ba'de harab'il Basra
basra harap olduktan sonra. herşey maholduktan sonra anlamında bir tabir.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Ah Ankara Ankara / Kalbim nasıl dayansın / ba'de harab'il Basra 30 )
baba ocağı
babadan kalan ev.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Babam başını salladı: 'Bir müteahhit burayı beğenmişti, böyle bir teklif yaptı ama ben baba ocağı diye pek dokunmadım.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 51" )
babaköş
Yerde süründüğü ve ayaksız olduğu için yılan zannedilen parlak derili, zehirsiz ve zararsız bir cins kertenkele.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Ve babaköş kör ve sürem nedir bilmeden / Çorakta çöreklenmiş solucan / Yeraltı kapalı ve uçmaya kanatsız / ve salyangoz çırçıplak ve iz komadan / Evren bir boyutsuzluk sen olmadan / Noktadan dar sonsuzluk kadar / Senle boyutla, sonzula beni senle / Bitsin bu gerilim bitsin ikilem / Senim derken, yeniden diriliyorum 38 )
bacalı
bacası olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Yağız atların süvarisi / Kurşun askerlere komutan / Mermer havuzda yüzen / Çift bacalı gemilere kaptan", İlhan Geçer, 1986, 21" )
bacıt
bocut. Çam ağacı veya topraktan yapılmış küçük testi, yuvarlak, kulpsuz testi. (bacıt DSde yok)
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Mevlüdiye hemen seğirtti, sedirliğe vardı. Köylü halkın bacıt dediği testiden bir alüminyum bardağa su doldurdu. Kocasının yanına vardı, su dolu bardağı verdi. İbrahim karısından aldığı suyu bir yudumda dikti. Bardağı yine geriye verdi.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 65" )
bademlik -ği
badem bahçesi.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Babamın amcasının bir bademliği vardı.", AEnön, 2003, 125 | Datça yarımadasındaki otel, çam ormanlarının bademliklerle buluştuğu bir konumda[dır.]", Oksijen Şehir, 9-15 haz 2023, 2" )
badi
vücut.*
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "dünküleri badi yapamamıştım,bugün baktım ki liste o başlıkta silinmiş,ama listeyi yenileyerek büyük bir hizmete girişmişsiniz,teşekkür ediyorum,mis gibi badilarim olacak şimdi asdfgh", sosyopatiz elhamdurillah, EkşiS, 6.7.2015g" )
bağbancı
bahçıvan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Men gidirem hamama / Demen kayınbabama / Özü bağbancı gızı / Bizden ister şamama"," )
bağbanlı
bağbanı olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Yetmiş bin bahçeli yüz bin bağbanlı / Doksan bin sunalı yüz bin mercanlı / Altmış bin bakire yüz bin nişanlı / Demhanede bir cıbıla kar olmaz.", San, Hicranî, 198" )
bağbansız
bahçıvansız.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Asâletsiz beyin idaresinden / Bağbansız bahçenin gülzaresinden / Muhannet yiğidin dil yaresinden / Mert çocuk vurduğu gürzi şirindir . ."," )
bağıtlı
bağıtı olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
bağlak -ğı
1. Değirmen çarkını firenleyen ağaç. 2. set, büvet, bent.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Boynuma sarılır. "Mac mac" yüzümü öper ... " diye gevrek gevrek güldü. Bağlağı yeniden beri çekti. Üst taş, hızla dönmeğe başladı. Hamaz gürültüyle çaldı. Sepetliğe baktı: Biraz unluk kalmıştı.", Şevket Bulut, Sarı arabalar, 1974, 64 " )
bağlamak
kapatmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Mahsara (sic) edip etrafı bağladı / Al kan akıp sular gibi çağladı. / Nice nice bin analar ağladı, / Akıp yuvarlanan gele mi Yarab? )
bağrı yanık
Çok dert, acı, sıkıntı çekmiş | bağrı kara.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Hicranî'yem muvafık / Gör beni bunda sadık / Ben de bir bağrı yanık / Desen de hoş olacak.", San, Hicranî, 228" )
bahça
bahçe.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bahçam, köküm, odunum / Cânım / Ey cânım", M Taner, Sunak, 14 " )
bahçekapıcı
İstanbulda bir semt olan Bahçekapıyı seven.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Nedense Edirnekapı-Bahçekapıcıyım diyeceğim ya Veznecilerciyim- üüüfff o serçe cik cik cik serçeden büyükler canım daha akşam olmadan bir duaya dururlar efendime söyleyeyimŞehzadebaşı da minareleriyle başlar yürümeye bulutlara üüüüffff (... ) 23 )
bahçemsi
bahçeyi andırır, bahçe gibi.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Konsept bildiğimiz, sevdiğimiz mezeli, rakılı, biralı* Beyoğlu konsepti. İki ayrı sokaktan girişi olan mekân, iki açık ve bir kapalı bölüme sahip. Yaz bahçesi ve kış bahçesi şeklindeki açık bölümlerin biri birahane diğeri ise meyhane tarzında. Yeşilliklerle bezeli bahçemsi kısım için restoranın en güzel bölümü denebilir.https://www.timeout.com/istanbul/tr/restoranlar/cicek-pasaji-cadde, 22.04.2011 )
bahçevanlık -ğı
bahçıvanlık.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bahçevanlık ettim çiçek açmadı / Avcılığa çıktım bir kuş uçmadı / Han kahve işlettim yolcu geçmedi / Dedim bizim kısmet tavana kaldı.", Bayburtlu Hicranî/San, 9" )
bakışlı
bakışı olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bir yol ki yükseliyordu bu yeşil bakışlı denizde | ", Latife Çelebi, 1966, 69" )
bakmak
beslemek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Beraber yaşayın artık. / Savunma ve harp içn , / Tutar milyarlar yekûn. / Milyarlar bakar bu para | / Sulh, sükun kalmaz fıkara.", F Telatar, Onlar, 32" )
bal dök yala
tertemiz.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Şosesine yağ bal döksen yalanır / Ne kadar düzgündür yolu Samsunun.", Âşık Mehmet, Ülkü, 1947, C 28, 23" )
balast
1. a. Demir yollarında traverslerin altına, şoselerde düzeltilmiş toprak üzerine döşenen taş kırıkları. 2. isim, denizcilik. safra (I).
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Gemi denize kirli balast bastı.", 14.12.2023, tv." )
baldırlı
baldırı olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Rengi kirden kararmış kısa gömlekli, kara çıplak baldırlı felâhların, hep bir ağızdan söyledikleri kuvvet getirme türküsü ortalığı sarmış: -Hele, hele!... ya hele... Hele hele, ya hele.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 18-19" )
balenli
baleni, desteği olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: ""Çok yazık. Ailemizin kadınlarının, balenli elbiseler giydiği, Paris topuzları yaptırdığı dönemden kalmışlar. Ben de yeni yeni görüyorum. Gerçi pisliği, insanlarının yabanîliği dayanılır gibi değil.", Füruzan, Kuşatma, 22 | O Kemal, Serseri milyoner, 1957 (bakılacak) | Ahmet Vahit, Turkish-English Dictionary, 1945, 104 (bakılacak)" )
balensiz
(sütyen) desteksiz.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bikini ve mayo seçiminde müşterinin vücut şekli önemlidir. Göğüs, bel, kalça ve basenler dikkate alındığında hangi bölge sorunluysa, ona uygun seçim yapılmalıdır. Göğüs bölgesi büyük olan bir kadın için balensiz (desteksiz) ama üst bölgeyi toparlayıcı nitelikte mayo seçilmelidir. Göğsü toparlayıcı sutyenlerin yanında, straples bikini üstleri hem göğüs he de sırtı destekleyerek, kişinin daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır.", Rüya Meslekler: İmaj Danışmanı Olmak, 2013, 140 " )
balgat
Ankarada semt adı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "aktepe yanıyor bir yandan / sonra balgat yanıyor", Alper Özbek, 105" )
balina kusmuğu
Balina kusmuğu amber olarak da adlandırılır. İlkin dışkı gibi kokan bu madde, sonrasında esanslarla bileşim haline getirilerek güçlü bir kimyasala dönüştürülür.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Eylül Öztürk'ün eşi Kenan Özkan da, Akkaya'ya "Daha düne kadar elimde balina kusmuğu var, nereye satabilirim tanıdınığınız var mı diye peşimizde geziyordun. En son koli koli ürün istedin afet bölgesine götüreceğim diye,yolladık sonra ne yaptın bilmiyorum. Kaç kere kıza teşekkür ettin kendi storylerinde şimdi ne oldu?" yanıtı vermişti.", Cumhuriyet, 13.12.2023" )
balinalı
balina resmi, motifi olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Sanki dün gece -yani kırk üç sene önce Sırp aslından o artist 1910 giyimiyle- ayaklarında uzun, sivri uçlu glase botlar, kat kat fırfırlı dantel ve kordela yığını eteklikler, balinalı korsesi, elinde yelpaze, sahneye çıkıp bir eski zaman numarası yapmıştı.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 13" )
balkan
dağlık.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Şıpka kasabası Balkan içinde / Dalkılıç yaresi kalkan içinde / Şehitler yaturlar al kan içinde / Anlarda şefaat kala mı Yarab? 27 )
balta sapını yonamaz
Kişi, kendisinin yapamayacağı işleri için başkasının yardımına gerekseme duyar.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Balta sapını yonamaz. Kişi, kendisinin yapamayacağı işleri için başkasının yardımına gerekseme duyar.", Ö A Aksoy, Atasözleri ve deyimler S, C 1, 179" )
bandajlı
bandajı olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Kremlin Sözcüsü Peskov gazetecilerin sorularını yanıtladı. CNN International Peskov'a şu soruyu yöneltti | "Mahkemedeki videolarda sanıkların gözle görülür şiddet belirtileri olduğu dikkat çekiyor: morluklar, yüzün şişliği, kanla kaplı bandajlı bir kafa, içlerinden biri tekerlekli sandalyede ve gözleri kapalı. Daha önce internette işkenceyi çağrıştıran video ve fotoğraflar ortaya çıkmıştı. Onlara ne oldu ve bu konuda nasıl yorum yapabilirsiniz?'Peskov bu soruya tek bir cümle ile yanıt verdi: 'Hayır, bu soruyu cevapsız bırakıyorum'.", Hr, 25.03.2024" )
bankalı
a.m. banklı. bir bankanın mudisi veya çalışanı olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: İş Bankalı, 2.7.2024+ )
banklı
a.m. bankalı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Akbanklı, 2.7.2024+ )
bar
meyve.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bu aşkın ezelî pîr badesinden / O da bilinmez bir sır idi geçti / Devrolmadı bunun iradesinden / O da çiçeksiz bir bar idi geçti.", San, Hicranî, 94" )
bârekallah
allah mübarek eylesin.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Kaptan derim gam bahrinde yüzene / Bârekallah benim halim yazana / Yıkılmış gönlümüz benzer hozana / Bu yılki güz, geçen güze benzemez., San, Hicranî, 107 )
barhar
kuzeyden esen yel.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Gedâ Hicranî der sönmedi nârım / Çelikten kılıcım pulattan zorum / Ağrı dağlarında esen barharım / Düşüp dumanıma şaşırmasınlar.// Dost bağını barhar aldı / Yüce dağları kar aldı / Döküldü güller saraldı / Derden (b) derman ara bülbül.", San, Hicranî, 191" )
baroniçe
kadın baron. 2. kadın suç örgütü başı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Sahte çek baroniçesi nasıl yakalandı. Nihat Uludağ on yıl sonra takibi anlattı", Hr, 1.3.2024" )
barsız
meyvesiz.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "kametin havaledir / Cennete kemaledir /El sanır ki Leyla'dır /Barsız yaprak olur mu?", San, Hicranî, 222" )
barzo
kıra, abazan, apaçi.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Şu kadın kozmetik devi, sizi nasıl keşfedemedi Trendyol'dan her ay milyonlarca lira para kazananlar sadece barzo, görgüsüz, eğitimsiz kırolar. Ortak özellikleri bir de yalı kazığı kocaları. zaman zaman swingera açık, zaman zaman kebapçıdan sevgilisi ile yemekten kocişi alan zamane modernite Nirvanası tipler. Mail order denen şey bir tek mücevherden yapılmıyor. Loreal koca dünya devi, sizlerin kadar satışı yok aylık! vay vay ne cevherler varmış da haberimiz yokmuş", @dddenizakkaya, 11.12.2023, X | "barzo kereste muduru butcher x, 19.09.2003 10:08, EkşiS" )
basık -ğı
"Aşıklığım küçük yaşlarda başladı. Çevrem bendeki cevheri gördü. Basıktık, garibandık, sesimi nereye duyurayım dedim. Kendi çabamızla herhangi bir usta görmeden, aşıkları dinleye dinleye, türküleri dinleye dinleye gönlümüz tutuştu ve böylece başladık.", Aşık Bekir Doğan, Değer, Y 7, Mar 2021, S 87, 44"
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
basmak
yenmek, üstün gelmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Bu meydandır, yiğit yiğidi basar 42 )
bastırak -ğı
1. Yol yapımında çakıl, kum, cüruf vb. maddeleri ezmeye ve sıkıştırmaya yarayan alet. 2. kapı mandalı, sürgüsü. 3. Ayran, şıra, peynirin torbalarında süzülmeleri için üstlerine konulan ağırlık, iri taş. 4. Çadırın çökmesini önlemek amacıyla , göbek direği alt ucunun oturduğu (Garip * Senirkent -Isp.). 5. yenilenleri bastırmaya yarayan son bir gıda.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "... bastıraklar, temel tekniği, dayanım, teknik bilim, gereç" terimlerini, Diğer bilgi terimlerinden: b) Bitki bilim, c) Diril bilim, d) Tarım, e ) Türe terimlerini sunduk. Bu terimler üniversitelerin de ortaklaşa çalışması ... ", | ... üstüne yahni, bastırak olarak da üzüm hoşafı verilir . Hacıya gidecek olanlar genellikle büyük yemek veriyorlar.", " )
baş işçi
esas işçi.*
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Ali ikirciksiz: -Elbet, elbette Almanya'dalar. Orada baş işçiler.", H Kıyafet, 1981, 12" )
baş şüpheli
esas, ana şüpheli.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Pendikteki vahşi cinayette yeni detaylar Sır perdesini aralayacak inceleme Baş şüpheli arkadaşı çıktı! Beyaz kovadaki Luminol testi sonucu geldi, Şüphelinin evinde yapılan aramada silinmiş kan izlerini gösteren Luminol testi yapıldı. Ancak yapılan test sonucunda herhangi bir kan izine rastlanmadığı belirlendi.Hr, 29.5.2024 )
baş tasarımcı
tasarımcıların başı, öncüsü.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "1889da Honeyman ve Keppie Firmasına çizimci olarak girdi ve onların adı altında baş tasarımcı oldu . 1890larda Viktorya stilinin bozulmuşluğuna ve tarihçiliğe karşı bir protesto niteliğinde olan Art Nouveau hareketi orijinal , heyecanlı , fakat kısa ömürlü bir akım olarak Avrupa'ya yayılıyordu . Amaç sanatta bir devrim yaratmaktı.", OTDÜ Mimarlık Fakültesi D, 1975, C 1-2, 23" )
baş ucu
başın yanında, uçakta başın üstünde
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Baş ucu havalandırmaları aşağıya doğru çevirin."," )
başakçı
x
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Başakçın olayım sevginle / Dereyim sevgi renginde / Olayım gözcün bir başıma kulede", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 56" )
başaklı
1. başağı olan (ekin). 2. Arka ucu başak biçiminde olan ok.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Altın başaklı tarlan, kır atınla, / Tanılan ve anılan köylümsün sen.", Celâl Baykal, 1956, 13" )
başaklı
başağı olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Uçurumlar düzlükler oldu... Üstünde başaklı tarlalar rüzgârlarla dalgalandı... Bakıştılar.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 141" )
başarıcı
başaran.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Halkevinin bu içli ve başarıcı çalışmalarını takdir eden İlbaylıkla uraylık el ele bu kültür müessesesini yardımlamağı kararlaştırmışlardır."," )
başarım
başarma, muvaffakıyet.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Kuracakları asla baro olmayacak. Rantçı, yolsuzluklara göz yumacak dernekler olacak. Ele geçiremedikleri her yeri "böl parçala" taktiği ele geçirmeye çalışıyorlar. Hukuk kurumlarını savunmayı ele geçiremedikleri için özelleştirerek var olan dernekleri, "baromsu" bir yapıya sokmaya çalışıyorlar., https://bianet.org/haber/aym-yurutmeyi-durdurmazsa-kendini-inkar-etmis-olur-227367, 13 temmuz 2020 | " )
başarım
başarma. muvaffakıyet.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Kabus İbnisina'nın başarımından donakaldı. Kendisine son derece büyük ikramlarda bulundu. Havarizme Gaznelinin yolladığı ilçi geri dönmüş, olup biteni anlatmıştır.", H F Turgal, İbnisina, Ülkü, 1936, C 7, 29 | Bir veya birden fazla etken maddenin karışımıyla oluşan, bakteri, mantar, su yosunu, küf veya maya içeren mikroorganizmaları denetleyici veya öldürücü etkisi olan ve kimyasal ürünlerin ve üretim süreçlerinin etken başarımını temin eden kimyasal madde. | "Zararlı organizmalara karşı kullanılan çeşitli zehirler, ekologlar tarafından biyosit, yani canlı öldürücüler olarak adlandırılır. Mevcut biyositlerin hemen hepsinin çevre ve sağlık açısından çeşitli sakıncalar yaratması, bu sentetik kimyasalların çekiciliğini giderek azaltmıştır.", | Makaleyi düşük yayın başarımlarına gerekçe gösterenler ise en küçük grubu oluşturuyor. Yıllar boyunca akademik çalışma yapmamış hocalarımız bu makaleden çok hoşnutlar: 'İşte biz bu yüzden makale yayınlamıyoruz!' deme haklarını keyiflerince kullanıyorlar." )
başbuğlu
başbuğ olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Başbuğlu Yıllar Türkeşin bilinmeyen Yönleri", H H Uğur, 2018" )
başçı
başkan, öncü, rehber.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Oyun başlamadan önce oyun başçısı denilen iki yönetici seçilir.", Kırgız nariste oyunları, İstanbul 2014, 6" )
başı bağlanmak
1. nişanlamak. 2. evlendirmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Erkekler onbeş, kızlar onüç yaşlarında evlenirdi bizim zamanımızda. Ama söz nişan-meselesi daha da erken yaşlarda olurdu. Kızların başı sekiz-on yaşlarındayken bağlanırdı", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 12" )
başına girmek (birinin)
birine ilişmek, sataşmak, biriyle çekişmek, birine kızmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Tanımıyorum adamı girmedim başına! 23.07.2018 )
başını aşağı komak
Sus, konuşma, itiraz etme anlamında bir deyim.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Ko başını aşağa! İşine bak!", 10.02.2021+" )
başkarakter
başkahraman
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Semih Çelenk'in yetkin kaleminden doğan ve Fırat Tanış'ın bedeninde can bulan başkarakter modern abdalın büyülü eli, sekiz yıldır yaklaşık 500 kez sahnelerden izleyicinin gönlüne dokundu.Parşömen edebiyat, 20.12.20223 )
başkent
2. bir şeyin en iyisinin bulunduğu yer.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Turizmin başkenti Antalya!", 28.12.2023, tv" )
başkentlik -ği
"devlet uzuvlarının bulunduğu ana şehir. başkent olma hali. "İstanbul | (... ) Bizanslardan Osmanlılara birçok uygarlığın ve imparatorluğun başkentliğini* yapmış şehir.", C A Balta, İstanbulda kölelik geçmişi, EtkiD, S 2, 2016 Eki kas, 12"
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "1923'te Ankara'nın başkent olmasıyla birlikte köklü başkentlik özelliğini kaybeden İstanbul, 4. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar on dört yüzyıl boyunca koruduğu her alanda etkin bir 'dünya şehri' olma özelliğini Türkiye Cumhuriyet'inin kuruluşundan sonra cumhuriyet tarihi ile birlikte tekrar eski özelliğini kazanmaya başlamış, günümüzde Avrupa ve Orta Doğu'nun en önemli merkezleri arasında kendine yer bulmuştur.", Abdullah İslamoğlu, 23.01.2020, e-posta" )
başlı
başı olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bunlardan, gün ışığı gibi yanan sarı başlı, deniz gibi parlak bakışlı bir çocuğunun çerçevesi yanında, göz alabildiğine yeşil, çiçekli kırları içine almış bir resim asılı idi", C Uçuk, DŞ, 1971?, 100" )
başlık parası
kız babasının kızı evlendirmeden önce damattan aldığı para veya maddi değer.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "ve babana başlık paranı yedirmeyeceksin / biliyorum and içtin", MGürpınar, GN, 96" )
başmüftü
müftülerin başı, başçısı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "... Rumanya müslümanları için bir Başmüftülük ihdas etmek istiyordu. Başmüftü mevcut müftülerin müfettişi demek olacaktı. Ama, bu ayni zamanda Senato'da Dobruca Müslümanlarını da temsil edebilecek miydi? Başmüftü senatör sıfatını da kazancak mıydı?", M Ülküsal, Dobruca ve Türkler, 1966, 139" )
başmüftülük -ğü
bir yerdeki müftülerin tepedeki idare uzvu.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "... Rumanya müslümanları için bir Başmüftülük ihdas etmek istiyordu. Başmüftü mevcut müftülerin müfettişi demek olacaktı. Ama, bu ayni zamanda Senato'da Dobruca Müslümanlarını da temsil edebilecek miydi? Başmüftü senatör sıfatını da kazancak mıydı?", M Ülküsal, Dobruca ve Türkler, 1966, 139" )
başpehlivan
pehlivanların başı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Anadolu'da başpehlivan bu sıtmadır. Ondan sonra yoksulluk gelir, sonra mütegallibe,sonra mültezim, sonra eşkiya... Fotoğraf altı: "Trabzon,Karadeniz 1895. Jandarma tarafından vurulup yakalanan Kürt haydutlar... " Eşkiyalar kardeş,hatta ikiz gibi. Fesli jandarma neferinin ... ", @bmdogan, 12.12.2023, X " )
başucu kitabı
müracaat kitabı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Sezen Aksu, Kayahan gibi isimler sadece yorumcu değil söz yazarı ve besteci kimlikleri ile de Türk pop müziğine damga vurmuş isimler. Bir şarkının ilk notaları ya da sözlerinden itibaren nasıl ete kemiğe büründüğüne, dinleyiciyle paylaşılma aşamasına gelene kadar müzikal anlamdaki yolculuğuna tanık olmak bile başlı başına bir okuldu. Yaptıkları işler başucu kitabı gibi bir müzisyenin yolunu aydınlatmak için yeterli.", D Sağıroğlu, Hr, 8.4.2024 " )
bat I
Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan, şimşirden yapılmış, ucu sivri bir takoz türü.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
batpirek
uçurtma.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Batpirek.", Kırgız nariste oyunları, İstanbul 2014, 20" )
bavullu
bavulu olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Sürgünün eli bavullu / Yollar sürgüne çöl gelir", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 44" )
bavulsuz
bavul olmaksızın.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "... bir süre sonra bavulsuz bir şekilde geri geldiğini bize anlattı.", Hr, 7.7.2024" )
bayırca
bayır gibi, bayıra benzer, biraz bayır.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Hicrânî'nin evi, diğerleri gibi bayırca bir yerde yapılmış", Bayburtlu Hicranî/San, 2" )
baylav
şart
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: TOCK, 1935, 45 )
baylavbeti
şartname
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: TOCK, 1935, 45 )
bayramdan bayrama
seyrek olarak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Birinde ev sahibi oturmaktadır: Yaşlı bir karı koca, Türk bunlar. Hayattan çekilmişler, çoluk çocukları yetişmiş, bayramdan bayrama el öpmeye gelirlermiş, bizi alakadar etmiyor, onlar... ", R H Karay, Sonuncu kadeh, 38" )
bayrı
bari, hiç değilse.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Abdullah der ki kimse bilmez sızımı / Yayladan götürün benim kuzumu / Teneşirde bayrı görsün yüzümü / Kuzusunu göremiyen oğullar 23 )
bazlamalı
bazlaması olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bazlamalı Köyüm Tost Fuar Çay Evi", Sıhhiye Ankara, 7.12.2023" )
bebecik
küçücük, taptzecik.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "30 mayıs Hava aniden açıyor. Ayazma'ya gidip bütün günü şezlongun üstünde geçiriyoruz. Su elbet buz gibi ama Bozcaada'da ne zaman öyle değil ki? Geç öğlen yemeği için tabii Vahit'e çöküyoruz, bebecik kalamar ızgara, yeni haşlanmış ılık deniz börülcesi, bir de bir akşam evvel oltadan gelmiş bir sargoz ızgara ile acayip keyif yapıyoruz.", Şemsa Denizsel, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 8" )
becermek
s.ikmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Herkes birbirini becermek istiyor.", 20.4.2024, Rindan Kahveden" )
beddualı
ilençli.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Türkün evi yoktur. Yerleşememiştir. Evleri atlarıdır. Say ki beddualıdır yürümeye... )
bedelleşmek
1. TD eşit olmak, müsavi olmak. 2. Bedel verip bedel almak, hesaplaşmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bu emr-i hasretin çektim ve Yakupla bedelleştim.", Hengamî, 36" )
bedir
dolunay.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Ay doğar bedir Allah vay lele lele lele vay lele vay / Bu sevda nedir Allah vay lele lele lele vay lele vay / Ya benim muradım ver vay lele lele lele vay lele vay / Ya beni öldür Allah vay lele lele lele vay lele vay", Muş, Halk türküsü" )
bedmâyelik -ği
kötü ıra, seciye sahibi olma hali.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Çünkü kılık, kıyâfet, üniforma, frak bedmâyeliği sâdece gözlerden setreden bir perdedir.", Başgil, 38" )
bekce
pekçe.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Yatsu namazı on üçdür / Allah ana kulum dememişdir / Kılmayana bekce güçdür / Gâfil olma uyan insan.", Cönkten" )
beli tabancalı
belinde tabancası olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Seni, hanım hanım örgü örerken hayal etmek epi müşkül... Sen benim için daima beli tabancalı amazonsun... Halbuki eskiden incecik, güler yüzlü, bir nazik kadındın.", K Tahir, C Yazoğlu, Notlar, 23.10.1947, s.237" )
belleme II
bel örtüsü.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Doru atın tavlasında kuru ot / Doru atın bellemesi keçeden. / Ben doru ata bakarım, Ağam bana bakar / Allah razı olsun Ağadan da, attan da.", Ş Belli, Ağa kapısı, 31" )
bellemek I
Hıfz etmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "O gız, Gur'an bellemeye gidiyormuş. Her gün gider, gelirmiş. Bir guş tebelleş olmuş. "Gızcağaz nire giden?" diye sormuş. Ertesi gün yine tebelleş olmuş. "Gızcağaz nire giden?" Gine seslenmiş. Ertesi gün annesine sormuş: Anne bir guş tebelleş oldu. Nire giden gızcağaz? diye soruyor", dimiş. O da: "Sen de ona napacan guşcağaz? di" dimiş. Sabır Taşı, 148" )
belli
beli olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Başucunda kardeşi ve iki büklüm belli dadısı duruyorlar... Handan günlerdenberi anlaşılmayan bir dertle yanıyordu", C Uçuk, DŞ, 1971?, 101" )
bellisiz
belirsiz.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Yıkılımş binası viran görünür / Bellisizdir çar duvarın Erzincan.", San, Hicranî, 181" )
bencesine
bana göre.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bencesine çok iyi olur.", TV, haftada 4 gün çalışmak nasıl olur sorusuna vatandaşın verdiği cevap." )
bengü
ebedi.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "... olanlardan gelecek kuşaklar okuyup kendilerine ders çıkarsın diye "söz" taşa dokunmuş ve böylece "bengü" kılınmıştır.", D Yıldırım, Zaman Yolcuları Kitaplar II, Türk Yurdu, S 327, Kas 2014, 15" )
bengülük -ğü
ebediyet.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Tarih, sözün yazıya dönüşmesi, bengülük kazanması ile başlar.", D Yıldırım, Zaman Yolcuları Kitaplar II, Türk Yurdu, S 327, Kas 2014, 11 " )
benizli
yüzlü.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Uçsuz deryalarda: / Geceleri saz benizli yolcu ay, sanki göz kırpar size | / Neşeyle balığa çıkmış cesur Heyamollacı (sic) balıkçılarla... ", Latife Çelebi, 1966, 27" )
benlik ği
1. nefs 2. kibir.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Yay olup da aşk okuyla atıldım / Elden ele sarraflara satıldım / Ceylan idim viranede tutuldum / Benlik bendin söken tufandan sorun.", San, Hicranî, 92" )
bensiz
beni olmayan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Devesi var çansız / Gerdanı var bensiz / Ben olamam sensiz / Sen de durma bensiz", Halk Türküsü, Dirmil, Burdur" )
berbatlık -ğı
kötü, berbat.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Hicranî'yem göremedim bir şadlık / Ne kadar yaşasam ahırı yâdlık / Günüm günden olmaktadır berbatlık / Her bahçenin çiçeğini sararttı.", San, Hicranî, 174" )
berberistan
berberler yurdu.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Türkiyede çocuklar arasında oynanan tekerlemelerden, "bir berber bir berbere bre berber gel beraber berberistanda bir berber dükkanı açalım demiş" gibi oyunların benzeridir. Bu şekilde dil geliştirilir.", Kırgız nariste oyunları, İstanbul 2014, 16" )
berlinli
Berlin sakinini.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Berlinlilerin içine işleyen bir tedirginlik: Güneşe doyamamak.", A Özakın, KB, 55" )
besmele
"Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adı ile" anlamına gelen ve bir işe başlarken söylenilen bismillahirrahmanirrahim cümlesinin adı | bismillah:"
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Alay kumandanı yetişti tabura, / Yetişti bir Mehmetciğin besmelesinden bir ses." Dağlarca, ÜŞD, 24" )
bestenigâr
Mûsikîmizde sabâ makāmı ile ırakta segâh dörtlüsünün birleşmesinden meydana gelen ve ırak perdesinde karar kılan birleşik makam:
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Koptu akşamlarımın Ferahfeza telleri / Bestenigâr bir hüzne büründü mevsimlerim", İlhan Geçer, 1986, 70" )
bet beniz atmak
çok korkmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Betimiz benzimiz atmış, ürpermiştik. İhtiyar adam camiye gitmişti. Mimar gidince babam: 'Ben bu adamdan korkuyorum,' dedi.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 56" )
bet bereket
bolluk.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "İstanbulu geziyorum eski gözlerle / Sokak sokak semt semt / Kulaklarım doluyor uzak sözlerle / Çarşıda pazarda bet bereket", İlhan Geçer, 1986, 82" )
beterleşmek
daha beter olmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Ve okur olmanın önemini kavramadan, yazar olmanın önemini de, durumunu da, sorununu ve sorumluluğunu da nasıl kavrayabiliriz ki?" sorgulamasıyla Adalet Ağaoğlu bir başka boyut ekler giderek beterleşen yazın oyunumuza. (1983)", İ Y, Okur-Yazar Bir Monolog, Sözcükler, Eki 1983, S 3, 70 " )
beyaz kürecikler
akyuvarlar
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Leyla iradesiz bir kızcağızdır, Mecnun ise bütün a'razı ile bir melânkoliktir. Azılılar gurupuna girer, tıbbın 'inhitat' diye tarif ettiği ruh haleti içinde, saç sakal birbirine karışmış, kılık kıyafet sıçanlara ziyafet, dağlarda, sahralarda tek başına dolaşır, şiirler okur, hayvanlarla haşırneşir olur ve konuşur. Muhakkak ki tansiyonu düşük, kanında beyaz kürecikler eksik, bünyesi lenfavi idi biçarenin... ", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 65-66" )
beyazca
akça, akşın.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Biz şimdi delice ve beyazca bir göle mi gireriz", Haydar Oğur, 57" )
beyin ölümü
beynin işlevini geri dönüşsüz olarak yitirmesi hali.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "... 1960lardan sonra geliştirilen "beyin ölümü" tanımının İslam hukuku açısından kabul edilebilirliği ve bu tanımı kabul etmenin ortaya çıkaracağı problemleri ortaya koymaya gayret edeceğiz.", İH Açısından ölüm tanımı ve beyin ölümü ... ", 2023, (yazılması),?" )
beynelmileliyetçi
beynelmilelcilik yanlısı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bilmeli ki her milletin içinde milliyeti reddeden kozmopolit yani beynelmileliyetçi insanlar vardır. Onların fikirlerine de hürmet vaciptir. Fakat her fikir gibi kozmopolitliğin, milliyet aleyhtarlığının da müesses bir ahlâkı, bir zapturaptı, bir adabı vardır... ", Ömer Seyfeddin, ? ?" )
beyni yanmak
aklı almamak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "çok karışık işler abla benim beynim yandı anlatırken", @dddenizakkaya, 11.12.2023, X" )
beyrancı
beyran çorbası dükkanı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "200 metre ilerde solda bir beyrancı var, efsanedir.", M İdris, 9.6.2019, Rindan Whatsappı" )
bezendirmek
süs olmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Aldı sînemdeki galı / Basiretten açtı hali / Baş gösterdi hikmet gülü / Bezendirdi sağa sola", Bayburtlu Hicranî/San, 16" )
bezenilmek
süslenilmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bazen kelebek olup, / Çiçek çiçek dolaşmak | / Binbir güzel duyguyla / Bezenilmek isterdim", Latife Çelebi, 1966, 34" )
bezeyiş
bezeme, süsleme hali.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "En içli bezeyişlerimle | / Sevgililer yaşamalı bahçelerinde gülüş demetleriyle / En korlu hasretlikleriyle: / Haykırılarım susmadan yaşantı olmalı,", Latife Çelebi, 1966, 64" )
bezikli
beziği olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Soyadı. Kenan Bezikli, MNÖ mahallesi muhtradayı 1.3.2024 )
bıji bıji
yaşasın yaşasın.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Orda her savaşçı bıji bıji sloganlarıyla coşarsa", Haydar Oğur, 60" )
bık gibi
çok sağlam, sağlıklı, kumaşı sağlam, güçlü kuvvetli.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Kadın bık gibi. Bıkın bıkı için içi özün özü, Gül Gedikli, 5.6.2024 )
bıldır
geçen yıl.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "-Nemelâzım, kız güzel olmuş bu sene | bıldır âdetâ çirkindi, baktıkça içimden "kavruk kalır, süzme revani soğuk bir kız" diyordum, fidan gibi boy atmış. Pencereden görmedin mi?", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 86" )
bırakış
bırakma hali.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Şehriban yüzünden bunca yıldır cemiyete, kadına ve nefsine düşmandı, uğradığı sarsıntıdan ileri gelen derin bir küskünlük, bir kendini bırakış, bir babayaniliğe vuruş.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 103" )
biakaf
Sinirotu, kekik, papatya gibi bitkisel ekstraktları içeren takviye edici bir gıda
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Üçlü takviye güçlü BİAKAF!", 5.02.2020, Facebook" )
bibliyografi
bibliyografya, kitabiyat, kaynakça.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bu 464 sayfalık yeni kitap, çoğu bugüne kadar hiç yayınlanmamış 180 resim ve çok zengin olan bibliyografisiyle, ne dekoratif stillerin basit bir tarifi ne de sadece dekor tarihihidir.", Oyun Aylık Tiyatro D, 1965, S 26, 30 Eyl 1965, 22" )
biçembilimci
ilm-i uslupçu.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "... sıfat olarak kullanıldığında biçemsel anlamını verir. Bu bilgi dalı uzmanlarına da biçembilimci (Os. İlmi üslûbcu, Fr. Stylisticien) deniyor. Bk. Üslûp. ÜSMUT (Os . Saadeti uzmâ, Saadeti ebedîye), O Hançerlioğlu, Felsefe ansiklopedisi, 1980, C 7, 110 " )
biçemsel
uslup açısından, usluba dair.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "... biçemsel , genel olarak sanatsal sorunlarına da pek yer olmayacak doğallıkla. ", F Akatlı , Yaz başına neler gelir: denemeler, 1980, 97 " )
biçimlemek
biçimlendirmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Çubuklarımız dumanlı / Kocatepede Mustafa Kemal'in / Sırtını yepenleyişini anlattı / O koca gerillacı / Sonra bir okul biçimleyerek göğsümüzde / Bir de öğretmen çağırdık / Köyümüze.", Orhun Oğuzkan, Çağrı, Yelken D, S 141, kas 1968, 29" )
bile
birlikte.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Hacılar girdiler yola / Cümle refikleri bile. / Gidin yol mübarek ola / sizi allahaısmarladık 15 )
bilgece
s. bilgeye yaraşır 2. z. Bilgeye yaraşır bir biçimde | hakimane.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Bilmiyor muyum sanki, işleri elişi kağıdı kesmek olanların gölgelerinin düştüğünü başaklara? Kara, kara, kara... öylesine siyah düşmüşsün ki haritaya | bilgece koymuşlar adını vaktiyle. Şimdiyse Cehennem yazıyorum 71 )
bilgin
bilen.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Esmer delikanlı, akordiyonun kayışını omuzuna geçirdi. Çengelleri açtı. İnce uzun parmaklı elleri, bilgin korkusuz hareketlerle oynuyordu. Beyaz düğmeciklerin tuşların üzerinde parmaklarını dolaştırarak uyuyan sesleri uyandırdı.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 120" )
bilim insanı
ilim adamı, bilim adamı, bilim kadını yerine ayrımsız bilim insanı, bilimci.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Değerli Bilim İnsanı ... ", 28.9.2023, e-posta" )
bilimciler
bilginler topluluğu, ulemâ.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Feodal düşün kalıbı içine kentleşme ve sanayileşme denilen çalkantılı olguyu sığdırmaya çalıştığımız için demokrasiyi engelliyen süreci aşamıyoruz diye düşünenlerimiz de çözümü sanayileşmeye geçiş evresinde görüyor. Bilimcilerimiz uğraşıyor olmalılar bu konularla.", A N Ölçen, 21-22 (1982, 2000)" )
billah
ant verme sözü.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Kavakta nar biter mi? diyene, / Kafam kadar der dalkavuk. / Onca menfaat gaye, / Mukaddes yollar vasıta, / İş bilir billah, / Kemer kuşanır dalkavuk.", Celâl Baykal, 1956, 25" )
billahi
ant verme sözü.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Öz vatan tuttum bakâyı, göçerem bir gün olur, / Fâni dünya devletini istemem billâhi ben! / Der Kemalî, cennetin maddesini verdim size, / Bana yeter elverir görsem Cemalullahı ben!", Borlu Kemalî Baba, 56 | "Recep- Aman, ben acıkmadım efendim. Teşekkür ederim. (Şoföre) Sen de 'acıkmadım' desene be! Şoför- Vallahi demem, billahi demem. İçim kıyılıyor.", Ediskun / Dürder, Dostum Şey, 22 | "Billahi yalan. Ben eskiden nasılsam, şimdi de öyleyim. Sen bilmez misin, bu dava uğruna ömrümü harcadığımı.", N Tuncer, Trafalgar, 62" )
billur
mec. koç yumurtası.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Kebabı, yemeği, ızgarası, tavası mevcut koç yumurtasının. Billur da deniyor bu yemeğe.", Oğul Türkkan, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 8" )
bilmiş bilmiş
Her şeyi bilir geçinerek, bilgiçlik taslayarak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Şimdi de söyleyebilecek misiniz bilmiş bilmiş ticareti kesin diye höyküren İran beslemesi hocalarınız için "hoca hakkı söyledi" diye.", 11.12.2023, ?" )
bilmişçe
bilgiççe.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Ali bilmişçe güldü: Almanya'nın yanında İstanbul köy kalır.", H Kıyafet, 1981,7-8" )
bindirme
ekleme.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "'Bunlar var ya bunlar... ' diye lafa dalıp bindirme üstüne bindirme yapmak istiyor.", AH Coşkun, H, 24.2.2018" )
bir tek
biricik, aziz.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Babandan yadigar, ananın bir teki, / Gözümün nuru, ocağımın sahibi, / Gücümün kaynağı, içimin süsü, / Alın terimin helalı, köyümün gülü, / Al yanaklı, fidan boylu Fadimem.", Celâl Beykal, 1956, 72" )
birbirini yemek
geçinememek, sürekli kavga etmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "O zaman oldukça her taraf bozuk. Arabasızlık. Halkın perişan zamanı. ve milletin birbirlerini yedikleri devirdi."," )
birel işlem
huk. bireysel işlem.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
birem birem
birer birer, teker teker.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Elindeki yazması / Yüz dirhemdir yüz dirhem / Yaşmağının pulunu / Sayarım birem birem", Turan-Altınkaynak, 2009, 138 | "Foyaları birem birem duyulur / Bu da böyle bir şöhrettir.", Ş Belli, 1962, 41" )
bireştirme
sentezlemek, sentez yapmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Şu halde, Türkiye'nin bundan sonraki tezi, bireştirme değil, ayırma olmalıdır. Bize öyle geliyor ki, karşımızdakiler bu kafada devam ettikleri sürece, Türkiye'nin savunması gereken diğer bir nokta da, Kıbrıs Cumhuriyeti ... ", Varlık yıllığı, 1967, 423 | Buna ulaşabilmek için esaslı olan unsurlar nelerdir ve bunların avrupa ceza hukukunu bireştirme fikri içindeki başarı şansı nedir? 1 Böyle kısa bir tartışma sınırları içinde azçok teferruatlı bir şekilde bu suallere bir cevap aramak ... AÜSBFD, 1967, C 22, 220" )
bireştirmek
zıddı: ayrıştırmak. sentez yapmak, sentezlemek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
bireycilik -ği
ferdiyetçilik.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "'Bireycisin,' dedi Cemal. 'Erkeğin bireyciliğine karşı çıktığım için mi?'", A Özakın, KB, 48" )
birikiş
birikmek eylemi ya da biçimi.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Geliş, birikiş ve gidiş şeklindeki yıllık büyük dönemde birtakım küçük dönemler vardır. Her fırtınanın ardından önce bir toprak nemi artımı, sonra da toprak nemi azalımı olur.", Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Yayınlarından, 1958, S 161, 197" )
birlik
birlikte, beraber.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Kirli, üstleri başları yırtık, toza toprağa bulanmış olmalarından gurur duyar, benim de kendilerile birlik olmamı isterler.", Kaptan Paşa, 1954, 65" )
birlikçi
birlik yanlısı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Kanunun şu birlikçi vasfı, İmparatorluk devri teşkilât sisteminde hâkim olmuş olan, kuvvet ve salâhiyet ikiliği esasına karşı bir reaksiyon teşkil eder.", M C Bilsel, Milletlerin hukuki hayatı serisinden Türkiye, 1940, 16 " )
bisiklet taşıyıcı
bisiklet taşımaya mahsus bir düzenek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
bitanem
sevgilim, bir tanem.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "İyi bir dünya hiçbir zaman olmayacak ama! / Onu yaratmak için / Ey güzelim, bitanem / Tepeden tırnağa aydınlanmadıkça silahlanmadıkça!", M Taner, Sunak, 34" )
bitirivermek
hemen bitirmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Tarlaya... Tarlaya gidiyorum... Bugün bitirmek lazım. Az bir yer değil... Bugün bitiriverim (b) demiştim kendi kendime ya, olmayacak galiba... ", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 68" )
biyobelirteç
Biyomarkör. Maruziyeti, erken hücresel yanıtları ve kalıtsal ya da kazanılmış duyarlılıkları yansıtan biyolojik, fizyolojik ve işlevsel gösterge.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Biyobelirteçlerin klinik çalışmalar ve ilaç geliştirmede kullanımı, Rukiye nar, 15.01.2020, İzmir, https://tkbd.org/files/rukiye-nar.pdf | "Biyobelirteçler, hastalığın tanısı, takibi, seyri ve tedavi geliştirme sürecinin iyileştirilmesinde ve daha büyük biyomedikal araştırma girişimlerinde kritik rol oynamaktadır. Ölçülebilir biyolojik süreçler ve klinik sonuçlar arasındaki ilişkiyi anlamak, tüm hastalıklar için tedavi seçeneklerini genişletmek ve normal, sağlıklı fizyoloji anlayışımızı derinleştirmek için hayati önem taşır.", https://www.turkiyeklinikleri.com/article/tr-biyobelirtec-tanimi-ve-onemi-94190.html, 22.05.2024g" )
biyoçeşitlilik -ği
dirim, hayat çeşitliliği.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Doğal yayılım veya yaşam alanı dışındaki bölgelere bir şekilde giren bitki veya hayvan türleri girdikleri yeni bölgelere yerleşip yayılarak biyoçeşitlilik ve yerel ekosistemler üzerinde olumsuz etkiler gösterebiliyor..Bilim ve Teknik, Tem 2024" )
blog
"ing. weblog'dan web: 1. ağ"1. ağ, doku, kumaş, 2. bilgisayar ağı" ve İngilizce log "1. kütük, tomruk, 2. geminin hızını ölçmeye yarayan bir araç, 3. gemi güncesi, seyir defteri, günce" sözcüklerinin bileşiğidir."
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Örneğin 'blog'lamak. (... ) kabaca internet üzerinde tutulan bir günlük anlamına geliyor. Hemen yeni bir blog açıyor ve yazıyorsunuz. Cum 2004, )
blokzincir a. elektronik sayfa zinciri.
elektronik sayfa zinciri.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
boğazlaşmak
boğaz boğaza gelerek kavga etmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Meşrutiyetin ülkeye getirdiği yeni ilkeler, siyasal kadroların boğazlaşan karmaşası içinde yok olup gitmiştir", A N Ölçen, 123 (1982, 2000)" )
bohçalamak
1. -i Bir şeyi bohça içine koyup sarmak. 2. -i Ayakları havada bağdaş kurar gibi toplayarak denize veya havuza atlamak. 3. -i, spor Güreşte rakibin kol ve ayaklarını üst üste getirerek kımıldayamaz durumda alttan kavrayıp kucaklamak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bigâne // Kafam dağınık / Düşüncelerim saçık / Bir hercümercim / Beni bohçalayan / Bir bütün olsa.", E K Gökkaya, 1988, 65 | "Rasim, karısı tarafından gözetlendiğinden habersiz yerinden kalktı, tencere ve yanındaki kaşıkları bohçaladıktan sonra karısına haber vermeye lüzum görmeden evden çıktı, tarlaya doğru yola koyuldu.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 80" )
bok götürmek -i
(ortalık, bir yer) pimpis olmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "... bok götürse umurunda mı 2 . abım ben adaye yanı galdıgımde tufalet var miy dı sankom sanın evda yokt san napıyodın osaman daga bayıra sıgmıyo muydın sankım one dogru, sen gelınce senın ağzına sıgmaya başladım ... Alla alla.o zamanlar ... ", L-Manyak, 1996, C 10, 6" )
bok üstün(e) bok
dışkı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: İki evlilerin kaygusu çoktur, / Dağıtır uykuyu sevdası çoktur, / Nebî şaşurursa bok üstün boktur, / Nebî şaşurmanın edasına bak 39 )
boklayıcı
kötüleyici.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: profesyonel boklayıcı, @Senol_hasan, Mart 2013, Twitter )
boktan
çok kötü.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
boktanlaşmak
kötüleşmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bilmem kaç bin işgücünün emek ikramiyesini anlamadıkları tuhaf işlerin dükkânını açıp giderek boktanlaşan ekonomide canavarlara kaptıran yaşlı insancıklar... ", Atilla Atalay, Kalbin böcüü, 2026, =" )
boku bokuna
pisi pisine, boşu boşuna, boş yere.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Millet böyle boku bokuna mahvolmaktansa kırılanı kırılıp bâki kalanları Abdülhamit'in burnundan tutup meclis-i meb'ûsânı açtırmadıkça, meşrutiyet-i idareyi tesis ettirmedikçe benim tahminimce maazallah kırk beş sene sonra devlet-i Osmaniyye denilen heyulâ-yı siyaset enkazı mahvolmuş ve üstünde başkuşlar ötmekte bulunmuş yıkık, çökük bir derebeyi harabesine dönecektir.", Ö F Huyugüzel, Ş Çağın, Eşref Bütün eserleri, 2006, 184| "Klakson çala çala bir taksi geliyordu karşıdan... Delikanlı şoförün gözleri tekerlekleşmişti: -Kör şeytan, demişti | enselendik boku bokuna... Uğursuzluk getirdin beybaba ! Reşat Enis, Sarı it, 1968, 336" )
bokuyla kavga etmek
çok sinirli ve geçimsiz olmak, her şeye öfkelenir olmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Bugün camda da hiç görünmedi. Bu kez gerçekten hasta mı yoksa? Ama o pimpirikli, burnu aksa kapıya ambulans çağırırdı. Vardır yine bir bildiği. Bokuyla kavga etmiştir yine. Sibel Ateş, Pencere (öykü), Varlık, Nisan 2005, kitap eki )
bokuyla musahabet etmek
afyondan kendini kaybetmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Risale-i Garibe )
bol -lü
Özel cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Gecenin içkisi bolü hazırlama işi de bana düşmüş. / Bol, fazlaca sertti, içen çarpılıyordu.", S Şengil, 1983, 35" )
bolalmak
bollaşmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Efendilik ucuz, ağa bolaldı / Kendini bilene cihan daraldı. /Sonradan görmeler pek çoğaldı, / Ne adamlık belli, ne kıymet belli 35 )
bolluk -ğu
zengin.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Baba, diye atıldı, bir günden bir güne, 'Bu çocuklar bu gün ne yiyecek?' diye sızlandığını görmedik. Ne bolluk şehirmiş İzmir.", Çalıkoparan, 25" )
bombok etmek
mahvetmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Şu Avrupa yedi bitirdi bizi! Bombok etti!", A Özakın, KB, 39" )
bonjur
sabah hayır olsun.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: yalnız bir dostunun hanesine gittiğinde bonjur [bonjour] sabah hayır olsun diyip içeri girse ve adiyö [à Dieu] A[llah]a emanet deyip dışarı çıksa 14 )
bono fides
iyiniyet
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
bor
işlenmeyen toprak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Bizim orada işlenmeyen araziye bor derler. Fedli, 8.3.2024 )
borderline hastalığı
bk. sınırda olma hastalığı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Teğmen Murat Baba olayında 'hastalık bahanesiyle' teğmeni kurtarma yorumları hatırlandığında, bu teşhislerin ... 678 139 Nevrotik bozukluklar 156 32 Psikotik bozukluklar 59 12 Organik faktöre bağlı kişilik bozuklukları 05 1 Borderline kişilik bozukluğu... ", Nokta D, 1990, 418 | "... ve isim yapmış bir kardiologa başvurur | ve nihayet ayni zincirleme ile bir sinir ve ruh hastalıkları uzmanına gelir, veya ... Zira birçok hudut (Borderline) vak'aları vardır | ve bazı psikonevrozlar en akut psikozlar kadar 231 Nevrozların Oluşları ve... ", 1973, AÜ, C 278, 231 | "1587 - sınırsal anlak [İng. borderline intelligence]: Anlağın, düzgülünün alt sınırı ile geriliğin üst sınırı arasındaki durumuna verilen ad. [es. t. psikonevroz, nevroz]: Kişiliğin ve uyumun tümünü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı.", Mithat Enç, Ruhbilim Terimleri S, 1974, 145 1588'e de bkz. borderline? neurosis] [es. t. psikonevroz, nevroz]: Kişiliğin ve uyumun tümünü etkilemeyen, ruhsal kaynaklı sinir hastalığı. " )
borulu
borusu olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Şekil 5: Keskin tarafı fazla inhinalı olan borulu balta. Keskin taraf oldukça harap olmuştur. Borunun maktar yuvarlak olup boğazına doğru daha Şekil 3 - Şekil 4 Sap delikli tunç balta üstten kuvvetlidir.", Türk tarih, arkeologya ve etnoğrafya D, 1933, C 1, 152 | " )
borulu
borusu olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Borulu gramafonum, üç yüz kadar plağım, bini aşkın kitabım önceden taşındı eve.", S şengil, 1983, 31" )
bostan
sebzelik.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Hicrani kendini meth edip gezme / Tarayıp cevheri cem edip düzme / Gördüğün bağbana gel işin üzme / Her bahçenin bostanında bar olmaz.", San, Hicranî, 198" )
bostanlık -ğı
bostan, sebze bahçesi.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bostanlığın bekçiliğini her yaz Meço Memet adında biri yapar. Meço, bostan tohumlarının ekiminden sonra çıkıp gelerek, tarlanın ortasına kurar iğreti çardağını, serer yatağını içine.", O Şahin, Selam ateşleri, Ay Bazen mavidir, 1999, 74" )
boş beleş
değersiz, niteliksiz. boş,
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Boş beleş. 19.2.2023 )
boşlamak
1. bırakmak. 2. İlgi göstermemek, ihmal etmek
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "+Ali'nin üşümüş eli, korkuluk demirlerini bir an boşladı.", H Kıyafet, 1981, 13" )
boşluklu
boşluğu olan. bk. boşluklu serpme (GTS)
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: booşluklu alanlar, O B Zülfikar, 17.4.2024 )
boşluksuz eksiksiz s.
"... ve adaleti boşluksuz eksiksiz billûrlaştıran yasa kurallarından oluşmuş sanan ve hukuksal yargılarını 'biçimsel tasımlayıcı' mekanist soyutlayıcı bir yöntemle arayan (sözüm ona gerçekçi) 'pozitivist hukuk okulu'!", R Serozan, "
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
boşnak böreği
Boşnakların pişirdiği bir tür börek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Boşnak ve göçmenlerin çeşitli yemekleri, tatlıları, börekleri vardır. Çerkezlerin bütün memleketimizce tanınan Çerkez tavuğundan başka, Çerkez pastası, Çerkez aşı , Boşnakların Boşnak böreği, yerli halkın ise cevizli lokumu ... ", Sakarya il yıllığı, 1967, 1968, 134" )
boy atmak
boyu uzamak, boylanmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Gözlerince aydınlık yıldızlar / Gülen kuş mesut zamanlar içinde / Boy attın limon çiçeğim / Temmuz bahçelerinde", İlhan Geçer, 1986, 74" )
boylucuk
boyluca.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bu da her gördüğünde "Alacam seni be Meryemcik " derdi bana, ben da gene "alaman derdim" o da dur göresin alacam seni bir gün. Öyle aramızda laf atışması olurdu. Neysa gel zaman git zaman günler geçerken Cemaliye görümcem hasta oldu, bu da fırsattan istifade acele geldi berabermiş gidelim koyunlarnan ovaya der bana. "Bak bura dedim gene, sen et hayvanları o tarafa ben da bu tarafa beniminan gelme" dedim ondan sonra herkes bir şey da desin. Ali, bana dünürcü gelmeden beni istediğini söylediydi. Ama ben istemezdim gendini, onunla hiçbir ilgim yoktu. Ali'yi istemezdim çünkü böyle nasıl deyim sana bir dertliciğidi, kısa boylucuk.", 2.11.2014, https://www.havadiskibris.com/cok-gabahatim-vardir-ama-meryem-soylemez/" )
boyunlu
boynu olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bunları söyleyen sarı saçlı bir çocuktu. incecik boyunluydu.", A Cılga, 1980, 79" )
boyutlamak
boyut kazandırmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Ve babaköş kör ve sürem nedir bilmeden / Çorakta çöreklenmiş solucan / Yeraltı kapalı ve uçmaya kanatsız / ve salyangoz çırçıplak ve iz komadan / Evren bir boyutsuzluk sen olmadan / Noktadan dar sonsuzluk kadar / Senle boyutla, sonzula beni senle / Bitsin bu gerilim bitsin ikilem / Senim derken, yeniden diriliyorum", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 38" )
boyutlandırma
boyut kazandırma.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Boyutlandırma ve doğru konumlandırma / Uyarı! Kaskların sizi kazalara karşı koruyabilmesi için yeni bir kask sahibi olarak yapmanız gereken önemli hususlardan biri de boyutlandırmadır. Boyutlandırma her zaman yetkili bayi gözetiminde yapılmalıdır. Bu kılavuzu okuduğun zaman böylece, kafanız için uygun büyüklükte olduğu önceden belirlenmiş olmalı yetkili bayi rehberliği ile kaskınızı denemenizi şiddetle öneririz.", HELMET USER'S MANUAL MADE IN CHINA, 26.11.2023+" )
boyutlandırmak
boyut kazandırmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "KORUMA BAKIM ve ONARIM / Mümkün olduğunca uzun süre kullanmak için bakımını sadece su ve sabun kullanılmalı. Klor açısından zengin su kullanmayın. Asla alkol ve diğer çözücüler kullanmayın piyasada satılan cam temizlik ürünlerinden asla kullanmayın normalde alkol içeririr (sic)", HELMET USER'S MANUAL MADE IN CHINA, 26.11.2023+" )
bozkırca
bozkır gibi.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Şu yeşil ölüsü bozkırca susuz / Dilimde pınarlı şınlar kilitli.", Yetik Ozan, 1973, 8" )
bozmak
buğday verip bulgur almak, trampa etmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Sarıbaşım** postu yüzdü / Buğdayı bulgura bozdu / Darının sırtında gezdi / İzhar verdi değirmenim.", San, Hicranî, 218" )
bozulmayagörmek
bozulmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bir bozulmaygörsün denge / Çıldırabilir / Mutluluk ya da mutsuzluktan.", C Tümerkan, 1985, 36" )
böcekleşmek
böcek halini almak, böceğe benzemek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Kadının bir türü çöktüğü zaman -erkekte de var ya- çirkin bir karnaval maskesi takmışa, küpe binip elinde süpürge bir masal kocakarısına benziyor, vücudu kuruyor, böcekleşiyor.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 43" )
bölgel
nahiyevî.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
bölgeselleştirme
bölgesel hale getirme.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bu kapsamda temel tartışma olarak koşullu ve koşulsuz yaklaşımlar arasındaki farka, en iyi uygulamalara, yeni bir küresel trend olarak bölgeselleştirmeye, küresel uygulayıcı yaklaşımına, güvenli sığınak yok yaklaşımına ve tamamlayıcı hazırlık yaklaşımına değinilmiştir. Çalışmamızın takip eden alt başlığında, evrensellik ilkesinin ulusal hukuk düzenlerindeki yerine ve farklı düzenlemelere yer verilmiştir.", Ata Türkfiliz, ylt, 2024, 2" )
bölmeli
bölmesi olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Patron, bölmeli bir teneke kutudan ibaret olan kasayı getirdi, içinde üç onluk vardı ve bunlardan biri D serisinden 75.016 idi.", R N G, Tanrı Misafiri, 158 || "Bir sarayım olmalı binbir bölmeli / Her bölmesinde ayrı ayrı cariyeler.", Ş Belli, 1962, 61" )
bölücek
küçük bir bölük.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Yüce dağda bir bölücek kar idim / Garbi değdi erim erim eridim / Evvel muhabbetli yarim ileydim / Sanki köşelerde bakan ben oldum.", Karacaoğlan, M Yardımcı, Halk edebiyatı ürünlerinde âşıkların dilinde ve Köroğlu'nda dağ" )
bölücübaşı
bölme hareketini yöneten.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Hücum ve defans arasında bir bölücübaşı gibi, neden oyunun gerisini bu kadar geride tumaya gayret etti.", AFIşık, T, 30.7.2011" )
bölükçe
bölük olarak
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Yüzbaşım vardın mı yüzbaşılara? / Selâm eyle, unutmadık, buradayız. / Taburca, bölükçe, gönülce, / Hey aynı uğurdayız.", Dağlarca, ÜŞD, 25" )
böö
umacı sesi.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Erkeğin sesi boğuk, kalın... Fısıldayarak, ya da alçak sesle konuşamayanlar vardır ya, işe onlardan. ille de höt höt konuşacaklar. Erkek, çocukları korkutmak için böö diye umacı sesi çıkarırlar ya, işte o nota üzerinden konuşuyor. Azıcık kabadayımsı bir ses.", A Nesin, Gözüne Gözlük, 75" )
böreksiz
börek olmaksızın.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "... böreksiz olamayacağı için, çebiç ziyafeti çok yemekli bir menü ve tüm günü içine alan bir bayram havasına bürünmektedir. Sonuç olarak söylemek gerekirse, Konya tandır çebiçi besleyici değeriyle, lezzetiyle, ve tüm günü içine alan ... ", Türk halk kültürü araştırmaları, 1990, S 1, 2" )
brandalı
1. brandası olan. 2. branda kullanılarak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "TIR sistemi içersinde eşya taşımacılığı yapacak olan karayolu taşıtlarının tüm genel durumları yükleme bölmesinin yapısı, kapatma sistemleri, brandalı taşıtlarda branda nitelikleri ve geçiril- mesi , özel maksatlar için kullanılacak taşıtlarda niteliklerin neler olacakları tüm ayrıntıları ile açıklanmış bulunmaktadır.", Milletlerarası karayolu taşımacılığı ve Türkiye: seminer, ... , 1976, 97 | "Eskişehir esnafından yağmura karşı brandalı tedbir / Eskişehir'deki etkili olan yağmurdan ürünlerini korumak isteyen esnaf, tezgahlarının branda örterek tedbir aldı.", 12.11.2023, https://www.eskisehir.net/eskisehir-esnafindan-yagmura-karsi-brandali-tedbir" )
brode
Kâğıt, kumaş, deri gibi malzemeler üzerine makine veya el ile yapılan kabartma şeklindeki işleme veya nakış:
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Beyaz, brode işli yakandan, kokulu bir zambak gibi yükselen başınla, güzelliğin, gençliğin, tazeliğin, sağlamlığın bir timsali gibiydin Nirka.", C Uçuk, DS, 1971?, 5" )
buba
baba.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Komşudan kimsem yok sahip olacak / Bubam yok ki arkam sıra gelecek / Mahalline varup rica kılacak / Elveda olsun şimden sonra gelem 52 )
bubaş
çay içilip çerez yenen akşam çağı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Türklerde gece bubaş, arabaş ve obaş diye üçe ayrılır. Bubaş, çay içilip çerez yenen akşam vakti | arabaş, kabaca yatmadan önceki zaman dilimi ki meşhur çorbanın adı aslında "arabaşı" değil "arabaş" çorbasıdır. Obaş ise gecenin sabaha yakın olan kısmı yani sahur vaktidir.", @dil_hekimi, 19.12.2021, twitter" )
bucak bucak kaçmak
bir olay, bir durum veya bir kimseyle karşılaşmamaya çalışmak
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bucak bucak kaçarken dinmeyen yağmurlardan / Sığınaksız sokaklarda hep doluya tutulmuş", İlhan Geçer, 1986, 38" )
budak özü
Sungurluda dere adı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bir kaza tanırım, oraya gitmeli, / Tozlu yollar geçmeli, dertler deşmeli, / Körpınardan içmeli, Budak özünden geçmeli, / Anadolunun sembölünü buradan seçmeli.", Celâl Beykal, 1956, 51" )
buğdaysız
buğday olmaksızın.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Tekirdağ Çerkezköy'de şu an Kimya fabrikası yanıyor. Gidişatın farkında olmayanlar topraksız, buğdaysız, ormansız, kitapsız, karbonsuz yeni dünya düzeni'ne sert geçiş yapılıyor. Adana'da da bugün 18 Geri dönüşüm tesisi yanıyor. İklim Krizi diyecekler. Deccalin Yüzyılı! #patlama, Ali Osman Önder @aliosmanonder34, 7.8.2020, X" )
buğuzlu
buğzu olan kimse.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Yine şöyle buyurulmuştur: "'Sizin bana en buğuzlu ve benden en uzak olanınız (aranızdan) sarsârûn, mutefeyhıkûn ve muteşeddikûn (takımları)dır.' 'Sarsar' bâtıl ve çirkin hususlarda çok konuşan kimselerdir.", Kınalızade Ali Çelebi, Ahlâk-ı Alâî, 1974, 253" )
bukak -ğı
Çene altından sarkan etli bölüm, gerdan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Yüzüksüz parmaktan , halhalsız koldan / Busesiz bukaktan, kemersiz belden / Oynaşlı gelinden, güreşli duldan / Namuslu Çingene kızı şirindir.", San, Hicranî, ? | Oturmuş hükmeder yakın, ırağa / Katra katra bal akıyor dudağa / Siyah sürme çekmiş beyaz bukağa / Öpüp, öpüşmenin imkânı mı var?", San, Hicrânî, 89 | Mevla'dan bu ihsan inayet oldu / Geçen günlerimiz hikayet oldu / Sefil Hicrani'ye bir hayat oldu / Ne zülüf var ne bukak var ne yüz var.", San, Hicranî, 201 " )
bukleli
buklesi olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Kumral düz saçlar, başlangıcında kalın, uçlarında incelen gür kaşlarının yanında bukleli, daha aşağılarda düzleşiyor.", S şengil, 1983, 23" )
bukleli
buklesi olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bu sarı bukleli başlı, çocuk yüzünde, kendinin ve Handanın parçaları büyük karışmıştı.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 102" )
bulada
tavuk ile civciv arası.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: C Kaya, Konya, 25.02.2024 )
bulak -ğı
pınar.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bulak başlarını bekledim durdum / Ben Halilullahın nârını gördüm / Nuh ile beraber tufana girdim / Musa Kerimullah (b) Turunda idim.", San, Hicranî, Celâlî, 71" )
bulmaca severler
bulmaca çözmekten hoşlananlar.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bulmaca severler bu soruları kaçırmıyor!", Hr, 25.02.2024" )
bulunç -cu
vicdan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Kıtlık, yangın, su baskını, deprem gibi yıkımlar, savaş, ayrılık, savaşta vurulup ölme, diğer halk buluncunda -vicdanında- iz bırakan doğal olaylar üzerine kurmaktadır yapıtlarını.", C Canbulat, D Hilmî, 10" )
bulutsu
bulutu andırır, bulut gibi, buluta benzer.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Üçüncüsü ise kullanılmakta olan yabancı terimleri karşılayabilecek öneriler: Eşlek (ekvator), uçlak (kutup), uçlaşma (polarizasyon), bulutsu (nebülöz) ... ", Türk dili, 1971, C 25, 27" )
bunaltı
sıkıntı, iç sıkıntısı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: Çoğunun omuzlarında ellerinde, / Erkekçe bir direniş var gözbebeklerinde | / Kadınlar artık bir bunaltı içinde değiller / Çepeçevre her köşede!... 77 )
bungun
sıkıntılı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Sensiz sevinçsiz gün / Us savruk yürek solgun / Kış tuzu emmiş yaprak / Kök kavruk dal bungun", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 7" )
bungunluk -ğu
sıkıntı. kasvet.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Sen ışımayınca / Sen ışımayınca bungunluk çiçekleri / Sen ışımayınca sıla düşkünü", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 37" )
bura
(bu'ra) Bu yer:
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Söyleyin kuşağınıza ve geleceğe / Biz kimiz, siz kimsiniz, bura nere? / ve "Neden buradayız?", Muharrem Balcı, Sorular / Cevaplar, 15.7.2015, eposta" )
burcu tutmak
güzel koku.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Gayayı gırcı duttu / İlvanlım, ilvanlım / İlvanlım, amman amman / Dibini burcu duttu da / Al fistanlım, gaytanlım / Dibini burcu duttu da / Al fistanlım, gaytanlım."," )
burgerli
burgeri olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "bir köfte burger'li menü 150 TL.", 22.06.2024, reklam" )
burkalı
burka örtünmüş.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Hüda-Par gibi hanımları burkalı, erkekleri sarıklı, şalvarlı PKK'lılar bile var. Yavuz onlarla oturup konuşmayı denemelidir.", A Aksoy, 24.3.2023, facebook" )
burkuluş
burkulma hali.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Ne derin bir burkuluştu o / Acısı mutluluğun en güzeli / Mutluluğu bir başka şeydi onun.", Ş Belli, 1962, 72" )
burma
kapı tokmağı, kapı kolu.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Altı bin altı yüz altmış altı tam / Kolunda bilezik, parmağı hatem / Kapısı kevserdir, burması zemzem / Doldurup içmenin imkânı mı var?", San, Hicrânî, 89" )
burnak -ğı
Tunceli Ovacıkta köy adı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Diyelim ki / Bütün Burnak'lara çiy düştü / Kızık* yandı / Ekin zamanları bir büyük yalana kandı / Zeranik* büyür mü ki / Ziyaret* ve Sıtma* büyür mü ki", Haydar Oğur, 1994, 99" )
burslandırma
burs verme.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Liberalizmin üçüncü önemli argümanı bunun bir eşitsizlik anlamına gelmeyeceği, zira işletilecek bir burslandırma sistemiyle üniversite kapılarının parası olmayanlara da açılacağı. Bu tezin sonucunda aslında daha derin ve haksızca bir eşitsizlik durumu ortaya çıkacaktır | yukarıda tarif edilen "zekâ"ya göre tüm üst sınıf ... ", Birikim, 1996, C 81 | C 83-85, 55 | "Yönetici olacakları burslandırmaya çalışıyoruz.", Abdullah Eren, 15.12.2023" )
burslandırmak
burs vermek, burs temin etmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Yaklaşık 100 kişilik kontenjanı olan, öğrencinin sadece eğitimi değil, eğitim masrafını üstlenmek ve özel olarak burslandırmak suretiyle eğitiminin engellerini de ortadan kaldırmak istiyoruz. https://www.iha.com.tr/ordu-haberleri/-637403,27 Aralık 2013 | " KKTC Yüksek Öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Ziya Öztürkler ve heyetini kurumumuzda misafir ettik. Faaliyet alanlarımızla her fırsatta yanında olduğumuz #KKTC'den yükseköğrenim için daha çok kardeşimizi ülkemizde burslandırmak istiyoruz.", Abdullah Eren,@abdullah_eren, 24 Ara 2019, twitter" )
burukça
1. Tadı biraz buruk olan 2+. Gücenmişçe, alınganca
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: " "+Ali burukça güldü: -Sen anlıyamazsın. Onu ancak ben anlarım.", H Kıyafet, 1981, 16" )
buruklaştırmak
"Yollarda zor taşınan yüzler. Bu, vicdanın buruklaştırdığı yüzler değil öyle | tamamen maddî ve içsiz.* Yüzün kendi kullanılmışlığının* gizemini bulmak çok güç | "gizemini çıkarmış ya da bir yerlerde düşürmüş", diyesi geliyor insanın 79"
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
burunlu
1. burnu olan. 2. burnu büyük olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "sesin sahibi köyün yaşlılarından Kara Hasan'dı. iri burunlu, pos bıyıklı bir adamdı.", A Cılga, 1980, 42" )
busesiz
öpücüksüz.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Yüzüksüz parmaktan , halhalsız koldan / Busesiz bukaktan, kemersiz belden / Oynaşlı gelinden , güreşli duldan / Namuslu çingene kızı şirindir . ."," )
buv
aşırı soğuk olduğunu belirten ünlem.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: ... fakat, bir kez daha çıkmalı kuyudan | dilim dişlerimin gerisinde durunca da, buuvvv etme gecikiyor tabiî ki 17 )
buyur etmek
yüksek nezaketle. emredin demek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Hemen iskemle gösterdim, buyur ettim, oturdu.", 104*/" )
buz dolabı /buzdolabı
Yiyecek, içecek vb.ni soğuk olarak saklamaya yarayan, motorla çalışan dolap | soğutucu.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Buz dolaplarından vergi alınacak. Belediye, acentalardan dolapların listesini istedi. Bazı müesseselerle evlerde hususî buz dolapları bulundurulmaktadır. Fakat buz imtiyazı belediyeye ait olduğu için belediyenin bu dolaplardan resim alması icap ettiği halde yapılan tetkikat neticesinde şimdiye kadar tahsil edilen vergi miktarının pek az olduğu görülmüştür.", " )
buzdolapçı
buzdolabı satan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Nedeni var mı, Ergin? Hangimiz takıntısızız! Sokaktaki gevrekçiden tut, buzdolapçıya kadar..", Çalıkoparan, 7" )
buzul
buzlu.*
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Buzul bir ortamda terler döküyorum / Temmuz ateşlerinde tir tir titriyorum", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 22" )
büğet
sed, baraj, bend.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: İlkin yeğni sanıyorsunuz yalnızlığı ya, taşımayagörün, bir artıyor bir artıyor bir artıyor - zamanın halleri: bu ağırlık yıkacak büğetleri: SU OVADA HIZLI AKAR 55 )
büket
buket, deste.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Kont - (Gülerek) büketlerinizi taşımak için kimbilir kaç araba ister?.", M Celâl, Demirbaş Şarl, 8" )
büklümlü
büklümü olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Handan beş yaşında... büklümlü, ipek saçlı başının gül yaprağı renk ve tazeliğinde yüzü | güneşli bir gök gibi pırıl pırıl gözleri vardı", C Uçuk, DŞ, 1971?, 96" )
bülbüllü
1. içinde bülbül olan. 2. İçinde kurt bulunan kiraz için kullanı- lan bülbüllü kiraz sözünde geçer. 3. birçok köy adı.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bülbüllü bahçeler, üzümlü bağlar, / Kimlerin işine yarıyor anne! / O bağlar nerde, bahçeler nerde?", K Kâmi/M Özkan, İzmire tahassür,Çözümlemeli Osmanlı Türkçesi Metinleri, 2014, 46 | Bahar oldu cennet misli zeyn - oldu Sünbüllü , bülbüllü... ", Türk klâsikleri: Yunus Emreʼden Âşık Veyselʼe, 1985, C 2, 308" )
bülbülsüz
bülbülü olmayan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Bülbülsüz gül neye yarar?", 14*" )
bürüce
börülce.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Nohut, pirinç, fiy, bürüce / Hizmet edersek iyice / Çalışırsak gündüz gece / Toprak bize neyi vermez?", Develili, 57" )
bürülü
bürülmüş, örtünmüş, bürünmüş, sarınmış olan.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Güneş bile solgun bir tüle bürülü / Bugünkü ikindide", Latife Çelebi, 1966, 30" )
bütçelemek
-i bütçe yapmak veya hazırlamak. bir işin neye mal olacağını ve parasının nereden geleceğini tespit etmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Makine ve aygıtları (cihazları) iyileştirme (islâh) 8. İşgören değerlemesi için temel 9. İşgören sayımı (envanteri) ve bütçelemesi Sonuçlarından geniş çapta yararlanılması nedeniyle, iş analizleri çok... ", İ C Aşkun, İş değerlemesi ve Türkiyedeki uygulama, 1969, 73" )
bütsüz
bütünlemeye kalmaksızın.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "4. sınıfı bütsüz bitirerek onur derecesiyle iühf'ten mezun olmuşum sabahın 7sinde açıklanan yksden sonra uykulu gözlerle aldığım ikinci en iyi haber", @HaticeBasri, 1.07.2024, X" )
bütüniyet
temsiliyet, muhtaciyet 11.12.2023 AA Yörük
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
bütünleştirmek
bütün duruma getirmek, tamlaştırmak.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "MFN'in bütünleştirdiği kapitülasyon rejimi,önce tek taraflı olarak, sonra antlaşmayla bir bütün olarak lağvedilecektir. 8 Eylül 1914 tarihli İrade-i Seniye, "kapitülasyon namı altındaki bilcümle imtiyazat-ı ecnebiyeyi ref ve ilga" eder.", Emre Öktem, Osmanlı Diplomasi Tarihinin En Eski Tanığı 1387 Osmanlı-Ceneviz Antlaşması, Atlas Tarih, 2024, 81" )
büyük lokma ye büyük konuşma
iddialı konuşma.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: )
büyüksünmek
kibirlenmek, benliklenmek.
( Örnek/Ek bilgi/Tarih: "Dirmilli (Altınyayla) mahalli sanatçı merhum Kadir Turan, oğlu Şaban'a Keziban Yengenin kızını istemiş o da 'senin gibi adamın oğluna kız mı veririm ben' diyerek kendini büyüksünmüş ve bunun üzerine Kadir Dayı da bu türküyü yakmıştır.", 13.2.2013, https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/burdur/kulturatlasi/sucuramin-telne-kezban-yenge, 8.2.2019g" )