Fethi GedikliFethiGedikli.com
  • Twitter
  • Facebook

P...

...

pa /pay

a.
ayak.

Farsça
"Cümle nebiler geldiler / Payine yüzler sürdüler / Yoluna canlar verdiler / Ehlen ve sehlen merhaba.", H Burkay, Hüdaverdi Divanı, 10"



pabuç bırakmamak (kimseye)Gürültüye pabuç bırakmamazlık edememişlerdi ama, tava da tam gelmemişlerdi., | Çalıkoparan, 81 | Tilki pabuç bırakmaz; size bir ders vereyim, / Benim kim olduğumu bekleyin, göstereyim., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 115 (30.05.2025)

dey.






pabuç pençesi gibi | büyük | Bir gün önce Sezai Karakoç'u dinlemeye gittiğimde ve not almak için yırtındığımda yanımdaki iki genç arkadaş, pabuç pençesi büyüklüğündeki telefonla internetteki haberleri parmaklıyordu., | BTSalihoğlu, 2014, 157 pabuçları dama atılmak deyim | Biliyorlar ki, Türk köylüsü uyanırsa, pabuçları dama atılacak onlar da bir lokma ekmek uğruna damarları çatlarcasına çalışmak zorunda kalacaklardır., | MYağmur, 1957, 27 çok gezen pabuç tez boklanır | Sen, maaşını al keyfine bak. Malum ya çok gezen pabuç tez boklanır. Çok zıplayan çekirgenin bir kazığa oturacağını da bilirsin? , | MYağmur, 1957, 36

s.






pabuçluk -ğu | Ağzı tatlanınca gözünü pabuçluğa dikerdi afacan., | MYağmur, 42 |  Bazıları hiç üşenmez... Uzun demez kısa demez her konakladıklarında lastikleri korumaya alır her zaman. Cimri herifler noolucak >: (Orada bir haftadan uzun konaklayanlar az değil hani. Su beleş, üç sisteme elektrik gerekmez, tuvalet az ilerde. Günde 25 € cepte... ohhh yan pala gel yat..., | Rüzgar, 30.4.2011, | http://www.gezenbilir.com/index.php? action=printpage;topic=73298.0

a.






paçal | karışık. | lüx paçal sezon süper Ezine [peyniri], Merter pazarı, 23.03.2025

s.






paçallama | paçallamak işi. Karıştırma. | 4) Paçallama işlemi ise talebe göre çeşitli evsafta ürün çeşitlendirilmesine olanak sağlamaktadır., A Şadan Dinçer, Türk petrol hukuku ve petrol sözlüğü: mevzuat, uygulamadan ..., 1977, 196

a.






paçallamak | ...a) Fiziksel ayırım, b) Kimyasal dönüştürme, c) Arıtma ve temizleme ve d) Paçallama. (...) paçallamak. Distilasyon yoluyla elde edilen benzin ve motorin gibi kıymetli ürünlerin oranı düşük olmaktadır. Bunların miktarını artırmak için kimyasal dönüştürmeye başvurulur. Bu tür proseslerle hidrokarbon moleküllerinin yapısı ve büyüklüğü değiştirilir. Bu proseslerin en önemlileri kraking ve reformingdir; çok basit anlamıyla kraking molekülleri parçalama, reforming ise birleştirmedir. Modern bir rafineride, fiziksel ayırım ve kimyasal dönüştürme ana ünitelerinden ayrı ..., Türkiye'nin Enerji Sorunu ve Enerji İhtiyacı Semineri, 1973, 219

f.






paçoz | patios/patsios (yassı) zool. | 1. kefal cinsinden iri bir balık türü (mugil cephelus). 2. argo. fahişe, hafifmeşrep kadın 3. sf. üstü başı dökülen, hırpani YÇ | Paçoz kendi çıkarları için her yolu mübah sayan, küstah, beş para etmez, sokak kurnazı, zevzek, müptezel, basmakalıp, palavracı, rüküş, hoyrat, içtensiz (sic), pespaye, nekes, terbiyesiz, aşağılık, ahlaksız, kalleş., | AAlatlı/ZÇavuşoğlu, HT, 20.5.2012

a.


yun.



paçozlaşma | Ertesi günü, muhalefete 'hayasız' demeye getirdi gene alkışlandı. Bu durum paçozlaşmaya mı işaret ediyordu, yoksa başka bir sebebi var mı, anlayamadım./ | Paçozlaşma | Alatlı'nın buluşudur., | AfetIlgaz, Y, 19.10.2011

a.






paçozluk -ğu | Şimdi karar verdim ki bizler bütün dünya olarak bir paçozluk döneminden geçiyoruz., | ZÇavuşoğlu, HT, 20.5.2012

a.






paçuli | bitki | Paçuli fiziksel enerjiyi arttırıyor ve beyine olumlu mesajlar veriyor., | 7.2.2013, | https://webcache.googleusercontent.com/search? q=cache:cX-Bvr9x_3YJ: | https://onedio.com/haber/kadinlara-seksi-gelen-kokular-74209+&cd=10&hl=tr&ct=clnk&gl=tr, 10.2.2017

a.






Padişa/padişah | padişah | ODnde devlet başkanına verilen unvan, hükümdar, sultan 2. birşeyin en öngeleni, büyüğü | Ulan, o mezarı boklu papazı sakla! Hey andavallar padişahı, birli kozu salla gitsin!' gibi sert emirler havada uçuyordu., | MYağmur, 1957, 32 | ... yaşadığımız toprakların padişası olmadan ise, bu kendi vetenimizin kölesi olmaya hazırız., | Maksut İzzat, Kırgızistan Ahıskalı türkü, 169

a.






padişaha kelle mi götürüyorsun? Niçin ivediliyorsun anlamında bir söz. | Dolmuşu bir de hızlı sürmezler mi, işte o zaman anneannem dayanamaz, bağırır: -Oğlum, padişaha kelle mi götürüyorsun, bune hız? der., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 92

dey.






paftalı

s.



"Taksi döne kıvrıla, kıyı boyu masmavi ve yayılar arkası yer yer gölgelerle paftalı Boğaz'ın en güzel manzaraları ara- sında gidedursun , Murad Naci etrafına baktığı halde görmeden o kırk yıl önceki gecenin seyrine dalmıştır, gençlik yılları filmine. İşte kendisi : Yirmi iki yaşında ... ", R H Karay, Sonuncu kadeh, 17"



paganist | Bi de mala-davara ne faydası var bi türlü anlayamıyorum bu paganist tapınının!, | Cafcaf, Bahar2013/54, 4

s.






pağurya

a.
x


"... bu sepetler içre deniz mahlûklarından yengeç, kerevid, teke, sülüne, ıhtapot, lakoz, pağurya, ıstakoz, teke, yılan balığı misilli deryâ haşerâtları girir ammâ ISTAKOZ cümlesinden mukavvî fâsık ta'âmıdır (Evliya Çelebi, c.1) c. mukavvî fâsık ta'âmı: hepsinden beter sapkın yemeği", @HaticeSirin, 15.4.2024, X"



pah | Hilmi Bey, eğer Sinan'ın ömrü vefa etseydi mutlaka deneyeceği altıgen planın ilk defa bu ölçekte bu camide çözümlendiğini, iç mekânda tezyinatı mümkün olduğu kadar sadeleştirilerek hat ve mimarinin ön plana çıkarıldığını, plan kurgusundan cephe nisbetlerine, hatların kalem kalınlığından doğramaların pahına kadar arşın ölçüsünün uygulandığını,-., | BAyvazoğlu, Z, 26.7.2012

a.






Pahalılanma | navlun

a.






pahalılaşmak | pahalılaşıyordu bir kilo Silivri yoğurdu, | MG, 99

f.






Paintbal | spor oku: peyntbol | Arkamızdaki paintball sahasında Türk takımı ile İran takımı maç yapıyor., | A H Coşkun, Hr, 6.5.2019, 4

a.






paket | paket ettirmek | öldürtmek | Aziz Yıldırım kayıtlara düşen bir konuşmasında sizi paket ettireceğini söylüyor., | STunalı, T, 13.9.2011

a.argo






paketlemeci | a | BTS- tekstilde ürünleri katlayan kimse | ütü pakette çalışacak son ütücü kalite kontrolcü katlamacı paketlemeci aranıyor ücret dolgundur ssk yol yemek zafer mah. eflatun sok. no. 32 yenibosna/ist , | ilan.elookat.com/son-utucu,F.htm, 16.3.2015g

s.s./a.




bts-



paketlenmiş | Şekeri rafine karbonhidratlar (unlu, şekerli besinler, paketlenmiş, paketlenmemiş unlular, fırın ve pastane ürünleri) izlesin., | OMüftüoğlu, Hr, 8.7.2017

s.






pakistanlaşma | Pakistanlaşma süreci

a.






Pakistanlaşmak | Nitekim yapılan son değerlendirmelerde Türkiye'nin kırmızıçizgisinin | sınırda bir savaş çıkmaması olduğu ifade ediliyor. Bunun anlamı çok açık; Türkiye | Pakistanlaşmak istemiyor ve tezgâhın farkında!, | MehmetSeyfettinEROL, MG, 11.9.2014

f.






Pakistanlı | Pakistanlı, Romanyalı, Endonezyalı, İzlandalı... çocuklar İstiklal Marşını söylüyorlardı., | MGültekin, | http://islamianaliz.com/yazi/kandirilmanin-psikolojisi-abi-adamlarin-160-ulkede-okullari-var-3377, 28.7.2016g








paklamak | temizlemek, beraat ettirmek, aklamak | O kadar mahçup oldu. Namuslu şerefli adam. Beni bir şey paklamaz. Hemen sükutçe kendi odasına girip intihar etti., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 96

f.






paklanmak | Mazbata başka beraat etmek başka. Aklanmadan paklanmadan mazbatayı almış bir belediye başkanı olarak görürüz. Ama 'benim belediye başkanım' diyemem., | D Bahçeli, 9.4.2019, basın

f.






pakraduniler | Yahudi Türkler, Kripto Yahudiler, Kripto Ermeniler, Pakraduniler, Sabataycılar, Kürt Yahudileri ve benzeri konularda az, fakat sağlam bilgiye sahibim., | MŞEygi,MilliG, 26.7.2012

a.






paktolos ırmağı








pal I | Bir cins güvercin GTS

a.






pal II | uçak | Çarpma sonucu sol motor pallerinde hasar oluşan uçak, saat. 14.00'te havaalanına geri döndü., | T, 2.9.2011

a.






palabıyıklı

s.
palabıyığı olan.


"Yanımızdaki masada iri, palabıyıklı, kocaman kalpaklı bir babayiğit, çetin bir Çerkes şivesiyle karşısında sıralanmış irili ufaklı kalpaklılara bir şeyler anlatıyordu.", Ö Seyfettin, Bir Kayışın Tesiri, Zaman G, 13.2.1335/1919"



palaçinka | Kek midir, krep midir, yoksa Macar palaçinkasıyla gözleme arasında bir halt mıdır, çıkartamadım., | Uluengin, T, 14.9.2012

a.






paladin | Diğer yandan kaybedilen asıl özellikleri itibarı ile güdümlü füze değildir, düzeltirim. | Excalibur aslında bir güdümlü top mermisidir. Yaklaşık 45 km mesafeye nokta atışı yapabilen 155 mm çapında teknik özellikleri yüksek bir silah sistemidir kanada bu top mermilerini m 109 paladin topları ile kullanmaktadır., | AÇetiner, 10.2.2015g

a.






paladyum | kim. Palladium. | palladium paladyum Pd palladyum, Kültür Bakanlığı (1935-1939), İlk ve orta öğretim ... terimleri, 1937, 4 | paladyum | İng . kim . simgesi Pd , atom sayısı 46 , atom ağırlığı 106,4 , yoğunluğu 11,4 olan , hidrojeni palalık soğurucu özelliği bulunan, tel durumuna getirilebilen, P ..., A Püsküllüoğlu, Türkçedeki yabancı sözcükler S, 1997, 302 | Troie'nın olduğu gibi Alba ve Roma şehirlerinin de kendilerine mahsus Palladiumları var idi. [Paladyum Athéné Pallasın heykeli]; Roma şehri zamanı zuhurundan beri, bir Pelasgi mabudesi olan Vestayı tazim ve tebcil etmiş ve daha sonra bilhassa bir Pelasgi mabudesi olan CYBÊLÊ-KUB+A10711ELEnin Pessinonte şehrinde timsali olan ..., Konya, 1939, S 30-37, 1534 | ... paladyum gibi madenlerin kimyalı yöntemlerle ayarının tespit edildiği yer. Bu ayar evlerinde madenin içindeki özlük oranı binde olarak tespit edilir. Ayar evlerine gitmeyen deneyimli kuyumcular altın ve gümüşün ayarını ..., M Z Kuşoğlu, Resimli ansiklopedik Türk kuyumculuk terimleri S, 1994, 26 | İngiltere'de jüri kurumu, | özgürlüklerimizin paladyumu olarak büyük değer görmektedir., Şahban Yıldırımer, İslam Hukukunun İngiliz common law üzerindeki..., 2025, ?

a.






palamaç -cı | Diye rica ettim. -Seni biliriz. Ama sana bulamaç, palamaç , gülemeç aş getirmiştik. Kabul edip istememişsin. Sizi Allah karadan, kazadan... Aşıp yorulduğun yerde yaramaz işten saklasın... Ama ağaları, sarıca ve sekbanların hemen Allah belâlarını vere... Nidelim... Kurt giresi..., Evliya Celebi Seyahatnamesi, 1971, C 4, 110

a.






Palamutluk –ğu | Palamutluk taraflarına yaklaşınca rüzgâr azaldı, fakat akşamdan beri serpiştiren kar arttı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 216

a.






palanga | it. palanco Bir halatla makaralardan oluşturulan, ağır cisimleri kaldırmaya, sağa sola döndürmeye yarayan düzenek. | Palanga, fizik dersinden hepimizin çok iyi öğrendiği ama belki bazılarımızın şimdi hatırlayamadığı önemli bir konudur., | SGenç, T, 26.5.2011

a.






palas pandıraslık -ğı | kaba bir dobra dobralık. | Bütün palas pandıraslığımla size şunu sormak geliyor içimden., | NÇınar, T, 15.7.2013

a.






palaspandıras

z.



"Pekâlâ da oldu. Zavallı kızlar palaspandıras, ipekli elsibelerini giyip, teflerini zillerini alarak sultanın karşısına çıktılar.", Kaptan Paşa, 1954, 146"



palaz | Günün ışığı keklik için emniyet demekti. Hem kendisi, hem de palazları için karanlıklardan gelen korkuların sonu idi bu., | H Balıkçısı, MA, 1962, 6

a.






palazlamak: | Öyle de olmuyor böyle de azizim en iyisi göz altına gidenleri bıyık altından palazlayan adamları izlemek!, | EElönü, Starpazar, 28.2.2010, 6.








paldımsız | Giyimi kuşamı düzensiz ve özensiz olan. Köyden Sözcükler, 31.07.2024, facebook

s.






Paldır küldür | Merdiven başından idareyi alıp paldır küldür aşağıya indi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 109

z.






paleo diyeti Paleo diyeti -yani taş devri diyeti- dedikleri bu beslenme tarzı yaygınlaşırsa da, sokaklar ağzı burnu kan içinde insanlarla dolup taşacak yakında., | Telesiyej, T, 11.2.2010








paleoantropolog

a.



"Birçok kişi için bu durum şoke edici olsa da aslında paleoantropologlar (fosil bilimciler) yaşanan durumun şaşırtıcı olmadığını düşünüyor. Ticari amaçlarla kullanılan taşların yüz binlerce yıl boyunca oluşan birikintiler sonucunda oluştuğunu ifade eden bilim insanları, çene parçasının yakın zamanda yaşanan bir ölümden geriye kalan parçalar olmadığını düşünüyor. İlk yapılan değerlendirmelere göre, çene kalıntısının en az 1.8 milyon yıllık olduğu düşünülüyor.", Ml, 28.4.2024"



paleontolog

a.
taşılbilimci, taşılbilim uzmanı.


"Araştırdığın şeyler değişir, bir arkeolog olup insanlık tarihine ışık tutabilir ya da bir paleontolog olup fosilleri inceleyebilirsin. Peki, sen Ankylosaurus ile hızlı koşma yarışı mı yapmak istersin yoksa Argentinosaurus'un dev ayak izlerinde sek sek oynamak mı? Haydi çevir sayfaları, bu hikayede kahraman olup araştırmanın tadını çıkar!", C Çukadar, res. D A Birben, Tadını çıkar karşınızda dinozorlar, 2023 "



paletlemek

f.
palet biçimi yükleri üst üste yığmak.


"Ambalajlamak gibi son on yıldır "palet"ten "paletlemek" diye de bir fiil türedi. Dev yük gemilerine veya taşıma araçlarına yükleri düzgün istifleyebilmek için malzemenin palet haline getirilmesini ifade ediyor.benim kulağıma, israilin gazzelileri soykırıma uğratsın diye israile habire uçak uçak, gemi gemi silah taşıyan amerika birleşik devletlerinin güya gazzelilere yardım götürmek için inşa ettiği geçici gazze limanına yardım malzemelerini paletleyerek kıbrıs limanından yükleyeceği yolundaki haberle çalındı.", muhulali, 19.05.2024 12:38:00, EkşiS"



paletlenmek

f.
palet haline getirmek.


"-Depolanan ürünler tıra, konteynere girebilmek için nasıl istiflenecek, paletlenecek? (bitmiş ürün ambalajlama)", Hakan Öztürk, Lojistik Notları, 16.4.2014, https://lojistiknotlari.blogspot.com/2014/04/lojistik-nedir.html | Yardım malzemeleri paletlenecek.", Yunus Paksoy, 17.5.2024"



paletli | paleti olan. | ... paletli çarkının çevre süratini buharın giriş süratinin yarısı kadar almaktır. O halde paletli çark çevresindeki her noktanın mutedil bir tazyik altında iken asgari olarak saniyede 400-500 metre bir süratle dönmesi lazımdır., AÜ Ziraat Fakültesi Yayınları, 1950, S 16-18, 103

s.






paletsiz | Bu maksad için kullanılacak santrifüj tulumbalar, direk girişli veya paletsiz türbinli tipten olmalıdır; bundan başka, hızları dakikada 750 deviri geçmemelidir. Büyük kolektörler ve uzun isale kanalları halinde, çamurların muamelesi için dalan pistonlu tulumbalar genel olarak şayanı tercihtir., | OECE Eksper Grupunun raporu, Su getirme ve şehirden uzaklaştırılan pis suların muamelesi, 1954, 81

s.






palimpsest | 1. silinip yeniden üzerine yazı yazılan parşömen; birbirine geçmiş yazı. | Eski yazıyı silip üzerine yeni yazı yazmak kağıt ve kalemden bu yana var ama palimpsest, parşömenle birleşen bir uygulamadır., | NBekiroğlu, Z, 4.3.2012

a.






palm secure palmiye güvenliği. | Biometrik nahtar sistemi olan 'palm secure' el izini algılayan bir cihaz., | T, 10.10.2011








Palm yağı | Palm yağı, ayçiçek yağı, mısır özü yağı, margarin ve trans yağ içeren ürünleri kullandın, | TanerAkman, 18.9.2016eposta palsa mah. | Rize'deki çay bahçelerinde yağmurdan ve güneşten korunmak için küçük tahtadan baraka. | Birden camideki hoparlörün cızıltısı duyuldu, sonra bir anons: Fadime Fadime ben Cemal, çok yağmur yağayi. Kaçun yağmurdan, birakun çay toplamayi Çocukları alup palsaya girun..., | TKöseoğlu, T, 23.3.2012

a.






Palmet | İnsanın içini açan palmetler kademe kademe., | Oğuz Demiralp, CumKitap, 23.5.2019, 3

a.






palmiyeli

s.
palmiye ağacı olan.

palmiye + tr. -li
Palmiyeli şehirde kötü sıcaklar yaşanmıştır M miyasoğlu, 15



pals





Yerden ona bir pals gönderilecekti.30.5.2023



paltolu | paltosu olan, palto giyinmiş. | Camlı kapının aralığından yeşilli grili deri paltolu üç adamın koridordaki büyük pencerenin önünde durdukları görülüyordu., | Jan Drda / O Akbal, Üstün ilke, ÇHA, 72

s.






paluze | Farsça palude: süzülmüş'ten soğuk yenen bir çeşit pelte | Kaşıyla, gözüyle konuşmağa çalışan delikanlıya sorsan o kollar için 'paluze' derdi belki de., | Hacıhasanoğlu, 1954, 6 | paluze gibi zaf. Beyaz, dolgun.

s.






palyaçolu

s.
palyaçosu olan.


Eleştirilen ÇEDES kapsamında bunu da yaptılar Camide palyaçolu kültür şenliği, Sözcü G, 9.6.2024



palyatif | 24 Mart 2010 tarihli 19 maddelik genelge durum tespiti yapmaktan öteye gidebilmiş midir? Pek sanmıyorum. Palyatif çözüm önerisinden geçilmez ortalık., | KAtkaya, Hr, 21.6.2016

s.






palyatif bakım servisi

b.a.
x


"Palyatif bakım servisi", 26.07.2018"



pamelo | bkz. pomelo Şadok Çin greyfurdu diyede bilinen pomelo sedef otugiller ailesinin alt oymaklarından Turunçgillere bağlı citrus cinsinin bir türü olan ağaca ve meyvesine verilen addır. Pomelo aynı zamanda turunçgiller içinde en büyük meyvelere sahip olan türdür.wikipedia, 21.6.2014g | Arkadaşlar bugün markette pamelo isimli bir meyve gördüm. Sanırım Tayland ve Malezya'da yetişiyormuş. Bulduğum kaynakların hepsi İngilizce bu yüzden fazla bilgim yok bilgisi olan arkadaşlar paylaşırsa sevinirim., | 28.12.2009, | http://www.agaclar.net/forum/egzotik-meyveler/18588.htm

a.






pampalık -ğı | Bazı şeylere biraz fazla vurgu yapmasa kankalıktan pampalığa terfi ettiricem bu kızı ama..., | KGGürses, T, 4.12.2012

a.






pamuk helvacıları | eyy / lunaparklar, ey bütün / laternacılar, maymun / terbiyecileri, pamuk / helvacıları; bir fırlardı / babam, bir fırılardı, bir / fırıldardı!, S Erözçelik, 1991, 39

b.a.






Pamukaki | Bazen kıvraklarını (siyah dimiden bir nevi yeldirme) başlarına atıp boşlukta sallanan yenlerini rüzgârda uçurarak birkaç yetişkin kız gelir ve pamukaki ile tel yaldız seçerdi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 31

a.






pan





"Bir yaşlı için düşkünlüklerin en berbatı kadındır, mirim! İnsanın yüz çizgilerini değiştirir, suratına çirkin bir "pan" maskesi yapıştırır | nuranî, babacan, hoşlanılır bir ihtiyar olamazsın.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 31"



pan








pan-arabist | Arap birliği taraftarı | Arap devrimlerinin mimarı ve taşıyıcısı olan göstericiler ve siyasetçiler pan-Arabist rüyalar ile bir Arap birliği çatısı altında birleşmeyi bırakın bir siyasi proje olarak dillendirmeyi, düşünmediler bile., | CerenKenar, 19.3.2012

s.






pan-ortodoks | Bir başka örnek vermek gerekirse, Moskova Patrikhanesi son anda 2016'da Girit'te Fener Rum Patriği başkanlığında toplanan 'Kutsal ve Büyük Konsil'e katılmaktan vazgeçmiştir (Konsil'e üç kilise daha katılmamıştır). Böylece Konsil, bırakın | ekümenik/evrensel sayılmayı, 'pan-Ortodoks' sayılması bile sorgulanır hale gelmiştir., | M O Tulun, Hristiyan dünyasında ekümenizm sekteye mi uğruyor? , AVİM, 2018/26, 21.9.2018

s.






panava torbası | Kalın bir kumaştan yapılan ve içine öteberi konulan köy evlerinde istimal edilen bir torba. irmik çuvalinin bi' gardaşi. Kahverengi.

a.






pancake | Bari 'en Kaliforniya usulü köy 'pancake'i diye eklesinler de milletin ağzı daha çok sulansın! Uluengin, T, 14.9.2012

a.






pancar gibi

s.
kıpkırmızı (soğuktan)


işçilerin elleri pancar gibi. Daha da yanıyor kalbimin fotoğrafı 41



pancar gibi satılmak deyim peynir ekmek gibi satılmak, çok iyi ilgi görmek | -Bunlar satılıyor mu? –Pancar gibi. Bu cevap bağrımı yaktı., | MahmutYağmur, 1957, 6








pancarlı

s.
1. pancar içeren. 2. Anadoluda bu adda birçok köy.

erm. pançar + tr. -lı
"... pancarlı, kabaklı, patlıcanlı, pirpirimli, aşlarla, herise, meyhane pilavı bir de buğlama. Firik Pilavları: Bunun da kapamalı, tikeli, kıymalı, tavuk ve hindili, sade türleri vardır.", | "Hacıbebekli, Sakçagözü (Coba Hüyük), Gerçin, Zincirli, Elbistan Hüyük, Pancarlı Hüyük ve Ördekburnu (bu yerlerin coğrafî konumu Arap tarih yazarlarından Ţabari (Abū Ca'far Muḥammed b.", | "Pancarlı: Gaziantebin 14 kilometre batısında, şehir suyunun çıktığı yer ve buradaki bir köy .", "
II. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi bildirileri: cilt. ... , 1983, 109 | Ö A Aksoy, Gaziantep ağzı: Sözlük ve kullanılmayan kelimeler, 1946, 548 | U. Bahadır Alkım, TTK Belleten, 1960, C 24, S 93-96, 378



pancarlı

s.
pancar katılmış, içinde pancar olan.

pancar + lı
"Pancarlı yem rasyonları* hazırlanırken bir kere bunda eksik olan maddelerden mâdenî maddelerin ve hele kireç ile fosforun sağlanmasına dikkat eylemek gerektiği gibi, ayrıca da hem besinmede eksikliği bırakmamak ve hem de pancardan ... ", Ankara YZE Dergisi, 1945, S 7-8, 620 | "Pancarlı Ayran Çorbası: Bir litre suda iki avuç yarma (döğülmüş bulgurun kabuğu çıkarıldıktan sonra ayrıca yarılmış hali) kaynatılır. Yarı pişmiş vaziyette iken bir miktar yağı alınmış ayran katılarak biraz daha kaynatılır.", H Z Koşay, Anadolu yemekleri ve Türk mutfağı, 1961, 46 "



panço I | Clint Eastwood'un 'Birkaç Dolar İçin' filminden sonra, 'bir kısım' gençler mahmuzlu çizme ve kovboy pançosu bulma derdine düşmüştü. BanuAvar, | Sızma Operasyonu ve | Kültürel İğdiş, | 4.9.2011

a.






panço II | TTAS+ sazan balığı | İbtanbul simidi ve balık pançosunu yemeden ayrılmayın., | RTartıcı, T, 21.9.2014

a.






pandeli | a.m. işkina, eşkina, lendenoz, mavruşgil. | Öbür türlü benim eşkina dediğime, başkası mavruşgil, bir başkası lendenoz, ötekisi pandeli der, bir balık türünden dört balık türü türetiriz, | john dory, 19.9.2011, | http://www.balikavi.net/forum/showthread.php? t=42336&page=3, 15.2.2015g

a.






Pandemi | En basit tanımıyla dünyada eşzamanlı olarak çok yaygın bir şekilde çok fazla sayıda insanı tehdit eden bulaşıcı hastalıklara verilen isim. | Çin'de ortaya çıkan koronavirüs şu ana kadar 30'dan fazla ülkede görülürken, bu virüs kaynaklı hastalığın pandemiye dönüşmesinden endişe ediliyor., | Bbc Türkçe, 5.3.2020

a.

tıp




Pandemik | pandemi ile ilgili olan. | Koronavirüsten kaynaklanan ve Covid-19 adı verilen rahatsızlık, henüz pandemik hastalık kategorisine alınmış değil., | Bbc Türkçe, 05.03.2020

s.






pandemisiz





"En iyi dileklerimle Kurban Bayramınızı kutlar | aileniz ve yakın çevrenizle birlikte sağlıklı, mutlu, huzurlu, pandemisiz, enflasyonsuz, kavgasız, gürültüsüz, dertsiz, tasasız nice bayramlar idrak etmenizi Cenab-ı Allah'tan niyaz ederim.", M KKirişçioğlu, 9.7.2022, e-posta"



pandik | Ne var ki daha ikinci günde Efendimiz Hazretlerinin, haşa, maçası sıkmamış, gardiyan sopasından ve idamlık pandiğinden usandığı için gizli gizli ağlar olmuştu., | İOAnar, 2013, 16






GTS+



pandora | Her şey güzel derken Pandora kutuyu açmasa olmaz., | Esma Hatipoğlu, Vaveyla, S 4, 23 | pandoranın kutusu | Arap baharı ile beraber, içinde tüm şeytanlıkların gizli olduğu Pandora'nın kutusunun açılması gibi aynı zamanda bölgenin, betonlaşıp molozlaşan tüm kötülükleri de akışkanlaşıp, son kez, kozların paylaşılması için tozu dumana kattı., | SÖney, T, 23.8.2012 ++ |

b.a.a.






panduflacı

s.
yankesici.


"Pandufla - Kalabalıkta ceplerden bir şey aşırmak, yankesicilik: Ne dersin anam, bugün pandufla falan olmadı, ekmeği suya banıp yatalım: Pandufla falan derken yakayı ele verip deliğe tıkılacaksın, ondan sanra artık ara çaresini. Panduflacı Kalabalıkta ötekini berikini çarpan, yankesici: Eminönünde pek dalgın yürümeğe gelmez, insan panduflacıya rast- larsa keyfi derhal tamamlanır | şu adam eskiden ... ", Halkbilgisi haberleri, S 37-38, 1934, 65 "



pane | Ayşenur yediği paneden zehirlenip ölür., | 2013 İzmit Okul Yıllığı

a.






panel | Alüminyum bölme Alüminyum panel Dekoratif panel Dekoratif duvar paneli 3 Boyutlu Duvar Paneli (Kaplama) Aşağıdaki | Teklif İste butonuna tıklayarak firmaya Üçgen Panelleme | Derzli ürünü için teklif ve detaylı bilgi talebinizi iletebilirsiniz., | https://www.yapikatalogu.com/zemin-duvar-tavan/lamine-kompozit-levha-duvar-kaplamasi/beyond-ucgen-panelleme-derzli_30621, 02.02.2025g

a.






panelci | 1. panel katılımcısı. 2. belirli bir bursu kazanmak veya projesini kabul ettirmek için birden ziyade kimse arasından bilimsel ölçütlerle adayları seçen kuruldan her bir üyesi. 3. | Genel ağdaki kişisel bilgileri izinsiz toplayıp paylaşan kimse. | Daha önce bunu yaşadım genelde bir şey olmaz diyorlar ama emin olamadım tehdit de edilmiyorum bunu yapan da bir arkadaşım, ne yapmalıyım? (Online ortamdaki panelciler bize bir şey yapabilir mi, yaparsa neler yapabilir ve ne yapmam gerekiyor? ) 15.03.2023, | https://www.technopat.net/sosyal/konu/online-ortamdaki-panelcilere-karsi-ne-yapilabilir.2442150/

a.






panelcilik -ği | 1. 2.a. | Son dönemlerde sıkça karşımıza çıkan | panelcilik, | internet üzerinde kişisel bilgilerin izinsiz yollarla toplanıp paylaşılması anlamına gelen bir siber suç türü, 07.10.2024, | https://onedio.com/haber/panelcilik-sistemi-nedir-panelcilik-sistemi-nasil-calisir-cezasi-ne-1250976, 29.01.2025 | Panel, panelcilik nedir? Bu kelime ile ilgili sorun yaşayanlar var. Nedir bu panel? Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS) Datalarının Çalındığı Ve Toplandığı Yere Panel Deniliyor O Panellerden Herkesin Datalarına Ulaşabiliyorsun?. Arkadaşın da dediği gibi milletin şahsi bilgilerine(T.C. kimlik no., Telefon no., İkamet adresi ve Sadece şahsın değil anne ve babasının da) ulaşıp daha çok tehdit için kullanılmaya çalışılan sanalda son zamanlarda çok fazla türeyen kendilerine | sanal mafya dedirten yaş ortalamaları genellikle 15 olan şahısların kullandığı bir şey. Dediğim bilmeyen insanları korkutmak için kullanıyorlar ancak yapacakları şeyler sınırlıdır en fazla biraz uğraştırır kafa ağrıtır giderler., 02.09.2023, | https://forum.donanimarsivi.com/konu/panel-panelcilik-nedir.803401/ , 29.01.2025

a.

huk.




paneleme | pane hazırlama. | Paneleme Ünitesi Pan202 Makfry panellemek PAN202 panelleme (sic) ünitesi, yiyeceklerinizi kusursuzca panelemek için idealdir. İnce ve çıtır dış kabuğuyla yemeklerinizi lezzetli kılar., | https://www.makfry.com › ekipman › paneleme-unitesi-... www.makfry.com, 02.20.2025g

a.






panelemek | Pane hazırlamak. | panellemek PAN202 panelleme (sic) ünitesi, yiyeceklerinizi kusursuzca panelemek için idealdir. İnce ve çıtır dış kabuğuyla yemeklerinizi lezzetli kılar., | https://www.makfry.com › ekipman › paneleme-unitesi-... www.makfry.com, 02.20.2025g

f.






panelenmek

f.



"onlar taş anlamında stones veya fransızca fricassee kelimesinin kısaltması olan ve panelenmiş et anlamına gelen fricas demeyi tercih etmişler.", Oğul Türkkan, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 8"



panelenmek | Bu gün krep ile hazırlamış olduğum kıymalı börek tarifimiz var... incecik krebe sarılmış iç harcımız panelenerek hafifçe yağlanıp konveksiyon fırında kızartılmıştır., | | http://www.yeturlalezzetkareleri.com/2011_01_01_archive.html, 15.5.2014g

f.






panelleme | Manuel Panelleme Üretim işi tasarımının formatına göre sayfanın boyutunu ayarlayın. Ardından, panel oluşturma menüsünde paneller için boyut ve örtüşmeleri ayarlayın., 11.03.2020, | https://tr.easysign.com/tips-and-tricks/paneling/

a.






panellemek | Panellemek ne demek? Buralarda kullanılıyor. Biri diğerini panelliyor, falan., @Garfiliks,14.09.2024, X | Basketteki perdeleme gibi bir şey olabilir. Ayrıca başka manalara da gelebilir. Yok yahu. Şu influencer kavgalarıyla ilgili bir şey. Anlamadım., @atillakilic1979 14.09.2024, X

f.






panhümanizm | Geçmişin vicdan ve ahlak anlayışları artık geçerliliğini kaybetti. Ekonominin sermaye değil, buluşlar ve inovasyon tarafından yönlendirildiği, ulus-devletlerin gücünü yitirdiği, ırkçılığa ve aşırı milliyetçiliğe karşı Panhümanizmin doğup geliştiği bu yeni çağda yeni bir vicdana ihtiyacımız var.[Küresel Vicdan]., | TimaşY, Ekim2011

a.






panik panik butonu 2012 | panic buton acil durum düğmesi. Bir tehlike anında yolcu ve ya kendini tehlikede hisseden kimsenin butona basarak sinyal vermesini; GPS üzerinden ilgili aracın veya yerin konumuna ulaşılmasını ve yardım gönderilmesini mümkün kılan bir mekanizma | Polise, eşimin beni öldürmeye niyet ettiğini, koruma kararlarını da umursamadığını söyledim ve panik butonu istedim. Panik butonu olmadığını söylediler. 'Bir taşkınlık olursa bizi çağırırsınız' dediler., | BeyhanTaşocak, HR, 24.6.2017

a.


ing.



panik butonu telaş düğmesi. | Panik butonu gereksiz kullanım yasaktır., | İETT Otobüsü, 16.7.2024+








paniklenmek | Paniklenmişler hatta bir ara!, Ali Koca, 26.12.2024

f.






Panikletmek | Dilipak'tan AKP'yi panikletecek yazı, | 22.5.2019, Hürriyet

f.






pank | Metroların yalnızlık, yorgunluk ve düzen yüklü havasını giyimleri, saçları ve şakalarıyla uyumsuzluklarını ilan eden panklar, dünyayla kavgaya tutuşmaya çalışan akıl hastaları, alkolikleri bozuyor., | A Özakın, KB, 67

a.






pankartlı | Cengiz Kasaroğlu'na ait | ölüm saçan fabrikayı, S.O.S Çevre Gönüllüleri grubuyla birlikte, pankartlı, sloganlı bir eylem düzenleyerek protesto eden Tokatköylülerin sesleri her zaman olduğu gibi yine yetkili kuruluşlara ulaşmadı., Hr İstanbul, 13.07.1992

s.






pankreas I | pancréas Midenin arkasında bulunan, boşaltıcı kanallarıyla onikiparmak bağırsağına bağlı, iç ve dış salgıları olan iri bir organ



tıp
fr.



pankreas II Amerikan boksu* | Pankreas' seyircisine benzetiyorum bu çoğunluğu; çünkü örneğin boks gibi beter bir mücadele bütün kurallarıyla bir şiddet, sahici bir şiddet içerir., | MBelge, T, 3.2.2012








panpa | Anında | Haberim yokmuş gibi çek panpa edası takınıyorum., | A H Coşkun, Hr, 22.11.2018

a.






panpiş

a.



"Türkiye'de top trand'mer arasında yer alan Hilal Cebeci sabahta "Günaydın panpişlerim:) ne güzel işte, hep kötü haberlerle mi başlıcaz güne :) hilalinizden size güzellik oldu, çok eğlenmişsiniz gece :)" diye bir tweet attı.", R, 4.7.2011"



panpiş | Türkiye'de top trand'mer arasında yer alan Hilal Cebeci sabahta | Günaydın panpişlerim:) ne güzel işte, hep kötü haberlerle mi başlıcaz güne :) hilalinizden size güzellik oldu, çok eğlenmişsiniz gece :) diye bir tweet attı., | R, 4.7.2011 | Ve kuşkusuz, twitterda bile ayıp sayılan ve daha çok o mecranın panpişlerinin başvurduğu gibi 'abi bir sen ya o gazetede, şu beşli yazmasın e mi' tarzındaki güzellemeleri retweet etmek, ezber bozanlarla birlikte ortodokslar tarafından linç edilmekten daha konforlu., | Maltınok, T, 11.5.2012

a.






panse | Felasifeden Paskal'ın pansesi, | gayrimatbu, Haydar Rifat, İstanbul 1927 Tahviller Kuponlar kitabının arkasında yazarın eserleri arasında.

a.


fr.



pantezilea | amazonların başı. | Kıvrak amazonlar, başta Pantezilea, / Hepsi döğüşmede... Biz her gün daha az, / İlyos güçlenirken kesilmede Hellas... / Dönmek olmaz elbet, fakat sormak gerek: / Böyle daha kaç yıl sürebilir bu cenk? , S Batu, Güzel Helena, 1959, 11

a.






pantol

a.
pantolon.


"Babamdan miras kaldı / Onu da kadınlar aldı / Kadınlar yüzünden / Ayağımda pantol kalmadı.", N Damcıoğlu, 1976 (Dingala)"



pantolonsuz TDK+ | Pantolonu olmayan | +Bağırmadan da dinlense sesimiz, pantolonsuz da koşabildiğimiz görülse. Erkekleşmeden başarsak şu işi..., | N Karaibrahimgil, HKelebek, 7.1.2019 | ayakkabısızlığım, pantolonsuz bacaklarımla / içinizde aykırı bir yaşamım ben, | NÇelik, 9

s.






pantomimci GTSde pandomim olarak var. | Pantomimcilerden biri hayali topu, onun bulunduğu yere vurmuş gibi yapar ., | EÖzkök, H, 27.6.2013








pantöflü | etekliğinin içindeki para kesesi / pantöflü terliği / pembe gaz lambası gül kapaklı şekerliği, | MG, 33

a.






Pantul | pantolon | Bu elimdeki pantul babamın eskisidir., | V C Aşkun, 135

a.






papağanlık | papağan+lık | Zira oy için seksen yıllık dış politika teranelerini tekrarlayan papağanlığın şart olmadığını, her alanda çözüm isteyen vatandaşların, artık farklı farklı ezgilerle kulaklarının pasını silen bülbüllere rağbet ettiğini fark eden bir siyasal iktidara yakışan da bu olacaktır., | MAltınok, T, 12.7.2011 | İçte ve dışta bunca sevgiyi, güveni papağanlık yaparak, makul muhalefet sınırları içinde dolaşarak, statü pazarlığı yürüterek kazanmadınız ki şimdi sürüye uymuyorsunuz diye kaybedesiniz., | MAltınok, T, 3.7.2012

a.






papağanvari | Devleti, milleti düşünen yok. Sadece papağanvari konuşmalar var., İ Müftüoğlu, MG, 22.05.2025

s.






papara | yavru kedilere papara yapar / bazen onlara kızar, | MG, 66 | papara/sını yemekazar işitmek, azarlanmak. | TRT bir süredir gazetecilerle girdiği tartışmaları niçin mahalle kavgasına seviyesine indiriyor' diye sormak isterdim ama paparayı yemekten korkuyorum., | Ezgi Başaran, R, 3.2.2011

dey.a.






paparazzi a.








paparazzilik | NOT: 1996 yılında tam bir paparazzilikle o fotoğrafı çeken kişi Ayhan Kimsesizcan'dı., | EÖzkök, Hr, 15.8.2017

a.






papaya | ağaç kavunu. | Uzun kumsallarında salına salına yürü, ufka bak, hindistancevizi sütü iç, papaya ye, güneşi batır, dolunayı karşıla, biranı yudumla, port iç, denizden çıkan her şeyi ye, partile!, | Aslı Gürkan, RSanat, 24.07.2011 | Papaya. Ağaç kavunu olarak da bilinir. Yeşili sebze, olgunu meyve olarak tüketiliyor., | Nihat Yirmibeş, 3.2.2020, Töl vatsappı

a.






papaz olmakBirisiyle araları bozulmak, kavgalı olmak.

dey.






papaz papaz değil ya bu | Bekar oğlandan uslu uslu oturmasını mı bekliyorsun? Papaz değil ya bu..., | FAtabek, DK, 1972, 96








Papel | Köyde bunların en aşağı 50 papeli var., | Çalıkoparan, 52

a.






papel | para | al bir Fiat altına yat (tamir için) / al bir Ford olursun lord / al bir Opel getirsin papel, | Gündüz Akarçay'dan 7.1.2017'de Müşerref Akarçay

a.






papelcilik | Argo Üç adet iskambil kağıdı ile gerçekleştirilen bir tür dolandırıcılık. Kartlardan ikisi boş, biri doludur. Tuzağa çekilen kişiye dolu kağıdı bulması için para koyması teklif edilir. Ama dolu kart oyuna sokulmaz. Sokulduğunda ise oyunu tertip eden şahsın arkadaşlarından birisi para kazanmış gibi tezgah kurulur. Bu da tuzaktaki şahsın hırslanmasına ve cebindeki tüm parasını yankesicilere kaptırmasına sebep olur. | http://www.elaziz.net/kitap/bolum2/hirsizlik-cesitleri.htm, 1.5.2014de g

a.argo argo argo






papil | parmak ucu çizgisi SBingöl*

a.


fr.



papila | Papilla. Deri çıkıntısı. | damağında papila varmış, hayli büyümüş, daha önce onun alınması daha gerekli imişi., Gül Gedikli, 14.05.2025

a.


lat.



papillom virüsü | Araştırmaya göre Papillom virüsü, Helicobacter pylori ve Hepatit B ve C virüsleri her yıl 1.9 milyon kişinin karaciğer, rahim ve bağırsak kanserine yakalanmasına neden oluyor., | 8.5.2012, basın

a.

tıp




paprika | 1. Kırmızı biber 2. tatlı bir tür kırmızı biberin tozuyla yapılan baharat. cyrano, 14.11.2000, EkşiS

a.


ing.



paprikalı | paprika ihtiva eden, içinde paprika bulunan şey | Tuzlularda ise karides kokteyl, avokado ton balığı, somonlu panna cotta*, cacıklı surimi*, patlıcanlı havyarlı parmesan* kremi, paprikalı karides kreması, keçi peynirli domates tartar gibi çeşitler bulunuyor.,1.3.2009, | http://www.kadinmagazin.net/minik-bardaklarda-buyuk-tatlar.html, 6.11.2016g | Damak tadınıza göre seçeceğiniz Paprikalı veya Otlu Çeşni ile birbirinden leziz ve yumuşacık tavukları yağ eklemeden pişirmek artık çok kolay., | 2.9.2009, | http://www.modatakip.net/moda-trendleri/yemek-icmek/firinda-yumusacik-tavuk-icin-paprikali-ve-otlu-cesni.html, 6.11.2016g

s.






papyonsuz | Artık kahveye gelirken papyon takacaksınız beyler. Muhite papyonsuz girilmiyormuş., | E Ergüder, 9.4.2019 vatsap

s.






par par yanmakparıl parıl parlamak. | Tenekedeki suda soluyup kendine gelen balığın pulları kumaşlarca güzeldi, sırtı, türlü boyada yol yoldu, ay ışığında par par yanıyordu., O Tansel, Konuşan Balıkla..., 2001, 24

dey.






para | yüz paralık | Bir gün, fırından eve ekmek alıyordum, onun da yüz paralık ekmek istediğini gördüm., | ÖFToprak, 1979, 62 para cezası | Huk. gün para cezası | paranın yüzü sıcaktır* kalıp söz | para kesmek para basmak, para darpetmek | Biz, para kesmiyoruz. Çocuklarımızı elimizden alan kanun; onlara kitap, kalem, defter de versin., | Mahmut Yağmur, 1957, 6 | Para ezmek | deyim | Kötü gidişin hesabını futbolculara değil, kulübün paralarını Yunanistanda ezen başkan @Yunuskocal a soracağız... @MaviHilalFC, | İbrahim biz, twitter, 18.11.2019 | para suyunu çekmek | Ama artık para da suyunu çekmişti. Reklamcılıktan da ağzımın payını aldığıma göre, artık doğru dürüst bir iş bulmak zorundaydım., | S Dölek, Kirpi, 47

a.argo

huk.




para canlısı

s. mec.
parayı çok seven ve ona çok değer veren. arkadaş canlısı.

* + Farsça cân tr. -lı-s-ı
"Ah İstanbul ah! Herkesi para canlısı, herkesi para delisi etmiş çıkmış. öyle değil mi Zehra?", A Cılga, 1980, 71"



para kesmek


aynı m. para kırmak, para sıçmak.





para motor / paramotor | Buhara paramotorlarla arama yapmış.* 22.12.2011 TRT Haber, 22.00

b.a.






para nakli | a.m. para transferi, para gönderme, para aktarma.

b.a.






para transferi | bir hesaptan başka bir hesaba paranın aktarılması. ++

a.






para yatırmalı


para yatırmaya elverişli.


Ziraat Bankası Para Yatırmalı, 23.3.2024, ATM



parababalık ğı

a.



"Ama nasıl parababaları? Modern toplumda, 20. Yüzyılla birlikte başlamış bir parababalığı karakteristiği vardır.", Kıvılcımlı, FK ve T, 11"



paraben | İng. paraben  Antiseptik ve dezenfektan olarak kullanılan fenolik bir bileşik. | Paraben içermez., | 29.5.2012 şampuan reklamından | Silikon, paraben gibi kimyasallar var, onlardan uzak durmak gerekiyor., | EminaSandal, 17.7.2016, SabahPzr, 6

a.


ing.



paradigmatik | paradigmayla ilgili. | Bunun böyle olup ya da olmadığını anlamak için İslamın âlem tasavvuru ile İslam öncesi kadim Arap âlem tasavvurunu karşı karşıya koyacağız ve bu şekilde, onların gayp âlemine ilişkin sorularının paradigmatik arka planını aralamaya çalışacağız., K Canatan, 2005, 20 | Başınızı belirli bir paradigmatik çatının altına sokuyorsunuz ve ondan sonra o çatı, o paradigma, her durumda size gerekli olan her şeyi söylüyor, hazır reçeteler sunuyor, bütün cevapları veriyor., | H Berktay, T, 10.09.2011 | Bursa'nın en köklü üniversitesi, eğitimde paradigmatik bir değişimle ortaya çıktı., | VB/SAytaç, 2016, 82

s.






paraf | paraphe Yalnız adın veya ad ve soyadının baş harfleriyle atılan kısa imza.

a.


fr.



parafe | bk. paraf, kısa imza. | Andıç bana sunulmadı üzerinde parafem yok., | İBaşbuğ, Z, 7.1.2012 | parafe etmek | ++ paraflamak; kısa imza atmak.

a.b.f.






Parafin | O da iş bulamıyordu bir türlü, derken parafin kullanmaktan vazgeçti, oysa parafinsiz imkanı yoktur bu numaranın, cam bağırsaklarını deldi., | Julius Fucik / E Gürol, Ampul yiyen adam, ÇHA, 54

a.






parafinlenmek | 1987 | Durup dururken, yaşamsal bir sevimsizlik taşıyan ve ister istemez gibi insanlık dışı bir kalıp içinde boyun eğmek zorunda kalınacak bir soru, tarihin küflü döşemelerinde parafinlenip gidecekti., | YErdoğan, 29

f.




GTS-



parafinsiz | O da iş bulamıyordu bir türlü, derken parafin kullanmaktan vazgeçti, oysa parafinsiz imkanı yoktur bu numaranın, cam bağırsaklarını deldi., | Julius Fucik / E Gürol, Ampul yiyen adam, ÇHA, 54

s.






parakete | ital. barchetto | 1. Geminin hızını ölçmek için suya sarkıtılarak kullanılan alet. 2. Uzun ve çok iğneli balık oltası. | Puslası yok, paraketesi bozuk, bu vaziyette rota mevzubahs olabilir mi? , | Kılıç Ali, 1955, 12

a.






parakolik | paraya aşırı düşkün kimse, hasis | Parakolik, servet ve gösteriş düşkünü babası, boğaz tokluğuna gece gündüz, cumartesi pazar*, bayram seyran* çalışan karı koca iki elemanını bana kaptırdığı için eminim üzülmüştür., | BTSalihoğlu, 2014, 90

s.






paralaks | Şiir İçin Paralaks, Özmakas, Utku  160.Kilometre yay., | 6.6.2013 eposta

a.






paralanmak | parasızken para elde etmek, paraya kavuşmak, zenginleşmek, para sahibi olmak. | Bu sayede onlar paralanıp banka hesaplarını şişirirken dinleyici kulaklarıysa günlerce kendine gelemezdi!, | FatihUraz, T, 16.8.2011 | Paralanınca Suriçi'nden çıkmış, lüks diye tema İstanbul denen yere geçmiş, babadan kalma mekânın içine sıçmış, hacı anasına da Esenköy'de yazlıkta bakıcı tutmuş orada yaşatıyor. Kıbrıs'ta neyi vardı baban rahmetlinin? Dedim. Abi dedi babama aytodoroda arazi vermiş devletimiz, | @Aydinlanmacilik, 15.08.2024, X

f.




GTS+



paralel bkz. paralelci | [A]rtık satıraralarımıza bile giriyor bu paraleller!., | TanOral, T, 29.6.2014








paralel yapı | Başında Fethullah Gülen'in bulunduğu hareketin devlet içinde devlet kurumlarına paralel kendi görüşleri doğrultusunda yasadışı oluşturduğu iddia edilen yapılanma.

a.






paralelci Fethullah Gülen'in devlet kurumlarına karşı oluşturduğu iddia edilen paralel yapının mensubu | -Onlar paralelci polisler. Mahsus yaptılar ki iktidar zor duruma düşsün., | T, 28.6.2014








paralelcilik | devlet kurumları yanında paralel kurumlar oluşturarak devleti işlevsiz hale getirip sonra da ele geçirme faaliyetinin adı. 2. Bilhassa FETÖyü ifade etmek için kullanılır. | Bana sorsalardı yılın kelimesi ne olsun diye, onlara paralelcilik derdim. Niye diye soracak olursanız hoşuma gittiğinden. Bakın paralelcilikten neler çıkıyor. Öyle geometriyle sınırlı değil bu iş., | 12.1.2014, | http://anlamkavram.blogspot.com.tr/2014/01/paralelcilik.html, 7.9.2016g

a.






Paralı | Pek hali vakti yerinde olmadığı halde, herkesten iyi giyinir, herkesten paralı gezerdi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 38

s.






paralılaştırma | Eğitimi paralılaştırma çalışmaları, | ilerliyoruz, | her şeyi devletten beklememek gerekir, | okulumuza, sahip çıkalım demagojileri eşliğinde hızla yol almaktadır., | 29.10.2008, | https://www.evrensel.net/haber/215880/kentten-gelen, 12.11.2016g

a.






paralılaştırmak | Bedava bir şeyi paralı, ücretli hale getirmek | Eğitimi ve sağlığı daha da fazla paralılaştıran politikalarla el ele gidiyor., | Eğitim-SenBildirisi, 12.2.2015

f.






paralize olmak | paralyze felç'ten felç olmak, mefluç olmak | Böylece Dink davasında paralize olmuş bir hükümetle karşılaştık., | EMahçupyan, Z, 26.1.2012




ing.



paramedik | Emergency dizisinden gerçek hayata paramedikler! Bugün mezun paramedik sayısı 6000[e] ulaşmış sempozyumlar, kongreler düzenleyebilen birmeslek grubu olarak çıkmıştır., | SağlıktaNefes 5, Gaziantep, Şubat2013 | Acil servis ve ilk yardım uzmanlığı, ambulans operatörlüğü gibi özelliklere sahip sağlık görevlisi. (bkz: bringing out the dead)13.06.2001 13:01 supernova EkşiS

s.






paramiliter | / | Yarı askeri güç, işlev ve örgütlenme olarak askeri ancak düzensiz gönüllülerden oluşan devletçe desteklenen bir tür yapı. Terim Yunanca harici anlamına gelen | para ve asker anlamına gelen | militer sözcüklerinden türemiştir. | Bu mükellefiyet bir nevi paramiliter teşkilâtların vücut bulması gibi bir netice doğuruyor. Umumiyetle dünyanın gittiği istikamet bu paramiliter teşkilâtların aleyhindedir. Onun için beden terbiyesi mükellefiyeti kaldırılmıştır., | Cumhurbaşkanları: başbakanlar ve m. eğ. bakanlarının millî eğitimle ilgili söylev ve demeçleri, 1947, C 3, 244, ?

s.a.






paranazal








Paranimf | doktorluk öğrencisinin tezini savunma esnasındaki destekçisi | Paranimf uygulaması memleketimize gelirse tek başına gelmez. Tez kınası, doktora bohçası, altın takma, doktorantı konvoyla evinden alma gibi uygulamaları da beraberinde getirir ki, bütün bunların süreci sulandırması kaçınılmazdır., | C A Köksal, 29.6.2019 twitter

a.






paranoid | SIRADANLIĞA ÖVGÜ Gösteri toplumun en çok beslediği kişilik tipi histrionidir. Herkes daha çok görünmek, daha çok beğenilmek derdindedir. O yüzden sürekli | mış gibi yapmak, | devamlı sahne almak durumunda kalır. Kendisini bu kadar çok gösteriye veren insanın haliyle anlam dünyası bomboştur. Bu boşluğu doldurma vazifesi, her şeyi bilen, fanatikçe kararlılık gösteren paranoidlere düşer. Histrionikler paranoid derebeylerine sıkıca tutunur; onlar birlikte gösteri toplumunun parlak yıldızlarıdır. Histrioniklerin ve paranoidlerin yıldız oldukları bu gökyüzünün altında sıradan, halis insan olmak pek ama pek zordur ama en doğru, güzel tutum da bu güçlüklere rağmen onlarınkidir., @erolgoka, 04.02.2025, X

s.

tıp




paranormal | normal-dışı veya ötesi | Büyük güçler, paranormal yetenekleri birer silah olarak kullanmanın peşinde olmuştur hep., | T, 17.12.2011 | [A]ma eğer kanıtlama gibi gereksiz hırslar peşinde değilsek de yaşadıklarımıza bir göz gezdirip günlük hayatın içine gizlenmiş sıradan kanıtların biraraya gelerek oluşturduğu kompozisyonu paranormal değil de düz normal bir metinmiş gibi okuyup | ha, demek ki onlar şunu yaşayacağım için o şekildeymiş, nasıl da göremedim, hay allah diyerek hafifçe gülüp geçmekle anlaşılabileceğini-., | AyçaŞen, T, 24.6.2012

s.


ing.



paranoyakça | Aşık olan baştan terk edildiğini, reddedildiğini bilerek hareket eder; teslimiyeti, kendindeki boşluğu doldurmak için bir alet olarak kullanır; ve aşık olduğu öznenin her hareketini, her tavrını paranoyakça anlamdırmaya, kurmaya ve kendisini tamamlamaya çalışır, bunun için de yalnız kendisinin anladığı, emsalsiz, şifreler ya da işaretlerle kurulan bir dünyada yaşamaya başlar:, | TevfikAladağ, Ocak2005, BiriD, 49 | Paranoyakça gibi gelebilir ama buna mecburuz: Türkiye, küresel sisteme meydan okudu ilk kez 'one minute'ten itibaren., | Yusuf Kaplan, YŞ, 14.7.2019

z.






paranoyaklaşmak | Paranoyaklaşan güvenlik önlemleri karşısında paranoyaksal düşünceler belki bunlar., | İhsanÇetin, Rİki, 24.7.2011 | herkesin yavaştan paranoyaklaşmaya başladığı böyle kriz zamanlarında,  korku ile kafa bulmaktan  başka yol yok. yaşasın hayal gücü, yaşasın dalga gücü :-)), | AKanca, 23.7.2016, rindan

f.






paranoyaklık -ğı | Gerçekle bağlarını bir defa yitirmeye başladıklarında ise artık yapacak çok şey kalmıyor; zihinleri gerçeği tersyüz ederek algılamaya başlıyor, her şeyi bu komplo teorileriyle açıklamaya başlıyorlar. Sonrası ise paranoyaklık düzeyine varan bir zihinsel hastalık durumu..., | KTayiz, T, 16.3.2012

a.






paranoyaksal | Paranoyaklaşan güvenlik önlemleri karşısında paranoyaksal düşünceler belki bunlar., | İhsanÇetin, Rİki, 24.7.2011

s.






parantezlemek | Parantez içine almak. | Aşağıda mektubun asıl metnini verirken, Yörükin'ın tayyettiği kelimeleri italik yazarak, değiştirdiği sözleri parantezleyerek tervic ettiği keyflliği tebarüz ettirmiş oluyoruz:, Okiç, BTT, 245

f.






paraoid |

s.

tıp




parapsikolojik | Normal bir insanın arkadaşına 'Hiç Galileo'nun yanılmış olabileceğini düşündün mü? ' ya da 'Parapsikolojik bir deneyim geçirdin mi? ' diye sorarken kullanabileceği ses tonuydu bu., | TKiremitçi, 2005, 187

s.






parasal | para bakımından, parayla ilgili | Bizim yeni başkan... Sağolsun parasal olarak falan da bize çok yardım ediyor..., | TAral, SÖ, 137

s.






Parasallaşmak | Ekonomi parasallaştıkça, aristokratik yapı, değer ve anlayışlar yerlerini kapitalistik* ilişki ve anlayışlara terk ediyor., | M Özel, Kiralık Konakların Ahı, NihayetD, 1.10.2016

f.






parasını/malını ateş yakmamak deyim çok zengin olmak. | Benim paramı ateş yakmaz. EGedikli








Parasız | Bedava | Müjden değeri, ben de sana sırtımda parasız bir tur yaptırırım., | GugukG, 17.5.1947, 2

s.






paraskeue | . | Çünkü kalp sadece alıcıdır. Ve kalbe gelir. Kalbin önünü açma (paraskeue) işlemini gerçekleştirmekten o kadar uzağız ki ne kalbe gelenlerin kalbe geldiğini biliyoruz ne de kalbin gelinen bir yer olduğunu., | MMBilici, 13.12.2014

a.






paratifo | 29 Birinciteşrin bayramından iki gün sonra paratifodan yattım., | HZÜlken/İKara Somar'a mektup

a.

tıp




paratoner / paratöner | yıldırımlık. | Şeyh yukarıya çıktığı için elinin birini kavuğuna götürerek paratoner yapar gibi oldu idi., | A Rasim/Kolcu, Muharrir, Şair, Edib, 93 | Kısacası, öğretmeni, okulu ve ileri fikirli köylüleri, köye cümle musibetleri çekip getiren bir paratöner gibi göstermek için durmadan çalışıyorlar., | MYağmur, 1957, 27 |

a.






paratonerlik | Soldan görünüp darbe için solu ikna edecek, sol örgütleri kontrol edip darbeden sonra tepki gelmemesini sağlayacak paratonerlik rolü., | YOğur, T, 10.4.2011








Parayı oynatmak | Şakir'in kendisine benzeyenlerden ibaret bir partisi vardı. Ne candarma, ne hükümet bunlara karışmazdı. Çünkü, parayı bolca oynatıyorlardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 39








Parazitlik -ği | asalaklık. | Şarlatanlığın ve parazitliğin debdebeli hayâtından gözlerin kamaşıp da sakın nâmuslu çalışmanın emin neticesinden şüpheye düşme ve manevî kuvvetini kırma., | Başgil, 19

a.






parazitoloji | Cem vuruşaner, parazitoloji

a.






parazitsel | ...hayatın parazitsel bir elde ediş sürecinden ibaret olmadığına dair varoluş şuuru taşıyanlara selam ile., | Hatica Acar, 29.2.2020, twitter

s.






Parazitvari | Korsanlığı parazitvari bir iktisadi faaliyet olarak görmek mümkün müdür? , | E S Gürkan, Sultanın Korsanları, 374

s.






parça ...parçası (İsim tamlamasının ikinci öğesi olarak) Kişiler hakkında kullanıldığında küçümseme bildirir; kendisine değer verilmeyen sıradan kimse: | Annesi söze karıştı. –Ne bit yeniği olacak Fatoş? Dün gece Suna, Kudret'i bu dansöz parçası ile görünce yüzlerine vurmuş ya... İşte onun için bakıyor..., | OğuzÖzdeş, DağBDA, 1964, 154








parça pinçik etmek paramparça etmek Bu haziran ayının sonlarına doğru, bir yazım nedeniyle, daha doğrusu, yazımın orasından burasından parça pinçik bir takım lafları bağlamlarından koparıp arka arkaya dizerek, | hımm, sen burada terör ve terörist propagandası yapmışsın diye soruşturma açmışlardı; | Deli bu Romalılar diye gidip, | bir metin öyle okunmaz falan demiştim, | o metin, sizin dedirttiğiniz şeyleri demiyor, hatta tam tersini diyor demiş, ikna ettim sanmıştım., | LeventYılmaz, 14.9.2011 |








parça tesiri | Türkiyenin önündeki en önemli mesele Kürt sorunu. Çünükü parça tesiri var. Bir şey patlayınca etkilerini ekonomiden siyasete pek çok yerde görürsünüz., | CemilÇiçek, 23.7.2011

a.






parça tesirli bomba








parçacı | bağlamı veya bütünü göz önünde tutmayan. | Kur'an ve hadis metinlerinde yer alan kavramların incelenmesi esnasında, ele alınan ifadelerin, bağlamlarından koparılmış bir vaziyette, sadece bulundukları ayetler ışığında parçacı bir yaklaşımla değerlendirilmelerinin eksik ve bazen yanlış yorumlara sebebiyet vereceği anlaşılmaktadır., | M Koçak, Kuran ve hadislere göre 'Kalem' Kavramı, 324

s.






parçacıklı | Yeni nesil hava savunma top sistemlerinin ve bu sistemler ile birlikte kullanılacak parçacıklı akıllı mühimmatın geliştirilmesini içeren KORKUT,-, , | MilAselsan, 5.5.2017, 4

s.






Parçacıl s.








parçalanmışlık –ğı | Bilakis biz onu varlığın parçalanmışlığı içinde muztarib görürüz., | Kaplan, 27

a.






parçalatmak | Etken | Bütün vatansever aydınlar, memleketi parçalatmamak, böldürmemek için büyük devlet himayesi, mandası aramaya koyulmuşken yalnız o, 'Ya istiklal, ya ölüm' diye ileriye atılmıştır., | Taray, 7

f.






parçalı | Kuran'ı anlama ve doğru değerlendirme, tefsir meselesinde umumi kaidelerden biri olan siyak-sibak yani ayetin gelişi geçmişi ve bölümler tibariyle parçalı ve bütünsel anlamına dair yol gösterici niteliktedir., | Ayşegül Özcanoğlu, Vaveyla, S 4, 26

s.






parçalı söz | Parçalı söz', Maurice Blanchot'nun Nietzsche'nin yazısı için kullandığı bir deyiş. Bu, 'her şeyden önce dizgeli bir yapının olumsuzlanması, tamamlanmamış olan'a karşı duyulan tutku, düşüncenin bitmemiş olanına doğru izlenmesinin ardına düşme' biçiminde tanımlanabilir. Dahası, Ernest Behler'e göre, 'parçalı yazı çelişkileri göz ardı eder' ['fragmentary writing also ignores contradiction'] ve 'çoğulluğu diyalektik bir tarzda değil, sınırtanımaz bir farklılık tarzıyla dilegetirir. Bu farklılık, bir çoğulculuk (plurality) biçimi değildir; ne çoğul (multiple) ne de tekil olanı imler, ama bir tür süreksizlik (discontinuity) ile yönetilir'. HilmiYavuz, Zaman, 28.12.2011

a.






pardana a | Pardana meyvesi kanser karşıtı özelliği ile bilinir. Cildin doğal kolajen sentezini artırarak kırışıklıkları gözle görülür derecede azalttığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır., | 9.4.2011HT, ilan








pardı BTS+ | krş. Pandi | Onun nasıl pardıların üzerinden atlayıp da üzüm çaldığını anlatıyordu ballandıra ballandıra, uyduruyordu., | DCeyhun, 48

a.




bts+



pardı IV

a.
DS, Burdur. Toprak damlı evlerde tavana konulan ağaç, kiriş.

x
"Hanay evin pardısı (a gızım haççanım) / Ardıçtan mı çamdan mı (bak da gel bak da gel) / Gapıları açmeyor (a gızım haççanım) / Cavır anan evde mi (gaç da gel gaç da gel)", Burdur türküsü || pardı BTS+ a. krş. Pandi. "Onun nasıl pardıların üzerinden atlayıp da üzüm çaldığını anlatıyordu ballandıra ballandıra, uyduruyordu.", D Ceyhun, 48"



pardon


affedersiniz, bağışlayın.

fr.
"Mesela [6] her lakırdıda pardon "affedin," jö vus asör [je vous assure] "sizi temin ederim," non "hayır" ve sair bunun gibi birtakım sözleri biribirine katıp makara gibi ardı arası yok gayet süratli olarak söylemekte olduğunu gören ve Fransızcayı bilmeyen ve bilakis Fransızlı olup da lisan-ı Türki'ye aşina olmayan bu zatın Türkçe ile karışık Fransızcasını anlamak ihtimali yoktur.6"



Paremiyoloji | Atasözü bilimi | Yakın dönemde, 2000li yıllarda paremiyoloji / atasözü bilimi ve frazeiyoloji / deyim bilimi araştırmaları çerçevesinde; il, ilçe ve bazen de köy halk kültürü derlemelerinden konumuza özel önem veren yayımlar üzerinde durmayı kendimize zevkli bir görev edindik..., | Nail Tan, TürkDiliD, ocak 2019, 95

a.






Pareo | Bikininin sallanan arka parçası. | 22 yaşındaki şarkıcı, beyaz bağcıklı bikinisiyle voleybol oynarken, takımı sayı yaptığında pareosunu kaldırıp selam verdi; karşı takıma da nispet yaptı., | HT, 6.6.2010, 2

a.






Parfümcü | Parfümeri ürünleri üreten veya satan kimse | Fransanın güneyinde küçük, tarihi, masalsı bir kasabada yaşıyor., | OBaştürk, HKelebek, 15.1.2016

a.






parfümlemek

f.
parfüm sıkarak kokulu hale getirmek.


"... parfümlenen, günde iki defa banyo yapan bu güzel vücudların çoğunda ne kadar derin ve karışık ruhî ihtilâfların bulunduğunu Selim Cenk yakinen biliyordu. İçkisini götürdüğü zaman Ayten'i koltuğa yerleşmiş buldu.", Nadir Kamran, İhanet, 1959, 12 | "... parfümledi. Kolundaki rolexe göz attığında, saatin henüz 9.30 olduğunu görüp şaşırdı. Kulübe gitmesine daha saatler vardı. Yine de siyah kot pantolonunu ve bisiklet yakalı* beyaz tişörtünü giydi. Omuzlarına gri merserize* bir kazak atıp ... ", Defne Duman, Sevgi hep siyah kaldı, 2008, ?"



parfümlü

s.
parfüm kokan. kokulu.


"Parfümlü defter", 10.4.2024+"



Parıldak | 1. 207 makara; parıldak, 38; ..., | Saime Yüceer, Milli mücadele yıllarında Ankara-Moskova ilişkileri, 1997, 293 | Radio Beacon. Radyo Parıldağı. / Radio Beacon. Telsiz Parıldağı., | el-muhendis mehemmed âmir el-cezûb, el-mevsu'atu eş-şâmile fi'l-lugati't-türkiyye, 2019, 18.2.2020 t. | 2. | parıl parıl parlayan. | Köprünün üzerini süsliyen binbir ışık / Kıyılarda parıldak bir ışık... Sularda oynaşıyor, nazlı nazlı kırışık... / Sular, kıyılarda ses verir şırrrrrrak! şırrrakü! sular, Kayalarda parıldak bir ışırak..., | Salahattin (Diyarbekirli) Savel, Türklük ve savcı, Tocolli Basimovi, 1937, 48 | ka.gi.natil.la = Canlı hakikat taşı; giy. nu.gal = | parıldayan | Sümerce ismine nazaran beyaz bir şekilde, parıldak bir taştır. Ayrıca parûtu diye bir ismi daha vardır., | H Tanyu, Türklerde taşla ilgili inançlar, 1968, 9 | Bu ekin geldiği yansıma sözcükleri -da- ekinden başka -k ekiyle adlar da oluşturur: fırıldak, şıngırdak, fingirdek, bıngıldak, fıkırdak, pırıldak, parıldak... gibi.Sevgi Özel, Türkiye Türkçesinde sözcük türetme ve bileştirme, 1977, 32 | Açıldı bize de yeni bir ufuk, Doğuyor parıldak, aydın bir 'Işık'. 'Vatan Cephesi' Hükümetinin Türkçe yayın organı Işık gazetesi, yeni Bulgar rejimine övgüler yayımlarken, Bulgaristan Türk azınlığını da kazanmaya çalışıyordu., | B N şimşir, Bulgaristan Türkleri: 1878-1985, 1986, 172

s.a.






Parıltısız | Lakin bir el onu olduğu yerde dimdik tutuyor, parıltısız gözlerle karısına baktırıyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 208

s.






Paris sendromu | Paris sendromu, Japonya'da efsaneleştirilen Paris'i ziyaret eden turistlerin, hayal kentin aslında sorunları olan herhangi bir yer, Fransızların da süper modellerle alakası olmayan sıradan insanlar olduğunu görüp, içine düştükleri bunalım sonucu halüsinasyonlarla boğuşup panikatak benzeri semptomlar yaşamasına verilen ad., | SÖney, T, 8.12.2011

a.






paris yeşili

b.a.
bir çeşit sivrisinek öldüren ilaç.


"Eskiden suda yüzen sivrisinek yavrularına karşı en büyük silah mazot ve Paris yeşili denen ilaçtı. Mazot suyun yüzünü kaplıyor ve hava almak için su yüzüne çıkan sivrisinek yavruları hava alamıyarak boğuluyorlardı. Paris yeşili ise suya karışıp onları zehirliyen bir ecza idi.", H Dilevurgun, Sıtma Savaşı, Ülkü, 1947, C 28, 20"



parislilik | Parisli olma hali | Parislilik, Moskovalılık, Berlinlilik, New York'luluk... Her şehrin kendine has bir kokusu, dokusu olduğunu düşünüyorum., | HGence, HürCmrts, 3.9.2016

a.






Parizien | Parisli | [S]ayın Hollande parizien gençlere maraudeur diye küfredip Champs-Elysées'de ağaçları kesiyor ve bulvarı oyup yer altına almaya soyunuyor-., | TanOral, T, 25.9.2013

s.






parke a | Doğu Karması ilk beşinin yüzü gülerken Batı Karması play-off maçına çıkmış gibi sert ifade ile gözüktü sahnede. Ne oluyoruz dedirten bu hallerin nedeni parkede anlaşıldı., | Nesipoğlu, T, 22.2.2011.

a.






parklamak | Park etmek (burada demirlemek) | Kente turist getiren gemilerin kent dışında parklamasına karar verildi., | ErsenGürsel, T, 12.11.2014

f.






parklanma | Madde 158-1. Dayanma, durma v? parklanma qaydalarının pozulması 158-1.1. Dayanma, durma v? ya parklanma qaydalarını pozmağa gör? - iyirmi manat miqdarında c?rim? edilir., | AzerbaycanRespubliqasınınQanunvericilikToplusu, Bakü 2012, C 4, 761

a.






parklanmak | Buradan Süleymaniye'ye gidecek muazzam, bir yol açılacaktır. Camiin minareleri arasındaki 70 metre genişliğe tekabül edecek olan bu yol, etrafı parklanacak olan Süleymaniye'- nin bütün haşmeti ile perşpektiv görüşünü sağlayacak, gerek-., | Ayıntarihi, 1956, C 274-275, 85

f.






parkur








parkur sporu | 2001'de Fransa'da çevrilen bir filmden sonra hızla yayılan şehir içinde engellerden atlama şeklinde yapılan bir gençlik sporu. 28.10.2010 TRT Türk Gümüş hilal




fr.



parlamak | Bir müddet seni seyrettim. Ben de dalmışım. Sarsıntıyla uyandım. Atın parladığını anlamıştım. Terbiyelere sarıldım. Aynı zamanda senin bağırarak düştüğünü gördüm., | FAtabek, DK, 167

f.






parlamak | Kızmak, öfkelenmek, hiddetlenmek. | Demişler: 'Gürültünün neydi sebebi? ' / Demiş Hoca: 'Ev hali, herkesin gibi.' / 'Ben hanıma, hanım bna parladı / Cübbemi merdivenden bir yuvarladı.', Y A Ayçiçek, Nasrettin Hoca, 2009, 56

f.






parlamentarist

s.
parlmentocu sistem yanlısı.

ing.
"Milletleşme sürecinin sosyolojik temellerini oluşturan bir diğer önemli unsur da siyasi ve demokratik katılma diye ifade edebildiğimiz parlamentarist gelişimdir.", O Türkdoğan, 101 "



Parlamentolu | meclisli, parlamentosu olan.

s.






parlatıcı | parlatan. | ... (parlatıcı olsun, mercek olsun) genellikle dış bükey unsur altta, iç bükey unsur üstte olur. Üstteki kısım hafifçe iki yana doğru titreştirilirken, alttaki unsur da dikey bir eksen üzerinde döndürülür., Türk ans., 1946, C 25, 375 | Bulaşık makinesine deterjan ve parlatıcı koyduğunda, o deterjanı ve parlatıcıyı yediğini fark etmedin, | Taner Akman, 18.09.2016, e-posta

s./a.






parlatmak | Bir gün, hafif bir nükte ile ağanın birini parlattım., | MYağmur, 68

f. argo






Parlayışlar | Bunlar, yerine göre, yüzünde bir kırmızılık, bir sarılık ve gözlerine türlü türlü parlayışlar veriyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 209

a.






parlayıvermek | Mahmut'un kafasındaki bir düşünce bir anda şimşek gibi parlayıverdi., | 50

bf.






parmak atmak argoOyunun kuralına parmak atıyor kelimelerle / Taşak geçiyor yanılmış ruhunu hiçe sayarak., | CihanOğuz, taşaklışiir, Cazkedisi3

dey.






Parmak basmak | Hepsi ifadelerinin altına parmak bastılar., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 101








parmak hesabı

b.a.
hece vezni, hece ölçüsü.

tr. parmak + ar. hisâb + tr. -ı
"Gayet açık Türkçe ile ve parmak hesabı üzerine yazılmış çocuk şiirleridir.", Talebe defteri, Y 1, S 6, 1331, 1 Ağustos 1329 [14 Ağustos 1913]"



parmak sallama

b.a.
parmak sallayarak tehdit etme, zor kullanma.


"60+ yıldır Batı eksenli sanatta ahlakçı parmak sallama tekrar merkezileşti. Esasıyla umut veremeyen usulüyle döverek "hakikilik" efektini sömürüyor. Çağdaşçılığın da iyice belgeselleşmesi bundan | izleyici artık suçlu olduğunu biliyor zaten. Katharsis'i kesik tavuk gibi ağlıyoruz+", @shfjkgj, 23.4.2024, X"



parmakarası terlikler | Rahat mı rahat sandaletler, şıklığınızı gündüzden geceye taşıyacak dolgu topuklar, yaz aylarının vazgeçilmezi parmak arası terlikler ve rengarenk espadriller..., | MCadde, 12.6.2013

a.






parmakla gösterilmek





"Parmakla gösterilir, başarılı bir öğrenci olmuştu. Okulu ve öğrenciliği bazen çok seviyor, bazen de sevmiyor ve ders çalışmak istemiyordu.", Ersin Bulun, 2023, 23"



parmaklamak | -i | 1. Parmakla yemek: Balı parmakladı. 2. Parmakla dokunmak. 3. Dürtmek. 4. tuşlara basmak, düğmelere basmak | Bir gün önce Sezai Karakoç'u dinlemeye gittiğimde ve not almak için yırtındığımda yanımdaki iki genç arkadaş, pabuç pençesi büyüklüğündeki telefonla internetteki haberleri parmaklıyordu., | BTSalihoğlu, 2014, 157 5. Ölçmek | çapıtı parmakladı., | TTAS

f.






parmaklık –ğı | 1.  a. Dik ve biraz aralıklı olarak yan yana dizilmiş tahta, demir vb. çubuklarla yapılmış bölme veya korkuluk 2. | mec. hapishane. | Küçük Ali'yi hapsettiler. Küçük Ali hapis olmakta olsun, parmaklıklardan bakalım ki ne diye sesleniyordu., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 183 | 3. | Kesik veya yara bulunan parmağı korumak için üzerine geçirilen, çoğunlukla plastik kılıf. | demir parmaklık | hapishane ++

b.a.a. mec.






parmaklıklı | Mükerrem Beyin mezarını sık sık ziyaret ediyor, hasretini çektiğim dostluğunu, yeşil parmaklıklı mezarının başında sessiz sessiz yaşıyordum., | FAtabek, DK, 1972, 107

s.






Parmasan | Bir peynir türü. | Geçenlerde gazete İzmir tulumunun parmasana en çok benzeyen peynir olduğunu yazdı. Bilirsiniz, parmasan Karadeniz'in milli peyniri., | HAlişanoğlu, M, 28.4.2011

a.






parmazon





"Geniş lokantanın geride bir köşesine yerleştiler. Parmazon peyniriyle yapılan güveçte makarnanın hazırlanması epeyce süreceğinden, önce ıspanak püresi üzerine yumurta ısmarlamışlardı.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 25"



Parnasyen | ve parnasyen ?airlerden Heredia, Coppée ve

s.






Paro | Çok doğru söylüyorsunuz aziz Külebi. Çocuk dediğin 'Paro Maması' bile ister. Ama bizim köyün çocukları her şeyden önce hekim ister cancağzım., | MYağmur, 44 | Paro bir Koç grubu şirketi ve akıllı bir cross merchandising altyapısı. bir crm projesi olarak ta değerlendirilebilir. herhangi bir kredi kartınızı kullanarak üye olabiliyorsunuz (ücretli değil, sadece sisteme tanınma adına kullanıyorsunuz kartı) ve paro üyesi kuruluşlarda o kredi kartınızla yapacağınız alışverişlerde, size diğer paro üyesi kuruluşların sağladığı avantajlardan faydalanabiliyorsunuz, bu avantajları hemen kasanın yanında bulunan ekrandan izleyebiliyorsunuz vs. vs.17.01.2003 16:58 ozlem, EkşiS

a.






Parodi | sahte | Kuzunun hesabı gerçek ama partinin hesabı parodi, | 16.12.2019

a.






Parodileştirilmek | parodi haline sokulmak | Başka bir mesnevideki olayların bu şekilde parodileştirilmesinin dışında, romanda diğer mesnevilerde anlatılanlardan da bahsedilmiştir., | T Yaprak/Ö Bayrak, Bir mesnevi parodisi olarak Benim Adım Kırmızı, HikmetD, 2017, Y 3, özel sayı, 153

f.






Parodize etmek | Ahmed Midhat Efendi Çengi (1877) adlı romanında başta Muhayyelât olmak üzere olağanüstüne, sınırsız bir hayâl gücüne yaslanan geleneksel anlatıları olumsuz yanlarını göstererek parodize eder., | Pelin Aslan, The Journal of Academic Social Science Studies, 2017, C 4, S 1

bf.






parodize etmek | parodileştirmek. | Ahmed Midhat Efendi Çengi (1877) adlı romanında başta Muhayyelât olmak üzere olağanüstüne, sınırsız bir hayâl gücüne yaslanan geleneksel anlatıları olumsuz yanlarını göstererek parodize eder., | Pelin Aslan, Ahmet Mithat'ın Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul'da Neler Olmuş, Çengi ve Cinli han romanlarında olağanüstü, | JASS, C 4, S 1, 75-90, yaz 2011

b.f.






parolu | Paro sistemine üye | Paro yıldızlar topluluğuna üye işyerleri. Parolu kartınızı, paro yıldızlar topluluğunun tüm üye iş yerlerinde kullanabilirsiniz., | M, 18.10.2013

s.






Parot doktrini | isp. | İspanya'da azami otuz yıl olan mahkumiyet süresine terör mahkumları için ceza indirimi uygulanmamasını öngören öğreti | Bask milliyetçiliğinin kurucusu ve önder partisi PNV'nin (Partido Nacionalista Vasco) Genel Başkanı Iñigo Urkullu önceki gün Başbakan Zapatero ile baş başa görüşerek 20 kasımdan önce ETA mahkûmları için jest (Bask Ülkesi'ne yakın cezaevlerine nakli, hasta mahkûmların koşullarının iyileştirilmesi, Parot doktrininin(*) kaldırılması) yapılmasını istedi./ (*)Ceza Kanunu'na göre, kaç yıl cezaya mahkûm olursa olsun bir kişinin hapis cezası çekeceği azami süre 30 yıl. İyi haller hesaplandığında bu ceza fiilen 16 yıla iniyor. Yüksek Mahkeme bu uygulamayı, 2006'da 82 cinayet sorumlusu Fransız vatandaşı Henri Parot hakkındaki kararında ikinci bir suçtan mahkûm olanlar için iyi halden indirim olmayacağı şeklinde yorumladı. İşte Parot doktrini denen bu içtihat, birçok ETA mahkûmu 16 yıllarını doldurduğu halde tahliye edilmesini engelliyor., | xxx | [H]asta mahkumlar için af ve Parot doktrininden vazgeçilmesi gibi toplu taleplerin reddi anlamına geliyor., | AÖzçer, T, 30.12.2012

a.

huk.




parrhesia | Parrhesia, Antik Yunan'dan gelen bir kelime. | Herşey ve söylemek kelimelerin birleşiminden oluşuyor. Açık seçik, hiçbir şeyi saklamadan konuşmak manasına geliyor. Dürüstçe, doğruları söylerken, can yakmaktan da korkan bir itinayla, ancak söylediklerinin sonuçlarından da korkmadan, aklındakileri söylemek; ama aklına geleni söylemek de değil. Foucault, 1983 ekim-kasım döneminde California'da Berkeley Üniversitesi'nde verdiği konferanslarda, doğruyu söylemek, özgür konuşmak olarak tanımladığı Parrhesia'yı masaya yatırdı., | SezinÖney, T, 17.1.2013








Parrhesiastes | Özellikle bağnazlığa, kurumların tutuculuğuna, yobazlığa, ideolojik ve siyasi her türden göz bağlamacılığa karşı hakikatin peşine düştüğünde artık bir parrhesiastes'tir o., | PBarışta, T, 18.9.2011

a.






parsel

a.



"Cennet parselini halk eden Allah / Tapusunu keser öz Resulallah / Gönlüne zenginlik kalbe Beytullah / Can feda eyleyip kuranlar gelsin.", San, Hicranî, 108"



part | kısım | Ne yazacağını ben yazayım, Elif Şafak Destanı Part 5-., | YMEroğlu, T, 20.3.2012

a.


ing.



partallaşma BTS- | Böyle çocukçasına koşuşması, yaşına uymayan işlere kalkışması, hatta bir anlamda partallaşması, biraz da yılların bilinçaltında tortuladığı o, hep saklanma, ölçülü davranma, insanlardan uzak durma ölçülülüğünün bir patlamasıydı galiba., | DCeyhun, 22

a.




bts-



Partenogenez | Fr. parthénogenése döllenmesiz üreme. gerek bitkilerde, gerek hayvanlarda döllenmemiş bir dişi gametin gelişip yeni bir birey meydana getirmesi | Üremeleri partenogenez (tenasülü bikrî) veya eşeylidir. İnönüA, 1943, C 21, 13

a.


fr.



Parti | Şakir'in kendisine benzeyenlerden ibaret bir partisi vardı. / Hepsi, Şakir'den ve onun partisinden çekiniyorlardı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 39/40

a.






parti dubel muh. | partie double'dan* | double-entry bookkeeping çift yanlı kayıt | ... ber minval-i ma'rûz mu'âmelât-ı kuyûdiye kâmilen parti dubel usulü üzere icrâ kılınır., | Belgenin tarihi 19 Nisan 1904/6 Nisan 1320'dir. Yürütülen işlerin mu'âmele-i esâsiye ve kuyûdiyesi ile ilgili açıklamaların sonunda | partie double kelimesi kullanılmıştır.  Belgede; mali islemlere ait kayıtların | çift yanlı kayıt  (double-entry bookkeeping) sistemine göre tutulması gerektiği belirtiliyor. Bahsi geçen ifade Fransızca'dır. İfadenin devlet muhasebesi literatüründeki tam adı, Fransızca'da | comptabilité en partie double seklindedir. Yakup Akkuş, 16.2.2014, turk-tarihciler




fr.ing.



parti I | 1. hizip, fırka, siyasi inanç ve programı savunan siyasi takım. | parti içi muhalefet | bir partinin kendi içindeki muhalefet. | Parti içi muhalefet yapıyorlar desene? ..., | NGüreli, 66

a.






parti II | parti boy kola 12.6.2017

a.






parti malı ++








parti numarası | Üretim Tarihi (ÜRT.), Son Tüketim Tarihi (S.T.T.) ambalaj üzerindedir. Parti numarası üretim tarihidir., | Yaman tam yağlı taze kaşar peyniri, 01.09.2024

b.a.






parti pırtı ikileme. parti marti. | Bir partin pırtın, cemaatin olmasa da olur dostum. Partiler, cemaatler gelip geçer. Bir şarkın olsun ama. Mazluma ve Türkiye'ye imanın hep olsun. Asalet de itibar da o imanda, o sevgidedir., ebubekir kurban @ebubekirkurban, 10.12.2024, X | Parti pırtı, cemaat memaat işlerinden uzak kalmakta hayır gördüm ben eziz dostum. Bizim hikayemiz oralarda değil., @ebubekirkurban, 12.02.2025, X








parti purti


parti marti


"Parti purti işi!" 7/8/19 vatsap"



partidaş | parti+ türk –daş | Kılıçdaroğlu'nun partinin başına geliş biçimine, partinin geleneğinden gelmeyen biri için, partinin geleneklerinde hiç olamayan türden işler yapışına, bu yolda partidaşlarının hiçbir eleştirisine kulak asmamasına bakınca, Kılıçdaroğlu'nun parti başkanı yapılmasının amacı acaba bu muydu diye soruyor insan? , | AAltan, T, 30.6.2011

a.


ing.



partikül | Aşk partikülleri / Meğer burnumuz sadece koku almaz bizi aşık da edermiş! KBB uzmanı Dr. Emre İlhan burundaki koku partiküllerinin sayesinde eşimizi bile bulduğumuzu söylüyor., | IşıkAçıkkar, StarPazar, 3.1.2016

a.






partikülarist | İng. |  Ne ki, Shirer belki biraz fazla partikülarist ve | anti-Almandır; özellikle bazı zihniyet yapılarını sırf 19. yüzyıl Almanyası ve | Prusya yoluna özgü gibi görür., | HBerktay, T, 31.5.2012

s.


ing.



partilemek

f.



"Turnelerde aşırı sıkıcıyım partilemem.", HrKlbk, 12.5.2019, 7 |"



partilemek | Partiye gitmek, katılmak | Uzun kumsallarında salına salına yürü, ufka bak, hindistancevizi sütü iç, papaya ye, güneşi batır, dolunayı karşıla, biranı yudumla, port iç, denizden çıkan her şeyi ye, partile!, | AslıGürkan, RSanat, 24.7.2011

f.






Partilemek | Turnelerde aşırı sıkıcıyım partilemem., | Kelly Clarkson, HRklbk, 12.5.2019, 7

f.






partiler üstü

s.



"Bu gekecek dönem partiler üstü milliyetçi mücadele dönemi. Türk milliyetçiliği refleksi zayıflatildi. Yeni bir fikri gelişim dönemine ve gözü pek aydınlara ihtiyacımız var. Tarihsel şuurdan ayrılmadan ve siyaset üstü bu grup gibi fikri paylaşım ve birleştirici gruplara sivil harektlere (parti çatısı üstü) çok ihtiyacımız var. Samimi Türk milliyetçilerine güvenimiz tamdır. Zaten başka da güvenecek kimse yoktur.", 6.6.2024"



partileşme | Partileşmelerine izin verildi  ama iktidar değil de devlet olmaya doğru gittiklerinde şamarı yediler., | EErgüder, 27.12.2011 eposta

a.






partililik -ği | Ama özetle, aydınların Komünizmle ilişkisinde partililik tâyin ediciydi (...), | HBerktay, T, 29.9.2011

a.






partisel | Oysa Somali'ye yardım bir partisel faaliyet değildir, olmamalıdır., | KKılıçdaroğlu, M, 14.8.2011 (FBila'da)

s.






partisiz

s.
partisi olmayan.

ing. party + tr. -siz
"... partisiz vatandaşlar muhalefet partilerinin aralarında işbirliği yapıp yapmıyacaklarını merak ile takip ediyorlar. "
Ayın tarihi, 1957, S 283-285, 59



partisiz

s.


ing. party + -siz
... partisiz vatandaşlar muhalefet partilerinin aralarında işbirliği yapıp yapmıyacaklarını merak ile takip ediyorlar. Ayın tarihi, 1957, S 283-285, 59



partisizlik -ği

a.
partisi olmama hali.


"... işi ve uyandırdığı tep- kiler de , zaten bu partisizlik ve memleket içinde , teşkilâtsızlık durumunu, bazı hâdiselerle açığa vuracaktır.", "
Ş S Aydemir, Tek Adam, 1963, C 2, 386



partizanlık –ğı | Muhalif, muvafık gazetelerin ve mevcut partilerin partizanlığı, şahsiyatı* ve sandalye kavgasını bırakıp memleket yararına, halk yararına işlerle meşgul olacaklarını, ... duy da inanma..., | GugukG, 10.5.1947, 3

a.






partnerli





bol partnerli



partogenesiz | Bu da genetik kodlama ile yapılacak. Partogenesiz dediğimiz eşeysiz üremede de bu denenmişti., | BetülGörgen, HTürk, 15.9.2016

a.

tıp




partöner | partner | Ama ABye göre Türkiye ancak insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlı bir demokrasi olduğu ölçüde istikrarlı bir partöner olabilir., | Tİskit, T, 11.2.2014




ing.

GTS+



parttaym | yarı zamanlı | Çünkü, İngiliz lisanındaki tabirle, bunlar 'parttaym' dindardılar., | İOAnar, 2013, 40




ing.



parvovirüs





"Virüs hastalığı olan beşinci hastalık, parvovirüs ailesinden B-19 alt tipinin neden olduğu bir çocukluk çağı döküntü hastalığı. Çoğu zaman çok hafif geçirildiği için farkında bile olunmuyor. Genellikle okul çağı çocukları arasında yaygın olan virüs, 5 ile 15 yaş arası çocukları hedef alıyor.", İsmail Sarı, Hr, 23.5.2024"



paryalaştırmak | Başbakan'ın sürekli çattığı | elinde viskili halk düşmanlarını paryalaştırıp hükümeti bala bulamak daha vahim bir miyopiye işaret ediyor., | PBatu, M, 29.5.2014

f.






pas atmak deyim | İkisi de kızı kesin olarak 'ayarlayamamışlardı' ama hayerttir o fıstık gibi kız sanki bizim Camgöz'e daha bir pas atar gibiydi., | TAral, SÖ, 127








pas bilet

b.a.
Bir kurumda bir yılını dolduran çalışanlara eşleri ve çocuklarıyla birlikte Türk Hava Yolları ile ücretsiz veya indirimli seyahat edebilme hakkı.

ing. pass ticket.
"Eyüp Özalkuş'tan kimse hesap sormadı. MİT'ten ayrıldı. THY'da sivil savunma uzmanı olmuştu. İşi rahattı pas bilet cepte, canı istediği anda dünyanın arzu ettiği yerini dolaşıyordu. Bu arada kurşunlandı. Emin bir yer bulundu. Tel-Aviv'e gönderildi. Şimdi benim girişimlerimden on yedi yıl sonra T.B.M.M.'de bu konudaki gelişmeyi ... ", Talat Turhan, Çeteleşme: kontrgerilla, Gladio, Susurluk, 1999, 85 "



pas çözücü

b.a.
pas giderici.

tr. pas+çöz-ü-cü
"Tamirci Kadir bey | yıpranmış ilişkileri, damlatan musluklara, kopmuş volan kayışlarına benzetir. "Paniğe kapılmayın, ilişkiniz biraz paslanmış | biraz pas çözücü sizi mutlu edecektir," gibi laflar eder. "Pas çözücü mü? O da nedir?" diye sorarlarsa, "Aman canım, bunu siz benden daha iyi biliyorsunuz," diye utangaç utangaç cevap verir. "Küçük bir lokantada birlikte yenen güzel bir yemek, birkaç sevgi sözcüğü... ", Behiç Ak, Güneşi Bile tamir eden adam, 2018, ?"



pasa etmek (parayı) | vermek, toka etmek | Beşliği pasa etti... Beriki gölge yerinden fırladı.: | -Pasa mı etti? Yanında mı? , | OrhanKemal, Sarhoşlar, 43

argo






pasak -ğı

a.
kir.





pasaport | Geçiş kağıdı. | Fransa pasaportunu haiz olan her şahıs herhangi mezheb saliki olursa olsun Fransalı addolunur., Ebuzziya Tevfik, Millet-i İsrailiye, 1305/1886, 56-57

a.


ing.



Pasaportçu | Gar binasının içine ise ancak pasaport kontrolü sonrası giriliyor. (Fotoğrafta polis yeşil, pasaportçu beyaz giysili), | A Kanca, 7.6.2019, rindana eposta








pasaportlama | İşçiyi başka şubeye pasaportlama hukuku! Birbirimizin haklarını haksızcasına yememeyi emrediyor... Laik hukuk da özü itibarıyle, sosyal ilişkileri bu zaviyeden bakarak değerlendiriyor... Gel velakin insanoğlu, Allah'ın ve laik hukukun ilişkileri meşrulaştırıcı hükümlerine yer yer riayetkarlık gösterdiği gibi, birikim ihtirasıyla bu-., | AtillaÖzdür, 30.12.2014, | http://dilbilim.cu.edu.tr/derlem/index.php? a=mongo/demo&kelime=riayetkarl%C4%B1k, 9.7.2017g

a.






pasif | edilgen pasif içicilik kendi etrafında sigara içenlerin saldığı dumanı nefes alma yoluyla alarak sigaranın zararlarına maruz kalma | Etyen Mahçupyan bunu 'Pasif İçicilik' yazısında mükemmel anlatmış, tavsiye ederim., | MEsayan, T, 22.4.2013

s.






pasifist

s.
1. Pasifizm görüşüne sâhip olan, anlaşmazlıkları çözmek veya kazanım elde etmek için savaşmayı ve şiddet kullanmayı reddeden (kimse); barışçı 2. Pasif, edilgin.
siy.
ing. pacifist: barışçı.
"O günlerin etkili hakaret kelimeleri 'pasifist' veya 'oportunist' gibi kelimelerdi., | MBelge, T, 17.07.2011



pasifizm | barış taraftarlığı, barışçıllık | Saldırganlığın da, pasifizme varan bir barışçıllığın da aynı derecede yok edici olabileceği açıktır., | SerdarKaya, T, 1.7.2012

a.






pasifleştirmek | Tokat Belediyesinde sekiz yıldır belediye başkan yardımcısı olarak görev yapan Sefer Bayın, başkan Adnan Çiçek ile yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle makamının pasifleştirildiğini, muhatap alınmadığını belirterek-., | T, 13.4.2012

f.






paskara | bkz. paskala | ütü masası. altında bulunan motor ile emiş sağlayarak, üzerine koyulan gömlek, pantolon vb. nesneleri sabitleyerek kolay, hızlı ve düzgün ütü yapılmasını sağlayan mekanizma., | 20.11.2008, sotw, EkşiS | 4 adet paskara satılıktır., | Bayrampaşada camekanda ilan, 4.6.2016

a.






paskırta paskırta

z.
savura savura.


"Gündüzleri de, ara sıra bıldırcın, turaç, keklik vurur. Tüylerini çardağın önünde paskırta paskırta yolup temizledikten sonra, ateşte pişirir, yağını, tuzunu kokuta kokuta yer. Kemiklerini de sevimli köpeğinin önüne atıverir", O Şahin, Bütün Öyküleri II, 76"



paskırtmak

f.
savurmak.


"[Paskırtmak.] Savurmak. Püskürtmek kelimesinin değişimi olabilir, bizde de "sigaranın dumanını yüzüme paskırttı, veya ağzındaki suyu yüzüme paskırttı şeklinde kullanılır.", Ali Avcı, Köyden sözcükler Y. T., 13.02.2024 "



paslamak | Cuntacılara sorulacak soruları bile medyaya paslayarak kendilerine sordurulmasını sağlamışlar., | RasimOzan, Takvim, 2.3.2012

f.






paslaşmak | Belirli bir konuyla ilgili haberleşmek, temas içinde olmak. | ... yapalım. Bi' şe' olursa gene paslaşırız., 13.04.2025

f.






paso | 1. zf. | devamlı, her zaman. | Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz? -Görünmezlik, paso sevgilimi takip ederdim., | Pucca, T, 4.12.2010 | İşin içinden çıkamayan herkes paso soru soruyor ve sonra ekliyor: 'Anlayabilmek mümkün değil...', | DOral, T, 11.2.2012 | 2. Hayır, olmaz. [Ş]artlar değişmediği sürece, artık Kürt sorunu hakkında yazmak içimden gelmiyor. Benden paso!, | AAktar, T, 1.8.2011

argo






pasör pas atan | O filmlerin mantığı değil de, bir voleybol maçının mantığı bizim mahkemelerde durum: savcı | pasör, | yargıç | kütör., | MBelge, T, 16.3.2012








paspala fasulyesi | Istrancalarda bu adı taşıyan bir köyde yetişen fasulye türü | Böylece bir gün belki, birimiz, kurulan bir Yeryüzü Pazarı'nda Paspala fasulyesine ya da Marmara uskumrusundan bir çiroza ya da bir tadı çocukluğumuzdan kalma elmaya denk gelir ve deriz ki, bak, kaybolmadı bu sayede ve gururlanırız korumayı başardığımız gıdamızla, coğrafyamızla, kültürümüzle:, | DKoryürek, T, 29.6.2014

a.






paspas | Bütün meyhanelere oldum abone / Aşkınla sarhoşum içki bahane / Yıkılmaz derlerdi dostlarım bana / Yerlerde paspasım yıkılmakta ne? , | Elmas Yıldırım, Yıkılan adam, ?

a.






passız

s.
pası olmayan.


"Kirsiz, passız arı duru özümüz, / Namussuza kanlı hançer sözümüz, / Çok uzaktır dostlar bizim yolumuz, / Durana, yürüyene bin selam olsun..", Ahmet Kaya, "Gururla Bakıyorum Dünya'ya", Şarkılarım Dağlara, 1994"



passimoza | Geçen pazar, Emirgan'da güneşli bir brunch sırasında passimoza'larımızı içerken (ben içiyordum aslında; o alkolün tadını sevmediği için meyve suyu içiyordu) Londra'da buluşmak üzere sözleştik. , | BAltuğ, T, 25.3.2012

a.






password | geçiş sözü bilgisayar paralo, şifre. | Sıkı password bulmak bu kadar mı zor? , | AÖKarasu, HT, 10.6.2012 | İmanın giriş kapısının şifresi iki kelimeden oluşur. User: İlah yoktur. (La ilahe) Password: Allahtan başka. (İllallah) Yani imanın ilk şartı ateist olmaktır. Bağıra bağıra Tanrı yoktur demektir. İkinci adımı ise daha yüksek sesle Allah'ın tek olduğuna inandığını beyan etmektir., | RRasim, T, 5.10.2012

a.


ing.



pasta | çikolatalı pasta 2013 ilandan katlı pasta | Özel günlerinizde katlı pasta yapılır., | pastacı ilanı 12.9.2011 | mozaik pasta 2013 ilandan el yapımı pasta 2013 ilandan | pasta süsü | Pastaları bezemede kullanılan muhtelif şekillerde şekerli tanecikler, yumrucuklar, çizgicikler.

a.






pastarangula

a.



Mayıs 1. Rumi 1291 (Miladi 1875) tarihli, Mehmed Yunus yazılı pastarangula 2. Anadolu yapımı yonacak. 3. Hicri 1238 (Miladi 1822) tarihli, sahibi Hüsnü yazılı gümüş kakmalı Osmanlı yonacak.



pastellik -ği | pastel olma hali | H obbit pastelliğinde olacak gibi düşünüyordum her şeyi., | FUludere, T, 24.12.2013

a.






Pastıra | Hacı Etem kahvede pastıra oynamaya gitmek için evden çıkmıştı, fakat Yusuf'la karşılaştıktan sonra hemen döndü, Hilmi Beylerin evine giderek iki saat kadar kaldı., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 72

a.






pastiş | Pastiche. | 1. Başka sanatçıların eserlerini taklit yoluyla meydana getirilen sanat eseri. | Hatta, Zavallı Kızın bir pastişini yaparak komşu çocuklarıyla oynamağa kalkıştığım bir gün, kendimi tutamayıp nasıl hüngür hüngür ağladığımı ve bin zahmetle meydana koyduğumuz | mise en scenein nasıl alt üst olduğunu pek iyi hatırlarım., YKK, EK, 1953, 18 | 2. | Bir okulun özelliklerine göre meydana getirilmiş eser.

a.


fr.



pastor | Bazı Protestan mezheplerinde pastor kalmamış, ibadet için toplanan cemaatten birisi çıkıp İncil ya da Tevratı okuyor, düşündüklerini söylüyor ve ondan sonra hepsi birlikte ilahi okuyorlar./Bazı mezheplerinde pastor, hatta bazılarında dereceli ruhban hâlâ da var., | 33

a.






pastoral | Sayenizde pastoral zevkin şahikasını buluyorum., | FAtabek, DK, 139

s.






pastoralya | Pastoralya, | NiranElçi, GeorgeSaunders, Deli Dolu, 24.9.2016

a.






pastör | Eski pastör cumhurbaşkanı oldu., | T, 19.3.2012 | Pastörü şehadet getir diyerek tekmelediler., | STansel, T, 9.4.2012

a.






pastraya | rus. | [Rusya'da] genellikle Türklerden ibaret olan avcıları, hamsiyi başını koparmadan ve içini temizlemeden pastraya dedikleri şekilde tuzlarlar. Hamamizadeİhsan, Hamsiname, 4 Phoenix. | tuz bastariyası | çok tuzlu, aşırı tuzlu şey. Kuruçam köyünde bastariya/pastariya şeklinde aşırı tuzlu gıdaları/yemekleri tanımlamak için 'tuz bastariyası' denir.

b.a.a.






Paş tepesi | Konya Ereğlisi Kutören köyünde tepe | Etrafı; Paş tepesi, Dedeler tepesi, Üçtepe ve Ketir'le çevrili., | BTSalihoğlu, 2014, 148

a.






paşa gönlün bilir deyim. Paşa keyifleri bilir suretinde de kullanılır. | Çok şey kaybediyorsun bak, yazık edersin kendine anlamına gelen hafif can sıkıcı | sen daha iyi bilirsin ifadesi. Ekşi S, sersem yarasa, 14.04.2000 | Ne bok yersen yenin kibar hali! Ekşi S, elcathyl, 03.04.2002 paşa paşa akıllı uslu bir şekilde, uslu uslu, güzel güzel, seve seve | Ama öyle 'Ha' deyince gelemiyorsunuz işte, paşa paşa bekliyorsunuz vapuru., | AynurTartan, HürCmrts, 3.9.2016








paşmina | 1. Hind. Hint şalı. (13.02.2010) 2. | Paşmina daha çok kaşmir diye bilinen, Himalaya dağlarının Nepal'de yer alan yüksek kesimlerinde yaşayan Çyangra keçilerinin yününden üretilen değerli kumaş. Doğada bulunan en yumuşak yündür. Kullandıkça daha da yumuşar. Everest ..., | VarlıkD, C 1156-1161, 113

a.






pat

z.
apansız.


"Annem: 'Ne oldu bey?' diye sordu. 'Daha ne olacak?... Yoksul bir zamanımızda akşam vaktinde eve geldi, yiyeceğimiz, ekmeğimiz yoktu, pat arkasından bir tepsi yemek geldi.", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 58"



pat | 1. bir yere vurulunca çıkan tok ses. 2. balon patlama sesi. | Besbelli bir 'pat' durumu yaşanıyor., | CevdetAşkın, R, 18.7.2012 | pat küt/ pata küte El veya sopa ile rastgele ve üst üste vurarak: | En ufak kabaatinde çocuğu pat küt dövüyor. | Anlat, ulan, ne konuştunuz? ve pata küte... (M. Belge, T, 9.10.2010) | Yeri midir, değil midir, ölçüp biçmeden; her türlü lafa 'pata-küte' girişir olduk, yahu, | RTahiroğlu, T, 10.10.2010

a.






Pat diye | Hemen, birden | Ülkesi İtalyayı bırakıp aşkının peşinden San Franciscoya gitmiş. Bir anda pat diye., | O Baştürk, HrKlbk, 6.5.2019

z.






pat diye | Ö böyle bunalıp kalmışken, güvercinlerden biri, pat diye konuştu., | HüseyinGüney, AkçaBebekHollandada 139 | Ondan epeyce uzaklaştığımı sanıp da çuvalı sırtlamak için doğruluverdiğimde, Emin pat diye önüme dikilmesin mi? , Naciye Poyraz, 1979, 38








pat durumu | Suriyede at koşturan bütün aktörlerin az çok pozisyonunu koruduğu ve bu pozisyonları tahkim etmeye çalıştığı bir dönem yaşıyoruz esasen. Ortaya çıkan bir tür pat durumu./Çünkü her iki örgüte de bunları telkin eden uluslar arası aktörlerin pat durumundan nasıl bir senaryo çıkacağı belirsiz., | HakanArslan, KararG, 11.6.2016

a.






Pat pat | yansıma koşma sesi | Yürüyor / yavaş yavaş, / ıslıyor gözlerinden / dökülen kanlı yaş, / dağları, ovaları.../ geziyor, dudağında ıslık yaparak rüzgarı / esiyor ufuktan / koşuyor / pat... pat... / geliyor kış bana / yolunun / sonu şubat. | , | V C Aşkun, 113

a.






pata [A]dalet Bakanlığı döneminde Seyfi Oktay da HSYK ile bir atama nedeniyle takışmış ve katılmamak suretiyle toplantıları engelliyordu. HSYK üyesi Vural Savaş bu 'pata' durumu bozmak için kuruldan istifa etti., | MYetkin, R, 12.10.2010








pata II | Kedi hadım olur olmaz tüyleri uzadı, pataları kocamanlaştı., | BevimBurak, SedefKakmalıEv, 1961

a.






patada patada zf. | Sahnede birtakım kızlar oğlanlar stilize folklorik kılık kıyafetler içinde patada patada zıplayıp sinirli sinirli bir şeyler yapmaya başladılar., | Telesiyej, T, 18.10.2010








Patagonya | 1. bu adla bilinen ülke. 2. alay ve tenkid bağlamında Hukuksuz düzeninin olmadığı ülke. | Bu, sanıyorum Patagonya'da olabilecek bir olay değil./ Öneş: Patagonyada bile olmaz., | CevatÖneş/T. 10.2.2012

a.






Patak yemek...ben bir pencere camı kırdığımda benim yerime senin yediğin patağı hatırlıyor musun? , | K Çapek/ E Gürol, Yalanlanamayacak bir kanıt, 7

dey.






Patak yemek...ben bir pencere camı kırdığımda benim yerime senin yediğin patağı hatırlıyor musun? , | K Çapek/ E Gürol, Yalanlanamayacak bir kanıt, ÇHA, 7

dey.






pataküte | (kökü bulunamamıştır) Eskiden kilise tulumbacılarının giydiği yakası kadifeli bir çeşit gömlek: Neymiş patista (patiska) telli pataküte yok deve/ Sana sevâyî kestireyim giy seve seve (Enderunlu Vasıf) Ayverdi-den

a.






patates dini | Patates dininden olanlara bir soru: Tanrı gene patates şekline mi büründü./ Örneğin, geçtiğimiz yıllarda Hindistan'da fil başlı Hindu tanrısı Ganişa'ya benzediği fark edilen bir patates yüzünden, onu satın alan ailenin evi, tanrının patates şekline bürünüp insanlara göründüğünü düşünenler tarafından tapınağa dönüştürülmüştü./ Gene hatırlarsanız, rahmetli Erbakan Sivas'ta yaptığı bir konuşmada Refah Partisi'ne oy vermeyenlerin | patates dinine mensup olduklarını öne sürmüştü., | MuratÇetin, T, 19.3.2012 patates hat | Bu arada teröristin Bayrampaşa'daki bir GSM bürosundan seri halinde 8 hat aldığı belirleniyor. Bu numaraların büyük çoğunluğu 'patates hat' çıkıyor. , | ASelvi, Hr, 19.1.2017g

a.






patchwork | peçvörk Yama işi, kumaş artıklarından dikilmiş (yorgan) | Bunun sonucunda da, kusurlu bir patchwork çıkıyor ortaya tabiatiyle; gereğinden fazla derlenmiş, kurgulanmış, parçaları eklemlenmiş, hesaplı kitaplı bir mühendislik edebiyatı diyebileceğim, derinliği olmayan yatay bir odaklanmayla karşılaşıyoruz., | PBarışta, T, 14.8.2011

a.


ing.



patel | sakar Gönen ağzı, 17.2.2014

a.






paten

a.
Düz yerde kayabilmek için ayakkabının altına geçirilen tekerlekli alet.

fr.
"GÜMÜŞ PATENLER Hafızasını kaybeden, babasını kurtarmak için didinen bir çocuun başından geçen canlı serüvenleri. 50 kuruş", Kaptan Paşa, 1954, arka kapakta"



patenci | Patenci çocuklar dehşet yaşadı., | 20.11.2019, hür.

a.






patenli

s.
ayağında paten olan kimse.


"Patenli genç, tutunduğu otobüsü durakta dahi bırakmadı.", Sabah G, 31.05.2021 | "Yolda patenli yolculuk öldürdü.", 28.04.2024, basın"



Patentsel | Yani ;-)'i kullanmanızın önünde patentsel açıdan herhangi bir engel yok. Öte yandan nasıl bir zihniyet yıllardır kullanılan bir işareti patentler, ...23.12.2008, | https://translate.google.com/translate? hl=en&sl=tr&u= | https://www.evrensel.net/haber/213029/abakus&prev=search, 27.3.2020g

s.






paterde

a.
gürültü, patırdı*


"Ben sırılsıklam, yalancılar güruhu etrafımda konuşup duruyorlar. artık Paterde* önlenemez hale geldi.", Kaptan Paşa, 1954, 143"



patern | Manukyan'ın 12 dakikalık videosunu sosyal paylaşım sitesi Youtube'a yüklemesinden kısa süre sonra, yorumcular uçakların iniş kalkış paterninde tehlikeli çekimler yapan Manukyan'ı sorumsuzlukla suçladı., | M, 19.1.2015

a.






paternalist | pederşahî Paternalist: Babacı | İktidarın, | sizin için neyin gerekli olduğuna biz karar veririz gibi paternalist, otoriter bir tutum içine girmesini demokrasi ile hukuk devletindeki yargı-siyasal ilişkileriyle bağdaştırmak olanaksız., | R. Türmen, M, 4.2.2001 | ...60lar ve 70lerde CHP, eski paternalist bölüşümcülüğünü Batı'nın sosyal demokrat geleneğiyle birleştirmeye de çalıştı., | HBerktay, T, 13.4.2013

s.


ing.



patetik | Lakin ulusalcı sözde solcuların bize olan nefretinde ayrı patetik bir durum var. MEsayan, T, 1.8.2011

s.






pathos | Bu pathos-patlaması yaşayan şahıslar zamanın ruhunun bir yansıması mı acaba? , | PBatu, M, 22.5.2014

a.






patır patır | Kâğıt bardakta kahve satan ünlü Amerikan Cafeleri, piyasanın her bir yanına patır patır patlayan mısırlar gibi aniden saçılınca, elimden kaptıkları ekmeğimi başka yerlerden belki yeniden çıkarırım umutları ve denize düşen yılana sarılır çaresizlikleriyle köfteciliğesoyunmuştum., | R Tahiroğlu, T, 23.09.2010 | Binlerce akademisyen, savaş istemiyorum dediği için akademiden atılıyor ve yargı onlara patır patır ceza yağdırıyor., | S Demirtaş, Cum, 17.07.2019

z.






patırt diye | 2003'te patırt diye Irak'a saldırdılar., | HKöni, TGRT, 21.3.2012








patırtı gürültü | Belirsizlikle dolu bir tünel ve kimi zaman huzur, kimi zaman patırtı gürültü içinde geçen bir yaşam., | Suna Kıraç / R Akar, 13

s.






patikli | patikli çorap ++

s.






patili

s.
patisi olan.


"Bam bam kızıma antibiyotik başladık... Umarım patili dostum iyileşicek biran evvel.", @duygumsu, 22.4.2022, twitter"



patiska | Arada şimşek çakınca ortalık bir an kuvvetle aydınlanıyor, arkasından patiska cayırtısıyla gök gürlüyordu., | OKemal, HÇ, 16

a.






patlağoç

a.
patlak, patlangaç oyunu.?

tr.
"-Başka hangi oyunları oynardınız Âşık diye sordum. -Ahlım olsa da desem, ğalabende oynarduh, patlağoç oynarduh, uzuneşşeg oynarduh, neblüm ben oynarduh işdi.", Bayburtlu Hicranî/San, 4"



patlak | 1. ezilme sebebiyle meydana gelen deri kabarcığı. | Demliği hazırlarken epeyce zorlandım, ellerimde patlaklar oluştu., | AliÇavuş, R, 20.7.2011 | 2. patlamış. | Bir yandan da burnundaki patlak balonu çıkarırken: 'Halkımıza rezil olduk!' diye hayıflanıyordu., | NGüreli, 21 | 3. | @birboredkiz adlı kişiye yanıt olarak Hiçbir kadınla beraber olamayacağını bildiği için daha önce birisi ile beraber olmuş kadınlara | patlak diyerek rencinde ettiğini düşünen erkek zihniyeti..., aylin @aylinlibiri 18 Kas 2024, X

a.






patlaklaştırmak

f.
patlak hale getirmek.

tr. pat-la-k-laş-tır-
"İsmail, patlak gözlerini iyice bir patlaklaştırdı: -Evet. ağlıyor. oooh canıma değsin, ağlasın. bizim gurk da üç kez ağladı. daha başka gurkları da ağatmıştır bu, dedi.", A Cılga, 1980, 54"



patlamak | Gümlemek, menfi neticelenmek | Bizim kızların satranca ilgisi zaten çok kısa sürdü, ikinci haftada büyük fire verdiğimiz o iş de patladı., | Ykaraahmet, T, 19.4.2014

f.






patlangaç | patlak | Kuşlara ökse kurmayı, çitlenbik ağaçlarına çıkıp kuş gibi ötmeyi, patlangaç patlatmayı, uçurtmayı, kale, kalem burayı, hatta hatta çelik çomağı bile unutmuşlardı., | Tez, TTE, 39

a.






patlangaçlı | balonlu? | En baştan işin doğrusu açıklansaydı, bol patlangaçlı ve F-16 vinyetli birinci sayfalar yapılamayacaktı; arşiv destekli son dakikalar verilemeyecekti., | KGürsel, M, 23.10.2011

s.






patlaşık

s.
patlamış.

tr. patlaş-ık
"patlaşık mısır! Ben de "patlaşık" mısır yapıp o sersem asalakları etkilemeye karar verdim.", ÖÖ 5:35 · 8 Haz 2011, @glr_gzd Güler Gözde Dönmez, https://uk.translate100.com/turecka-rosijska/pereklad/asalaklar%C4%B1, 23.12.2023"



patlatmak





Geçende bir kütüphaneyi patlattılar.



patlatmak | 1. patlayıcı nitelikte olan bir maddenin patlamasını sağlamak 2. mec. birine/bir şeye şiddetle vurmak | Camgöz 'üç penaltı atana sigara' reyonunda penaltı atarken o sıra seyretmekte olan Sevda ile gözgöze gelmiş, Sevda gülümseyince o şaşkınlıkla topa bir patlatmış, top kalenin ters tarafından denize gitmişti., | TAral, SÖ, 77

f. mec.






patlatmalı | ... patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50 km'den az olan bisiklettir. Motosiklet içinde kapsanmaktadır . BİSİKLET: En çok üç tekerleği olan ve üzerinde bulunan insanların adele gücü ile pedal veya el ile tekerleği ..., Karayolu trafik kaza istatistikleri, 1991, VIII | patlatmalı yol yapım çalışması. patlamalı, çatlamalı, alevli, alengirli yol çalışması., fdegir 26.11.2010 17:04, EkşiS

s.






patlatmalık | En kaliteli Carrefour Patlatmalık Mısır 1 kg, en uygun fiyatlara CarrefourSA güvencesiyle aynı gün kapınıza teslim., | | https://www.carrefoursa.com/d/carrefour-patlatmalik-misir-1-kg, 20.11.2016g

a.






patlavuç

a.
bir bitki ve meyvesi.*


Cerdi* ya da PATLAVUÇ Akçaabat, 29.3.2024, facebook



patlayıcılı

s.
patlayıcısı olan.

tr. patla-y-ı-cı-lı
"Ayrıca yakıt-hava patlayıcıları, yüksek tahribatlı basınç bombaları ve vakum (boşluk) bombaları olarak da isimlendirilen bu silahlar konvansiyonel patlayıcılı bombalara nazaran birim hedef alanı ve uçak tarafından taşınan birim ağırlığa göre çok daha yüksek bir basınç tahribatı ve dolayısıyla maliyet etkinlik sunmaktadır.", Vikipedi, 1.01.20124"



patlayıcılı | patlayıcısı olan. | Sınırlı Patlayıcılı/Patlayıcılı Reaktif Zırh SLERA/ERA R A Kunt, 04 oca 2018, | https://www.defenceturk.net/patlayicili-reaktif-zirh | Patlayıcılı maket uçaklar imha edildi., 02.12.2019, basın

s.






patlayıvermek | Nicedir kabarmış pusuda bekleyen tomurcuklar patır patır patlayıvermiş de birden, tepeden tırnağa gelin başına dönmüş cümle ot, çalı, ağaç..., | DCeyhun, 17

bf.






patlıcan | acı patlıcanı kırağı çalmaz / ... soğuk yakmaz atasözü | Hiçbir şey olmam, merak etmeyin. Acı patlıcanı kırağı çalmaz., | FAtabek, DK, 137 | Acı patlıcanı soğuk yakar mı hiç? Gürül gürülsoba yanan evlerde büyümedim ki ben., | MYağmur, 58 patlıcan gibi morarmak/kızarmak deyim | Adamın ayakları patlıcan gibi morarır. Bütün duyu organları hissizleşir., | MYağmur, 66

a.






patlıcan silkmesi | annesi patlıcan silkmesi pişirmişti, | MG, 95

a.






patlıcanlı | patlıcanla yapılmış. | Bunu, nefis bir çorba takip etti ve sırasiyle çok güzel pişirilmiş patlıcanlı bir kebap, kuş konmaz ve onları takiben ve meyva, bu şahane akşam yemeğinin basit ve fakat son derece leziz olan listesini teşkil etmekteydi., Ayin Tarihi, 1957, S 280-282, 231 | Porsiyon patlıcanlı [kebap] 27TL, | Nano Dürüm ve Kebap Dürümcü Yusuf Usta, Bahçelievler, 15.8.2019

s.






patofizyoloji





"Oreksinerjik sistemin absans epilepsi patofizyolojisindeki rolünün araştırılması... ", İÜYK, 17.04.2024"



patojeni | Xylella fastidiosa nedir? Xylella fastidiosa, İtalya, Puglia başta olmak üzere bazı bölgelerde zeytin ağaçlarının tahrip olmasına yol açan bitki patojenik bir bakteridir. Patojeni kontrol etmek için çeşitli yerel ve uluslararası düzeylerde yaygın çabalar devam etmektedir., | https://tr.oliveoiltimes.com/faq/what-is-xylella-fastidiosa, 16.12.2024g

a.

tıp




patojenik | Xylella fastidiosa nedir? Xylella fastidiosa, İtalya, Puglia başta olmak üzere bazı bölgelerde zeytin ağaçlarının tahrip olmasına yol açan bitki patojenik bir bakteridir. Patojeni kontrol etmek için çeşitli yerel ve uluslararası düzeylerde yaygın çabalar devam etmektedir., | https://tr.oliveoiltimes.com/faq/what-is-xylella-fastidiosa, 16.12.2024g

s.

tıp




Patoloji | Kuşkusuz, taşraya ve taşra sorunlarına da açılmıştır romancılarımız ama çelişkilerin, daha da ötesinde toplumsal anomalinin ve gündelik patolojilerin daha görünür biçimde hissedilebildiği büyük kent, yani İstanbul merkezi konumdadır., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 6

a.






Patolojik | Her ne kadar bu patolojik bir durumsa da, fiziksel değişimden daha az tehditkar göründü gözüne., | B Uzuner, 1986, 7

s.


fr.



patpat I | Halı döven. Üç yapraklı yonca şeklinde kalın kıldan veya mikadan yapılan halı dövmede kullanılan özel tokaç. Mart 2011

a.






patpat/pat pat II | Kamış evlerde aylar süren yaşantıyı paylaşmak için sabahın üçünde yöreye has makassız, amortisörsüz | pat pat ile yola çıkıyoruz., | AliÜnal, ZPazar, 22.7.2012 | İlçeye bağlı Esenpınar beldesinde, taşımalı eğitim için servis ihalelerine başvuru olmayınca, aileler çocuklarını 'patpat' denilen tarım araçları, traktör ve otomobillerle okula götürmek zorunda kaldı., | Z, 12.10.2012








patpatlamak | Dipnotları ve kaynakçasıyla kafa açan, 'ayy şunu da okuyayım' dedirten kitapları çok seviyorum ya. Yazarını bulup alnından öpesim, 'afffferin' diye sırtını patpatlayasım geliyor., | Dağca Durgun, 13.2.2020, twitter

f.






patriarki | Ya da Umut Tümay Arslan'ın Mazi Kabrinin Hortlakları / Türklük, Melankoli ve Sinema kitabında söylediği gibi: Yeşilçam'ın Türklüğünden, patriarkisinden, ahlakçılığından ve arsız gözünden, hoyratlığından ve vefasızlığından payını almış pek çok kadın ve erkek. , | SüleymanÇeliker, | http://www.gazeteduvar.com.tr/sinema/2016/08/27/oleyim-ondan-sonra-yaz-ermeni-oldugumu/ 27.8.2016g

a.






patrimonyalizm | Weber'e dayanarak Osmanlının patrimonyal bir devlet olduğunu ileri süren Halil İnalcık'a göre patrimonyalizm, hükümdarın askeri ve yönetsel örgütlenmeyi kendi kişisel aracı haline getirmesidir., | | http://yavuzcekirge.com/? p=2131,1.6.2014g | Rusya ve İran'da Klasik İmparatorluk ve Siyasal Modernleşme: Patrimonyalizm Perspektifinden Bir İnceleme, | Halil Kanadıkırık / HİPER YAYIN, Kasım 2019

a.






patriotzede | patriot çarpmış. | Patriotzede Murat filmle iş buldu, | https://www.ogunhaber.com/amp/genel/patriotzede-murat-filmle-is-buldu-664052h.html, 31.05.2025

s.






patrisyen s.* | Kimse, MHP'nin sokaktaki pleb faşizmi ile geride bekleyen patrisyen faşizm arasında bir ayırım gözetmiyordu. , HBerktay, T, 11.2.2012








Patriyarka | Kadınları ikincilleştiren patriyarkanın, erkekleri de maymuna çevirdiği, anlı şanlı profesör bile olsa, kendisinden önceki yorumları taklitten kurtulamayacak şekilde o kurgulanmış 'erkeklik rolüne' hapsettiği görülür., | Berrin Sönmez, GazeteDuvar, 21.5.2019

a.






patriyarkal | Dini metinlerden patriarkal yorumları eleme niyetinin görülmeyişinde, günümüz ilahiyatçıları arasındaki eril zihniyet yaygınlığı da etkili kuşkusuz., | Berrin Sönmez, GazeteDuvar, 21.5.2019

s.






Patroller | Bekçi. Türk Dili ve Edebiyatı Kurultayı için Vikipedi'de sayfa açtım, bir patroller | Kayda değer bulmayıp silme sırasına eklemiş. Türkçe Vikipedi yönetimi gerçekten şaşırtıcı., | @JustAliKara, 03.09.2024, X

a.


ing.



patron II | Kalıp. | Model patronu satın alma kuponu. Bunu Haşet Kitap evi Beyoğlu-İstanbul adresine gönderiniz. ---- sayılı Modes et Travaux Mecmuasında ----- no'lu modelin paronunu tarafıma gönderiniz. Beden ölçüm ...dur., ? ? 16.03.2025g

a.


fr.



patronaj | patronage himaye, patronluk, babalık | Federasyon idari yönetiminde patronaj, tek adamlık yöntemine devam mı edeceksiniz yoksa kurumsal yapının gereğini mi yerine getireceksiniz? , | HalukÇetin, T, 8.7.2011

a.


ing.



patronajlık -ğı | Türkiye'nin muhafazakâr iktidarı, Mısır'a ve Araplara ısrarla 'laiklik'i empoze etmek suretiyle, patronajlığı elinden kaçırmak istemiyor., | Abulaç, Z, 30.1.2012

a.






patroncu | patron tavırlı. | Erkeklere karşı tutundukları agresif, patroncu, yönlendirici ve manipülatif üslup ise daha da korkunç., | HGeviş, T, 9.1.2013

s.






patronizing | Devrimci teori' sahipleri, eti ne budu ne, hayatta reel olarak ne yapmış, 500 kiyişi aşabilmiş mi, toplumun maddesini kendi başına zerrece değiştirebilmiş mi, bunları hiç düşünmeksizin, çok yukarılardan beğenen (patronizing) bir tavırla, 'liberal ama iyi liberal' diye sana üstünlük taslayacak., | HBerktay, 15.10.2011

a.


ing.



patso | ekmek içi patates* | Döner-patso, | Topkapı RoseCafe, 16.6.2012, büfe panosundan 16.11.2012

a.




GTS-



pattadak | pat diye, birden | Böyle acı haber pattadak adamın yüzüne söylenmez ya..., | NGüreli, SO, 86

z.






pattern | kalıp, teamül, alışkanlık | Bu bir pattern haline geldi., | PMağden, T, 15.7.2013

a.


ing.



paunt | pound sterlin |

a.


ing.

GTS+



pavkırma

a.


tr.
"O ara karşıdaki ormanlı karanlığın içinden arkası arkasına puğu sesleri, kurbağa vırraklamaları, çakal pavkırmaları, kurt ulumaları geldi kulağına. Karanlık, dirilmiş gibi her yanda ötüyor, soluyordu.", O Şahin, Bütün Öyküleri II, 87-88"



Pavlonya | fil kulağı Pavlonya | Pavlonya bitkisi biraz hatmi çiçeğine benziyor ++

a.






pay I | kendinden pay biçmek empati yapmak? ?

a.






pay II | pie | Çikolatalı paydan ister miydiniz küçükhanım? Cevizli keki kendi ellerimle sizin için yaptım., | İpşiroğlu, 36

a.


ing.



pay ölçer

a.
Ortak kullanılan bir alanda tüketimin paydaşlara bölüştürülmesini sağlayan alet.


"... ... İnsaya Merter Konakları B/13 nolu dairenin kalorimetre pay ölçer muayenesi için", Ziraat B Hesaptan fast dekontu, 28.01.2022"



pay ölçer | Pay ölçerde önemli olan sistem., | Z, 26.9.2012

a.






payandalaştırmak | Röportajın mürekkebi kurumadan, endüstrileşme ve cukkalanmayla eş zamanlı olarak kulüp yönetimlerince payandalaştırılan futbol takımı taraftarlığının, rezilliğin zirvesine en az onları yönetenler kadar kolayca nasıl da bayrak diktiklerine tanık olduk., | STunalı, T, 12.12.2012 

f.






payansız | İstanbul mezarlık ve hazirelerinde yirmi seneye yakın zamandan beri kazma kürek elimde, merdiven omuzumda dolaşmanın o anlatılmaz zevkine varmış bir bahtiyar olduğum için kitâbe çözmenin bir ömre de bedel olan hazzına doyulmaz nasıl bir saadet olduğunu Hakk'a şükürler olsun çok iyi bilenlerden ve bunun pâyansız neşesini bizzat yaşamış olanlardan biriyim., | İ Kara, Reknakoğlunun İstanbulu Derin Tarih, S 149 Ağu 2024, 2-9

s.






paydaşlık -ğı

a.



"Hayat bilgisiyle hayal bilgisinin paydaşlık anlatısını halk bilgisi olarak sırtlanan bu büyük usta, doğanın baskınlığında coğrafyaları, kültürleri birbirine harmanlayıp yol alırken, evet, okuru kendisine bağlamakta bir an bile gecikmiyor ancak bir roman evreni içinde gezindiğini de yine hiçbir zaman unutmuyor Yaşar Kemal.", M S Aslankara, 5 eki 2024, Cum Kitap, 6"



paydossuz

s.
ara vermesiz, molasız.

?
Selahattin Şanbaşoğlu Anısına Paydossuz Bir Yaşam (1905-1997) – TMMOB Metalürji Mühendisleri Odası Yayını 1998 (Kitap adı)



payetli | Böyle payetli, çok hoş fuşya, biraz da dökümlü. Diyorum onu da lame çanta ve stilettoyla kombinliyeyim. Nasıl sence? Ben bilmiyorum sizin dil! Yabancı yabancı!, | 6.5.2016, GündemSaros, 11 | payetli kıyafetler.

s.






paylaşı | Kitapta o kadar yaşanmışlık paylaşısı var ki, | CemRadyo, 8.1.2012, 10.50

a.






Paylaşı paylaşı | paylaşarak | Tencerede kuru aşı / Onu da birkaç dostla / Yaşar paylaşı paylaşı., | Osman Sarı, 92

z.






paylaşıcı | Umalım ki önümüzdeki günlerde bu sorumlu seslenişin paylaşıcıları daha da artsın ve gidişe ağırlıklarını koysunlar., | GÖzaltınlı, T, 19.7.2011

s.






paylaşım | I. Paylaşım Savaşı | Özellikle I. Paylaşım Savaşı öncesinde de sonrasında da Anadolu'nun yazgısını yaratanların oluşturdukları ağrıları, acıları ortaya seriyor., | ZBüyüktanır, YeniOluşumSesi, 1.6.2013, 4.

a.






paylaşım yapmak | Aşırı yorgunluk münasebetiyle çok yanlış bir yerde paylaşım yapmışım, cidden özür diliyorum., | BŞirin, 27.9.2011 eposta

f.






paylaşımlı

s.



"İBB bünyesinde Taksi A.Ş'yi kurarak Paylaşımlı Yolculuk modelini hayata geçireceğiz.", Birol Aydın, Seçim Beyannamesi, 31.3.2024"



paylaşımlı | paylaşılabilir, ortak. | Ortak çıkar ve ortak tercih: Tarafların çıkarlarının paylaşımlı olması ve ortak tercihlerinin bulunması gerekiyor., | DoağanAkın, T, 17.1.2013

s.






paylaşımlık

s.
paylaşmak için. birkaç kişinin ortaya bırakılan tabaktan almak üzere.

Farsça bag'dan pay, kısım + tr. -laş-ım-lık
"Yine birçok restoranda paylaşımlık tabaklar servis ediliyor. Herkes kendi kaşığını, çatalını, bıçağını kullansa da bazen kendi tabağına servis etme lüzumu görmeden bu ortak tabaktan yiyebiliyor. Kentliliğin anonimlikle eş olduğu, cemaatin yerini toplumun aldığı 20. yüzyıl modernitesi 21. yüzyıla geçildiğinde yavaş yavaş postmodern bir yola doğru girmiş görünüyor.", Ceylan Özge Kunduz, ‎Elif Yirmibeşoğlu, Hesap Lütfen, 2019, ? (Nisan 2018de kaydetmişim)"



Paylaşımlık –ğı | Ülker paylaşımlık. 5'li paket. Ofiste çekmecen boş mu kalsın? . 24.2.2020

a.






paylaşmalık

s.
paylaşmaya yaraşır.


17 ağustos 2022, Enez



paylı | 1. Hisseli, hissedarları olan 2. Olması gereken ölçüsünden biranz daha fazla | Kendi ayakkabısını aldım ve evdeki atıcağım bir kartonu kalemle çizip kestim, kumaşa da yerleştirip paylı kestim, kalın dantel ipiyle de yanlarına aşırma gibi diktim; sonuçta, aşağıdaki terlik ortaya çıktı. Eşini de yarın dikicem, önce size göstereyim dedim, | | https://www.kadinlarkulubu.com/archive/index.php/t-348241.html, 15.2.2010, 14.5.2017g

s.






paypal | İng. PayPal PayPal kredi kartı bilgilerinizi paylaşmadan ödeme yapmanızı ve almanızı sağlayan daha güvenli bir online ödeme yöntemidir. 23.4.2011, forum.donanimhaber.com › [Konu Dışı / Off Topic] › Konu Dışı, 28.5.2014g

a.


ing.



paytoncu | Beni ilk defa paytoncular kahvesinde öldürdüler, | AlperÖzbek, 113








paz huzur | Brezilyalılar için bir değişime gebe görünüyor. | Paz yani | huzur içinde yaşayan insanlar, bundan sonra | endişe ile tanışmaya başlayacaklar galiba., | HamdullahÖztürk, Z, 26.2.2012








pazar | anlaşma, ahd | Göklere dayandı feryadım, zarım, / Kime anlatayım ah u zarımı,/ Fani dünya ile bu mu pazarım, / Öksüz bıraktılar yavrularımı.// Mıçıla söylerim tükenmez zarım, / Senle böyle miydi ahdım pazarım, / Öyle bir yol üstünde eşin mezarım, / Gel de elin ile kaz kara gözlüm., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 62//268

a.






Pazar olsun deyim bol alış veriş olsun anlamında iyi dilek sözü | Kolay gelsin dedem, Pazar olsun... Ver elini öpeyim., | 30








pazar sevişgenleri Metin Üstündağ'ın ilişkileri konu aldığı süper karikatürler serisi. Misal: erkek: sevgilim denencek bütün pozisyonlari denedik, konuşulcak herşeyi konuştuk ee Şindi napcaz? Kadın: ayrılalım o zaman. ES (cadi, 11.05.2001)








pazarcı | Sabah olmuş, güneş doğmuş, pazar kurulmuş, pazarcılar gürültüyle alışverişe durmuşlar., | VSevim, 134

a.






pazarlanabilir | Satışa elverişli | Pazarlanabilir koçan verimi; süt olum döneminde hasat parsellerindeki bitkilerin | 1. ve 2. koçanlarının kavuzları soyulmuş ve pazar değeri olmayan koçanlar soyulduktan sonra tane doldurma, koçan büyüklüğü ve uç boşluğu dikkate alınarak tartılmış ve kg/da olarak bulunmuştur., | BKara/SAkman, AkdenizÜZiraatFDergisi, 2002y 15(2), 12

s.






pazarlık | Pazar gününe mahsus | Pazar'lık, | Star, YAtsız, 17.3.2013

a.






pazarlıklı | pazarlık etme imkanı var | Duyuru emirleri otomatik olarak eşleşmez, işlemler pazarlıklı işlemler ekranı üzerinden gerçekleştirilir., | | http://www.borsaistanbul.com/urunler-ve-piyasalar/piyasalar/borclanma-araclari-piyasasi/pazarlikli-repo-islemleri-pazari, 23.3.2016g

s.






pazarlıklı emir | Pazarlıklı emir, repo oranı, repo tutarı, işlem yapılmak istenen sermaye piyasası aracı grubu, başlangıç ve bitiş valörleri ile karşı üye bilgisi belirtilerek iletilen ve karşı üyenin teyit etmesi ile gerçekleşen emir tipidir. Karşı üye teyidi emrin tamamı için verilir ve kısmi gerçekleşme olmaz., | | http://www.borsaistanbul.com/urunler-ve-piyasalar/piyasalar/borclanma-araclari-piyasasi/pazarlikli-repo-islemleri-pazari, 23.3.2016g | Amasya Merkez Kirazlıdere Forlex Satılık Pazarlıklı, | | http://www.hurriyetemlak.com/konut-satilik, 23.3.2016g








pazarlıklı repo işlemleri pazarı | Repo Ters Repo Pazarı'nda işlem yapmaya yetkili tüm üyeler Pazarlıklı Repo İşlemleri Pazarı'nda da işlem yapmaya yetkilidir., | | http://www.borsaistanbul.com/urunler-ve-piyasalar/piyasalar/borclanma-araclari-piyasasi/pazarlikli-repo-islemleri-pazari, 23.3.2016g








pazarlıksız | pazarlık olmadan, net fiyat | Terör örgütü PKK, şartsız, amasız, pazarlıksız, hemen şimdi silahını bırakmalı., | KMAkbaş, DirilişP, 11.9.2015, 2

s.






pazartesici

b.a.
Pazartesileri seven ve tercih eden

Farsça bazar tr. ertesi-ci
"Doğrusu, Pazartesiciyimdir: HİÇ DÖNMEMİŞ PARTİZANIM.", Nuri Pakdil, Arap saati, 13"



pazı I | ıspanakgillerden, yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, yaban pancarı, yabani ıspanak (beta vulgaris varcicla) | Zaten aklın başında olsaydıpazıya karalâhana demezdin, dedi., | MYÖztürk, Şarkı, 2017, S 1, 24

a.






pazı II | İnce bir lastik ile pazımı bağlıyor. Elinin tersiyle kolumda damarımı sıvazlıyordu., | ÖFToprak, 1979, 82

a.






pazıl | puzzle yapboz. | Baba, nemli toprak üzerinde, parçalanmış mermer taşlarını (pazılda olduğu gibi) bir araya getirerek, oğlunun adını yazmaya çalışıyordu., | AlperÖzbek, 75 | Kendilerini uyarıyoruz, bu dalavere pazılının eksik yanları var, acilen düzeltiniz., | STunalı, T, 19.9.2011 | ahşap pazıllar | çoğul.

b.a.a.


ing.



pbx | **

kıs.


ing.



pc'lik | political correctness: siyasi doğruluk | PC'liğin (Political Correctness-Siyasi Doğruculuk) On Emir'i Müslümanlar'a hakareti kapsamaz. O yüzden de onlara yönelik her türlü hakaret ifade özgürlüğüne girer., | GGöktürk, DüzceHaber, 19.4.2013

a.


ing.



PDFK'lık

a.
PDFK'da görüşülmeyi gerektiren şey,


"Fenerbahçe, 'puan silme' maddesiyle PFDK'lık oldu.", Hr, 9.4.2024"



pdr | pdr psikoloji ... rehberlik

a.






peç | –ci | Rus mimarisinde odaları ısıtmak için yapılan fırın tarzı ocak 2. yama | Ay yıldızlı peç, Orgeneral Akar'ın üniformasının sağ kolunda yer aldı., | | http://www.haberler.com/tsk-da-kamuflajlara-yeni-tasarim-8359853-haberi/, 8.7.2016g

a.




GTS+



peçelemek | Bir de, din bağlılığınızı bizi harekete zorlayacak derecede açığa vurmamanız, biraz peçelemeniz gerekiyor., | Benim Gözümde Menderes, | 17-18)/ydüzenli, 8.1.2013

s.f.






peçelenmek | Peçeyle örtünmek. | Gündüzdü gecelendi / Mehtâbdı peçelendi / Benim nazlı meleğim / Göklere yücelendi., güfte Yıldız Hanım, Beste Saadettin Kaynak (Beste tarihi 1950 güfte tarihi daha erken olsa gerek.)

f.






peçeli

s.
peçe örtünmeş.


"Tek kapıdan çıktım yüzüm peçeli / Ahbaplar oturmuş iki geçeli", Halk türküsü, Anonim "



peçesiz

s.
peçe giymeyen.


"Hele ecnebi bir kadın geçerse o zaman herkes birden başını kaldırıyor alaycı söslerle söyleniyorlardı. "Rezalet! Peçesiz geziyorlar." Kendi memleketlilerine karşı ise saygı gösteriyorlar.", Kaptan Paşa, 1954, 72"



Peçetelik -ği | ++

a.






peçvörk | Patchwork. | Üşüdüm üstüme peçvörk örtsene anne., | AyçaŞen, T, 24.6.2012

a.


ing.



ped | kadın pedi hijyenik ped

a.






pedal mecaz bisikletçi, bisiklet süren/binen | 52 yaşındaki Fransız pedal, dünya kadın hareketinin simge isimlerinden Simone de Beauvoir'in soyundan geldiğini herkese gösteriyor., | AÇelik, T, 30.9.10








pedalcı

a./s.


fr. pedal + tr. -cı
"Bu akşam eli boş dönüyor / Umutsuzlar yokuşundan pedalcı Ahmet", İlhan Geçer, 1986, 32"



pedallamak | pedal çevirmek, bisiklet sürmek. | [P]olisi ve jandarması Büyükdere Çelik Gülersoy Forumu ve Yeniköy Forumu üyesi 70 bisikletlinin '3. Köprüye karşı pedallıyoruz' etkinliğini engellemek için çalışıyordu., | AAktar, T, 12.7.2013 | Pedalla kalbin için pedalla!

f.






pedallı | ... Pedallı harblar 2166 Pedalsız harblar..., Resmi Ceride, 1953, B 2, 6774 | ... pedallı otomobiller, oyuncak bebek arabaları ve benzerleri.), Düstur, 1956

s.






pederasti | Bir yetişkinin öncelikli olarak genç bir erkeğe yahut erkek çocuğuna ilgi duyması. Yunanca ???? (pais: çocuk, oğlan) ve ??????? (erastis: âşık) kelimelerinin birleşiminden oluşan bu kelime Antik Yunandan beri yetişkin bir erkeğin, genç erkek çocuklarına cinsel ve duygusal ilgi duyması durumunu tanımlamak için kullanılmıştır. | Osmanlı'da Pederasti (1451-1839), Yasin Özdemir, 2019 (kitap adı)

a.






pederatör | Bizim ürünlerimizin tamamı pederatör ismi verilen saldırgan, canlıyla beslenen hareketli yemlere duyarlılık gösteren balıklar için. Dolayısıyla kıyı avcılığında atıp çekerek avlanılan ya da sırtı dediğimiz tekne arkasından sürütme tekniğinde kullanılırdedi., | CCKorkunç, 30.3.2013








pederşahilik -ği | Artık daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi, daha az pederşahilik istiyorlar., | JLagendijk, Z, 19.6.2013

a.






pedesterian

a.



"ah / keşke çok yaşlı olsam / -çok şeyler yapmak kadar yaşlansam- / bu çürük tavanlı sofada / terliklerim / ince başörtüm / inci çiçekleri gibi / bembeyaz ve içisu dolu gözlerimle / kendi tanrım olan kendime / -müslüman ya da pedesterian- / bir bir anlatsam", Melisa Erdönmez, Yelken D, S 141, kas 1968, 10-11"



peeh kötü kokuyu ifade eder ünlem | -Nergislerin kokusu bile geliyor, bak... Mis gibi... -Hani!... Peeeh! Bok kokuyor, sen zannedisinn çiçektir!, | YErdoğan, 69








peeling | cilt yenileme* | İnci tozu peeling (cilt yenileme) / elmas başlıklı mekanik peeling ile yapılmaktadır., | PolymedDevaKlniği afişi, 2011 | Kimyasal peelingler, sir ağda uygulaması ve uygun olmayan kozmetik ürünleri de cilt üzerinde leke yapabilir., | D Avşar, HrKlbk, 26.8.2019




ing.



pegas

a.
pegas*

yun. *
"Heyhat! Ebediyete Âlemdağına seyrana gidilir gibi gidilmiyor. Bunun için Pegas'ın yelesinden sımsıkı tutmak lâzım!", A H Tanpınar, Şiir ve Sonsuzluk, 324*"



pegasus

a.



"Bir çağın pegasusları ölür | (... ) Ay ölür saat on iki olur / Ne varsa bu satte olur / Karadaş gündüzü vurur / Bir çağın pegasusları ölür", Haydar Oğur, 1994, 47"



PEGİDA





"Avrupa'da aşırı sağcılar provokasyon için yine harekete geçti. Bir grup Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar (PEGIDA) taraftarı, Arnhem Belediyesi'nden aldıkları izinle Kur'an-ı Kerim yakmaya çalıştı.", Hürriyet, 14.01.2024"



PEGİDACI





"Ancak Müslümanlar da oradaydı. Bir İslam düşmanı Kuran'ı yakmaya çalışırken müdahale ettiler ve eyleme engel olmaya çalıştılar. Polis ise PEGIDA'cıları durdurmaya çalışan Müslümanlara copla müdahale etti.", Hürriyet, 14.01.2024"



pehlivan | Mevlüt İhsanî'yi hasretlik yaktı / Yaktıkça alevim serimden çıktı / Dünya pehlivandır, herkesi yıktı / Ecel, her kişinin pehlivanıdır., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 120

a.






pehlivan tefrikası | Mec. Uzun süren yazı dizisi, uzun sren iş, sürüncemede kalan iş | Bizim davalar, 'pehlivan tefrikaları'na döndü., | Güney Dinç, 61

a. mec.






pejmürdeleşmek | Zülfü bir ân ile pejmürdeleşir, desteleşir, / Gül açar, renk ile sevdâ dil olur besteleşir..; S Bumin, Vuslat Şarkıları, 5

f.






pejoratif | Olumsuz anlamda. | Lâyisizm de doktrinal ve pejoratif olmak üzere iki anlamda kullanılır. Doktrinal anlamda lâyisizm, lâik hareket ve cereyanlara, lâik fikir akımlarına bağlılığı ve taraftarlığı gösterir. Pejoratif anlamda lâyisizm ise, bilhassa bazı dinî çevrelerde, dine aykırı, dine düşman bir hareket anlamı taşır., H Eroğlu, Gerçek yönüyle Atatürkçülük: Türk devriminin temel ..., 1965, 140

s.


fr.



pejoratiflik -ği | Filiz Özdem, 'hayvan' tanımına, paganizmin son bulmasından bu yana yüklenmiş olan pejoratifliği altüst etme çabasında bence., | PBarışta, T, 26.6.2011

a.






pek | çok güzel. | Begenecek hali tarif ederken / Arı sili, gökçek, peh'' derler bizde... / Unutma emi der şehre giderken, / Unutmam demezler | eh'' derler bizde..., H V Taşyürek, Lügakçemiz şiiri, 30.07.2002 02:57:00

s.






pekaka | bk. PKK barbar, vandal bir terör örgütü | FETÖ-metö derken... pekaka-mekaka derken... geleceğimizi ıskalamayalım lütfen!, | FehmiDemirbağ, genchukukcular, 18.9.2016

a.






pekbilent mağarası | Bu TTK denen yer radyoaktif Ermeni düşmanlığı dalgaları yayan bir pekbilent mağarası falan mı acaba? , | LeventYılmaz, T, 28.9.2011

a.






pekleşmek

f.



"İşte bu pekleşen kalkınma ile önce Rumeliye sahip olduk, tâ Viyana kapılarına kadar dayandık.", Y K Beyatlı, ? Süheyl Ünver, Yahya Kemal'in bir sohbetinden, Yahya Kemal'in Dünyası, Tercüman tarih ve kültür vakfı yay., İstanbul 1980, 123-124"



pekmez akıtmak | deyim kan akıtmak | [K]abadayılara ait, maddi ve manevi değeri fazlaca ustura, gaddare, piştov, saldırma, yatağan gibi pekmez akıtmaya mahsus cins cins emanet demir ile,-. İOAnar, GK, 15

argo






Pekmezsiz | Pekmezi olmayan. | Her ağaç, başına pekmezsiz, yağsız yapılmış helva ile dolu bir tabak koydu., | Mevlana, ?A Gölpınarlı, Dîvân-ı kebîr, 2007, C 6, 302

s.






peksimetleştirmek | Erol'u mıhlanmış gibi oturduğu yerden milim milim ayağa kaldıracak tek kişilik bir dünya görüşü, içini çürütüp kemiklerini peksimetleştiren bu iç savaşa karşı bir kıvılcım çakamadı., | NGenç, isenç, 119

f.






pel pel bakmak | Bir balık başını uzatmış sudan / Pel pel bakıp şu sözleri diyesi, | BKÇağlar, 1968

f.






pelerinli


pelerin takınmış.


"Ne teselli! Bunları düşünürken baktı ki, Şehriban geliyor. Fakat büzme köylü çarşaflı değil | üzerinde -tıpkı mağazaya uğradığı gün giydiği biçimde- pelerinli şık bir çarşaf var, incecik peçe, peçenin yanlarında köpürmüş sağ bukleleri, beyaz uzun eldivenler, gümüş telle örülmüş çanta kolda.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 104"



pelerinli | Silahşörler gibi kılıçlı, pelerinli / Devlerle savaşır pirensesleri kurtarırlar., | N Ö Arpacı, 2006, 69

s.






pelet | Odun artıklarının kurutulup,öğütülerek talaş haline getirildikten sonra yüksek basınçla sıkıştırılmasıyla elde edilen 6-8mm çapındaki yakıt topaklarıdır. Odun peleti yaklaşık %7-12arasında nem içerir. Nem oranı az olduğu için kalorisi yakacak oduna göre daha yüksektir. | Eskiye dönüş yapan Yunanistan 100 bin soba istedi, pelet talebi de arttı., | Star, 30.10.2012

a.






pelikan | Gözlerini kaldır da yukarıya bak pelikan bile olsan, | MGürpınar, Geceyarısı Notları, 1981, 1994, 27.








pelikancı | bugün ak partinin içersinde yerleşmiş olan bir grup. önce ki entry söylendiği gibi her devrin adamı olan, ilke yerine menfaat peşinde koşanlardır., | sultanottoman, 21.4.2017, EkşiS | Karar'daki İslamcılar ve Beki, olayı bir İslamcılar-Pelikancılar kavgası olarak görüyor., | NAlçı, M, 7.5.2017 hagayretbe, 4.5.2016, EkşiS

s.






Pelikanizm | 1. Mec. Tetikçilik | Pelikanizm, | Murat Yiğit, | http://www.yenisoz.com.tr/pelikanizm-makale-13085, 14.5.2016 2. siyasetbilimi gerçeklerden bilinçli olarak kaçıp her şey normalmiş gibi davranmak

a. mec.






pelikanizm | pelikancılık | Pelikan Bildirisi denilen (ismini kendi vermiş) ve Davutoğlu'nun 5 Mayıs tarihli istifasına yol açan etkenlerden biri olarak bildiğimiz bir belgenin, onu yayınlayanlar üzerinden de çetevari bir organizasyonun peşindeyiz. / pelikanizm Grup ve paradigması, Bosphorus Global denen organizasyonun merkezinde olduğu ve merkezden çevreye açıldıkça disiplini, tutarlılığı, üslubu, terbiyesi giderek azalan bir taraftarlar/troller ordusuna kadar genişleyerek yayılıyor. Buna | Pelikanizm diyoruz. Pelikanizmde başaşağı bir dünya algısı, yalan ve çarpıtmalar, uzaktan parmak sallayıp ayar vermeler, hedef göstermeler, tehditler, itibarsızlaştırmalar var., | Cum, 25.4.2017

a.






pelikül | bkz. pelicula | Pelikül film karesinin sinefil dilindeki tezahürü..., | (lem, 02.01.2003, Ekşi S) | Pelikülün İzinde gösterimlerine bu yıl da devam edecek olan Altın Portakal, Lütfi Akad'ın filmi Hudutların Kanunu'nu sinemaseverler ile buluşturacak., | T, 9.8.2011 | Sevgili dostum Zeki Ökten, Bir Demet Menekşe'yi 1970'lerde peliküle geçirdi, tam tarihi hatırlamıyorum, hatıraların bile imkânsız kılındığı günümüzde bu tarihi ansiklopedilere bakarak, bilgisayara girerek saptamaya ihtiyaç duymuyorum., | Sİleri, Zcumartesi, 4.2.2012

a.






pelin | pelin yutturuyordu torunlarına / gelinlerine muska yazıyordu, | MG, 72

a.






pelinli | apsent i. (Fr. absinthe < Yun.) pelinli sert içki, | KubbealtıL | Pelinli sonbaharın ve ıslak samanların nemli kokusu daha şimdiden havaya karışmıştır., | CAytmatov, Cemile; Deve gözü; Selvi Boylum, YeniDünyaYayınları, 1982, 75 | ...bakışları altında tuttuğu, bizim ona verdiğimiz o melek yüz değil de; bitlerle kemirilmiş sert, kaba bir baş, pirelerle dolu koltuk altları, gün ağarır ağarmaz onu pençeliyen pelinli içkiyle çürümüş bir ağızdı. Kaç kez yoluuumuz üstünde rastladık bu Rimbaud'ya da, öbür kaldırıma geçtik!, | TürkDiliD, 1960, C 10, 202 2. Bakırköy İncirlide bir sokak 4. Moldovada bir köy | Bir Moldovan (Romen) köyü olan Peliney, Gagauzca da Pelinni (Pelinli) olarak ses değişimine uğramıştır., | LiubovTanasoğlu, 2003, Gagoğuz: Kültür, sanat dergisi, S 34, 18

s.






Pelit kurdi | pelitte, yani meşe ağacında yaşayan, insanı vurduğunda (ısırdığında) alerji yapan bir çeşit kurttur. 2007 ağustosunda annem ve kardeşim Eyüp böyle bir hale kalmıştı. Erzurum'da Palıt meydanı vardır. Herhalde geçmişte meşe odunu satıldığı için bu adı almıştır. Azerbaycan Türkçesinde palıd | koza şeklinde meyvesi olan, muhkem oduncaklı, iri yapraklı ağaçtır (ADİL 3 568).

b.a.






pelit kurdu / kurdi

b.a.



"Pelit kurdi "pelitte, yani meşe ağacında yaşayan, insanı vurduğunda (ısırdığında) alerji yapan bir çeşit kurt"tur. 2007 ağustosunda annem ve kardeşim Eyüp böyle bir hale kalmıştı. Erzurum'da Palıt meydanı vardır. Herhalde geçmişte meşe odunu satıldığı için bu adı almıştır. Azerbaycan Türkçesinde palıd "koza şeklinde meyvesi olan, muhkem oduncaklı, iri yapraklı ağaç"tır (ADİL 3 568)."



pellen püf

dey.



İTİKAT MESELESİ İstipdat devrinde yaşamış Eyüp Sultanlı merhum Siyahî Şükrü Efendi bir gün Eyüp Nişancasındaki iptidai mektebinde ders okuturken, kokanalardan biri gelmiş. -Hoca Efendi benim itikadım var fena halde başım ağrıyor. Bir nefes edesin diye geldim, demiş. Hoca Efendi de şaşırmış, düşünmüş ve menfi bir cevap vermiye de gönlü kail olmamış; ne desin, derhal hatırladığı şu kaziyeyi okumuş: İtikatdadır nazar / Kozlucada çapa kazar, / Ben bu kefereye okursam / Bütün bütüne azar / Pellen püf, pellen püf. / Kokana -Oh, Hacı Efendi nefesin ne keskinmiş, derhal başımın ağrısı geçti, demiş.
Nurettin Bingöl, S Ünlü, 04.07.2025, Facebook



pelverde | 1. Domates salçası | Pelverdesi ve pestili de yapılan üryani eriği her öğünde yenebilir., | | http://www.kastamonugezgini.com/kastamonu-uryani-erigi/, 26.3.2017g 2. Çorum dolaylarında 'pevrede' olarak isimlendirilen ve kuşburnu meyvesinden yapılan, tahin kıvamında bir tür marmelat. 20.10.2006 12:49 arnold layne,EkşiS 3. erzincan yöresinde, kayısıdan yapılan marmelat..sulandırılınca şerbet niyetine içilir., 16.06.2007 19:02 bridget jones, EkşiS

a.






pelvik BTS+ | pelvise ait. | Kadınlarda kısırlığın sebepleri neler? ...geçirilmiş pelvik enfeksiyonlar gibi üreme organlarının yapışıklıklarına neden olan durumlar..., | HrKelebek2, 19.07.2016 | Yaşadığı pelvik ağrının sadece 'kadın olmanın bir parçası' olduğu söylendi, aslında akciğerlerine yayılmış dev bir yumurtalık kanseriydi. 'Şimdi beş yıl daha yaşayıp yaşamayacağımı bilmiyorum', Hr, 31.08.2024

s.

tıp


bts+



pelvikenflamatuar | Sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları eğer kontrol edilmezlerse kadınlarda pelvikenflamatuar hastalıklara yol açabilir., | HKelebek2, 19.7.2016

a.

tıp




pembeleşmek | pembe bir renk almak | Hani sevdâ köpüren, pembeleşen gül gibi yüz? , | SBumin, VuslatŞarkıları, 18

f.




BTS++



pembeleştirmek

f.
pembe hale getirmek.

tr. pembe-leş-tir-
"Günün yemeği zeytinyağlı barbunya | Soğanı rendeleyin, kızdırılmış yağda pembeleştirin. Daha sonra sırasıyla havuç, patates ve barbunyayı koyarak sote edin.", Güneş G, 10.10.2000, 7"



pembeleştirmek

f.



"Genç kız yüzünü pembeleştiren bir gülüşle gülüyor ve: -Seni özlemekten, diyor.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 14"



pembeleştirmek | Suyunu çekmiş Selanik fasulyesi, çok ince kesilmiş, yağda pembeleştirilmiş soğanla birlikte tencereye konacak; tabiî kuru fasulye çok­tan haşlanmış. Kırmızı biber serpilecek. | , | Sİleri, ZCumartesi, 22.9.2012

f.






pembemsi | Deniz yüzeyinde akşam alacasının çizdiği, pembemsi hareler vardı., | TKiremitçi, 2005, 196

s.






pembik pembik | Gerdek oldu di mi? O yüzden yanakların pembik pembik!, | 30.09.2017 atv

s.






pembiş, pempiş ç.d. | 1. Özel ad. 2. | Pembe, pembemsi. | Son sınavdan çıkmıştık. Pembiş titriyor, alnı terliyordu | Bitti, sonuna geldik. dedi. Çok şükür! dedim. | -Anlamıyorsun. Sıkı dur, güçlü olmalısın. dedi. | Pembiş, Pembiş!. diye ünledim., Varlık Yıllığı 1962, 451 | pembiş ve tombul ellerini tutarak bir çocuğun, / atılan ilk adımdır., Aynur Sezer, Yeni bir öyküye başlamak, Varlık Yıllığı 1968, 491 | Ödülü (sic) jüri üyesinin iddiasının aksine pembiş kapaklı şeker şurup şeylerin daha fazla yazıldığını düşünüyorum., | Ş İşigüzel, T, 27.03.2010 | Beyaz atlı prens gelir, prensesi kaptığı gibi mutlu 'pempiş' yarınlara doğru dörtnala gider., | S Oral, T, 25.02.2011

s.a.






pembrolizumab | Sayın doktor ve eczacıların dikkatine Keytruda 100 mg/4 ml IV infüzyonluk çözelti içeren flakon pembrolizumab Türk tıbbının hizmetine sunulmuştur., | Hr, 2.10.2016, 10

a.






Pemfigus vulgaris

b.a. tıp



anabilim dalında açık bulunan (Pemfigus vulgaris ve psoriasis alanlarında bilimsel çalışmalar yapmış olmak şartı ile ilan edilen) profesör kadrosuna atanmak için... İÜYK 14.2.2024



penaltı | penalty | 1. Ceza atışı, on bir metre ödeği; Futbolda yalnız kalecinin koruduğu kaleye bir rakip futbolcu tarafından on iki adımdan yapılan cezâ atışı  2. Elemeli futbol maçlarının sonrasındaki eşitlik durumlarında takımların birbirlerine üstünlük sağlamaları için rakip kaleye en az beşer kez yaptığı vuruş. 3. lunaparklarda bir tür oyuncak | Üsküdarın, Salacakın gençleri buralarda volta atıp kız keserler, 'üç kuruşa Yeni Harman' (o zamanki en kıral sigara)da penaltı atıp, ya da kayık salıncağında, salıncak ters yüz oluncaya kadar azgınca sallanıp seyredenlere hava basarlardı. / En revaçta olan lunapark araçları kayık, salıncak, dönme dolap, atlı karınca, penaltı vs idi./ Camgöz 'üç penaltı atana sigara' reyonunda penaltı atarken o sıra seyretmekte olan Sevda ile gözgöze gelmiş, Sevda gülümseyince o şaşkınlıkla topa bir patlatmış, top kalenin ters tarafından denize gitmişti., | TAral, SÖ, 69/77

a.


ing.



penaltıcı | penaltı atan | Bu haber doğruysa, 12 maçtır takımla çalışan bir antrenörün bunu penaltıcısını belirlemek için yaptığı düşünülemez., | NumanTürker, T, 9.9.2011

a.






pençe | pençe pençe | iri iri | Gözlerinden yüzüne çıkıyor, rengini veriyor, pençe pençe allıyordu., | TarıkDursunK, 1961/1991, 30

a.z.






pençe-i âl-i aba








pençelenmek | ayakkabı pençe yaptırılmak | Bahse girerim, ayakkabıları en az üç kere pençelenmiş... dedi., | ANesin, ŞAvrupa, 153

f.






Pendirli | peynirli, içinde pendiri/peyniri olan | Şekerli Elazığ pendirli ekmek: 10.00TL, | Elazığ Pidesi, 2019, Bağcılar Caddesi Haznedar Mah. No.86 Güngören / İstanbul

s.






penetrasyon | penetration nüfuz | Türkiye internet pazarı 35 milyon kullanıcısıyla penetrasyon oranı yüzde 45'e varmış, büyüme hızı dünyanın en yüksek büyüme hızları arasında sayılan ve fakat yalnızca bir tek firmanın 'hakim durumda' olduğu bir pazar., | EKatırcıoğlu, T, 2.12.2010 | Avea'nın akıllı telefon penetrasyon oranı da yıllık 15 puanlık artışla yüzde 47'ye yükseldi., T, 6.8.2014

a.


ing.



penguen | mec. | [E]rdoğan'ın özel temsilcisi Hakan Fidan'ın katıldığı görüşmeleri, 'AKP ile ilgisiz devlet penguenlerinin' yaptığını söylüyor., | T, MEsayan, 26.9.2011 | Bilmem bu tablo kafasını kuma gömen 'penguenlere' bir şeyler anlatıyor mu? , | EUslu, T, 18.6.2013

a. mec.






penguen | penguene yatmakBuradan merkez medyaya sesleniyorum. Sizi izleyen, bize oy verenlerin yüzde 70'i. Diğer firmalarınızın ürünlerini tüketirsem, reklamlarınızı izletirsem namerdim. Hadi bakalım görmeyin, hadi bakalım 'penguene' devam edin. Ya tarafsız olun ya da bundan sonra karşı taraftasınız. Bir kahvenin kırk yıl hatırı var, bir alçaklığın kırk yıl hafızamda yeri var, | Özgür Özel, 22.03.2025, basın

dey.a.






pens | Pince a. 1. Giysilerde bazı yerlerden içeriye doğru daraltılarak dikilmiş bölüm. | Bir sarı giysim vardı, onun penslerini açmış hamile giysisi yapmıştım, ama baban çok severdi bu giysimi, üzerinde beyaz beyaz çiçekler vardı, bana papatyam derdi o giysiyi giydiğimde..., | Mİzgü, 81 2. Kıskaç biçiminde iğne. 3. Pense: ?Önce topu ateşe gösterdi, elinin yandığını anlayınca uzun bir pensle tuttu, ateşe uzattı.? -R. Ilgaz.

a.


fr.



penthouse | binanın tepesindeki lüks daire | 3.6 milyon liraya penthouse satacak, | Sabah, 24.7.2011 20.9.1999 roots, EkşiS

a.


ing.



penyuvar | Seniha, sun'i bir huysuzlukla mırıldanarak yataktan indi, arkasına bir penyuvar aldı, kapıyı açtı ve şımarık bir tebessümle:., | YKK, KiralıkKonak, 15

a.






pepeme | +Ruşen Eşref'e bir öğüt: Soyadını (ş)siz seçsin. Bir (ş) daha katarsa değil pepemeler, dilli düdükler bile kolayca şırıldatmadan okuyamazlar., | RHKaray, BirAvuçSaçma, 97

a.






peplos | Şarap, yağ, yiyecek, o peplos'lar yığınla, S Batu, Güzel Helena, 1959, 20

a.






peplum | Moda peplumla anılarını tazeliyor. / Şimdi de sırada 1950'li ylların yadigarı peplumlar var., | KezbanKaragöz, Z, 11.2.2012

a.






per /ser hayvan yatağı, | Av. FedliKoç, 9.4.2017








pera | top. Beyoğlu'nun diğer adı.

a.






Peracı Pera Müzesi çalışanları | Düşesin şehre indiğini duyan Pera'cılar 'Aman ne güzell tesadüf, bakın Goya sergisini de açtık, buyurmaz mısınız? ' dediklerinde Düşes'in verdiği cevap kitaplara geçeçek türden:, | Baltuğ, T, 3.7.2012








perçemli | perçemi, kâkülü olan. | Tek kapıdan çıktım yüzüm peçeli / Ahbaplar oturmuş iki geçeli (vay vay) / Hulusi'nin de alnı sıra perçemli / Neyleyim dünyada dünya malını / Gönül arz'ediyor eski halini, tek kapıdan çıktım, Amasya

s.






Perçim | bkz. perçin | İki veya daha çok levhayı birbirine bağlamak için geçirilen çivinin, ezilerek baş durumuna getirilen ucu | Laf olsun diye, biraz da dalga geçmek için ortaya atılan çift tayın işinin perçimini, daha sonraları birbiri ardına söylediğim sunturlu yalanlar pekiştirdi., | S Şengil, 1983, 60

a.






perçinleştirmek

f.



"(... ) 60'ın başında Cambridge'e davetli hoca olarak gitmem beni iktisatla perçinleştirdi.", "Sencer Divitçioğlu: Benim derdim bilinmeyenleri çözmek" Cogito, S 26, Bahar 2001, konuş. A S Akat, https://www.researchgate.net/publication/349554252_Sen"



perçinli

s.
perçinlenmiş.


"Yine nargile keza tepesine perçinli. Nihayet, tuluat tiyatrolarının komedi-dramalarında, son perdede zalim kişilerle mazlum kişilerin kılıç kılıca geldikleri, şanonun kolişlerinde çanak mehtapları yakıldığı zamanda çalınan mahut 'Galo' ile topaç gibi fırıl fırıl döner, nargilenin marpucu boylu boyunca açılırdı."11"



perçinli | Benim varlığım köyüme perçinlidir., | MYağmur, 46

s.






perde beton | İçini perde betonla doldurup yapıyı güçlendiriyoruz., | SinanGenim/ÖmerErbil, Hür, 8.4.2016

a.






perdecilik | 1. perdecinin işi, perdedarlık 2+. örtme işi | +Ama ne yazık ki özellikle dijital evrende gördüğünüz mutluluk tablolarının büyük çoğunluğu (istisnaların kaide ile ilişkisini sabit değişken alalım) bir mübalağa sanatçısının elinden çıkıyor, üzüntü perdeciliği yapıyor., | CŞehirlioğlu, HürCmrts, 3.9.2016

a.




GTS+



perdeli

s.
kapatılmış, kapalı.

x
"Ön perdeli ard perdeli / Geçmiş nisyan, gelecek meçhul / Kalınca ortada nasıl etmeli. / O ve ben, uyandığım yerden / Varken o, korkum yok gelecekten.", S Seyidanlı, 18"



Perdeli | Bir genç kızın bakışıdır kırlarda. / Perdeli, baygın, dumanlı, bulutsuz / Kör, keskin, duyah, umursamıyan., | B Necatigil, Arada, 10

s.






perdelik

s.
perde için uygun.

Farsça perde tr. -lik
"Gerekili kızılcık deyneklerini Mısır çarşısından alırlarmış ve bunları alan kimse o vakitki hapishane-i umumi, şimdi emniyet-i umumi yazışma memurluğunda görevli Bursalı İsmail adında bir kişi. Perdelik deynek diye alırlarmış. ve bunlar suda ıslatılarak gya gerçeği söyletmek için çaresizleri falakaya yatırıp en az elli sopa.", A N Ölçen, 126 (1982, 2000)"



perdematik

s.



Perdematik 17/11/2018



Perdematik 17/11/2018








Perdematik 17/11/2018 ++








peren peren kaçmak

z.
hızlıca, her biri yir yöne dağılmak.


"Şöyle birşey oldu peren peren kaçtılar. Birisi bir yere gidiyor, oradakiler onu görmek istemiyor, her biri bir tarafa kaçtılar.", Esra Çetinkaya., 15.3.2024"



perende | Sonra da vücut şişirme, el üstünde yürüme, perende gibi cimnastik gösterilerine başlamıştı., | TAral, SÖ, 123 perende atmak deyim | Ve herif Yavuz'a bir kafa geçirdi. Yavuz'un önce yerden ayakları kesildi. Sonra havada yarım perende atıp Camgöz'ün üstüne yuvarlandı., | TAral, SÖ, 58

a.






perendebazlık | Gerçi bu perendebazlık onların cinsinde var, taklacı güvercinler gibi., | STorun, AnneBenAfrika'danYazıyorum – ıı -, 27.3.2008

a.






perfore | İng.* | Streç filmi eşit büyüklükte düzgün parçacıklara ayırmaya yarayacağının iddia edildiği tırtıklı çizgilere sahip olan, ama asla kopmayan ve deneyenlerin elinde üçgen parçacıklar kalmasına yol açarak insanı sinir eden olay., | 18.5.2001, pumpkin, EkşiS, 3.1.2015

s.






perforeli | Kağıt, naylon vs. gibi şeylerin kolay açılması için tırtıklı hale getirilmesi | ...poşeti perforeli yerlerden yırtınız., | AUZEF, 3.1.2015

s.






performans | performance Bir oyunun veya müzik eserinin icrası | Bedia Akartürk'ten canlı performans, | 9.10.2011, TRT Haber, 11.30

a.


ing.



performatif | Tasarım ve planın ancak uygunluğu ve yerindeliği gibi performatif niteliklerinden söz edilebilir.,, İhsanBilgin, T, 8.8.2012

s.






perfornanslı | Çünkü senin gibi yöneticileri onları iyi, orta ve kötü performanslılar olarak sınıflandırmak zorunda bırakır., | KB, PİG, 86

s.






Perfüzyon | sağ. Perfüzyon; iğne, intranül ya da sonda yardımıyla bir çözeltinin damar yoluyla kana akıtılması. 14.8.2019

a.






Perfüzyonist | perfüzyoncu 14.8.2019

s.






pergolalı

s.
pergolası olan.


"Nerede kaldı bunlar? Hangisi kaldı, kalanlar ne halde? Lale, Fırat, Perran hanım, hepsi yeni nesil. İşte Yeniköy kıyısında eskilere karıştığı şu züppe pergolalı ve özenti verandalı bir kaç yeni yalı da!", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 75"



pericik | Suların üzerinde pericikler oynaşır., R Ilgaz, | Sularda Güneş, Türkçü Kopuz M, 15 Eyl 1939, S 6, ?

s.






peridinamik | Bu projede kullanılacak | Peridinamik Modelleme uzay-havacılık sektörü başta olmak üzere, tıpta kanser büyümelerinin modellenmesi, yerbilimleri, inşaat ve makina sektöründe yapısal hasarların ve çatlakların modellenmesi, kimya ve petrol sektöründe faz değişimlerimin modellenmesinde kullanılmaktadır., | İÜ TeknolojiTransfer Ofisi, 17.1.2019

s.






periferal | PKK faaliyetlerinin yoğunlaştığı periferal coğrafyanın, buna uygun şekil almış toplumsal yapının ve devletin geleneksel yapılanma biçiminin IRA ve ETA'nın faaliyet gösterdiği alan ile farklılık gösterdiği bilinmesi gereken belki en önemli gerçekliktir., | AdemPalabıyık, T, 23.9.2011

s.






periferal | Tıbbi özellikleri: Topikal olarak uygulandığında Kapsaisin, ağrının periferal sinir sisteminden merkezi sinir sistemine iletilmesini sağlayan bir kemomedyatör olan P maddesini bloke ederek ağrının azalmasına yardımcı olur., Şanlı Delikli Yakı, 19.07.2001+

s.






Periferik | Bu iki basınç, kalbin dakikadaki atım hacmi (kalp debisi; kardiyak output) ve periferik dirence bağlı olarak değişir. Bunu bir formül ile gösterecek olursak; Kan basıncı = kardiyak output (KO) x periferik direnç., | S Aydın, Insan Anatomisi Ve Fizyolojisi, 2000, 162

s.






Perili | O kadar söylüyorum benimle hiç komşuya bile gitmiyor, evde kapanıyorsun! Bu hep böyle devam ederse senin halin ne olur? Alimallah perili olursun! dedi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 189

s.






perimenopoz

a.
ww

xx
"OKUR SORUSU Menopoz ne perimenopoz ne? Menopoz regl dönemlerinin kalıcı ve bir daha geri dönmeyecek şekilde bitmesi hali.Perimenopoz ise menopozun hemen öncesindeki geçiş döneminin adı.Menopoza bağlanan pek çok işaret aslında menopoza hazırlık yıllarında yani perimenopozda daha da şiddetlidir.Ateş basmaları, terlemeler, ruh halindeki gelgitler daha bir rahatsız edici hissedilir.", Hürriyet, 24.07.2018"



perinatoloji | Son günlerde kamuoyunda ve kadın doğum camiasında hassasiyet uyandıran sezaryen gündemi ile ilgili olarak Türk Perinatoloji Derneği-., | H, 26.6.2013

a.

tıp




perinçekçi | bk. aydınlıkçı Doğu Perinçek'in soyadından Doğu Perinçek'in fikirlerini destekleyen ve onun taraftarı olan | ... ve pratik bakımdan örgütün önündeki sorunların çözümünde yol gösterme vb. konularda acze düşen ve devrimci cüretini yitiren çok sayıdaki yönetici, önce reddettikleri | üç dünya teorisi | ni ansızın kabul ederekPerinçekçi cenaha iltihak ettiler., | Sosyalizm ve toplumsal mücadeleler ansiklopedisi, C MÖ 3100-MS, 1998, 652 | FETÖ' koğuşuna giren Perinçekçi neler gördü, | EÖzkök, Hr, 27.7.2017

s.






peristilli | Yaklaşık iki bin yıl önce orada bir kadın oturuyor, Fırat Nehri'ne bakan villasında dama oynuyordu. Şayet sıkılırsa villasının peristilli avlusunda çeşmenin ya da su yalaklarının yanında dinleniyor, hava çok sıcaksa Fırat'ın kenarına inip serinliyor, içi daralırsa tapınağa çıkıp dua ediyor, sohbet isterse komşu villalara oturmaya gidiyordu., | YOğur, T, 11.9.2011








Perişanlanmak | Perişan olmak. | 1783 senesi April sekizde kan dökümler ile naçarlanıp (kötüleşip) nizamsızlık ve baskınlar ile perişanlanmış ufacık hanlık âlemin en büyük devletine koşulup güçlü hükümet ve adil kanunlar., | Nadir Devlet, İsmail Bey Gaspıralı, 1851-1914, 1988, 26 | Tam yüz yıl burun - 1783 senesi April sekizde - kan dökümler ile nâçârlanıp nizamsızlık ve baskınlıklar ile perişanlanmış ufacık hanlık âlemin en büyük devletine koşulup güçlü hükûmât ve âdil kanunlar ile kurcalanıp (çevrilerek) rahatı bulmuştur., | Hakan Kırımlı, İsmail Bey Gaspıralı İçin, 2004, 311 (Kırımer, | 37. 10) | Bazı seyre çıkar hûb seyranlanır / Bazı nefse uyar pek bühtanlanır / Bazı yoksul düşer perişanlanır / Her derde ey gedâ baştır bu gönül., | Sümmani

s.f.






perişanlık -ğı

a.



"Bunun için yorgun argın ve geç vakit eve dönen ve komşularının yaptığı ikramlar sayesinde canı hiçbir şey yemek istemeyen Şahinde, felaketine layık bir iştahsızlık ve perişanlık ile, çocuklarına bir vefakarlık misali vermekte idi.", Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 169"



perkutan | percutaneous: deri yoluyla*. Deriden açılmış bir delikten gerçekleştirilen cerrahi müdahele. 22.3.2007, EkşiS saç, kaş ve bıyık ekme yöntemi. | Perkutan teknik; kökleri yanal kesiler içine değil, ince iğneler ile açılmış yuvarlak delikler içine, çıkış açılarına uygun olarak yerleştirilmesi tekniğidir., | Z, 7.11.2013




ing.



perlit taşı | 1. sim, kimya Erimiş sodyum, potasyum, alüminyum silikattan ibaret olan cam gibi bir volkanik kayadan patlatılarak pudra hâline getirilmiş bulunan, hazır sıva, hafif levha yapımında, izolasyon işinde, yem maddelerinin preslenmesinde kullanılan yardımcı bir madde 2. Madencilik inci taşı GTS | [P]rojenin en önemli noktalarından biri, projede ses ve ısı yalıtımı sağlayan yüzde yüz doğal malzeme olan perlit taşının kullanılmış olması-., | HakanKıran, R, 2.4.2013

a.






perma | Ev ev dolaşır, subay eşlerinin saçlarını keser, perma, yerine göre ondüle yapar., | S Şengil, 1983, 47

a.






permafrost | Permafrost erimeleri iklim değişimini daha da hızlandıracaktır. Metan çıkışı ile saklı kalmış bakteri ve mikroplarda yüzeye çıkıyor., | CenkYaltırak, 16.5.2017, rindan

a.






permakültür | (Latince perm sürmek, devam etmek, cultur tarım.), sürdürülebilir tarım Sürdürülebilir tarım ya da permakültür, doğadaki insan yerleşimlerini, doğal ekosistemlerden örneklenen ziraat uygulamaları ve sürdürülebilirlik görüşüne göre uygulayan bir ekolojik tasarım anlayışıdır. | Tarımsal üretim sürecinde toprak, su, biyoçeşitlilik ve insan sağlığını tehdit eden çokuluslu şirket yanlısı üretim tarzı olan endüstriyel tarım yerine permakültür tarım tarzı uygulansın., | Birikim, 2005, C 197-200, 95

a.






permakültür | Bursadaki çiftlikte, 29 Temmuz-4 Ağustos arasındaki ilk etapta permakültür ve toprağı nasıl canlandıracağınız anlatılacak., | ErkanAktuğ, HrCtesi, 8.7.2017, 9

a.






permalı 1990 | Saçların kendinden permalı. Kuaför çatlatan bir güzelsin., | YErdoğan, 8

s.






perovskit | kalsiyum titanattan oluşan bir kalsiyum titanyum oksit minerali. perovskite iki anlama gelmektedir. bunlardan ilki catio3 kimyasal formülüdür ve ural dağları'nda keşfedilmiştir. diğer anlamı ise catio3 ile aynı kristal yapıya sahip tüm mineraller için genel bir kullanımdır (perovskit yapısı gibi).silgi kafa 24.01.2013 22:06, EkşiS | Perovskit Güneş Hücreleri ve Kararsızlık Problemleri, G Yılmaz, Ç Özkök, MAKÜ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 9(Ek Sayı 1): 297-304 (2018)

a.






persiz pervanesiz

s.



"Azmedip bir gemi bahre dalmazsa / Karışıp dalgaya, yol bulanır mı / Herkes sanatında üstat olmazsa / Persiz, pervanesiz mil dolanır mı?", San, Hicranî, 86"



persona | 1. maske (maskleli kişilik) | Antik Çağ aktörlerinin oynadıkları rolü belirtmek için giydikleri maskeden adını alan persona (maske), insanın kişiliğinin dış görüntüsü ve yönlendiricisi durumundadır. /Bütün bu söylediklerimizden sonra burada hemen şu soru akla gelecektir: Bunlardan hangisi gerçek Tanpınar'dır? Personasını kullanan, insanlara göstermek istediği yüzünü gösteren mi, yoksa kendisiyle baş başa kaldığında karanlıktaki gizli çehresi beliren Tanpınar mı? Kanaatimizce Tanpınar da, iyicille kötücülün, personayla gölgenin birleşimidir. Her insan gibi..., | CGariper, 7.10.2014, İzlenimci eleştirinin uçlarından persona ve gölgeye: Ahmet Hamdi Tanpınar'ın bakışıyla Yunus Kâzim Köni, 22.7.2017g 2. insan, adam, kişi | Hatta imgesel persona, sözün dostu olamaz., | MehmetDoğan, T, 20.8.2011

a.


lat.



persona non grata | Diplomasi İstenmeyen adam | İki hafta önce bu köşede | Baydemir'e Kandil'den düzeltme arabaşlığıyla duyurduğum uyarılar/tepkiler dizisinin sonunda Baydemir, | Persona non grata yani istenmeyen adam ilan edildi., | KTayiz, T, 16.11.2010

a.


lat.



perspektivizm |  Bu haliyle olmasa da doğruya bakışın çoğulculuğu (perspektivizm) olarak benimseyebileceğimiz bu yeni paradigmanın dış politika yapım ve işletim süreçlerine de yansıması kaçınılmazdır., | KBalcı, Z, 31.8.2012

a.






perşembelik dişirmekKonya muhtaç olanlar perşembe günü toplar. | Eskiden 'perşembelik' denilen bir gelenek vardı. Perşembe günleri camide halktan yardım toplanır. Toplanan yardımlar cuma günü, ihtiyaç sahiplerine dağıtılırdı. Köylerde kadrolu/maaşlı imam bulunmaz, imamı kendileri tutardı. Perşembe günleri korucu/köy bekçisi, eşek sırtına yerleştirdiği heybelerle ev ev dolaşarak, köylünün genellikle kendi ürettiklerinden oluşan yardımları toplar; imam toplananların bir kısmını yemeye ayırır, bir kısmını da satarak geçimini sağlardı. Ne hikmetse, zaman içinde yozlaşan bu gelenek, imamlara kadro/maaş verildikten sonra da sürdürüldü., İsmet Becereklican, 19.10.2017, | http://www.sonhaber.com.tr/makale/persembelik/, 11.6.2019g | Bu bağlamda, Enderunlu öğrenciler, Perşembelik geleneğini yeniden hayata geçirdi. Osmanlı Döneminde, perşembe günleri camilerde yoksullar için Perşembelik adıyla yardımlar toplanıyordu. Camide toplanan yardımlar, Kur'an tilavetinden sonra ihtiyaç sahiplerine takdim ediliyordu., | | https://gencegitim.com.tr/enderunlu-ogrencileri-persembelik-gelenegini-yeniden-yasatiyor/, 11.6.2019g A Savaş, 10.6.2019

dey.






pert pert belgesi sigortacılıkta








perukar





"Perukar ve Tütüncü Mustafa Kazım Her nevi mümza ve posta pulları bayii Çemberlitaş karşısında numara 27 1904-1322" (Alemdar, 1919)"



perulu | Peruda doğup büyüyen. | Manuel Scorza, Dikenli Tel adlı belgesel romanında (Türkçesi 1975), dikenli teli bir silah gibi kullanan sömürgecilere yenik düşen ve tüm otlaklarını yitiren Peru'lu köylülerin öyküsünü anlatır., Bozkurt Güvenç, İnsan ve Kültür, 2016

s.






peruşka





"Bin çiçek ömrünü Peruşka kılar // Muharrem'in Peruşka'nın Onur'un türküsünü çağlarız", Haydar Oğur, 1994, 47//49"



pervalı | Bu durumda Başbakan da siyasetine 'pervalı' olarak devam etmeye gerek kalmadığı sonucuna varıp 'pervasız' sözler söyleme güvenini kazanıyor., | MBelge, T, 5.2.2012

s.






pervane

a.



"Elleri biribirlerinin avucunda, biraz sonra pervanenin köpüklendireceği suların pırıltılı, fosforlu maviliklerine dalmışlardı.", C Uçuk, DŞ, 1971?, 133"



pervaneleşmek | Pervâneleşip şem'ine yârin, dönerim ben; SBumin, VuslatŞarkıları,++

f.






Pervanelik –ği | Dostun visalinde nâra düş oldum./ On dört yıl dolandım Pervanelikte / SIDKÎ ismim buldum divanelikte*. / Sundular aşk meyin mestanelikte.*, | Sıdkî, ?

a.






pervasızlaşmak | ... pervasızlaşan çekingenler de hizmetlerinin karşılığını , iktidardaki paylarını istemeğe başlamışlardı . Thermidor olayının ertesinde , Genel Selâmet Komitesine birkaç tane Dantonist sokularak Komite tamamlanmakla yetinilmişti., P Gaxotte, 1961, 290

f.






perverdigar

s.
besleyen (Allah)


"Yarın mahşer günü Perverdigâr'e / Var mı götürecek hedâyâ bülbül.", San, Hicranî, 124"



pes far. bes: yeter | Tarafları, bu şımarıklık ve bencilliklerinden vazgeçirecek, 'tamam pes, artık barış yapalım' dedirtecek kadar kana bulanmamışız demek ki!, | MEsayan, T, 4.8.2011








pesimistlik | Pesimistlik derttir ama optimistliğin bu kadarı da hakikaten ayakları yerden kesebilir., | MAltınok, T, 5.8.2011

a.






pesimizma | karamsarlık, kötümserlik | Sanki, başından attığı fesle beraber bütün kara düşüncelerini bütün pesimizmasını kafasının içinden söküp atmıştı. | , | YKK, 1945, 25

a.






pesketeryan | /a. deniz mahsülleri tüketen ama başka et ürünü tüketmeyen kimse | Bir yıldır pesketeryanım, yani sadece balık yiyorum., | IrmakÜnal, Hklbk, 11.12.2016 kibibi, 3.5.2012, EkşiS

s.






Pesleşmek | Ara sıra yeisle incelip titreyen, bazen tevekkül ve teslimiyetle ağırlaşan ve pesleşen bu sesleri, şimdi evinin bahçesinde dimdik uzanan kaymakam muhakkak işitiyor ve anlıyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 167

f.






pespayeleşmek | Pespaye haline gelmek | Hrant Dink cinayeti ve AK Parti düşmanlığı üzerinden, neredeyse bu cinayetin sorumluları gibi gösterecek kadar pespayeleştiler., | MEsayan, T, 13.2.2012 | Medya onun döneminde pespayeleşti. Gazetecilik iflas etti., | LGültekin, 23.5.2014, internethaber.com | Televizyonlar o kadar pespayeleşti ki, sorulduğunda ben de herkes gibi 'Seyretmiyorum valla' diyorum., | AslıAydıntaşbaş, twitter, 1.2.2016g

f.






pestekerânî | Bakınız insanı ne pestekeranî (sic) işlerle uğraştırıyorlar., | Yatsız, Star, 3.2.2013

s.






pestenkerânî | far. pest: aşağı kelimesiyle ilgili. saçmasapan, değersiz. | Ben tasarladığım programımı Şişlideki evimin bir köşesinde oturarak ve birtakım pestenkerânî anasırla görüşerek tatbik edebileceğime kani olmadığım içindir ki doğrudan doğruya milletle temasa gelmek istedim., | KılıçAli, 1955, 12

s.






pestisit | Zirai mücadele ilaçları. Bakkteri, virüs ve haşerelerin zararlı etkilerini ortadan kaldırmak için kullanılan kimyasallar, bazı organik bileşenler, dezenfektanlar gibi maddeler ve yöntemler. | Bitkisel besin maddelerinin üretiminde ve saklanmasında kullanılan herbisit, fungisit, rodendist, insektist, dezenfektan gibi kimyasal maddelere | pestisit ismi verilir. Zirai mücadelede kullanılan bu maddelerin yenmeğe hazır bir durumda olan besin maddesinde rezidüel olarak bulunmaları her zaman mümkündür. Pestisitlerin kullanılması intentional olduğu halde ..., | AÜTFM, 1964, C 17, 643 | [7] Koruma ve kontrol genel müdürlüğü zirai mücadele ilaçları (pestisit) ve bitki gelişimini düzenleyici maddeleri kalıntı limitlerinin kontroluna dair tebliğ, Resmi Gaz. 20624 (1990) 33-36., | International Atomic Energy Agency, Environmental Behaviour of Crop Protection Chemicals Proceedings of an International Symposium on the Use of Nuclear and Related Techniques for Studying Environmental Behaviour of Crop Protection Chemicals, 1997, 233

a.






Pesto sos | Fıstık ezmesi koydum, mücver koydum, muz koydum, krakerler koydum, pesto sos koydum., | Zeynep Casalini, Hr, 29.8.2018








Peşen far. İki manayı ifade eder. Birincisi Turanîlerden bir mübâriz-i nâmdârın adıdır. $ İkincisi Tus denilen şehrin civarında bir mahallin namıdır ki nâzım-ı Şehname-i hakîm-i meşhur Firdevsî'nin Sultan Mahmud Gaznevî'ye intisabına vesîle-i cemîle olan şu mısraın: 'Mânendi sinan-ı Giv der ceng-i Peşen' [Peşen muharebesinde Giv'in oku gibi] muhtevi olduğu vak'a-i tarihiye orada cereyan etmiştir. Rüstem'in damadı olan Giv-i Güderz ile Efrasiyab'ın serdarı Pîrân Veysi arasında işbu Peşen denilen mahalde bir cenk-i azîm vukubulmuştur ki İran-ı kadîm tarihince pek meşhurdur. Şehnamede bu vak'a-i tarihiye mezkûrdur: 'Bir kemândâr-ı kebâde kapısında Rüstem / İki tirkeş-keşi kavvâs gibi Giv ü Peşen –Kasîde-i İzzet Molla', Salahi, Kamus-ı Osmanî, | 327

s.






peşin | önce | Taksiden peşin Zaloğlu atladı. .', OKemal, HÇ, 16

z.






peşin hükümcü b.s. | Yanlış, sürekli yaşayamaz. Süreklilik, hakikatin değişmez özelliklerindendir. Batı yeli de eser diner bir gün. Kuzey yeli de. Kendi içimizin rüzgarı eser. Putçuların, klişecilerin, sloganların, peşin hükümcülerin saltanatı da bir gün sona erer., S Karakoç, Sütun, ? , 622








peşinci | alış verişini peşin/nakit para ile yapan kimse. | –Efendi amca, sakız ver... Biraz da balmumu kes. / – Kızım, parayla olur ha! Peşinci bak herkes., | MAErsoy, Hasır, Safahat

a.






peşine | En çok tutulanı kıyma ve kuşbası. Peşine patlıcanlısı, sarımsaklısı, soğanlısı geliyor., | AbdurrahmanYıldırım, HTürk, 15.9.2016

z.






Peşli | Far. Peş hlk. giysilerin bol olması için yanlarına eklenmiş kumaş parçalı. | Üç peşli zıbının altında basma pantolonun uç kısımları küçük farfaralıydı., | M Kızılca, 27.4.2016, | http://rasyonelhaber.com/makale/431/gargara-abduellatif-camii, 11.8.2018

s.






peşmerge

a.



"Geride ne mi kalmış / Geride hüzünlü bir peşmerge şapkasından başka da hiçbir şey desek", Haydar Oğur, 1994, 116"



peşpeşelik -ği

a.
ard arda olma hali.


"Bu durumun bir benzeri kasten adam öldürmedeki tetabu' (peşpeşelik) meselesinde de vardır. Bir kişiye art arda iki kişi saldırsa eğer ilk saldırıdan sonra saldırılan kişinin görme, konuşma gibi tüm yetileri ve istemli tüm hareketleri geri dönüşümsüz bir şekilde kaybolmuşsa, fakihler katil suçunu işleyen olarak ilk saldıran kişiyi görmüş, ikinci saldırgana ölüye saygısızlık nedeniyle ta'zir cezası verileceğini söylemişlerdir.", H Karaman, 'Organ Nakli', 20 Haziran 2021), ."



peşte | yer | Evet, bilhassa Divan edebiyatına. Viyana ve Peştede etüdler yapmıştım., | R F Karay, Sonuncu kadeh, 107

a.






pet | evcil hayvan, evde beslenebilen hayvan | Erkekler eve alınabilecek bir pet gibi sade, sevimli ve masum bakarken, hanımefendilerin yüzleri, ardındaki niyetleri ve hesapları saklayan gölgeli bir kepenk gibi., | HGeviş, T, 9.1.2013

a.






Pet shop | evcil hayvan satan dükkan aslında burası büro falan değil, artık dilimize iyice yerleşen sözcüklerle, bir Pet Shoptu., | S Dölek, Kirpi, 101

a.






pet şişe | petten yapılmış şişe

a.






pet-center | Evcil hayvan merkezi | Sonra bir pet-center'ın kafesinde hasta yatan Tasya'mı buldum., | YMEroğlu, T, 10.4.2012

a.


ing.



petabyte | Turkcell Grup bünyesindeki veri merkezlerinin büyüklüğü 6 bin metrekareden, 8 bin metrekareye çıkacak ve 5.8 petabyte büyüklüğünde veri depolanabilecek., | T, 14.8.2011

a.






pétanque | [A]rkada Marquies de Sade'ın şatosu, gün batıyor ve pétanque oynuyorlar., | LeventYılmaz, T, 4.4.2012

a.


fr.



petemek domatesi | yumurta biçiminde salça yapmada kullanılan bir domates türü, itilyan domatesi | Susuz domates, petemek cinsi yumurta biçiminde oval olan domates çeşitidir. Suyunu salmadığı için ızgaraya ve özellikle sandviçler için uygundur., | 8.8.2011, | https://www.yemektarifleri.com/tarif/125160/izgara-patlicanli-rokka-salata | Bizim Brescia daki Marco bu sanatı babasından italyanın Apulia bölgesinde Bari şehrinde öğ- renmiş. Bu bölgenin işçiliği meşhurdur. Campana ve Apulia bölgeleri ikiside güney ve bu işin uzmanları ayrıca domatesin kralıda Güney bizlerin petemek türü dediği az sulu bol etli güneş yemiş yoğun lezzetli domates tabii ki de Pizza ekolü Napoli olur bolonyamı olacak? Mozzarellaya dönersek Marco'ya sordum neden keçi peyniri ile yapmıyor., | 2.9.2015, | http://www.favorilezzetler.com/dokuman/SAYI%2016.pdf, | Yapımı da son derece kolay olan kışlık domates için yapmanız gereken ilk şey | petemek domatesi bulmak :) Salça yapımında kullanılan ve şekil olarak yumurta formunda olan bu domates İtalyan domatesi olarak da biliniyor. Büyük süpermarketlerden ziyade daha ufak semt marketlerinde bulunuyor., | 4.9.2013, | http://acemininmutfagi.blogspot.com.tr/2013/09/sevgili-dostlar-bu-hafta-ks-hazrlklarna.html, 25.6.2017g

a.






Peter karvas /o akbal, işe yaramaz küçük oğlan kardeş








petete | PTT.nin okunuşu | Gazi'den gencecik bir matematik adayı / Bozasını yudumluyor ulus petete'sinde, | AlperÖzbek, 68

a.






petli


peti olan.
s. tıp.
kıs. açılımı Pozitron Emisyon Tomografisi
"höykürdek öküz sıfatlı rakibin belinden bireysel silahlanmanın kutsal emanetini çekene kadar devam edecek gerçekliktir, aman diyeyim ahir zamanlardayız göbeğinden işetirler, alçılı petli protez yaparlar adama, hava civada korumaz kurşundan insanı, kevlar bile bir yere kadar tabi."
kyha 09.11.2007 14:33, EkşiS



petroglif | Petroglif (yun. Petra, kaya ve glyphein, oymak'tan | gelir) kaya üzerine yontulmuş, çizilmiş veya boyanarak yapılmış arkeolojik resim sanatına petrograf denir. | Moğolistan'dan Kanada'ya kadar Türk orijinli petroglifleri tespit etti., | AliAkar, 6.8.2013 eposta

a.


fr.



petrol-bağımsız | Petrol-free petrole ihtiyaç duymayan, petrolsüz çalışan nesne | 90'larda yapılan öngörülerin onda biri bile doğru çıksaydı şu an uçan araçlarla Mars seyahati yapıyor olmalıydık ancak petrol-bağımsız motorlar bile yeni yeni gün yüzüne çıkmaya başladı, hala atmosfere fırlatılan iki araçtan biri infilak ediyor., | İsmailÜmitÇiçek, 5.12.2014 rindan

s.


ing.



Petrolcülük –ğü | ++

a.






petrolsüzlük | Halk önce petrolsüzlükten bunalıyor, sonra bir damla mazot ya da benzin buldu mu mutluluktan bayram edecek ve oyları oluk gibi verecek, oluk gibi verecek!, | NGüreli, 60

a.






peygamber çiçeği | Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara, | SKarakoç, MonaRoza

a.






peygamber vitesi Araç hareket halindeyken vitesi boşa almak. Kırmızı 5.4.2000 sourstime








Peygamber vitesine almak | Tam olarak bu çöküşü içimizde hissedemezsek, ortamı tam sıfırlayıp geri sekemiyoruz. Sıfırı çoktan gördük ama bir şekilde gizliyoruz, bir şekilde frene basıp duruyoruz. Peygamber vitesine alalı çok olmuş yoksa., | AŞen, R, 19.02.09








Peygamberce | Zaten Şahinde kadar manasız, dırdırcı, ne yaptığını bilmez bir kadına peygamberce bir sabır ile tahammül eden bu adam, Yusuf'u ilk günden beri hayrete düşürüyordu., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 88

s.






peygamberdevesi | ...uzun kafalı, iri gözlü, ince vücutlu peygamberdevelerinin dönüp durmalarına daldı gitti., | DCeyhun, 82

a.






peygamberimsi | Galiba zirvede, hakikatle dalga geçen sevinçli ve kayıtsız ilahlar, çukurların derinliklerinde ise, tuttukların bilip, yakaladıklarını belleyen kör ve topal peygamberimsiler vardı., | İOAnar, 2013, 47

a.






peygambersel

s.
peygamberî, peygambere yakışır.





Peygambersz | Kuransız, peygambersiz ayakta durumam. Şirimde telmihler, onlara yönelmeler vardır., | Nurullah Genç, Vaveyla, S 4, 21

s.






peyik | | | 1. köşe. 2. parça, küçük bez parçası. 3. Don, şalvar paçalarının birleştiği yere konulan üçgen biçiminde kumaş parçası. 4. Giysi ve gömleklerin koltuk altlarına konulan parça. | 2. | haber ve mektup taşıyan kimse, haberci. 2. aynı görevi gören yeniçeri askeri. | Haberin duyarsın peyikler ile / Yaramı sarsınlar şeyikler ile / Kırk yıl dağda gezdim geyikler ile / Dost senin derdinden ben yana yana., Pir Sultan Abdal

a.




DS



peylemek

f.
1. Bir şeyi önceden kendine ayırtmak. 2. temin etmek, sağlamak. 3. sözlemek*

tr.*
Babam benim için dünür eyledi / Anam varup kız bile peyledi / Düğünüm etmeğe elim bile ermedi 63



peylenmek | Yakın, başka bir İlin askerî bandosundan birkaç mızıkacı peylenmiş., | S Şengil, 1983, 35

f.






peynir şekeri | Birden gülüverdi: -Peynir şekeri de alır mıyız? diye sordu. -Elbette alırız, dedim., M İzgü, AAG, 2007 (1994), 127

b.a.






peynirleşme

a.
peynir halini alma hali.


"... birbirleriyle birleşme nadir değildir ve bu zaman Konglomeratın merkezinde çok defa peynirleşme başlangıcı görülür. Büyücek kaseifikasyon mıntakaları ve büyük ülserasyonlar fevkalâde nadirdir | bir- birleriyle birleşen tüberküllerin doğrudan doğruya üst satıh altında bulunduğu yerlerde küçük ülserasyonlar o kadar nadir değildir.", İÜTFM, 1944, C 7, 3542"



peynirleşmek

f.
peynir halini almak.


"Eskimiş, kireçlenmiş ve peynirlenmiş olanları , özellikle eskimiş ( E. alveolare ) şekilleri tüberküloz derenleriyle karıştırıl- maktadır . AÜTFD, 1968, C 193, 385 | "Dursun DOĞAN bilir işi, / Peynirlenmiş ekmek aşı. / Sımsıcak kabarık pişi, / Mafişimiz vardır bizim.", Aşık Dursun DOĞAN, Yemek Destanı, Halk şairlerinden yemek destanları, 1990, 23"



peyronie hastalığı | penis eğriliği hastalığı? | Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'de yaşayan 57 yaşındaki sanatçı Zeljku Nosicu, Peyronie hastalığı nedeniyle doktora gitti., | Hr, 5.2.2017

a.

tıp




Pezevenk –gi arkadaş, eş, dost | Almadıkları yetişmiyormuş gibi, çay-kahve geldikten sonra 'şunun pezevengini de ver' diyorlar., | Çalıkoparan, 101








pezevenk | Aslında buradan kapitalizmin ne kadar kurnaz olduğunu da anlıyoruz; elindeki bütün kozları kullanıyor pezevenk; maneviyatsa elindeki tüm varlığını ve hatta insani değerlerini de maddeye çevirene kadar her tür oyunu oynuyor., | AyçaŞen, T, 15.2.2012








Pezevenklik –ği | Mehpeyker'i hevesinden geçirmek için görüştüğü süfehanının her biri bin türlü ihtirata kalkıştığı gibi Abdullah Efendi de bir tedbirde kusur etmedi, hatta pezevenklikten dahi çekinmedi., | N Kemal, İntibah, 199

a.






pezik | Yollara düşerler erken sabahla / Eker sebze pezik, domates bakla., | 26

a.






pezik/bezik, pezük/bezük | pancar yaprağı fgg* | Pancar pezik değil mi?

a.






pezo | pezevenk'ten yontulmuşu | Hatta 2002'de Cem Uzan'ın Star Gazetesi'nde çalışırken politikacılara orço Abdullah, pezo Vecdi, hibino Recep, tekerlek Abdüllatif, beşlik Bülent gibisinden sıfatlar taktığı, kimsenin dikkate almadığı, gülüp geçtiği bildirilir., | SYaşar, T, 20.8.2014 bbsfatih, ekşiS, 30.12.2000

a.






pezük turşusu pancar yaprağından yapılan turşu.








PG | Performans göstergesi. İng. Perfonmance indicator Levent Şahin, 22.11.2019 Abant

kıs.a.


ing.



pho

a.
fo. ?

viet.
"Saygon'un dokunaklı savaş hatıralarından Nha Trang'ın dingin sahil beldesine, Hoi An'ın büyüleyici eski limanından eski imparatorluk başkenti Hue'ye kadar devam eden bu demir yolu Hanoi'nin çılgın ve pho kokulu sokaklarında son buluyor.", Bahar Akıncı, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 9"



pıh pıh

ünl.
kendini tutmaya çalışarak alçak sesle gülmek

tr.
"sözleri bazılarına güldürücü gelmişti. -"Pıh! Pıh!" seslerle gülenler oldu.", A Cılga, 1980, 78"



pılı | Pkk.nın 'el koyduğu' yerlerdeki güvenlik güçleri ve bütün devlet memurları pılılarını pırtılarını toplayıp gitmeli, oraları PKK'ya terk etmeliydi diyorsanız, bağlamlarımız çok farklı, sizinle diyalog kurmamız imkansız gibi., | DirilişP, 11.9.2015, 1








pınar başı | pınar, bulak, göze, kaynak | Bir pınarın başına geldi köle. Pınarın başına gelince pınarın başında oturdu., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 100

a.






pınar olmak

dey.
aynı m. sel olmak.


"'Ne var, ne oldu?..', dedik. 'Ölüm Allahın emri. Metanetli olmak gerek.' Böyle dedik ama yaşlarımız pınar olup akıyordu yüzümüzde", İ F Ceylan, Bir Garip Adam, 2002, 18"



Pınarbaşı çekmek deyim Stadyumların vazgeçilmez eğlencesidir... | çök çök çöök... diye herkesi dizleri üzerine çöktürür amigo... | biir kii üç diye bir ses yükselir... az önce yere çöken insanların yüz kasları gevşer ve yaylana yaylana ayağa kalkarken, hepbir ağızdan söylerler bu türkümüzü... 14.2.2002, Ekşi S | Siz izin vermeseniz de o koltuklar daima pınarbaşı çekerken onları çatırdatanların olacak., | D. Irak, T, 13.1.2011








pınarlı

s.
pınarı olan.


"Şu yeşil ölüsü bozkırca susuz / Dilimde pınarlı şınlar kilitli.", Yetik Ozan, 1973, 8"



pınarlı | Pınarı olan | Şu yeşil ölüsü bozkırca susuz / Dilimde pınarlı şınlar kilitli., | Yetik Ozan, 1973, 8 | Babam senin kırk pınarlı dağlarını merak ediyor., Y kemal, Karıncanın su içtiği, 2002, 413

s.






pıngadan

z.



"Yeniden pıngadan gülecekken ağzını kapadı.", H Kıyafet, 1981, 17"



pıngadan | Yeniden pıngadan gülecekken ağzını kapadı., | HKıyafet, 1981,17

z.






Pır | (kuşlar için) aniden uçma sesi veya kanat çalmak sesi uçmak anlamında kulalnılır. | Atları yoruldu... dokundukları / Ürkek bir kuş oldu... pırr... havalanan., | E Alkan, Kuş Ormanı, 1981, 17 | Baba misted idiyeceğim. Ondan sonra da hemen pırr., | 96

a.






pır diye | Hoca tencereyi sofraya getirip kapağını açtığında keklik pır diye uçup gitmiş., | NHoca, 1967, 41








pır pır

a.
pır pır ses çıkararak.

tr. yansıma.
"Gözlerinin önünden kah cik cik serçeler uçarmış, kah pır pır yarasalar geçermiş.", H Aycın, Esrarname, 82"



Pır pır etmek | Son Telgraf [gazetesi]: pır pır eder uçamaz., | GugukG, 24.05.1949, 3 | Akpak gemilerin pır pır eden tenteleri., | B Necatigil, Arada, 13








pır pır gülmek | kıkır kıkır gülmek. | Dizim dizine değiyordu. Caneviydi. Pır pır gülüyordu., | TarıkDursunK, 1961/1991, 30

b.f.






pırasasör | alay. Profesör. Kafatası brakisefal olsa gerek Kazan'lı Tatar Sadri, Ordinaryüs Pırasasördür ya, bundan nâşî fevkal'âde çok bilmişdir!. Bütün dünya Türklerini Türkçe etrafında birleştirme ideolojisini (!) Meşhur Türkçülerden Gaspıralı Ismayıl Agasından ta'lîm eylemişdir!, Mehemmed Saffet, B.Vekil'in, Tatar Kazanı'nda Heykel Pereştişi!..., | http://www.turkcesi.biz/muharrirler/mehemmed-saffet/b-vekilin-tatar-kazaninda-heykel-perestisi.html, 07.12.2016/18.06.2018

a.






pırıldak BTS+ | ask. | +Birbirini görebilen noktalar arasında haberlerin, ışıkla mors harfleri şeklinde verilerek ulaştırılmasına pırıldak muhaberesi denir. Genel olarak pırıldak; kısa haberlerin ve kısaltılmış işaretlerin verilmesinde kullanılır. | (her sınıfa özel) muhabere talimnamesi cilt: ıx 3- pırıldak, Genelkurmay Basımevi, İstanbul, Askeri Basımevi 1946, | 3 görç pırıldağı | ask. | Görç pırıldağı ile gündüz 12, gece 40-50 kilometredir., | Pırıldak, 5

s.a.




bts+



pırıldatmak

f.



"Arkasındaki pencerenin tozlu camından sızan bir parça güneş ışığı, onun küçük başında, saçlarında ışıklar pırıldatıyor.", C Uçuk, DS, 1971?, 9"



pırıltısızlaştırmak | Kürt meselesi ve PKK terörü hükümetleri sıradanlaşatırır, pırıltısızlaştırır, devletleştirir, milletten uzaklaştırır., | MKaraalioğlu, KararG, 11.6.2016

f.






Pırlantalaşmak | Halbuki 'rekabe'; mazinin derinliğinden süzülüp gelen bu ıstılahta, tonlarla kömürün asırlık ıstıfalarla bir katre elmas haline gelmesi gibi pırlantalaşan bir tekasüf var. Bunun yerine öteki; hayır, bu, inci verip boncuk almağa benzer., | İ H Sevük, Dil Davası, 1949

f.






Pırlantalaşmak | pırlanta hali almak. | Halbuki 'rekabe'; mazinin derinliğinden süzülüp gelen bu ıstılahta, tonlarla kömürün asırlık ıstıfalarla bir katre elmas haline gelmesi gibi pırlantalaşan bir tekasüf var. Bunun yerine öteki; hayır, bu, inci verip boncuk almağa benzer., | İ H Sevük, Dil Davası, 1949

f.






Pırlantalı | pırlantası olan. | Numara 4 Kuruş 27 500 Penbe mina üzerine pırlantalı kutu esmanı, M Z Pakalın, Son sadrazamlar ve başvekiller, C 4, 119 | Pırlantalı şans kolyesi, | atv, 13.8.2019, 21.17 | Yeni koleksiyon 18 ayar citrine pırlantalı takım, barok diamond, | 01.11.2019

s.






pırpır | Katamaran dedikleri altı açık, hızlı gemiler var... Bir de küçük uçaklar var... Pırpır dediklerimizden..., | Duman, Vatan, 24.08.05.

s.a.






pırpırlanmak | Pır pır ses çıkararak hareket etmek. | Adın ölmezlendi bir ağız da benden geçerek / Soludum, üfledim, yaprak pırpırlandı Ağustos dindi / Seni sevdim, sevgilerim senden geçerek bütünlendi., Gülten Akın, | Seni Sevdim, ?

f.






pırt çocuk dili. Gaz kaçırma. Osuruk. Yellenme. | Pırt kokusunu saklayan külot. Akşam, 4 eki 08, 4. Pırt etmek: Yellenmek, osurmak, gaz kaçırmak. | Bir katakulliyle ne kadar da kolay gidiverdi. 'Pırt sesinden tayyare'ymiş, 'kağıttan kaplan'mış meğer., | NÇınar, T, 24.5.2010








pırtı bkz. Pılı | Ocağın bir tarafına kendi kır döşeklerini yaptırdılar. Diğer tarafına da ben kendi pırtımı yerleştirdim., | MNaci, ÖÇ, 44 bk. TDK*








pırtıklı | Pırtıklı Rıza'nın tarlasını kitabına uydurup nasıl üstüne geçirttin? , | NHoca, DostKitaplar, 1967, 7

s.






pırtıl

a.
purtul, eskimiş kumaş, işlik vs.


"Kendimi pek bıraktım, giyecek bir şeyim kalmadı, gömleklerim pırtıl... Bu kadarı da doğru mu? Bilmiyorum, herkese göre akıllıca bir adam değilim... ", Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 53"



pırtıl


ayn. purtul.


"Kışa doğru, yeni yaptırdığım apartmanın üst katına taşınırım, daha doğrusu orasını yeniden döşer dayarım | pırtılları bizim Makbule abla satar.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 104"



pırtike | İçli köftenin birlikte yendiği ıspanakla yapılmış ekşili bir Siirt çorbası

a.






pırtlamak | [C]HP'de pırtlayan liderlik sorunu (...), | AKekeç, Ztar, 7.10.2011 | Pırtlayan Balık, | Michael Rosen, Mavibulut yay. 12.8.2014g

f.






PISA | 15 yaş grubundaki öğrencilerimizin bugün PISA testlerinde 66 ülke arasında matematikte 44. sırada kalması üzerinde uzun süre çalışmamız gereken konuların başında gelmektedir., | VB/SAytaç, 2016, 81








PISA testi | OECDnin üç yılda bir yaptığı, okuryazarlık değil, öğrendiğini uygulayabilme testi | Ali Babacan, 'Lise mezunu yetenek PISA Testinde OECD sonuncusuyuz., | AAktar, T, 21.6.2013

a.






pısır pısır | Pısır pısır konuşarak kinini, öfkesini anlatıyordu ona., | DCeyhun, 143

z.






pısırıklaşmak | Kimbilir, belki de bu yüzden, gün güne daha pısırıklaştı, köşesine çekildi, pıtsı kaldı., | DCeyhun, 26

f.






pıskıllamak

f.
nazlamak.

tr.
Pıskıllamak Çocukları nazlı yetiştirmek El üstünde tutmak Çocuklara bir iş vermemek Maraş, C Kaya, 23.3.2024



pısmak

f.


tr.
Ne doğası be! (Birara telâffuz eder gibi olmuşum galiba,) 'Kaldı mı ki? Kaldı mı ki? (içeğlenti de otomobil gürültülerinde pıstı, sonra da geri geri kaçtı.) 17



pısmış | korkudan olduğu yere sinmiş, büzüşmüş. | Medyanın 'orducu' kısmı ise ağır bir yenilgiye uğradığından sopalanmış kedi yavrusu gibi pışmış vaziyette, ağızlarını bile açamıyorlar., | AAltan, T, 14.8.2011

s.






pıst pişik, sana inanmadım ünlemi, beni aldatamazsın veya aldatamadını ifade eder? | CHP-BDP ittifakı projelerini bilinçli kürt halkı elinin tersiyle itti, referandumda kitlesel halde 'yetmez ama evet' diyerek BDP'ye de 'pıst, numara yapma' dedi., | MAltınok, T, 1.3.2011








pıstırım | biraz. | Ağustos ayı gelip sıcak basınca / Biberlerin yanağı kıpkırmızı olunca / Çekilen bibere bir pıstırım kekik katınca / Ne güzel yenilir salçamız bizim., Hüseyin kurt, Aktepe Hassa Hatay, 26.03.2008, | https://www.antoloji.com/aktepe-hassa-hatay-siiri/, 1.12.2024

a.






pış pış





"İçerisi daha sıcakken salonun merkezine torununu yatırırlar, onun sağ tarafında pencereden uzak boşluğa kızı ve damadı yatar | sol tarafa da geceleri torun uyanırsa onu pış pış diye tekrar uyutmak için Salih'in hanımı yatardı.", Ersin Bulun, 2023, 105"



pışpışlanma | [E]lden ayaktan düşmesiyle pışpışlanmaya, sonra değerlendirilmeye, ölümünün ardından da (gerçeklikle her nevi bağ kopartılarak) kutsanmaya, yüceltilmeye, tanrı-yazarlaştırılmaya başlanıyor!, | PMağden, T, 27.11.2011

a.






pıt

a.
Çok küçük bir nesnenin, su damlasının yere veya herhangi bir şey üzerine düşmesiyle çıkan hafif ses.


"Gözyaşım pıt. Türkluğe binlerce şükür olsun. Şanlı ecdad sizden razı olsun", @mayarex_26, 6.7.2024,X"



pıt | ekstazi | Yolu en azından bir kere Tarlabaşı'na düşmüş ve bir torbacıyla karşılaşmış herhangi biri şekerin ekstaziye verilen ad olduğunu bilir. Ex, hap, pıt, şeker... Ama esrar değil tatlım., | YKaraahmet, T, 3.1.2015

a.argo






pıt pıt | pıt sesi çıkararak | Üç-beş saniye sonra yüzümde pıt pıt patlayan kömür tanecikleri., | BTSaliho ğlu, 2014, 61 kalbi pıt pıt atmak deyim | korku, heyecan vb. sebeple kalbi fazla çalışmak | Gecen birgün | Anne seni düsününce kalbim pit pit atiyor, öyle seviyorum seni dedi., | 17.11.2011, | https://kelebekgibi.wordpress.com/2011/11/17/kalbi-pit-pit-atan-kizim-benim/, 20.9.2016g kalbi pıtı pıtı atmak deyim | Pıtı pıtı atıyor kalbim, | FatihErkoç, 17.12.2013, | https://www.youtube.com/watch? v=moEpBvodTXw, 20.9.2016g

z.




GTS+



pıtdırmak | Kurtarmak | Bütçesin düzleyen bahtiyar imiş / Yakayı borçludan pıtdıramadım., | AşıkMısdılı, 41 TTAS Bir kişi veya hayvanı elinden kaçırmak

f.






pıtır pıtır | ... parıl parıl ve pıtır pıtır ufacık yanaklarıma dökülen yaşlardan bir kısmı..., | RHKaray, BirAvuçSaçma, 98








pıtıraklaşmak | Van'daki depremde nelerin yaşandığını, bir yandan izlerken; bir yandan da, burnumuzun dibinde hâlâ daha yükselmekte olanla birlikte; İstanbul'da pıtıraklaşan gökdelenler furyasına baktıkça aklıma; kalkınmakta en büyük yararın nasıl sağlandığını gösteren | Cupoloji fıkrası geliyor. | , | ÇAltan, M, 29.10.2011

f.






pıtırcığım | Burda Araplar eşlerini yedekliyo[r] biliyo[r] musun? , | EElönü, StarPazar, 4.4.2010








pıtırcık -ğı | hanimiş benim teröristim, hanimiş gerillacığım, düne kadar ailelerini, çocuklarını katlettikleri koruyuculara da şimdi, tehditler savuruyor, oy oy, ne kadar da masum, ne kadar da pıtırcık bu kadın, dört at ve dört ayrı istikamet metodu tam bu hilkat garibesine uygun., | 9.6.2015, nemesisnimbus, EkşiS

s.






pıtırdamak | Nsz | pıtırdı çıkarmak, pıtırtı etmek 2. Dua ederken dudaktan çıkan mırıltı | Arada müthiş tarakalarla çakan şimşek, zayıf kalplerde dua etmek ihtiyacını duyuruyor, saçak altlarında omuz omuza dikilenlerin dudakları pıtırdıyordu., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 47

f.




GTS+



pıtpıt

a.
pıt pıt ses çıkarıp giden küçük araba.

tr.
Pıtpıtla Ankara'da karşılaştık.Facebook mehmet ali bal, 24.03.2024



pıtpıt

a.
bazlama


27.10.2022, Sivas



pıtrak -ğı | bitkibilim. Özellikle sulak yerlerde yetişen dikenli tohumlu bir bitki, yenmez; hayvanlar yeyince rahatsızlanırlar. | Akçadağ'da evlerinin dışında dolaşan amca çocukları (...) topladıkları pıtrak (xantium strumarium) tohumlarını yediler [ve zehirlendiler], | T, 15.9.2011 | [GTS | 1. Dikenli tohumları hayvanların kıllarına ve insanların giysilerine takılan bir yıllık otsu bir bitki | bitki bilimi (Xantium spinosum). 2. sıfat, mecaz  Çok taneli, sık. pıtrak gibi deyim | 1. üzerinde çok sayıda meyve bulunan (ağaç ve dal). 2. çok sayıda, tanecikli: | Seher, ela gözlerinden pıtrak gibi yaşlar dökerek ayrılık sahnesini düşündü.- R. H. Karay. kuzu pıtrağı brlş söz kızılyaprak]

a.






pıynar | bk. Pırnal | Pıynar' bir çalılık türü., | HAToptaş, Şarkı, 2017, S 1, 19

a.






pianola

a.
makineli piyona.

fr.
"Murad'ın paralı arkadaşlarıyla hep birlikte gidip "pianola" yani makineli piyona müziğine uyarak dans ettikleri ve bazen sabahladıkları pahalı evlerden biri.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 26"



Piar/ PR ing | Public relations halkla ilişkiler terkibinin kısaltması. | Ürün ya da hizmetin iletişimi ve piarının yanı sıra, entelektüel düzeyde 20 yıllık bir hazırlık bu anlaşılan., | Telesiyej, T, 29.09.10

kıs.






piç

a.



"en aykırı insanı / dizinin / Doktor Miç / ne parayla satın / alınabiliyor / ne eğilip bükülüyor / onurlu p..", G Aylan, DCD, 71"



piç -ci | piç kurusu hem küfür hem de çok maharetli çocuklar için kullanılır.* | o piç kurusu kafana, oğlum!, | CKoytak, T, 12.9.2011 | piçin biri | ahlak kurallarını tanımayan, her kötülüğü yapabilecek kimse. | Önceleri Erol'un uluorta küfürlerini 'erenlerin sağı solu belli olmaz' diye masum gören arkadaşları, etraf kalabalıklaştıkça, artık bu küfürlü ağzı, yaramaz güvenilmez psikopat hatta piçin biri bir adam olduğunu kulaktan kulağa fısıldamaya başlamışlardı., | NGenç, isenç, 90

b.a.a.






piçleme | piç | .mına koduğumun piçlemesi!, | 12.5.2012 maç sonrası küfürlerinden

a.






piçlik -ği | piç olma hali. | Hakkı, Yavuz'un piçliğini anlamıştı ama olan olmuştu., | TAral, SÖ, 138

a.






piercing | İngilterede bile bugün çok fazla Mohikan saçlı yok, ama bir zamanlar punk'ın alanında olan piercing'ler artık Türkiyede sıradan bir şey., | AFinkel, T, 20.5.2012

a.


ing.



Piero: | Piero icat oldu, 'mertlik' bozuldu., | EGoloğlu, R, 9.12.08








pigme | Fr. pygmée  Boy ortalaması 150 santimetrenin altında olan Afrika kökenli bir zenci topluluğun bireyi. | Bir devin pigmeyle savaşını izlemek biraz utanç verici., | AFinkel, T, 13.9.2011

a.


fr.



pigment a.








pigmentli | Her iki göz bermûtad, vücudun pigmentli olan sol yanı üzerinde bulunursa da, bazan gözler ve pigmentli olan kısmın sağ tarafı üzerinde bulunur., | EPSlastenenko, KaradenizHavzasıBalıkları, 1955, 525

s.






pijama a.








pijamalı | Bu konular, ırkçı pijamalıların altından kalkabileceği konular değil., | GÖzaltınlı, T, 2.8.2011

s.






pijamalılık | uyurluk, görememe hali? | Bizim 'merkez medya' ailesinin ucuz kalemşorlarıyla 'pijamalılıkta' hiç kimse yarışamaz., | GÖzaltınlı, T, 2.8.2011

a.






pik

a.
dökme demir





pik III | peak. | 1. zirve, doruk. 2. | en yüksek.| pik yapmak zirveye çıkmak, tavan yapmak. | Sumela'nın ibadete açılmasıyla pik yapan bu marazi hikayelerle Pontus, geçmiş dönemde yaşamış bir halkın kültürünü değil, bir işgalci ruhu ifade eder gibi hedef gösterilmeye devam ediyor., | UğurBiryol, TKitap, Ocak2012 | Pik değere pazar günü ulaşacak. Oraya gelmiş olan değerler, 110 yılın üzerindeki ölçümlerle karşılaştığımızda hiç karşılaşılmamış bir değer. Yani o günlere ait rekor sıcaklıklar olmuş olacak dedi., Hr, 14.03.2025

a.


ing.



pika pika | Zavallı hayvan acıdan 'pika pika' diye bağırıyordu., | Cafcaf, HÖztürk, Bahar2013/54, 12








pikaçu | Pikaçu'yu, Balbazar, Çarmendır, Sıkörtıl gibi nice en az Eş kadar sorumsuz hayvanlar izledi..., | Cafcaf, HÖztürk, Bahar2013/54, 12

a.






pikan cevizi | güvercin yumurtası büyüklüğünde bir tür ceviz Pikan cevizi, Carya illinoinensis, Amerika Kıtası kökenli bir bitki türüdür. Türkiye'de de Güney Ege ve Akdeniz Bölgesi'nin sahile yakın kesimlerinde yetişir. Doymamış yağ asitleri yönünden çok zengindir. Yaklaşık % 20 yağ içerir. Vikipedi | Bugün Halil Bey bana ve Ömer'e pikan cevizi ikram etti; ilk defa görüyordum., | FGedikli, 15.4.2017

a.






pikap -bı

a.



"Denizden eser bir tatlı rüzgar / Akşam yükselir pikaptan şarkılar.", E K Gökkaya, 1988, 45"



pikap | Pick up. | Denizden eser bir tatlı rüzgar / Akşam yükselir pikaptan şarkılar, E K Gökkaya, Hasan Baba, 45

a.


ing.



pikaresk roman | edebiyat Kökü maceracı, serseri ve vasıfsız gibi anlamlara gelen İspanyolca | picaro sözüne dayanır. Pikareks romanlarda kişi, çeşitli kişilerin buyruğu altına girer, çeşitli yerleri gezer. Bu konuda Candide iyi bir örnektir. İlk olarak 16. yüzyılda yazılan, | Lazarillo de Tormes isimli eserle tam anlamıyla ortaya çıkan bir roman türüdür. Bilindiği gibi 16. yüzyıl ve öncesinde, romanlarda daha çok toplumun üst tabakasından kişiler konu edilmiş ve olağanüstü öğelere sıkça yer verilmiştir. Ancak yine önceden beri süregelen bir değişim net olarak bu eserlerle ortaya çıkmıştır. Uludağ Sözlük (iremim, 08.05.2009

a.






pike yapmak

dey.
ani ve hızlı dalmak.


"Ustamla beraber sandala biniyoruz. Biniyoruz ama adam doksan üç kilo. Denizin dibine pike yapmamız işten bile değil. Şöyle biraz sandalın ortasına doğru geliyor, ben de karşısına oturuyorum.", Kaptan Paşa, 1954, 98"



pike yapmak | Kamil Bey kolay paranın kokusunu çok uzaklardan alabilen, alınca da civciv görmüş baykuş gibi üstüne pike yapan biriydi., | S Dölek, Kirpi, 29








pikle | elma pikle 28.4.2017 18.9.2012de feys sayfası var bu adda.

s.






piklik | [Ö]tekilere duydukları nefretin pikliğinden güç almaları ne büyük bir zavallılık, | Samancı, T, 23.7.2010

s.a.






pikola | fındığın en incesi 22.7.2011, saat. 23.30 S, Maceracıfgg+

a.






pikselleşmek | bilgisayarda büyümüş görünmesine rağmen, Kağıda pikselleşmiş olarak çıktı. Bu resimleri Bozulmadan nasıl büyütüp kağıda çıktı alabilirim., | 11.1.2004, | http://www.pcnet.com.tr/forum/threads/82434-Kucuk-resimleri-buyutmek-icin, 12.4.2017g | Notlarınızı pikselleşmiş ellere yazın. Acilen bir telefon numarası ya da not defteri yazmak isteyip elinizin içine tükenmez kalemle yazmak büyük ...26.2.2009, | https://www.kadinlarkulubu.com/forum/index.php? threads/sevgilimin-dogum-gunu-icin-supriz-yapmak-istiyorum.257725/page-8, 12.4.2017g

f.






pikselli

s.
pikseli olan.


"Netflix'in "Kimler Geldi Kimler Geçti" dizisinde, Esra Gülmen sergisinde geçen sahnedeki ? tablosu bulanıklaştırılarak sansürlenmiş gibiydi. Meğerse sansüre dair bir eleştiri olan eserin kendisi pikselli bir efekt ile çizilmiş. Bense bir an yayıncının sansür yaptığını sandım.", @mehmetbrksn, 26.5.2024, X"



piksellik | Samanyolunun 9 milyar piksellik fotoğrafı, | Z, 27.10.2012

a.






Pilates /Plates | spor yeni Pilates metodu veya Pilates 20. asrın başlarında Joseph Hubert Pilates (1880-1967) tarafından geliştirilmiş fiziksel fitness sistemi. Joseph Pilates Pilates metodu üzerine en az iki kitap yazdı: Return to Life through Contrology ve Your Health: A Corrective System of Exercising That Revolutionizes the Entire Field of Physical Education. Ekşi sözlükte 2008

a.






pilav | bu pilav daha çok su kaldırır deyim Tekrar etmek gerekiyor, bu gelişmeler birbiriyle doğrudan ilgili, ya da tamamen ilgisiz olabilir. Ancak toplu halde baktığınızda Ankara'da kapalı kapılar ardında ilginç gelişmeler olduğu anlaşılıyor. 15 Temmuz dosyaları açıldıkça yeni gelişmeler de beklenebilir. Bu pilav daha epey su kaldıracak gibi görünüyor., | MuratYetkin, Hr, 4.8.2017

a.






pilâv gibi | Mücahit Topalak'la İstanbul'daydık... Benim değil tabiî, çünkü yok, onun pilâv gibi paralarını yedik içtik... Sözüm ona palas, Hidivyal otelinde, onun sonkalan kuruşları, benim de sattığım yelek parası ile birer 'kırk dokuzluk' yuvarladık..., Ş N Berker, Matbuat Hazretleri, 1953, 59

s.






pilgrimler | Çiçek bir garip geliyor insana Amerika'da / Kaç yüz yıl önce / İhtiyar Avrupa'dan getirilmiş / bir rüyayı hatırlatıyor / Görenleri çoktan unutulmuş bir rüyayı: / Pilgrimler / Eski dünyanın batağından çıktı karıncalar, | MHDoğan/Rİmrahor, UŞA, 52








piliççi | 1. Piliç üreticisi 2. Piliç satıcısı 3. Pilici pişmiş gıda olarak satan kimse | Piliççinin yanına gidip, ekmeğimi uzattım, iki tek boynu bükük, ince kıyım soğancık atıverdi içine-., | NGenç, 1995, 8

a.






piliçlik | piliç için, piliçe konacak | Git işine abi, görmüyor musun, bizde de az kalmış, ancak birkaç piliçlik var, görmüyor musun kuyruğu!, | NGenç, 1995, 8

a.






pilizz | please lutfen | –No. No pilizz mister! | , | Fırt, Sayı 434, 3.7.1984, 20

z.


ing.



pilli | pili olan, pille çalışan alet | Ayaklarında yürüdükçe yanıp sönen pilli ayakkabılar., | İpşiroğlu, 60

s.






pilon

a.
elektirik direği.

fr.
"Davacının vekâlet ücreti talebi hakkaniyete uygun değildir. İrtifak hakkı tesisi ve tarlamın tam ortasına pilon dikmek benim tercihim ve isteğim değildir. Tercihim olmayan bir şeyden dolayı vekâlet ücreti ödemek durumunda bırakılmak başka bir yönden mağdur olmama neden olacaktır.", Gül Gedikli, 19.9.2023 (dava dilekçesi)"



pilon | Pylon elektrik direği; direk özellikle savaş uçaklarının gövdesinde ve kanatlarında roket, füze, bomba, yakıt tankı bağlanan yerlere verilen ad. 14.01.2002, delikan76, EkşiS




ing.



pilon yeri | 1- Pilon Yeri (Enerji nakil hattı direği) sağında ve solunda davalı lehine nekadar irtifak alanı bırakılması gerektiğini gösterir bir içtihat ya da mevzuat bu konu ile ilgili herhangibir düzenleyici işlem bilen meslektaşlarımızın yardımına ihtiyacımız var. somut olayda Pilon Yeri 49 metrekaredir. pilon yeri sağında ve solunda 15 er metre irtifak alanı belirlenmiştir. Biz irtifak alanının daha fazla olduğunu düşünüyoruz., | | http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php? t=23963, 26.8.2013








pimpiriklilik –ği | Bugüne kadar hiçbir yayınevinden dört başı mamur bir kitap yayınlatmak bana nasip olmadı. İlla ki bir kusur buldum. Belki benim pimpirikliliğim., | Azad Ağaoğlu, 4.3.2020,








pina

yer a.
Gölcük Değirmendere beldesinde bir yer adı.

*
Beyaz bulutlara sarılı yol alıyor! / Tam bu arada / Bir konaklama oldu Değirmenderede | / Oyunlar oynandı piknikler yapıldı / Gün böylece soldu Pina denilen yerde! 84



pina | Pina, uzunca ve bombeli yapıda büyük bir çift kabuğa sahip bir deniz yumuşakçasıdır. Pina midyeleri Akdeniz, Ege ve Marmara'da derinliği 60 metreye kadar olan sularda, dik bir şekilde durup vücutlarının yarısı deniz tabanına gömülü olarak yaşarlar. Kabuk boyları ortalama 45 cm kadardır. 10.05.2025+A10732

a.






pinekleme





"Şu saatte yaşıtlarımızın çoğu pinekleme halindedir, bir kısmı uyumuştur bile. En canlısı köşkünün bahçesinde pinpon komşulariyle oturup bezgin bezgin lafazanhk ediyordur yahut radyoda dördüncü halber bültenini dinliyordur ve hiç birinde şu saatte bir dans salonunun sesine, havasına, kalabalığına tahammül kudreti yoktur.", R H Karay Sonuncu kadeh, 1965, 102"



pines | kümes | yampiri yampiri / bir iki çakal / yanaşır evlere / arar pinesi, | YMiraç, 1981, 14

a.






pinga

a.
bir tür içki.


"— İki şişe pinga. — Pınga?!! Loreano beyaz saçlarını kavradı parmaklarıyla. — Pinga mı dedin? — Ooo... Kulağına hoş gelmediyse, cachaça da diyebiliriz. Bu alışveriş Loreano'nun hiç, ama hiç hoşuna gitmemişti.", file:///C:/Users/user/Downloads/Jose%20Mauro%20De%20Vasconcelos%20-%20K%C4%B1rm%C4%B1z%C4%B1%20Papa%C4%9Fan.pdf, 6.7.2015g"



pinga | bir tür içki | — İki şişe pinga. — Pınga? !! Loreano beyaz saçlarını kavradı parmaklarıyla. — Pinga mı dedin? — Ooo... Kulağına hoş gelmediyse, cachaça da diyebiliriz. Bu alışveriş Loreano'nun hiç, ama hiç hoşuna gitmemişti., | file:///C:/Users/user/Downloads/Jose%20Mauro%20De%20Vasconcelos%20-%20K%C4%B1rm%C4%B1z%C4%B1%20Papa%C4%9Fan.pdf, 6.7.2015g

a.






pingel | tavukta folluk HTaşkömür, 24.6.2016

a.






pinglemek | bilgisayar jargonunda bir kimseyi sürekli takip etmek | Bir iş arkadaşınızı pingleyebilirsiniz, | 26.10.2013 | ya pingleyip durmasana. Kesmelerin yüzünden iş yapamıyorum..., | 9.9.2009, demir adam, EkşiS

f.






pinkberry | dondurulmuş yoğurt markası | Bir kase mutluluğun adresi: Pinkberry, | RTartıcı, T, 21.9.2014

a.


ing.



pinpon

a.



"Ne şık yaşlı! Elçi emeklisi mi, nedir? Bu vapurda ne işi var? Züppe pinponunun elbette otomobili vardır, iskelelerin birinde bekliyordur.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 8"



pinpon

s.



"Şu saatte yaşıtlarımızın çoğu pinekleme halindedir, bir kısmı uyumuştur bile. En canlısı köşkünün bahçesinde pinpon komşulariyle oturup bezgin bezgin lafazanhk ediyordur yahut radyoda dördüncü halber bültenini dinliyordur ve hiç birinde şu saatte bir dans salonunun sesine, havasına, kalabalığına tahammül kudreti yoktur.", R H Karay Sonuncu kadeh, 1965, 102"



pinpon | Bizim pinponların torunları da varmış..., | VSevim, 10-11

a.






pintoza | Bu kez de yine önden pirinç makarnası, havuç, kırmızıbiber, tuz ve arpa sirkesiyle yapılan pintoza salatası ile başladık ve ardından da buharda pişmiş Uygur mantısı 'Pitir manta' yedik. ., | MügeAkgün, HrKlbk, 8.7.2017

a.






Pinyal | Pinyal, bir çeşit şiştir. mîç, şiş, ince kılınç | Pinyali piyale zann ederler / Pergâleyi kâle zan ederler. Şeyh Galib | Pinyali (savaş aleti) kadeh, pergâleyi (kaba iplikten yapılmış kumaşı) kumaş zannederler. | [İtalyancadan] Meç denilen âlet-i câriha tarzında bir nevi şiş, Arnavud şişi demektir. Bk.: Mehmed Selâhi, Kamus-ı Osmanî | ...deyü âlet-i carihadan işbu mevcud bilmeclis olan arîz ü tavîl pinyalini araban* ve dîn ü imanımıza savt-ı a'lâ ile şetmini i'lân eyledügi halde katl kasdıyla cümlemizin üzerine hücum eyledikde biz dahi katlinden gayrı halas mümkün olmadığına binaen nefsimizi tahlis için yedlerimizde bulunan kol degrekleriyle mezbûr Süleyman'ın..., | İŞSA, Galata Mahkemesi, nu. 187, | 127, 28 Receb 1114 [18 Aralık 1702]

s.a.






pipet | pipette borucuk, içme kamışı | Bir mürekkep balığı salar karanlığını / Sindirir çok erken / Boyar lamları pipet / Büyütür ölümleri., | BNecatigil, Zebra, 1973




fr.



pipi kompleksi | Pipi kompleksi, daha derin Sindrella kompleksi yaratıyor., | S Samancı, T, 9.4.2010

a.






Pipolu | piposu bulunan. | Geçen gün yazıhanesine gittiğimde Hüseyin Efendiyi gene ağzı pipolu görünce dayanamadım, güldüm., | Çalıkoparan, 98 | Öğretmenlerden birisi bu pipolu ihtiyar, birisi de bendim., Mahmut Makal, | Bir köy çocuğu etrafında, Kaynak D, 1 ara 1953, S 88, 19

s.






pirava | Heç, ipliği pazara çıhsa... Bogos görme mi, ciğerim diyor. Bir ana, bir gız, bir de gocagarı var evde... Namusuna pirava., | KTahir, AşkAteşi, 26

a.






pîrdaş | Buna göre Olanlar Şeyhi İbrahim Efendi yoluyla Bayrami-Melaml, Kütahya'daki Balıklı Tekkesi'nin kurucusu ve babasının pîrdaşı Muslihuddin Efendi yoluyla Halveti tarikatına mensuptur., | BKemikli, SunullahGaybi, DİA

a.






pire | yüzünden bir pire düşse bin parça olmak deyim | Çok erken saatlerde ailesi baktı ki, Ahmet Ağa geliyor ama, yüzünden bir pire düşse bin parça olur. İş olmamıştır., | Türkmen/Cemiloğlu, Mİhsanî, 209

a.






pirelenme | 1. üzeri pireyle dolma. 2. | pirelerini ayıklama. 3. | kuşkulanma. 4. | yerinde duramama. | Mülkiye mektebindeydim. Harikulade bir nisan günüydü. Üçüncü derse girme zili çalışmıştı. İçimde bir pirelenme vardı. Bu havada derse girilir miydi? Hem de kimin dersiydi, biliyor musunuz? Bugün son derece hürmetkârı olduğum Sıddık Sami'nin. Böyle bir günde Medeniye Hukuku dinlemek mi, yoksa dersten kaçıp çimenlere uzanmak veya kırlarda dolaşmak mı? Tahmin edeceğiniz gibi fazla tereddüt etmedim., C S Tarancı, EK, 1953, 95

a.






pirelenmek | nsz. üzeri pireyle dolmak. 2. nsz. Pirelerini ayıklamak. 3. nsz. mec. kuşkulanmak. | Pek pirelenmektesin hâlâ şu matbuattan / Ver ateş yansın pire yorganı gitsin ortadan. / Yazdığı birkaç cinayetle romandır yevmiye / Vur kilit bari kâğıt buhranı gitsin ortadan. 29/7/1957, Abidin Uyar, Hicivler Tepkiler, 1960, 87

f. mec.






piremses alay prenses | Evet piremses gibi hayatım var o ayrı da esas gülüyorlar, tanıyorlar, seviyorlar, sayıyorlar., | GülseBirsel, Hr, 5.2.2017








pireyi sekitmez | çok çapkın | Ama Kabak hafız: 'Dayın pireyi sekitmez doğru ama' demişti, 'yeğeninin avradına sataşacakkadar adi değildir!'., OKemal, HÇ, 13

argo






piripak | far. pir ü pâk. Tertemiz. | Sessizse munis ise evdeki el kızı / Öfkemizin ceremesi ona çıkar / Kendimiz piripak oluruz, | NTektaş, 1999, 111

s.






pirlik -ği | ihtiyarlık, yaşlılık. | Nefs-i emmâre ile olunmaz dirlik / Meğer anı zebûn ?tmek imiş erlik / Ömür tükenmede gelmede pirlik / Yiğitlik gitmede durmak istemez., Kuloğlu | 2. | ? | Hangi aşireti milis konumuna düşürürseniz pirlik kurumu yıkılmış demektir., | MetinKahraman, R, 25.12.2011

a.






pirlo pası | italyan futbolcu Andera Pirlo'nun soyadından. Çok kullanışlı pas | İtalyan usulü pirlo pası. İstenilen yere çekilebilir :)  Silahı çaldırmaktan hükümet eleştirisine, silah Fuarlarında yer almadan dünyaya gücümüzü gösterme stratejisine, Fransa'da çalınmasından | büyük güçlerin Türkiye nin önünü kesmesi tarzı komplo teorisine yürünebilir :), | ÖBTunç, 20.6.2014, rindan disp, EkşiS, 19.2.2003

a.






Pirne | pirina. | Bu altı seneyi, yazın kırlarda dolaşarak, yahut Salahattin Bey'in, Cennetayağı dedikleri yerde tuttuğu bağda ağaçların altında yatarak; kışın da ilk senelerde fabrikanın önündeki zeytin çuvallarının ağzından, bu çuvalları iğneleyen küçük değnekleri çalıp pirne yığınları üzerinde kazık oynayarak, sonraları da Salahattin Bey'in aldığı küçük bir zeytinliğin silkinip toplanmasına nezaret ederek geçirdi., | Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, 31

a.






pirogravür | sanat | Nazlı İlknur Çıdam kavak ağacının üstünü yakarak (pirogravür) Kurtuluş Savaşı kadınlarını ve hikayelerini bizlere anlatıyordu., | IÖzgentürk, C, 10.3.2013

a.






pirolitik | pyrolytic piroliz ile ilgili. | Luxell Platinum 9+1 Programlı 88 litre pirolitik mavi emayeli Luxell'in en geniş iç hacme sahip ankastre fırınları, | Luxell, 21.07.2024, İstanbul Haznedar, Güngören Servisi+ 

s.


ing.



piroliz | organik malzemelerin işlenmesinde kullanılan bir yol. | Piroliz malzemelerin asal bir ortamda yüksek sıcaklıklarda termal ayrışmasıdır. Kimyasal bileşim değişikliğini içerir. Kelime Yunanca kökenli pyro ve lysis unsurlarından türetilmiştir. Piroliz en yaygın olarak organik malzemelerin işlenmesinde kullanılır. Ahşabın yakılmasında yer alan işlemlerden biridir., | Vikipedi, 28.07.2024

a.






piromani | pyromanie yangın çıkarma hastalığı GTS | Çok sevdiği karısı Janine ağır melankoli nöbetleri, sinir krizleri geçiren, piromani hastalığına tutulmuş, saldırgan bir kadındı., | AEYalazan, T, 2.10.2011

a.

tıp
fr.



piroz | kürt kutlu | Ramazan/ Şeker Bayramınız mübarek/ kutlu/ piroz olsun., | Yoğur, T, 19.8.2012 

s.






pirpirimli

s.
pirpirim içeren.


"... pancarlı, kabaklı, patlıcanlı, pirpirimli, aşlarla, herise, meyhane pilavı bir de buğlama. Firik Pilavları: Bunun da kapamalı, tikeli, kıymalı, tavuk ve hindili, sade türleri vardır.","
II. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi bildirileri: cilt. ... , 1983, 109



piruet | bir hareket vardır. Tek bir ayak ucunda durarak vücûdu son sür'atle fırıl fırıl döndürmeğe derler. Bizim eşsiz | politik piruet üstâdımız Kemâl Bey'in de işte bir ara aklına gelmiş ve | iktidâra gelince (yanlış okumadınız!) evet, iktidâra gelince ev kadınlarına maaş bağlayıp, yoksullar bedelden muaf tutulmak üzere, belirli bir para karşılığı gençlerimize kısa süreli, yaz tâtillerinde, askerlik yaptırarak fazlalıkları eriteceklerini ifâde buyurmuş., | Y. Atsız, Star, 20.3.2011








pirüs/pirus zaferi | 1. Epiruslu Pirus'un galibiyeti. 2. kazananı da esasında kaybetmiş sayılan zafer | Kimlikte Pirus zaferi

a.






pis pis gülmek | Ulan peki bu işi yapacağız da, suyun içine koyacağımız mikrobu nereden bulacağız ha? ' Pis pis güldü Camgöz... 'Düşündüğün şeye bak..., | TAral, 107








pisili | pisisi, kedisi olan. | Zehirli sütü efendisine içirmemek için kendini feda eden mübarek kediciğini kendi elleriyle defnedip sonra kendisinin yanı başına defnedilmesini vasiyet eden Pir Esad Sultan (Pisili Sultan) himmetiyle, aşk daim, vakit bereketli olsun. Rabbimiz gönüllerde sevgiyi diri kılsın. Hû!,@SufiKitap 23 Kas 2018, Twitter | Konya'da Pir Esat Sultan'in mezarının yanında... Çok sevdiği kedisinin de mezarı var... Bu sebeple Konya ona Pisili Sultan demiş., @abd_harmanci, 24 Eyl 2021, Twitter

s.






pisipisi ayakkabı | 1. Çocuk dilinde kedi. 2. Dansçıların ve oyuncuların dans ve oyun esnasında giydiği ince ve hafif ayak giyeceği. GTS: Halk oyunu oynarken giyilen, üzeri tüylü özel ayakkabı.

a.






pisipisine

z.



"Paranın o kadar kolay bir yerde olduğunu görmek, iyiden iyiye* canlarını sıkmış kötü adamların. Başından şapkayı kapıp kaçsalar hem iyi bir vurgun vurmuş olacaklar hem de pisipisine yakalanmayacaklardı, ama nereden bilebilirlerdi ki. Bunu akıl edememiş olmaktan dolayı da içten içe birbirlerine kızmışlar.", İ Kalkan, Onlardan Biri, 2018, 33"



pislik | dışkı, büyük abdest, gayta, necaset pisliğini yapmak deyim dışkısını yapmak | ...olduğu yere pisliğini yapar, acıdan bağırır, bağırdıkça kardeşi de ağlar-, | NGenç, BuÇağınSoylusu, 24

a.






Pist | y) Pist görüş mesafesi terimi; iniş yapılan pist başında; pist merkez çizgisi başı veya pistbaşı ışıklarının, pilot tarafından görülebileceği mesafeyi,, | TicariHavaTaşımaİşletmeleriY, RG, 16.6.1984 | pist başı / pistbaşı | Havaalanlarında uçağın kalkışa geçtiği pistin ucu. | Kalkış yapmak için pist başında bekleyen bazı uçaklar da bekleme nedeniyle azalan yakıtlarını doldurmak için sıraya girdi., | Ml, 11.9.2018

a.






Pistole var mı? ++








piston | torpil | Birincisi şu Bakanın yeğeni için piston istemesi hikayesi., | O Karargah çalışanları olup biten her şeyden kendilerine bir avantaj çıkarmak üzere kurulu oldukları için şimdi bu piston talebi komplosu suya düşünce Ergenekon'da her şeyin sahte maillere dayandığı iddiasını ortaya attılar., | MBelge, T, 20.5.2011

argo






pişedurmak | Çörek ocakta pişedursun, her kim iyi bir yalan söylerse çöreği o yiyecek, diye iddiaya tutuşmuşlar. Köse başlamış yalana: 'Bu değirmen şu karşı tepedeydi. Bir gün bir yel çıktı, bir fırtına oldu, bu değirmenin hiçbir yerini bozmadan, olduğuynan, taşıynan buraya indiriverdi..., Naciye Poyraz, 1979, 21

b.f.






pişik olmak | Sanırım çocuk pişik oldu., | AyçaŞen, T, 23.10.2011








pişikli | pişiği olan | ...sürüyle kadına; aptal, pis, pişikli demeyip azgın boğa gibi dalandığını(sic), eline geçirdiğini ahıra, kütlü ambarına nasıl sürüklediğini biliyordu., | OKemal, HÇ, 7

s.






pişindiri | Bu yeşillik bazı yörelerde tarhana otu olarak da bilinir ve özellikle Kütahya ve civarında yerel olarak 'pişindiri' denilen nohut ve bütün soğan ile bütün iri kırmızı biberle yapılan bir yemekte kullanılır. | , | Engin Akın, VatanG, 29.4.2007

a.






Pişirici TDK+ | 1. pişirmeyi sağlayan şey 2. Fırınlarda ekmek veya herhangi bir şeyi pişirme işini yapan kimse 3+. Pişirme işini yapan kimse | Van mutfağının temel özelliğini etli, bulgurlu yemekler oluşturmakla beraber, Doğunun en lezzetli et pişiricileri olduklarını da söylemem gerek., | S Soysal, Kelebek, 24.6.2018, 7

a.






pişirici ürün grubu bölge başkan yardımcısı süreyya olam, mts'20 mühendisilikte topuk sesleri, 4.3.2020, ilan








pişiriliş BTS+ | pişirilme işi | +Türk kahvesinin özel bir tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi, ikramı... kısaca, bir kimliği vardır., | KurukahveciMehmetEfendi, 2014

a.




bts+



Pişirimlik -ği | pişirme için ayrılmış, bir pişirme ölçüsünde. | Yanına da geçen yıldan kalan bir pişirimlik darı bulgurundan darı pilavı hazırladı., | M Kızılca, 27.4.2016, | http://rasyonelhaber.com/makale/431/gargara-abduellatif-camii, 11.8.2018 | Buzdolabında iki pişirimlik taze mısır vardı. Birini getirdim., | Havva Gedikli, 23.2.2020

a.






pişivermek

b.f.
çabucak pişmek.


"Sarı mercimek de kırmızı mercimek gibi çabucak pişiverir.", Oğul Türkkan, Oksijen, 31.05.2024"



pişken/pişgen: Çabuk pişen, kolay pişen fasulye, nohut gibi gıdalar için pazarcıların lisanından. 13.09.09, Merter pazarı.








pişkin | 1. pişmiş 2. mec. | Otobüstekiler: 'Üzülme', dediler. 'Bizim halkımız pişkindir. Çok su kaldırır.', | NGüreli, 21

s. mec.






pişmanlanış | Öğütçümün pişmanlanışı, | BGocul, Mevlananın, 4

a.






pişmanlanmak








pişmansımak

f.
pişmanlık duymak.


"Pişmansıdım.", Emine Tülek, TRT Belgesel, ?, 11.11 (18.06.2024+)"



pişmek | mec. olgunlaşmak | O günkü ders Dede İsmail Efendi'nin bir murabba bestesiydi. Bir ders evvel oldukça pişmişti. Buna binaen, eserin tamamiyle geçilmesi pek uzun sürmedi. | , | ZŞakir, Sadullah Ağa, 76-77

f. mec.






pişmiş aşa su katmak| Atacağı adımı düşünerek atarlar, / Uzağı görmeyenler aşına su katarlar., Gonca Yayınevi, EGÇM, ? , 93 (30.05.2025)

dey.






pişpirik | Biz Nihat'ın kahvesinde gece yarılarına kadar pişpirik oynar, Hamza'nın simitlerinin, açmalarının çıkmasını beklerdik., | TAral, SÖ, 79-80 | Bu İslamî jargonla paketlenmiş erkek kahvehanesi muhabbetinin pişpirik oynarken diline doladığı son lanetli modernite tuzağı Âlâ dergisi., | ., | RamazanRasim, 14.10.2011 | Bu hercümercin hemen yanı başındaki kentin kahvehanelerinden, oyalandıkları pişpiriğin tam orta yerindeyken irkilerek dışarılara uğrayan meraklıları, elde pek bir veri olmadığı hâlde, her zamanki gibi birbirlerinin yalancısı oldukları çokbilmişliklerle, bu seyirlik vukuatlara kendi aralarında olur olmaz açıklıklar getirmeye çalışıyorlar., | NÇınar, T, 13.2.2012

a.






Pişpirik | pişti | Bunun üzerine Camr Hasan, masalarda pişpirik oynayanlara seslendi., | Çalıkoparan, 90

a.






pişpiş





"Duydu ki Hicranî dönecek diye / Masıvâ dağından inecek diye / Pişpiş börek gibi yenecek diye / Bizden bir aslana erzak edindi.", San, Hicranî, Celâlî, 236"



pişpişlemek | Ben çocuk pişpişlerken, o deniz keyfi yapıyormuş., | SeçkinPiriler, Hür, 22.9.2016

f.




GTS-



pişt ünlem | Sen o kıza niye pişt dedin, benimle niye evlenmiyorsun, çok kavga ediyoruz, biraz ara verelim gibi bahanelerle ayrıldınız., | PuccaGünlük, HürPazar, 25.8.2013








piştgiriya navnetewi | Kürtçe uluslar arası dayanışma | Filistin Güncesi, piştgiriya navnetewi, | İlkerDemir, T, 21.2.2014

a.






pişti olmak: (birisiyle): birisiyle kavgalı olmak. 2. İki kişinin aynı kıza aşık olması. 13.06.2003 Ekşi S İki kişinin aynı anda aynı şeyi planlamadan yapması veya iki olayın aynı anda olmasi gibi durumlarda pişti oldu denebilir. İki kişinin aynı kıyafeti giymesi. | Şıklık yarışında berabere kalan ikili, belli ki aynı mağazadan alışveriş yapmış. Pişti oldular, | Sözcü, 16.06.2010








piştov | silah | Sözün yetişmediği yerde piştovlarına, kılıçlarına el atar., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 8

a.






pişvâlık etmek...halka pişvâlık eden ve kızılsultanın mağşuş zihniyetli valilerinin muhalefetlerine rağmen siyaset-i memleketi âmâl-i milliye dairesinde sevk ve idare ile cemiyet-i mezkûr riyazetini deruhte eden yine ailemiz erkânı olmuştur. | , | Şeyh Said Davası İstiklal Mahkemesi T, 481

dey.






pit ekibi





"Sonra hop Bosnadasın!", çeviri filmden, 13.01.2024"



pitahaya | bitk. ejder meyvesi Dondurma imalatı, salata ve ilaç sanayisinde kullanılan, ağırlığı 300 gramdan bir kilograma kadar çıkabilen tropikal meyve | Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde serasında | ejder meyvesi olarak bilinen pitahaya yetiştiren üretici, hasadına başladığı ürünlerin tanesini 15 liradan satıyor., | Hr, 21.7.2017

a.






pitir manta | ve ardından da buharda pişmiş Uygur mantısı 'Pitir manta' yedik. ., | MügeAkgün, HrKlbk, 8.7.2017

a.






pitiyanquis | Mesela düşman için kullanılan pitiyanquis, | Fransızca petit yankee (küçük yanki) kelimesi üzerinden İspanyolcaya uyarlanmış bir sözcük.  40'lardan bu yana kökeninden utanan ve bunu saklamak için Amerikan yaşam tarzını benimseyen ve Amerikalılara özenen kişiler için kullanılıyor. Ama bu sözcük Chávez döneminde muhalifler için kullanılan yeni bir anlam kazanıyor. | , | AkınÖzçer, T, 12.3.2013

a.






pitos | Antik Çağda genelde şarap ve zeytinyağı gibi sıvı ürünlerle kuru tarım ürünlerini depolamakta kullanılan büyük çapta küplere verilen ad | Müze Müdürlüğü ekipleri tarafından bulunan iki bin yıllık pitos, Nevşehir Müze Müdürlüğüne götürüldü., | yandex, 10.5.2019

a.






pitta ekmeği

b.a.



"İsrail'de sevilen sokak yemeklerinden biri de Jerusalem mix olarak geçiyor ve koç yumurtası da içeren sakatatları pişirip pitta ekmeği arasında sunuyorlar.", Oğul Türkkan, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 8"



Piyade | kayık | Akıbet saat-i intizar Boğaziçinin rakit suları kadar ağır ağır güzer etmekle bey önüne tesadüf eyleyen bir piyadeye binerek mevid-i mülakata doğru azimet eyledi., | N Kemal, İntibah, 110-111

a.






Piyade | piyon str 28*

a.






piyâle | tas, kase | Zannetme ki güldür, ne de lâle / Âteş doludur, tutma yanarsın / Karşında şu gül-gûn piyâle, | AHaşim, EGŞA, 222

a.






piyango gibi havadan kazanç, sürpriz kazanç, piyango çıkmış/vurmuş gibi | Vergi ve prim borçlarına ödeme kolaylığı getiren torba yasadan, bugüne kadar kümese girmemiş 'ev sahiplerine' piyango gibi ödeme çıktı., | StarG, 7.3.2011








piyangolu | 1. şanslı, talihli. 2. | piyangosu olan. | Bizim bankalar piyangolu kumar işinden vazgeçip biraz düşünmeye kendilerini verseler, fikirlerini göreneğe bağlıyarak donduracakları yerde icada doğru götürebilseler, hiç şüphesiz memleket menfaatine daha yararlı bir mevdua sistemi de bulurlar., | Taray, 139-140

s.






piyangolu | Bizim bankalar piyangolu kumar işinden vazgeçip biraz düşünmeye kendilerini verseler, fikirlerini göreneğe bağlıyarak donduracakları yerde icada doğru götürebilseler, hiç şüphesiz memleket menfaatine daha yararlı bir mevdua sistemi de bulurlar., | Taray, 139-140

s.






piyanko | Sâbian, kumar ve piyanko: Bunlara | sirkat-i aleniye tesmiye olunur ve itiyad eden veya kumarhane açan kimseler muhtelif cezalara dûçar edilirler., | MahmudEsad, TİH.

a.






Piyanör | Ben şahsen, klavye ile romantik şarkılar çalan tavernacı | Piyanörleri (Piyanist+Şantör= Piyanör) artık dinlemeyeceğime söz veriyor ve her yazımın sonuna, Fazıl Bey'e saygı ve muhabbetimin ne kadar nâmütenahi olduğunu gösteren bir kutu koymayı düşünüyorum bundan sonra., | ATA, Z, 12.5.2012








piyasacı BTS+ | 1. Piyasa yapan kimse 2. Piyasa ekonomisindeki rekabet*; serbest piyasadan yana olan kimse | Şu çok açık; bir ekonomide piyasaya girişler ne kadar açık olursa ve piyasacı rekabet ne kadar öne çıkarsa orada demokrasi ile sağlam siyasi istikrar da o kadar öne çıkar., | Star, CErtem, 24.2.2013 | Çünkü AKP.nin istediği gerici, piyasacı, katliamcı kabuğa gençlik sığmamaktadır-..., | ÜniÖğrencileri'nin 16.3.2015 el ilanı






bts+



piyasadan çıkmak | deyim iktisat Piyasadan çıkmaktan kastedilen ürününü almakta olduğunuz firmanın sizi memnun etmeyen bir davranışı karşısında o ürünü almaktan vazgeçmenizdir. | Bu arada | piyasadan çıkmak şeklindeki davranışın daha çok Amerikan toplumunda, | ses çıkarmak biçimindeki davranışın ise daha çok | Avrupada yaygın olduğunu ekleyelim., | EKatırcıoğlu, T, 27.8.2011

f.






piyasalar arası / piyasalararası | ...kararlı mı yoksa kararsız mı olduğu ve piyasalar arası bağlılıklar fiyat teorisinde izah edilecektir . Burada bu birinci kitapta , sadece ana üç problemin çözümünde fiyatların ve onların değişiminin, karar birimlerinin davranışları yoliyle ekonomiyi yönetme fonksiyonuna ..., İÜİF Yayınları, 1965, S 161-162, 69

b.a.






piyasalaşma | ticarileşme | Bu ülke de artık tıpkı ABD,İngiltere, Fransa gibi en çok para kazanan edebiyatçılar listesinden yayın yapar hale geldi. Bu da tam piyasalaşmanın göstergesi değil mi? , | 15.9.2011, FKaraağaç, | https://ferhatkaraagac.wordpress.com/tag/piyasalasma/, 5.10.2016g

a.






piyasalaşmak | ticarileşmek | Bakan Akdağ sağlığın piyasalaştığını açık yüreklilikle itiraf etmiş, kendisini tebrik etmek lazım, | 19.3.2005, | http://www.turksagliksen.org.tr/qbakan-akdasain-pasalaini-ak-yeklle-af-etm-kendtebr-etmek-lazimq_arsiv_226

f.






piyasalaştırılma | Kamu İşletmeciliği – | Eğitimin Piyasalaştırılması Kıskacında Yeni Paradigma,MuratÖzdemir, 13.5.2006, www.sendika.org, 2.6.2014g

a.






piyasasını bozmak deyim fiyakasını bozmak, forsunu indirmek, bozmak | Lakin dayısı da... Kim bilir nasıl bozacaktı piyasasını kızın yanında!, | OKemal, HÇ, 12








piyaz | Martın ayazı ile kocakarının piyazına güvenme., T F Erdun, 11

a.






piyazlık -ğı | / | piyaz yapmaya/olmaya uygun, elverişli olan. | Serbest bırakıldığını duyar duymaz eş dost, elimize geçirebildiğimiz piyazlık fasulya, tavalık* balık, mezelik* salata ve daha başka neler varsa, onlarla yoluna döküldük; yağlı, fakat tatlı yüzünü göstermeni bekliyoruz.,SadunCSavcı, SeçmeSaçmalar, 1946, 65

s.a.






piyer loti

yer a.
Eyüpte bir tepe.

fr.
"Nerde Piyer Loti'nin o muhteşem Halici / Saadâbâda yazılan gazeller çoktan susmuş", İlhan Geçer, 1986, 81 "



piyizci

s.
sarhoş.


"Piyizciydi." Nihat Aydın, 18.02.2024"



piyoniyer rus* öncü | Rus inkılabı piyoniyerlerle, konsomollarla; İtalyan milliyetçiliği silahlı faşist teşkilatıyla kendini kabul ettiriyor., | HSTanrıöver, DağYolu, MahmudEsadBeyinNutkunaCevab, 9.1.1928,11.








pizzaioili | it. Pizza* | İtalyaya 'pizzaioili' yetmiyor, | T, 30.4.2013

a.






Pizzalı | ... pisibalıklı, pivazlı, pizzalı, püreli, papirüslü panayırlarda; parfümlü, pornolu pavyonlarda; portakallı, pudraşekerli paskalyalarda; pastalı, paluzeli, pişmaniyeli pastanelerde palabıyıklı pisboğaz palyaçolara; plakaları pahalı pejolu patronlara, ..., Lütfi Kaleli, Sözcük Üretkenliği ve Tümce Zenginliği: Dil/sözcük / sözlük, İstanbul 2015, 153








PKK | partiya karkera kürdisten? : Kürdistan işçi partisi'nin kısaltması

kıs.a.






Pkk seviciliği mehmet okkan, 29.08.24








Pkk tandaslı 29.08.24








PKKlılaşma | Bedirhani alfabesinin, Türkiye topraklarında yaşayan Kürtlerin alfabesi olması anlamlıdır ki, bu alfabeden rahatsız olan PKK/KCK çizgisi Bedirhan alfabesininin yetersiz olduğunu, 5 harf daha ilave edilmesi gerektiğini savunurken, asılnda Türkiyelileşen alfabenin PKKlılaşmasını amaçlamaktadır., | EnginGülbey, Z, 16.5.2012

a.






PKP | İng. Kuru kimyevi tozlar | Kuru Kimyevi Tozlar (PKP) kullanıldığında cam elyafı şeklinde artık bıraktığından zorda kalınmadıkça elektrik ve elektronik cihaz yangınlarında kullanılmamalıdır., | www.isgdosya.com/wp-content/uploads/2013/06/yangin-egitimi-2.ppt, Aralık2016, 19.1.2017g

kıs.a.


ing.



placebo | Siyasette toplum hakikati istemez; onu mutlu edecek placebo ve soylu yalanları onu rahatsız edecek hakikatlere tercih eder., | MBilici, T, 12.7.2014

a.






Plakasız TDK+ | Plakası olmayan | Başkentte polisin | dur ihtarına uymayan plakasız traktörün sürücüsü, araçları ezerek ilerlediği Çankaya Caddesi'nde yakalandı., | Hürriyet 16.10.2018

s.






plakçı | plak satan kimse | Bu olayın çıkış nedeni plakçıda düzenlenen etkinlikte içki bulunması., | MYYılmaz, Hür, 21.6.2016

a.






plaketlik | plaket verilmeye değer | Bu takdire şayan plaketlik hizmeti hangi akla hizmetle, hangi vicdana hizmetle kapatıyorsunuz? , | OBaydemir, M, 25.12.2011

a.






planking yeni ing yüzüstü uzanma sporu. | Mayıs 2011Avustralya'da Facebook ve Youtube gibi sosyal paylaşım sitelerinde ortaya çıkan 'planking' (yüzüstü uzanmak) modası, sonunda korkulduğu gibi can aldı., | M, 16.5.2011 | Sistemin son numarası planking, aktif bir enerjiyi pasif bir eylem kültürüyle dizginlemektir sadece!, | Telesiyej, 23.6.2011








Planlatmak | Ettirgen | Ait olduğumuz tarih ve medeniyet birikiminin erken Cumhuriyet döneminde önce red, sonra imha için öncelikle başvurulan tarihî şehirleri yıkmak yerine, batılı şehir plancısı ve mimarlara yeni şehirler planlatarak yeni rejimin temellerinin tahkim edilmesi hedefleniyordu., | YDüzenli, GüneBakış, 8.10.2014

f.






plansızlık -ğı | Wilhelm'in dış politikasının da başlıca ayırmacı savsaklık, güvensizlik, plânsızlıktır., | E T Eliçin, Ansiklopedik tarih taraması, 1967, C 2, 473

a.






plantasyon | plantation Sanayide kullanılan kahve, kakao, kauçuk vb. bitkilerin geniş ölçüde yetiştirildiği işletme GTS | Sömürgeleştirilmiş bir ülkede modernite, sömürge valileri, ordusu ve polisi, hukuku ve yargıçları, liman tesisleri, yolları, demiryolları ve telgraf hatları, (iklimi ve ürünlerine göre) plantasyonları, maden işletmeleri ve belki tek tük fabrikaları, giderek okulları ve bütün eğitim sistemiyle çıkagelir., | HBerktay, T, 15.1.2011

a.


fr.



Plasebo | Yalancıktan ilaç, etkisiz ilaç | genelde psikosomatik testlerde verilen etkisiz ilac..., | enfemme, EkşiS, 17.08.1999, 25.2.2020

a.

tıp




Plastik | 1. Isı ve basınç etkisiyle biçim verilen, organik veya sentetik olarak yapılan madde 2. | biçim verilebilir, yumuşacık | Gençlik, bedeni olduğu kadar, ruhi teşekkül bakımından da, hayatın en plastik devresidir. Ve gençlikte edinilen huylar, ekseriya mezara kadar yakamızı bırakmaz. Bunun içindir ki, terbiye ve ahlâkın tesir bakımından en verimli çağı gençliktir., | Başgil, 39

s.a.






plastik | yapay, suni | Tesisatçısı, marangozu, balıkçısı, otelcisi, okul müdürü plastik ya da karikatürize değil., | CŞehirlioğlu, HürCmrts, 3.9.2016

s.






plastikleşmek | Sonuçta, bütün bu büyük atılımlar, toplumun bütününün, özellikle de bütün İslâmî iddialarını kolaylıkla terkederek sıvışan, sıvılaşan, plastikleşen dünün İslâmî, bugünün sekülerleşmek için can atan tuzu kuru muhafazakâr kesimlerinin hızla duyarsızlaşmalarına, şımarmalarına, yozlaşmalarına ve duyargalarını yitirmelerine yol açıyor. | , | YKaplan, YŞ, 13.12.2013

f.






plastron

a.
"1. isim Erkek giyiminde, gömleğin göğüs tarafının üzerine takılan parça: "Üzerinde, uzun bir redingot, boynunda da kara bir plastron boyun bağı vardı." - Memduh Şevket Esendal 2. isim Kılıç oyunu oynarken kullanılan meşin göğüslük. 3. isim, hayvan bilimi Kaplumbağanın kabuğunun karın tarafına verilen özel ad."

fr. plastron
"Fesli, bastonlu, kolalı gömlekli ve plastron kravatl , kravatı iğneli, bugün için belki komik, fakat 1910da şık, ayrıca yakışıklı bir Beyoğlu tipi! Onu bu hale getiren aile serveti kadar Galatasaray Sultanisinden çıkmış, Beyoğlu'nu küçük yaşındanberi benimsemiş olmasıdır.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 17"



platine kesilmek | İlkokula başladığımda saçları platine kesilmiş, çelimsiz bir çocuktum., | ZekiMüren, 22.9.2013, | http://www.posta.com.tr/PostaKarnaval/HaberDetay/Zeki-Muren-gercegi---.htm? ArticleID=195328, 20.12.2014g








Platonik | Batı Düşünce'sinin temellerini oluşturan Platonik dünya görüşü, dinlerin de katkısıyla, hala tüm araçlarıyla birlikte hüküm sürmektedir., | ÖzgürÖzakın, 27.3.2006, | http://www.kaosgl.com/sayfa.phpid=21, 13.2.2015g

s.






Platonizm | Platonculuk | Nietzsche gelecek hakkında umut beslemenin tek yolunun Platonizm'i tersyüz etmekten geçtiğini söylemektedir., | ÖzgürÖzakın, 27.3.2006, | http://www.kaosgl.com/sayfa.phpid=21, 13.2.2015g

a.






playboy pleyboy a ing | Ülkenin en önemli playboy'u olan bu adam allem eder kalem eder ve Adem'i safdışı bırakır., | Oral, T, 25.2.2011

s.






player | çalıcı, çalar, çalan; oynatıcı | Kitaplık, yazı masası, oturma köşesi, pikap, CD player, radyo, televizyon, video, telefon, bilgisayar ve çeşitli bilgisayar oyunları, internet, beden geliştirme aletleri, masa tenisi kısaca akla hayale gelebilecek her şey., | İpşiroğlu, 35

a.


ing.



plaza Türkçesi | bkz. türkilizce | Plaza Türkçesi - Beykoz Off-Road Spor Kulübü www.beykozoffroad.org/showthread.php/250-Plaza-Türkçesi, | 17.12.2013

a.






pleb | Hakikaten aile terbiyesi görmemiş, derken kötü arkadaşlarla kötü yollara düşmüş bu küçük, haris, arrivist veletler, asıl | tahsilli orta sınıflar değil; daha dipten geldiği için daha fazla aşağılık kompleksiyle de malûl bir pleb faşizminin | çağdaş uşaklarını simgeliyorlar. , | HBerktay, T, 27.9.2011 | Kimse, MHP'nin sokaktaki pleb faşizmi ile geride bekleyen patrisyen faşizm arasında bir ayırım gözetmiyordu. , HBerktay, T, 11.2.2012

a.






plebisiter halk oylaması | Öyle hareketler de, genel olarak, 'plebisiter' dediğimiz bir yöntem uygular., | MBelge, T, 10.9.2010








pleski

a.



"Fason CNC Router Kesim. CNC Router fason kesim Pleski CNC Router kesim, Kompozit ebatlama, Kompozit CNC Router kesim, MDF CNC Router kesim | Fason dijital baskı merkezi. folyo baskı, vinil baskı, afiş, bankart (sic), sopalı afiş, kanvas baskı, Mehs baskı, One vision baskı", www.tasarimreklam.org, 9.06.2024, Mahmutbey,"



plevra | Şu biyoloji dersi baştan başa palavra / Diyorlar akciğeri kaplamışmış plevra., | OsmanErdem, GaribinDilinden,12

a.






plonjon | [Kalecinin] âni gelişen ataklarda karşı karşıya kalındığında plonjon şansı yoksa, mesafe de yakınsa ayakta kalmanın fazla bir getirisi olmuyor, olamıyor., | FUraz, 11.10.2011 | Beşiktaşlı Cenk atletik manada eskilerin deyimiyle cıva gibi çocuk; fiziği yerinde, plonjonları estetik., | FUraz, T, 8.5.2012








pluripotans Japonya'dan ve ABD'den iki ekip yetişkinlerin hücrelerinde zamanı geriye çevirebilecek | pluripotans* genlerini keşfetti. | , | H, 23.5.2012








plus | artı, üstü, ek. | 65 plus arkadaşlar aman bu klipten uzak durun / EVE kapatılan | 65 Plus kategorisi var ya... Hani şu Türkiye'de yaşayan 7 milyon 551 bin 261 kişi..., | E Özkök, Hr, 3.4.2020

a.


ing.



plus | oku: pılas artı, ilave, öte anlamında bir addan sonra kullanılmaktadır | [Y]HT'de biletler business plus , business, ekonomi plus ve ekonomi olmak üzere 4 kategoride-., T, 5.8.2014

a.


ing.



plutokratik | Eski faşist davranış biçimi olan karşılıklı sorunları düşmanın üzerine yıkma alışkanlığı ('Bolşevik plutokratik Yahudi komplosu' – Bolşevik aşırı sol, plutokratik kapitalizm, etnik dindarlık) karşımıza yeni bir kisvede çıkıyor., | Slavoj Zizek, çev. CSertçetin, T, 10.8.2011

s.






plütokrasi





"İşte uluslararası ölçüde tekelci sermayeden kaynak alan bu durumun kişilerine, tekelci kapitalistlerin topuna birden, her ülkede Oligarşi derler, yahut plütokrasi derler. Plütos: Zengin, Kras: Egemen olmak. Zenginlerin tahakkümü anlamına gelir. Plütokratlar teşekkül eder. Kapital tekelleştimi, kapitalin sahipleri o memlekette bir avuç tahakküm yapan zengin haline gelirler. / Bu gelişmenin birinci basamağı Plütokrasinin ve Oligarşinin o memlekete egemen olmasıdır.", Kıvılcımlı, FK ve T, 13/14"



plütokrat





"İşte uluslararası ölçüde tekelci sermayeden kaynak alan bu durumun kişilerine, tekelci kapitalistlerin topuna birden, her ülkede Oligarşi derler, yahut plütokrasi derler. Plütos: Zengin, Kras: Egemen olmak. Zenginlerin tahakkümü anlamına gelir. Plütokratlar teşekkül eder. Kapital tekelleştimi, kapitalin sahipleri o memlekette bir avuç tahakküm yapan zengin haline gelirler.", Kıvılcımlı, 13"



plywood | Katmanlar şeklinde lamine edilmis ahşap yongalarının preslenmesiyle oluşturulan, iki yüzü de film tabakasıyla kaplanan ahşap yan ürünü plakalar. iyi bir brut betonun sartlarindandir. pileymut, pileyvud vs. şeklinde telaffuz edilir, 19.10.2003 17:18 my jekyll doesnt hide EkşiS

a.


ing.



PNR numarası | yer ayırma numarası Pi-eN-aR numarası. 20.12.2014g

a.






pod | Hedefleme podu dünyada sadece 3-4 ülkenin geliştirebildiği bir sistemdir. / Pod hava araçları için hedefleme sistemleri geliştiren ASELSAN, Milli İHA'larda kullanılacak yeni nesil görüntüleme ve hedefleme podunu geliştirerek üretti., | MilAselsan, 5.5.2017, 5/6

a.






podcast | podcast yeni | Barış Bey'in gönderdiği siteye benzer bir başka site de henüz yeni başlattığımız şu podcast sitesi, işinize yarayabilir., | ESGürkan, 10.5.2011 eposta. Podcastle | Önce, Keith Barry nasıl beynimizin vücudumuzu nasıl kandırabileceğini gösteriyor -- podcastle işleyen bir numarayla., | 15.3.2012 eposta




ing.



pof pof yansıma yürürken ayağın yumuşatk tozda çıkardığı ses | Tıpkı kızgın bir sac üzerinde yürüyormuş gibi, seke seke, yolu ardında pof pof tozutaraktan, bostanların arasında yitti gitti., | DCeyhun, 77








poflamak | BTS+ 3. Misafirperverlik dediğimiz şey konuğunu oturtacak koltuk bulamamak ya da arkasına koyduğu minderi 45 kere pof poflamak demek değil., | YKaraahmet, T, 13.12.2014 | USTA – (Poflar.) Şimdi bu benim son kızın nişanlısının ailesi var ya diyormuş ki, oturma odasını da onlar yapsınlar./Kız ters ters bakar, poflar, orta kapıdan çıkar., | Mİzgü, 42/51

f.




bts+



pogrom | soykırım, yahudi soykırımı | [V]atandaş Türkçe konuş kampanyaları var, Varlık Vergisi var, Aşkale var, 6-7 Eylül pogrom'u var, Diyarbakır hapishanesi var-., | HBerktay, T, 9.2.2012 

a.






poğaça | Kurıdır ıssıdır poğaca tab'ı / Bu renci derde nâfidir ziyade., Şeyhî, Ali Günhan, Kenzü'l-Menâfi, 2011, 24

a.






poğaçalı | poğaça bulunan. | Gerçekten de az sonra, çörekli, kurabiyeli, poğaçalı nefis bir çay içtik., | A Y Başbuğlu, Biyografya: Behice Boran, 2001, 163

s.






point | nokta. | Aktif point, | PetrolOfisi reklamı, Mart 2014-03-31 | ten point | on numara, on puan. | Bu gıcık soruları çoğaltabiliriz ama 'ten point'lik sorunun yanıtı bulunmadan Batının bölgeye ve Suriyeye yönelik büyük oyunu anlaşılamaz., | H Mahalli, Akşam, 12.06.2012

b.a.a.


ing.



pointer | bir köpek cinsi | Foks ( ya da Fox) bir Alman pointeri., | YOğur, T, 25.3.2012

a.






pointer dürbünlü: | Emniyet Müdürü Serdar Meriç, basın toplantısında yaptığı açıklamada, saldırganlarla birlikte bir pointer dürbünlü uzi marka otomatik silah, bir kalaşnikof marka tüfek ile tüfeğe takılı iki şarjör, iki baretta tabanca (...) ele geçirildiğini belirtti., | T, 27.4.2010








poke | dürtmek | Bir zamandır, sinema zevkine en güvendiğim iki arkadaşımı poke'luyordum., | AdnanYıldız, T, 18.12.2012

f.


ing.



pokemon | pocket monsters'dan yontma yoluyla Ufak sarı pokemon'un sesleri harika. sırf onlar için izlenilir. uzun süreden beri ilk çizgi filmimdi. super zevkli... 31.01.2000 cemshid EkşiS | Masal dinlerken bir kuşun kanadında göklere yükselmeyi hayal ettiğimi hatırlıyorum ama bu hayal beni Pokemon'a özenip balkondan atlayan çocuğun dramatik sonuna sürüklememişti., | GTümer, T, 13.5.2013 | Vermem! Gider pokemon alırım o parayla!/Pokemon dövüşü, bizim horoz dövüşünün japo versiyonudur., | Cafcaf, HÖztürk, Bahar2013/54, 12

a.


ing.



pokemoncu | pokemon oynayan adam | Pokemoncular yarışıyor, | KararG, 28.7.2016

a.






pokerci

a.
1. poker oyunu oynayan kimse. 2. poker oyununu oynamayı çok seven kimse.

fr. poker
"Belkıs, kendine gel, çaldığımız bar havası idi; diyerek güldü ve salonun bir tarafında pokerciler grubunu, diğer köşesinde o genç kızlarla küçük Celis'i görür görmez derin bir can sıkıntısiyle tekrar piyanosuna döndü.", YKK, Kiralık Konak, 18 (ilk baskı 1922) || "... pokerci, ya bakaracı: Yaka kalkık , boyunbağı çarpık , beniz limon küfü , baş ve boyun omuzlara gömülü bir bey , Salim'in evinden çıkmış henüz yatmağa gidiyor . - Eşşek bulaan! Eşşek bulan!", Aka Gündüz, Dikmen Yıldızı, 1928, ?



poketop | içinden pokemon çıkan veya evcilleştirilmek üzere içine girilen top. | Yok ben poketopun içine girmem, yok ben karanlıktan korkuyorum' falan, böyle kaprisleri yoktu., | Cafcaf, HÖtürk, Bahar2013/54, 13

a.






polar | hammaddesi petrol olan ısıyı tutan, rüzgara dayanıksız kumaş türü. | Günümüz ciks gençliğinin bokunu çıkarttığı bir giyim eşyası, 12.01.2000, speedy, EkşiS | Yürüyüş poları, 01.12.2018+

a.






polder polder | denizden kazanılmış tarım toprağı Bu topraklara polder diyoruz. Polderler, verimli tarım alanlarıdır., | HüseyinGüney, AkçaBebekHollandada 72

a.






pole pozisyonu | spor | pole position TGRTHaber, 28.7.2012

a.


ing.



polemiksiz

s.
polemiğe girmeksizin.

ing. polemical + tr. -sız
"Bitaraf ilim adamlarınca serbestçe yazılmalı ve neşredilmelidir. Çünkü polemiksiz, propagandasız bu gibi yazıların tesiri kuvvetli olacaktır. Atatürk'ün şu fikrinden ayrılmamalıdır: "Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir." (Yankı-18 Mayıs)", Nesin Vakfı edebiyat yıllığı, 1982, 915"



policy brief | Özet siyaset sunusu | [P]olicy brief hazırlama gibi konularda akademik kurulumuzun ilgili hocaları tarafından seminerler verilmesi hedeflenmektedir., | MazlumDer, 11.5.2014

a.






policy paper | İng. siyaset makalesi | Arkadaşlarımıza insan hakları konusunda genel kavramsal müktesebatımızı kazandırma yönünde eğitim çalışması yapmak haricinde ülke takibi, rapor yazımı, policy paper ve policy brief hazırlama gibi konularda akademik kurulumuzun ilgili hocaları tarafından seminerler verilmesi hedeflenmektedir., | MazlumDer, 11.5.2014

a.


ing.



poliglot | ...38 dil bilen poliglot dilbilimci Giuseppe Gasparo Mezzofanti, bu 30 günlük yöntemin oluşturulmasında esinlenilen dahi kişiliklerdir., | Hr, 25.4.2019

a.






Poligraf | yalan makinesi | 1966 yılında, Amerika'nın tanınmış yalan makinesi uzmanı Clee Backster, güvenlik görevlilerine poligraf aygıtının kullanımı eğitimini verdiği okulunda uykusuz bir gece daha geçirdi., | Bitkilerin Gizli Yaşamı, P Tompkins / C Bird, 1973, Çev: Sulhi Dölek

a.






polikistik | polycystic Çok sayıda kistten oluşan, kistlerden ibaret yapı gösteren.

s.


ing.



Polikistik over | 3 — Sterili'e, amenorrhe devreleri, hirsutism ve bilateral polikistik overlerin bulunduğu Stein-Leventhal sendromunda hi-...,Hastane, 1965, C 19, 280 Polikistik over gebeliğe olumsuz etki göstermez., Ankara Üniversitesi ? , 1973, C 284, 312

a.

tıp




Polikistik over | 3 — Sterili'e, amenorrhe devreleri, hirsutism ve bilateral polikistik overlerin bulunduğu Stein-Leventhal sendromunda hi-...,Hastane, 1965, C 19, 280 Polikistik over gebeliğe olumsuz etki göstermez., Ankara Üniversitesi ? , 1973, C 284, 312

a.

tıp




polim

a.
1. a. Yalan söz | polüm. 2. a. Yalan haber | polüm. 3. a. argo. gösteriş.

yun.
"Ordu polim yapmaz ama, / İç, dış güven ona bağlı.", F Telatar, Onlar, 12"



polim | (yun. polemo: çekişmek) | caka, fiyaka | Biri, bir şölende başkanlık polimlerini işletirse hemen ortadan sıvışmanın yollarını arar., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 9

a.argo






polimorfizm | tıp* | Sağlık Bilimler Ödülü'nü Doç. Dr. Bülent Önal | Vezikoüreteral Reflü Hastalığı ile Etkilenen Kardeş Çiftlerinde Tek Nükleotid Polimorfizm Bağlantı Analizi ile Kromozon 11 de Saptanan Renal Skar Oluşumuna Karşı Koruyucu Loküs adlı çalışmasıyla., | Cumhuriyet, 25.12.2012

a.






polio sekel

a.
çocuk felçli doku bozukluğu

lat. tıp
1960 da polio sekeli kaptım. İÜ Çapa Tıp'ta Hüsamettin Altav'ın hastasıyım. Yetmedi bir de düştüm paralitik kalça çıkığı. Hoca ameliyat için bekletiyor ama her yaz ve gün döneminde güya muayene için beni çağırıyor. Tesadüf sınav zamanı, artık kaç öğrencisi varsa beni muayene edip teşhis koymalarını istiyor. Anadan doğma kalça çıkığını söyleyene başka soru yok, 'çık dışarı' Kaç tıp öğrencisini bıraktım kim bilir?
Atıf Şenel, 25.11.2023, X



polisçilik oynamak | Polisçilik oynamak bu memlekette strateji ve derin akıl zannedildi., | KÜçüncü, 6.7.2013 eposta

f.






polisiyelik | [D]emirörenlerin, Arşimidis şirketinin malvarlığını cinayete kadar varan polisiyelik yöntemlerle nasıl ele geçirdiklerinin hikayesini cesaretle haber yapınca-., | NÇınar, T, 24.5.2013

a.






polisleşmek | polis gibi yasakçı davranmak | Polisleşen Yargıç anlayışı, | BaşarYaltı, Barobirlik, Mart2014

f.






politbüro | [G]enel sekreterler belki hiç yapmadıkları şeylerle yükselir (ve düşer): hattâ fotoğraflarla bile oynanır ve kâh Stalin Lenin'le baş başa resim çektirmiş (yanlarında başka kimse yokmuş), kâh dört politbüro üyesi Mao'nun cenazesinde ansızın buharlaşmış, görünmez olmuş gibi gösterilirdi., | HBerktay, T, 13.8.2011

a.






politik | İng. political siyasi, siyasal.

s.


ing.



politika | siyaset

a.






politikal | political politik, siyasi | Bulgaristan seçimleri politikal sisteme karşı protesto gösterileri ile beraber gerçekleşti., | T, 14.5.2013

s.


ing.



politikalaştırmak | Kürtler, | Biz zaten tarihte de ayrıydık ama şimdi gönüllü birlik istiyoruz' sözünü kabul edilebilir bir uslup içinde cesaretle söyleyemiyor, daha önemlisi bu fikri politikalaştıramıyorlar., | NYağcı, T, 6.8.2011 ve 17.3.2012'de.

f.






politikasızlık | Bu politikasızlık yüzünden Kuzey Irak'ın kontrolünün ABD'nin eline geçtiğini dile getiren Çevik, bölgede bir Kürt devletinin kurulmasının da hayal olduğunu kaydetti., | www.milligazete.com.tr/haber/Turkiye_Kuzey_Irak39in.../18483, 10.3.2006, 11.12.2014

a.






politikaya girmek

dey.
siyasete girmek, başlamak.


"Beyler ben politikaya girmem. Size ille de bir eşek gerekliyse memlekette tonla eşek var. Birini alın 'amblem' olarak kullanıverin. Benim eşek mi, başkası mı kim anlayacak?","
M Gezen, 1982, 93



politikleşme i politikleşmek işi.








politikleşmek | siyasileşmek, siyasallaşmak | Bir başka deyişle eğer tekkeler ve zaviyeler kapatılmasaydı din bugün bu kadar politikleşmeyecekti., | KaliKar, T, 11.11.2013

f.






politikleşmiş | Türkiye'de İslâmcı kesime veya bu kesimin politikleşmiş kadrolarına, hiçbir zaman, | başı ezilecek yılan gözüyle bakmadım., | MBelge, T, 15.2.2014

s.






politikleştirmek f siyasileştirmek, siyasallaştırmak. | Diğer bir yandan daha da politikleştirmektedir, tabi bu politikleşme rejim ve ideolojik bir yaklaşımla iyice itaatkârlaşarak derinleşmekte., | E. Doğan, T, 12.08.2010








politikoloji | siyasetbilimi | [Modus vivendi terimi] Diplomaside, politikolojide falan kullanılır., | HUluengin, T, 20.6.2012

a.






politisid | Bingazi'de ikinci bir Srebrenica'nın, ya da bir siyasi soykırımın, Frenkçe tabiriyle bir 'politisid'in yaşanması hava bombardımanı ile önlendi. | KGürsel, M, 11.4.2011

a.


fr.



politizasyon





"Halbuki devrimin yarattığı kargaşa, baskı ve aşırı politizasyon yüzünden İran'da bilim hayatı mahvolmuştu. Toparlandılar, 2001 yılında bizi geçtiler.", T Akyol, Bilimde İran türkiyeyi geçti, Hr, 25.7.2014"



politizasyon | Aşırı politizasyon da tıpkı ideolojik körlük gibidir, ufkumuzu daraltır., | TAkyol, M, 14.7.2011

a.






politize | siyasileşmiş, politikleşmiş | Barışçı Çözüm' muhalifleri, süreci baltalamak için, yarı-politize kitlelerin bu 'maksimalist' alışkanlığının üstüne gidecekler., | MBelge, T, 30.4.2013

s.






politize etmek

b.f.
siyasallaştırmak.


Çatışma: yeni gelen dünya görüşü ve devlet sistemiyle eski dünya görüşü ve devlet sistemi de çatışma halinde, bu ayrıma gelinceye dek sadece inanç alanı olarak kalan ümitler dünyası da ... politize oluyor , ve halk o güne kadar kayıtsız kaldığı İslâm medeniyet ve hukukunu , bu inanç dünyasını kurtarma yolunda alet olarak kullanmağa gidiyor . İnanç siste- mi politize olunca mahiyeti de değişiyor ve safiyetini yitiriyor ... H Z Ülken, 1966, Sosyoloji D, C 19-20, 210



polka

a.



"Kanaldan fenerlerle donanmış mükellef gondollar ve rıhtımdan karnavalcılar maskeli, maskesiz maskara kıyafetinde ve İtalyan polka havaları söyliyerek gelip geçerler.", M Celâl, Demirbaş Şarl, 4"



polka





"Oğlan kolunu da sallama-Kırmızı gül takarsın-Aman aman aman leçço" dan sonra güya alafranga polka: "Kuti kupi kuti mere kalançeto" gibi ne dilce olduğu bilinmeyen havalar... 8"



polo yaka | O yazın gizli kahramanı, şık, beyefendi ve rahat parçası: Polo yaka tişört. Bu demirbaşla ilgili yeni trendlere hâkim misiniz? , | BaşakDizer, HrCtesi, 8.7.2017, 10

a.






Polonezköy | daha polonezköye varmadan bir yorgunluk çöktü üstüne, | MG, 108

a.






poloveç

a.



"Sonsuz Masal // radyoda Borodin / poloveç dansları / o çılgın rüzgarın koptuğu akşam", A Karatay, seni var saymak, 16"



polpotçu

s.
Kamboçya Kızıl Kmerler adlı komünist gerilla teşkilatının kurucusu Pol Pot taraftarı.

Asıl adı ile Saloth Sar (d. 19 Mayıs 1925 - ö. 15 Nisan 1998) olan Pol Pot adından pol pot + tr. -çu
"... veren Apoculuk polpotçu eğilimlerle malüldür. Fakat olaylar öyle bir gelişmektedir ki Kürt insanı ya bu örgütten olma ya da devletten yana olma gibi bir seçenekle baş başa bırakılmakla adeta, kaderine terk edilmektedir.,
Kurultay Belgeleri: Sosyalistlerin Birlik Partisi Girişimi, 1990, 67



polyannacılık -ğı | naif iyimserlik. | Polyannacılık oynamakta ısrar eden anaç yoldaşlara Allah zihin açıklığı versin., | MAltınok, T, 19.11.2010

a.






pomadalı | pomatlı, pomad sürülmüş olan. | Ellerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey, / iki elinizle okşarsınız, / iki tombul, / iki ak,/ vıcık vıcık terli iki elinizle / okşarsınız pomadalı saçlarınızı, / dövizlerinizi, / ve memelerini metreslerinizin., Nazım Hikmet, Korede Ölen Bir Yedek Subayımızın Menderes'e Söyledikleri, 25 Haziran 1959

s.






pompalamak | İkincil görevleri ise, patronlarının birlikte reklam ortaklığı kurduğu en büyük rakibin, televizyon kanalında yayınlanan programları pompalamaktı., | S Dölek, Kirpi, 42

f.






pompalamak f | kaba Erkek kadınla cinsel ilişkiye girmek | [İ]lk olarak ne zaman pompaladılar sizi? , | KAlişanoğlu, 4.4.2011

argo






ponçik -ği

s.



"Bir süredir ilişki yaşadığı yapımcı Necati Kocabay hakkında da konuşan Nurgül Yeşilçay, "Necati çok ponçik biri. Benim tersime hiç sinirlenmez. Ben kıskanç biriyimdir ama telefonunu kurcalamam. En sevmediğim şey" dedi.", Hürriyet, 30.11.2023"



ponçik | 1. Ponçik, pişiye benzeyen bir çeşit tatlıdır. İçine sarı veya kakaolu krema ya da reçel konulabilir. Polonya'nın geleneksel mutfağında yer alır.vikipedi, 20.7.2017g 2. | Öz ablam bazen çok ponçiksin der bence ponçik pofuduk ve şirin hayvanlara söylenen bir söz ama nadiren bebekler için kullanılabiliyor., | | http://www.kizlarsoruyor.com/ask-iliskileri/q3843481-arkadaslar-poncik-ne-demek, 20.7.

a.






ponçikleme | Engelleri, ponçikleme aşan ufaklık –Kemal Ekşioğlu ve Paylaşımları, | | https://www.facebook.com/Paylasman/videos/1602536476427338/, 20.7.2017g

a.






ponçiklemek | 2017g | 2017/06/16 05:31:45. @smagnydn. Elmayı kim ponçikledi? , | | https://www.garow.me/users/smagnydn/272775583, 20.7.2017g | Megastar Tarkana benzemediği için reddetti. Bunun üzerine talibi, dudu dudu dilleri şarkısı eşliğinde nevruz hanımı ponçikledi., | steflar, 9.2.2016, İnciS | F5'ledi baya iyi ama bence C.başkanı meclisi ponçikledi olsun (...) ponçik olsun... Cumhurbaşkanı Meclis7i ponçiklesin... @zaytungpic.twitter.com/W8UEj3bPJG. 2:49 PM - 30 Mar 2017 from İstanbul, Türkiye, | | https://twitter.com/eccecece/status/847566562219438081, 20.7.2017g

f.






ponişka | Bk. Ponçik veya ponicka Esasen hamurdan yapılmış, içi elmalı bir harç, dışı da bol pudra şekeri ile dolu bir tatlı. 01.02.2002, serendipity,EkşiS | Ponişka tatlısını denediniz mi? , | MarisKebap, DavutpaşaMetrosu, 26.4.2014

a.






ponje





ponje ve vuar astar



Ponksiyon | hek. Fr. ponction İçi boydan boya boş bir iğneyi, vücudun herhangi bir boşluğunda bulunan bir sıvıyı akıtmak ya da çekmek için, vücuda batırma işi. | Saat yedide ponksiyon yapacağını Belin'e hatırlatmayı unutmasa bari., | R M Du Gard/A Cemgil, Güzel Günler I, II Hasta Çiçekler, İstanbul 1987, 8

a.


fr.



ponpon isim | pompon | 1. Yuvarlak püskül 2. Pudra sürmek için kullanılan yumuşak tüylü tuvalet gereci. ponpon kızlar Maçlarda devre arası sahaya çıkıp ellerdindeki ponponları sallayarak dans eden kızlar.




fr.



ponponlu

s.



"ponponlu pamuk battaniye", 16.03.2024"



ponponlu | ponponlu terlik ve uzun yelek giyer / kuru incir dallarını sürüklerdi bahçede, | MG, 78

s.






ponponlu | Ucu ponponlu yün başlıkları vardı çocukların çoğunun., | DCeyhun, 97

s.




GTS-



ponterezci | bk. Ponterizci. Tekstilde ponterez makinesini kullanan kimse.

a.






ponterizci | bk. Ponterezci. Konfeksiyon ürünlerinin imalatında ponteriz makinesi ve yardımcı aparatları kullanarak ürünün model özelliğine göre süslemesini ve sağlamlaştırma yapma bilgi becerisine sahip nitelikli kişi. | Ponterizci/Ponteriz Otomatçı mesleğinin tanımı, ne iş yaptığı ve nasıl olunduğu ile Ponterizci/Ponteriz Otomatçı meslek kodu nedir ve iş imkanları hakkında bilgilere haberimizden ulaşabilirsiniz., BölgeGündem, 26.09.2017

a.






pontif


baş rahip, baş piskopos. Romada Roma dininin rahip kurullarının ün ünlüsü olan Pontifler Kurulunun bir üyesi.





Pontrezci








pontuslu | Ya size oy verecekler ya da Pontuslu olacaklar öyle mi!, | F Altaylı, HaberTürkG, 9.6.2019

s.






ponzi

a.
aynı m. Ponzi şeması, Ponzi sistemi, Ponzi oyunu. Yüksek kâr getiren bir üretim varmış gibi göstererek yatırımcıları sisteme katmayı amaçlayan ve ilk yatırım yapanlara ödemenin sisteme sonradan katılanların parasıyla yapıldığı bir dolandırıcılık yöntemi

Charles Ponzi'nin soyadından, 1920
Seçil Erzan parayı çevirmesi için 'ponzi' sistemi kurdu. Ancak yeni müşteri gelmeyince sistem çöktü. Erzan, aldığı paraların kârlarını ödeyememeye başlamıştı. Bu nedenle de bazen telefonlara çıkmıyordu.
Hürriyet, 23.11.2023



ponzici

s. / a.
ponzi usulüyle dolandırıcılık yapan kimse.

ing. ponzi + tr. -ci
"Acemi ponzici derken kastettiğin şey galiba acemi dolandırıcı olduğu. Bu iş için zaten uzman ponzici olmaya gerek olmadığını düşünüyorum uzman.", Bitcoin Talk, https://bitcointalk.org › ... ›, 6 Haz 2017"



pop korn | Konu dağılacak ama pop kornlara da değinmeden edemeyeceğim., | AŞen, T, 17.6.2012

a.






pop-up | Bu hediye çeki alışveriş sırasında satıcıya ibraz ve teslim edilmelidir. Lee ve Wrangler markalarının çadır, pop-up (dönemsel) mağazalarında ve lee.co.tr ve wrangler.com.tr e-ticaret web sitelerinden yapılan alışverişlerde geçerli değildir. Hediye çekine ilişkin uyuşmazlıklarda Karma Marka Mağazacılık Tic. A.Ş. kayıtları kesin delildir. Lee Wrangler +500TL hediye, 17.05.2025+

s.






popcorn | patlamış mısır'dan bir kullanımlık | Benim işimi severek takip eden bir kitele var, onlar için 'popcorn' değilim!, | YLodi, T, 2.4.2013

s.


ing.



popcorncu | Filminin zor bir kurgusu var gibi gelebilir başta, ama bence popcorn'cu izleyiciyi çalacak kadar dürüst. , | MAYıldız, T, 10.11.2013

s.






popçu | pok müziğiyle uğraşan kimse | +1,5 senedir oyuncu Aslı Enver'le birlikte olan popçu Murat Boz, önceki gece arkadaşı Eser Yenenler'in evindeydi., | GGökduman, 5.5.2017, SabahGünaydın, 7

a.




GTS+



poplin





"İstemediği, giyimli yaşlılardı | evde kötü ütülenmiş poplin gömleğinin yakasına geçirdikleri ucuz cinsten buruşuk kravatları, demode kostümleri, formunu kaybetmiş ayakkabıları ve düşük, katmerlenmiş çorapları ile kendilerini giyinmiş sanan orta halli emekliler ve nasipsizler | ruh ve beden taraflarından çökkünler , bezginler... ", R H Karay, Sonuncu kadeh, 34"



popo | Onun uzattığını bu yakalıyor, bunun yakaladığını öteki çekiştiriyor, halka hizmet yarışı için otobüste koşuşturanların poposu birbirine çarpıyordu., NGüreli, 17

a.






popumsu | Değişik bir kişilik. Bir ara zaga'ya da çıkıp garip bir popumsu şarkı dillendirmiş, akabinde hukuk fakültesinde doktor olduğunu söylemişti., | svrn, 15.06.2005, EkşiS

s.






popülasyon

a.
nüfus.


"Ben, yalnız çeşit karakterinin tesbit değil, bilakis orta Anadoluda mevcut çeşitlerin irsî ahfadının da ozmosis hallerini tetkike ehemmiyet verdiğimden, ayni "emme kuvveti azamisini" gösteren çeşitlerden, bir dereceye kadar ayni ozmotik irsî karakterlerinin çeşit gruplarını veren "popülasyon"lar meydana getirdim.", A Yüksek ziraat enstitüsü Çalismalar, 1941, S 118-123, 44"



popülerleşmek | Popüler hale gelmek, halk tarafından sevilir hale gelmek | Güney Carolina Üniversitesi antropoloji profesörü Marc Moskowitz Tayvan'da 1980'lerde ekonominin düzelmesiyle bu tür törenler popülerleşmeye başladı. İlk olarak mafya üyelerinin cenaze törenleri için tercih edilen bu uygulama zamanla Tayvan geneline yayılmış., | 7.1.2017g

f.




GTS-



popülize edilmek | meşhurlaştırmak, halklaştırmak | Medya patronları ve medyanın reklam aldığı için popülize edilen (sic) diğer holding patronları ne kadar da şirinler., EErgüder, Gztmn, 14.12.2013

f.






popyolog pop ve sosyolog kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulan alaysı kelime | Yıllar sonra Ecole'e seçilen ilk Türk hoca da olacaktır (aslında bunun Hürriyet gazetesinde dokuz sütuna manşet olması gerekirdi o zaman ama, dönemin pseudo-sosyolog ya da popyolog yayın yönetmeni bu durumda kelimenin tam anlamıyla kıskançlığından bir sitkom gibi çatlamıştır)., | LeventYılmaz, T, 17.8.2011








poreng? Kilden su borusu. Araklı.








porfir

a.
kayaç.

fr. porphyre
"Uybat yanında bir talebe tarafından bulunan bir yazıtı da tetkik fırsatını bulan heyet bundan sonra kısa yazıtlı diğer iki taş daha bulmağa muvaffak olmuştur.", H N Orkun, Eski türk yazıtları, 1936, 14 "



porndance | Porndance festivali, | ÖGedik, Kelebek, 29.1.2013

a.






porridge | Birkaramelhikayesi Atlas da aynı... Kahvaltıda labne salatalık elma yiyo... Öğlen çorba. Akşam da ballı cevizli falan porridge... Süt ve sudan başka bişi içmiyo zaten. Dönemseldir belki 13 months* bizim., | 19.9.2018, tivitır

a.






Porsche'li

s.
Porschesi olan.


"Savcı Kristin: Cezaevi koşulları gayet uygun ama Porsche'li yaşamdan sonra zordur.", Hür, 22.06.2024"



porsip | Savaş porsipi öldürüldü!/ ... kategoride yer alan, terör örgütü PKK'nın sözde elebaşılarından 'Savaş Porsipi' kod adlı Mehmet Soysüren'in etkisiz hale getirildiği belirtildi., | Mil, 8.4.2019

a.






porsiyel | Kısmî | Sistemik antibiyotik tedavisiyle birlikte lokal tedavi, drenaj, bazen de enfekte veni total veya porsiyel çıkarılması gerekebilir., | Onur, KronikBöbrekYetmezliği, | http://besiktasforum.net/forum/saglik-tip/55218-kronik-bobrek-yetmezligi/, 5.3.2008, 28.12.20014g

s.






porsiyonluk BTS- | Adam çok sevdiği köpeğine seyyar köfteciden birkaç porsiyonluk köfte aldı., | İbrahimSincer, 24

a.




bts-



port I | Klavye içerisin[d]e oldukça fonksiyonel bir şekilde yer alan SD kart okuyucusu, 2 adet USB portu ve audio jack girişi ile eğlence merkeziniz olmaya aday., | TheGate, | 136, Ağu2011

s.a.






port II | Uzun kumsallarında salına salına yürü, ufka bak, hindistancevizi sütü iç, papaya ye, güneşi batır, dolunayı karşıla, biranı yudumla, port iç, denizden çıkan her şeyi ye, partile!, | AslıGürkan, RSanat, 24.7.2011

a.






porta BTS+ | iki kanatlı büyük kapı | Kasaba halkı, böyle kapılara Porta derdi., | ÖFToprak, 1979, 6 2. taçkapı

a.




bts+



portakal | portakal orda kal | Ben Azalttım Kendi Değerimi / Katlanarak Nazarında / Doğası Gereği Ezer Biri Diğerini / Aşk işgal Altında / Zorladıkça Zorlayası Gelir / Hep Sınır Altında / Sonunda en Yerleşik Yürek Bile Göçer Olur /Hop Dedik Orda Kal Portakal, | Teoman, 2011, şarkı sözü | Laikçi teyzem diyor ki: Portakal, orada kal.AHCoşkun, Hr, 19.1.2017

a.






Portakal çeşitleri navel -, kan –ı, sarı -.








portakal kabuksuz | selülitsiz | Portakal kabuksuz bacaklar, | 12.5.2015 reklam

s.






portakalcı





"Caz çalıyor Adanalı tümtek / Göbek atıyor ortada fingirdek / Göğsü kalçası mavi kolyelik / Gözü süzük ağzı açık / Atıyor portakalcı kulüp tek / Oynuyor oynak keklik gibi sekerek / Göğsünden giriyor iki binlik tek.", E K Gökkaya, 1988, 31"



portakalcı | Caz çalıyor Adanalı tümtek / Göbek atıyor ortada fingirdek / Göğsü kalçası mavi kolyelik / Gözü süzük ağzı açık / Atıyor portakalcı kulüp tek / Oynuyor oynak keklik gibi sekerek / Göğsünden giriyor iki binlik tek, E K Gökkaya, Hasan Baba, 1988, 31

s.






Portakallı | 1. Portakalı olan | Şu üç Portakallı 'muhteşem' film. Ama ne yazık ki bütün muhteşemliği sadece film şirketinin isminde gizli., | VarlıkD, 1993, C 1024-1029, 172

s.






portfolyo | Avrupa Konseyi dil portfolyosu, | 3.11.2016, reklam

a.






portföy | cüzdan | Tüm adres portföyünüze gönderin ki onlardan size gelen iletilerde de tehlike olmasın., | 14.6.2011 eposta

a.






porto rikolu | Temsilciler Meclisindeki üyelere ateş eden Porto Rikolu tethişçilerin, Venezüella başkentinde dün başlıyan görüşmeleri hedef tuttuğu muhakkaktır., | Ayın tarihi, 1954, S 245-246, 208

s.






portör raporu | Güverte Lostromosu olmak için müracaat edenlerden; ... c) GASM'ın tüm işlemleri ile ilgili yıllık rapor hazırlayarak İdareye sunmak. ... portör muayenesinden geçirilmeleri zorunlu olan gemiadamlarının, denizde çalışmaya-., | www.gemideis.com/yonetmelik.doc, 31.7.2002

a.






portreleşmek | Aslında tek adam geleneğinin Cumhuriyet'in kuruluşu ile sınırlı olmadığını, sonradan gelen siyaset adamlarının (Menderes'ten Özal'a Demirel'e) aynı şizofreni içinde portreleştiğini de eklemiş., | AdnanYıldız, T, 4.9.2012

f.






posalı

s.
1. posası olan. 2. halk. sahipsiz arazi, posada.


1. (Bodrum "Muğla" ) [Bak : Posada] 2. Sahipsiz arazi : Burası posalı bir yer, herkes gelir (Ayvacık "Turgutlu - Manisa")TDK, Türkiyede halk aǧzından söz derleme dergisi, 1942, C 3, 1161



poseidon | mit. | Suçlu aramalarına gerek yok. Olsa olsa mitolojideki hırs ve güç sembolü Denizler Tanrısı Poseidon, kendinden çalınan mekânın doldurulup yeni | şehir olimposu yapılmasına öfkelenmiştir! Bu Poseidon'un gazabı olsa gerek., | YDüzenli, GBakışG, 11.12.2013

a.






poshlost rus. Paçoz kimse | Dostoyevski'nin uzun zaman önce kullanmış olduğu Rusça bir kelimeydi 'poshlost'./ Hiçbir spiritüel tarafı dahi olmayan, kendinden kopuk, materyalistik kimseler bu poshlostlar., | ZÇavuşoğlu, HT, 20.5.2012








post | gön | Postu sırtında gezer hayvanın / İlmi sadrında olur insanın., | SümbülzadeVehbi, EGŞA, 363

a.






Post | makam, mevki. | Bana kişisel olarak gıcıklar. Bu kadar gezmeme tozmama gıcıklar! İmkanlarıma gıcıklar. Paylaştığım postlara gıcıklar., | Şeyma Subaşı/Ayşe Arman, Hr, 27.1.2019

a.






post ön ek | sonra. | Siz dünya post-western bir döneme girecek diyorsunuz., | TTekerek, T, 10.4.2012 | postgravity art | san. | 20 Nisan 1995'te Ljubljana'da sıfır yer çekimi koşullarında gerçekleştirilen ilk biyomekatronik tiyatro NOORDUNG, 14 aktörden oluşan ekibiyle dünyada postgravity art'ı keşfeden ilk üretim topluluğu., | PCengiz, T, 22.1.2014 post-Kemalizm | Bunlar Ebu Hanife çizgisinde, sivil olarak mücadelelerine devam etmeleri gerekirken, devletin ideolojisini üreterek post-Kemalizm'i var ettiler., | AliBulaç, Z, 15.6.2014 | post-westen | Siz dünya post-western bir döneme girecek diyorsunuz., | TTekerek, T, 10.4.2012 post-produksiyon | Okuma yazma bilmediği için dublaj da sufle ile yapıldı. Olağanüstü zor bir postprodüksiyondu., | MAYıldız, T, 10.11.2013

a.


lat.



post-it tescilli marka adından bkzb pusulacık | 2. pusulacık kağıdı






GTS+



post-kemalizm | Yalçın Alpay'ın tanımlama titizliği kaygımı giderdi. Tanımlama keşke Editör'ün sunum yazısında yer alsaydı: 'Kavramsallaştırmamda Post- Kemalizm terimindeki 'post' öntakısı ekini 'sonrası anlamında değil...' 'önemsizleşmesi' anlamında kullanıyorum. Yaklaşımımda Post-Kemalizm, 'Kemalizm sonrası' değil, 'Kemalizmin önemsizleş(tiril)mesi'dir., | Ö İnce, Cum, 19.5.2019

a.






post-kolonyal | sömürge-sonrası | O post-kolonyal İslamcı dalgadan geriye herhâlde At Pazarı'ndaki | Hey ümmet woaw süpermiş ARO nesli için bile | Tekbir, Allahu Ekber sloganından başka bir şey kalmadı. | , | YOğur,T, 12.8.2012

s.






post-mortem | O yüzden, Marksizm, sosyalizm ve uluslararası komünist hareket tarihine post-mortem notları düşüp duruyorum., | HBerktay, T, 26.11.2011








post-nobellik | Norman Mailer, Vladimir Nabokov, Henry miller, Phlip Roth, Saul Bellow, John Updike gibi post-Nobellik yazarlar bu konuyu muhteşem kalemleriyle girmişler ve hepsi de yüzlerinin akıyla işin üstesinden gelmişlerdir., | STurgut, HTürkG, 17.4.2016

a.






post-truth | hakikat-sonrası. | Oxford'un yılın kelimesi olarak | post-truthu seçmiş olması boşuna değil. Tarifini de şöyle yapıyor meşhur sözlük: 'Tarafsız gerçeklerin kamuoyu fikrini etkilemede duygulara ve kişisel inançlara cazip gelen şeylerden çok daha az etkili olması.' Tanımlama üzerine tarafsız gerçek diye bir şey mümkün müdür sorusundan başlayarak tartışılacak çok şey var elbette. Burada kastedileni işlenmemiş haber, ezberlerin onaylanmasına ve pekişmesine hizmeti amaçlamayan bilgi olarak alabiliriz belki./ Bunu Irak işgalinde iliklerimize kadar yaşamıştık. Kütüphaneler yıkılır, müzeler yağmalanır ve insanlar katledilirken milyonlarca Amerikalının televizyonlarda gördüğü etiket şuydu: Iraqi Freedom. Aynı | post-truth düzenlemeler, Suriye'de ve tüm bölgede tetiklenen etnik ve mezhep çatışmalarında bizim bir ilgimiz, dahlimiz yok numarasıyla devam etti., | YRamazanoğlu, KararG, 4.1.2017

a.






Post-truth çağı | hakikatötesi çağ, hakkiatüstü çağ. | Post-truth çağındayız şimdi: Gerçek yok artık. Sanal gerçek var. Simülasyonlar. Sanal gerçek, gerçek gerçekten daha gerçek! | , | Y Kaplan, YŞ, 16.8.2019

a.






post-yeşilçam | Karadayı'yı izleyen var mı? İyi bir Çağan Irmak filmi gibi oldu sanki, hele Salih/Mahir Kara'nın gerçek annesini öğrendiği son bölümünde, dramanın o gıcık ıslıklı jeneriği bile sankim-birazcık Tarantino'msu, birazcık post-Yeşilçam tınladı., | AYıldız, T, 14.4.2013

a.






posta | 8.+ bir büroda getir götür işleri yapan hizmetli* | Senin baban memursa, benim babam da Ticaret odasında posta., | OrhanKemal, Sarhoşlar, 14 posta etmek –i deyim göndermek, yolcu etmek | Petersburg'ta elçi iken bir kez, bir caniyi bile şehirden kaçırmıştır. Adamı posta ederken de şöyle demiştir: -Al şu parayı, sınırı geçmekte de acele et. Polisler, diplomatlardan daha çabuk iş görüyor dedirtmek istemem., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 9 | posta edilmekyakalanmak. | Ertesi gün ise, Piç Yavuz, Camgöz ve Tilt, Nihat'ın kahvesinde bilorda oynarken posta edilip karakolun yolunu tuttular., | TAral, SÖ, 63 | Posta koymakOlabilirdi ama, kimbilir belki de dostu mostu yoktu da söğüşlediği enayiler vardı. Enayilerse sadece söğüşlenmeğe yararlardı, postasını koyana karşı gelmeğe değil. Öyle, ya da böyle... Bu iş aklına yatıyordu. Çeker kenara, alamadın veremedin, çat pat bir iki. Arka çıkacaklar olursa onlara da..., | OKemal, 1969, 68 | Posta olmakgitmek. | Bir seminer duysa olurdu posta / Baksan İstanbulda, görürdün Karsta / Hal hatır sorardı, yarana dosta. / Kültüre çok hizmet etti Öztelli, | Develili, 76

dey.a.




GTS+



posta olmak -e| İmralıya gidip posta olanlar / Çark etmekte büyük usta olanlar / Hainle yas tutup yasta olanlar / Ülkücüymüş, hadi ordan; yürü be!, 6.11.2024, Facebook

dey.






postal | 1. Genellikle askerlerin giydiği konçlu ve kaba potin. 2. mec. düşkün kadın.

a. mec.






postal yalayıcılık mec. argo. askerlere dalkavukluk eden, yaranmak isteyenin davranışı. | Referandum sonucunun meyvelerini vermeye başlamasını bile görmezden gelen bu 'postalsever' zatların Ergenekoncu/Kemalist rejimden yana duruşlarını 'postal yalayıcılık' olarak tanımlamak yanlış olmaz., | NizamettinBarış, T, 5.8.2011

mec.






postalanmak nesnesiz f | işten çıkarılmak, yol verilmek | Zico iyi insandı, takım Avrupa da tarih yazdı ama disiplin yoktu, devamlı çift kale oynatıyordu, kardeşini yanında istiyordu' diye postalandı., | FUraz, T, 31.8.2010

argo






Postallı | Postalı olan | 12 Eylül'ün Amerikancı postallılarından, FETÖ'nün İslamcı imamlarına uzanan kumpasın adı., | E Manisalı, Cum, 4.12.2018

s.






postalsever | mec. militarist, askerci.

s. mec.






postalseverlik -ği | Sadeddin Köpeklik ve postalseverlik geleneği, | MÖztürk, KararG, 30.7.2016

a.






postdok





postdok çalıştırıyoruz. Doruk Gönen günü



postdok yapmak doktora sonrası çalışma yapmak Nisan 16.07.2013








poster | 1. Duvara asılan büyük boy resim poster boy burada küçük | Cihangir ülkesinin | poster boy'u olacağınıza, Türkiye Cumhuriyetinin asli, kurucu vatandaşı olun. Mahallenize kaçmayın, kendi fikrinizi kendiniz tayin edin., | CerenKenar, 28.8.2014, Türkiye 2.  Bilimsel toplantılarda panolara asılan kısa bildiri

a.






posterlik a poster olmaya layık. | Özellikle Westbrook gecenin posterlik fotoğrafını verip flaşları patlatırken Batı da devreyi 76-64'le üstün tamamladı., | Nesipoğlu, T, 22.2.2011

a.






postfeminizm | ... attığı sınırları oluşturmaktadır: 'Bilemediğimiz, karanlıktaki bir kalımlılık duygusunun etkisi altındayız. Postmodernizm, postkolonyalizm, postfeminizm gibi, görüldüğü kadarıyla 'post' önekinin tartışmalı aldatıcılığından başka bir adı ... olmayan , ' şimdi'nin sınırlarında yaşıyoruz ..., Toplum ve bilim, 1998, S 76-79, 48

a.






Postfigüratif | Kıymetli Cüneyt Özdemir Bey'in tvnet'deki ana haber programında, Beta Kuşağını konuştuk. Betalar 2025-2039 yılları arasında doğan ve yapay zeka teknolojisiyle kültürlemesini gerçekleştirecek olan kuşaktır. Kültürleme 3 türlüdür: Postfigüratif (büyüklerin küçüklere öğrettiği kültür); kofigüratif (Akranların birbirlerine öğrettiği kültür); prefigüratif (Küçüklerin büyüklere öğrettiği kültür). Beta kuşağı prefigüratif olacak çünkü yeniliğin bekçisidir onlar. Toplulukta yalnız, duygularda tekil, hızlı üretip daha hızlı tüketen geleceğin dijital insanı olacaklar. Korkmalı mı? Hayır! Kuşaklar hep vardı hep var olacak., @gokcencatli, 29.01.2025, X

s.






postkolonyal | sömürgecilik-sonrası | Spivak'ın eleştiri odağı kıldığı emperyalizmim projesi bizi postkolonyal kuramın ve kültürel çalışmaların uluslararası bağlamı meselesine getiriyor., | Sosyal bimleri yeniden düyünmek: sempozyum bildirileri, 1998, ?

s.






postkolonyal | sömürgecilik-sonrası. | Spivak'ın eleştiri odağı kıldığı emperyalizmim projesi bizi postkolonyal kuramın ve kültürel çalışmaların uluslararası bağlamı meselesine getiriyor., | Sosyal bimleri yeniden düyünmek: sempozyum bildirileri, 1998, ?

s.






postkolonyalizm | ... attığı sınırları oluşturmaktadır: 'Bilemediğimiz, karanlıktaki bir kalımlılık duygusunun etkisi altındayız. Postmodernizm, postkolonyalizm, postfeminizm gibi, görüldüğü kadarıyla 'post' önekinin tartışmalı aldatıcılığından başka bir adı ... olmayan , ' şimdi'nin sınırlarında yaşıyoruz ..., Toplum ve bilim, 1998, S 76-79, 48

a.






postkolonyalizm a.








postlamak

f.
post gibi olmak.


"Bıraktın mı çayırı alttan postluyor, biçilmiyor!", Osman Sarıtaş, 22.07.2018"



postmodernizm | ... attığı sınırları oluşturmaktadır: 'Bilemediğimiz, karanlıktaki bir kalımlılık duygusunun etkisi altındayız. Postmodernizm, postkolonyalizm, postfeminizm gibi, görüldüğü kadarıyla 'post' önekinin tartışmalı aldatıcılığından başka bir adı ... olmayan , ' şimdi'nin sınırlarında yaşıyoruz ..., Toplum ve bilim, 1998, S 76-79, 48

a.






postpon olmak

a.
erteleme. tehir.


"Postpon oldu şimdi.", 20.5.2024"



posttravmatik | travma sonrasına ait, travma sonrası, örselenme sonrası. | Bu makalede sağ renal damarlarında posttravmatik arteryovenöz fistül gösteren bir vak'a takdim edildi. Hasta 43 yaşında bir erkek olup , çarpıntı , nefes darlığı ve eforla karnına gelen ağrılardan şikâyetle kliniğe yatırıldı . 1956 yılında karnının sağ tarafına bir ..., AÜTF M, 1960, 78

s.






posttravmatik baş ağrısı++








Postur / postür | Tıp dilinde postür (duruş), vücut kısımlarının diziliş ve düzenidir. ... Oturma, ayakta durma, yatma sırasında vücudun duruş şekline statik postür (sabit duruş), hareket esnasında vücudun duruş şekline ise dinamik postür (hareketli duruş) denilir | Küçükken arkadaşlarının uzun boyu nedeniyle kendisiyle alay ettiğini ve bu nedenle boyunu (postürünü) sevmediğini itiraf eden Jade Slavin, oldukça hüzünlendi., | Hür, 10.1.2019

a.

tıp tıp




postür | İnce yapı derken postürden bahsediyoruz., | DilekAvşar, KaramelTv, 11.7.2012, 11.38

a.






poşa





Poşa sünni ayrı abdal Bektaşi Çingene değil.



poşa | Erzurum, Bayburt ve Artvin çevresinde ve iç anadoluda Çingene | poşa poşa cıldıgi yoşa ormanlarda dolaşa burni boka bulaşa tekellemesiyle bayburt veletleri tarafından tacize uğrayan, göçebe kimsegillerdir. başlarında kareli carları, büyük çoğunluğu naylon kap kaçak satan hanımları vardır. saçlar kırmızı, suratlar çillidir. en ünlüleri | poşaların kutuman olup | ellerizi otomotige sürün, ellerizi sabonnan yıkayın şeklinde reklam sloganlarıyla ünlenmiştir., | daphne, 7.10.2016, EkşiS 2. 17. Yyda İstanbulda yaşayan ermeni dinine girmiş Çingenelerdir krş. allegro, 29.12.2006, EkşiS 3. Göçebe 4. Görgüsüz 5. Pejmürde poşa gibi gezmek | Bayburt civarlarında çokça gezmeye çıkanlar ve bir kopça almaya taaa şehre inenler için söylenen latifeli söz. poşa gibi gezme derler., | ruiz, 30.3.2011, EkşiS

a.






Poşaluk yapmak fuhuş yapmak Selman Dursun, 6.7.2019, Artvin








poşetlik ++








potern | kalalerin / surların altından geçen gizli geçit 9.12.2005 lendonoz, EkşiS

a.






poternli | poterni olan şey | Poternli Sur'un poternlerinden (=Tünel) birinin girisi, | | http://www.hattuscha.de/turkce/poternlisur.htm, 5.1.2015g

s.






Potlaç -cı | fr.

a.






potlaşmak | Üstündeki lacivert takım elbiseyi hiç çıkarmadı; kirden meşinleşti, parlayıp potlaştı. Saçı sakalı uzadı, yüzü bir kaşık oldu. Lacivert çarşaflı, peçeli kadınlara benzedi., | M Yalçın, Kesik hava, 2013, ?

f.






poto | at yarışı | Bu 127 mücadelenin 64'ünde potoyu önde geçmeyi başararak koştuğu iki yarıştan birini kazandı., | T, 20.5.2012

a.






pound | İngiliz para birimi, sterlin bkz. Paunt | Yavaş yavaş gözlerim yorulmaya, rakamlar da pound bürümüş gözlerime ufak gelmeye başlayınca en çok satan bir kitabı geçmiş olduğumu fark ettim., | BAltuğ, T, 3.1.2012

a.


ing.



power ranger | Özkök genellikten | özele alınınca | Bi o sayfaya bi bu sayfaya savrulacak hatun muyum ben! gerekçesiyle DE (başka başka benleri de, pardon nedenleri de vardır muhakkak) Power Ranger Mert, üç-beş gün içinde soluğu (o zamanlar Zafer Mutlu tayfasının hoş şimdi de öyle, idaresindeki) Milliyet'te aldı. Bunlara | bir soluk almak | iki dinlenmek haram ağbicim. Halkları aydınlatmak, soluksuz bir uğraş! (White Woman's Burden) | , | PMağden, 24.6.2011

s.






poyrazlı | Poyrazlı evi –poyraz umurumda değildi ya- terk edecektim; öğrendi ve evini artık –nedense- bana verebileceğini söyledi., | RehaMağden, 2005, 46

s.






poz | pose | 1. Resim ve fotoğrafta duruş. 2. Fotoğrafta objektifin açık kaldığı süre. 3. fotoğraf makinesinde kullanılan filmde her bir kare. 4. mec. kurum, çalım.

a. mec.


fr.



poz atmak deyim | Hiçbiri edebiyatı 'kartvizit' olarak alımlamamış, hiçbiri 'poz atmıyor'. Tam tersine edebiyat karşısında saygılı duruşu var herkesin., | Sİleri, Z, 21.10.2012 Hababam Sınıfı filminde de kızlara poz atmak caka satmak anlamında geçiyor.








poz başı





"Baskısını bizim karanlık odada yapıp kooperatife fotoğraf başı on beş kuruş veriyoruz. Kayseriden getirttiğimiz filmde poz başı maliyet beş kuruş, okul yönetimi fotoğraf satış fiyatı olarak yirmi beş kuruş belirledi.", Ersin Bulun, 2023, 21"



poz kesmek (veya yapmak), övünmek, caka satmak* | Ama bunun ötesinde, | tarih sahnesinde yer aldığı pozunu kesen her lider, kendi şanını yüceltirken yönettiği bütün insanlar için bir tehdit oluşturur./ Bu noktada Bromwich sözü, 20. yüzyıl değilse de 18. yüzyıl sonları ve 19. yüzyıl başının bir askerî diktatörüne getiriyor. Zaten her fırsatta | alınyazısından söz eden Napolyon'un, tam da böyle poz kesmeyi çok sevdiğini; Lincoln'ın ise, 1838'deki bir konuşmasının gösterdiği gibi, aynı pozculuğu nedeniyle Napolyon'dan nefret ettiğini hatırlatıyor., | HBerktay, T, 31.1.2013








poz takınmak öyle göstermek | Bazıları, 'tesadüfen' ya da 'farkında olmaksızın' orada duruyormuş gibi bir poz takınmaya çalıştı., | MBelge, T, 2.8.2011

f.






poz vermek








pozculuk | Bu noktada Bromwich sözü, 20. yüzyıl değilse de 18. yüzyıl sonları ve 19. yüzyıl başının bir askerî diktatörüne getiriyor. Zaten her fırsatta | alınyazısından söz eden Napolyon'un, tam da böyle poz kesmeyi çok sevdiğini; Lincoln'ın ise, 1838'deki bir konuşmasının gösterdiği gibi, aynı pozculuğu nedeniyle Napolyon'dan nefret ettiğini hatırlatıyor., | HBerktay, T, 31.1.2013

a.






pozer | Uydu Anten Sistemleri (...) Her watta Trans Pozer (verici) Sistemleri (...) Karar verin dünyayı evinize getirelim Silifke Ticaret, Hr İstanbul, 13.07.1992

a.






pozisyon | position | 1. konum 2. durum




ing.



pozisyon almak | tavır almak, tutum belirlemek | Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi karanlık olayların aydınlatılması konusunda siyasi iradenin bu davada da pozisyon alması gerektiğini vurgulayan Av. Çetin(...). T, T, 27.7.2011

f.






pozisyon kapatmak | Başkan 'pozisyon kapatın' dedi 'özel şirketler' dolara koştu., | M, 25.7.2011

f.






pozisyonlama | Ekip çalışması önemli. Hastayla ilgili operasyon öncesi bakım kadar operasyon sırasındaki pozisyonlama da önemlidir., | cadde.milliyet.com.tr, 25.11.2012

a.






pozisyonlamak | Belki Anavatan Partisi, fakr-u zaruret içinde seçime gidecek ama Türkiye için yeni bir seçenek pozisyonlayabilmenin keyfiyle gidecek..., | ABayar, Mumcunun Yıldızının Parladığı an-dan 2007 TDiker, EEurovizyon, 8.4.2013

f.






pozisyonlamak | Elimde elektronik bir kart var. Bu kartta pulse ve direction çıkışları mevcut ve ben bunları kullanarak servoyu pozisyonlamak istiyorum., | | http://www.deltaotomasyon.com/viewtopic.php? f=14&t=7029, 2.1.2013, | markanızı pozisyonlamak için..., | AKutoğlu, TV8, 26.7*.2013

f.






pozisyonlanma | mevzilenme, mevkilenme, | Gerek PKK ve İŞİD'in gerekse FETÖ'nün Türkiyeye yönelik eylemlerinin arkasında uluslararası ihtilaflardaki pozisyonlanmamız rol oynuyor., | İKiras, KararG, 22.12.2016

a.






pozisyonlu | Katlanır pozisyonlu koltuk., 17.04.2025, reklam

s.






pozitif self talk Olumlu konuşma | Mesela Olumlu Konuşma (Pozitif Self Talk) ile sporcunun kendi kendine olumsuz yorumlar yaparak, odaklanmasının bozulması engellenir (Landin ve Hebert, 1999). NumanTürker, T, 9.9.2011prada | Suçu, CEO görüntülü, Prada giyimli yuppilerin 'Sol, biraz pasaklı kalmaktır' diye kapı çarpıp çıktığı, Kemalist ana-babaların bu artist haşarı veletlerinin, Cumhuriyet mitingleriyle olmayınca AKP'yi gerilla taktikleriyle, mızmızlanmalarla köşeye sıkıştırma solculuğuna prim vermemesi., | YOğur, T, 7.7.2011








pozitifleştirmek | Elif bizi pozitifleştiren biriydi, çok şey kaybettikten sonra farkettik., H Yiğit, 20.05.2025

f.






pozitivzmci | Hem kadının doğasına uygun bir yaşam formunu salık veriyor, hem de kadınların Pozitivizmci bir Kapitalizm'le sömürülmesine karşı çıkıyordu. | , | F Ünlü, Sbh, 10.3.2019

s.






pozlama | Fiziğiniz, giyiminiz, kostümünüz, pozlamanız, yürüyüşünüz... Kısacası her şeyinizden puan kazanmaya çalışıyorsunuz., | İpek Yıldırım, Hr, 29.8.2018

a.






pozör | Zira dantelli tuvaletleri, her parmağına geçirdiği abur cubur yüzükleri, hülyalı bakışları, post-modern pozör, 'mana' buhranına kapılmış hâl ve tavırlarıyla(...) , Telesiyej, 26.9.2011








pozunda olmak





"Allaha bir desen, kimse inanmaz buna, / Belki, pozundadır kıymetin, / Varlığın yalancı bir hatip, / Doğuştaki kabiliyetin / İnsan kazanmak ve aldatmaktır, / Siretin daima tehlike, / İraden hissine tabidir (Be, adam).", Celâl Beykal, 1956, 26"



pöç | kuyruksokumu kemiği pöç kebabı | Pöç kebabı, zırh kebabı, | AYıldırım, HT, 15.10.2016

a.




GTS+



pöçük | Ganyan nedir, at yarışı nedir, derken...ucundan pöçüğünden kendimizi hipodromda buluverdik., | Mevlanaİdris, kararG, 18.2.2017








pörçük | [Soğanın] Pörçükleri genç kız saçı gibi örülürse eğer bütün saltanatıyla sarkar tavanlardan, ahşap direklerden., | ÖErdem, ZCumartesi, 3.11.2012

a.






pörsümüşlük | Muazzam Azzam Beyin yaşamı, adının görkemli anlamıyla gerdanının pörsümüşlüğü ve gözlerinin göçmüşlüğü arasında bir savaşım olarak geçmektedir., | NGüreli, SO, 77

a.






pöti | Küçük | Rahat yüzü görmesin Fransızcayı kuran / Küçük büyük dururken ne lazım pöti gran., | OsmanErdem, GaribinDilinden,12

s.a.






pötibör | Geçen seneden kalma iki pötibör büsküvi buldum., | AzizKedi, RSanat, 24.7.2011

a.






pötifur | Hemen karşısında, yeni açılmış Bahar Pastanesi; bitişiğindeyse 'pötifur'larına bayıldığım Kıyık Pastanesi., | Sİleri, Zcumartesi, 25.2.2012

a.






pöv | Hindi//'Kabaramaz kel Fatma, / Annen güzel sen çirkin,/ Gülü gülü pöv!' diye, / Kızdırırlar çocuklar., | ZMısırlı, OkuldaBirYıl, 13

a.






ppm | Topraktaki bor derişimi 4 ppm'e ulaştığında, artık hiçbir bitki yetişemez olmaktadır., | Güney Dinç, 39

kıs.a.






PR | İng. public relation'dan ++

kıs.a.


ing.



pr | pi-ar piar | Asker yakaladığı PKK'lıyı öldürmedi, işkence etmedi, montunu verdi haberleriyle | Roboskililer kaza yapan askere yardım etti pr'larınız arasında fark yok., | MAltınok, T, 24.8.2012

a.


ing.



Praglı | Sanki Praglı yolcunun mucize olarak beklediği kılavuz oradaydı da, vitrinlerin önünde üstüme çullanan aşkın büyüsel risklerini insan gibi üstüne alıyordu 46

a.






Praglı | Sanki Praglı yolcunun mucize olarak beklediği kılavuz oradaydı da, vitrinlerin önünde üstüme çullanan aşkın büyüsel risklerini insan gibi üstüne alıyordu., | Vitezslav Nezval / E Gürol, Güllü kadın, ÇHA, 46

a.






pragmatizm | Burada da yukarıdaki ikinci dürtüyü tekrarlamış ve beni kendi perspektifimden en az uzaklaştıracak bir pragmatizmle davranmış olacağım., | HUluengin, T, 25.7.2012 | Felsefe tarihine olan inancı sebebiyle pragmatizm, Bergsonizm gibi zamanındaki moda akımlara şüpheyle yaklaşmış., | Mehmetİzzet, DİA

a.






prakata | Ş?xsi ?şyalar, Paltar, ayaqqabı, aksesuarlar, Prakata paltarlar toy ziyafet gundelik uzun midi mini: birja elan 25551, | 3.2.2016, | http://birja-in.az/Prakata-paltarlar-adv25551.html, 25.9.2016g | Kimde Prakata don var uzun bagli olsun, | 24.2.2016, | https://www.facebook.com/permalink.php? story_fbid=588439691306558&id=153291771488021, 25.9.2016g manifest, apparent, perceptible or visible. Originally from the language Prakrit. Now included in Sanskrit. Kafu Banton also has a track called 'Prakata' Krishna's warm glowing aura is prakata., | | http://www.urbandictionary.com/define.php? term=prakata, 25.9.2016g

a.






praksis |

a.






pralin | Hatta onca yıl Belçika'da yaşamış olmama rağmen bu ülkenin belki dünyadaki en meşhur spesiyalitesini oluşturan ve içine bin bir şey eklenen | pralinlerine de alışamadım. | , | Uluengin, T, 19.10.2012

a.






prangalamak | sımsıkı, kopmayacak şekilde bağlamak | Böylece hapsettiğiniz gençliğiniz sizden intikam alacak, mahkum olduğu zindana ya da ebedi ölüler, mumyalar, putlar tapınağına seksen yaşına bile gelseniz sizi de çekmiş, sizi gençliğinize, dününüze prangalamış olacak., | NYağcı, T, 23.12.2010 | Gerçek insanı özgürleştirir. Yalansa prangalar. Söylediğin yalanın esiri olursun., | AyçaŞen, T, 26.10.2011

f.






prangalanmak | Bu çığlık, akıl ve ruhları prangalanmış olan güruhların suratlarında patlamıştır..., | MKılıç, TürkiyeG, 21.7.2016

f.




GTS-



pratika alınmak | Pratika alınmış, demir çekilmiş ve tayfalara artık yolcu iskelelerini kaldırmak emri verilmişti., | YKK, 1945, 12








pratikgiller


"bir bulaşık reklamında uğraşan, emek veren, yorulan fakat mutsuz olan hanımları tanımlıyor. zıddı pratikgiller! uğraşmadan, didinmeden bulaşık deterjanını koyup rahat eden hanımlar... mamafih ben uğraşangillerden yanayım; çalışmadan, emek vermeden bir yere varılmayacağına inanırım... (bkz: pratikgiller) uğraşangiller türkçede ve sözlükte daphne'nin "glisura" girdisinde karşıma çıktı! bunu da kaydetmiş olayım!", muhulali 09.08.2023 00:42, EkşiS ) türkçede benim bulabildiğim ilk kullanımı: @srhtcolak, 30 mayıs 2013, twitter

fr. pratique + tr. -gil-ler



pratikleşme | practical +leş+me gerçekleşme, uygulanma. | Niyet düzeyinde olumlu şeyler ifade edilse de bunun pratikleşmesi konusunda önümüzde nasıl bir yol olduğunu gördüğümüzü henüz söyleyemeyiz., | GKışanak, R, 14.7.2011




ing.



pratikleşmek | Bütün bunların pratikleşmesi için yüce bir iradeyi temsil eden parlamentonun ve siyasi partilerin sunacağı desteği çok değerli buluyorum., | AÖcalan, R, 18.3.2013

f.






pratikleştirilmek | Tabii ki bu, büyük sancılarla pratikleştirilen bir süreç olmuştur., | NYağcı, T, 8.8.2011

f.






pratikleştirmek | Bu çalışma şekli bir yandan insan hayatını pratikleştirse de, işin içine diğer insanlar girdiğinde durum tehlikeli bir hal alır. Zira aynı kategorik kalıplar, insanları karikatürize etmeye (ve hatta ötekileştirmeye) fazlasıyla müsaittir., | SerdarKaya, T, 23.1.2011

f.






pratiklik -ği | Kamu Üniversite Sanayi İşbirliği protokolü ile pratiklik ve teori birleşecek, Gündem SarosG, 13.9.2019








pratize etmek gerçekleştirmek, hayata geçirmek | Mazlumderde ben bir miktar pratize etmiştim., | Çarsancaklı, 28.6.2013 eposta








pratopya | uygulanabilen ütopya. | Oysa bayramlar, toplumsal hayatımızın mevcut artlarda bile daha iyi olabileceğine dair tecrübelerdir., | YTaşkın, T, 28.7.2014

a.






pravda | rus. Gerçek | 1. SSCB zamanında Sovyet Komunist Partisinin resmi yayın organı, güdümlü gazete | Star gazetesi AK Partinin Pravdası gibi., | HGeviş, T, 21.6.2013

a.






praxis | Marksizm materyalistti ve bir praxis vurgusu vardı., | HBerktay, T, 8.12.2011

a.






Prebiyotik | Beslenmenizde hem probiyotik hem de prebiyotiklerin bulunması bağırsaklarınızın dengede olmasını sağlar., | , M Öz, HrPzr, 24.6.2018








predasyon





kolay erişimli



predator | Predatorlar almak için gösterdiğimiz şu aşkın çabayı, Kürt sorununun gerçekten ne olduğunu anlamak için gösterdik mi mesela? , | MEsayan, T, 13.11.2011




ing.



predatör | yağmacı, şaibeli (dergi) Değerlendirme süreci sonucunda yayımlamak iizere kabul ettiği makalelerde içeriğin özgün

s.






predatör | yağmacı, şaibeli (dergi). Değerlendirme süreci sonucunda yayımlamak iizere kabul ettiği makalelerde içeriğin özgün olmasını veya çalışmanın ilgili alana yiiksek etki yapma potansiyeli banndırmasını beklemeyen, yayımlanma şarh olarak tiim kabul edilen makalelerin yazarlarından ''makale işleme ücreti (Article Processing Charge - APC) adı altında ücret isteyen açık erişim dergiler, akademik camiada | yağmacı', | şaibeli veya | predatör dergi olarak tanınmaktadır., | M Ak, A Atalar, E İbiş, H Karaman, M Özkan, Yağmacı/şaibeli açık erişimli dergilerde yapılan yayınların değerlendirilmesi, 26.11.2018

s.






prefigüratif | Küçüklerin büyüklere öğrettiği kültür. | Kültürleme 3 türlüdür: Postfigüratif (büyüklerin küçüklere öğrettiği kültür); kofigüratif (Akranların birbirlerine öğrettiği kültür); prefigüratif (Küçüklerin büyüklere öğrettiği kültür). Beta kuşağı prefigüratif olacak çünkü yeniliğin bekçisidir onlar. Toplulukta yalnız, duygularda tekil, hızlı üretip daha hızlı tüketen geleceğin dijital insanı olacaklar. Korkmalı mı? Hayır! Kuşaklar hep vardı hep var olacak., @gokcencatli, 29.01.2025, X

s.






prefrontal | Muhafazakarların, karar almayla ilgili bölge olan prefrontal zart zurt bölgesi liberallere göre daha küçükken, korku ve endişe duygularıyla alakalı zamazingo bölgesinin daha büyük olduğuna rastlanmış., | AyçaŞen, T, 5.2.2012 | İşte o kesimin prefrontal şeysi küçük, korku ve endişelere bağlı 'amigdaları' büyükmüş., | AyçaŞen, T, 5.2.2012

s.






prekast a.* | beyaz çimento esaslı ve içi lifli [hazır] yapı süsleme elemanıdır. genellikle gösterişli 1a sınıfı yapılarda tercih edilmektedir. bu elemanlar sayesinde içerisine çelik karkas örmeden de şahane ebatlarda bir portiko yaratılabilir. söve malzemesinin abisidir, dayısıdır, görümcesidir. lakin ne kadar usturuklu da olsa en nihayetinde bu malzemeninde içi boştur. kritik noktadan yiyeceği ilk çekiç darbesinde fiyakasını kaybedebilmektedir., | 17.9.2001, pseudo dipteros ve 1.7.2002 kitkat, EkşiS








premiks |  Yem Katkıları ve Premikslerin Üretimi, İthalatı, İhracatı, Satışı ve Kullanımı Hakkında Tebliğ'in (Tebliğ No: 2002/66) Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Tebliğ (No: 2014/29), | RG, 21.6.2014

a.






premium | en iyi, en nitelikli | Sitenin pazarlama müdürü Füsun Özoğul, ilk kuruluş amaçlarını  | kullanıcıya istediği programı istediği zaman, istediği yerde izleme fırsatı sunacak bir premium video platformu oluşturmak olarak anlatıyor., | TKaplan, ZCumartesi, 1.9.2012

s.






prensiben | İng. Prencip + | –en ilke olarak | ... gelirlerine dayandırılacak bir itfa planı içerisinde tasfiye edilmesi hususunda prensiben bir görüş birliğine varılarak kamuoyuna duyurulmuş, ..., | 22.8.2013, | https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/305369, 9.1.2019

z.


ar.ing.



prensiben | İng. Prencip + | –en ilke olarak. | ... gelirlerine dayandırılacak bir itfa planı içerisinde tasfiye edilmesi hususunda prensiben bir görüş birliğine varılarak kamuoyuna duyurulmuş, ..., | 22.8.2013, | https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/305369, 9.1.2019

z.


ar.ing.



prensipen | Prensip olarak, ilke olarak | ADAYLIK İÇİN BAŞVURU SÜRESİ PRENSİPEN BİTMİŞTİR. CHP Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Prof. Dr. Ali Akdemir ..., | Ekspres derince ve Körfezin sesiG, 24.11.2013

z.






prensipsizlik,








preo | kış teneffüshanesi* | Bu türbe projesini mektep bahçesinde bir preoya tahvil ettirdi., | RNG, Acımak, 6

a.






preprint | Preprınt pin eşleme mesajı [D:88215159], | Halkbank, 27.1.2014








presidentiel | bkz. Prezidansiyel | Ord. Prof. Ali Fuad Başgil, 'Ders Notları'nın 'Presidentiel Hükûmet [Şef Hükûmeti] Sistemi' bölümünde 'Cumhurreisi[nin] bütün halk tarafından intihap edilen bir şahsiyet' olduğunu bildirdikten sonra şöyle demektedir: HYavuz, Z, 2.2.2013




fr.



preslenmek | Allah resülü (sallallahu aleyhi ve sellem) on üç sene Mekke-yi mükerremede presleniyor gibi bir baskı altında yaşamış-., | FGülen/YOğur, T, 25.10.2011

f.






pretoryen | Böylece İslam aleminde 'pretoryen devletler' fenomeni yaygınlaştı., | HBerktay, T, 16.7.2011

s.






pretozor | Azhdarchidae familyasından soyu kesilmiş dev kuş | Fosiller üzerindeki yeni araştırmalar, kanat genişliği 12 metreye ulaşan dev dişsiz pretozorların bir zamanlar göklerin tek hakimi olduğunu ortaya koydu., | T, 22.8.2014

a.






prevalans | önleme | Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar prevalans çalışması., | FTürkel, T, 18.10.2010



tıp




prevantif

kamun
engelleyici, önleyici.

fr.
"Aksi takdirde bu adamlardan her biri kendi zekâ ve bilgisini ya da kendi namus ve faziletini ötekilerine ispat etmek için uzun ve boş monoloğlara başlar ve bunların verdiği ağırlığı, can sıkıntısını artık hiçbir şeyle gidermek mümkün olmazdı. Onun içindir ki, bu çeşit kabus bastırma tehlikelerine karşı Samim sanki bir prevantif vazifesini görürdü. Nitekim, Ahmet Kerim, o akşam ilk defa olarak saatlerin nasıl geçtiğini bilmedi.", Y K Karaosmanoğlu, Hüküm Gecesi, 1987, ? (1927) | "Sosyal yardımın "prevantif, palyatif, küratif ve konstrüktif" olarak başlıca dört grupda toplanan bütün şekillerini tahakkuk etdirmek lüzum ve imkânına mâlik bulunan Halkevleri muayenelerinden beklenilen faydaları ve başarıları elde etmek için, buralarda vazife alan sıhhıyeci arkadaşlarımızın tâkib edeceklerinden emin bulunduğumuz prensibi de hatırlatmak isteriz: yalnız hastalıkla değil, aynı zamanda bizzat hasta ile de meşgûl olmak | resmî muayenehanelerden Halkevleri muayenehanelerinin bir farkı da budur: dil çıkardıb öksürterek, şurasını burasını yoklayarak yazılan reçete hastalığı tedavi etse de hastayı tedavi etmez.", Ülkü: halkevleri ve halkodaları dergisi, 1940, C 15, 545-546"
M C Duru, Ülkü: halkevleri ve halkodaları dergisi, 1940, C 15, 545-546



prezidansiyel | presidentiel başkanlık, başkanlıkla ilgili | Başkanlık sistemi ya da Prezidansiyel sistem konusunda, kamuoyunun gereğince aydınlatılmış olduğu kanaatinde değilim., | HYavuz, Z, 2.2.2013




fr.



priapist | Yazdıkları ve yazacakları her bir metin, söyledikleri her bir söz, cins-i latife bir çük teşhiri, bir priapist manifestoydu., | İOAnar, 2013, 31

s.

tıp




priapizm | kamışta sönmeyen sertleşme hali | [B]u münevverlerin mezhebi ille bir 'izm' ile açıklanacak olursa, seçilmesi gereken uygun kelime 'priapizm' idi., | İOAnar, 2013, 30

a.

tıp




primat | Dünyada 25 primat türünün neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirlendi., | R, 15.10.2012

a.






primium /primiumayzeyşın? CNNTurk 16.9.2011 9.30








primordiyal | ilksel | Farkedileceği gibi, ben Marksizm eleştirime (örneğin Murat Belge'ye kıyasla) daha gerilerden, görece ilksel, primordiyal bir noktadan başlıyorum., | HBerktay, T, 16.3.2013 | Bugüne kadar beşeri bilimlerde ortaya konan bilgi birikiminden yola çıkarak bir topluluğun tarih boyunca süren davranış kalıplarını ortaya koymak için o topluluğun en ilksel (primordial) inançlarını, yazıyla ya da sözle, mekânla, parayla ve eşyayla, silahla, toplumsal cinsiyetleriyle, kendisiyle, diğer kültürler ve uygarlıklarla ilişkilerini incelemek gerektiği sonucuna vardık., | EGöka, YŞ, 11.9.2014

s.






primus inter pares | Eşitler arasında birinci | Fener Rum Patrikhanesi Ortodoks geleneklerine göre eşitler arasında birinci (primus inter pares) sayılmaktadır, ancak bunun Doğu Ortodoks dünyası için ne anlama geldiği ve Doğu Ortodoks kiliselerin diğer Hristiyan mezheplerinden kiliseler ile nasıl ilişki kurması gerektiği bir tartışma konusudur., | M O Tulun, Hristiyan dünyasında ekümenizm sekteye mi uğruyor? , AVİM, 2018/26, 21.9.2018




lat.



priyol

a.
eski. Kapağı kümbet şeklinde olan büyük bir cep saati çeşidi.

it. piriol
"Dursun'a dedesinin giyimini şöyle anlatırlardı: Ayağında limon küfü şalvar, sırtında sırma kaytanlı cepken, belinde bir değirmi şal kuşak, boynunda aşağı sarkan gümüş kakmalı köstek, ucunda kuşağının arasına sokulmuş üç yüz dirhem çeker, çift kapaklı bir Priyol saat | saat gümüştendir ve kapağının üzerine papatya ve boru çiçeklerini andıran motifler işlenmiştir. Başındaki fese de abani sarmak âdet.", R H Karay, Sonuncu kadeh, 50"



proaktif

s.
Bir durumun sonuçlarını tahmin etme ve bu tahminlere göre hareket etme yeteneğine sahip.

ing.
"Şimdi bu yeni çerçevenin, örneğin, 'komşularla sıfır sorun', bütün bölgelerle proaktif barış politikaları izlemek, bölgede ve dünyada adaletin tesisine katkıda bulunmak gibi kavramların uygulamasının sınandığı dönemdeyiz.", T İskit, T, 30.11.2010"



proaktif | Şimdi bu yeni çerçevenin, örneğin, 'komşularla sıfır sorun', bütün bölgelerle proaktif barış politikaları izlemek, bölgede ve dünyada adaletin tesisine katkıda bulunmak gibi kavramların uygulamasının sınandığı dönemdeyiz., | Tİskit, T, 30.11.2010








probabilistik

s.
olasılıksal.

ing.
"Yükler ve mukavemetler rastgele değişkenler olarak ele alınmışlar ve probabilistik (olasılıksal) tanımlanmışlardır.", JOTS, 1977, C 24, S 1, 112"



probiyotik | Yapılan araştırmalar, özellikle salatalık ve lahana turşusunda bulunan yararlı probiyotiklerin zararlı bakterilerin ölmesinde son derece etkili olduğunu gösterdi., | GündemSaros, 1.4.2016, 11

a.






prof | profesör'den kısalma | Koskoca prof böyle diyecek de, CHP genel başkan yardımcısı ve İstanbul milletvekili umut oran geni kalacak... mümkün mü? , | AKekeç, 5.7.2013

a.






profan Prof. | M. ya dilimizde pek profan olduğundan veya milliyetçi görünerek Gazi'nin gözüne girmek istediğinden, bu ırkçı tez üzerinde koca bir kitap yazmıştır; Gazi'yi, geçici bir zaman için, yanlış bir yola sevkettiğinden büyük adamın fazla yorulmasına sebep olmuş, kültür inkılâbımızı geciktirmiştir. (Emre 1960: 330-331).Ercilasun

s.






profanasyon | Eski bir örgüt lideri aziz hâline gelirken, eskiden devletin çok hürmet ettiği bir cemaat lideri Hocaefendi de hazmı güç haşin bir profanasyon'la azizlikten azledildi., | MBilici, T, 19.4.2014

a.






profanlaştırmak | Biraz mürekkep yalamışlar da | siz bir modernistsiniz, kutsalı, hatta Kur'an'ı bile profanlaştırıyorsunuz gibi acayip lakırdılar ederlerdi., | İKüçükkılınç, ***

f.






profaşist | [C]em Uzan'ın profaşist gazetesinde kalem oynatmış, DSPden milletvekili olmayı da denemiş,-. , CKaran, T, 19.6.2013

s.






profaşizm | Otoriterlikten profaşizme kayan bir iktidarı en kısa sürede sandığa gömmek! , | CKaran, T, 21.2.2014

a.






profesyonalizm | Belgesel sürecini ve İran'da Türklerin matem meclisi geleneklerini ele alan Ali Rıza Özkan'ın, | Batı'nın 'profesyonalizmi' mi yoksa Doğu'nun 'teklifsiz yardımseverliği' mi diye soruyu formüle edersem, aslında Türkiye'nin nasıl büyük bir kültürel çatışma içerisinde olduğunu da açıklamış olurum. Biz, 'teklifsiz yardımseverliği' seçtik ve şükran duyduk' ifadeleri farklı bir bakış açısını da gözler önüne seriyor. | , | 17.10.2017, | http://www.on4haber.com/haber/iranli-turklerin-matem-meclisleri-/107811/, 4.7.2019g

a.






profesyonel








profesyonelleşmek | Karl Steuerwald, Untersuchungen zur türkischen Sprache der Gegenwart: T. Die ..., 1963, 128, kayıtlıdır. | ... profesyonelleşti , sonra da kapılarını halka açtı - tiyatro sanatının gelişmesinde iki önemli adım. Ama başka bir tiyatro çeşidi daha 1550 yıllarında profesyonelliği benimsemiş, başarısını halkın beğenisine bağlamıştı., Memet Fuat, Başlangıcından bugüne Türk ve dünya tiyatro tarihi, 1961, 121

f.






profesyonelleştirilmek | Askerlik profesyonelleştirilerek daha küçük ve daha etkili bir askeri yapı kurulabilir., | EUslu, T, 6.8.2011

f.






profetik | Marx'ın tek tük profetik, aforizmatik cümleleriyle aynı kıta-yı muhayyelde mi duruyor? , | HBerktay, T, 25.7.2012

s.






profil

a.


fr.



Profil | yüz | Subay kızın elini tutar, parmağını yavaş yavaş profilinde gezdirir., | Dağlarca, VK, 83

a.






profilleme

a.



"Yapay Zeka ve Profilleme Teknolojilerinin Ceza Teknolojilerinin Ceza Muhakemesinde Kişisel Veri İşlenmesinde Etkileri", Irmak Erdoğan, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2022, 27 || “Ancak gövde Ulu cami minaresinde olduğu gibi, sekizgen olarak devam etmemekte, yassı bir profilleme ile silindire, sonra onikigene dönüşmekte, daha sonra tekrar bir silindiri takiben bir sıra mukarnas bordürü ve mukarnaslı şere...”, Vakıflar D, 1973, C 10, 242



profiterol | Bir keresinde de Aydın kızların üzerindeki o dayanılmaz etkisine güvenerek Aysel'i profiterol yemeye çağırmış., | İpşiroğlu, 33

a.






Profiterolcü | Güler'i karşınıza alıp yemek yiyebilir, meşhur profiterolcü İnci Pastanesi'nde profiterol yiyebilir, yahut J'Adore Pastanesi'nde çikolataya boğulabilir, akabinde Mandabatmaz'da okkalı bir türk kahvesi içebilir ve kibarca tabirle | restorasyon gören Emek'te bir performans izleyebilir; akşam da Asmalı Mescit'te birer mojito içebilirsiniz., | Tuğşah Bilge, İstanbulu benimle keşfet, ? ? [14.3.2022]

a.






proforma

a.
*

*
"Proforma arama emriyle dernek binalarının ve konutların baskına uğraması, Anayasanın en kötü biçimde uygulanmasına yol açan o madeden kaynaklanmaktadır.", A N Ölçen, 10 (1982, 2000)"



progerie erken yaşlanma | Başbakan Erdoğan, daha sonra progerie hastası Gamze Yağar'ı (14) kabul etti., | M, 4.2.2014








prognoz | 1. tanı, teşhis 2. Tahmin | Ancak prognoz pek iyi görünmüyor., | T, 15.3.2012

a.






programatik | Tarihsel sorunlara ancak entelektüel ve kolektif bir birikimin ortaya çıkartacağı programatik zeminlerde çare bulunabilir., | FErgut, T, 22.7.2010

s.






programlaştırılmak | Bu gibi konular sonuçta, bir bütün olarak ve (ailesi dahil) her şeyiyle 'müesses nizamı' korumayı vadeden –ideolojik bakımdan ise zaten proto-ffaşizmden beslenen– Yeni Sağ partilerce programlaştırılırken, özellikle istikrar arayışı içindeki orta sınıfların faşizme kayma sürecini de hızlandırdı., | HBerktay, T, 16.6.2012

f.






programlı | 1. Programı olan 2. Programa bağlanmış, belli bir programa göre düzenlenmiş: Programlı iş. GTS | Emekliliğe hak kazandıktan sonraki birikiminizi, toplu para veya programlı geri ödeme seçeneklerinden biri ile geri alabilirsiniz., | HalkbankKampüsEmeklilikPilanı, 31.10.2016

s.






progresif | Yıllara yayılan beste sürecinin ve aylar süren provaların olağanüstü çıktısı olan albüm, progresif rock karakteriyle popüler müzik tarihimizin en önemli yapıtlarındandır., | HTöre, T, 26.2.2014

s.






progressive +house | Bodrum Hadigari, Pasha, Club 2019, Switch gibi mekânlarda başlayan DJ'lik serüveninde tech house ve progressive house tarzındaki çalışmalara yer veren Uncuoğlu'nun 'Mariachi' parçası çoktan türün klasikleri arasına girdi., | OnurAnul, Rİki, 24.7.2011

a.






proğramlı / programlı

s.
1. sıfat Belli bir programı olan. 2. sıfat Programa bağlanmış, belli bir programa göre düzenlenmiş: Programlı iş.

ing. programme + tr. -lı
"Kabine proğramlı amma / Proğram paraya bağlı.", F Telatar, Onlar, 12"



projeci | 1. Proje sahibi veya proje yapan kimse. 2. | proje geliştiren | Bugün somut, yaratıcı, projeci ve katılımcı bir sivil toplum hareketinin güçlenmesinde Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı önemli bir kilometre taşı oldu., | R Akar, 2006, 9

s.a.






projektif

s.
...

fr.
"... çözümlü problemler: Projektif doğru demetlerinin hasılası. Pascal teoremi. Projektif nokta dizilerinin hasılası... Brianchon teoremi. Çift çözümlü konik problemleri: Bir konik üzerindeki projektivite. Bir konik üzerindeki ... ", A Kemal Yamantürk, İTÜ yayın kataloğu, 1929-1955, 1955, 23"



projektivite

a.
projektiflik.

fr.
"... çözümlü problemler: Projektif doğru demetlerinin hasılası. Pascal teoremi. Projektif nokta dizilerinin hasılası... Brianchon teoremi. Çift çözümlü konik problemleri: Bir konik üzerindeki projektivite. Bir konik üzerindeki ... ", A Kemal Yamantürk, İTÜ yayın kataloğu, 1929-1955, 1955, 23"



projektör | Marks' filozofisi, karanlıklarda kalan gerçeklerin (şeniyetlerin) üstüne tutulmuş bir projektördür., | MEBozkurt, | Karl Marx ve Türkler, | Tan, 26 Temmuz 1935

a.






projelendirilebilir | Elbette, şahsen üzerinde en çok çalıştığım konulardan biri bu olduğu için, bendenizin rasyonel ve övünmek gibi olmasın, projelendirilebilir, finanse edilebilir ve hatta uygulanabilir cevaplarım var. | , | M A Verçin, Türkiye Ekonomisinin Değişen Paradigması, eposta, 12.9.2018

a.






projelendirilebilir | Elbette, şahsen üzerinde en çok çalıştığım konulardan biri bu olduğu için, bendenizin rasyonel ve övünmek gibi olmasın, projelendirilebilir, finanse edilebilir ve hatta uygulanabilir cevaplarım var., | M A Verçin, Türkiye Ekonomisinin Değişen Paradigması, eposta, 12.9.2018

a.






projeli | projesi olan | Konut yaptırılacak arsanın imar parselli, dairenin ruhsatlı ve projeli olmasına dikkat edilmesi gerektiği belirtildi, | 10.2.2001, | http://www.bigpara.com/haberler/genel-haberler/arsa-alirken-imar-parselli-daire-alirkende-ruhsatli-ve-projeli-olmasina-dikkat-edilmeli_ID356240/, 3.2.2017g

s.






projesiz

s.
projesi olmayan.


"Türk inkılabının karakterleri, S E Ertem, 1933, ? | "Plansız, projesiz , her türlü prensipten uzak yalnız günün icaplarına göre hareket edildiği ve bunun bir zaruret olduğu umumî bir kanaat ha- linde yerleşmektedir . Şüphesiz böyle bir vaziyette yarın a hazırlanmaktan bahsetmek ilk bakışta yer... ", Turgut Aytuğ, Millet, 1942, 270"



proklitik





Klitik ya da biçimce, sesbilimsel zayıflığı nedeniyle diğer birimlere biçimbilimsel olarak bağımlılık gösteren yapılardır. Bağımlı olduğu birimden sonra gelen klitiklere enklitik/sonbiçimce, önce gelen klitiklere proklitik/önbiçimce, birimin kökünün içine giren klitiklere endoklitik/içbiçimce adı verilir. Vikipedi 8.8.2022



proküror-sendik | Batz'ın Charonne'daki evine Basire, Dufourny ve proküror-sendik Lullier misafir gitmekteydiler., P Gaxotte, Fransız İhtilali Tarihi, 1961, 278

b.a.






prolaktin | Orgazmdan sonra rahatlama ve uyku hissine sebep olan prolaktin hormonu salgılanır., | Hür, 13.9.2016

a.






proleterleşmek | nsz emeğe önem veren sınıfı geliştirmek*GTS // proleter haline gelmek, yoksullaşmak | Proleterleşmiş kitlelerin gözünde ne farkları var ki birbirlerinden? , | NÇınar, T, 26.3.2012

f.






proleterya diktatörlüğü | Sosyalist realizm de aynı | tipik olan ve | olmayan ayrımını sınıfsal açıdan dayatıyor; tembel, çıkarcı veya korkak işçileri, adalet duygusuna sahip burjuvaları, kendi başına medenî cesaret sahibi aydınları, ya da | proletarya diktatörlüğünün karanlık çehresini | tipik değil diye yok sayıyor, gerçek kavramının dışına itiyordu., | HBerktay, T, 13.8.2011

a.






proletkult | rus. proleter kültürü'den yontma yoluyla | Rusya'da Bolşevikler kültürü bu kadar zorlamadılar; bütün proletkult veya sol futurism denemelerine karşın, klasik Rus sanat ve edebiyat geleneğiyle bağlarını (hatta belki fazlasıyla; formel muhafazakarlığa düşüp modernizmi reddecek kadar) korudular., | HBerktay, T, 9.7.2011

a.






promenat yapmak MNÖ 1962 | promenade: gezinti gezintiye çıkmak | İstasyona doğru bir promenat yapalım mı İhsan Bey? , | AliEnver, 29




fr.



promi | Sonra, diyor ki, kurum, eski başkan yeni MHP milletvekili Halaçoğlu tarafından bir nevi 'promi' olarak yönetilmiş., | LeventYılmaz, T, 28.9.2011








promil | Promil sınırını aşan herkesin bir kavgası var., | Can, arsivlemesemolmazdi.blogspot.com, 10.6.2013

a.






prompter | Bazı spikerlerin ellerindeki yuvarlak düğmeyi döndürmek suretiyle yazıyı akıttıkları yararlı düzenek. 14.01.2005 EkşiS | Başbakan bu devreleri yanmış prompter'ın yerine yine bildiğini mi okusa acaba? , | YOğur, T, 29.5.2012. | Oysa bu on iki sene zarfında camdan prompterlerden okuyarak neler söylemediydi bizlere, neler!, | NÇınar, T, 12.4.2013

a.






proofreading | çeviriyi düzeltme | Proofreading (son okuma/düzeltme okuması) terimi tercüme yazılarında ya da tercüme edilmeyen sadece bir dildeki yazıların yayınlarında ağızdan ağza dolaşan bir terimdir., | 23.8.2010, | https://webcache.googleusercontent.com/search? q=cache:-MQ4asBpHfEJ: | https://tercumeburolarim.wordpress.com/2010/08/23/proofreading-nedir/+&cd=9&hl=tr&ct=clnk&gl=tr, 18.4.2017g

a.


ing.



propaganda

a.
"1954'te yazılmış Psikolojik Savaş adlı kitapta, propaganda şöyle tarif ediliyor: Askeri, ekonomik ve siyasi bir amaç için kitle iletişim araçlarını kullanarak hedeflenen grubun zihnini ve duygularını etkileme. Aynı eserde 3 türü şöyle anlatılıyor: Mesajın kaynağı belli ise beyaz | açıkça belli değilse gri | gerçekte bir çatışmanın karşı tarafından gelen ama dost kaynaktan gelmiş görüntüsü verilen yanlış bilgi ise kara propaganda. Konumuza uygularsak yapılan şu: Hrant'ı öldüren yapıya kol kanat gerip, onun ölümünü demokrasi ve özgürlükler adına bayraklaştırmak.", AbdülhamitBilici, Z, 7.2.2012"

ing.



propaganda








propagandacılık | Gazetecinin | ülkeye hizmeti, efendisine hizmet değildir. Cemaat, parti ve hele devlet kurumlarının propagandacılığı hiç değildir., | ÜKıvanç, T, 18.2.2012

a.






propagandasız








propagandatif | ing.? propagandative | Bu tür eylemler 1990'lı yıllarda çok yaşanırdı. Anladığım kadarıyla amaç propagandatifti., | CSey, T, 11.7.2011

s.






propagandif | Propaganda amaçlı | Anladığım kadarıyla amaç propagandifti., | CemSey, 11.7.2011 | Maalesef Kürtler de ortamın şiddetinden kendilerini sıyırıp görüşlerini soğukkanlı bir dille anlatmak yerine propagandif bile değil ajitatif uslubu seçiyorlar., | NYağcı, T, 30.7.2011

s.






propagandist Fr. propagandiste < Lat.) Yeni çıkan ticârî bir malı alıcının yanına bizzat giderek tanıtan kimse, tanıtıcı. Kubbealtı




fr.



propagandistlik | Tarafgirlik, hakkaniyetsizlik, propagandistlik yapmadım., | AHCoşkun, Hr, 16.4.2017

a.






propolis | Öldürücü bakterilere karşı arıların propolisi, | Star, 7.10.2011 | | Kovandan gelen mucizevi besin kaynağı: Propolis, 1.10.2019

a.






proportion | Hemen tamamı eskilerin tenasüb dedikleri proportiondan, yani nisbetler arasındaki uyumdan mahrum yapılardı., | BAyvazoğlu, Z, 26.7.2012

a.


ing.



proposyon | Proportion vücut ölçüsü, nispeti, oranı | Proposyonuna uygun bir kıyafet değil., | TV8, 14.2.2015g

a.


ing.



prosedürel | usuli, usulle ilgili. | Bu imha sürecinde idari ve prosedürel hata yapıldığını, imha işlemi sırasında hurdacının yanında bulunmamız gerektiğini kabul etmekteyiz., | YKY, H, 31.7.2013

s.






prososyal | Sosyal psikologlar yardım etme davranışına 'prososyal' davranış adını verirler., | AcarBaltaş, ? | http://www.platinonline.com/yazar-yazi.aspx? ID=304?, 14.8.2014g

s.






prosöför





Şevval Gedikli, 20.06.2024



protest | Belli mi olur; çektiklerinin etkisiyle, demokrasiye teşne İslâmi Protest bir damarı yakalamak, belki de bu tarafa nasip olacaktır!, | NÇınar, T, 29.12.2014








protest | protest | Caneriği, nar taneleri, karmenler, ateş parçaları, kabaran dağılan yayılan ve geri dönen kırmızılar, kızgın, kırgın, öfkeli, protest, kışkırtan, dölleyen ve hadım eden kırmızılar.L. İpekçi, T, 16.4.2010




ing.



protestan | 1. Hristiyanlıkta reform hareketi sonucu doğan mezhep: | Protestan kilisesi.- 2. Bu mezhebe bağlı olan kimse.








protestanlaşmak | kapitalizmle hiristiyanlığı bağdaştırmak. 2. İslamlıkla kapitalizmi bağdaştırmak. | İnsan ister istemez Müslümanlar protestanlaşıyor mu demekten kendini alamıyor. Eğer bu süreç devam ederse ileride 'kapitalist Müslümanlık' ya da 'Protestan Müslüman' kavramının da kullanılma ihtimali yüksek diye düşünüyorum., | MAksoy, 2.7.2011 eposta

f.






protestocu | | Göztepe Parkı için sokağa dökülüp Bağdat Caddesinde trafiği kesmeye kalkışan 200 kişilik protestocu topluluğun içinde ilkokul çocukları bile var-., | ATA, Z, 3.12.2012






GTS-



protetik

s.



Diş Hekimliği Fakültesi klinik bilimler bölümü protetik diş tedavisi anabilim dalında açık bulunan... İÜYK 14.2.2024



proton | Yeryüzünde ve uzayda yararlanılabilecek en ucuz ve bol yakıt, protondur., | Güney Dinç, 31

a.






proton | Yeryüzünde ve uzayda yararlanılabilecek en ucuz ve bol yakıt, protondur., | Güney Dinç, 31

a.






protoplazmalar | ...şu ifadeye nazaran en aciz ve dermande olan protoplazmalar kendilerinden çok ???? haliki muktedir ve çok ali olan insanların oluyorlar demektir., A Korunan, Basair, 1941, 83








Prova | pruva | Su değirmeni dönerken, suları köpürte köpürte arkaya savurduğu gibi, biz de denizleri, kıyıları, şehirleri, her günkü usandırıcı yaşamayı, görenekleri, usulü, üslubu, kaideyi, hep fırlata fırlata, dümenimizi talihe ve provamızı da açık ufuklara havale ederiz., | H Balıkçısı, MA, 1962, 9

a.






provence yaşam tarzı | Akdeniz'in kıyısında ve Fransa'nın güneydoğusunda yer alan Provence kendi tarzını oluşturmuş bir bölge. Doğası ve tarihi ile adeta estetik bir açık hava müzesi olan Provence elegant yapısı ile Avrupa'nın gözdesi konumunda. | Provence yaşam tarzını Çeşme'de yaşayın, | M, 21.5.2016

a.






proveza | Herşeye rağmen süper bir start alarak yarışa başlıyoruz , öyle bir start ki her iki proveza da bizim dümen suyumuzda gitmeye dikkat ediyor. Burgazadayı döner dönmez neredeyse yarışta balon kullanacağımız tek rotaya giriyoruz ve balonumuzu basıyoruz. Önce dolar gibi olan biranda boşalıyor ve aynı şiddetle doluyor derken balon bu havada bu kadar heyecana ve doğal olarak ani basınca dayanamayarak üst 3 metresinden yırtılıyor. Tekne ekibinin uzun yıllar okyanuslarda yarışmış olmasının ve hemen hemen hepsinin en az bir kere yalnız başına dünya turu yapmış olmasının verdiğ tecrübe ile en ufak bir panik havası olmadan balonu topluyoruz  (yerseniz...) ve anayelken ve cenova ile (zaman zaman ayıbacağı yaparak) Yassıadaya ulaşıyoruz. Bu sırada Provezalar bizi balonlarının çalışıyor olmasının etkisi ile geçtiler ama Mazda balonuna rağmen geçemedi diyebiliriz., | | https://garantisailing.wordpress.com/2010/08/23/burgazada-deniz-klubu-kupasi/, 20.3.2016g heykelini proveza dikmiş engine / neredesin denizci can kardeşim yaman kardeşim, | TPamir, (1948) 1957, 15

a.






proxy | Bu doğruysa Türkiye'nin bir taraftan PYD'yle düşük profilli görüşmeler yaparken diğer yandan proxy (vekalet) savaşı yürütmeye çalıştığı anlamına gelir., | FTaştekin, R, 20.7.2013

a.


ing.



Prozak | O halde neticeten en iyi prozak uyar değil mi bana; tasımdan has çıkarım? , | Turan Bozkurt, 26.1.2019 vatsap

a.






prozopografik

s.



Senelerdir, okuduğum metinlerde (prozopografik, biyografi, hatırat, şehir tarihi vs) varlığından söz edilen ancak basılmamış hatıratların listesini yapıyorum (Bir noktadan sonra kayıt tuttuğum için ihmal ettiklerim de oldu). Bugün bu listeye 93. künyeyi kaydettim



prömiyer | Bizans diye tanımlanan ayak oyunları tarihinin prömiyerinin İstanbulda yapıldığı doğrudur., | STunalı, T, 5.9.2012








PRP

a. kıs. ing. platelet rich plasma.
Plateletten Zengin Plazma (PZP). Trombosit açısından zengin plazma anlamına gelen PRP, kişinin vücudundan küçük bir miktar kan alındıktan sonra kanın özel bir işlem ile plazmasının ayrıştırılarak, vücuda enjeksiyon yoluyla geri verilmesi işlemi.


"5 soru 3 yanıt. Bu nasıl mümkün olabilir? Bulaş riski gerçekten var mı? PRP işlemi sonrası üç kadına HİV bulaştı!", Hr, 20.5.2024"



PRP | Fakat ilk seansta, bir defa bu uygulamayı kullanmak önerilmektedir. Hastalara kendi PRP'lerini yapmaları da öğretilir. Bu teknik akut tendinitlerde kullanılmamalıdır., | B R Mulligan, Manuel terapi, 2015, 115

kıs.a.






PRP | Fakat ilk seansta, bir defa bu uygulamayı kullanmak önerilmektedir. Hastalara kendi PRP'lerini yapmaları da öğretilir. Bu teknik akut tendinitlerde* kullanılmamalıdır., | B R Mulligan, Manuel terapi, 2015, 115

kıs.a.






PRP uygulama | estetik 23.5.2012

a.






Prusya | Danimarka savaşından sonra Prusya kıralı I. Wilhelm kendisine kontluk yöneltince çiftetelli oynamıştır., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 9/10

a.






Prusyalı | Bismarck dünyaya inişini Prusyalı olarak yaptığı için doğuştan balyemez topudur., | SalahBirsel, Bitliler, NisanKitapDört, 9

s.






pruva

a.
geminin baş bölümü





Pruva neta olmak den. | Başarılı geçen tatbikattan dolayı personeli tebrik eden Akar, sözlerini, 'Pruvanız neta, denizleriniz sakin, yolunuz ve bahtınız açık olsun.' ifadesiyle tamamlandı., | Cum G, 25.5.2019








prüfayer | b- Sitim enerjisinden faydalanan yakıt ve su ısıtıcıları ki bunlar (yakıt hiterleri, prüfayer hiterleri, sıcak su hiterleri, cascade tank içi kangallar, bunker tank ısıtma kangalları vb.)dir, | temmuz2010, | http://docplayer.biz.tr/3341323-Yasa-egitim-bulteni-2010.html, 11.4.2016g

a.






psedo | Ön ek sahte, yalancı | Kendi tarihsel misyonundan kopmuş ve Batı'yla entegre olmaya çalışan bir self-kolonizasyon rejiminin bu psedo emperyal bakışının terk edilmesi şarttır., | AhmetÖzcan, AçıkGörüş, 13.1.2013




lat.



pseudocu | pseudo + tr. -cu. sahteci, sahtekâr. | Rus-Çin piyonu pseudocu tayfada bariz bir 1071 Malazgirt Muharebesi takıntısı vardır, hatta aralarından bazıları muharebenin anısını ve değerini lekeleyici ifadeler kullanmaktan çekinmezler. Hâlbuki eğer siz Türkseniz bu muharebeden utanılacak bir şey yoktur. Bizans 7.-10. yüzyıllar boyunca oldukça zayıf düşmüş ve Balkanların büyük çoğunluğunu Avar Türkleri, Bulgar Türkleri ile Slavlara kaptırmıştı. Ancak Makedon Hanedanı döneminde ve özellikle İmparator II. Basileios'un saltanatında (976-1025) Bizans toparlanarak eskiden kaybettiği toprakların önemli bir bölümünü geri almış, üstelik kuzeybatısındaki Tuna Bulgar Çarlığı ve doğusundaki Ermeni devletleri gibi çeşitli komşu devletleri yıkarak ilhak etmişti., @h_ihsan_erkoc, 16.01.2025, X

s.


ing.



PSH | Özellikle ailesinde erken menopoz şikayeti olan kadınların yumurta kapasitesini ölçen FSH, AMH ve 'antral folikül sayısı' gibi ölçümleri yaptırarak çocuk sahibi olmak için zamanlama yapmalarını öneririm., | HKelebek2, 19.7.2016

kıs.a.


ing.



psike a.* ing.* | Bu kadın erkek sorunu ise psikenin çok daha derin düzeylerinden ve tarihin de çok daha eski çağlarından gelen çok daha köklü bir karmaşa., | MBelge, T, 15.10.2011








psikedelik | Tek farkı ise dış cephesindki rengarenk, neredeyse psikedelik grafittiler., | T, 8.9.2011








psikiyatr | | Josef Nesvadba hem yazar, hem de psikiyatrdır. Hikayeleri birçok Çek ve Amerikan bilimsel konulu filmleri esinlemiştir., J Nesvadba, E Gürol, Doktor Dong'un buluşu, ÇHA, 99

a.






psiko-biyografi | Bu itibarla Murad Bey'in İstanbul'a hicretine kadar geçen zamanının macerasını objektif bir biyografi olmaktan ziyade bir psiko-biyografi olarak mütalâa etmek ve sonradan hayatında dönüm noktası teşkil eden hadiseleri bazan uzak köklere giderek izaha çalışmak bize beyhde görünmüyor., Birol Emil, Mizancı Murad bey, 1979, 55

a.






psiko-onkoloji | ruhbilimsel yengeçbilimi. Yengeçli hastaların ruhsal sorunlarıyla ilgilenen bilim dalı.Son yıllarda daha çok terminolojimize giren psiko-onkoloji nedir? Kanserle bütünleşen bu terimin etki alanını anlatır mısınız? , Berrin Pehlivan, MlCadde, 27.12.2020, 2

b.a.






psiko-tarih | Allan Bullock'un, ilk kez 1952 yılında yayımlanan ve pek çok başka psiko-biyografi ve psiko-tarih tarafından taklit edilecek ünlü Hitler biyografisi, faşizmin sosyo-ekonomik bir fenomen olarak hakiki bir şekilde kavranmasının yerini faşizmin ve özellikle de Nazizmin 'gangster teorisine' bırakma sürecine büyük bir katkıda bulundu., J Pauwels, Hayırlı savaş söylencesi, 2017, 297

a.






psikojenik | Psikojenik Amnezi (Yakınsak aklın unuttukları), | Ali Kurt, 2015 (Kitap adı)

s.






psikokinesis | [P]sikokinesis, kötü ruhlar, şeytan çıkarma, tarot kartları, gaipten gelen haberler ve daha kim bilir neler., | ErdalAtabek, C, 24.12.2012








psikokinezi | Yemek adlarıyla sübliminal mesajlar yollayabilir, telekinezi, psikokinezi ve bir gurup kerkenezi kullanarak halkı galeyana getirebilirler., | Hr, KAtkaya, 11.12.2016

a.






psikoljikmen | Pisikolojik olarak, ruhsal olarak | Adamı psikolojikmen öldürmüşler yani helal olsun., | 8.8.2009, | http://www.izafet.net/threads/idam-mahkumu-birinin-uzerinde-yapilan-deney.480561/, 2.3.2015g

z.






Psikolojide: Bütün ruhî vakı'aları zihnî vak'alara, yani fikirlere irca eden, temayüllerin haz, elem, heyecan gibi teessür hallerinin orijinalitesi olmadığını ileri süren, onların ancak zihnî hadiselerin değişmelerinden ibaret bulunduğuna yani meselâ hazzın biribirini takviye eden fikirlerin zihinde bir araya gelmesinin bir neticesi, elemin ise fikirler arasındaki uyuşmazlığın mahsulü olduğuna inanan anlayış.








Psikolojize etmek | Psikologların her şeyi olur olmadık şekilde psikolojize etmesi beni geriyor., | B Mutlu Seferoğlu, 1.2.2020, twitter








psikomotor davranışlar uzuv becerileri fgg Aralık 2011








Psikopatlaşmak | İşine gelmeyen bir soru geldiğinde hemen piskopatlaşıyor., | M Esayan, tivitır, 16.6.2019

f.






psikopatlık | psikopat olma hali | Adeta bir memleket ve halk düşmanlığına dönüşen bu sosyal-psikopatlık hali giderek yayılıyor., | CErtem, Star, 8.9.2013

a.






Psikoportre | Milli Edebiyat Döneminden Elit Psikoportreler, | Erdal Altun, CENEVRE FİKİR SANAT, 2019

a.






psikosomatik | Pyschosomatique | 1. Ruh ve beden arasındaki ilişkiyle ilgili olan. 2. Zihni ve ruhsal etmenlerin vücut işlevlerini etkilemesiyle ortaya çıkan | Cumhuriyet'i korumak ve kollamak adı altında yapılanlar, psikosomatik bir baskıcılığın tezahüründen başka bir şey değildirler., | NÇınar, T, 29.8.2011

s.


fr.



psikoterapötik | Çoğunlukla kurduğumuz güzel ve besleyici ilişkilerle, bu mümkün olmazsa doğru zamanda doğru kişiyle yaptığımız psikoterapötik bir çalışmayla., AHasanoğlu, R, 30.6.2013

s.






psikotik | ruhb. | [V]e kronik psikotik bozukluk (şizofreni benzeri) tanısında bulunulmuştur., | HBağdat, T, 26.2.2014

s.






psikotoriter | Duygularımıza bile hükmedebilen bu psikotoriter küresel düzenin hakimiyetini kırmak için bütün enstrümanlar ile mücadele etmek gerekiyor., | MUtkucu, 5.11.2013








psişik | psychique ruhsal, ruhi | İlk olarak 1945'te Naziler 'psişik savaşçılar' yaratma girişiminde bulundu., | T, 17.12.2011

s.


fr.



psittacisme | psittasizm, papağanlık. eleştirme. anlamını bilmeden bazı kelimeleri tekrarlama. papağan gibi mekanik veya tekrarlayan konuşma veya yazı. | ... psittacisme yapılmış olur . Yörükân bir az dikkatlı davranabilseydi , mektup muhteviyatının , tezini te'yid etmek şöyle dursun , çürütmeğe mal olacağını fark edebilirdi ., M T Okiç, Bir tenkidin tenkidi, AÜİF D, 1952, C 1-2, 247

a.






psoriasis





anabilim dalında açık bulunan (Pemfigus vulgaris ve psoriasis alanlarında bilimsel çalışmalar yapmış olmak şartı ile ilan edilen) profesör kadrosuna atanmak için... İÜYK 14.2.2024



pssst | yansıma | Aydın parmağını ağzına götürerek, 'Pssst, pssssst,' dedi., | İpşiroğlu, 19

a.






puanlamak | İş arkadaşlarının performansını gözden geçirmesi ve bunu normal dağılım eğrisine göre puanlayarak yapması konusundaki Barnes'ın uyarısından söz etti., | KB, PİG, 85

f.






puansal





puansal başarıyı sağladığı



puant | Dağıtım şirketlerinin abonelere gönderdiği faturalarda birçok hizmeti | psh. say. oku. bed., | per. sat. hiz. bed. gibi kısaltma şeklinde yazması veya | endüktif, aktif, kapasitif, puant gibi teknik terimleri kullanması faturaları anlaşılmaz kılıyor., | Z, 25.4.2012








puantiye | Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin pembe puantiye papyon yapılıp tüm bakanların boynuna takılası 'yönetmelik' aynen şöyle:, | Ahmet Tan, Cum, 28.7.2019

a.






pub | pab | Bu onun görmek istediği şehir; başkalarının gözünden kaçan, fosilleşen, ticari metalara dönüşen binaları, pub'ları, klise ve kütüphaneleri fantastik bir dünyada görünür hale getiriyor.

a.


ing.



puç | berbat? | Köpekçi hiç oralı olmadı, 'bu kadar erken vakit öldürmeliydik şeytanı, yeryüzünün bu en puç meleğiyle sonuna kadar dalaşmalı insan-. / Belki de karyolanın arkasından sesleri duyuyordur, ama ne yapsın, başını çeviremiyor, belki de hissediyor, sen onun kardeşisin, puç, böyle şey olur mu-, | NGenç, BuÇağınSoylusu, 22/23

s.






pûç K. | Aslında Kürtçede bu durumu karşılayan şahane bir kelime daha var; 'puç' yani içi kurumuş, içten içe çürüyen ve bir daha asla yeşerme umudu olmayan., | AFIşık, T, 6.12.2011








Pudluk | yaklaşık 16 kiloluk rus ağırlık ölçüsü | İşte bu sular çok güzel, ayrıca gemide arıtılmış su var, niye üç pulduk suya ihtiyaç duydunuz? , Y Akçura, 19-20 suriyeden,, vakitG, 20.4.1913, 2

a.






Pudra rengi | Koyu renk, yüksek bel, dar kesim bir pantolon; pudra rengi, önü çapraz bağcıklı ince bir triko giydi üzerine., | E Sancaktar, Erosun okları 2, 2016, ?

a.






Pudrasız | Lateks pudrasız muayene eldiveni

s.






pudrasız | Lateks pudrasız muayene eldiveni

s.






pudu | Anavatanı Güney Amerika olan tavşandan biraz büyük, dünyanın en küçük geyiği. | pudu geceleri faal olan, yalnız yaşayan bir hayvandır. sadece çiftleşmek için bir araya gelirler. (sic), pwnd 05.03.2017 14:32 ~ 14:33, EkşiS | Dünyanın en küçük geyiği olan pudular, o kadar küçüktür ki bir tavşandan biraz daha büyük olurlar. Dünya üzerinde Güney Amerika'da yaşayan bir hayvan türüdür. Oldukça sevimli olan pudular hakkında bilinmesi gerekenleri sizler için derledik., 2.01.2020, | https://bilgihanem.com/pudular-hakkinda-bilgi/, 07.12.2024g | Pudu ailesine yeni üye katıldı. Arjantinde doğan pudu yavrusu sevinçle karşılandı, TRT Haber, 27.11.2024, 20.52

a.






puf a | 1. paf puf yansıma ses. 2. yumuşak ve yuvarlak oturma aleti. Nisan 2011 Öyle bir geçer zaman ki adlı TV dizisinden.








puffer

s.


ing.
".", Derya Gürsel, Oksijen2, 9-15 haz 2023, 7"



pufla

s.
Tüyle doldurulmuş çok yumuşak ve çok kabarık (yatak, yastık vb.).

tr. ses taklidi.
"Divanda pufla yastıklar / Kaysı sarısı gök mavisi / Elişi kâğıtlı plâkta / Tatyos'un saz semaisi", İlhan Geçer, 1986, 21"



puğu

a.
puhu kuşu*

Farsça *
"O ara karşıdaki ormanlı karanlığın içinden arkası arkasına puğu sesleri, kurbağa vırraklamaları, çakal pavkırmaları, kurt ulumaları geldi kulağına. Karanlık, dirilmiş gibi her yanda ötüyor, soluyordu.", O Şahin, Bütün Öyküleri II, 87-88"



puh nida | Solumdaki, burnunu düdük gibi öttürerek sümüğünü sildi. Karşımdaki 'Hık puhhh!' diyerek yere irin renkli bir balgam fırlattı., | MYağmur, 1957, 32








puhare

a.
büyük baca.


Gâvurun Küfrü-Gâvurun Günü: Gâvurun günü, gücüğün çıkması ile martın girmesi arasında (tahminen 10-14 mart arasında) olur. Gâvurun küfründe bacaya çıkılarak, horanta (aile fertleri) sayısı kadar taş ayrılır. Herkesin taşı büyükten küçüğe, puharenin (büyük baca) kenarına dizilir. Bir gün sonra taşlar kaldırılarak altına bakılır. Kimin taşının altından fazla böcek çıkarsa onun bu yıl nasibi bol olur.



PUKÖ

a. kıs. (planla-uygula-kontrol et-önlem al)
planla-uygula-kontrol et-önlem al anlamında bir çare.

tr.
"Kaizen felsefesinde çok önemli bir yer tutan PUKÖ döngüsü Şekil4'te gösterilmektedir. PUKÖ çevrimi, bir yönetici ile astının, organizasyonun üst yönetiminin tespit ettiği hedef ve önceliklerin tanımlarına göre, kişisel sorumluluk alanlarını ve beklenen neticeleri, bu neticelerin nasıl ölçülüp değerlendirileceğini belirleyen ve böylece her elemanın faaliyetlerinin organizasyona katkısının belirlenmesine imkân sağlayan bir yönetim sürecidir.", "
Hamit Akçay, Gıda perakendeciliğinde iş yeri ve iş gücü verimliliği, 2011, 60



PUKÖ döngüsü

b.a.
veya PUKÖ çevrimi. Bir yönetici ile astının, kurumun üst yönetiminin tespit ettiği hedef ve önceliklerin tanımlarına göre, kişisel sorumluluk alanlarını ve beklenen neticeleri, bu neticelerin nasıl ölçülüp değerlendirileceğini belirleyen ve böylece her elemanın faaliyetlerinin kuruma katkısının belirlenmesine imkân sağlayan bir yönetim süreci.

kıs. +tr.
"Kaizen felsefesinde çok önemli bir yer tutan PUKÖ döngüsü Şekil4'te gösterilmektedir. PUKÖ çevrimi, bir yönetici ile astının, organizasyonun üst yönetiminin tespit ettiği hedef ve önceliklerin tanımlarına göre, kişisel sorumluluk alanlarını ve beklenen neticeleri, bu neticelerin nasıl ölçülüp değerlendirileceğini belirleyen ve böylece her elemanın faaliyetlerinin organizasyona katkısının belirlenmesine imkân sağlayan bir yönetim sürecidir.", "
Hamit Akçay, Gıda perakendeciliğinde iş yeri ve iş gücü verimliliği, 2011, 60



Pul | Yaktın yandırdın beni Zalım aldattın beni. / Ne dedim de darıldın Bir pula sattın beni, | DavutSulari








pullandırmak | Elektronik vekalet pulu ile Adliyeye gitmeden vekalet ve yetki belgelerinizi pullandırabilirsiniz., | TBB Başkanlığı, 19.11.2014 ileti

f.






pulpa | Limon meyvesini farklı şekillerde tüketebilirsiniz. Pulpası yenebilir., | İsaDemir'den ep, 3.11.2012

a.






pulverizatör | Ortalığa pulverizatörden saçılır gibi ince bir rutubet dökülüyor., | HRGürpınar, Cehennemlik, 1924

a.


fr.



pulverize edilme | Atilla Atalay'ın gerçekliği, aslında normali sorgulayan bir gerçeklik; normal olarak sunulanın gerçekte örtülü bir gerçek olduğunun mizahla deşifre edilmesi bence; insanların (halkın) mecburen kabul ettiği, kabul etmek zorunda kaldığı normalin örtüsünün - bıyık altından gülümsetilerek- mizahla pulverize edilmesi., | PBarışta, T, 6.2.2011

a.






puma

a.
dağ aslanı, dağ kedisi, gümüş aslan.


"Kedigiller ailesinden gelen pumalar | dağ aslanı, gümüş aslan ve dağ kedisi olarak bilinir.", R Sağır, Değer, Y 7, Mar 2021, S 87, 20"



punch | kış sabahları bir bardak punch üzgün / (pencereler. / İki dandy çıkıyor Steinburg'tan, iki nokta, S Erözçelik, 1991, 96

a.


ing.



pund








punduna getirmekKoş; bir punduna getir; öpüver yine etek: / Avrupaya gidiver... Bundan hoş hayal olmaz!... / Keyfine bak azizim!... Yüzsüze zeval olmaz!..., | N R Efe, GugukG, 17.5.1947, 1

dey.






pundunu bulmakpunduna getirmek. | Her şeyin pundunu bulmağa alışık olduğundan Yamzu'ya yanaştı. Atsız, Dalkavuklar Gecesi, 58. | Son karşılaşmamızda, binbaşı olacağı yıl bir pundunu bulup kendini malulen emekli ettirmeyi başardığını anlatmıştı bana., | S Dölek, Kirpi, 36

dey.






pungi | Oyuncu, elinde Hindistanın geleneksel çalgısı pungi ve üzerinde yerel kıyafetlerle kamera karşısına geçti., | 3.9.2016, Klbk

a.






punk | Bütün harcıâlem | sevimlilik eğilimlerinden bilerek uzak duran sıradışı asi bir moda. Komik ya da ürkütücü olandan zevk almakla beraber, punk yandaşları zaman geçtikçe daha fazla asortik ve fantastik takılmaya başladı. | Çaprazda, yeşil saçlı bir punk kız uyuyordu., | TKiremitçi, 2005, 21 | Ben hiçbir zaman burnuma çengelli iğne takmadım, ama gazetede yayımlanan ilk haberim Kuzey İrlanda'daki bir punk rock grubuyla ilgiliydi., | AFinkel, T, 20.5.2012




ing.



punkçı | punk (pank)+çı | Endonezya'da şeriat polisi punkçı avında, | T, 15.12.2011

s.


ing.



pur

a.
bur. bir çeşit ufalanabilir yumuşak taş.

tr.
"Bir yandan kazıyorlar, bir yandan çıkan pur taşlarıyla uğ- raşıyorlardı . Çetin yerlere delikanlılar koşuyorlardı . Sağlam kazmalar oralarda toplanıyordu . " Ah , olacaktı dört beş küs- kü , görecektiniz siz ! ... " diyorlardı.", F Baykurt, Kaplumbaǧlar, 1967, 85"



puravida | yeni | turizm | Puravida modeliyle paralı turisti çekecek., | 15.5.2011, Star Pura dinlenceyi temsil edecek, vida modeli ise aktiviteyi, eğlenceyi temsil edecek.

a.


ing.



purulli töreni | En eski dönemlerde, çiftçilik ve bağcılık kültürüne dayanan Antik Anadolu'da Hititlerin, coşkulu ürün karşılama şölenleri olan Purulli Törenleri'nde gülmecenin en eski biçimleri görülür. Ürün kaldırma şöleni olan Dionysos (Göktanrı) Şenlikleri, onun atası sayılan Sabaz ve Midas'la (tuttuğunun altın olması ve kulaklarıyla ünlü Frigya Kralı), ilgili söylenceler ve Aziz Nikolas (Noel Baba) da Anadoluludur... Öner Yağcı, cum, 18.5.2019

a.






pus | Koç yiğit ününden pus aldı dağlar / Sevdiğim sılada ah çekip ağlar / Sarardı gazeli bozuldu bağlar / Ötüşmez bülbüller güller perişan.; İller perişan, Anonim

a.






pusat | 1. Silah, zırh vb. savaş aracı. 2. | Giysi veya giysilik kumaş. | Katmerler ettirdim yağlı ballı / O da atımın terkisinde bağlı / Pusatlar giydim telli pullu / Bin gidelim dağlara hey., Halk türküsü |Moda onlarca pusat, onlar benden kat kat gür., | V C Aşkun, 135 | Kalkıp uykulu uykulu bütün pusatlarını giydiler. Pusatları sanki katran kazanına batıp çıkmıştı. Tütünün zifti sıvanmış, ağır ve kötü bir koku çıkarıyorlardı., Naciye Poyraz, 1979, 9-11 / Güneş yükselmiş, sırtlarını kızdırmaya başlamıştı. Muşambadan beter pusatları da hava geçirmediğinden buram buram terliyorlardı ., Naciye Poyraz, 1979, 15 | 3. | eskimiş > araç gereç. | Kandili almayı unutmadın ya? Unutmadım ana. Yiyeceğinizi? Onu da aldım. Ya tütün pusatlarınız? Onları da koydum keletirin dibine., Naciye Poyraz, 1979, 2




ar.



pusatçı

s.
silahçı, silahdar.

tr. pusat-çı
"Pusatçın olayım / Hüznün en kötü saatlerinde", Y Pazarkaya, Sen Dolayları, İstanbul 1983, 56"



pusatlanmak dönüşlü | (pusat+lan-mak) Gerekli alet ve silahları yanında bulundurmak, onlarla donanmış olmak. | Kılıç, kalkan ve kargılarla pusatlanmış 5000 yaya kıralı selamlayarak ve savaş türküsü söyleyerek geçtiler., | Atsız, Dalkavuklar Gecesi, 59.

f.






pusatlı | pusatı bulunan. Silahlı. | Aynı anda dört haberci güneş gibi parlayan pusatlı giyimleriyle dört ayrı yöne yıldırım gibi at koşturdular., | AErgenekon, 19

s.






pusetli | puset, yani bebek arabası taşıyan veya kullanan kimse | Selin Toktay'ın pusetli tatili, | 14.7.2010, | http://www.haberturk.com/magazin/sipsak/haber/532131-selin-toktayin-pusetli-tatili, 2.4.2017g | Pusetli bebek kapı süsü, | 4.10.2012, | http://ticiz.com/p393151-pusetli-bebek-kapi.html, 2.4.2017g | Türkiye'de yol çalışması hiç bitmez; kaldırımlar hep delik deşiktir. İstanbullu anne Pınar Mermer de bu yüzden 'pusetli terörist'e dönüştüğünü söylüyor., | Hür, 5.1.2013 | Yıllardır annelerin sana anlattığı pusetli anne kıskançlığına yakalanmış olamazsın. Çalışan annepusetli anneye, pusetli anneçalışana bakarak içgeçirir, | PınarMermer, YavaşEbeveynlik, AltınKitaplar, İstanbul 2014.

a.






push almak | Oku. Puş | Kelly 'de (sic) yeniyken kemer sahibi değildi ve iyi bir push alması tam 5 yıl sürdü ! ...zaman Kelly'i çıplak fotoğraflarıyla ezdi ve bu kadar push aldığı için hakaret etti., | | https://www.facebook.com/notes/...push.../231023753614300, 25.2.2015g | push etmek oku. Puş etmek | Diyelim ki bir diğer developer bazı değişiklikler yapıp sunucuya commit, ardından push etti. Ama bizim henüz bundan haberimiz yok. | https://github.com/mavidurak/docs-git/blob/master/.../05-Teamwork.md, 25.2.2015g

a.


ing.



pusu atmak | pusu kurmak; saldıracağı kimseye görünmemek için bir yerde gizlenip beklemek. | Ve kısa bir süre önce adam kaçırma eylemlerine soyunan HPG de, DTK'nın kararıyla aynı gün Diyarbakır'da askerlere pusu attı., | MAltınok, T, 19.7.2011 | pusu atılmak | Öcalan'ın bu beyanatının ardından PKK'nin kaçırdığı askerleri ve sağlık memurunu aramaya gidenlere pusu atıldı, 13 asker yaşamını yitirdi., | MAltınok, T, 13.8.2011

f.






pusucu | ULTRA PUSUCU'LAR!Napoli'nin stadı bizim takımlardan birinde olsaydı, UEFA içinde briç bile oynamaya izin vermezdi. İtalyan taraftarlar | Ultrayız diye hava atıyorlar ama şu ana kadar sadece 1 kişiye 10 kişi saldırırken | ultra pusuculuklarını gördük., | AliEce, Hür, 19.10.2016








pusuculuk -ğu | İtalyan taraftarlar | Ultrayız diye hava atıyorlar ama şu ana kadar sadece 1 kişiye 10 kişi saldırırken | ultra pusuculuklarını gördük., | AliEce, Hür, 19.10.2016

a.






pusulamak | pusu kurmak, pusuya yatmak | Bir ani ölüm ansızın pusuladı benliğimi., | 10.8.2002 ERCİŞ GülşenÇağan, 24.3.2007, nedir.antoloji.com/gidiyorum/sayfa-2 14.8.2011 girildi | Adamın biri kırmızı ışıkta geçince biraz ileride pusulamış olan trafik ekibi tarafından durdurulmuş., | STunalı, T, 27.7.2011

f.






pusulanmak | Hakkı Tonguç'un, -tabiî ki Türkiye'nin- yeni uygarlık koşu yolu pusulandı!,

f.






puşicilik | puşu üretme veya satma işi | İlkokulu bitirdikten sonra okumadı. Kentteki Ermenilerin çoğu gibi puşicilik yapmaya başladı., | SüleymanÇeliker, | http://www.gazeteduvar.com.tr/sinema/2016/08/27/oleyim-ondan-sonra-yaz-ermeni-oldugumu/ 27.8.2016g

a.






puştluk -ğu

a.



"Serencamın vardır felek elinden / Kement urup bize tuzak edindi / Puştluk kılıcını asmış belinden / Rast geldikçe yolum uzak edindii.", San, Hicranî, 235"



puştluk -ğu | Ne demişler; kış kışlığını, puşt puştluğunu yaparmış. | Hani demişler ya ?Kış kışlığını, puşt puştluğunu yapar? diye, siz buna istediğiniz kadar ilaveler yapabilirsiniz ?insan insanlığını? gavur gavurluğunu? satılmış satılmışlığının gereğini?? diye. | https://www.memleket.com.tr/simdi-de-gecti-buradan-hiyarin-biri-1238yy.htm#google_vignette, 13 ekim 2005

a.






puşu

a.



"Başımdaki puşu mudur lo lo / O da acem işi midir lo lo", Sandığımı açamadım, ", Darülelhan Anadolu Şarkıları, 5. Defter, 24"



putçu | Yanlış, sürekli yaşayamaz. Süreklilik, hakikatin değişmez özelliklerindendir. Batı yeli de eser diner bir gün. Kuzey yeli de. Kendi içimizin rüzgarı eser. Putçuların, klişecilerin, sloganların, peşin hükümcülerin saltanatı da bir gün sona erer., S Karakoç, Sütun, ? , 622

s.






Putin Vladimir Önce Rusya Federasyonu başkanı ve sonra da başbakanı.








putinci | Putinciler, muhalifi Hitler'e benzetti., | T, 16.1.2012

s.






putinimsi | Putine benzer, putin gibi | İnsan, geçmişe gidince günümüzde Putinimsi figürlerin neden hortladığını daha iyi anlıyor., | PBatu, M, 22.5.2014

s.






putinist | putinci | Ve bu sayede Putinist medya habercilik, gazetecilik değil, sadece Kremlin propagandası yapar., | KGürsel, M, 12.1.2012

s.






putinizm | Putincilik Rus devlet başkanı Putin'in idare tarzı | Birleşik Rusya'nın mağluptur bu yolda galip dedirten seçim galibiyeti, bana Putin'in ve Putinizmin günlerinin, aylarının değil ama yıllarının artık sayılı olduğunu düşündürüyor. , | YÇongar, T, 6.12.2011

a.






Putinleşmek | Putin gibi olmak, Putin'e benzemek, onun gibi otoriter bir rejim kurmak. | Guardian hükümete muhalif kesimlerin Erdoğan'ı 'Putinleşmekle' suçladıklarını yazdı., | T, 14.6.2011, | 11

s.f.






putinli putin resimli | Altın ve titanyum gibi materyellere yer verilen Caviar adlı şirket tarafından dizayn edilen Putin'li telefonun satışa çıkıp çıkmayacağı belirsiz., | KararG, 4.3.2017

s.






putinomani | putin hastalığı | Öte yandan, Duma seçiminin sonuçları, benim bir tür toplumsal histeri haline benzettiğimPutinomaninin evriminden çok daha önemli bir şeyi, Rus seçmenin, ülkenin genel gidişatına ve kendi hayatına ilişkin rahatsızlığını nihayet siyasete tahvil etmeye başladığını gösteriyor., | YÇongar, T, 6.12.2011

a.






putinvari | putin'e benzer, Putin gibi | BBC, Amerika'nın Wall Street Journal gazetesindeki 'Erdoğan'ın intikamı' olarak adlandırılan haberde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Putinvari bir güç' gösterdiğini söyledi., | | http://www.yenisafak.com/dunya/bbc-turkce-darbe-yayinina-devam-ediyor-2495750, 18.7.2016g

s.






putkırıcı | ikonoklast* | Allahsızlara karşı putkırıcı sanat, | T, 13.5.2012

s.






putlaştırılmışlık | kendini putlaştırmışlığına payandalık torba dolusu uyum dozajlı psikiyatrik tiryaklar..., | TBozkurt, rindan, 5.10.2014

a.






putlu | putu olan; puta tapan | Dünyayı titretti vurduk gürzümüz / Haçlıya putluyu sermek istedik., | Develili, 72

s.






putrel | Hala ayakta duran bu dükkan tarihi eser olarak korumaya alınmış, taş duvar ve kiremit örtülü putrel demirli tavanı muhkem bir binadır., AEnön, 2003, 73

a.






puvanlı

s.
noktalı.

fr. point : puvan + tr. -lı
"Ağaç arkalarında, köşe başlarında / Saklanıverirdik teker teker... / Kırmızı entarisi beyaz puvanlı / Bir kız vardı içimizde", Ş Belli, 1962, 67"



püf | yans. | Eliyle burnunu tuttu: 'Püff ne pis kokuyor!', | İpşiroğlu, 24 | 2. külahıma anlat, inanmadım manasında bir söz. | Dillidüdük Raziye: 'Püf! Olanaksızmış!' diye dalga geçiyordu. 'Beceriksizim demiyor da...'., | NGüreli, 38 | 3. | sigara dumanını özel bir havayla havaya üfleme sesi. | Birbirimizin durgun zekâsına asılarak, sigaralar püf püf, çay üstüne çay -belki bu koyu ve sayısız çaylardan beynimizde ne kadar hasar -, uzun bir yolculuğa doğru sürükleneceğiz, sahlep saatinden boza saatine kadar, kilolarca sözcükle, bence öyle değil, bence tam öyle, yok canım, katiyen, hadi ordan sen de, had', had', had'., E Emine, Kurabiye Saatinde, 1992, 5 | yanan mumu veya lambayı söndürmek için üfleme sesi. | Odayı aydınlatır mum. / Ala ala heylerle olur doğum. / Daha vakit kalmadan sevinmeye / Başlar bir yavru daha görünmeye. / Hoca hemen | püf der, söndürür mumu. / Hepsi | Aman, Hoca derler, oldu mu? , Kanık, NH, 126

a.






püf | yans. püf noktası | ayn. M. Püf. | Ayşe Hanım' derseniz araya soğukluk yapar. Bir tık üstü hitapsızlık. İşin püfü kayınvalidenizin adının 'anne' olduğunu düşünmek., | AynurTartan, HrCtesi, 8.7.2017, 10

b.a.a.






püf desen / denilse uçacak

s.
çok zayıf kimseler için denilen bir söz.


"Paşanın acaip bir tarafı da gayet cılız, püf denilse uçacak bir yapıda olmasına rağmen sesindeki kuvvet ve sertlikti | bir haykırsa bu narayı karşı sahildeki Anadoluhisarı duyacak, irkilecekti, sanki!", R H Karay, Sonuncu kadeh, 1965, 72"



püfür püfür | serin; serin serin esen | koyu karanlık sulara karışıp gitsin korku / püfür püfür esmesin mayıs rüzgarlarıNÇelik, 87 | Salacak Plajının Üsküdar vapur iskelesine doğru az ötesinde olan Şemsipaşa, püfür püfür havası, manzarası ile bir cennetti..., | TAral, SÖ, 69 | Bu sıcaklarda, böyle püfür püfür esen bir yerde mönüye ayakkabı bile koysanız satarsınız., | SavaşÖzbey, HrCmrts, 8.7.2017 | Kıyıcı başkan önce denize karşı püfür püfür bir güzel nutuk çekti., | NGüreli, 45

s.






püfürdetmek

f.
GTS++ f. –i dumanını havaya savurarak sigara içmek.


"Ali sırtüstü yattığı yerden sigarasını püfürdetti.", H Kıyafet, 1981, 8"



püfürdetmek | –i dumanını havaya savurarak sigara içmek | Ali sırtüstü yattığı yerden sigarasını püfürdetti., | HKıyafet, 1981, 8

f.




GTS++



püh nida | Bakan telefonu kapattıktan sonra: 'Püh!' diye telefonun üzerine doğru güldü: 'Beş bin ton kömürmüş. Sen Genel Merkez kontenjanından gel listenin başına kurul, ondan sonra seçilmek için kömür iste. Hadi bakalım, yürü de ense tıraşını görelim. Burda parti içi iktidar için yıllar yılı çalışanlara kömür vermeyip de sana mı vereceğiz! Püh, güleyim bari!, | NGüreli, 68








pülp

a.
?

?
"... pürüzsüzleştirme hâdisesi ile ilgilidir. Mamafih hidrokarbon yağlarının iki diğer tesiri de olduğu kuvvetle muhtemeldir: (1) mineral sathını pülp'den tecrid etmek, (2) yağ ile tutunan kümeleri (oleogreg) teşekkülünü temin ... ", MTAE Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü M, 1946, S 35-40, 326"



pünhan


gizli


"Mübtelâyım deli gönül yâr ayanda pünhan değil.", San, Hicranî, 205"



pür

a.
Pür a. ağaç veya çalıdan çıkan yeşillik, bibil*


15.06.2024+



pür BTS+ | Çam, ardıç, ladin ağaçlarının iğne gibi ince yaprakları | Havuz iyice doldu da, üzerinde gayri çam pürleri yüzmeğe başladı mı, Mümin Efendi açıverirdi havuzun tıpasını-., | DCeyhun, 43

a.




bts+



pürçük | bitkilerin kökünde veya tepesindeki tüylü püskül | Tarif edilen yerden bir de sarık aldı. Pürçüğü beline kadar uzanan cinsinden., | BTSalihoğlu, 2014, 130

a.






pürçüklü

s.
havuç.


"Urfada havuca "pürçüklü" dendiğini öğrendik. Sadece Urfada değil Anadolunun pek çok yerinde "pürçüklü", havuç demekmiş!", Fethi Gedikli, 21.3.2024, Facebook "



püre

a.
Sebzeyi, eti ezerek veya süzgeçten geçirerek elde edilen ezme


"... krokan üniteleri eklenmiştir. Tesiste günde 8 saat üzerinden 5 ton beyazlatılmış, 3 ton kavrulmuş, 600 Kg. ezme, 4 000 adet krokan, 7 ton fındık unu, 1.2 ton kıyık fındık, 0.5 ton dilinmiş findık, 5 ton fındık püresi imâl ... "
Giresun 1973 il yıllığı, 1974, 251



pürelenmek | Haşlanmış ve pürelenmiş patatese, makul ölçüde zeytinyağı ve ezilmiş sarımsak, tuz, karabiber ile ve son olarak kır papatyalarının ince yeşil yaprakları ince ince kıyılıp karıştırılır., | Engin Akın, VatanG, 29.4.2007

f.






püreleşmek

f.
püre halini almak.


"Yeşil mercimeğe gelince, diğerlerine göre çok daha uzun sürede pişer. Ağızda püreleşip dağılmaz.", Oğul Türkkan, Oksijen, 31.05.2024"



püreli | pünesi bulunan. | ... gümüş tepside patates püreli rosto, ispanaklı yumurtadan ibaret bir yemek vardı. Atatürk geldi, annemizin elini öptü , benim hatırımı sordu ve mindere bağdaş kurup oturdu. Yemeğe isteksiz olduğu halinden belli idi., H Y Şehsüvaroğlu, Tarihî odalar, 1954, 145

s.






püren | bit. | Yabanıl karçiçekleri, pürenler, kardelenler de, bu yalancı bahara* mı aldanmışlardı, kim bilir? , | DCeyhun, 119

a.






püriten | [T]ürmen, gazeteciliğin rolü, söylemi ve karmaşık oyun alanı hakkındaki yetersiz bilgilerini, püriten bir legalizm üzerinden okura akıl vererek örtmeye çalışıyor., | YBaydar, T, 19.5.2010

s.






pürneşe / pür neşe

b.a.
çok neşeli, neşe dolu.


"Güzeldir dağlara çıkıp göğe bakmak / Sekerek koşan bir geyiğe pürneşe gözatmak", Haydar Oğur, 1994, 90"



pürolu

s.
purolu, puro içen.

* + tr. -lu
"Abla babama, babam da pürolu adama baktı.", 22"



pürtük | Gezdir parmaklarını: Pürtük! Çünkü üzüm çöpleri... / Aptallığımızdan kalma üzüm çöpleri, armut sapları., | B Necatigil, Arada, 6

a.






pürüzlenmek | nsz Pürüz oluşmak, pürüzlü duruma gelmek 2. Ses boğuk ve bozuk çıkmak | Sonra, büyük bir kıskançlıkla pürüzlenen Dilhayat Kalfanın sesi, şöylece yükseldi: -Aman, Mihriban Kalfa... Bu ne şeref? ... Efendimizin iltifatları, pek aşırı mertebeyi buluyor., | ZŞakir, Sadullah Ağa, 78 3. Bir iş, durum vb. karışık ve güç bir duruma gelmek

f.






pürüzsüzleştirici

s./a.
pürüzleri gideren.

tr. pürüz-leş-tir-i-ci
"Her cilt tipine uygun aloe-vera yağı, cilde derinlemesine nüfus (sic) ederek, cilt metabolizmasını destekler. Nemlendirici, ferahlık verici ve pürüzsüzleştirici etkilidir. (Braunschweig, 2016)", R Babaç Çelebi, Topraktan nefese aromaterapi, 2020, 95 | "Pürüzsüzleştirici etkisi sayesinde kökten uca sağlıkla parlayan, pürüzsüz ve güçlü saçlara sahip olmanızı destekler.", Urban Care saç bakım serisi, 1.11.2023+"



pürüzsüzleştirici





pürüzsüzleştirici etki



pürüzsüzleştirmek

f.
pürüzünü gidemek, pürüzsüz hale getirmek.

tr.
"... pürüzsüzleştirme hâdisesi ile ilgilidir. Mamafih hidrokarbon yağlarının iki diğer tesiri de olduğu kuvvetle muhtemeldir: (1) mineral sathını pülp'den tecrid etmek, (2) yağ ile tutunan kümeleri (oleogreg) teşekkülünü temin ... ", MTAE Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü M, 1946, S 35-40, 326"



pürüzsüzleştirmek | Patates maskesi besler ve yumuşatır. Hatta kırışıklıkları giderir ve cildi pürüzsüzleştirir., | VolkanKurt, 17.11.2011, | http://uzmanlar.mahmure.com/volkan-kurt/kozmetik-patates_819707, 7.10.2014g

f.






Püs | Keklikler, kumrular öter ses verir / Lale, sünbül, kekik sana süs verir / Kevenin dikenli, amma püs verir / Dağ çayın kokusu demde Erciyes., | Develili, 30

a.






püskevit püsküvüt, püsküvit mah. | bisküvi | Benim de bir püskevitim olsa anne., | DBahçeli, 1.5.2011 | Türkiye Evet Diyor kampanyasında 12 Eylül referandumu için aktif bir çalışma yapan gençler, Bahçeli'nin püskevit gafını, Kılıçdaroğlu'nun yürüyen merdiven kazasını bir görev sayarak ti'ye almış., | ABudka, T, 24.5.2011

a.






püsküllenmek | Ellerinde naylon torbalar altlarında kartonlar yatanlar uzananlar çömelenler, hepsi elleri çenelerinde yere bakıyor, çaputlara sarılmış kirli kahve kirli siyah yeşil giyinmiş, püsküllenmiş etekleri yere sürünen onlarca çocuklu kadın., | NGenç, isenç, 153

f.






püskürük | yanardağın püskürmesiyle ortaya çıkan 2. Aksırmakla ağızdan veya burundan çıkan sümük veya balgam parçacığı | Püskürüğün bana geldi., | FG, 11.9.2016

a.




GTS+



püskürüş | püskürme işi | Ya, iki gözüm efendim, şimdi Hacı'nın kooperatifiyle ateş püskürüşünün sebeplerini anladın mı? , | MYağmur, 57

a.






püsür | saçmalık? | Oysa biz seni İhtiyar Kemancı, Dün Korkusu, Arkası Karanlık Ağaçlar kitaplarınla sevdik, Veryansın püsürleri bizim lügatimize giremez. (winstonsoft, 09.04.2009

a.






pütürlük -ğü





"Pütürlük –ğü "bakışa gecikmiş pişman her yaz / yeniyetme pütürlüğü ve esaretinde /muammadır çıkar ıslaklık içinden", S Koçak, 2001, 16"



püü yansıma. Ünl. | Çünkü Orongo yanına geldiğinde, iffetsizlik örneği gösteren bu kadına, hakaret eder ve, | Püüü! Orongo yüzüne!, Naciye Yıldız, Manas Destanı (W. Radloff) ve Kırgız Kültürü ile ilgili, 1995, 188 | ... PÜÜÜ ELEKTİRİKLER GITTI ... YES FROST Ben de Spermler bozulmasın diye kasabin buzdolabına koymak isterken görülmüşüm ... Yani kasaptaki spermier , rahmetli manav Cemal indir . Manav Camal ( Ruhuna Fatiha ) 1952-1994 ( Nevzat cim , o ..., Penguen, 2005, C 13, S 157-169,

ünl. ünl.






Fethi Gedikli

  • Özgeçmiş (pdf)
  • Sözlük
    • Dizin(A - Z)
    • Konulara/Alanlara göre
    • Hukuk
    • Edebiyat
    • Dil
    • Tarih
    • Yöreler
    • Kişiler

İletişim

  • fgedikli@istanbul.edu.tr
  • (90) (212) 440 0000 Dahili: 10902
  • İstanbul Üniversitesi
    Hukuk Fakültesi Dekanlığı
    Beyazıt / İSTANBUL
 Okuyucu, Araştırmacı
 Şu an: 1  |  Bugün: 77

10 Temmuz 2025 itibariyle
9864
kez ziyaret edilmiştir.