.11.2019 Abant

a.




GTS-



buluşçuluk –ğu | F - TARIMSAL ÜRETİMDE TEKNOLOJİ İTHALİNİN ÖZELLİKLERİ VE BULUŞÇULUK Karar verenler ve uygulayıcılar bakımından nakledilebilir teknolojinin ve projelerin , kabul edilme ve gerçekleştirilme olasılığı yüksektir., | Türkiye'de kentleşme süreci ve kırsal alan sorunları kolokyumu, 1985, 34

a.






buluşturma

a.



"İnsana, insanlık durumlarına bakışında da o derinlikli sezgisi, buluşturma bilinci var:.", F Andaç, 5 eki 2024, Cum Kitap, 9"



bulut delen





43



bulut delen





"Falih Rıfkı Atay, onlarla ilk karşılaştığında "bulut-delen" adını kullanmıştı. Falih Rıfkı Atay, Yolcu Defteri, Ulus Basımevi, Ankara 1946."



Bulut gibi | Dutlukları bulut gibi sardıklarında, ellerimize tencere, kazan, tava ne geçirirsek başlardık tangırdatmaya. Aklımız sıra, kuşları ürkütüp kaçıracağız. Atadan deden böyle görmüşüz., | G Dayıoğlu, Yaşanmış 1, 71








bulut teknolojisi | 17.5 milyon TL bedelli satın alma ile Turkcell, 'bulut teknolojisi' yatırımlarını güçlendirecek., | T, 14.8.2011

a.






bulut/bulut bilişim Biliş. Yeni. İng. Cloud computing | İnternet erişim hızının yükselmesiyle birlikte bilgi ve hizmetlerin bilgisayarlar yerine 'bulut' olarak özetlenen internet sunucularında tutulması giderek yaygınlaşan akımlardan biri. Hatta bu akımı temsil eden 'bulut bilişim' (cloud computing) teriminden o kadar söz edilir oldu ki ona yeni '.com balonu' diyenler bile çıktı. Yine de verilerin her an bozulması, çalınması riskine rağmen bilgisayarda tutmak yerine internette veri depolama, yedekleme, istediğiniz zaman eriştirip, paylaştırma konusunda uzmanlaşan yapılarda tutulmasındaki yanlışlığı ben bulamıyorum., | MSKuzuloğlu, R, 9.3.09, 14.




ing.



Bulutlandırmak | Yeter ki yine ecnebilerin iğfaline kapılıp particilik davaları ve kavmiyet hırsı bu yeni doğacak güneşin önünü bulutlandırıp ışığından iyi bir istifade ve layık bir iş görülmeden akşam karanlığına kadar geciktirilmiş olmasın., | M N Ak, Hac Yolunda, 100

f.






bulutlanma | Genç kadının yüreğinde anlamını bilemediği bir bulutlanma oldu. Sanki hazin bir öykünün sonunu dinlemeden öğrenmişti de o kendine çok görülen hüzne boyanmak üzreydi., | N A Gökduman, 107

a.






bulutlarda olmakBir kaset kaydına-Bethoven opus 5-senfonya biter bitmez, ney ekledim...İşte buydu: Ram olmuştum... mayışık, bihuş uzanıp dalakaldım ve bulutlardaydım...))., | TBozkurt, rindan, 31.8.2014

dey.






bulutlaşmak 1993? | Günler kısaldı, / Törpülendi ömrüm, / Kararan, bulutlaşan yaşamım..., | İGKafkas, Esintiler, 43

f.






bulutsu

s.
bulutu andırır, bulut gibi, buluta benzer.


"Üçüncüsü ise kullanılmakta olan yabancı terimleri karşılayabilecek öneriler: Eşlek (ekvator), uçlak (kutup), uçlaşma (polarizasyon), bulutsu (nebülöz) ... ", Türk dili, 1971, C 25, 27"



bulutsu | bulutu andırır, bulut gibi, buluta benzer. | Üçüncüsü ise kullanılmakta olan yabancı terimleri karşılayabilecek öneriler: Eşlek (ekvator), uçlak (kutup), uçlaşma (polarizasyon), bulutsu (nebülöz) ..., | Türk dili, 1971, C 25, 27

s.






Bulutsuz | Bulutu olmayan | Hava aydınlık, gök bulutsuz..., | Kırımer, 1967, 72

s.






buluvermek –i | 1. Çabucak bulmak 2. Ansızın bulmak (1950) 1957 50 | Ona dokunmak isteyen, cezasını buluveriyordu..., | İpşiroğlu, 26

f.




GTS++



buluvermek –i | 1. Çabucak bulmak. | Anam olmasaydı, bana hanımı kim buluverirdi? , | Çalıkoparan, 38 | -Emmi, dedim, senin sürü pek akıllı çıktı. Bir koşuda Aslıyok Yaylasını buluverdi., | A Uysal, Köyün ortak malı, 1979, 43 | 2. Ansızın bulmak. (1950) 1957 50 | Kahveci tam ağzını açıp yanıtlamayı deneyecekken birden nasıl olduğunu ikisi anlayamadan, başlarını kaldırdıklarında Hızır'ı gören adamı, elinde hâlâ çekmekte direndiği kalın tesbihiyle masalarının başında buluverdiler., | T Polikar, 1997, 44

bf.




GTS++



Buluvermek | Anam olmasaydı, bana hanımı kim buluverirdi? , | Çalıkoparan, 38

bf.






buluvermek | Kadir'e 'Ne olur bizim garibanı buluver. Buluver de yemek yiyip yemediğini soruver. Yemediyse yardımcı oluver de beni bu dertten kurtarıver.' dedim ve yattığı yeri tarif ettim., | BTSalihoğlu, 2014, 77

bf.






bum | ...birinin kucağına düşer düşmez sulu susuz öpülmelere boğulan, bum, güm!... o..., sesleri, duvar vurmaları, dilenci seslenişleri, bekçi sopalarının dan danı ile uyutulan küçük bahtiyar bu istidadı, bu takatı gösterebilsin? , | M Gökman, Ahmet Rasim Ramazan Sohbetleri, İstanbul 1967, 178-179, (Tasvir-i Efkar, 20 Ağustos 1913, 847/48)

a.






bum | düşme sesi | Yargıtay, kalan cezasını onayıp Deniz Seki'yi iki buçuk sene kadar daha hapis verene kadar. Bum. Büyük düşüş., | YKaraahmet, T, 7.6.2014

ünl.






bum diye yansılama | Arkamdan bum diye bir kurşun atıldı., | Tez, TTE, 74








Bum...








bumerang etkisi | Türkiye tarihinin şu aşamasında, bütün bu komploların 'bumerang etkisi' noktasına geldiği söylenebilir., | MBelge, T, 12.7.2011

a.






Bun | Emeğiyle ödedi yol vergisini, sonra da, / bir sigaraya yükledi yorgunluğunu ... / Ve... dumanlarla savuşturdu bununu., | Avni Dökmeci, Kaynak D, C 9, S 102, Ocak 1955, Arkakapak








Buna da | erikleme adı verilirmiş., | Ç Altan, M, 5.4.2012








Bunaklaşabilmek | kendi egosunu herşeyin merkezi kılıp, kendi akıl feneriyle tüm varlığı yeniden kavram kaplarına doldurmaya çalışan filozof amca, insanın kör tesadüflerin elinde bir oyuncak olduğunu, gökte bir kuklacı bulunduğunu, iddia edecek kadar bunaklaşabiliyor., | S Demirci, Y Ö Özburun, 2006, 121

f.






Bunalımlı | O sırada bunalımlı beş bilginden biri, yüz seksen sekiz numara da kendince önemli olan bir buluşunu, denemeye hazırlanıyordu., | Dayıoğlu, 1987, 56

s.






bunalış





"Susmak dünyalara sığmayan bunalış", A Karatay, seni var saymak, 11"



bunaltı

a.
sıkıntı, iç sıkıntısı.

tr. bunal-tı
Çoğunun omuzlarında ellerinde, / Erkekçe bir direniş var gözbebeklerinde | / Kadınlar artık bir bunaltı içinde değiller / Çepeçevre her köşede!... 77



Bunaltı | Emekli bir elçi olduğunu sonradan öğrendiğim ihtiyar adam: -Ne sevimli bir salon, değil mi beyefendi? ... diye sordu. Bunaltımı bastırmaya çalışarak: -Evet, dedim, çok sevimli..., | O Hançerlioğlu, 1956, 62

a.






bunaltıcı | Artık hiç bir sanat eseri bize cenup havası getirsin istemiyoruz. Bu hava gevşetici, esnetici, bunaltıcıdır., H Â Yücel, İçten, Dıştan Bizim havamız, ? ? | Bekledim. Oysa bu bekleyiş hizmetçinin beni yalnız bıraktığı o mermer döşeli giriş yerindeki gibi sıkıcı, bunaltıcı değildi., | O Hançerlioğlu, 1956, 10 | Vakit sabahtı ama dışarıda bunaltıcı bir sıcak vardı., | S Maugham, 1959, 91 | Yağmura inat bunaltıcı bir sıcak vardı. Buhardan dışarısını zor görüyorduk., | Nilüfer Güngörmüş, 111

s.






bunaltıcılık -ğı

a.



"Bunaltıcı havanın derecesi sıcaklık ve nisbi nem miktarı ile doğru orantılı, bunaltıcılık sınırı ise ise nisbi nem ile ters orantılıdır.", Birinci Uluslararası Geçmişten Günümüze Selçuk Sempozyumu, 1998, 107"



Bunaltıcılık -ğı | Kemalpaşa'da havanın bunaltıcılık sınırı (My: Mayıs,. eski kültürlere ait izlerin varlığı ve çeşitlilik arzeden tarımsal ürünler bu alanın insan yaşamı ve etkinlikleri açısından uygun bir çevre olduğunu göstermektedir., | Kemalpaşa kültür ve çevre sempozyumu: 3-5 Haziran 1999, Kemalpaşa, İzmir: bildiriler, 37

a.






Bunaltılı | İşte düzlüğe geldik! Kısık, bunaltılı, adsız... / Kızıl, kapkanlı, çılgınca bir korku / Korku kol geziyor gecede, bir yanardağ sanki, çobanlar söndüremez., Varlık yıllığı, 1960, 265 | Birincisi, bir âsi gençlik yani sıkıntılı, bunaltılı bir gençlik yaratacak kadar önemli bir toplumsal değişiklik geçirdik mi? , | D Ceyhun, Yeditepe D, S 52, 1-15 ara. 1961, 13 | Yürümüş soluğuma ağrısız / Bitimsiz böceklerin uykusu / Görmek istemiyorum bu yapışkan, bu gebe / Bunaltılı saatleri. / Hafiften bir sis kirli ortamlarda / Uzanır kimi çağırırsa / Uzanır kimden alırsa yitirdiklerini. Varlık yıllığı, 1960, 183 | Bunaltılı bir milletiz ve Avrupadan yediğimiz kazıklar arttiriyor bunaltımızı ve alıncaya kadar Avrupadan acımızı, geçmeyecek bunaltımız, alırsak acımızı bu defa kapılacağız gene bunaltılara neşemizden., | Yeni ufuklar, C 15, 1966, 43 | Onun için, böyle bir içeriği açıklamaktansa, yorumlamağı yeğ tutacağım: Kıraçlar'da anısız, yenik, yaşamasız, bunaltılı, bezgin bir topluluktan söz ediliyor. Ama kimdir bu, nerelidir, neden böyledir, kesinlikle bilemiyoruz., | Asım Bezirci, On şair on şiir, 1971, 107

s.






bunare | tandırın bacası Akdağmadeni, AliKoca, Aralık2014

a.






Buncacık –ğı | 1. Bu kadar az. 2. Bu kadar küçük.

s.






buncağız | Bana: -Buncağızım da ölseydi, ben yine birini bulurdum. Ölenle ölünmüyor. Sev kızım sev, dedi., | FAtabek, DK, 1972, 111








buncaleyin | Siz buncaleyin dil ile dedikten geri biz de kabul ile tesdik ederiz., | , | SErişen, Şinasi, 26








Buncasına | Paradan ekmekten, candan da üstün; / Yalnız: sevdiğin, buncasına değmeli, / Güzel bir melek olmalı insandan üstün, / Herkes saymalı onu, önünde baş eğmeli..., | Ali Bozdağ, Üç Mevsim, 7








Buncuğaz | 1. Bu kadarcık. 2. Sevimli bu | Buncuğazın adı ne? , | F Gedikli, 16.7.2023

s.






Bundan / Daha iyisi Şam'da kayısı'daha ne olsun' anlamında; kanaat etme, hakkına razı olma gerekliliği bildiren yaygın bir deyim. | Cehennemde mundan iyisi, Şam'da kayısı... Cennete de mekleriz! Hayırlı azaplar! - Şarkı kaldığı yerden sürüp gider., | F Şensoy, Şahları da vururlar: Farsca Fars, 1982, 93 | Ellerini ve yüzünü yıkadıktan sonra, bavullarını açmadan, balkonun kapısı başındaki bir koltuğa oturarak Üsküdar'ı seyretmeye koyuldu. | Eh, Agatha'nın bir romanına da girmişti ya Park Otel, bundan iyisi Şam'da kayısı! Sonra? , | J Deleon, Eski İstanbulun (yaşayan) tadı, 1989, 77 | Cehennemde mundan iyisi, Şam'da kayısı... Cennete de mekleriz! Hayırlı azaplar!. -Şarkı kaldığı yerden sürüp gider. KORO.- Toprak oldu göçtü Rıza HAYYAM.- Gökyüzüne uçtu Rıza KORO.- Toprak oldu göçtü Rıza Gökyüzüne uçtu Rıza ..., | F Şensoy, Şahları da vururlar: Farsca Fars, 1982, 93 | Ne diyebilirim ki, güzeldi... Sabahlara kadar gülüp eğlendin, önüne koydukları bir kâğıda kafanı bozan şeyleri yazıp çizdin diye bir de üste para veriyorlardı adama. Bundan iyisi Şam'da kayısı olabilirdi., | Atilla Atalay, İst, S 11, 67

dey.






bunga bunga it. yeni | İtalya Başbakanı 17 yaşındaki Faslı bir kızla evinde yaptığı iddia edilen alem sonrası manşetlerden inmiyor. Genç kızın ifadesinde, | Berlusconi ile Bunga Bunga partisine katıldım demesi İtalyan basınında alay konusu oldu. Vatan, 4.11.2010 | İtalya Başbakanı Berlusconi'nin bunga bunga gecelerini üç kişinin organize ettiği ortaya çıktı., | T, 29.6.2011 | Bunga Bunga' Baykal'ın yönetiminde parti tuhaf bir yola saptı., | AFinkel, T, 12.2.2012








bungalov | Ev: Kocaman camları olan ve sabah akşam güneş alan bir bungalov., | İpşiroğlu, 11

a.






bungalow | genel olarak kazıklar üzerine kurulan yerli evi. | Bungalowun basamaklarına diz çöküp gözlerini ıssız yola dikmiş, saronglu, sırma işlemeli parlak ceketli, şişman Malezyalının hayalini bir türlü kovamıyordu., S Maugham, 1959, 20

a.






Bungee jumping | Bu aralar bungee jumpinge çok hevesliyim., | M M Kılıç/İ Sarı, HrSeyahat, 24.6.2018, 3

a.






bungun

s.
sıkıntılı.

tr. bun-gun
"Sensiz sevinçsiz gün / Us savruk yürek solgun / Kış tuzu emmiş yaprak / Kök kavruk dal bungun", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 7"



bungun | 1. sıkıntılı 2. | sıkıntı | İşe nereden el atacağını kestirememenin bungununda dolaşıktı., | HKıyafet, 1984, 5

s.a.




GTS+



bungunlaşmak | BTS+ sıkıntılı hale düşmek | +...bungunlaşmışken nerede yoksul, ihtiyaç sahibi kimse varsa onun yanına gidelim diyerek şevkleneni mi? , | 7.7.2014 www.dunyabizim.com/.../manevi-rehabilite-merkezleridir-sohbetler.html-, 14.1.2016g

f.




bts+



bungunluk -ğu

a.
sıkıntı. kasvet.

tr. bun-gun-luk
"Sen ışımayınca / Sen ışımayınca bungunluk çiçekleri / Sen ışımayınca sıla düşkünü", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 37"



bunker | b- Sitim enerjisinden faydalanan yakıt ve su ısıtıcıları ki bunlar (yakıt hiterleri, prüfayer hiterleri, sıcak su hiterleri, cascade tank içi kangallar, bunker tank ısıtma kangalları vb.)dir, | temmuz2010, | http://docplayer.biz.tr/3341323-Yasa-egitim-bulteni-2010.html, 11.4.2016g

a.


ing.



bunker buster | sığınak avcısı (bomba). İsrail görüntüleri yayınladı: 'Bunker buster' bomba kullanıldı. İsrail Nasrallah'a yönelik saldırı için havalanan F-15i savaş uçaklarının Hatzerim Hava Üssü'nden kalkışını gösteren görüntüleri yayınladı ve saldırıda 'Bunker buster' (Sığınak Avcısı) bombaların kullanıldığını doğruladı.New York Times'da yer alan bilgilere göre İsrail'in kullandığı sekiz F-15I jeti, Amerikan yapımı hassas güdüm sistemine sahip en az 15 adet mühimmatla donatılmıştı., Hr, 29.09.2024

b.a.


ing.



bunker mentalitesi | bk. bunker zihniyeti. | 2-3 hafta evvel | Bunker mentalitesini anlamıştım. Hani Hitler ve ekibinin son günlerinde izole yaşatışları ile dünya algısını kaybetmeleri ve bunun Alman milletine ne kadar daha fazla bir hasar vererek savaşı uzattıklarına dair., | AKanca, 7.1.2014eposta

a.






bunlanmak | Anne babamızı göremiyeceğiz / Sonsuz bunlanırsın, sonsuz ötersin / Evladın uçurdun niye şimdi ağlarsın? , | AErgenekon, 108

f.






bunlarsız | Fakat muhakkak olan birşey varsa şiir ve hikayede ileri adımlarımız var. Roman ve tiyotroda ise, hayır... Halbuki bunlarsız milli edebiyat doğabilir mi? Bir kelime ile modern sanatkarlarımızın tuttukları yolun iyi ve güzel olduğuna kani bulunuyorum., U N Yiğiter, EK, 1953, 117 | Başka örnekler de var: Sofular'daki küçük mescit ve çeşme resmi için yazdığı, | Âh! Bu semti görseydiniz, ne güzeldi! İstanbul semtlerinde bunun gibi neler vardı! Biz bunları gördük ama yeni nesiller bunlarsız büyüyecek, ne yazık bunlarsız büyüyorlar., | İ Kara, | Süheyl Ünver'in Resimlerinde Tarihî Bir Semtin Temsili, | Üsküdar Kültür, Sanat ve Medeniyet D, S 14, [Eyl] 2022, 20

s.






bunlu | Han Moyun'un yüzü karmakarışık ve bunluydu., | AErgenekon, 71

s.






bunlu | Kalbim sürekli bir aşkın / Bunlu çemberi içinde öylesine / Kahrediyor insanı bu yaşantı, / Bu yalnızlık, bu gece..., | N Kavukçuoğlu, 1967, 13

s.






bunluk –ğu | sıkıntı. | Hadi o ilkti cahilliğindendi; ya ufaklığı Aslı'daki yineleme... Gerçi çocuklarından bunluğu yoktu., | N A Gökduman, 159

a.






Bunsuz | bu olmadan. | Lüzumsuz gibi görünür ama, bunsuz da dünya dönmüyor., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 156

s.






Bunu bilir bunu söylerim kalıp söz. | Bizim çağı yakalamamız için kardeşim, ne yapıp, ne edip, görücü usulle evliliği ortadan kaldırmalıyız. Ben bunu bilir, bunu söylerim. Bazılarının sandığı gibi, sadece soyunmakla olsaydı bu iş, Afrikalılar çoktan çağdaş olmuş olurlardı. Adamlar hepten çıplak değil mi? , | N Tuncer, Trafalgar, 28








bura

a.
(bu'ra) Bu yer:


"Söyleyin kuşağınıza ve geleceğe / Biz kimiz, siz kimsiniz, bura nere? / ve "Neden buradayız?", Muharrem Balcı, Sorular / Cevaplar, 15.7.2015, eposta"



Bura a., (bu'ra) Bu yer: | Söyleyin kuşağınıza ve geleceğe / Biz kimiz, siz kimsiniz, bura nere? / Ve | Neden buradayız? , | Muharrem Balcı, Sorular / Cevaplar, 15.7.2015, eposta








buracıkta | Hemen burada.Ben Esteban'a varmaktan vazgeçeyim diye söylüyorsunuz; bir suç işlemiş olsanız bile, buracıkta dinin bir buyruğundan çıkmadan yaşıyorsunuz, temizlenmiştir sizin suçunuz., | P Merimée, Sabiha Yağızlar, 1944, 20

z.






buracıkta burada | O zaman hemen buracıkta. (...) Evet evet buracıkta, oturduğun yerde..., | Mİzgü, 15








Burada gerim gerim geriniyorum show çağlar çorumlu 16.3.2018 arz-ı veda mongollaştırıldığını biliyoruz Ozaman biraz müzikleyelim şimdi








buradalık -ğı

a.


tr. burada-lık
"... -lumen naturale - varoluş yolu, ya da varoluşcular diye adlandırılıan temel durumlarla kendini aydınlatır ya da açınlar. Yani olan Burada olan'da açınlanır ortaya serilir . Çünkü buradalık ( Da ) olanın açınlanmasının temel koşuludur . Buradalık'ta olan olan olarak ortaya çıkar . Dasein'nın varlaşması ( Existenz ) olanın olma olanağını ortaya çıkarır.", Seminer, 1988, C 6-7, 269"



buradalık –ğı | Yukarda değindiğim gibi buradalık durumunun reddi buradalığın betimlenmesini öngerektirir Karakoç'un şiirinde. Çağcıl kent yaşamının çıkarcılığına, iletişimsizliğine, tinsel değerleri elden çıkarışına karşı bir söylem geliştirir ..., | Ahmet Oktay, Yazılanla okunan, 1983, 227 | Her 'buradalık' bir gasp teşkil ediyorsa, bundan duyacağım endişe, benliğimi konumlandırdığım varoluş çerçevesini kıracak, beni yerimden edecektir. Sorumluluk yersizliktir ve bu bağlamda, ütopiktir., | Doğu-Batı, 2000, S 13-15, 185

a.






buraj makinesi | tirencilikte. Yatay ve düşey eksen kaçıklıklarında, bozuk yolların tamiratında kullanılan ve yoldaki mevcut balastı travers altına sıkıştırarak balastın yola en iyi şekilde yataklık yapmasını sağlayan makine. | Değişik tip ve kapasitede buraj makineleri imal edilmiştir. İhtiyaca göre buraj makinesi seçilerek yol tamiratı yapılabilir. 1950 yılı, ayrı ayrı makinelerin geliştirilme çalışmalarının başlangıcı sayılabilir., MEB, Raylı sistemler teknolojisi makine ile yol tamiratına hazırlık 582YIM297, Ankara 2011, 9

b.a.






Burak | Peygamberimizin miraca yükseldiği bineğin adı | Cebrail Miraç vazifesini alınca Cennet'ten Burak seçmeye gidiyor. Sayısız Burak var. Fakat bunlardan bir tanesi, yemiyor, içmiyor... ..., | YZCömert, KararG, 5.3.2017

a.






Buralı | Bu memleketli, bu yerin halkından olan kimse. | Burada hasretlik bağrımı deler, / Benim için Konya'da anam hasretlik çeker, / Ötme garip bülbül ötme, ben buralı değilim., | M Savaş, A Esen, İlme adanan bir ömür, Konya Yenigün G, 10.4.2023

a.






buralık -ğı | bura, burada. | Evleri kayalıkta / Yolum var buralıkta / Çalınsın darbukalar / Düğün var buralıkta., Halk türküsü

a.






Buralılar | bu yerde yaşayanlar. | Dama çıkma görürler / Yolunca gül dererler / Buralılar hayındır / Bizi ele verirler., | Malatya türküsü

a.






buram buram | Güneş iyice tepeye yükselmişti. Buram buram bir sıcaklık yayıyordu yeryüzüne., | VSevim, 48 | Henüz daha buram buram terleyen yeni örülmüş tuğla duvarın o kireç kokulu, küflü, kekre, serin havasını soludukça, sanki daha bir gençleşiyordu., | DCeyhun, 35 | Emekçinin ana gündemi olan ekonomi meselesi, ücret meselesi siyasetimizin ana gündeminde. Bu ülkenin emekçisinin, emeklisinin buram buram yaşadığı geçim sıkıntısının mücadelesini vermek çok önemliydi., Emekçi Hareket Partisi EHP, 25.12.2024








Buram buram | Sıla kokar, arzu tüter / Ilgıt ılgıt buram buram / Ben beyzade, kişizade / Her türlü dertten topyekun azade, | B R Eyuboğlu, Karadut

z.






buranın ağırlığını deve çekmez! kalıp söz. bir şeyin çok ağır olduğunu belirtmek için kullanılır. 22.08.2024








Burasına gelmek | Dur, daha bitirmedim. Daha ilk günlerde bile âşık değildim ona. Yanımda bir canlı yaratık bulunsun diye almıştım sadece. Böyle yapmasaydım ya çıldıracak, ya büsbütün içkiye verecektim kendimi. Burama kadar gelmişti artık., | S Maugham, 1959, 107








burata








buratalı | Osmanlı mutfağının baharatları ve temel malzemeleri ile İngiliz malzemelerini yoğurarak nerdeyse baştan yarattığı yemeklerden kaz ciğerli ve ördekli börek (evet, aynen börek diyor İngilizler de), humus ve avokado soslu kerevit, bir nevi patlıcan ezme yorumu olan buratalı narlı patlıcan ve iri köfte yorumları lokantasının ününü ABD'ye de taşımış., | BAltuğ, T, 25.3.2012

s.






buray burası. | Buray baba evidir / Tahtaları kevidir / Çalın vurun oynayın / Bura düğün evidir., Ata Barı, Artvin








Buraya burada. | Buraya rüzgarın ağzına durma!, | 22.7.2023+








burcu burcu kokmak deyim | Yıllardır ihmal etmişim gibi mereti, sabahtan beri, dedim ya, burcu burcu nasıl da kokar burnumda ya..., | DCeyhun, 35








burcu tutmak

a.
güzel koku.

tr. burcu + tr. tut-
"Gayayı gırcı duttu / İlvanlım, ilvanlım / İlvanlım, amman amman / Dibini burcu duttu da / Al fistanlım, gaytanlım / Dibini burcu duttu da / Al fistanlım, gaytanlım.","
Çorum türküsü



burç -cu II | Görmüyor mu gözün, her kale bir kaya, / Burcu ile, suru ile, ayakta Troya, S Batu, Güzel Helena, 1959, 9

a.






Burç çalısı | Mağaranın üst katlarına yılan eğrisi yumrular, boğumlar halinde kök salmış burç çalılarının dalına uzunca bir ip atıp çektiler aşağı. İpin toprağa gelen alt dengine de, kıştan kalma ne kadar kar artığı varsa, toplayarak üstüste insan boyunda yığdılar., | O Şahin, Bütün Öyküleri II, Selam Ateşleri, 29

a.






Burç I | ökse otu. | Şu derenin alıcından burcundan / Şu derenin alıcından burcundan / Bana gelsen ölür müydün acından / Şalvarlı gelin aman / Fistanlı gelin aman / Öldürdün beni, | Halk türküsü, 17.7.2021+ | Bu dağların burcu musun / Yâr boynumun borcu musun / Kurban olam sarı gelin / Sen çirkinin harcı mısın? , Al Fadimem, Emirdağ

a.






burçak burçak terlemekEşeğe binip eve gelmiş ki, Cimcimekız, elinin kınasıyla fırını kızdırmış. Yaktığı ateşin karşısında burçak burçak terlermiş., | H Aycın, Esrarname, 133

dey.






burçlanma | Çekirdeğin, kendi enerji değeriyle orantılı, bir burçlanma gücü vardır. Hem birey için, hem de ırk tarihi, ya da evrimsel gelişim açısından bir tür bir 'Nevraljik nokta'dır bu; işlevsel bozukluk merkezidir; bu merkez, bazı dış, ya da iç durumlarda, mikrop yuvası haline gelir de, tüm ruhsal dengeyi altüst eder, kişiliğin bütününe egemen olur., | | https://www.coursehero.com › Yeditepe University › PSY › PSY 221, 23.1.2019g

a.






burçlanmak | Tomurcuklanmak. ++

f.






burgaç | Sahile kadar geldiğimi, eğilip sulara baktığımı, o burgaçları bir süre seyrettiğimi, hayal meyal hatırlıyorum; ..., Aren, 2013, 72

a.






burger | 1. Hamburgerin kısatılmış hali. | Hadi siz de kendi burgerinizi kendiniz yaratın / Tek amacı var o da lezzet dolu 'burgerler yaratmak'., | R Tartıcı, T, 14.2.2016 | Bu da artık hurmadan tatlılar, unsuz kekler, özel yapım sağlıklı burgerler, tahıllı pizzalar devrinde demode kaçıyor., | AÖzyılmazel, 5.5.2017, SbhGünaydın, 10 | Girişte sarı çizmelerini çıkaran Scupper, | Burger yemekten bıktın mı? diye sordu. | Burger yemekten asla bıkmam. Tate mutfakta hamburger eti topaklarını alıp onları köfte şekline getirdi ve bir tabağa koydu., | D Owens, Kya'nın Şarkı Söylediği Yer, 2019, 62 | Burger 100 lira olmuş et burgeri, | H A Keskin, 9.3.2022

a.


ing.

GTS-



burgerli

s.
burgeri olan.


"bir köfte burger'li menü 150 TL.", 22.06.2024, reklam"



burgu | Fakat bütün bunlara rağmen mesut değildi, ve kendi içimde, her gün daha derin oyan burgunun altında sabırlı, sakin dudaklar ve gözlerle hayatı yaşarken başkalarının da mesut olmamalarından hodgam bir zevk alırdım., | HEAdıvar, KA, 40 burgu makarna | Çocuklar için makarna Oba 500 g burgu makarna yüksük makarna penne makarna, | Hr, 2.10.2016

a.






Burgulamak -ı | 1. Burgu ile delmek, delik açmak 2. Mec. Meşgul etmek** | Bu günden sonra Cin Mambet'in aklı yalnız bir tek şeyle meşgul oluyor, kafasını yalnız bir tek arzu burguluyordu., | Kırımer, 1967, 60

f. mec.






burgulanmak

f. nsz.
burgulama işine konu olmak, burgu ile delinmek.


Ömer düğmeye bastı. Sivri lastik burgulanıp döndü./ Derken burgulanan tipi, dörtbir yanlarını sardı., | Kıyafet, 1981, 38/44 |Durdu kadın, ince eğik fışkıran su bir mırıltı ile birlikte hızlandı, kulakta burgulandı, bir tornavida, sıvı bir böcek., | E Triolet, Gün doğarken, 1982, 31
GTS+



Burguluk –ğu | Çalınırken burguluk tarafı solda kalır; iki el birden çalar. 3) Kanun bir yarım nüzhedir, çünkü nüzhe iki kanundan meydana gelmiş sayılabilir. Her ne kadar kanunun da dört köşesi varsa da, bir yanı eğridir, yani münharifi ..., | Konya, 1944, S 63-101, 8

a.






burhan

a.



"Küçük bir soru da kitabınızın kapağındaki fotoğrafla alakalı. Nerede çekilmiş acaba bu fotoğraf? Sağ üstte duvara asılı olan bir Rifaî burhan şişi. Bilirsiniz sanırım, Rifaî tarikatı âyinleri sırasında şeyh efendinin zikre katılan müridanın yanaklarına, karınlarına tek taraflı veya karşı be-karşı batırdığı demirden mamul 'şiş' bu. Bu Sencer beyin, sayenizde tanıdığımız Podima'da antika olarak aldığı bir şey mi, aileden kalma olabilir mi? Bu fotoğrafın tam hali bu kadar mı? 'Şiş'in daha iyi gözüktüğü bir versiyonu var mı? .", İ Kara, Divitçioğlu'nun tarihe dahil oluş tarzı, Derin Tarih, Haz 2022, S 123, 6"



burhan | Burhanlar durur orada. Burhanları getirin buyurdu. Dağıttılar. Böğrüne vuruyor, yanağına vuruyor., | M Küçükkural, 21.8.2021 | Küçük bir soru da kitabınızın kapağındaki fotoğrafla alakalı. Nerede çekilmiş acaba bu fotoğraf? Sağ üstte duvara asılı olan bir Rifaî burhan şişi. Bilirsiniz sanırım, Rifaî tarikatı âyinleri sırasında şeyh efendinin zikre katılan müridanın yanaklarına, karınlarına tek taraflı veya karşı be-karşı batırdığı demirden mamul 'şiş' bu. Bu Sencer beyin, sayenizde tanıdığımız Podima'da antika olarak aldığı bir şey mi, aileden kalma olabilir mi? Bu fotoğrafın tam hali bu kadar mı? 'Şiş'in daha iyi gözüktüğü bir versiyonu var mı? , | İ Kara, Derin Tarih, S 123, 2022, 2 | burhan göstermekKaadirîlerde de Rifâîler kadar olmamakla beraber şiş saplamak, kızgın fırına girmek, ateşle oynamak gibi | burhan göstermek denen acayip âyinler vardır., | Borlu Kemalî Baba, 10

dey.a.






Burjuvalaşma | Bununla beraber 1914-18 arasında idealsiz kalan bu 'Burjuvalaşma' partisine ideal verdi. Rıza Nur'un 'Hürriyet ve İtilâf fırkası nasıl doğdu ve dağıldı' konusundaki kitabında partinin eski bir mensubunun verdiği bilgiyi buluyoruz., | H Z Ülken, Siyasi partiler ve sosyalizm, 1963, 60

a.






burjuvalaşma | Feodal sistemden çıkma ve burjuvalaşma dediğimiz bu hazırlık büyük mahreçlerden mahrumluk, şark yolunun ehemmiyetini kaybetmesi, milletler arası mübadele merkezlerinin Akdenizden uzaklaşması gibi dünya mikyasındaki ekonomik ..., | Sosyoloji D, 1943, C 2-3, 73 | Bu burjuvalaşma ne dereceye kadar mümkün olmuştur, bilemeyiz. Yalnız Hüseyin efendinin, çok sâf ve temiz olduğu hakkındaki şehadetler (2), onun o zamanın rezîletlerle dolu İstanbul hayatına pek alışamadığını göstermektedir., | M Kaplan, Tevfik Fikret ve şiiri, 1946, 44

a.






Burjuvalaşmak | ...parlâmento sistemi Avrupadaki efalinden önce inkişaf ederek burjuvalaşan aristokrasi ile, liberal ekonomi sisteminin kendilerine hak verdiği ferdin bir noktada birleşmelerile tahakkuk etmiştir, denebilir./ İngilterede liberal gözüken burjuvazi, burjuvalaşan aristokrasi ile birlikte İngiliz parlamentosunu kurmuş ve onu işlemeğe müsaid bir makine haline koymuştur., | Avrupanın iskeleti, 1939, 64/65

f.






burjuvalaşmak | İran tipi düzeni Türkiye'de de isteyen cami cemaatinden, Kuran kurslarından, imam hatiplerden, tarikatlerden, burjuvalaşmak isteyip de burjuvalaşamayan bu yüzden Batıya öfke duyan, teşvik ve kredi musluklarından yeterince yararlanamadıkları için kızgınlığa kapılan, belediye rantlarından yeni zenginler çıkartmak isteyenlerden bir alt kadro oluşturmaya çalışıyor., | NDoğru, Sabah, 4.3.1997

f.






burjuvarlar | Bunlara rağmen köylü en aşağı sınıftan sayılıyordu. Şövalyeler ve burjuvarlar onlara yaklaşmıyorlar ve köylüler ne devlet hizmetlerinde ne de askeri hizmetlerde kullanılmıyorlardı., | Coşkun Üçok, 303

a.






burka | Afgan kadınlarının takındığı yüzü ve bütün vücudu örten örtü. Nikap. | Fransılar yaza burkasız., | T, 9.4.2010

a.






burkalı

s.
burka örtünmüş.


"Hüda-Par gibi hanımları burkalı, erkekleri sarıklı, şalvarlı PKK'lılar bile var. Yavuz onlarla oturup konuşmayı denemelidir.", A Aksoy, 24.3.2023, facebook"



burkulu | üzüntülü | Gezintiniz içiniz burkulu olarak biter., | T Apaydın, Bozkırda günler: Köy notları, 1952, 56 | Arabamız tutarken Erciyeş'in yolunu: 'Hancı, dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu? ' Gözleri uzun uzun burkulu kaldı bende, Dedi: 'Hana sağ indi ölü çıktı geçende., | F N Çamlıbel, Han Duvarları, 1969 HaliFin gönlüne hisler Burkulu burkulu gelir. Urfa, 30.9.1947, Şiirde Urfa, 1969, 34 Bu defa kızmış mı sana esenlik — evlere şenlik — 'Kimse kimsenin kölesi kulu değil, 'Kalem burkulu değil, ses burkulu değil...' demiş., | Malil Kocagöz, Yaşamak türküsü, 1959, 22 | İmbikten geçirip yeniden Mavileşen, güzelleşen Yüreği burkulu gönüllere Ümit olan şimdi sen., N Öner, İlköğretmen okullarında bir zamanlar: Isparta Gönen, 2017, 114 | Adnan'ı Fitnat Hanım yetiştirdi, geliştirdi, ruhunu yoğurdu ve kalbi ayrılıklarla burkulu çocuğa en güvenilir sığınak oldu., N F Kısakürek, Benim gözümde menderes, 1986, 156 | Kalbim zaman zaman bu haberlerle burkulu / Zihnim düşünceden dağınık, gözlerim dolu., Y K Beyatlı, Kendi Gök kubbemiz, 1963

s.






burkuluş

a.
burkulma hali.

tr. burk-ul-uş
"Ne derin bir burkuluştu o / Acısı mutluluğun en güzeli / Mutluluğu bir başka şeydi onun.", Ş Belli, 1962, 72"



burkuluş | Oysa ki ben, hepsini ayrı ayrı, en içten duygulanışlarla anar, en derin yürek burkuluşlarıyla özlerim!... 30

a.






burkuluvermek | Çabucak ve ansızın üzülmek | İçi burkulu, burkuluveriyordu Yanık'ın... parmakları, çelini, çiliniveriyordu*, tetiğin üstünde..., Ş Erdoğdu, 1970, 214

bf.






Burkuluvermek | O dakikayı ne zaman hatırlarsam, yüreğim bir burkuluverir..., | P Merimée, Sabiha Yağızlar, 1944, 43

bf.






Burkut | bürküt, kartal. | Gökte burkut yerde bozkurt gibi, | Nisan 2023+

a.






burlesk | Tiyat. Kalın çizgili, kişileri ve olayları karikatürleştirerek veren ve genellikle yerici, taşlayıcı, abartılı güldürü türü 'şakacı' sözcüğünden gelir. ABDinde bu tür, kaba saba ve açık saçık gösteri durumunu almıştır. | http://www.turkish-media.com/forum/topic/50659-tiyatro-terimleri/1.9.2006 | Günlük ya da siyasi manipülasyon temasını acımasız bir dille işleyen oyun, burlesk tiyatronun sosyal konulara ciddiyetle yaklaşabileceğini gösteriyor., | T, 12.3.2013

s.






burma

a.
kapı tokmağı, kapı kolu.


"Altı bin altı yüz altmış altı tam / Kolunda bilezik, parmağı hatem / Kapısı kevserdir, burması zemzem / Doldurup içmenin imkânı mı var?", San, Hicrânî, 89"



burma | 1. Gelin gözlerine sürme çekeyim / Beyaz kollarına burma takayım., | Borlu Kemalî Baba, 17 | 2. | burma = bir fanila motifi (Ng)., | Burhan Oğuz, Türkiye halkının kültür kökenleri: teknikleri, müesseseleri, inanç ve teknikleri 6 Ulaştırma-İletişim, Mübadele, Ölçü ve Metalurji Teknikleri, İstanbul 2004 | ? | Hayetteki burmaları devirdim teker teker, | C Yalçınkaya/Ş Belli, 1968, 20 |

a.






Burmak | Yemekten sonra herkes ağırlaşmış çabuk, çabuk sigaralarını buruyor ve onları ocaktaki kaynayan cezve altındaki ateşi sabırsızlıkla yaktırıyorlardı., | Kırımer, 1967, 95 | Ama onlar, göğüslerini önce hafifçe rüzgâra vermişler, sonra parlak kanatlarını gererek uç tüylerini burmuşlar ve tam da ayakları yere değmek üzereyken inmişlerdi., | R Bach, Martı, 42

f.






Burmalı | Burma vatandaşı | Beş yaşındaki Burmalı bir çocuk / yılan viskisi satıyor., | ÖzkanMert, CazKedisi, 2015, Sayı 2, 4

a.






burnak -ğı

yer a.
Tunceli Ovacıkta köy adı.


"Diyelim ki / Bütün Burnak'lara çiy düştü / Kızık* yandı / Ekin zamanları bir büyük yalana kandı / Zeranik* büyür mü ki / Ziyaret* ve Sıtma* büyür mü ki", Haydar Oğur, 1994, 99"



burnaz | 309

s.






Burnu kaf dağında olmakBurunları Kaf dağında uzun boylu, mağrur iki üç akraba kadının eteklerine sığınmış ufacık bir Alain kesif bir kütle olmuş başka bir ailenin blokları arasında parlıyan büyük gözleri ile rulo halinde saçları, madenî, düşmanca parıltılar saçmakta birbirleriyle yarış eden, çok esmer bir kızcağızı gözetliyordu., | Colette, Dişi kedi, 1954, 22

dey.






Burnuz | Bornoz. | Camille ortadan kaybolunca, Alain kalkıp giyinmek, saçlarını taramak istedi, ama genç kadın kalın, fazlaca uzun, yeni bir burnuza sucuk gibi sarılmış olarak çıkageldi; dolu tepsiyi neşe ile taşıyordu., | Colette, Dişi kedi, 1954, 29

a.






bursalı | bursada doğan, yaşayan kimse. | Alaçatıda bu sezon açılan Bay C Hotelin sahibi Cemal Beyle tanıştım, Bursalı köklü bir eğitimci ailenin açtığı otelin güzelliğinin yanı sıra Cemal Beyin kahkaha dolu sohbeti de unutulmazdı., | CSemercioğlu, Hürkelebek, 16.9.2015

a.






burslandırma

a.
burs verme.

ing. burs + tr. -lan-dır-ma
"Liberalizmin üçüncü önemli argümanı bunun bir eşitsizlik anlamına gelmeyeceği, zira işletilecek bir burslandırma sistemiyle üniversite kapılarının parası olmayanlara da açılacağı. Bu tezin sonucunda aslında daha derin ve haksızca bir eşitsizlik durumu ortaya çıkacaktır | yukarıda tarif edilen "zekâ"ya göre tüm üst sınıf ... ", Birikim, 1996, C 81 | C 83-85, 55 | "Yönetici olacakları burslandırmaya çalışıyoruz.", Abdullah Eren, 15.12.2023"



burslandırmak

f.
burs vermek, burs temin etmek.

ing. burs + tr. -lan-dır-
"Yaklaşık 100 kişilik kontenjanı olan, öğrencinin sadece eğitimi değil, eğitim masrafını üstlenmek ve özel olarak burslandırmak suretiyle eğitiminin engellerini de ortadan kaldırmak istiyoruz. https://www.iha.com.tr/ordu-haberleri/-637403,27 Aralık 2013 | " KKTC Yüksek Öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Ziya Öztürkler ve heyetini kurumumuzda misafir ettik. Faaliyet alanlarımızla her fırsatta yanında olduğumuz #KKTC'den yükseköğrenim için daha çok kardeşimizi ülkemizde burslandırmak istiyoruz.", Abdullah Eren,@abdullah_eren, 24 Ara 2019, twitter"



burslanmak

f.


fr. bourse + tr. lan-
"Amerika'lı Türkleri bir araya getiren gecede Volkan Konak konuk sanatçı olarak hayal ortaklığını paylaştığı sevenleri ile güzel bir gece geçirdi ve toplanan bağışlarla bir çok yardıma muhtaç çocuğun daha burslanmasına vesile oldu.", https://alaturkaonline.com/kuzeyin-oglu-volkan-konaka-btfden-ornek-insan-odulu/?amp, 15.08.2011"



burssuz | burs almayan, bursu olmayan kimse | Ben burssuzdum. Şu anda ise %50 bursu ve % 100 bursluluk durumu var sanırım. Çünkü Öyp tercih seçeneklerinde 3 seçenek çıkıyor karşıma, | 27.12.2013, | http://www.akademikpersonel.org/oyp-tercih-rehberi-ve-yardimi/34283-oyp-lisans-bilgilerini-guncelleyemiyorum.html, 26.2.2017g

s.




GTS+



burtmak | Yüzünü burtarıp olma keremsiz/Gelicek her kişi gelmez kademsiz., | Güvahi, 234. Durup devşirmek, bükmek. [Derleme Sözlüğü c: 2] *Lapseki –Çanakkale

f.






burucurdlu | Burûcurd şehrinden olan veya orada yaşayan kimse. | Kendisini Mehdi tanıyan ve tanıtan Fadl'ın çevresinde, yaşlı bir zat olan Fahrüddin, Burûcurdlu Celal, Horasanlı Fadl Allah, Husayn, İsfahanlı Abdul, Nâyînli ve Daşt (Raşt? )lı iki kişi ve 'Hac-nâma' sahibi, yani Mir Şarif'ten ibaret yedi kişi toplanıyor; bunlar Fadl'a ilk inananlardır., | AGölpınarlı, 7

a.






buruk buruk buzlamakO, dünkü varlıkla, bugünkü yokluğu, dünkü sağlıkla bugünkü çürüklüğü düşündükçe yüreğinin buruk buruk ezildiğini fikrinin titreye titreye buzladığını dilinin tutulduğunu hissediyordu., | Kırımer, 1967, 107

dey.






burukça

z.
1. Tadı biraz buruk olan 2+. Gücenmişçe, alınganca


" "+Ali burukça güldü: -Sen anlıyamazsın. Onu ancak ben anlarım.", H Kıyafet, 1981, 16"



burukça s./z. | 1. Tadı biraz buruk olan 2+. Gücenmişçe, alınganca | +Ali burukça güldü: -Sen anlıyamazsın. Onu ancak ben anlarım., | HKıyafet, 1981,16








Buruklaşmak | Karşıya her baktığında eski günler aklına geliyor, ister istemez buruklaşıyordu. Sadece kendisi buruklaşmıyordu hem de, hatırladığı ya da unutmaya ara verdiği zamanlarda kendisi, içtiği çay, içinde bulunduğu kereste dükkanı ve marangozhane dahil her şey buruklaşıyordu., | Onur Çalı, 35

f.






buruklaştırmak


"Yollarda zor taşınan yüzler. Bu, vicdanın buruklaştırdığı yüzler değil öyle | tamamen maddî ve içsiz.* Yüzün kendi kullanılmışlığının* gizemini bulmak çok güç | "gizemini çıkarmış ya da bir yerlerde düşürmüş", diyesi geliyor insanın 79"

tr. bur-uk-laş-tır-



Burukluk –ğu | Sadece burukluk oluyordu ama iddaa kuponu tek maçtan yatınca da burukluk oluyordu; burukluk çok şey ifade etmezdi., | Onur Çalı, 36

a.






burulmak | Sadık başka masalara çay bırakmaya gitti. Ama biraz burulmuş belli... Daha sonra gönlünü alırım., | Aren, 25

f.






burum burum burulmak | Midemde bir bıçak burum burum buruluyor., | ANesin, GözüneGözlük, İstanbul1974, 67








burun | burnundan kıl aldırmaz | Baştaki sorunuza dönersek, eğer bu kavram ve öğretilerin arkasında bir ortak hakikat tanımı aranacaksa, bu, kendi çıkarlarını başka herkes ve her şeye önceleyen, ırkçı, kibirli, kutsal veya sınır tanımaz, burnundan kıl aldırmaz batılı beyaz adamla ilgili bir tanım olmalıdır., | Aydemir/Türkoğlu/Karaşahan, Sirayet, Mart2015, 8 burnu havada olmak deyim. herkese yukarıdan bakmak, kibirli olmak, kendini beğenmek burnu havadalık | şimdi sen bunu eleştirirsin, televizyon dünyasının aşağılık işleri diye yapılanlara burun kıvırırsın ama burada hayatın gerçeklerinden söz ediyorum benzeri sınırlamalar koyup anlattıklarına ilişkin yorumlarımı, değerlendirmelerimi önceden (elbette olumsuz ve eleştirel bir burnu havadalık) varsayan bir üslûp tutturmuştu., | Doğu-BatıD, 2000, S 13-15, 19 burun burnundan solumak deyim çok öfkelenmek, gazaba gelmek | Karınlarını doyurmak için bile neler çekiyorlarmış, haberi var mıymış? Hıh...' diyordu burnundan soluyarak., | DCeyhun, 7

s.a.






Burun buruna gelmek –ileKalktı kapıyı açtı. Eşekle burun buruna geldi. Hayvan melül melül ona bakıyordu., | M Gezen, 1982, 21

dey.






burunca








Burunca | 1. İneklerin yüzüne takılan bezek. 2. | Maske.

a.






burundanga | Uydurma uyuşturucu bir madde. | Bayanı böyle çok ciddi bir duruma sokan bir maddenin karta sürülmüş olduğu anlaşılıyor. Adı | BURUNDANGA olan bu uyuşturucu madde, bir kişinin üstündekileri çalmak veya başka kötülükler yapmak için kullanılıyor. 8.5.10 tarihli eposta. | Email warning claims that criminals are attempting to incapacitate women in order to rob or rape them by handing them business cards laced with a powerful drug called Burundanga.

a.






burunlu

s.
1. burnu olan. 2. burnu büyük olan.

tr. burun-lu
"sesin sahibi köyün yaşlılarından Kara Hasan'dı. iri burunlu, pos bıyıklı bir adamdı.", A Cılga, 1980, 42"



Burunlu | 1. Burnu olan şey 2. İri burnu olan kimse | O koskocaman burunlu adamın yeggâne sevilecek tarafı ancak cüzdanı olabilirmiş., | Çalıkoparan, 42








burunlu | 1. burnu olan şey. 2. | iri burunlu olan kimse. | O koskocaman burunlu adamın yegâne sevilecek tarafı ancak cüzdanı olabilirmiş., | Çalıkoparan, 42 | Gözleri parlıyan kemerli burunlu genç, saray *tandosunun kapı önüne çekilmesini söyledi., | Ayhan, Türk Demokrasisinin ikinci şehidi Süleyman Paşa, Tasvir G, 10.11.1946 | Doğan burunluydu, bu kemerli burun, dudağının üstüne kartal gagası gibi inmiş, sonsuz bir azmin, iradenin, kudretin, ihtişamın damgası gibiydi., | M Nalbantoğlu, 41 3. Çıkıntısı olan. | garların ötesi, / ekmek otobüsleri ... / Burunlu, çift merdivenli, / kamyon bozması bir BMC taşıdı beni de, / Cideliler, tavuklar,, | SühaTuğtepe, KunduzD, ıı, 70-1 4. Mec. Kendini beğenmiş, kibirli 5. Kızgın, asık suratlı.

s. mec.






burunlu | burnu olan. | devlet teorisine hâkim, derdini anlatabilecek kadar yabancı dil bilen, burunlu tır sevdası olan, sosyalizm-komunizm-sağcılık-solculuk gibi ideolojileri bilen fakat bunlara mensup kişileri tahkir eden, haffimeşrep burnu havada ve kendini beğenmiş,, justinianus @buyukjustinyen, 28.09.2024, X

s.






burunlu | Üstat elinden çıkma sanemlerden mütenasip yapılı, siyaha mail samurî saçlı, incerek düz kaşlı, noktalı yeşil gözlü, siyah ve uzun kirpikli, hafif sarı üzerine mevçli koyu al yanaklı, irice çekme burunlu, ufak ağızlı, (şiddet-i şehveti gösterir surette) ateşî kırmızı kalınca dudaklı, her karşısına geleni kucaklayacak gibi önüne mail yürür, insanın kalbine girecek gibi karşısındakine dikkatle bakar bir afet, | Namık Kemal, İntibah, 1876,








burunluk –ğu | Denize girmek için kulaklık ve burunluk bulunur., 04.08.2014, Avşa

a.






Burunsuz | Şurası reddedilemez bir gerçektir ki, er veya subay Türk esirleri henüz canlı, fakat burunsuz, dudaksız, göz kapaksız olarak yerlerine geri gönderilmişlerdir., | Loti, CCT, 93

s.






buruş buruşuk, buruşmuş* | Buruş buruş bir reçeteyi elinde sallayan kadın: -Bağır, çağır, söv, say..., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 17 2. Buruşukluk | siliyorum aynayı dirseğimle, / çıkıyor yüzümün yeni buruşu., | MesutHastürk, KunduzD, ıı, 24








Buruşturucu | Tenekecilerin kızgın havyayı nışadıra sürtüştürdükleri zaman duyduğumuz hem buruşturucu, hem tuzlu kokunun bir derece hafiflemişi, fakat daha yavanlaşmışı ... Ramazandan evvel listesi yapılan bir de reçel ve şurup çeşidi vardı., | R H Karay, Üç nesil üç hayat, 1997, 160

s.






Buruşuksuz | Durgun bir lacivertlikle buruşuksuz bir kumaş gibi yayılmıştı., | H Yavuz, Toarmina, 61

s.






Buruşuvermek | Uçak benzi buruşuverdi. Bir sıçrayışta verandanın merdivenlerini indi. Warburton, nefes nefese, bir iskemleye yığıldı., S Maugham, 1959, 56 | | O, bir halk çocuğu dayanıklılığını sergiler, ben memur çocuğu olduğum için kırılgan, nazlı-nahif, dış tesirlere çabuk maruz kalıp, ikide bir buruşuveren birisiyim., Aren, 2013, 78

bf.






busesiz

s.
öpücüksüz.


"Yüzüksüz parmaktan , halhalsız koldan / Busesiz bukaktan, kemersiz belden / Oynaşlı gelinden , güreşli duldan / Namuslu çingene kızı şirindir . .","
İlhan Yardımcı, ‎Taṣtan Hicrānī, Büyük halk şâiri Bayburt'lu Hicrânî, 1968, 40



Bushido, samurayların temel etiği olan; efendiye saygının orjini olan savaş kodu olarak adlandırılır. 47 Ronin de 1700'lü yıllarda geçen böyle bir efsane. Hollywood yapımı 47 Ronin, daha önce de beyazperdeye uyarlanmış bir öyküye sahip. Filmde, efendileri lord Asano'nun kendisine kurulan tuzak sonucu ölüme mahkûm olmasının ardından, kaleleri işgal edilip sürgün edilen samuraylar, hem intikam hem de kaybettikleri onurlarını geri almak için yemin eder. Kia yani Keanu Reeves, İngiliz denizci bir babanın ve köylü bir Japon kadının büyücü çocuğu. Melez olmasından dolayı Kia, uzun süre samurayların arasına kabul edilmiyor. Fakat savaş başlayıp intikam yemini edildikten sonra Kia 47'nci Ronin olarak ekipte yerini alıyor., | SuzanDemir, T, 27.12.2013








business | iş | hYeni bir iş kolu olarak HES business, | PelinCengiz, T, 12.2.2012

a.


ing.



business class | oku: biznis klas birinci sınıf, birinci mevki* | Öyleyse, 'ateşle oynayan' AKP'nin kurmaylarına aramızda para toplayıp business class'tan alalım birer bilet, postalayalım Nijerya'ya..., | CKaran, T, 21.3.2014

a.


ing.



Buşkulanmak | Heyecanlanmak. | Hor onu / Görme sakın hor onu / Buşkulanıp titrersin / Seyredersen horonu., | Aydil Erol, 25

f.






buşon | kulak temizliği/temizleme | Lokal muayene - Sağ kulaktan buşon çıkarıldı. Kulak zarı normal. Sol tarafta dış kulak yolunda kirli, fena kokulu sekresyon* ile karışık cholesteatom* birikintileri vardı. Temizlendi. Üst dıvar düşük, kulak zarı görülmeyor. Mastoid* üzerinde basılınca, | AnkaraÜ Tıp Fakültesi D? , 1949, C 3, S ? , 32 2. Siemens NH –bıçaklı sigorta buşonları ve altlıkları. [Ticari el ilanı. İstanbul, d.t. 1983] Apa ofset basımevi san ve tic. A.Ş. 210x300 renkli, | Türkiye/Türk Milli Bibliyografyası, TTK, 1984, 864

a.

tıp tıp




buşta | Karanfilim buşta buşta / Aklım aldı bir bakışta / A ferişte a ferişte / Eli karanfilli gelin, Halk türküsü








butafor BTS+ | tiy. Oyun için gerekli sahne eşyası 2. Plastik sahne eşyası, heykel vb. | Bu öğrenciler mezun olur olmaz Minneapolis, Tyrone Guthrie Tiyatrosu atölyelerinde işçi, boyacı, marangoz, demirci, butafor olarak bir süre çalışır ve tiyatro gerisi tekniği üzerinde yerinde tecrübe edinirler. Bu bölümün üç esas sahnesi vardır., | DTCF D, 1967, 135 | Bu kimseler sahne âmiri, sahne âmiri yardımcıları, fıslayıcılar, dekor sanatçıları, butaforlar, çağırıcılar, denetimciler, giysi sorumluları, terziler, marangozlar, elektrikçiler, berberler ve dekor teknisyenleridir., | Özdemir İnce, Darülbedayinin elli yılı (Darülbedayiden şehir tiyatrosuna), Ankara 1969 ?

a.




bts+



butaforcu | Oyun için gerekli plastik sahne eşyasını hazırlayan ve yapan uzman H Taner, Tiyatro terimleri Sözülüğü, 1966, 14

a.






butaforculuk | butaforcunun yaptığı iş | butaforculuk, -ğu, | Mehemmed Âmir el-Meczûb, Kitabu'l-kamusi'l-imlai li'l-efal ve'l-müfredat fi'l-lugati't-türkiyye, 2019, 48

a.






butaniça | Sevimli orospucuk*

a.






butik otel | Butik oteller küçük yapıya sahip olmalarına karşın, seçkin müşterileri için 5 yıldızlı otel konforu sağlayabiliyor. Özel destinasyonlar ile farklı müşteri profillerine hitap edebilen ve bu özelliği ile son yıllarda oldukça ilgi gören butik oteller, Turizm Bakanlığı'ndan özel belgeli işleme statüsü alınarak işletiliyor. Otellerde ortalama 15-20 oda bulunuyor. | Butik yayıncılık: TRT2 22.03.2008, | İleri-Sırma Köksal mülakatı. | Butik müzayede, | Magnet İstanbul, 6.6.2021, 2. butik müzayede epostası

s.a.






butikleşme | Sosyal medya iletişimde muazzam bir devrim. Twitter, instagram, facebook gibi uygulamalar kullanıcının ilgi alanlarına göre 'kişiye özel' bir muhtevayı kullanıcıya sunuyor. Bu kadar butikleşme varken 'yandaş medya' kelimesi kelimesine aynı manşetlerle kamuoyu oluşturabilir mi? , | İzzet Akyol, 31.12.2019, twitter

a.






buton | düğme | Butona biz basmalıyız., | RTErdoğan, T, 16.11.2010

a.


ing.



buv

a.
aşırı soğuk olduğunu belirten ünlem.

tr. yans.
... fakat, bir kez daha çıkmalı kuyudan | dilim dişlerimin gerisinde durunca da, buuvvv etme gecikiyor tabiî ki 17



Buva | baba. | -Buvalar! Dedeler! Analar! Bacilar! Bilıysinız ki habu dereler, çaylar, ormanlar hep benden soruluy., | M H Alşan, 7

a.






buvak, nebze Tarama dergisi: Osmanlıcadan Türkçeden söz karşılıkları 1934 930








Buydurmak | Hiçbir kasabada olmaz. Diz boyu çamur, ince çadır, yüreği buyduran soğuk, keyfe yetmez. Ayaklar çekilir, kasabalılar kendi üstlerine kapanır, sağır dünyaları dilsizleşir., | Ayla Kutlu, Gülperi, 77

f.






buyma | Eğile doğrula su kuyularımıza / Eğile doğrula donmalar buymalar / kancalar elmalar atıyorsunuz, | BünyaminK, 55

a.






buymak | donmak

f.






buymak | Donmak. Pir Sultan Abdalım bu dünya fani / Baştan başa kim sürdü bu devranı? / Yârin bir çift sözü üşüttü beni, / Yüce dağ başında buymuşa döndüm., P S Abdal

f.






buyru | emir. | Çok buyru çıkaracağına yerinde gördüğü eksiklikleri anımsatıp komutanlara yapacaklarını telkin ..., | Celal Erikan, Atatürkçülük: (Kemalizm), 1974, 103

a.






buyruksuzluk | Temelde var olan insanın buyruksuzluk tamusuna yuvanlanışıdır, 'alıp kişiyi kayalara çarpar buyruksuzluk'. CYeşilyurt/İÇiçek, EdebiyatOrtamı, Nisan2016, | 21

s.a.




GTS-



buyrum | emir | Türkçe buyrum kipinin ikinci kişi çekim dizisinde iki biçim bulunmaktadır: Bunlardan biri, sıfır biçimciğin (–Ø) kullanıldığı tekil sayı biçimi (bkz 1), diğeri de –In(Iz)1 ekinin kullanıldığı çoğul sayı biçimidir (bkz 2). Bu kipin üçüncü kişi çekimlerinde ise tekil ve çoğul sayı biçimleri arasında bir koşutluk gözlenmekte, her iki çekimde de –sIn ekinin kullanıldığı görülmektedir (bkz. 3 ve 4). (1) Önüne bak! (2) Önünüze bak-ın(ız)! (3) Yemeğini ye-sin! (4) Yemeklerini ye-sinler!, | ÖzgürAydın, TürkçedeÜçüncüKişiBuyrumYapıları, AÜDTCF Dergisi, 47, 1 (2007), 151 vd

a.






buyur buradan yak kalıp söz | Buyur buradan yak / Yak da üfür efkârını arsız suratlara / Nasıl olsa bir şey fark etmez / Ecdadına ecinnîlik edenlerin yüzüne / Vagonlar dolusu tükürük yetmez, | NTektaş, 1999, 65








buyur etmek

dey.
yüksek nezaketle. emredin demek.


"Hemen iskemle gösterdim, buyur ettim, oturdu.", 104*/"



Buyur etmekHemen iskemle gösterdim, buyur ettim, oturdu., | 104

dey.






Buyurdi | Evladım orada hayat 19dan sonra başlar. Buyurdi yemeyi unutma. Florina merkezinde güzel bir pizzaci var. Şaraplari da güzel. Şimdiden afiyet olsun..., | H H Duman, 27.8.2023, facebook

a.






Buyurganlık –ğı | Yıllarca anasının buyurganlığı altında ezilmiş olan Ali, kendisini annesinin önünde hissederek, yanıt veremez sorularına kızın. Başını biraz daha koynuna sokmaya çalışır kızın yalnızca., | O Şahin, Bütün Öyküleri II, Bayan Ali, 47

a.






Buyurmak | Emretmek. 2. Birisini buyurmak. | 1. Birisine emir vermek. 2. Birisini yönetmek. | Abimsin, bir kere gelirim seninle ama olmaz hep sen buyuruyorsun beni., | 14.2.2020, sokaktan

f.






buz | a./s. | Kışın kar soğuğunda bu buz havada kartonlara naylonlara sarılıp yatması, ahaliye ıstıraplı bir dert oldu., | NGenç, isenç, 128 buza yatırmak –i deyim | Çekmece gölünün kenarında, ağaçların altında, Piç Yavuz, Camgöz Taci, Tilt Mahmut ve bir iki kişi daha, buza yatırdıkları soğuk biraları açmışlar, kuzu çeviriyorlar., | TAral, SÖ, 42








buz bilimci a/s. | ... büyük bir buz kütlesinin giderek ... buz bilimci Luckman, ..., | Bilim Dergi Mayıs 2020








buz bilimi / buzbilim | (glasyoloji / glasiyoloji bk. buzul bilimi | ... buz kütlesinin hacminin toplam hacme eklenmesi üzerinden değil, buzbilim (glasiyoloji) teorilerine dayalı modellerle yapılması yatıyor., | 18.5.2009, | https://www.denizhaber.net/denizler-sanilandan-az-yukselecek-haber-19031.htm, 3.6.2021 | Bir yanıyla Aladağlar'ın şekillenmesinde rol oynayan süreç ve mekanizmaların, coğrafi özelliklerin mercek altına alındığı bir buzbilim manifestosudur. Onur Çalışkan, Aladağlar Seyir defteri, kasım 2015, tanıtım | | Eskiden içtimaiyat, şimdi toplum bilimi biçiminde karşılanan kelimeyi toplumbilim biçiminde yazmaktan veya hematoloji bir kelimedir dolayısıyla kan bilimi terimini kanbilim biçiminde yazmada ısrarcı olmamalıyız. Bu arada söz bilimi, söz bilimsel, söz bilimci örneğinde olduğu gibi bu üçlü yapıyı kılavuzlara, sözlüklere katıp kaynakları bilim dalları açısından zenginleştirmemiz gerekir. Örnek olarak Türk Dil Kurumunun kılavuzunda, sözlüğünde olmayan glasiyoloji gibi terimleri dikkate alıp bu tür terimlerin karşılığı olarak buz bilimi, buz bilimsel, buz bilimci örneklerinde olduğu gibi başvuru eserlerine işleyip araştırıcılara yol gösterici, yardımcı olmalıyız., | H Zülfikar, Türk dili, 5.6.2018

a.


ing.



buz bilimsel / buz bilimsel | Hidrolojik, hidrokimyasal*, buzbilimsel ve depremsel araştırmalar, bölgedeki iklim ve radyoloji konusunda araştırmalar gerçekleştirildi. 25.7.2012, | https://www.egitimajansi.com/haber/yuzer-universitede-birinci-donem-sona-erdi-haberi-13803h.html, 3.6.2021g

s.






buz dolabı /buzdolabı

b.a.
Yiyecek, içecek vb.ni soğuk olarak saklamaya yarayan, motorla çalışan dolap | soğutucu.

tr.
"Buz dolaplarından vergi alınacak. Belediye, acentalardan dolapların listesini istedi. Bazı müesseselerle evlerde hususî buz dolapları bulundurulmaktadır. Fakat buz imtiyazı belediyeye ait olduğu için belediyenin bu dolaplardan resim alması icap ettiği halde yapılan tetkikat neticesinde şimdiye kadar tahsil edilen vergi miktarının pek az olduğu görülmüştür.", "
Cumhuriyet, 3.11.1933



buz dolabı | soğutucu | Evlenirken, babası kızına salonu için güzel bir piyano, mutfağı için son model bir buz dolabı almıştı., | CUçuk, CB, 106

a.






buz dolabı | Soğutucu. | Evlenirken, babası kızına salonu için güzel bir piyano, mutfağı için son model bir buz dolabı almıştı., | CUçuk, CB, 106

a.






buz gibi | 1. Mesela ben, genelkurmay başkanı LAW'a 'boru', buz gibi belgeye 'kağıt parçası' derken güzelleme düzüp gerçekler ortaya çıkınca tıs geçmem., | EUslu, T, 30.7.2011 2. | Fakat 12 Eylül'ün sorumlularından ve işkencecilerinden hesap sorma girişimi karşısında buz gibi bir edayla durmak siyasi değil, ahlaki bir sorun..., | AGörmüş, T, 13.1.2012 buz gibi bir hava esmek deyim | Annemle atışmamız bu kez kötü oldu. Akşam yemeğinde buz gibi bir hava esti., | İpşiroğlu, 64








buz gibi | Buz gibi bir suyla yüzünü yıkayıp, kendine geldikten sonra kahvaltısını hazırlamak için mutfağa yöneldi., | Kazancıoğlu, 160

s.






buz hokeyci buz hokeyi oynayan kimse | Kâh ayı avcısı kâh skorer buz hokeyci kılığında karşımıza çıkan, her fırsatta kameralar önünde soyunan, adının | alfa erkek ve | çelik tebessüm gibi klişeler eşliğinde magazinleştirilmesinden memnuniyet duyan Rusya Başbakanı'nın şovmenlik reytingi son aylarda ciddi bir düşüş yaşadı., | YÇongar, T, 6.12.2011








buz mavisi | Buz mavisi gözleri ise açılmamak konusunda onu epeyce zorlamaktaydı. Uyanmak istemiyor gibiydi, bu kasvetli ve hiçbir zaman yüzünü güldürdüğüne inanmadığı dünyaya, yeniden bakmak istemiyordu., | Kazancıoğlu, 172

a.






buz mavisi | Yazgısı Siirtteki hekim tarafından elinden alındığından beri beyaz önlüklü insanların selamlaştığı buz mavisi koridorlar içine korku salıyor., | TKiremitçi, 2005, 166

a.






buz torbası | Tedavi amacıyla kullanılan ve içinde buz parçaları bulunan plastik torba | Kafasının bir yanında buz torbası, öbür yanında sıcak su kesesi vardı. Kaymakamın karısı adamın yüzünü yelpazeliyor, tapucu ise 'Aman üşümesin!' diyerek battaniyeyi adamın kulaklarına dek örtüp iki yandan sıkıştırıyordu., | S Dölek, Elimizden geleni yaptık, 94

a.






buzamak | inek buzağılamak, doğurmak HTaşkömür, 24.6.2016

f.






buzcubaşı | Kar ve buzun mutfaklardan cenazelere Osmanlı gündelik hayatındaki yerini inceleyen bir kitap... Sarayda kar ve buz tüketiminin artmasıyla buzcubaşı yönetiminde Hassa Buzcular Ocağı kurulacaktı. Halka kar ve buz sunan vakıflar vardı., @halilsolak, 10.03.2025, X

a.






buzdağı | Sen buzdağının görünen bölümüsün elbette., | Nezval, T Fişekçi, E Canberk, 58

a.






buzdolapçı

a.
buzdolabı satan.


"Nedeni var mı, Ergin? Hangimiz takıntısızız! Sokaktaki gevrekçiden tut, buzdolapçıya kadar..", Çalıkoparan, 7"



Buzdolapçı | Nedeni var mı, Ergin? Hangimiz takıntısızız! Sokaktaki gevrekçiden tut, buzdolapçıya kadar..., | Çalıkoparan, 7








buzhane | 1. çok soğuk yer. | Geçen kışı düşündü, buzhane gibi soğuk taş... 'Nasıl uyuyabildim? ', | NGenç, isenç, 138 | 2. | Cemiyetlerinize alkollü ve alkolsüz içecekler buzhanemizden temin edilir., | 2.7.2021, sokak ilanı

a.






Buzkıran | aramızda siste kaybolmuş / buzkıran gemiler., | M Mungan, Yaz geçer, 1992, 68

s.






Buzlama | Cezalarımız bol miktarda yine mevcuttu. Aile yapımızı buzlamaya izin yoktu., | S Koloğlu, MilCadde, 1.1.2019

a.






buzlamak | bir kimsenin görünmesini önlemek üzere üzerinin (tv.da) kapatmak. | MİT basına verdiği fotoğraflarda korumaların yüzünü buzladı., | MABirand, KanalD, 12.1.2012, saat.19.00.

f.






Buzlamak | O, dünkü varlıkla, bugünkü yokluğu, dünkü sağlıkla bugünkü çürüklüğü düşündükçe yüreğinin buruk buruk ezildiğini fikrinin titreye titreye buzladığını dilinin tutulduğunu hissediyordu., | Kırımer, 1967, 107

f.






Buzlanmak | 1. Buzla kaplanmak, buz tutmak 2. İstenmeyen görüntüler buza benzer görüntüyle belirsizleştirilmek. | Buzlanmayan bir ekran!, | S Koloğlu, MilCadde, 1.1.2019

f.






buzlaş/buzlaç | türk buzlu+aş Karsambaç. Limonata, böğürtlen vs ile karıştırılmış kar tadında buzlu gıda. Avşa, 27.07.2011 | Ünlü Tekila markası olan Olmeca Tekila'yı Buzlaç biçiminde servise sundu. Oğuz Karkar, 24.08.2008, | http://www.starkibris.net/index.asp? haberID=13995 | Karsambaç buzun rendelenmiş hali, üstüne özel şekerli şerbet döküp muhallebi de koyarsan bıcı bıcı [bici bici] olur. Yeni moda adı buzlaç., | forum.memurlar.net/topic.aspx? id=76183129.9.2009 | Buzlaş makinası ve aroma çeşitleri, Tozkoparan, 17.05.2025

a.






buzlaşmak | Yerde kar vardı, çiğnenmekten buzlaştı buzlaşacak., | BKarasu, 77

f.






buzlu | Biraz sonra göklerin bir tarafında, değirmi çehresi solgun bir ay parladı. Ağaçların yukarısında evvelâ bir dala takılmış gibi hareketsiz kaldı. Sonra buzlu bir iniş üzerinde imişçesine ağır ağır ufka kaymağa başladı., | E B Koryürek, | Gurub vakti kargalar, | Özelden köşeler, 114-115 MReşit | Buzlu cam | kalbin kalbime vitray / manasız buzlu cama rengarenk döşenmiş / yolunu tüketmiş trene ray / pervazıma macunlanmış çift cam kalbin kalbime, | Mustafa Ergin Kılıç, Papirüs, Yıl 1, Kitap 4, May-Haz 2011, 21

s.a.






Buzlu çay | Genellikle bir bardakta buzlu olarak sunulan şekerli veya şekersiz her türlü soğuk çay türü. | Collier's Birleşik Amerikada sıcak çaydan ziyade buzlu çaya rağbet vardır ve yemeklerde bile su yerine buzlu çay içilmektedir. Bu yüzden Amerika piyasalarında satılan çayların yüzde doksanı buzlu çaya, yüzde onu da sıcak çaya sarf edilmektedir., | Yücel, C 6, S 40, C 10, S 59, 31

a.






buzul

s.
buzlu.*

tr. buz-ul
"Buzul bir ortamda terler döküyorum / Temmuz ateşlerinde tir tir titriyorum", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 22"



buzul bilimci | bk. buz bilimci buzulları inceleyen bilimci | buzul bilimci, | Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (STT) sözlük ögelerinin ..., | B Tezcan Aksu, ?A Tariktaroğlu, ?E. Gemalmaz, 2004, 184

a.






buzul çağı | Los Angeles'ın tornado hortumlarıyla yerle bir olması, New York'ta devasa dalgaların gökdelenlerin dibini süpürmesi, Tokyo'da havadan buz parçalarının yağması...'Bilim insanlarını dinlemeyenleri doğa cezalandırır' gerçeğini, 'buzul çağı'na giren bir gezegen profili eşliğinde perdeye taşıyan felaket filmlerinin yönetmeni Roland Emmerich bilimsel verilere sırtını dayıyor., | U Vardan, Hr Ctesi, 5.6.2021, 2

a.






buzullaşmak | Yiğitçe gülümseyişin üniformalı şefe, perperişan etmişti buzullaşmış çehreleri., | N A Gökduman, 125

f.






buzulluk -ğu | Buzulluk çağından açılmamış bir duman, | MustafaÖneş/Rİmrahor, UŞA, 58

a.






bücür | -Pek güzel efendim. Emriniz can baş üstüne. Aradan on dakika mürur etti (geçti). Bücür içeri girdi. -Efendim cümlesi hazır âdeta yeni gibi tamir olunmuştur. / Bücür bu sözleri duyar duymaz korkmağa, titremeğe başladı., | K D, E Ülgen, 164/165








bücürlük Yücel 1945-6? Gerek babası, gerekse annesi her konuşmada bücürlüğünü başına kakmaktan geri kalmıyorlardı., | VSevim, 201








bücürük | bücür. Merterde çocuk eşyaları satan bir dükkan adı. 2010

a.






büfeci | Kurtuluş Parkında sabah sporuna gelen bir öbek orta yaşlı kadın, havuz başındaki büfeciye, aylardır bankta altına kartonlar üstüne naylonlar sarıp yatan şu köpekli hırpani kılıklı adam kimdir, diye sordu., | NGenç, isenç, 127








büğet

a.
sed, baraj, bend.

tr.
İlkin yeğni sanıyorsunuz yalnızlığı ya, taşımayagörün, bir artıyor bir artıyor bir artıyor - zamanın halleri: bu ağırlık yıkacak büğetleri: SU OVADA HIZLI AKAR 55



büğreti | 'eğreti büğreti' biçiminde, birincinin ikilemesi | Eğreti büğreti evler., | AdnanGündüz, KüçükFahişe,1980? , 47

a.






büğüşlü | hikmet FeyzullahSacitÜlkü, C, 2.1.1935/BAyvazoğlu, Z, 26.1.2012

a.






Bühtanlanmak | Bühtan etmek | Bazı seyre çıkar hûb seyranlanır / Bazı nefse uyar pek bühtanlanır / Bazı yoksul düşer perişanlanır / Her derde ey gedâ baştır bu gönül., | Sümmani

f.






bühtanlanmak | Bühtan etmek. | Bazı seyre çıkar hûb seyranlanır / Bazı nefse uyar pek bühtanlanır / Bazı yoksul düşer perişanlanır / Her derde ey gedâ baştır bu gönül., | Sümmani

f.






bük

a.



"Munzur çayının geçtiği bük boylarına kadınlar inerse / Kadınların çarşaflarına nehirler akar", Haydar Oğur, 1994, 43"



bük | [K]arabük'ün rakiplere kararttığı iç saha bükünü, efendisine kul olan kulları, 'satma' üzerine kurulu bir işletim felsefesinin Antep modeliyle hızla iflasa sürüklenişini okumayacaksınız., | STunalı, T, 15.2.2012 | Şimdi elinde değnek ılım ılım gidersin! Gençken büklerin üstünden atlardın., | 8.10.2011 TRT2, 8.30 | Yamacıma geçmiş olacağım / kara büklerden kaygan taşlardan, | Bünyamin K, 27

a.






Büke | Demircioğlu: Hey! Burada yatan kim? Sarhoş Büke sen misin? , | Tecer, 1969, 42

a.






bükekoymak | Almayı yüke koydum / Ağzını bükekoydum / Aldın yari elimden / Boynumu bükekoydun., Ankara türküsü

b.f.






bükelek -ği | Ağustosta yatanı zemheride bükelek tutar., T F Erdun, 15

a.






büket

a.
buket, deste.


"Kont - (Gülerek) büketlerinizi taşımak için kimbilir kaç araba ister?.", M Celâl, Demirbaş Şarl, 8"



büket | bk. buket | Masasını düzeltti ve çağırdığı odacısına bahçeden küçük bir büket yapmasını söyledi., | Ali Enver, 13

a.






büklüm büklüm | Ankara'nın bağları / Büklüm büklüm yolları / Ne zaman sarhoş oldun / Kaldıramıyon kolları., Ankara türküsü

s.






Büklüm makarası | Dengesini sağ kanadıyla kazanmaya çalıştığında da, bir büklüm makarası gibi vınlayarak sağa dönüyordu., | R Bach, Martı, 15

a.






büklümlü

s.
büklümü olan.


"Handan beş yaşında... büklümlü, ipek saçlı başının gül yaprağı renk ve tazeliğinde yüzü | güneşli bir gök gibi pırıl pırıl gözleri vardı", C Uçuk, DŞ, 1971?, 96"



büklümsülük –ğü | . | Eğer cebhe (alın) vüs'atinde ve yumurlukta mutavassıt olup da filcümle (bütünüyle) gudûnet yani büklümsülük olursa cebhe-i mezkure (bahsedilen alın) sahibi sıdk ve muhibb-i fehîm, âlim-i yekzân-ı müdebbir (doğru, tedbirli, uyanık bilgin) ve her umurunda hekîm-i hâzık olur., | F Gedikli, Şeyhülekber ve Kıyafetnamesi, Ufukötesi, Kasım 2008

a.






büklümsülük –ğü | Eğer cebhe (alın) vüs'atinde ve yumurlukta mutavassıt olup da filcümle (bütünüyle) gudûnet yani büklümsülük olursa cebhe-i mezkure (bahsedilen alın) sahibi sıdk ve muhibb-i fehîm, âlim-i yekzân-ı müdebbir (doğru, tedbirli, uyanık bilgin) ve her umurunda hekîm-i hâzık olur., | İbnArabi/Hüseyinşakir/FGedikli, Şeyhülekber ve Kıyafetnamesi, UfukÖtesi, Kasım2008, sa. 79 (Firasetü'l-Hikemiyye 1276/1860)

a.




GTS-



Büklümsüz | Eğer cebhe (alın) büklümsüz arîz ve enli olursa husumet ve cidâl ve nizâ ve tahrik-i şerre ve hamâkate ve mikdarından ziyade tekebbürlük etmeğe ve buğza delalet eder., | F Gedikli, Şeyhülekber ve Kıyafetnamesi, Ufukötesi, Kasım 2008

s.






bükme | sac böreği. | Bükme: Dağlardan toplanan otlarla pişirilen börek. (Horzumlu'larda) Çörek: İleğençe içinde hamur yoğrulur. Maya atılmaz. Hamurun üzerine küncü (susam) ekilir, tereyağı ilâve edilir., | M Eröz, Yörükler, 1991, 216 | Ekmeği yapmak için hemen hemen her gün ekmek evindedirler. Düzayak olan ekmek evi, tüm komşuların, uzaktan gelip geçenlerin uğrak yeridir. Bahar aylarında ekmek yapılırken, kırdan toplanmış otlardan mutlaka bükme (saç böreği) de yapılır., | asicaldan, 3.3.2017

a.






Bükücü | Ağaç veya kontrplakları kalıpla, elle bükerek şekil veren kimse. | Üçüncü yastık doğrudan doğruya derin bükücü kirişin üzerinde, hemen parmağın bütün altını doldurmuş vaziyettedir ve üç yastığın en büyüğüdür. Bu, derin bükücü kasın iki kenarına yapışarak uzunca bir tulum teşkil eden bir akderi ..., | AYZE D, 1946, S 11-12, 459 | Son Türkce Bükücüsüne, | EkşiS, ?

a.






bükük | ...doğuşan bükük boynunda kimbilir neler gizleyen soru işaretine..., | YErdoğan, 30








Bükülmek | Nihayet bayrama üç gün kalasıya yine bir pazartesi günü sabahleyin erken genç bir zat önümüze delil olup Beytullah'ın şarkına yürüyerek onbeş dakikadan sonra biraz cenuba bükülerek cebel-i Kubeys'in eteğine doğru sokakları dolaşa dolaşa bir meydanlıkta duraklayınca delil birer Fatiha okumamızı emretmiş: Fatiha'dan sonra buranın nere ve ne mevki olduğunu söyledi., | M N Ak, Hac Yolunda, 55

f.






Bükülmez | Meğer polat gibi bükülmez imiş.

s.






bükülü | bükülmüş olan. | Neyin içinde gözyaşı gizli hep orada yaşıyor / Korkutulmuş bebek yüreği bu, dudağı bükülü / Ney üfleniyor ve yüzün korlanıyor / Eksik düş, kırık ayna, yarım bir şarkı bu / Dediğim hayatı tırnak içinden seyretmek gibi, | M Akif Öztürk, Savaşın son günü öldürülen asker gibi, Dergâh, | 384, Şubat 2022, 29 | | Önce Ahmet elini uzatıp büyücek bir vazo içindeki bükülü kâğıtlardan birini aldı. Subay yüksek sesle okudu: 'İstanbul'., | G Alagöz, 1979, 97

s.






Bükülü | Tarihim mahzende bükülü kaldı; / Ağacım kökünden sökülü* kaldı. / Rüzgâr kesilince, mahzun bayrağım / Gönderi üstüne dökülü* kaldı., | NFK, TARİH MUHASEBESİ (1839-1979), 1979

s.






Bükülüş | Bir bahar akşamının ruhu saran sisleri / Saçlarının yüzünde bükülüşü gibidir., | Köstekçi, 39, 1.4.1936

a.






Bükülüş | bükülme işi | Sığmıyor göğüslere yüreklerin gülüşü, / Sevincin içimizde oynayıp bükülüşü., | V C Aşkun, 79

a.






büküntü a.GTS+ örnek yok | Her çehrede hüzn-engiz bir tebessüm, her gözde hûn-alûd bir nazar, her dudakta gayz ve kini gösterir bir büküntü, her seste enîni kalbe çarpan bir eda, her kalpte bir ittihat var idi., | Asker oğlu, 8








büküşlü | Bozkurt bakışlı Kır At'ım! Yokuşa yukarı tavşan büküşlüm, inişe aşağı keklik sekişlim, kaplan gibi ünlüm, yavrum Kır At'ım!, | Tecer, 1969, 86

s.






büküştürmek | Yazıyı okuyunca, kaşlarının arasındaki çizgilerin artacağını, yüzündeki çukurların daha derinleşeceğini, soluk renginin daha da uçacağını, olduğu yerden ayrılarak pencerenin önüne gidip uzaklara baktıktan sonra, hâlâ elinde tuttuğu mektubu parmakları arasında büküştüreceğini biliyordum., | FAtabek, DK, 1972, 100-1

f.






bülbül | far. | bülbülü aşık dinlerse yar yar der bitmedi derviş dinlerse Allah der veya Hak der dinleyene göre değişir.

a.






bülbülistan | bülbüllerin çok olduğu yer, bülbüller yurdu | Açılsa laler güller, kebûterler çemenlerde / Ötüşse bülbülânı, bülbülistân olduğun görsek., | AşıkMısdılı, 34

a.






bülbüllü

s.
1. içinde bülbül olan. 2. İçinde kurt bulunan kiraz için kullanı- lan bülbüllü kiraz sözünde geçer. 3. birçok köy adı.

Farsça bülbül + tr. -lü
"Bülbüllü bahçeler, üzümlü bağlar, / Kimlerin işine yarıyor anne! / O bağlar nerde, bahçeler nerde?", K Kâmi/M Özkan, İzmire tahassür,Çözümlemeli Osmanlı Türkçesi Metinleri, 2014, 46 | Bahar oldu cennet misli zeyn - oldu Sünbüllü , bülbüllü... ", Türk klâsikleri: Yunus Emreʼden Âşık Veyselʼe, 1985, C 2, 308"



bülbülsüz

s.
bülbülü olmayan.


"Bülbülsüz gül neye yarar?", 14*"



bülbülsüz





"Bülbülsüz gül şikârlanmaz / Sevdâsız dert efkârlanmaz / Her bir bahçe icarlanmaz / Bahçe-i Rıdvan lazımdır.", San, Hicranî, 210"



bülbülsüz | bülbülü olmayan | Bülbülsüz gül neye yarar? , | Develili, 14

s.






bülent | yüksek. | Kumandan, başından miğferini, göğsünden zırhını çıkarmış, on beşinci asırdan bu sipere atlamış tunçtan bir heykele benziyor. O kadar bülent, o kadar muntazam ve sert hatlarla oyulmuş bir kafası var., | H E Adıvar, Dua tepe, Dağa çıkan kurt, 38 MReşit

s.






büllük -ğü | a.m. bülük. Penis, kamış, zeker. | Profesör, doktor ve alanın ustası Nijat Bilge, kocasının o şeyindeki sakıncalı durumun sonunda ne olabileceğini soran eşine, ezile büzüle anlatmaya çalışır: | -Şeyini keserler efendim. Kadın, safça: | -Neyini? | -Penisini. Yine anlamaz. Doktor sıkılır. Duymuyor mu acaba diye düşünür ve bağırır: | Büllüğünü hanım, büllüğünü!, | R Şardağ, Bir şeyini kesmek, Milliyet, 17.2.1994, 17

a.






bülü | Kardelen (Bülü), @Nuri_Mehmet07, 01.01.2025, X

a.






bülük –ğü | a.m. büllük. Billo. lolik (Siirt). | Bülüğünüzü keserim.

a.






büngür büngür terlemek krş. bulgur bulgur terlemek | Çavuş, Kalleş'i büngür büngür terleten şu cümle ile sözlerine son verdi: 'Ama, siz gibi Tanrının cennetini para ile satanlar bu gerçekleri görmek istemezler., | MYağmur, 78








bünyeleştirilme | ... bünyeleştirilmesi meselesinde bile , tasnifin mütalâasına verilmesi lâzım gelen ehemmiyeti anlatmaya yeter gelecektir . VII . Ekonomi ilminde müsbet usul Bu başlığın ifade ettiği konu , ( mevzu ) tamamında ele alınmış olmak için , bu ..., A26907 | ... bünyeleştirilmesi onu , asma - şehir , tepe üstünde şehir , cihannüma - şehir görüşlerine de götürecektir . Bu münasebetle , bir yandan , ağaçlı tepecikler üstüne kurulmuş ma- halleleri , öteyandan , binaları eşit yüksekliklere erişen ..., AÜ Yıllığı, 1963, 6

a.






Bünyeli | Aman yarabbi, ne facialıdır, esaret zilleti şu kahraman bünyeli Müslümanlara yakışır mı? , | M N Ak, Hac Yolunda, 92

s.






bünyesel | bünye ile ilgili, iç yapı ile ilgili. | Bünyesel tekamülü inkıtaya uğratan bu hız, ne zihinsel ve ne de ruhsal erginleşmeyi ve/ya olgunlaşmayı mümkün kılıyor., | MKılıç, Türkiye, 27.8.2015 | Yükseköğretimin ayrıca ciddi bünyesel sorunları var., | DHasol, Cm, 14.1.2016






GTS-



Bürgü | Bakmaz mısın Beytullah'a*? / Bürgüsü kara değil mi? , | Borlu Kemalî Baba, 41

a.






bürkütçülük -ğü bk. Burkutçuluk. Kartalcılık.








bürlesk | Başlarındaki şapka, giysileri, ayakkabılarıyla Marx kardeşler'i hatırlatan Didi ve Gogo, Amerikan bürleskinden fırlamış gibi., | Y Türker, R, 8.2.09, 2.








bürokratizasyon | bürokrat haline getirme. | Başgil hoca söylemiyor ama, bu hiç şüphesiz, icrânın [yürütmenin], kâtipleştirilmesi, yani bürokratizasyonu demektir., | HYavuz, Z, 2.2.2013

a.






bürokratlaşma | Bürokratlaşma, devlet düzenini durgunlaştıran, görevi savsaklatan bir hastalıktır., | M Niyazi, Z, 9.7.2012

a.






bürokratlaşmak | İktidarın her kesimine yayılan aydınların maruz kalacakları en önemli tehlikelerden biri de bürokratlaşmaktır., | M Niyazi, Z, 9.7.2012

f.






bürûz meydanına çıkmak | belirme meydanına çıkmak: ortaya çıkmak | Bu hissiyat kavânîn-i cedîde ile meydan-ı bürûza çıkmış değildir; örfde tahavvül husûle geldiği zaman kanun-ı atîk hiç olmazsa ismen mevcud idi., | MahmudEsad, TİH.

f.






bürûz meydanına çıkmak | Bu hissiyat kavânîn-i cedîde ile meydan-ı bürûza çıkmış değildir; örfde tahavvül husûle geldiği zaman kanun-ı atîk hiç olmazsa ismen mevcud idi., | MahmudEsad, TİH.

f.






bürüce

a.
börülce.


"Nohut, pirinç, fiy, bürüce / Hizmet edersek iyice / Çalışırsak gündüz gece / Toprak bize neyi vermez?", Develili, 57"



Bürüce | börülce | Nohut, pirinç, fiy, bürüce / Hizmet edersek iyice / Çalışırsak gündüz gece / Toprak bize neyi vermez. | , | Develili, 57

a.






bürücek -ği | yer adı | Tekir Yaylası'nda dayımın sezonluk fırını vardı. Yaylacılar için kurulurdu bu fırın. Sabah ekmek çıkardı, biz de o ekmekleri alır, dağ taş yaylacılara dağıtırdık. Tekir Yaylası'ndan Bürücek'e yürürdüm., | M Dağdeviren, Nisan 2017, | https://www.nadirkitap.com/musa-dagdeviren-roportaji-blog5.html

a.






bürücük -ğü

a.



"... 2 otomobil halinde gittikleri Pozantı'nın Bürücük Yaylası'nın yüksek yerinde dere yatağına attıklarını ileri sürdü.", Hr, 7.7.2024"



Bürük –ğü | 1. bük 2. | Orman 3. | Asma yaprağı.

a.






Bürük | 1. Çarşaf, baş örtüsü, çar, atkı, örtü, peçe, hamam havlusu, tülbent, 2. Duvak, düğünde geline gişdirilen elbise ?Attan iniyom attan / Bürüğüm yedi kattan? -Halk türküsü | Kalenin bedenleri / Koyverin gidenleri / İpek bürük bürünmüş / Niksarın fidanları., | Halk türküsü

a.






Bürük | 1. Çarşaf, baş örtüsü, çar, atkı, örtü, peçe, hamam havlusu, tülbent, 2. Duvak, düğünde geline giydirilen elbise. | Attan iniyom attan / Bürüğüm yedi kattan, | Halk türküsü | Kalenin bedenleri / Koyverin gidenleri / İpek bürük bürünmüş / Niksarın fidanları., | Halk türküsü

a.






Bürük | 1. gövdesini sarmaşık sarmış ağaç, 2. Ağaçları bürüyen diken

a.






Bürük | 1. gövdesini sarmaşık sarmış ağaç, 2. Ağaçları bürüyen diken.

a.






Bürük | bük 2. Orman 3. Asma yaprağı

a.






Bürük | ibrik

a.






Bürük | üstü açık, çevresi çalılarla çevrilmiş ağıl

a.






bürülü

s.
bürülmüş, örtünmüş, bürünmüş, sarınmış olan.

tr. bürü-lü
"Güneş bile solgun bir tüle bürülü / Bugünkü ikindide", Latife Çelebi, 1966, 30"



bürüm bürüm kokmak

dey.



"Düğünde davul zurna / Başlarında çiçekli oyalı yazma / On parmakta kınalı eller / Bürüm bürüm kokan tenler.", E K Gökkaya, 1988, 24"



bürüm bürüm kokmakburam buram kokmak. | Düğünde davul zurna / Başlarında çiçekli oyalı yazma / On parmakta kınalı eller / Bürüm bürüm kokan tenler, E K Gökkaya, Hasan Baba, 24

dey.






bürümcük | Telli ağlıyor ama söyleyemiyor. Bakalım Necip ne dedi: Telli bürümcüğün almış başına, / Kurban olam Telli söyleme., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsani, 223 | İnce beller dönüyor bürümcükler içinde,, | Ortaç, BRE, 33 | Bunları diyen susineği sonra da bir çift güzel bürümcük kanat açarak havalandı., | Wilde, Abamor, tsz, Mutlu Prens, 83

a.






Bürümek | Sarmak. | Durup atın sağrısına bağladığı gocuğu aldı. Fadiş`in omzuna bürüdü., | G Dayıoğlu, Fadiş, 85 | Nevriyeyi dinleyince bürüdü gönlüceğimizi üzüntüler., | MYağmur, 1957, 23

f.






bürümür | Çünkü biz biliriz ki, Belge'nin takdir edilmeye ya da itibara ihtiyacı olduğunu düşünülebilecek kadar izan yoksunu olana, konuşurken karşısında | Bizim oralarda bürümür derler gardaş demek için prova yaptığına artık şüphemizin kalmadığı simsarlara lazım gelen Marx'ın 18. Brumaire'i (zaten ne alakası varsa) falan değil, Freire'nin Ezilenlerin Pedagojisi'nin özetidir., | MAltınok, T, 8.7.2011

a.






bürün I | | 1. Zeytin posası. 2. | Zeytin çekirdeklerinden yapılan bir çeşit yakacak. 3. Bir soyadı: Vecdi Bürün

a.




DS



bürün II | dilbilimi. Vurgu, ezgi, durak, ulama, ton, uzunluk gibi konuşma diline özgü ögelere verilen ad.

a.






bürünüvermek | Birdenbire ortalık masmavi bir tüle bürünüverdi, duman içinde kaldık., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 30 | O ahenkli, tatlı, kibar ve sıcak sesin bir ara daha bir sert, daha bir otoriter havaya bürünüverdiğini hissettim., | Nazik Erik, 15

bf.






Bürütmek | Ettirgen sardırmak | Bazı yelkenini derin yürütür / Bazı âh vah ile ömrün çürütür / Bazı lâle sümbül çiçek bürütür / Bazı pus dumandır kıştır bu gönül., | Sümmani

f.






Büryan (kebabı) | Babasını gömmüştü ilkinde; çocukluğunun geçtiği yerlerde dolaşmış ve ablalarının yaptığı büryan kebabının buruk tadına bakmıştı., | TKiremitçi, 2005, 189

a.






büryan olmak mec. yanıp kebab olmak, kebaba dönmek. | Nice bu hasret-i dildar ile giryan olayım /Yanayım ateş-i aşkın ile büryan olayım. Lutfi

mec.






büsbütünlükler | evet, evet, büsbütün bunlardan muzdarip birinin zamanında / bu büsbütünlükler bir birini andıran saçma birer zamansızlık* değilmiş gibi / bile / olabilir / mi? , | Şakir Özüdoğru, Papirüs, Yıl 1, Kitap 4, May-Haz 2011, 10

a.






büsbüyük

s.



"Elbette sen farklısın güzelim / Afrikan geniş / Asyan büyük / Önün arkan sağın solun her şeyin küçük / Ne var ki kalbin var ya kalbin / Kalbin büsyüyük", Haydar Oğur, 1994, 125"



büstiyerci | Büstiyerci geldi hanımmm, | HrTatil, 20.8.2015 ++








Büt | bütünleme sınavı. büt | bütünleme sınavı. | Öğrencilerin finalleri-bütleri başlıyor., | Can, arsivlemesemolmazdi.blogspot.com, 10.06.2013 | Tek bütle mezuniyetimin 3 ay uzadığı aklıma geldi., | İsa Jesustemur, 27.6.2019, tivitır

kıs.a.






bütçe | Şöyle ki mezkûr bütçeden anlaşıldığına göre Giridin sene-yi merkume varidatı altı milyon dört yüz altmış üç bin üç yüz iki ve masarifatı on üç milyon dokuz yüz altmış beş bin sekiz yüz yetmiş altı kuruşa baliğ olduğu halde..., | Düstur, I. Tertip, C 5, | 547

s.a.






bütçelemek

f.
-i bütçe yapmak veya hazırlamak. bir işin neye mal olacağını ve parasının nereden geleceğini tespit etmek.

fr. budget + tr. -le-
"Makine ve aygıtları (cihazları) iyileştirme (islâh) 8. İşgören değerlemesi için temel 9. İşgören sayımı (envanteri) ve bütçelemesi Sonuçlarından geniş çapta yararlanılması nedeniyle, iş analizleri çok... ", İ C Aşkun, İş değerlemesi ve Türkiyedeki uygulama, 1969, 73"



bütçelendirmek

f.


fr. budget + tr, -len-dir
"... bütçelendirme ve projelerin işleyişine ilişkin bilgi aktarmadaki katkılarıyla Taktik-Teknik düzeyler arasındaki bağlantıyı da sürdürür". Yukarıda Ankara Belediyesi'nin sunduğu hizmetler üç kategoriye ayrılmış , bunlardan ... ", K Göylen, Bir yerel yönetim öyküsü: 1977-80 Ankara belediyesi deneyimi, 1983, 63"



bütçelenmek

f.


fr. budget + tr. -len-
"Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü'nün 06.02.2015 tarihli ve 1340 sayılı Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Tebliği (Sıra No:4) VIII. Bölüm 3.Fıkrasında "İlama bağlı borçlar ayrı bir tertipte bütçelenmediğinden bundan kaynaklanan borçlar, borcun doğduğu hizmetin yürütüldüğü tertipten ödenecektir." , İÜHF, 4.1.2024"



bütçesel | bütçeye ait. Mali. | Türkiye'de eğitim süreçleriyle ilgilenen herkesin kanımca kalkış noktası ilköğretim ve lise aşamalarının kalite sorununun daha senelerce çözülmesinin demografik ve bütçesel nedenlerden adeta olanaksız olduğunun kabulü olmalı., | EKarakaş, Star, 26.1.2014 | Mali ve bütçesel hükümler alanındaki müktesebat, üye ülkede AB bütçesinin yapılanması ve uygulanmasına ilişkin kuralları içermektedir., | | http://www.ikv.org.tr/pdfs/malivebutcesel.pdf, 22.7.2014 g

s.






bütsüz

s.
bütünlemeye kalmaksızın.


"4. sınıfı bütsüz bitirerek onur derecesiyle iühf'ten mezun olmuşum sabahın 7sinde açıklanan yksden sonra uykulu gözlerle aldığım ikinci en iyi haber", @HaticeBasri, 1.07.2024, X"



bütün | Tıpkı, tamamen. | -Beyefendi, benim hapiste bir adam var, bütün sana benziyor., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 67

z.






bütünen | Bütünüyle, bütün olarak, tamamen. | PKK'nin bütünen terör listesinden çıkarılması lazım., | MKarayılan, T, 1.5.2013

z.






bütüniyet


temsiliyet, muhtaciyet 11.12.2023 AA Yörük





Bütünleme | mezun olamadığım okullar; hayat / kırık notlar azar ve bütünleme, | Hülya Deniz Ünal, 2006, 43

a.






bütünlemek | Tamamlamak. | Aşkı insanî çizgide bütünlemeli. Mutluluk da, sanırsam, o zaman bütünleniyor, | CSüreya, Onüç Günün, 39 (15.7.1972) | Masa, ben üstünde işlerimi göreyim diye var değildi de; ben masanın anlamını bütünlemek için oradaydım., S Dölek, Masa, 20

f.






Bütünlemeli | Bütünlemeli çocuklarla geçti / gençliğimin rüzgâra verdiğim yılları., | M Mungan, Yaz geçer, 1992, 24

s.






bütünleşik | Çatıyla bütünleşik tüm izolasyon detayları çözülmüş, güneş enerjisi sistemlerinin Türkiye'deki öncüsü., | Braas, R, 24.7.2011 | bütünleşik kalite sistemi, | 2011

s.






bütünleştirici

s.



"Seküler bireyin giderek hızlanan, parçacıklara bölünen dünyasında holistik yaklaşımıyla bütünleştirici bir rol oynuyor.", N Göle, T24, 4.11.2013"



bütünleştirmek

f.
bütün duruma getirmek, tamlaştırmak.

bütün-leş-tir-
"MFN'in bütünleştirdiği kapitülasyon rejimi,önce tek taraflı olarak, sonra antlaşmayla bir bütün olarak lağvedilecektir. 8 Eylül 1914 tarihli İrade-i Seniye, "kapitülasyon namı altındaki bilcümle imtiyazat-ı ecnebiyeyi ref ve ilga" eder.", Emre Öktem, Osmanlı Diplomasi Tarihinin En Eski Tanığı 1387 Osmanlı-Ceneviz Antlaşması, Atlas Tarih, 2024, 81"



bütünleyici | Daha doğrusu, Pers ordusundan geriye kalanların yolculuğu, Odisseus ve donanmasının yaşadıklarıyla bütünleyici bir karşıtlık içinde:, | TKiremitçi, 2005, 158

s.






bütünlüklü | Artık savaşmak için çok daha az nedenlere sahiptik ve eğer savaş hâlâ devam ediyorsa buna dönüp daha bütünlüklü bakmak gerekiyordu., | MEsayan, TKitap Ocak2012

z.






bütünsel | Hem tek tek yanlış, hem de yaslandıkları bütünsel çerçeve sakat., | HBerktay, T, 6.8.2011 | | Görüldü ki, bu şekiller homerik grekçede, isim tasrifinde, bütünleyici (supplétif) bir rol oynamıştır., | A C Emre, Türkçenin yapılışı; mukayeseli Türk gramerine hazırlık irdemleri, 1942, 5

s.






bütünsellik –ği | Başkanı ayrıcalıklı kılan yetkiler varsa onları kaldırmak, politikayı parti bütünselliği içinde oluşturmayı amaçlamak yeterliydi., | GünZileli, 30.10.2011, | http://www.gunzileli.com/2011/10/30/iktidar-muhalefet-bloklari-saflasmalar/#ixzz25isBu4aG, 6.9.2012de girildi.

a.






büyü üretimi | Tıpkı Valery'nin Baudelaire için söylediği gibi: Onun [GMoustaki] müziğinde bir, la production du charme, bir büyü üretimi vardı..., | HYavuz, Z, 29.5.2013

a.






büyücülük | Sözü görkemli Sevim Burak'a bırakıyorum: 'Yazmak büyücülük gibi bir şey. Büyü tutmadı mı hepsi boşuna..., | Sİleri, Hr, KitapSanat, 5.5.2017

a.






büyüğü küçüğü –ün zamir. Hepsi. | Köyün büyüğü küçüğü tüm başlarına toplanmıştı., | Kıyafet, 28








büyük –ğü | Dünyanın en haysiyetsiz hayvanı eşek, Haysiyet Divanı Başkanlığı odasına, yani makamına girer girmez bordo rengi halıya küçük çişini yaptı. Genel Müdür ve diğerleri 'Uğurdur' diyerek halıyı odacıya sildirdiler. Yalnız bu arada Genel Müdür 'Keşke büyüğünü yapsaydı da şu dertten bir an önce kurtulsaydık' diye düşünmekten kendini alamadı., | M Gezen, 1982, 55

a.






büyük abdest | dışkılama. | Hayvanda raporun tanzim tarihinden üç gün öncesine kadar bazı anormallikler tesbit edildi. Önceki gün (salı günü) tekrar hiç büyük abdeste çıkmadı. Buna karşılık idrarını tutamıyarak tam sekiz defa işedi. Büyük abdeste çıkmama durumu, bugünle birlikte üç gün ediyor. Hayvanda belirli bir halsizlik tesbit edildi. Nabız anormal, kalp hızlı atıyor, idrar rengi bulanık., | M Gezen, 1982, 103

a.






büyük başlar | Çünkü o araziye –'yasal' kılıflarla- daha büyük başların sermayesinin ihtiyacı var., | FKentel, T, 3.9.2011

b.a.






büyük çiş | büyük abdest, dışkılama. | Bundan sonra ne olacaktı? Hayvan aylardır beklenen büyük çişinde taşı düşürmemişti. Eğer hal böyle devam ederse tüm şirket bel bağladığı son ümidini de yitirmiş olacak, bu yetmiyormuş gibi bir de ele güne karşı rezil duruma düşeceklerdi., | M Gezen, 1982, 73

a.






Büyük Dükalık | [Lüksemburg] Büyük Dükalık'a her geldiğimde yeni büyük binaların çoğaldığına tanık oluyorum. Başkentin eski yapıları yerini koruyor., | S Tosunoğlu, Cum, 26.7.2020, 10

b.a.






büyük elçi | sefir. | Allah vardır! dersin sorarlar niçin? / Sonra tokat, puta niçinden gelir / Benim nur mayama pislik atanlar / Şeytan senin büyük elçinden gelir!, NFK, Ve gelir, 1964

b.a.






Büyük konuşmak | iddialı laflar etmek. | Büyük lokma ye büyük konuşma atasözü.

b.f.






büyük lokma ye büyük konuşma

dey.
iddialı konuşma.





Büyükada | Türk donanması da şehri denizden kuşattı. Donanmanın kaptanı Baltaoğlu idi. Donanma ilk önce Büyükadayı topa tuttu. Adada sağlam bir kale vardı. İçinde otuz topçu oturuyordu. Türkler kaleyi kuşattılar., | M Nalbantoğlu, 31-32 | Baltaoğlu Süleyman bey, 30 kadırga ve bir miktar küçük gemi ile İstanbul adalarını (Kınalı, Burgaz, Heybeli, Büyükada) zapetti. Halkı balıkçı ve keşişlerden ibaretti, hemen teslim oldular. Adalılara can ve mal emniyeti ile din ve mezhep hürriyeti ilan edildi., | M Nalbantoğlu, 50

a.






büyükannemgiller | Dünyanın yuvarlak olduğuna karşı çıkanlar, engizisyonu kuranlar (aynı şekilde büyükannemgilleri cadı diye yakanlar), matbaayı gavur icadı diye istemeyenler, eşcinselleri çok yakın zamana kadar hapse atanlar, kadına oy verdirmeyenler, yarım ücret ödeyenler, kürtaja izin vermeyenler, zencileri okula yollamayanlar, hep muhafazakarlardı., | AyçaŞen, T, 5.2.2012

a.






Büyükçay | Yavaş yavaş kasabanın dışına kadar uzanarak Büyükçay'ın kenarına geldı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 80

a.






Büyükdoğanca yer adı. 22.8.2022








büyüklemek | Hakkın Allah'a izafe edilmesi Allah'ı tazim etmek için ya da Allah'ın dışındaki her hangi bir kimseyi büyüklememek içindir., | E Hüseyinoğulları, Aralık 2013, dr.tezi raporu

f.






büyüklemek | Meali: | Ömer İbn'ül Hattab radıyallahu anh Hazretleri buyurdu ki: | Her kim Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in Mevlüd-i Şerif'ini büyükleyerek, hürmetle tazim ederse, o kimse İslam'ı ihya eder. Yani İslam'ı diriltmiştir. // Vakitleri maddiyeti düzgün müsait ihtiyacı yok ise o verilen üç beş kuruş kesimsiz olan parayı çok ihtiyacı olan müslüman namazlı bir fakire verebilir.// Çok acele mevlidi bitirip kesimli parayı alıp acele mevlid cematinden kaçmaları gördüm., | | http://www.hacimustafagunes.com/icerik_detay.php? id=841&MEVL%C4%B0D%C4%B0%27N-NEB%C4%B0%E2%80%99N%C4%B0N%20FAZ%C4%B0LET%C4%B0%20HAKKINDA, 15.9.2018g

f.






büyükleştirmek | büyük hale getirmek, önemli kılmak. | Ancak onu asıl büyükleştiren veya anıtlaştıran | Türk Çiçek edebiyatı ve kültür tarihinin yazıcılarından olmasıdır, | S Karakılıç, TürkDili, Ağu 2015

f.




GTS-



büyüklü küçüklü. Küçüğü, büyüğü hep birlikte. | Balkonlarında çamaşırların uçuştuğu evler, işyerleri, büyüklü küçüklü dükkanlar..., | Mehmet Yaşin, Hür, 2.10.2016








Büyüklü ufaklı | Bk. Büyüklü küçüklü. Küçüğü, büyüğü hep birlikte. | Küçüklü büyüklü bütün aile bize geldiler. | Kaşgarlı Mahmut Türklerin boy kurumlarındaki büyüklü ufaklı bölümlerini bildiren terimleri karşılamak için, yukarıda da kaydettiğimiz veçhile, arapça aşiret..., | Abdülkadir İnan, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1956, 190

z.






büyüksünmek

f.
kibirlenmek, benliklenmek.


"Dirmilli (Altınyayla) mahalli sanatçı merhum Kadir Turan, oğlu Şaban'a Keziban Yengenin kızını istemiş o da 'senin gibi adamın oğluna kız mı veririm ben' diyerek kendini büyüksünmüş ve bunun üzerine Kadir Dayı da bu türküyü yakmıştır.", 13.2.2013, https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/burdur/kulturatlasi/sucuramin-telne-kezban-yenge, 8.2.2019g"



Büyüksünmek | büyüklenmek, kibirlenmek | Dirmilli (Altınyayla) mahalli sanatçı merhum Kadir Turan, oğlu Şaban'a Keziban Yenge'nin kızını istemiş o da 'senin gibi adamın oğluna kız mı veririm ben' diyerek kendini büyüksünmüş ve bunun üzerine Kadir Dayı da bu türküyü yakmıştır., | 13.2.2013, | https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/burdur/kulturatlasi/su-curamin-telne-kezban-yenge, 8.2.2019g

f.






büyülenmişlik –ği | Bilemiyorum, belki de o, Nice Matin gazetesine verdiği son demeçte, 'büyülü ânlara tanık oldum' derken, o yaz gecesi Rumelihisarı konserinde, en ön sırada oturan, ondan iki yaş küçük, yaşlı adamın büyülenmişlik ânlarını anımsıyordu., | HYavuz, Z, 29.5.2013

a.






büyüleyici | Kadın karşısında pek büyük bir saygı duyan ünlü İspanyol filozofu Ortega y Gasset bile kadınlığın asıl missionunu, büyüleyici gücü, çekiciliği, hayal yaratıcılığı ile «erkeğin somut ideali» olmasında bulur., | Robert College, Çeşitli cepheleriyle Atatürk, 1964, 102 | Carra, Giotto'da | formun büyüleyici sessizliğini, Ucello'da | eşyalardaki kardeşliki bulur. Ve bu iki ressamı, Metafizik-Resim'in babaları sayması, kendi resimlerindeki mistik havayı onlarda da bulması yüzündendir., | A Turani, Dünya sanat tarihi, 1971, 532

s.






Büyüme çekirdeği |

a.






Büyüme çekirdeği a.








büyümeli | –da büyümüş. | New York doğumlu, Avustralya büyümeli (!) oyuncu-yönetmenin sürüklediği yapımın konusu kısaca şöyle:, | Uğur Vardan, HrCmrts, 3.9.2016

s.






büyümsemek | İkisinde de insan insana, ağaç ağaca benzemiyor diye yeni ressamı küçümsemek ne kadar nadanlık olursa çoğunu büyümsemek, dâhi mâhi saymak da ona benzer bir şey olur., | S Eyüboğlu, Gerçek yenilik, Varlık, 132 MReşit

f.






büyümüş de küçülmüş | büyük davranışı ve kavrayışı gösteren çocuk, çocuk | Türkiye'nin öncü projesi Anne Üniversitesi ile birçok belediyeye örnek olan Esenler Belediyesi, Yıldız Teknik Üniversitesi işbirliğinde | Büyümüş de küçülmüşlere en özel üniversite sloganıyla hayata geçirdiği Çocuk Üniversitesi ilk mezunlarını verdi., | | http://digitalturkey.co/etiket/buyumus-de-kuculmuslere-en-ozel-universite/, 5.8.2015

a.






Büyüsel | ...Vinohrady'nin yollarını büyüsel bir şehire çeviren duygumdan başka bu gezinti, kadının ertesi gün kendisinin seçtiği Petrindeki aynı yerde, gülünün ezilmek tehlikesi geçirdiği masada buluşma ümidini verdi. 46

s.






Büyüsel | ...Vinohrady'nin yollarını büyüsel bir şehire çeviren duygumdan başka bu gezinti, kadının ertesi gün kendisinin seçtiği Petrindeki aynı yerde, gülünün ezilmek tehlikesi geçirdiği masada buluşma ümidini verdi. 46*/

s.






Büyüsel | ...Vinohrady'nin yollarını büyüsel bir şehire çeviren duygumdan başka bu gezinti, kadının ertesi gün kendisinin seçtiği Petrindeki aynı yerde, gülünün ezilmek tehlikesi geçirdiği masada buluşma ümidini verdi., | Vitezslav Nezval / E Gürol, Güllü kadın, ÇHA, 46

s.






Büyüsellik –ği | Yani, sanat yapıtı çoğaltılınca büyüsünü yitiriyor da, sıradan bir yaşam deneyimi (erfahrung), yeniden ve istençsiz anımsanınca bir büyüsellik, bir aura kazanıyor., | H Yavuz, Toarmina, 20

a.






büyüteçli | Çift taraflı büyüteçli kare makyaj aynası 49, 99 TL fiyat değişiklik tarihi: 07.06.2022, | Tedi

s.






büyütken | Pertavsız, lup/lupa, büyüteç. | Gözlüğünü çıkarmış, gözüne büyütkeni yerleştirmiş, bir saatın bozuk yerini arıyordur., | YAtılgan, (P. Barışta, T, 9.5.2010)

a.






büyütme | 'Türk-İslam Sentezi' ifadesinin felsefi manada eleştirisi ayrı bir şey, bu anlayışın bir ihtilal büyütmesi olduğunu söylemek ayrı şeydir. NMacit, Ortadoğu, 15.7.2011

a.






büyütmeci | Hâsılı kelam, muhalefet yalnız | büyütmeci AKP'ye değil, tohum aşamasındaki Yeşil Hareket dışında bütün partileri ve tüketim sarhoşu toplumu kuşatan büyümeciliğe., | CAktar, T, 25.3.2014

s.






Büyütücü | Şayet kendiniz civciv yemi yapmak istiyorsanız civcivlere mümkün olduğu kadar besleyici, büyütücü ve vücudunu geliştirici yemler hazırlamalısınız., | Tavukçuluk, 1962, 20 | Akıllı telefon ekran büyütücü 69.99TL fiyat değişiklik tarihi: 15.02.2022, | Tedi

a.






büyüvermek | Büyüyüvermek | Şimdi büyüverip, gidip öğretmeni dövebilmek, ondan öcünü alabilmek için neler vermezdi..., | DCeyhun, 11

bf.






büyüyekalmak

f.






büz | Künk, pişmiş toprak veya betondan imal edilen dairesel kesitli su borusu. | Yol İnşaatında Madeni Büzler, | Orman ve Av Dergisi 1960-2

a.






büzgeç | sfinkter sphincter (Yun., Lat.), | Hekimlik Terimleri Kılavuzu, TDK, 1978, C 1, 46 büzgeç fonksiyonu °< katsayısı ve BAND terimi arasında (11) bağıntısındaki p, yı dikkate alarak aşağıdaki bağıntıyı yazabiliriz., Deprem Araştırmaları Bülteni, 1986, C 54-57, 35 | (21) ile verilen dizey denklemlerinin çözümü ise bizi aranan büzgeç katsayılarına ulaştırır., Jeofizik, 1996, C 10-12, 7

a.






büzgülü | büzgüsü olan, büzülerek dikilmiş olan. | Büzgülü, çifte kaftanlarını kıçının üstüne koç kuyruğu gibi toplamıştı. Kırçıl saçları omuzları üstünde dağınıktı., | D Akçam, Ölü ekmeği, 1969, 33 | Hani paçaları topuklardan büzgülü / Hani uçkuru filoş saçaklı / ve dahi saçakları çözgülü / Canocân Hatunun donu / öyleymiş işte., | Ş Belli, Ağa kapısı, 92 || Büzgülü sepet | yeni. ağzı büzülür alışveriş sepeti. | Bu ürün Okyanus Ev Dekorasyon Tekstil tarafından gönderilecektir. Ölçü: 36x40 cm Renk: Gri Düzenleyici olarak kullanabileceğiniz, şık, dekoratif, ağzı büzgülü silindir sepet., | | https://www.trendyol.com/ocean-home/gri-renk-baskili-cok-amacli-sepet-36x40-p-33675196, 3.6.2021g | Ayak uçlarına kadar inen elbise üzerinde çizgiler şeklinde kıvrımlı, büzgülü hatlar vurgulanmıştır. Bu kıvrımlardan merkez konumda olanı dikey boyutta ayakların arasından geçmesiyle dikkat çekmektedir. Figürün boynunda bir dizi yuvarlak rölyef takı (boncuk) dekolte kolyesi olarak dökülmektedir. Orta Asya'da Göçebe Hareketleri ve Etnik İçeriklerinin Durumu (mö 2. -ms 2. yüzyıllar), | */ ++

s.a.






büzgülü börek | Programın bugünkü bölümüne Necla Bülbül konuk olup İzmir'e özgü büzgülü börek, koruklu bamya, parmak bastı tatlısı ve yoğurtlu kabak yapacak., | Posta, 10.9.2015

a.






büzme





"Ne teselli! Bunları düşünürken baktı ki, Şehriban geliyor. Fakat büzme köylü çarşaflı değil | üzerinde -tıpkı mağazaya uğradığı gün giydiği biçimde- pelerinli şık bir çarşaf var, incecik peçe, peçenin yanlarında köpürmüş sağ bukleleri, beyaz uzun eldivenler, gümüş telle örülmüş çanta kolda.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 104"



büzmeli





"O gün -yani kırk şu kadar sene evvel- genç kız büzmeli çarşafına bürünüp, yanımda Yasemin çıkıp gittikten sonra delikanlının yüreğine bir ateştir düşmüştü | ayrılık ateşi, dayanılmazı, insanı deliye çevireni!", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 104"



büzmeli | Entarilerin altından içlerindeki şalvarların büzmeli paçaları görünüyordu., | G Dayıoğlu, Fadiş, 97

s.






büzük | 1. çekilip büzülmüş şey. 2 | makat. İ A Gövsa, Yeni türk lûgatı, 1930, 120 | 1. Biliyorsunuz güreşçilerin kulakları ezik büzük, şöyle dışarıya doğru dolgunca olur., | T Aral, SÖ, 157 | M?zarda büzük yatmış bir adam göst?rilir v? deyir ki, bunu m?n? T?brizd?n yeni gönd?rmişl?r, b?lk? d?, T?brizin Göym?scid qazıntılarından çıxmışdır. | http://kult.az/yeni/view/6388#sthash.POMX20mQ.dpuf, | 8.2.2015g 2. anüs, dübür. | Doğru, bak yemiş de yolda dayağı, / yarılmış / senin öpmek istediğin büzük., | Dağlarca, VK, 63 | İşkillenen büzük dingilder, | @4lonemusk 3 Tem 2022, twitter | Büzüğü sağlam kalan kaç kişi kaldı? uzun adam geldiğinde; parmağında bir yüzüğü, bizim ise her şeyimiz vardı. şimdi onun her şeyi var, bizim bir büzüğümüz kaldı. türk atasözü., | @mmkaraali, 25.04.2022, Twitter

s.a.






büzük büzük | Ben de çok korkardım... onun yüzünden beni de dövecekler diye. Ama 18 yaşında bir | delikanlı olarak arkadaşıma da | artık gelme benim yanıma diyemiyordum. Korku içinde, yüreğim selanik, kıçım büzük büzük bir yıl geçirdim. Dehşet içinde..., | K Beşirli, 3.7.2022, TÖL Whatsappı








büzüktaş | habaset arkadaşı, aynı hal ve meslekte olan iki çapkının her biri, (külhanbeyi lisanında) arkadaş. İ A Gövsa, Yeni türk lûgatı, 1930, 120

a.






Büzülüvermek | Onu ürkütmemek için, ayakucuna toplanmış güve yeniği beyliğini yavaşça üstüne çekip tahtaların üzerine, köşeye büzülüvermiş, kıpırdamadan kuşun çırpınışlarının dinmesini beklemişti., | E Öz, Güvercin, 64

bf.






büzürlük –ğü | 1. | Sanat musıkisinde bir makam. | Rast Makamı havale ve felçli hastalar için, Rehavi Makamı baş ağrısı çekenler için, Neva Makamı kadın hastalıkları için Büzürlük Makamı ateşli hastalıklar için dinletilirmiş., | | http://www.neredekal.com/ikinci-beyazit-kulliyesi/, 14.8.2016 2. Bitk. | Büzürlük otu. Menamda büzürlük otunu rüyet kendisiyle fasit bir mal ıslah olunur mala delalet eder., | Nablusi, Ta'tir, 377

a.

müz.




büzüşmek | Belki de bu nedenle daha döndüncü hamlesinde atların tekmeleri adamın suratında patladı. Onunsa yüzündeki endişe büzüşmeye başladı., | Ömer Say, 2010, 95








büzüştürmek | –i büzüşmesine yol açmak | Nasrettincik dudaklarını büzüştürmüş., | NHoca, 1967, 10

f.






by argumenting. | Başka herhangi bir politikacıdan çok daha fazla Lincoln, diyor David Bromwich, dinleyicilerini by argument mantık gücüyle, onlarla tartışırcasına kurduğu argümanla yakalıyor ve aynı zamanda bu argümanın ardında, sarsılmaz bir inancın durduğunu hissettiriyordu., | H Berktay, T, 31.1.2013








by pass oku: baypas | BTS + (baypas) | 1. Köprüleme 2. Devre-dışı by pass etmek deyim devre dışı bırakmak | İddialara göre, Öcalan Ak Partiyi by pass edip devlet ve orduyla konuşmanın daha doğru olacağına inanıyordu., | AGörmüş, T, 22.3.2013




ing.



by-passlamak / baypaslamak | Bu farklılık, Fransa'nın mesela Almanya'ya biat etmeme, Türkiye'yi by-pass'lamak yerine onunla işbirliğini geliştirme beklentisine, AB'nin güney ekseninin Fransa tarafından güçlendirilmesi arayışına, Obama ABD'siyle uyum içinde olmasına ve tabi ki Suriye'ye diğer Avrupa ülkelerini karıştırmama siyasetine karşılık geliyor., | B Dedeoğlu, Star, 9.1.2015 | Bypass etmek | Iraktan Ceyhanı bypass edebilecek petrol imzası, | Karar G, 12.11.2017

bf.f.






bylock | bylockçu | VİP kumpasçıların tamamı bylockçu, | 23.2.2017, KararG








Bypaslı | bypass + Türkçe –lı. bypas ameliyatı geçirmiş olan kimse | Koroner bypaslı idin değil mi? Aspirin, ACE inh ve statinde kullanmalı değil mi? , | K Beşirli, 18.2.2020, töl vatsap

s.






Byronvari | Bazı kere küçük paragraflar, kısa ve tasvir edici cümleler, bazı kere ritimli, Kitab-ı Mukaddes'in etkisi pek belirli güzel bir nesir, bazı kere tumturaklı, romantik uzunca parçalar ve bir bıkkın'ın Byronvari konu dışı sözleri., | Loti, CCT, 195

s.






Fethi Gedikli

  • Özgeçmiş (pdf)
  • Sözlük
    • Dizin(A - Z)
    • Konulara/Alanlara göre
    • Hukuk
    • Edebiyat
    • Dil
    • Tarih
    • Yöreler
    • Kişiler

İletişim

  • fgedikli@istanbul.edu.tr
  • (90) (212) 440 0000 Dahili: 10902
  • İstanbul Üniversitesi
    Hukuk Fakültesi Dekanlığı
    Beyazıt / İSTANBUL
 Okuyucu, Araştırmacı
 Şu an: 2  |  Bugün: 79

10 Temmuz 2025 itibariyle
9866
kez ziyaret edilmiştir.